Sayfa 3/3 İlkİlk 123
Arama sonucu : 24 madde; 17 - 24 arası.

Konu: dikkat !! şeker kullanımı..

  1. #17
    Duhul
    Jun 2008
    İkamet
    Papatyanın hışırdamadığı, hapşurmadığı, kokmadığı
    Gönderi
    9,983
    Blog Yazıları
    7

    Esas

    ~ O.K.U. ~
    Forum Kuralları

    Hayat bazen çok cimridir.
    İnsanın yeni bir duygu tatmaksızın günler, haftalar, aylar hatta yıllar geçirdiği olur.



  2. #18
    Duhul
    Jun 2008
    İkamet
    Papatyanın hışırdamadığı, hapşurmadığı, kokmadığı
    Gönderi
    9,983
    Blog Yazıları
    7

    Esas

    ~ O.K.U. ~
    Forum Kuralları

    Hayat bazen çok cimridir.
    İnsanın yeni bir duygu tatmaksızın günler, haftalar, aylar hatta yıllar geçirdiği olur.



  3. #19
    Duhul
    Jun 2008
    İkamet
    Papatyanın hışırdamadığı, hapşurmadığı, kokmadığı
    Gönderi
    9,983
    Blog Yazıları
    7

    Esas

    Şeker, yine şeker...
    Kanser ve şeker ilişkisi!


     Alıntı Originally Posted by kaucuk Yazıyı Oku
    COK FAYDALI YAZI

    K A N S E R H Ü C R E S İ


    Hatırlamakta ve hatırlatmakta fayda var.
    Her doktor öğrenciliği sırasında Otto Warburg'un buluşunu öğrenir.
    1930'lu yıllarda Warburg kanserin en temel biyokimyasal
    sebebini,
    yani sağlıklı bir hücreyi kanser hücresinden ayıran şeyin ne olduğunu bulmuştur.
    Bu, o kadar önemli bir buluştur ki,
    Otto Warburg'a Nobel Ödülü kazandırmıştır.
    Otto Warburg'a göre kanserin bir temel sebebi vardır.
    Bu da, vücudun normal hücrelerinin oksijenli solunumunun,
    oksijensiz -anaerobik- hücre solunumuyla yer değiştirmesidir.
    Warburg'un buluşu bize başka neleri anlatmaktadır?
    Birincisi,
    kanser, normal hücrelerden çok farklı bir biçimde metabolize olmaktadır.
    Normal hücreler oksijene ihtiyaç duyar;
    kanser hücreleri oksijenden kaçınır.

    Hiperbarik oksijen terapisi alternatif kanser tedavisi uygulayan
    kliniklerde kullanılan bir yöntemdir.
    Bu buluşun bize anlattığı başka bir şey de,
    kanserin bir mayalanma (fermantasyon) süreciyle metabolize olduğudur.

    Kanserin metabolizması normal hücre metabolizmasından 8 kat daha büyüktür.
    Yukarıda söylediğimiz her şeyi birleştirirsek ortaya şu tablo çıkıyor:

    Vücut, kanseri beslemeye çalışırken mütemadiyen kapasitesinin üstünde çalışır.
    Kanser devamlı açlıktan ölmenin eşiğindedir ve vücuttan kendisini beslemesini talep etmektedir.
    Besin alımı kesilirse kanser açlıktan ölmeye başlar.
    Tabii kendisini beslemek için vücudun şeker üretmesini sağlayamazsa...
    Proteinlerden şeker.
    Bu ziyan sendromuna kaşeksia (cachexia) denir.
    Kaşeksia vücudun proteinlerden
    (evet, doğru duydunuz,karbonhidratlardan veya yağlardan değil de, proteinlerden)
    "glükoneogenez"
    (yeniden glükoz yapımı)
    işlemiyle,
    şeker elde etmesidir.

    Bu şeker kanseri besler.
    Vücut sonunda, kanser hücresini beslemeye çalışırken kendisi açlık çeker.
    Şimdi,
    kanserin şekerle beslendiğini öğrenmişken,
    onu şekerle beslemek mantıklı geliyor mu size?
    Yani karbonhidratlardan zengin bir diyet uygulamak?
    Bugün,
    kansere karşı uygulanan birçok besin terapisi mevcuttur
    (işe de yaramaktadırlar).
    Çünkü günün birinde birisi şeker ve kanser arasındaki bağlantıyı görmüştür.
    Bu terapilerde, karbonhidratlar bakımından zengin gıdalara izin verilmez.

    Terapilerin hiçbirinde şekere de izin verilmez.
    Çünkü şeker kanseri beslemektedir.

    Peki doktorunuz bu gerçekleri size neden söylemez?
    Kim bilir?
    Belki doktorunuz kanseri tedavi edecek kişinin siz değil, kendisi olduğunu düşünmektedir.
    Belki Otto Warburg'un buluşunu duymuştur ama geri kalan parçaları tamamlayamamıştır.
    Belki de beslenmeyle ilgili hiçbir şey öğrenmemiştir.
    Aslında 1978'e kadar ABD'nin resmi kuruluşlarından biri,
    beslenmenin kanserle bir ilgisi olmadığını iddia etmekteydi!!!!
    Kanser ve şeker bağlantısından haberdar olanlar ise,
    dikkate değer terapilerle ortaya çıktılar.
    Bunlardan biri 'Laetrile'dir.
    Kaşeksialı hastaların yüzde 50'den fazlasında glükoneogenez sürecini durduran
    hidrazin sülfat
    bunlardan bir diğeridir.
    Bugün,
    Minnesota Üniversitesi kemoterapi alanında bir
    "akıllı bomba"
    üzerinde çalışmaktadır.

    Akıllı bomba diyebileceğimiz ilacın üzerinde bir kaplama vardır.
    İlaç,
    vücutta oksijensiz bir bölge ile karşı karşıya geldiğinde bu kaplamayı üzerinden atar.
    Kanseri yok etmek için kemoterapiyi serbest bırakır.
    Çünkü, vücutta oksijensiz tek alan, kanserli bölgedir.
    Kanser hücresini aç bırakmaya çalışan besin terapileri de vardır.
    Kanserin ne sevdiğini bilen hasta, bunları yemekten kaçınır.
    Kanser, çiğ yiyeceklerdense, pişmiş yiyecekleri sever.
    Pişirme işlemi, besinlerdeki enzimleri ve vitaminleri yok etmektedir.
    Bir de, kanserin şeker sevdiğini aklınızdan çıkarmayın.
    Kanserinizi sevmiyorsanız, onu beslemeyin!

    Şeker yerine tatlandırıcı kullanmak çözüm değil
    Şeker yerine tatlandırıcı kullanmayı düşünüyorsanız,
    başka bir tuzağa düşmüş olursunuz.
    Tatlandırıcıların da vücuda ciddi zararları olduğu,
    yapılan araştırmalarla kanıtlandı.

    Örneğin,
    Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi (FDA),
    sakarin içeren her türlü gıda maddesinin üzerine
    "Sağlığa zararlıdır.
    Hayvanlar üzerinde yapılan testlerde kansere yol açmıştır."
    ibaresinin konmasını şart koştu.
    Aspartam ve sükraloz gibi diğer tatlandırıcılar da
    yan etkileri nedeniyle uzak durulması gereken gıdalar arasında.

    (Editörün notu: Ama maalesef hiç birinin üzerinde böyle bir ibare yok).
    Kaynak:

    *********
    International Wellness Directory.
    Son iki yüzyıldır şeker tüketimi nasıl arttı?
    İngiltere'de 1815'de 5 kg cıvarında olan kişi başına
    yıllık çay şekeri tüketimi 1970'de 50 kg 'ın üzerine çıkmıştır. 1
    970-2000 yılları arasında ABD vatandaşları önceki yıllara oranla
    yılda 100 litre daha fazla şekerli meşrubat tüketmişlerdir.

    Türkiye'deki durum da artık çok farklı değildir.
    Çocuğu ile büyüğü ile çılgınca şeker ve beyaz un kullanılmaktadır.
    Bütün bu bilgiler kanserlerin niçin arttığını göz önüne açıkça sermektedir.
    Aşağıdaki tedbirlerle kanserlerin
    en az üçte ikisi önlenebilir;

    1..
    Un ve şekerden kaçınarak insülin direncini yenin.
    2..
    Hiçbir şekilde tatlandırıcı ve tatlandırıcı içeren
    'light'
    hafif yiyecek ve içecek tüketmeyin.
    3..
    Katkı maddesi ilave edilmiş, paketlenmiş gıdaları yemeyin.
    Taş devri diyetini uygulayın.
    4..
    Bol taze sebze ve meyve yiyin.
    5..
    Yeterli omega-3 alın; ayçiçeği,
    mısır, soya, pamuk ve margarin gibi yağları diyetinizden çıkartın.
    Bunların yerine zeytinyağı ve doğal hayvani yağları
    (tereyağı, iç yağı ve kuyruk yağı)
    yiyin.
    6..
    Kefir, yoğurt, turşu, sirke,
    nar ekşisi ve boza gibi probiyotiklerden
    (faydalı mikroplar)
    zengin gıdalarla beslenin.
    7..
    Özgür dolaşan hayvanların etini ve yumurtasını yiyin.
    8..
    Pastörize sütlerden mümkün olduğunca kaçının.
    Kutu sütü tüketmeyin.
    Mümkünse marda (?) sütü kullanın.
    Süt yerine süt ürünlerini (yoğurt, peynir) tercih edin.
    9..
    Günde iki diş sarımsak ve/veya 1 baş kuru soğan tüketin.
    10..
    Günde 1-2 tatlı kaşığı zerdeçal tozu tüketin.
    11..
    Yeşil ve siyah çay tüketin (şekersiz!!!! ).
    12..
    Stresten uzak durun.
    13..
    İyi uyuyun.
    14..
    Çevresel toksinlerden ve sigaradan uzak durun.
    15..
    D vitamini düzeylerinizi yükseltmek için dengeli bir şekilde
    güneşlenin ya da D vitamini takviyesi alın.
    16..
    Yeteri derecede egzersiz yapın!!!!
    17..
    Aşırı alkol kullanmayın.
    18..
    İşlenmiş soya ürünü yemeyin.
    19..
    Yemekleri geleneksel yöntemler (buğulama, buharda pişirme) ile pişirin.
    Turbo fırınlar da kullanılabilir.
    20..
    Hızlı pişirme yöntemleri (mikrodalga gibi) besin kayıplarına yol açar;
    ayrıca kanserojen olabilirler !!!!
    21..
    Daha çok toprak (güveç), cam ya da kalaylı bakır kapları tercih edin.
    Emaye ve çelik tencere daha sonraki tercihlerdir.
    22..
    Teflon ve alüminyumu ise kesinlikle kullanmayın.

    **************************
    Prof. Dr. Ahmet AYDIN
    İÜ Cerrahpaşa Tıp Fak.
    Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları ABD
    Metabolizma ve Beslenme Bilim Dalı Başkanı
    *********************************************
    Hepinize Sağlıklı günler dilerim.
    belki de bir hayat kurtarırsınız
    ~ O.K.U. ~
    Forum Kuralları

    Hayat bazen çok cimridir.
    İnsanın yeni bir duygu tatmaksızın günler, haftalar, aylar hatta yıllar geçirdiği olur.



  4. #20
    Duhul
    Jun 2008
    İkamet
    Papatyanın hışırdamadığı, hapşurmadığı, kokmadığı
    Gönderi
    9,983
    Blog Yazıları
    7

    Esas

    Şeker konusuna dikkat çekmek için böyle tek tip kıyafet hoş olmuş.

    ~ O.K.U. ~
    Forum Kuralları

    Hayat bazen çok cimridir.
    İnsanın yeni bir duygu tatmaksızın günler, haftalar, aylar hatta yıllar geçirdiği olur.



  5. Esas

    Uzun zaman söylenildiği gibi damar sertliğine sebep olan kolesterol değil şekerdir.

    Gerçi halen eski kafaya göre ilaç yazan kolesterolü suçlayan hekimler var.

    Halen boşu boşuna kolesterol ilacını hastaya dayarlar.

    Halen insanımız "yağlı yiyecekler yemiyorum" deyip gururla söyler.
    Yumurta çok kolesterollüymüş safsataları devam ediyor.

    Canan Karatay hoca bir tane.

  6. #22
    Duhul
    Sep 2013
    İkamet
    Bursa/Denizli
    Yaş
    57
    Gönderi
    6,622
    Blog Yazıları
    1

    Esas

    Her gıdada olduğu işlenmiş hazır şeker sakıncalı tabi ki..

    Ben günde çay ve kahveye 15 kesme şeker atıyordum. Açlık kan şekerim 115-120 çıkıyordu.
    Sonra 10 kesme şekere düşürdüm. Bu değer 115 i geçmemeye başladı.
    Halbuki yemek sonrası tatlı, kola vs başka şeker içeren ürün tüketmem.
    Günde iki elma eşdeğeri farklı iki meyve tüketirim. Arasıra biraz da şurup tabii.

    En son araştırma yaptım. Şekersiz bitkisel doğal şeker varmış ve Japonya, Avrupa gibi ülkelerde birçok gıdaya (bisküvi vb) şeker olarak katılıyormuş.
    Hatta raflarda bu ürünlerin oranı %40 a yakınmış.
    Şekerin vücuttaki organları yaşlandırdığı ve hızlı yıprattığı artık bilinen bir gerçek.

    Bu bitkiyi kullanmaya başlayınca açlık şekerim 100-105 seviyesine indi.
    Bu yüzden artık kan şekeri ölçümüne ihtiyacım kalmadı...:super.

    Bu bitkisel doğal şeker, Stevya denen bitkiden üretiliyor. Tadı da normal şeker kadar güzel, hatta bence daha güzel.
    Bu bitkiden üretilen şeker kavanoz içinde toz, tablet vb formlarda büyük marketlerde, eczanelerde satılıyor.
    Bana bir kavanoz 1 ay yetiyor ve 13 TL civarı diye hatırlıyorum en son...

    Kalın sağlıcakla..

  7. #23
    Duhul
    Jun 2008
    İkamet
    Papatyanın hışırdamadığı, hapşurmadığı, kokmadığı
    Gönderi
    9,983
    Blog Yazıları
    7

    Esas

     Alıntı Originally Posted by anti panik Yazıyı Oku
    Bu bitkisel doğal şeker, Stevya denen bitkiden üretiliyor. Tadı da normal şeker kadar güzel, hatta bence daha güzel.
    Bu bitkiden üretilen şeker kavanoz içinde toz, tablet vb formlarda büyük marketlerde, eczanelerde satılıyor.
    Bana bir kavanoz 1 ay yetiyor ve 13 TL civarı diye hatırlıyorum en son...

    Kalın sağlıcakla..
     Alıntı Originally Posted by i-ked Yazıyı Oku
    Vikipedia'daki satır araları okunursa Türkiye'de -erkeklerde- fazla rağbet görmez:

    ... Bununla birlikte Paraguay'da özellikle kırsal kesimdeki ve yerli halk stevia bitkisini doğum kontrolü için kullanmakta olup bu durumda bitkinin sperm azaltıcı etkisini doğrulamaktadır. ...

    Helix diye bir dizi var, orada insanların kaynakları hızla tüketmesini kontrol altına almak için genetiği değiştirilen ve etkisi erkekleri kısırlaştırmak olan elma reklamlarla tüm toplumlara tükettirilip artık insanların doğmadığı ama Matrix gibi üretildiği insanlar için kuluçkavari tesisler yapılmıştı.
    Helix (S02E13) Helix (S02E13) Matrix (Bebek Tarlaları)
    Her zaman değil ama zaman zaman önyargılar ve şüphecilik iyidir. İyice araştırmadan yeni bitki, teknik, ilaç, arkadaş ve tabiki hisse senedi işine girmemeliyiz. Beden, ruh ve cep sağlığı tavsiyesidir.
     Alıntı Originally Posted by i-ked Yazıyı Oku


    Dijital kitaplarımdan birinde böyle yazıyor. 1995 baskısı bu kitaba göre Brezilya ve Japonya'da kullanımı serbest iken Amerika'da yasakmış.

    Dizide de çıktı:

    Bugün işyerindeki bir arkadaşın 19 yaşındaki tek oğlu rahatsızlanınca hastaneye kaldırılmış ve acilde hayatını kaybetmiş. Sebep (gizli) şeker!

    Dünya küçük
    Hayat kısa
    Kuşlar uçuyooooooor...
    ~ O.K.U. ~
    Forum Kuralları

    Hayat bazen çok cimridir.
    İnsanın yeni bir duygu tatmaksızın günler, haftalar, aylar hatta yıllar geçirdiği olur.



  8. #24
    Duhul
    Jun 2008
    İkamet
    Papatyanın hışırdamadığı, hapşurmadığı, kokmadığı
    Gönderi
    9,983
    Blog Yazıları
    7

    Esas

    - Sağlıklı beslenerek 6 haftada 8 kilo nasıl alınır?
    - Cevap basit : Şeker!





    hisse.net iPad uygulaması ile gönderilmiştir.
    ~ O.K.U. ~
    Forum Kuralları

    Hayat bazen çok cimridir.
    İnsanın yeni bir duygu tatmaksızın günler, haftalar, aylar hatta yıllar geçirdiği olur.



Sayfa 3/3 İlkİlk 123

Gönderi Kuralları

  • Yeni konu açamazsınız
  • Konulara cevap yazamazsınız
  • Yazılara ek gönderemezsiniz
  • Yazılarınızı değiştiremezsiniz
  •