Sayfa 3/11 İlkİlk 12345 ... SonSon
Arama sonucu : 86 madde; 17 - 24 arası.

Konu: Adım Adım Hedefe Doğru! Sohbet Topiği

  1. #17
    Duhul
    Jul 2006
    İkamet
    İzmir/Türkiye
    Gönderi
    18,646
    Blog Yazıları
    199

    Esas

    Bu ilde artık içki yasak

    Afyonkarahisar Valiliği kararıyla kentte piknik yerleri de dahil olmak üzere içki satışı ve tüketimi yasaklandı

    http://siyaset.milliyet.com.tr/bu-il...90/default.htm


    Temiz il, örnek il özendirmesi yaratılarak adım adım tüm yurtta içki yasağına doğru gidiliyor.

    Diğer illerin yönetimini de "bak rahatça yaptılar. sen neden yapmıyorsun?" denebilecek bir adım atılıyor.

    Hayırlara vesile olur umarız.

    Elinden içkisi de alınan halkımız "yöneticisi şikeden içeriye alınan kulüp taraftarı kadar" tepki gösterecek mi bakalım.

  2. #18
    Duhul
    Jul 2006
    İkamet
    İzmir/Türkiye
    Gönderi
    18,646
    Blog Yazıları
    199

    Esas

    Muğla Ak Parti Milletvekili Ali Boğa'nın, Muğla İmam hatip Lisesi Mezunları ve Mensupları Derneği'nin (MİHDER), Ramazan Bayramı'nın 3'üncü günü düzenlediği pilav gününde söylediği sözler yeni bir tartışmayı da beraberinde getirdi. Boğa yaptığı konuşmada, "4+4+4 sistemiyle birlikte tüm okulları İmam Hatip'e dönüştürme şansı yakaladık. Açılan yere öğrenci bulamazsak tarih önünde vebalini ödeyemeyiz. Kuran-ı Kerim'in okunmasının yasak olduğu günlerden geçtik. Şu anda imam hatipliler olarak veya müttefikleri, sevdalıları olarak buradayız. Şu anda bir şans geçti elimize. Biz bütün okulları, elbette bu okulların kaydında kuydunda sayıyı artıracağız"
    http://webtv.hurriyet.com.tr/2/37135...yakaladik.aspx


    Bütün okulları İmam-hatip'e dönüştürme şansını yakaladık diyor milletvekili.

    Adım adım hedefe vardılar.

    Ne ses var ne nefes.

    Hiçbir kurumdan itiraz yok.

    Sahi devrimlerin muhafızı olarak gördüğümüz askerler nereye gitti.

    Silivri yetti mi o kadar askeri almaya?

    Ya gerisi?

    Yıllarca "irtica geliyor" diye bağırdıkları neydi acaba?

  3. #19

    Esas

    Belki 2023 yok yok revlze ettiler hedef 2013....

  4. #20
    Duhul
    Mar 2007
    İkamet
    YurdunuArayanAdam
    Yaş
    48
    Gönderi
    1,298

    Esas

    ‎24.08.2012

    AKP VE ALEVİ SORUNU

    Türkiye, her yanından keder ve alev tüten bir cehennem görüntüsü veriyor son zamanlarda, insanlar ümitsizce ne olduğunu anlamaya çalışıyor.

    Daha iki yıl öncesinin ümitli ülkesi, ekonomisini de iyi götürdüğü hâlde neden birdenbire bir ümitsizlik ve çaresizlik kapanına kısıldı?

    İçine girdiğimiz bu karanlık yoldan çıkabilmemiz için bu büyük sapmanın nedenini soğukkanlılıkla ve dürüstçe saptamalıyız.

    Herkes tahlillerini açıklarsa doğruyu toplumca bulabiliriz herhalde.

    Ben bu ani daralmanın, bu bunaltıcı sıkışmanın, iktidarın “Türk-İslam sentezi” çarpıklığını kendisine pusula yapmasından kaynaklandığını düşünüyorum.

    Başbakan Erdoğan bu politikayla kendine Çankaya yolunu açmaya uğraşıyor.

    Irkçı ve mezhepçi bir anlayışın iktidara hâkim olarak toplumun büyük bir bölümünü dışlaması ve dışladıklarına baskı yapmaya çalışması da Türkiye’yi kanlı bir tuzağa sürüklüyor.

    Kürt meselesinde, iktidar kendisini PKK’nın eylemlerinin arkasına saklamaya uğraşıyor.

    Ama Alevi meselesine baktığımızda, iktidarın arkasına saklanabileceği bir “bahane” olmadığı için AKP’nin siyasi tercihleri çırılçıplak ortaya çıkıyor.

    AKP, Türkiye’de bir Alevi sorunu olduğunu, Alevilere haksızlık edildiğini, bu cumhuriyetin kuruluşundan itibaren Alevileri dışladığını, sinsi bir propagandayla sürekli onları karaladığını, uzun yıllar boyunca bu ülkede insanların “Aleviyim” bile diyemeyeceği bir baskı ortamı oluşturulduğunu biliyor.

    Bunu bildiği için de “Alevi çalıştayları” düzenledi, Alevi milletvekilini bünyesine aldı, çalışmalar yaptırdı.

    2011 seçimlerinden sonraki “Türk-İslam sentezine” yaptığı büyük dönüşte “dışarıya attıkları” arasında Aleviler de vardı.

    Bir zamanlar “Alevi çalıştayları” düzenleyen AKP, Alevilerin “Meclis’te cemevi açılması” isteklerini “Sünni” Diyanet’ten aldığı “fetvayla” reddetti.

    Milyonlarca insanın ibadetini yaptığı, cenazesini kaldırdığı cemevlerinin “ibadethane” olmadığına karar verdi.

    Askerî vesayet rejiminin anlayışına kendi Sünniliğini de katarak, “şehit askerin” cenazesinin cemevinden kaldırılmasını bile kabul etmedi.

    Urfa’da Yahudilere bir mezarı çok gören “ırkçı ve mezhepçi” anlayış, Alevilerin cemevlerini de reddetti.

    Alevilerin böylesine utanç verici bir biçimde dışlanmasının, ibadet hakkı tanınmamasının, “ya Sünnilerin ibadet yerine gelirsin ya da ibadet etmezsin” dayatmasının AKP’den başka bir sorumlusu var mı bugün?

    Bunun bir mazereti var mı?

    AKP’nin “Türk-İslam sentezci”, dışlayıcı politikalarının, AKP yönetiminin tercihleri dışında bir sorumlusu bulunuyor mu?

    “Cumhuriyet elitlerinin” yerine “Sünni Türkleri” yerleştirmeye çalışan, milyonlarca insanı “ikinci sınıf” vatandaş konumunda tutan siyasi tercihler, sadece Türkiye’nin içinde değil, Ortadoğu’da da çok ufunetli bir yere taşıyor bizi.

    Mezhepçilik, bugün Türkiye’nin Ortadoğu’daki dış politikasının omurgasını oluşturuyor.

    Bakın bugün Ortadoğu’da dört devletle boğaz boğaza gelmiş vaziyetteyiz.

    Bunlardan üçü, Suriye, İran, Irak, Şii, dördüncüsü de Yahudi.

    Tuhaf bir tesadüf, değil mi?

    Bu dört devleti suçlamanıza yardım edecek faktörler var, AKP de onların arkasına saklanmaya çalışıyordu ama Sudan konusundaki politikasıyla suçüstü yakalandı.

    Suriye’de Şii Esed’in “kanlı eylemlerine” karşı çıkan, palalarla kafa kesen Suriyeli radikallerin vahşetinin “hamisi” konumuna düşen Türkiye, “soykırım sanığı” olarak Uluslararası Mahkeme tarafından aranan, 300 bin kişinin ölümünden sorumlu tutulan, hakkında tutuklama kararı çıkan Sudan’ın “Sünni” diktatörüyle askerî anlaşma imzaladı.

    Suriye diktatörü ile Sudan diktatörü arasında nasıl bir fark var da, o kanlı diktatörlerden biriyle Türkiye’nin güvenliğini tehlikeye atma pahasına kanlı bıçaklı olurken, diğeriyle askerî anlaşmalar imzalıyoruz?

    Sünni hiçbir diktatörlükle sorun yaşamayan Türkiye neden yalnızca Sünni olmayan devletlerle sorun yaşıyor Ortadoğu’da?

    “Türk-İslam sentezi” denen, sadece ismiyle bile Hazreti Peygamber’in “Veda Hutbesine” aykırı olan, bir “ırk” ismini İslam’ın yanına yazarak dini bile ırkçılaştıran, içeride Alevilerin hakkını inkâr eden “ırkçı ve mezhepçi” bir siyasetin dış uzantısı bu.

    Zaten Türkiye’nin bu “ırkçı mezhepçi” politikaları yüzünden, Esed’e karşı olan Batılı devletler bile Türkiye’nin yanında durmuyor.

    Bir de Ortadoğu halklarının kulağında nasıl çınlayacağını hiç düşünmeden yaptığı saçma sapan, hiçbir gerçekçiliği olmayan “Osmanlı” vurgusuyla Türkiye’yi iyice yalnızlaştırıyor bu iktidar.

    “Irkçı ve mezhepçi” bir siyaset, Türkiye’yi içeride de dışarıda da belaya götürür.

    AKP’nin Türkiye’yi sürüklediği yerde bizi çatışmadan, ölümden, acıdan başka bir şey beklemiyor, bunu anlayabilmek, AKP’yi bu yoldan döndürmeye gayret etmek için kaç ölüm daha bekleniyor?

    Kaç ölüm daha gerekiyor bunun için?

    [email protected]

  5. #21
    Duhul
    Jul 2006
    İkamet
    İzmir/Türkiye
    Gönderi
    18,646
    Blog Yazıları
    199

    Esas

    AK Parti’nin başkanlık modelini önerdiği yeni anayasa çalışmasında, yemin önerileri de netleşti.AK Parti, başkan, başkan yardımcısı, bakanlar ve milletvekilleri için aynı yemini öngörürken, mevcut Anayasa’daki “Atatürk ilke ve inkılapları, laik Cumhuriyet, Türk milleti önünde” ifadelerini kaldırdı...

    http://www.hurriyet.com.tr/gundem/21927919.asp


    Bir strateji dahilinde YÖK, Yargı, Basın, Ordu vs hizaya getirildi.

    Şimdi tüm bu gelişmelerin yasalaştırlmasına sıra geldi.

    Perde...

  6. #22
    Duhul
    Jul 2006
    İkamet
    İzmir/Türkiye
    Gönderi
    18,646
    Blog Yazıları
    199

    Esas




  7. #23
    Duhul
    Jul 2006
    İkamet
    İzmir/Türkiye
    Gönderi
    18,646
    Blog Yazıları
    199

    Esas

    Malatya'nın Doğanşehir İlçesine bağlı Sürgü Beldesi'nde bulunan Çok Programlı Lisede kız öğrencilere ücretsiz başörtüsü dağıtıldığı, başı açık kız öğrencilere de türban takmaları konusunda baskı uyguladığı iddia edildi. Bu iddialar üzerine Milli Eğitim Müdürlüğü soruşturma başlattı.

    http://www.hurriyet.com.tr/gundem/22140231.asp

    Öğrencilere kıyafet özgürlüğü tanıtımı/palavrası ile başlatıldı.

    Şimdi "başını ört" baskısına dönüşmeye başladı.

    Anadolunun bir çok yerinde çevre baskısı o kadar yoğundur ki, buna devlet eliyle bir düzen getirmeden örtünmeyi önlemenin imkanı yoktur.

    Yıllar önce söyledik, söylendi. Amaç belli. Gidişat belli.

    Özgürlük diye diye tek adam diktasına gittiğimiz gibi.

  8. #24
    Duhul
    Jul 2006
    İkamet
    İzmir/Türkiye
    Gönderi
    18,646
    Blog Yazıları
    199

    Esas

    Eğitim-Bir-Sen, Milli Eğitim Bakanlığı'na okullara mescit açılması için başvuruda bulundu. Sendika, üniversitelerde cami ve mescitlerin bulunduğunu anımsatarak, "Okullarda neden olmasın?" diye sordu.

    http://haber.gazetevatan.com/okullar...00978/1/Gündem

    Sahi, neden olmasın?

Sayfa 3/11 İlkİlk 12345 ... SonSon

Gönderi Kuralları

  • Yeni konu açamazsınız
  • Konulara cevap yazamazsınız
  • Yazılara ek gönderemezsiniz
  • Yazılarınızı değiştiremezsiniz
  •