Sayfa 1/22 12311 ... SonSon
Arama sonucu : 175 madde; 1 - 8 arası.

Konu: Sağlığınız için ilk koşul: Sağlıklı beslenin

  1. #1
    Duhul
    Feb 2004
    Yaş
    67
    Gönderi
    10,347
    Blog Yazıları
    9

    Esas Sağlığınız için ilk koşul: Sağlıklı beslenin

     Alıntı Originally Posted by Serenler Yazıyı Oku
    Ünlü profesörün 'yumurta' özrü!


    Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker, "Türkiye’de kişi başına yılda 9 kilogram civarında yumurta tüketildiğini, bunun
    gelişmiş ülkelerde en az 12 kilogram olduğunu bildirdi.
    Bilimsel Tavukçuluk Derneği Türkiye Şubesinin Ortaköy Princess Otel’de düzenlediği "Bilinen yumurtanın bilinmeyen yönleri" konulu sempozyumun açış konuşmasını yapan Eker, bu toplantının yumurta ile ilgili meşhur yanlışları
    düzeltmede etkili olması dileğinde bulundu.
    Eker, sosyal faktörler, rekabet duygusu, şehir yaşantısı, trafik ve diğer faktörler ile bunların yarattığı stresin hormonal mekanizma üzerindeki etkilerin de bu bağlamda değerlendirilmesi gerektiğine işaret ederek, "Bunların suçu yok
    mu? Bunlar suçsuz mu? Bu soruların cevabını vermemiz lazım. Bir şeyi ortaya çıkarıp ’kırmızı et yemeyin kolesterol artar, yumurta yemeyin kolesterol artar’ demeye ben en başından beri karşıyım" diye konuştu.

    -"HASTALARIMIZDAN ÖZÜR DİLERİZ"-

    Memorial Hastanesi Kalp Damar Cerrahisi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Bingür Sönmez de yumurta yenmesi konusunda doktorların insanları adeta takıntılı hale getirdiklerini ifade ederek, "’Ben söze hastalarımızdan özür dileyerek başlamak istiyorum. Yıllarca hastalara ’pastanın üzerine sürülen yumurta bile zararlı sakın yemeyin’ dedik. İnsanlara ’yumurta yemeyin’ derken nelerden mahrum ettiğimizi düşünürsek bu özür çok önemli" dedi.
    Tıbbın pozitif bir bilim olmadığını, doğru bilinenlerin yıllar sonra yanlış çıkabildiğini anlatan Prof. Dr. Sönmez, "Yıllarca verdiğimiz dozu çok fazla çok eksik diyebiliyoruz. İnsanlar bizi bağışlamak zorunda. Yıllarca yaptığım bir ameliyatı bir başkası çıkıyor ’sonuçları fiyasko’ diyebiliyor" şeklinde konuştu.
    Kolesterolün yapı taşı olduğunu, çocuklukta büyümek, yaşlılıkta da nörolojik sistemin korunması için gerekli olduğunu vurgulayan Sönmez, bir besini yasak etmeden önce yarar-zarar hesabının iyi yapılması gerektiğini aktardı.
    Prof. Dr. Sönmez, yumurta ile ilgili yapılan çalışmaların sonucunda yumurta yemenin insanlarda kan kolesterol seviyesinde önemli bir artış meydana getirmediği gibi, iyi huylu kolesterolde düşmeye neden olduğunun anlaşıldığını kaydetti.
    Prof. Dr. Sönmez, gebelerde günde bir yumurta tüketmenin çok gerekli olduğuna işaret ederek, "Bilim adamlarındave çocuklarda n beklediğimiz çok önemli bir çalışma var. Bu da omega 3 oranı yüksek yumurta üretilmesidir" dedi.
    40 yaşından sonra herkesin günde bir miligram balık yağı olan omega 3’ü almaları gerektiğini kaydeden Prof. Dr. Sönmez, "Lütfen erişkinler haftada 3-4 yumurta yesinler. Anneler de çocuklarına fast food yerine günde bir yumurta
    yedirsinler"
    diye konuştu.
    Prof. Dr. Sönmez, ayrıca Dernek Başkanı Rüveyda Akbay’a biri yumurta yiyen, diğer hiç yemeyen 2 köy tespit ederek, bir tarama çalışması yapılması konusunda ortak çalışma teklif etti.
    Bu köylerde yaşayanların bir yıl kan yağlarının kontrol edilerek gerçekleştirilecek çalışmanın masraflarını Memorial Hastanesi’nin üstlenebileceğini belirten Prof. Dr. Sönmez’in teklifini Akbay, çok olumlu bularak kabul etti.

    =====================================

    Açıkyürekliliğiniz ve samimiyetiniz için teşekkürler hocam..

    Bir özür de tereyağı için borçlusunuz ama...
    Sevgili hocamız sanki bu isteğimizi duymuş gibi tereyağından da özür dilemiş.

    İnsanın temel yapısının oluşması gelişmesi büyümesi beslenmeyle olur.
    Yani nasıl bir bina sağlam zeminde sağlam demirle sağlam çimentoyla, sağlam tesisatla yapıldığında en şiddetli fırtınalara depremlere dayanabiliyorsa insan vücudu da böyledir.
    Eğer beslenme sağlıklı ve doğru olursa vücut da sağlam ve sağlıklı olur. Bağışıklık sistemi güçlenir. Sonuçta da vücut her türlü hastalığa dayanır.
    Sağlıklı beslenme derken sadece gıdalar aklımıza gelmemeli, atalarımız boşuna müzik ruhun gıdası dememişler, demek ki müzik de dua da moral güç de insan vücudu için bir gıdadır.
    Burada önemli olan insanın ruh ve beden sağlığını korumasıdır. Kanserin bile nedeni vücudun yetersiz ve sağlıksız beslenmeyle zayıf düşmesi stres vb etkenler de üstüne eklenince bağışıklık siteminin çökmesidir. Hemen arkasından bu hücreler çoğu zaman kontrol edilemez şekilde çoğalır.
    Son düzenleme : Serenler; 07-12-2008 saat: 18:48.

  2. #2
    Duhul
    Feb 2004
    Yaş
    67
    Gönderi
    10,347
    Blog Yazıları
    9

    Esas

    Yumurtaya vize veren cerrah konuştu
    10 binden fazla by-pass ameliyatı yapan kalp cerrahı bilinen klasik kuralları bozdu.
    07 Aralık 2008

    10 binden fazla by-pass ameliyatı yaptı. Ameliyat ettiği hastalarla Ağrı Dağı’na tırmandı, 75 yaş üstü hastaları için dans geceleri düzenledi. Ve geçtiğimiz hafta özür dileyerek yıllarca ‘kalbe zararlı’ diye yasak edilen yumurtaya vize verdi, ‘yiyebilirsiniz’ dedi. Beraberinde yeni tartışmaları getiren ‘yumurta özrü’nün sahibi Prof. Dr. Bingür Sönmez’den kalp sağlığıyla ilgili bayram ettirecek açıklamalar...

    Yumurta yasağını özür dileyerek kaldırdınız... Neden şimdi?
    Söyleniyordu, biliniyordu zaten. Bazı meslektaşlar “önceden söylemiştik” diyorlar. E söyleseydiniz kendi aranızda konuşuyordunuz.

    Siz nasıl cesaret ettiniz?

    Bilimsel Tavukçuluk Kongresi’ne beni onur misafiri olarak çağırdılar. Önce arayıp sordular “Hocam yumurta hakkında ne düşünüyorsunuz” diye, ben de bildiklerimi söyledim. “Bizim onur misafirimiz olur musunuz?” dediler. Bir gittim ki kongre benim üzerime kurulmuş.

    Yumurtanın zararlı olmadığı ne kadar zamandır saklanıyordu?

    90’lı yılların başında fark edildi. Çünkü bir yumurta 3-4 miligram yükseltiyor kandaki yağı. Kan kolesterol seviyesini yapılmış çalışmalar var. İçindeki kolesterol çok az. Bunun yanında yumurtada iyi kolesterol için yararlı olan Omega 3 var, mineraller, selenyum, doymamış yağ asitleri var. Bunların da yararları çok. Yumurtada kolesterol de var ama çok az. İnsan kan kolesterolünü yükseltecek seviyede değil.

    Özür dilenecek başka gıdalar var mı?

    Arzu ediliyor ki yarın tereyağından da kırmızı etten de özür dilensin. Henüz onlardan uzağız.

    Henüz dediniz. Daha sonra onlardan da özür dileyebilir misiniz?

    Şimdilik böyle bir şey yok. Tıp pozitif bir bilim değildir. Bugün doğru dediğimize yarın yanlış diyebiliriz. Bu da onlardan birisi, 40 yıl yumurtaya ‘zararlı’ dedik, şimdi ‘zararlı değil’ diyoruz. Yarın tereyağı ve kırmızı ete ‘zararlı’ diyecek miyiz? Sanmıyorum çünkü onlar çok güçlü doymuş yağ ihtiva eden şeyler.

    Kolesterolün söylendiği kadar zararlı olmadığını öne sürenler var. Kolesterolle ilgili doğru sanılan yanlışlar var mı?
    Kolesterol yapı taşı. Kolesterolsüz hayat yok. Hormonlarımızı kolesterole borçluyuz, sinir sistemimizin gelişmesini ona borçluyuz, hücrelerimizin, hücre zarımızın yenilenmesini ona borçluyuz. Ama bir dozu var. Fazlası damar sertliğini artırıyor. Kolesterol gerekli, fazlasından korkuyoruz.

    Ne kadar fazlasından korkuyorsunuz?

    Amerikan Kardiyoloji Derneği’nin standardı var. Toplam kolesterolün 200, kötü kolesterol LDL’nin 100’ü geçmemesi lazım. İyi huylu kolesterolün 45-50’nin üzerinde olması gerekli. Önemli olan insanın kendi ürettiği, iç yapım kolesterol. Koyun ne yiyor: Ot. Aç içini bak, yağ dolu. İnsanlara ot yedirin sadece, gene açın bakın içini, yağ dolu olacaktır. Bizim baş edemediğimiz şey iç yapım kolesterol. Tıp bunun sırrını çözemiyor.

    Çay içebilirsiniz ben günde 10 bardak içiyorum

    Bir mit de çay ve kahveyle ilgilidir. Çay ve kahve gerçekten söylendiği kadar sakıncalı mı kalp sağlığı için?
    Çay da kalp sağlığına iyi geliyor, içebilirler. Bunu kimseye söylemedim. Yıllarca çayı da yumurta gibi yasak ettiler. Ritm bozukluğu olmayan hastalarımıza çayı kalp sağlığı açısından öneriyoruz. Benim günde ne kadar içtiğimi sorma. Günde rahat 10 bardak çay içiyorum. Keyifle içiyorum hem de. Kahve için aynı şeyi söyleyemiyorum. Bütün kahvelerin içinde ritmi hızlandırıcı özellik var. Ama çok sınırlamanın bir anlamı yok. Hastanın çarpıntısı yoksa günde bir Türk kahvesi içebilir. Kalp sağlığı için yaralı mı? Hayır. Ama gerek siyah çay gerek yeşil çay, kalp sağlığı için yararlı.

    Günde ne kadar içmeli?

    Hastanın kendisine bağlı. Çok abartmadan içsin. Bana soruyorsunuz söylüyorum. Diyecekler ki: “Doktor yumurtacılarla anlaştı çaycılarla da anlaşmış” oldu. Bir sefer bir Antepli iş adamı geldi, bir paket Antep Fıstığını masama koydu: “Hocam iki satır yaz ‘kalbe iyi gelir’ diye, Antep seni ihya etsin” dedi. Nasıl yazayım, bunun yarısı tuz... (Gülüyor) Şimdi yumurtacılar beni ihya edecekler artık, çaycılar bakalım ne yapacaklar?

    Fındığı avuç avuç değil günde 7 tane yiyin

    Kalp sağlığı için en çok hangi besinleri öneriyorsunuz?
    Bol sebze bol meyve bol beyaz et bunları öneriyoruz. İnsanlar beslenmeyi tavsiye ediyoruz ama doğal beslenmenin üstüne çıkınca olmuyor. Kuruyemiş diyoruz; ceviz, fındık diyoruz bu defa avuç avuç yiyorlar. Her şeyi ölçülü yiyin.

    Nedir ölçüsü?

    Günde 2-3 tane ceviz, 7-8 tane fındık veya badem yemek lazım. Bir avuç fındık yerseniz neredeyse bir çay bardağı zeytinyağına eş değer kalori getiriyor. Aldığınız kalori miktarı önemli. Kalori kiloya dönüşüyor. Kilonuz fazlaysa iç yapım kolesterol artıyor.

    Asla yenmemesi gereken şeyler var mı?

    Asla yapılmaması gereken şey sigara içmemek bir de yemekleri katı yağ ve hayvani yağlarla yapmayın.

    Günde bir yumurta yiyin, tavada da olur

    Çocuklar için günde bir, erişkinler için gün aşırı bir, yaşlılar için her gün bir tane öneriyoruz. Haşlanmış olmasını tercih edin. Eğer tavada yapıyorsanız zeytinyağında ama kızartmadan yapıp yiyebilirsiniz. İyi kolesterolün yüksek olması iyidir. Yumurta, içindeki Omega 3 sayesinde bunu yükseltiyor. Tavuk sanayi Omega 3’ten yönünden daha zengin yumurtalar yapmalı. Tavuklar kanola yağı, soyayla beslenmeli.

    Yumurta iyi kolestrolü yükseltir

    İyi kolesterolün yüksek olması gerekiyor. Yumurta içindeki Omega 3 sayesinde bunu yükseltiyor. Tavuk sanayisinden beklediğimiz Omega 3 yönünden daha zengin yumurtalar yapılması. Tavuklar kanola yağı, soya, mısır besinlerle beslenirse Omega 3 oranı artar.

    ’Yumurtacılardan ne rüşvet aldın? Aynısını sigara için de söyle’ diyorlar

    Bugün bir arkadaşım arayıp dedi ki “Yumurtacılardan ne rüşvet aldıysan aynısını ben sana vereyim. Sigara da sağlığa yararlıdır de” diyor. “Bunun bir bedeli yok, istediğin kadar rüşvet ver bunu söyletemezsin bana” dedim. Çok enteresan sigara için de yıllarca ”faydalı“ denmiş. Benim elimde TEKEL idaresinin, sigaranın faydalarını anlatan reklamları var. İlanlarda “Zihninizi çalıştırır, uykunuzu kaçırır, bağırsaklarınızı çalıştırır, sigara çok iyi bir şeydir”diyor. Bundan sonra sigara için artık geri dönüş yok.

    Meslektaşlar ayıp ediyor, ‘Mercedes’i çektim’ diyorum

    Bazı meslektaşlarımız ayıp ediyor. “Mercedes’i çektim” diye dalga geçiyorum. Ama yumurta sektörü inanılmaz hareketlendi. Yumurta satan adam “Doktor tavsiyesi bunlar” diye bağırıyor. O günden beri herkes bana bunu soruyor. Çok önemli bir iş adamı aradı “Bingürcüğüm bu sabah sayende şahane bir yumurta yedim” dedi. Akşam bir daha aradı “Sana öğretemedim. Önce bana söyleyecektin, yumurtacıları kontratla bağlayacaktım, bak ne para kazanacaktık” dedi.

    İçli köfte, kebap yiyorum ama ayda yılda bir!

    Sizin sofranızda neler var?
    Size yediklerimi söyleyeyim: İçli köfte yiyorum, paça çorba, işkembe çorbası içiyorum, kaburga dolma yiyorum, kebap yiyorum ama ayda yılda bir... Arada bir bunyarı yemek gerekiyor. Eğer dengeli bir beslenmeniz varsa bunları mükafat olarak yemelisiniz. Bir toplantı yemeğinde et yiyordum. Garson bir peçete getirdi. Peçetenin üstünde “Hocam ayıp olmuyor mu?” yazıyor. Karşı masadan bir dostum göndermiş. Peçetenin arkasına şöyle yazdım: “Sevgili dostum, hayat iki brokoli, iki Brüksel lahanasıyla geçmiyor.” Sağlıklı beslenmenin prensibi bu: “Hayat iki brokoli iki Brüksel lahanasıyla geçmez.” Ot gibi beslenmenin bir anlamı yok. Hormonlarımız, keyif hormonlarımız için bile arada bir böyle beslenmemiz lazım.

    Büyükannem kuyruk yağı yerdi, 105 yaşında öldü
    Kurban bayramında kalp hastaları da rahatlıkla et yiyebilir mi?
    İç yağı ve kuyruk yağını kesinlikle kullanmasınlar. Etleri mutlaka çok iyi ızgara yapsınlar. Yağlarını eritip öyle yesinler. Ama bunun yanında değişik örnekler de var. Benim büyükannem kuyruk yağını minik minik doğrardı onlarla kendine ekmek yapardı, bize de vermezdi... 105 yaşında öldü. Bizler neyin tam doğru olduğunu bilmiyoruz aslında. Bunları tabii ki önermiyorum. Ama arada bir yemenin hiçbir sakıncası olmadığına inanıyorum.

    Kolesterolfobi insanların ruh sağlığını bozuyor

    Sofranızdan hiç eksik etmediğiniz yiyecekler nelerdir?
    Tavuk ve balık... Yumurtamı da her sabah yiyorum. Geçen pazar yumurta yemeyen kalmamış. Bir hastam aradı “Hocam ben zaten yumurta yiyorum ama bu Pazar gönül rahatlığıyla yiyorum” dedi. Yiyenler de gönül rahatlığıyla yiyor artık.

    Mehmet Ali Birand ve Uğur Dündar da sizin sözlerinizin ardından hemen yumurta yediklerini söylediler. Bu kadar etkili oldu... Ne düşündünüz?

    Orada hoşlarına giden benim özür dilemem oldu. Gerçekten yıllarca ‘yemeyin’ dedik, ‘kolesterol kolesterol’ dedik insanlar histerik oldu. Arayıp “Hocam dün bir pasta yedim üzerinde kremada yumurta vardı şimdi kalbim ağrıyor acaba ondan mı?” diye soran oluyor. Bu artık kolestorolfobi ve insanların ruh sağlığını bozuyor. Düşük kolesterol depresyon nedeni de oluyor. Her şeyi dozunda yapmak lazım. Yemenin içmenin dozu olduğu gibi yediklerine dikkat etmenin de dozu var.

    Zeytinyağını yemeklerde bir kaşık kullanın, bardakla içmeyin

    Konferansta biri kalktı, “Hocam ben her gün bir çay bardağı zeytinyağı içiyorum”dedi. “Neden?” diye sorunca “Siz dediniz ya zeytinyağı iyi bir şey diye” dedi. E ama her sabah, bir bardak iç demedim ki. Ölçüsü: Yemeklerde bir çorba kaşığı. O da pişirilen yemeklerde... Yani yemekleri bir çorba kaşığı yemekle pişirin, yemeği zeytinyağıyla yapın diyorum. Adam bardağı doldurup içiyor. Bu abartılmış bir şey. Fazlası kalori, yağ olarak depo ediliyor. Özellikle göbek çevresi yağlara dikkat edin. Kilolu insanların daha fazla iç yapım kolesterolü var.

    Yoga, namaz ve meditasyon kalbe iyi gelir

    Çalışmalar gösterdi ki kalp yogası yapanların tansiyonları, ritm bozuklukları daha az ilaçla tedavi edilebiliyor. Meditasyonla adrenalin azalıyor, endorfin yani mutluluk hormonu çoğalıyor. Bunu ameliyat olmuş hastaların aileleri de söylüyor. Meditasyon Tanrı’ya yakınlaşmaktır, arınmaktır. Namaz da öyle. Tanrı’ya yakınlaşmanın, stresten arınmanın yolu hakkıyla kılınan namazdır, meditasyondur.

    Kolesterol çok düşerse bu defa kanser riski oluşur

    Düşük kolesterolün bir sakıncası var ayrıca: Kansorojen. Bazı insanlarda kolesterol çok düşüyor. İlaçla kontrolsüz şekilde düşürüyorlar. İnsanlara “Düşük kolesterol iyi” diyorsunuz bir bakıyorsunuz yerlerde geziyor. İlacı o kadar fazla içiyor ve kolesterolü düşürüyor ki bu defa kanserojen riski oluşuyor.

    İçimden ’ne yersen ye’ demek geçiyor

    Hastalar bana hep soruyor. “Doktor ben ne yiyeyim?” Ben ona diyeyim ki, “Kaf Dağı’nın ardında sarı çiçek var al onu ye.” Böyle kolay çözüm arıyorlar. Önce sigara içmeyeceksin. 65 yaşındaki insanlar, “Ben ne yiyeyim?” diye soruyor. İçimden gülüyorum “Ne yersen ye” demek geçiyor içimden. İstiyor ki 65 yaşına kadar yemiş 65 gün yemesin bütün damarlar açılsın.

    Artık hastanede her sabah yumurta

    A nneler bana “Çocuğum ne yesin?” diye sormalı. O zaman bir şeye benzer. Sağlıklı beslenme 10 yaşında başlar. Artık hastanede ameliyat olan hastalarımıza da her sabah yumurta veriyoruz. Tepki almaktan çekiniyorduk ama artık yüksek sesle söylediğimiz için çekinmiyoruz. Hastalarımdan tekrar özür diliyorum onları böyle bir nimetten mahrum ettiğim için.

    Mehmet Öz’ün de dedikodusu çıktı

    Mehmet Öz “Badem yiyin” dedi ama avuç avuç yiyin demedi ki. “7-8 tane yiyin” dedi. Bunun üzerine bazı meslektaşlarımız dedikodu çıkardılar, “Bademciler aralarında para toplamışlar Mehmet Öz’e 200 bin dolar vermişler.” Mehmet Öz yılda 1.5 belki 2 milyon dolar kazanıyor. 200 bin dolar için değil böyle bir şey söylemek, tatile bile gelmez.

    Beril Özcan / Vatan

  3. #3
    Duhul
    Feb 2004
    Yaş
    67
    Gönderi
    10,347
    Blog Yazıları
    9

    Esas

    Üzüm Çekirdeği Avrupa'da ilaç niyetine satılıyor.

    Mucizevi çekirdek ödemden, nezleye kadar bir çok hastalığın tedavisinde kullanılıyor.
    Üzümün çok faydalı olduğu bilinir. Özelliklede zihin açıcı yönü ile sınavlardan önce kuru üzüm tavsiye edilir. Ama birçoğumuz üzümü yerken çekirdeğinden muzdarip oluruz. Onu tüketmez, atarız. Hatta marketlerde en çok çekirdeksiz üzümler rağbet görür. Hâlbuki üzümün çekirdeği bugün birçok Avrupa ülkesinde ilaç niyetine, tabletler halinde satılıyor. Yavaş yavaş Türkiye'de de yaygınlaşmaya başlayan üzüm çekirdeği, yakında bütün eczanelerdeki yerini alacak gibi.
    Bu çekirdeğin en önemli faydası kan damarı onarıcısı olması.
    Kan damarları insan için hayati önem taşıyor. Başınızdan ayak uçlarınıza kadar her doku kanla beslenir. İncecik kılcal damarlardan, geniş atardamarlara kadar, karmaşık kan damarları ağı sizin yaşam hattmızdır. Eğer kan damarları yaşlanır, hastalanır, zayıflar, incelir ve kan sızdırırsa, sağlığınız tehlikede demektir. Eğer oksijeni taşıyan kan düzgün bir biçimde akmıyorsa kalp kasınız hasar gö- rebilir. İşte üzüm çekirdeği, zayıflamış kan damarlarını güçlendirip normal sağlıklarına döndü-rebilen, dolaşım bozukluklarının düzeltebilen ve önleyebilen bir yapıya sahip.
    Özelliği ise tamamen doğal olması...
    Çekirdek, damar hastalıklarını tedavi ediyor. Zayıflamış kan damarlarının yapısını güçlendiriyor. Ayrıca üzüm çekirdeği bilinen en güçlü antioksidan... Yapılan bazı testlerde, E vitamininden 50 kat daha güçlü olduğu ortaya çıkmış.
    İlk Fransa'da keşfedildi
    Üzüm çekirdeği 40 yıldır Avrupa'da, özellikle üzüm bağlarının çokluğu ile bilinen Fransa'da etkili bir biçimde kullanılıyor. Üzüm çekirdeği 1947 yılında Bordeaux Üniversitesi'nden emekli tıp profesörü, Fransız Kimyacı Jack Masquelier tarafından keşfedilmiş. Çekirdek ilk olarak hamileliğinden dolayı aşırı ödemi olan fakültenin dekanının eşine, dekan tarafından verilmiş. Masquelier o günü şöyle anlatıyor; 'Kadın, şişmiş bacakları ile o kadar yorgun görünüyordu ki, güçlükle yürüyebiliyordu. Yüzünden, çektiği acıları okumak mümkündü. Ne yapabilirim de bu kadının acılarını dindirebilirim diye düşündüm. Sonra dekanın eşine çekirdek verdiğini gördüm. Dekanın eşi 48 saat içinde iyileşti. O halde, ben üzüm çekirdeğinde özel bir şeyler olabileceğini düşündüm.'
    1950'de üzüm çekirdeği Resivit olarak bilinen ve Fransa'da satılan ilk damar koruyucu ilaç olmuş. Doktor Masquelier ve meslektaşları, üzüm çekirdeğinin varis üzerindeki etkisini doğrulayan dokuz deney yapmışlar.
    Bununla birlikte çekirdek, göz kamaşması, gece körlüğü, maküler dejenerasyon gibi göz sorunlarının, arterit, saman nezlesi, alerji ve burun kanamalarını tedavisinde de kullanılmış. 'Eğer düzenli olarak üzüm çekirdeği alırsanız, damar duvarlarınız güçlenecektir.' Diyor Dr. Masquelier.
    Diş eti kanayanlar kullanmalıPeki üzüm çekirdeğine ihtiyacınız olup olmadığını nasıl öğreneceksiniz? Doktor Masquelier'in konu ile ilgili görüşleri şu şekilde: ';Sabahleyin dişlerinizi fırçalarsınız ve diş etlerinizin kanadığını görürsünüz. Ya da göz korneasında bir kan lekesi fark edersiniz. Veya geceleri kendinizi yorgun hissedersiniz, baldırlarınız şişer, ödem olduğunu fark edersiniz. Bu durumda damar zayıflığından muzdarip-sinizdir ve üzüm çekirdeği tüm bu patolojik mekanizmalarla mücadele eder.'
    1995 yılında İtalya'da yapılan bir araştırmada 150 miligramlık üzüm çekirdeğinin ağrıyı, yanma karıncalanma hissini ve atardamarların şişme derecesini azaltmada, yaygın olarak kullanılan bir eczacılık ilacından daha hızlı ve uzun süreli etkili olduğu bulunmuş. 1985 yılında da Fransa'da 92 hasta üzerinde yaşılan kür kontrollü deney, 28 gün boyunca 300 miligram üzüm çekirdeği almanın, ağrıyı, karıncalanma geceleyin giren bacak kramplarını ve şişkinliği yüzde 50den daha fazla azalttığını göstermiş.
    Üzüm çekirdeğini diğer bir faydası ise gözlere... Gece görüşünde önemli olan parlak ışıkların neden olduğu göz kamaşmasını geçirmeye yardımcı oluyor. Yine Fransa'da 100 denek üzerinde yapılan iki ayrı araştırmada 5 hafta boyunca günde 200 miligram üzüm çekirdeği almanın parlak ışıklara maruz kaldıktan sonra görme keskinliğine yeniden kavuşma durumunu artırdığı ortaya çıkmış. Ayrıca testlerde üzüm çekirdeği ürünün bir bilgisayar ekranı karşısında çalışmanın neden olduğu göz gerilimini geçirdiği ve miyop kişilerde retinanın işlevini ve duyarlılığını düzelttiği görülmüş.
    Üzüm çekirdeğinin tansiyonu ve onun sonuçlarını düzenlemeye yardımcı olabileceği de belirtiliyor. Araştırmaların gösterdiğine göre, yüksek tansiyonlu insanlar genellikle çok geçirgen olan, zayıf kılcal damarlara sahipler. Bu da onların kılcal damar kanaması geçirme ve göz retinasındaki kan damarlarının yırtılma olasılıklarını artırıyor. Dr. Miklos Gabor'un yaptığı araştırmada üzüm çekirdeği yüksek tansiyonlu deneklerde kılcal damarları güçlendirmiş.
    Anti-Aging etkisi
    Üzüm çekirdeği damarları yenilediği için ayrıca anti-aging etkisine sahip. Yenilenen damarlar yaşlılığı geciktiriyor. Böylelikle cildinizdeki yaşlanma belirtileri azalıyor. Uluslararası sertifikalı Organik Üzüm Çekirdeği Ekstraktnın içerdiği Proantosiyanidin bilinen en güçlü etkisi antioksidant. Üzüm çekirdeğinin antioksidant etkisi vitamin E'den 50, vitamin C'den 20 kat daha fazla.
    Antioksidantlar, vücudumuzdaki kimyasal reaksiyonlar sonucu oluşan veya dışarıdan sigara, alkol, kirli hava v.s. ile alınan oluşan veya dışarıdan sigara, alkol, kirli hava v.s. ile alınan zararlı maddeleri etsiz hale getiriyor. Uzmanlara göre vücudun antioksidant üretimi 25 yaşından sonra yavaşlamaktadır. Bu yavaşlamanın yol açtığı deformasyonları yok etmek için bilinen en kuvvetli antioksidant ise organik üzüm çekirdeği ekstraktıdı olduğu belirtiliyor. Çekirdek, bağ dokularını güçlendirerek cilt sarkmasına engel oluyor. Cildin elastik, yumuşak ve düzgün olmasını sağlıyor.
    Üzüm çekirdeğinde tavsiye edilen miktar
    Üzüm çekirdeğinin tavsiye edilen miktarı günde 150 ile 300 miligram. Damar sağlığını korumak için gerekli doz ise günde 5-10 gram.
    Güvenlik etkileri
    Üzüm çekirdeğinin insanlar üzerinde her hangi bir yan etkisi görülmemiş. Prof. Peter Rohdewald tarafından laboratuar fareleri, Hint domuzları ve köpekler üzerinde yapılan araştırmada doğal çekirdeğin, toksik, mutajenik, karsinojenik olmadığı tespit edilmiş.
    Kimler kullanmalı?
    Kan damarlarının yardıma ihtiyaç duyduğunu düşünenler.
    * Cildindeki kırışıklıklar günden güne fazlalaşanlar
    * Cildi cansız ve solgun görünenler
    * Cinsel yaşantısında kendini yetersiz hissedenler
    * Kalple ilgili sorunları olanlar
    * Ani kalp krizi riski olanlar
    * Görme gücünde yaşlanmaya bağlı bozulma olanlar
    * Şişlikler ve ödem alerjilerinde
    * Yüksek tansiyonda
    * Kolayca kanama ve morarma eğilimi olanlar
    * Daha önce kanamaya bağlı felç geçirenler
    * Şeker hastalığı olanlar
    * Varis ve hemoroit gibi soruları olanlar
    Şunu belirtmek gerekiyor ki; yukarıda bahsettiğimiz faydaların birçoğu çekirdeğin damarları onarıcı özelliğinden kaynaklanıyor. Çünkü damarlar, insan bedenini ayakta tutan ana mekanizmalar. Onların bozukluğu insan bünyesinde birçok hastalığa neden oluyor. Damarları onaran çekirdek, böylelikle diğer hastalıkların iyileşmesinde de önemli bir etkiye sahip oluyor.


    Neslihan Bakırcı
    Kişisel Gelişim , sayı 33

  4. #4
    Duhul
    Jul 2006
    İkamet
    İstanbul
    Gönderi
    809

    Esas

    Merhaba,

    Yakın çevremdeki hiçbir arkadaşımın katı bir perhiz anlayışıyla hastalarına yaklaştıklarına şahit olmadım.(Hatta bir ara Sn.karınca da forumda yazmıştı..onun da aynı düşüncede olduğunu biliyorum.)
    Diğer meslekdaşlarım ve diyetisyenler ne der bilemiyorum..Tüm hiperlipidemili hastalarıma haftada 3-4 günden fazla yumurta yememeleri gerektiğini söylüyordum ve bu şekilde söylemeye de devam edeceğim.Bingür Sönmez hoca ve yetiştirdiği talebeleri bu konuda bir sıkıntı yaşamış olabilir ama bu genellenmemeli diye düşünmekten kendimi alamıyorum.Kendi aralarında konuşuyorlar dediği hususa da şöyle bir açıklama getirilebilir..Sanıyorum hiçbir meslekdaşım kendisinden bir buçuk nesil büyük akademik kariyerinin en üst seviyesindeki birine nasihat etmek suretiyle narsistik öfkesine maruz kalmak istememiştir.Tüm bunlar polemik ve reklam amaçlı kullanılabilecek hususlar.
    Yeri gelmişken..tereyağından ve/veya kırmızı etten özür dileneceğini ise hiç sanmıyorum..
    Damar içi atherom plakları gökten zembille inmiyor nihayetinde..hele bir de genetik faktörler veya diğer risk faktörleri mevcutsa dikkatli olmak lâzım..
    Tüm forumdaşların iyi bir bayram geçirmelerini diliyorum .
    sevgiler

  5. #5
    Duhul
    Feb 2004
    Yaş
    67
    Gönderi
    10,347
    Blog Yazıları
    9

    Esas

    Sevgili doktorum sizin ve tüm dostlarımızın bayramları kutlu olsun.
    Gördüğüm kadarıyla forumumuzun sağlık ölümü biraz boş kaldı, sanırım biraz görev ihmali içindesiniz
    Buradaki alıntıları değerli hekimlerimizden yapıyoruz.
    Sırada değerli doktorlarımız Dr Mehmet ÖZ, Gazi yaşargil ve diğerleri olacak.
    Perhiz konusundaki düşüncenize katılıyorum.
    Şu an Burdur'da bulunan değerli iç hastalıkları doktoru sevgili arkadaşım Zeki Albayrak 15 yıl önce herkesin bünyesinin farklı olduğunu dolayısıyla katı bir perhiz anlayışını olamayacağını bu konudaki perhiz anlayışını "Dokunanı yeme" olarak özetlemişti.
    Bu vesileyle tekrar kendisinin de kulağını çınlatmış olalım.
    Bildiğiniz gibi ben hekim değilim, mesleğim ziraat mühendisliği, bizlerin de görevi insanımızın beslenebilmesi için sağlıklı gıda üretmek. Bu şekilde insan sağlığı üzerinde ister istemez pozitif veya negatif yönde etkili oluyoruz.
    Hani "Sağlığınız için sağlıklı beslenin" demiştik ya.
    Bu konuları tartışacağız. Yumurta da tereyağı da kırmızı ve beyaz et de daha çok tartışılacak..
    Tartışılamayacak şeyler de var; Fast food beslenme kola, sigara, alkol gibi...
    Hoş geldiniz
    Güzel katkılarınızı bekliyoruz.
    Son düzenleme : Serenler; 08-12-2008 saat: 09:58.

  6. #6
    Duhul
    Feb 2004
    Yaş
    67
    Gönderi
    10,347
    Blog Yazıları
    9

    Esas

    Tereyağı kalp krizini önlüyor

    Şeker hastalığı ve obezite tedavisine de yardımcı olduğu iddia edildi
    AA
    Kanadalı bilim adamları, kalp ve damar hastalıkları başta olmak üzere birçok hastalığa neden olduğu öne sürülen tereyağını temize çıkardı.

    Yeni bir araştırmadan elde edilen sonuçlara göre, tereyağı ve sığır eti kalp krizi riskini ve kolesterolü düşürüyor, şeker hastalığı ve obeziteyi tedaviye yardımcı oluyor.
    Alberta Üniversitesi profesörü Spencer Proctor ve asistanı Flora Wang tarafından yapılan araştırma sırasında, 16 hafta boyunca deney farelerine tereyağı ve inek etinde bolca bulunan vaksenik asit bakımından zenginleştirilmiş diyet uygulandı.

    Vaksenik asidin vücutta kolesterol başta olmak üzere birçok rahatsızlığa sebep olan şilomikronların oluşmasını yavaşlattığı gözlemlenirken, deney sonunda kötü kolesterol olarak bilinen LDL başta olmak üzere, toplam kolesterol ve trigliseritte düşüş görüldü.

    Flora Wang, "Tereyağı, sığır eti ve türevlerinde vaksenik asid oranı en az yüzde 70'tir. Araştırmanın bizi en çok sevindiren sonuçlarından biri, metabolizmada birçok hasara sebep olan şilomikronların oluşmasının bu yolla yavaşlatılabileceği olmuştur. Bugüne kadar zararlı etkilerinden korktuğumuz doğal yağlar, aslında sağlığımız için son derece faydalı. Tereyağı ve sığır etinin kalp krizi riskini düşürmesi, şeker hastalığı ve obezite tedavisine yardımcı olması ve kolestrole iyi gelmesi, artık bir realite" diye konuştu.

    Bu arada, doktora öğrencisi olan Flora Wang, araştırma sonuçlarını sunduğu, Alberta'da düzenlenen "Uluslararası Şilomikronların Zararları Sempozyumu"nda "genç araştırmacı" ödülünü aldı.

  7. #7
    Duhul
    Oct 2004
    İkamet
    34147
    Yaş
    93
    Gönderi
    12,883
    Blog Yazıları
    158

    Esas

     Alıntı Originally Posted by Serenler Yazıyı Oku
    Tereyağı kalp krizini önlüyor
    Bir operatör dostumun tavsiyesi üzerine yeniden az miktarda tereyağı yemeğe başlamıştım. Bu yazı bana destek oldu. Artık miktarı Kilomu kontrol altında tutarak normale çıkarabilirim.

  8. #8
    Duhul
    Jul 2006
    İkamet
    İstanbul
    Gönderi
    809

    Esas

     Alıntı Originally Posted by Serenler Yazıyı Oku
    Tereyağı kalp krizini önlüyor

    Şeker hastalığı ve obezite tedavisine de yardımcı olduğu iddia edildi
    AA
    Kanadalı bilim adamları, kalp ve damar hastalıkları başta olmak üzere birçok hastalığa neden olduğu öne sürülen tereyağını temize çıkardı.

    Yeni bir araştırmadan elde edilen sonuçlara göre, tereyağı ve sığır eti kalp krizi riskini ve kolesterolü düşürüyor, şeker hastalığı ve obeziteyi tedaviye yardımcı oluyor.
    Alberta Üniversitesi profesörü Spencer Proctor ve asistanı Flora Wang tarafından yapılan araştırma sırasında, 16 hafta boyunca deney farelerine tereyağı ve inek etinde bolca bulunan vaksenik asit bakımından zenginleştirilmiş diyet uygulandı.

    Vaksenik asidin vücutta kolesterol başta olmak üzere birçok rahatsızlığa sebep olan şilomikronların oluşmasını yavaşlattığı gözlemlenirken, deney sonunda kötü kolesterol olarak bilinen LDL başta olmak üzere, toplam kolesterol ve trigliseritte düşüş görüldü.

    Flora Wang, "Tereyağı, sığır eti ve türevlerinde vaksenik asid oranı en az yüzde 70'tir. Araştırmanın bizi en çok sevindiren sonuçlarından biri, metabolizmada birçok hasara sebep olan şilomikronların oluşmasının bu yolla yavaşlatılabileceği olmuştur. Bugüne kadar zararlı etkilerinden korktuğumuz doğal yağlar, aslında sağlığımız için son derece faydalı. Tereyağı ve sığır etinin kalp krizi riskini düşürmesi, şeker hastalığı ve obezite tedavisine yardımcı olması ve kolestrole iyi gelmesi, artık bir realite" diye konuştu.

    Bu arada, doktora öğrencisi olan Flora Wang, araştırma sonuçlarını sunduğu, Alberta'da düzenlenen "Uluslararası Şilomikronların Zararları Sempozyumu"nda "genç araştırmacı" ödülünü aldı.
    Sevgili Serenler;

    Öncelikle ilginiz için teşekkür ederim.
    Foruma daha sık yazma konusunda henüz tüm zorlukları aşabilmiş değilim.Görev yaptığım köy, internet bağlantısına nihayet kavuştu.Buna rağmen mesaim her geçen gün daha da yoğun olmaya başladı.Vakit ve enerji bulabilirsem (özellikle Aile Hekimliği Uygulamaları konusunda) yazmak isterim.Bu arada forumu aksatmadan takip etmeye çalışıyorum.Kenardan izlemek de keyifli.

    Konuyla ilgili de ortaya bir kaç sorum olacak izninizle..

    1.Alberta Üniversitesi profesörü ve asistanı olduğu iddia edilen kişiler tıp doktoru mudurlar?..branşları var mıdır?..varsa nedir?
    2.Yazının kaynağı medya mıdır?
    3.Bu yazının bilimsel bir yönü var mıdır?yoksa bu yazı mizahi amaçla mı yazılmıştır?

    saygılarımla.

Sayfa 1/22 12311 ... SonSon

Gönderi Kuralları

  • Yeni konu açamazsınız
  • Konulara cevap yazamazsınız
  • Yazılara ek gönderemezsiniz
  • Yazılarınızı değiştiremezsiniz
  •