Sayfa 3/9 İlkİlk 12345 ... SonSon
Arama sonucu : 66 madde; 17 - 24 arası.

Konu: Av mevsimi

  1. #17

    Esas

    15 Temmuz'da Büyükada'da sır toplantı

    15 Temmuz darbe girişiminin ardından en çok tartışılan konulardan biri darbe girişiminde ABD'nin parmağı olup olmadığıydı. ABD tarafından bu iddia yapılan her açıklamada yalanlansa da 15 Temmuz sabahı Türkiye'ye gelen bir isim "ABD'nin darbeyle ilişkisini âdeta berraklaştırıyor" düşüncesinin ortaya çıkmasına sebep oldu.

    İşte Türkiye gazetesi yazarı Fuat Uğur'un köşesine taşıdığı o iddia; Artık olay şüyuu vukuundan beter olmaktan çoktan çıktı. FETÖ darbesinde Amerikan parmağı ciddi ciddi sorgulanıyor. CIA Direktörü John Brennan önceki gün Türkiye'deki darbeyi kınadıklarını belirtti ama ülkemizi tehdit etmekten geri durmadı. Darbe girişimi sonrası Türkiye'de gerilimler yaşanacağını söyledi.

    Amerikan Merkezî Haberalma Teşkilatı CIA, öyle anlaşılıyor ki darbe fiyaskosunun tesirinden kurtulmaya çalışıyor.Ama bu arada üç bomba gelişme var. Üçü de ABD'nin darbeyle ilişkisini âdeta berraklaştırıyor. İlkini Soner Yalçın ima etti: Henri Barkey darbe gecesi İstanbul Büyükada Splendid Palace'da konuktu, neden acaba?

    Henri Barkey öncelikle CIA'in Türkiye uzmanı olarak tanınan bir isim. Bir dönem CIA'in Türkiye İstasyon Şefliğini yürüten, Fethullah Gülen'in yeşil kart alarak ABD'de kalmasını sağlayan Graham Fuller'in yakın çalışma arkadaşı. Geçmişte ikisi birlikte “Türkiye'de Kürt Sorunu adlı kitabı yazmışlardı. Akademisyen ve şu anda da Carnegie Endowment For International Peace adlı bir düşünce kuruluşunda görevli. Aşağıdaki sözler de ona ait:

    Türkiye'de intifada olabilir! PKK Türkiye ve diğer üç bölge ülkesinden (İran, Irak Suriye) toprak alabilir. Büyük küçük bölge ülkeleri Kürt taleplerini dikkate almalı!
    Amerika'da kimse FETÖ'nün bir terör örgütü olduğuna inanmıyor. Erdoğan'ın sonu geldi.

    Gülen hareketinin CIA ile hiçbir alakası yok. Olamaz da. Ben ABD Dışişleri'nde çalıştım, biliyorum yok öyle bir şey. Türkiye'de böyle komplo teorileri çıkıyor.

    Barkey'in en önemli özelliği Türkiye'de doğmuş ve büyümüş olması. İzmirli bir Yahudi ailenin çocuğu. Ailesi de Türkiye'de. Belki de Türkiye vatandaşlığı hâlâ devam ediyor olabilir.

    Fethullah Gülen'in ABD'deki dinlerarası diyalog çalışmalarını yürüten Rumi Forum organizasyonunda profesyonel olarak yer alan Henri Barkey'in, ABD'de FETÖ'cü Prof. Ali Yurtsever ile birlikte hareket ettiği de biliniyor. Bu Forum'un önde gelen iki isminin dün Beyaz Saray'da ağırlandığını da antrparantez belirtelim.

    Evet, Soner Yalçın geçen çarşamba günü, Henri Barkey'in Türkiye'ye gelip İstanbul'da Splendid Palace otelinde kaldığını yazdı. Muhtemelen bu bilgiyi de Türkiye kökenli İsrailli gazeteci Rafael Sadi'den almıştı.

    Henri Barkey'in geldiği doğru. İlginç olan da pasaportundaki adıyla Henri Jack Barkey, darbe günü, yani 15 Temmuz saat 10.24'te Atatürk Havalimanı polis kontrol noktasından geçti. Splendid Palace Oteli'nde kalıp kalmadığı meçhul çünkü otel görevlileriyle konuştuğumda bana ''Bu isimde otelimizde kimse kalmadı'' diye cevap verdiler. Şimdi muhtemelen Türkiye'ye ailesini ziyarete gelmiştir diyenler çıkabilir ama yukarıda özelliklerini sıraladığımız bir CIA uzmanının tesadüf bu ya darbenin yapılacağı gün İstanbul'a geliyor olması hiç de hayra alamet değil.

    Ve Henri Barkey darbe girişiminin artık iyice akamete uğradığı 18 Temmuz Pazartesi gününü 19 Temmuz'a bağlayan gecenin sabahında saat 04.05' de Atatürk Havalimanından çıkış yapıyor.

    ASIL GELEN GRAHAM FULLER'Dİ

    Oysa bir başka iddia Henri Barkey'in gelişinin faş edilmesiyle asıl gerçeğin saklandığı yönünde.Kaynaklarım ısrarla ve ısrarla bana Asıl gelen CIA'in eski Millî Haberalma Konseyi Yardımcı Başkanı, eski CIA Türkiye İstasyon şefi ve Fethullah Gülen'in hamisi Graham Fuller'di diyorlar.Şu anda adını vermek istemediğim kaynaklarım ki ne tuhaftır onlar da İsrail'den, Henri Barkey ile hedef şaşırtıldığını ve Graham Fuller'in bizzat darbeyi yönetmek üzere darbe günü Türkiye'ye geldiğini ifade ediyorlar.

    Ancak araştırdım, Graham E. Fuller'in Atatürk Havalimanı'ndan giriş ve çıkışına dair bir kayıt yok. Ama aynı kaynaklarım Hiç kimse CIA'den emekli olmaz. Mutlaka farklı bir kimlikle giriş çıkış yapmıştır, dikkatle bakılmalı diyorlar. Graham Fuller, bilindiği gibi CIA'in neo-con kanadından ve Erdoğan'ı devirmeye azmetmiş ekipten. Bana bu bilgiyi verenler ise gülerek şunu ekliyorlar: Başarılı olamadığı için CIA bu beyefendiyi artık gerçekten emekli edecek...

    FULLER YUNANİSTAN'A KAÇAN HELİKOPTERDE MİYDİ?
    Asıl bomba iddia ise Graham Fuller'in gidişiyle ilgili. Graham Fuller Yunanistan'da Dedeağaç'a indirilen helikopterin içindeydi. Çünkü FETÖ'cü subaylara bu görev verilmişti. Helikopter Dedeağaç'a indiğinde Amerikalı görevliler oradaydı ve Graham Fuller'i alıp götürdüler.

    Bu yüzden de Yunanistan 8 FETÖ'cüyü iade etmeyecek çünkü ABD onların ötmesini istemiyor. Ezkaza Yanımızda Graham Fuller de vardı derlerse ne olacak?
    Graham Fuller'in darbe günü ve gecesi Türkiye'ye gelip darbe girişimini yönettiği, dediğimiz gibi bir iddia. İhtimalleri sıraladık. Ama Henri Barkey'in gelişi bile başlı başına Darbedeki ABD parmağı konusundaki şüpheleri artırıyor...
    http://www.milatgazetesi.com/15-temm...ti-haber-90494
    Son düzenleme : Achiles; 20-09-2016 saat: 21:34.

  2. #18

    Esas

    Büyükada Sorgusu

    15 Temmuz darbe girişiminde eski CIA yöneticilerinden Graham Fullerın da rol oynadığı, kendisinin darbe gecesi İstanbulda olduğu yolundaki iddiaların hükümet tarafından da ciddiye alındığı ve bu iddiaların her yönüyle soruşturulması talimatının verildiği ortaya çıktı.

    Bu konudaki iddiaların iktidara yakın yayın organlarında ortaya atılmasının ardından AK Parti Milletvekili Orhan Deligöz de Fullerın 15 Temmuz gecesi Büyükadada bir otelde toplantı yaptığını ileri sürmüştü. Deligöz, Fullerın toplantı sonrasında darbenin başarısız olması üzerine Büyükadadan botla ayrıldığı, darbeci askerlerle buluşarak Dedeağaça kaçtığını iddia etmiş, “O sekiz asker kaçtı denilen helikopterin içerisinde Fuller da vardı.'' demişti.

    Bu iddiaların hükümet tarafından büyük bir ciddiyetle ele alındığı öğrenildi. Bu çerçevede atılan ilk adımlardan biri 15 Temmuz günü Büyükadadaki bir otelde Kültür Üniversitesi Küresel Siyasal Eğilimler Merkezi (GPOT) ile Washingtondaki tanınmış düşünce kuruluşlarından (think tank) Wilson Centerın ortaklaşa düzenlediği toplantının büyüteç altına yatırılması oldu.

    PROF.AKGÜN İFADE VERDİ
    Nitekim söz konusu merkezin direktörü olan Prof. Mensur Akgün, dün İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğüne ifade vermeye çağırıldı. Prof. Akgün, Emniyetten ayrıldıktan sonra yaptığı açıklamada, kendisine toplantının içeriğinin, kimlerin katıldığının ve Graham Fullerın katılıp katılmadığının sorulduğunu belirterek, “Graham Fuller ne davetliydi ne de oradaydı. Tamamen İranla ilgili bir konferans olduğunu anlattım. İranla nükleer anlaşmanın yıldönümü nedeniyle aylar öncesinden kararlaştırılmış, davetiyeleri gönderilmiş, web sitemizden duyurusunu yaptığımız açık bir toplantıydı. Ayrıca Dışişleri Bakanlığının da bu toplantıdan büyük olasılıkla haberi vardı dedi.

    Akgün, toplantıyı Wilson Merkeziyle birlikte düzenlediklerini, bu nedenle merkezin Ortadoğu Programı Direktörü Prof. Henri Barkeynin ve konuyla ilgili diğer yabancı uzmanların da konferansa konuşmacı olarak katıldıklarını vurguladı. Öte yandan Büyükadada söz konusu toplantının yapıldığı tarihteki tüm otel, ev ve işyeri güvenlik kamera kayıtlarının polis tarafından incelendiği bildirildi.

    TOPLANTIYA KATILAN HOCA AÇIKTA
    Bu arada Büyükada daki toplantıya eşi Yrd. Doç. Dr. Bayram Sinkaya ile katılan Akdeniz Üniversitesi (AÜ) İktisat Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Araştırma Görevlisi Dr. Pınar Arıkan Sinkaya, AÜ Rektörlüğü tarafından açığa alındı. Darbe girişimi gecesi yapılan toplantıya tesadüf eseri katıldığını söyleyen araştırma görevlisi Pınar Arıkan Sinkaya, Bu toplantının amacını Prof. Dr. Mensur Akgün hocam açıkladı. Ben o otele tatil amacıyla gittim. Eşim orada konuşma yapacaktı. Ben de tesadüfen toplantıya dinleyici olarak katıldım. Bunun dışında hiçbir amacımız yoktu. Hakkımda neden soruşturma açılıp açığa alındığım konusunu konuşmak istemiyorum dedi.
    http://www.hurriyet.com.tr/buyukada-sorgusu-40180401

    Yrd. Doç. Dr. Bayram Sinkaya
    Dr. Pınar Arıkan Sinkaya
    Prof. Dr. Mensur Akgün
    Şaban Kardaş
    Ali Vaiz

    Soner Yalçın a göre;

    Henri J. Barkey Splendid Palace da!

    İzmirli Yahudi ailesinin çocuğu olan Barkley, Türkiye de CIA istasyon şefliği yapmış, Ilımlı İslam Modelini savunan Graham Fuller in yakın çalışma arkadaşıydı ve birlikte Kürt Sorunu adlı kitabı yazdı.

    Abdullah Öcalanla İtalyadayken görüşmek için birlikte Romaya giden Barkey, PKKnın ABD deki temsilcisi Kani Gulam a ABD de kalması için referans mektubu yazacak kadar Kürt çevrelerine yakın. bir isim. Selahattin Demirtaş ın, Washington daki Holiday Inn otelindeki basın toplantısında yanı başında oturan kişi de Henri Barkey idi. Eşi Elen Barkey de CIA nin üst düzey görevlisi

    13 Haziran 2007 de daha Ergenekon operasyonları başlamamışken Henri Barkey Hudson Enstitüsü nde toplantı düzenlemişti.

    Toplantının konusu ise , Türkiye de darbeydi! Senaryosu şuydu: Anayasa Mahkemesi Başkanı Tülay Tuğcu suikast sonucu öldürülecekti.
    Beyoğlunda patlayan bomba 50 kişinin ölümüne neden olacaktı, Türk Ordusu 50 bin askerle Kuzey Iraka girecekti, vs.

    Hudson toplantısı gündemi Türkiye de bomba gibi patlamıştı. Güya, askerler darbeye hazırlanıyordu! Sonra Ergenekon operasyonu başladı.

    Fethullah Gülene sürekli övgüler dizen, Ilımlı İslamâ teorisyenlerinden Henri Barkey, darbe gecesi İstanbul Büyükada Splendid Palaceda konuktu. Niye acaba?..

    Diye sormuş!
    Son düzenleme : Achiles; 20-09-2016 saat: 21:40.

  3. #19

    Esas

    http://odatv.com/chpnin-disisleri-az...809141200.html
    http://www.sabah.com.tr/gundem/2015/...-ozcelike-veto
    http://www.sozcu.com.tr/2015/gundem/...ayacak-938637/
    Ecevit Kılıç'ın Kasım 2010'da Timaş Yayınları'ndan çıkan "Özel Harp Dairesi" isimli kitabında Cihat Akyol ile çok çarpıcı bilgiler yer alıyor. 131. sayfadan itibaren Akyol'a yer verilen kitapta, kendisinin NATO kamplarında özel harp eğitimi aldığı belirtilmiş.

    İlgili bölümlerine kulak verelim: "Cihat Akyol, NATO'nun Paris'teki karagahında bulundu. Kara Kuvvetleri İstihbarat Başkanlığı, Genelkurmay İstihbarat Başkan Yardımcılığı görevlerinde bulundu. Süleyman Demirel tarafından Özel Harp Dairesi Başkanlığı'na getirildi. Bu dairede kadronun tuğgeneral olması gerekiyordu. Kurmay Albay olan Akyol, hemen terfi ettirildi.

    NATO merkezlerinde ve CIA kamplarında özel harp eğitimi alan ve bu alanda ünleri bulunan iki isim önemli görevlere getirildi. MİT'in başına Fuat Doğu, Özel Harp Dairesi'nin başına Cihat Akyol. İkisi de Nazi generali Gehlen'in eğitim kamplarından geçtiler."

    Bu anlatımdan anlaşıldığı üzere Akyol'un komünizmle mücadele alanında 'iyi pişmiş' bir isim olduğu anlaşılıyor.
    -------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
    Devam edelim. Kitabın 134. sayfası ve devamında ise CIA Ortadoğu Masası Şefi Paul Henze'nin Ankara Gaziosmanpaşa'da bir evde kaldığı bilgisi yer alıyor.

    Orta Asya'daki tüm anti-komünist örgütlenmelerin başındaki kişi olan Henze, 12 Eylül darbesini ABD Başkanı Jimmy Carter'a "Bizim çocuklar yaptı" diye rapor eden kişi aynı zamanda.


    Kılıç'ın kitabına döndüğümüzde; "CIA ajanı Ruzi Nazar'ın anlatımıyla 1970'li yıllarda Ankara'da yaşıyordu. Daha sıkı korunan CIA üssü yerine Gaziosmanpaşa'da Hatır Sokak'ta bir evde kalıyordu. Evin sahibi Özel Harp Dairesi yöneticisiydi..." bilgisine rastlıyoruz.

    E ne var bunda demeyin. Sıkı durun, Kılıç'ın kitabında bahsettiği bu köşkün sahibinin Cihat Akyol olduğu belirtiliyor. Henze'nin köşkün müştemilatında kaldığı ve bu müştemilatta daha sonra Murat Özçelik'in de(damadı) oturduğu ifade ediliyor.

    Şu anda 90'lı yaşlarda olan özel harpçi Akyol, kendini aklamak amacıyla 1990 yılında "Kontrgerilla" isimli bir kitap yazdı. Kitabın üzerinde "Şafak Matbaası, Ankara, 1990" yazıyor. Emekli olduktan sonra da bu köşkte oturduğu belirtilen Akyol'un banka hesaplarının da tartışmalı olduğu ileri sürülüyor.

    Son olarak belirtelim, Cihat Akyol'un oğlu Nihat Akyol da bir dönem Venezüella Büyükelçiliği yapmıştı.
    -------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
    Yeniden dönelim Murat Özçelik'e. Kayınpederi vasıtasıyla MNG'den ayrılıp yeniden Dışişleri'ne dönen Özçelik, yine O'nun vasıtasıyla ABD'ye atandı.

    En büyük hayalinin Büyükelçilik olduğu ifade ediliyor Özçelik. Bunun gerekçesi ise emeklilikte rahat etmek.

    ABD'den Türkiye'ye döndüğünde Irak Özel Temsilcisi Oğuz Çelikkol'un yardımcısı oldu. Çelikkol, İsrail'e büyükelçi atanınca vekaleten 2007 yılında Irak Özel Temsilciliğine atandı. Dönemin Dışişleri Müsteşarı Ertuğrul Apakan'ın Özçelik'ten hiç hoşlanmadığı iddia ediliyor.

    AKP iktidarının yürüttüğü açılım politikasına kısa sürede uyum sağladı Murat Özçelik. 'Uyumlu' kişiliğinin ödülünü 2009'da Irak Büyükelçiliği görevine getirilerek aldı. Öyle ki Birleşmiş Milletler binasında sonradan farkettiği Celal Talabani'nin arkasından koşup yanına giderek ve önünü ilikleyip karşısında eğilecek kadar uyumluydu.

    Görevi boyunca Barzani'yle iyi ilişki içinde oldu. Çalık başta olmak üzere AKP'li iş adamlarının Kuzey Irak'la iş yapması konusunda büyük kolaylıklar sağladığı, aynı kolaylığı diğer iş adamlarına ise göstermediği dillendiriliyor. Bu kişiler arasında Ankara kolejinden arkadaşı olan başarılı iş kadını Berna Türkili de var. Hatta AKP dışından kimseye randevu dahi vermediği söyleniyor.
    ------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
    Murat Özçelik'in serüveni Irak'tan sonra 2011 yılı Kasım ayında Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlığıyla devam etti. Burada ise Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay'la geçinemediği, hatta Atalay'ın önüne geçmeye çalıştığı ifade ediliyor. Özçelik'in Gülen cemaatiyle de arasının iyi olduğu biliniyor. Cemaatin de Atalay'a karşı olduğu basına yansımıştı.

    Özçelik'in Atalay'la olan kavgasının da bu yapının desteğiyle yürütüldüğü de bir başka iddia.
    -------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
    17 Mayıs 2012'de müşteşarlık görevinden alınan Özçelik, Dışişleri Bakanlığı müşavirliğine getirildi. Cemaat'e yönelik operasyonlarla birlikte pasif görevlere çekilen Özçelik emekliye ayrılmak zorunda kaldı.

    Bir süre sessiz kalan Özçelik, CHP Olağanüstü Kurultayı öncesi Hürriyet'e bir demeç verdi ve 18 Ağustos günkü gazetede Cansu Çamlıbel'e açıklamalarda bulundu. O röportajda hem müzakere sürecini hem de Türkiye'nin bağımsız bir Kürt Devleti'ni desteklemesi gerektiğini savundu. CHP'nin açılım politikasında görev almak üzere Kemal Kılıçdaroğlu kontenjanından PM'ye paraşütle indirilmek istendi, delege üzerini çizdi.
    ----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
    CHP Genel Başkan Yardımcısı Murat Özçelik, 1 Kasım seçimlerinde liste dışı kalınca MYK toplantısını duygusal bir konuşma yaparak terk etti.
    CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında toplanan Merkez Yönetim Kurulu (MYK) Parti Meclisi'ne sunulacak milletvekili aday listelerini görüştü.
    Toplantı sırasında listede adı geçmeyen CHP Genel Başkan Yardımcısı Murat Özçelik'in toplantıyı terk ederek parti binasından ayrıldığı ileri sürüldü.
    Buna göre Özçelik önce duygusal bir konuşma yaptı. Daha sonra da toplantıdan ayrıldı.
    "HDP BARAJI GEÇSİN DİYE OY VERDİK"
    Özçelik, daha önce basına kapalı grup toplansında ayağa kalkarak "Ben ve çevremdekiler de HDP barajı geçsin diye oy verdik" itirafında bulunmuş, bu açıklama CHP'de soğuk duş etkisi yapmıştı.
    ------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
    CHP milletvekili listelerini belirledi ancak Genel Başkan Yardımcısı Murat Özçelik 7 Haziran'daki yerini koruyamadı. Listede adının olmadığını Merkez Yönetim Kurul toplantısında öğrenen Özçelik duygusal bir konuşma yaparak MYK ve PM'deki görevlerinden istifa etti.

    Özçelik bir önceki Parti Meclisi toplantısında eski Kahramanmaraş Milletvekili Durdu Özbolat ile yumruklu kavga etmişti. Bu kavga sonrası Özçelik'in dış politikadaki tutumunun partililer tarafından sıklıkla eleştirilmeye başladı. Özçelik son günlere kadar milletvekilliği adaylık başvurusunda bulunmadı.

    Özçelik Perşembe günü akşam saatlerinde başvurusunu yaptı ve adaylığı konusundaki kararı CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'ndan bir işaret bekledi. Ancak dün MYK'da isminin listede olmaması üzerine duygusal bir konuşma yaparak parti yönetimindeki görevlerinden istifa etti.

    İLİĞİME KADAR CHP'LİYİM
    Özçelik'in yaptığı konuşmada, Benden kimse korkmasın. Benden İhsan Özkes çıkmaz. İliğime kemiğime kadar CHP'liyim. Ancak listede yokum. Üzgün olduğum konular ama küskünlüklerim yok. CHP'yi hep beraber daha iyi yerlerde göreceğiz. Ben müsaade istiyorum dediği öğrenildi.

    Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlığı görevinin ardından Dışişleri Bakanlığı müşavirliği de yapan diplomat Özçelik, Kılıçdaroğlu'nun daveti üzerine CHP'de siyasete atılmıştı.

  4. #20

    Esas

    Kara Harp Okulu Alay Komutanları (Sayfanın altında)

    http://www.kho.edu.tr/hakkinda/komutanlarimiz.html

    Son kısım şu (2006 Reha Taşkesen Olayı sonrası);

    2001-2002 Alb.Kenan HÜSNÜOĞLU (12 Ağu 2014 - Orgenerallik terfisinde ikinci sırada bulunan Korgeneral Kenan Hüsnüoğlu, terfi ettirilmeyince görev süresi uzatılmasına rağmen istifa etti.)

    2002-2004 Alb.Erdal ÖZTÜRK (Darbe girişimi sonrası hakkında yakalama kararı verilen 3. Kolordu Komutanı Orgeneral Erdal Öztürk, Bursanın İnegöl ilçesinde köfte yerken yakalandı.)

    2004-2006 Alb.Sadık ÜSTÜN (Terfi edemediğinden 2006'da emekli)

    2006-2007 Alb.Tayyar SÜNGÜ (Darbecilerin atama listesindeki 3. Kolordu Komutanlığı Kurmay Başkanı Tümgeneral Tayyar Süngü tutuklandı.)

    2007-2009 Alb.Mehmet KAYA (2015'te emekli.)

    2009-2011 Alb.Mehmet Şükrü EKEN (Sahra Sıhhiye Eğitim Merkezi ve Samsun Garnizon Komutanı Tuğgeneral Mehmet Şükrü EKEN tutuklandı.)

    2011-2012 Alb.İrfan ÖZSERT (2016 şurasında Tümgeneral oldu, şu an Genelkurmay Genel Sekreteri)

    2012-2014 Alb.Ali SALNUR (Hakkari Şemdinli 34. Hudut Tugay Komutanı Tuğgeneral Salnur tutuklandı.)

  5. #21

    Esas

    TSK Personel Sayısı

    http://www.sabah.com.tr/gundem/2016/...isini-acikladi

    02 Temmuz 2016
    Subay 39.287

    09 Eylül 2016 Genelkurmay açıklamasına göre;
    http://www.ntv.com.tr/turkiye/tsk-15...S0WCSH5M-F4-rQ

    Subay 29.946

    Fark 39.287-29.946=9341 (6263 ü İç İşlerine bağlanan jandarma, 625 i Sahil Güvenlik olsa) 2453 azalma var. 453 ü emekli edilenler desek 2,000 Subay

    2,000/20,000=%10 KKK oranı

    15 Temmuz 2016 öncesi TSK oranı 2,000/39.287 yaklaşık %5, Jandarma ve Sahil Güvenlikten atılanlarla atılan Subay Oranı %6 çıkar, açık kaynaklardan yapılan hesaba göre.

  6. #22

    Esas

    Niye yaptım bu hesabı, Ağacın Kurdu kitabının yazarı Jandarma Kurmay Albay Mustafa Önsel geçenlerde TV lerde TSK' nın %60-70' i FETÖCÜ' dür dedi. Katılmıyorum, kişisel tahminim yıllardır %10-15 maksimum %20 düzeyindeydi. Ya da şöyle söylersek eski devrelerde %10-15, son dönemlerde %20-25 gibi bir oran. O geceye geri döndüğümüzde %60-70' i göremiyoruz, nerdeydiler, zira %60-70 olsaydı zaten iş bitmişti. Şu an KKK' da atılan %10 ise, kalan %10 2000 kişi eder. Son 8 sene mezunlar 8x800=6400 olsa, bu sayıda ağırlık %50 olsa bile 3200 yapar.Bunu doğru kabul etsek toplamda KKK' da maksimum %25 yapar.

    Yine de korkunç bir durum. Zira kritik %15-20 bu oran. Seçimle, sınavla, doktor raporuyla girilen, kurmaylık, KOMKARSU, pilotluk, personel ve istihbarat sınıfı, bunlardan seçilen askeri ataşeler ve NATO görevleri..Gerisi zaten amele Kıta Subayları, ömrünü kıtalarda takım, bölük, tabur komutanlıklarıyla tüketen, gençlikleri bir şekilde PKK ile güneydoğuda mücadeleyle geçmiş, 2-3 defa şark yapmış, Albaylığın ikinci yılında emekli olayım derdinde, mütevazi emekçi milli küstürülmüş kesim.

    Kaderin cilvesi, TSK yine bu kesimden güç alıyor şu anda, en problemsiz, en tecrübeli aklı başında, en uzun süreli komutanlık yapmış kesimin bu kesim olduğu aklına geldi. 5 sene erken terfili 4-5 yıl yurt dışı görevleri olan 10 numara ingilazca konuşan 40 yaşında generallik sırasına giren prenslerin yerine, içtiği çayın sigaranın hesabını unutmuş, atışlardan kulaklarında işitme kaybı, birliğinin korumak için sicilini mendil yapmış, yaşadığı olaylar nedeniyle onlarca soruşturma geçirmiş, güneydoğunun dağlarında sağlığını kaybetmiş, hiçbir beklentisi ve de gelecek korkusu olmayan amele grubu. ABD birini komutan yapacağı zaman bu gruptan seçiyor oysa
    Son düzenleme : Achiles; 20-09-2016 saat: 23:41.

  7. #23

    Esas

    İlginç Ses Kayıtları ve Görüntüler; kim bunlar ne düşünüyorlar bağlamında;




  8. #24

    Esas

    İstanbul Büyükşehir Belediyesi-17 şehit

Sayfa 3/9 İlkİlk 12345 ... SonSon

Gönderi Kuralları

  • Yeni konu açamazsınız
  • Konulara cevap yazamazsınız
  • Yazılara ek gönderemezsiniz
  • Yazılarınızı değiştiremezsiniz
  •