Sayfa 2/2 İlkİlk 12
Arama sonucu : 15 madde; 9 - 15 arası.

Konu: Bitkisel İlaçlar..Doğal Tedavi..

  1. #9

    Esas

    Göz altı mor olan insanlar daha hasta ve yaşlı dururlar. Bu nedenle tedavi olma ihtiyacı hissederler. Göz altı morlukları bazen uykusuzluk ve yorgunluk bazen de göz altında ki derinin üst tabakasından geçen damarlarla ilgilidir.
    Bitkisel tedavi yapılabildiği gibi cerrahi operasyonla da tedavi edilebilir.

    Göz altı morlukları neden olur?

    Göz altı derisi çok ince ve zayıftır. Yaş ilerledikçe de incelmesi devam eder. Cildin incelmesi ile zamanla kılcal damarlar daha net görünmeye başlar. Göz altındaki deriye yakın olan damarlarsa ikinci bir nedendir. Bazen yüksek ateş ile seyreden hastalıklarda ve alerjilerde görülebilirler. Polen, toz ve hayvan alerjileri ile şiddetli göz kaşıntıları oluşabilir. Şiddetli ovuşturma ve sulanma göz altı morluklarını oluşturur. Göz altı morlukları kalıtsal olabilir. Beyaz tenli ve göz çukuru derin olanlarda göz altı morluğu sıklıkla görülen bir durumdur. Vücudun ödem yapması, aşırı su kaybetmek, sigara ve alkol içen insanlarda göz altı morluğu oluşabilir. Ayrıca, böbrek ve karaciğer hastaları, uykusuzluk, kansızlık ve demir eksikliğinde göz altı lekeleri aslında belirtidir.

    Göz altı morlukları nasıl tedavi edilir?

    Göz altında oluşan morlukları engellemek için, bol su içmek, güneşten korunmak, iyi uyku uyumak, az tuz almak gereklidir. Bol soğuk su ile kompres yapmak, sebze ve meyve tüketmek gereklidir. C vitamini alımını arttırmak, antioksidanlar kılcal damarları kuvvetlendirerek göz altı morluklarını tedavi eder. Göz altında olan morluklara çay kompresi iyi gelmektedir. Çayı soğuttuktan sonra bir pamuk yardımıyla kompres yapmak morlukları düzenler. Bir buzdolabı buzluğuna çayı döküp, dondurabilirsiniz. Sabah yataktan kalktığınızda, buzlardan 2 tanesi ile göz altınıza uygulayacağınız kompres morlukların düzelmesini sağlarken, şişlikleri de engelleyecektir. İçinde bol K ve C vitamini içeren göz altı kremleri kullanın. Göz altına uygulanan dolgu ile morluklar engellenir. Göz altı mezoterapisi de çok faydalı olmaktadır. Göz altı morlukları için uygulanan özel cerrahi girişimlerse kesin sonuç vermektedir. Bu tarz tedavilerde yapılan cilt bakım metotları ise, çok başarılı olmamaktadır. Cilt bakımının göz altı morluklarına faydası pek yoktur. Ancak göz çukurunu dolduran teknikler faydalıdır.

    http://www.haber7.com/genel-saglik/h...asil-giderilir

  2. #10

    Esas

    Dr. Ömer Coşkun, ebegümecinin böbrek hastalarına umut ışığı olduğunu söyledi.
    Vücuttaki her türlü zararlı maddenin böbrek ve karaciğer sayesinde dışarı atıldığını hatırlatan Coşkun, böbrekte yaşanacak en ufak rahatsızlığın kişiye dayanılması zor ağrılar yaşattığını ifade etti. Coşkun, her organın önemli ama böbreğin çok ciddi fonksiyonları bulunduğunu belirterek, "Birinci vazifesi, vücuda girmiş yabancı maddelerin atılmasını sağlamak. İkincisi, vücut sıvılarının hacmini ve bileşimini belirleyen, kan hacmini ve tansiyonu ayarlayan esas organ. Üçüncüsü, iç salgı bezi gibi de fonksiyon görüyor. Yani hormonal fonksiyonları da var. Mesela kan imalindeki temel madde böbreklerde yapılır. Kemiklerin olgunlaşması için gereken madde de. Böbrek fonksiyonları bozulunca kansız kalıyorsunuz. Kemiklerde zayıflama ortaya çıkıyor" dedi.

    Türkiye'de, yetişkinlerin yüzde 15'inin böbrek hastalığının bir evresini yaşadığına dikkat çeken Dr. Ömer Coşkun, "Böbrek yetmezliği yaşayanların sayısı 70 bin civarında. Buna yılda yüzde 12 ekleniyor. Hipertansiyon ve diyabet, böbrek hastalıklarını tetikliyor" diye konuştu.

    Ağır metallere maruz kalan, sigara içen kişilerde kronik böbrek hastalığı ve kanser riskinin daha yüksek olduğu kaydeden Dr. Coşkun, "Namert bir hastalık, genellikle erken teşhis edilemiyor. İdrarından kan gelen biri dikkatli olmalı; hafife almamalı. Araştırılmalı, tedbiri elden bırakılmamalı" dedi.

    Ebegümecinin böbrek hastalarına umut ışığı olduğunu söyleyen Coşkun, "Doğa mucizevi bir şekilde şifa olacak bitkileri yetiştiriyor. Böbrek hastalığına yakalanan ve sağlığına kavuşan çok sayıda hastadan biri de 37 yaşında Natik Axhundov. Böbrek yetmezliği yaşıyordu, böbreğinde kist vardı. Halsizlik, zayıflık, yürüyememe gibi sorunları vardı. Natik Axhundov şifa bulabilmek için Azerbaycan'dan kalkıp Türkiye'ye geldi. Şifalı bitkileri kullanarak iyileşeceğine inanıyordu, öyle de oldu. Bir buçuk ay boyunca böbrek destek seti ve ebegümeci çayını düzenli olarak kullandı. Bu bitkisel destek ürünleri sayesinde vücut direnci arttı, kendini daha iyi hissetmeye başladı ve çok hızlı bir şekilde iyileşme gösterdi" diye konuştu.


    Kaynak: İHA

    http://www.haber7.com/genel-saglik/h...ina-umut-isigi

  3. #11
    Duhul
    Jun 2008
    İkamet
    Papatyanın hışırdamadığı, hapşurmadığı, kokmadığı
    Gönderi
    9,983
    Blog Yazıları
    7

    Exclamation Ökse Otu (Viscum Album L.)

    Dün yağmur yağarken gezimiz vardı. Ağaçlara bakıyordum. Kah leylek yuvası, kah yeni patlayan tomurcuklar derken kiraz, kayısı, armut vs ağaçlarımızdan tek tek kopardığımız ökse otunu gördüm. Yanımdakine sordum, bilmiyordu.



    Ökse otu (Viscum album), Santalaceae familyasından Avrupa, batı ve güney Asya'ya özgü asalak bir bitki türü. Halk arasında gevele, güvelek, gövelek, purç, çekem olarak da bilinir.


    Her mevsimde yapraklı olan ve ağaçlar üzerinde yaşayan yarı asalak bir bitkidir. Özellikle elma ağacının dalları üzerinde yaşar. Armut, söğüt, kavak, meşe gibi ağaçların üzerinde de asalak olarak yaşayabilmektedir. Sapları her zaman ikiye ayrılarak dallanır. Çiçekleri tek eşeyli, meyveleri yapışkan, sulu ve yumuşaktır. Bu meyveleri yiyen kuşların kondukları ağaçların üzerine dışkılarıyla tohumları bırakması ökse otunun yayılmasını sağlar. Bazı yörelerde meyvelerindeki yapışkan madde çubukların üzerine sürülerek kuşları yakalamak için ökse olarak kullanılmaktadır. Ökse otunun meyveleri eczacılıkta kullanılmaktadır.




    Meğer benim nefretle kopardığım bu ökse otu ne kadar da şifalıymış.


    Ökse otu (Viscum album L.), yöresel olarak, çekem, , purç, gökçe, gevele, güvelek ve gövelek adlarıyla tanınır.

    Saçak köklerinin yardımıyla yapraklı ağaçlarda (elma, armut, söğüt, kavak), çam ve köknar gibi yumuşak odunlu ağaçlarda asalak (parazit) olarak yaşayan, hayatımızdan ayrı düşünemeyeceğimiz bu bitkiyi kim tanımaz ki! Kendisini barındıran ağacın yüksek dallarının üstünde yuvarlak bir top biçiminde yetişir. Her zaman yeşil olan yaprakları deriyi andırır ve sarımsı yeşildir. Kışın kelebek kanatlarını andıran yapraklarını dökmez. Meyveler bezelye veya nohut büyüklüğünde, parlak, beyaz renkli ve cama benzer, içi kaygan ve yapışkandır. Bu beyaz yapışkan madde insanlar için zehirlidir. Ama onları iştahla yiyen kuşlara hiçbir zararı dokunmaz. Kuşlar, bitkinin yapışkan tohumunu gagalarına alıp dallara sürterek veya kursaklarında yumuşattıkları meyve çekirdeklerini dalların üstüne dışkılayarak yeni bitkilerin kök salmasını sağlarlar. Bu tohum ne suyun içinde, ne toprakta ne de başka bir ortamda filizlenemediği (kök salamadığı) için, bitki ancak bu şekilde üreyebiliyor. Ökseotu bu şekilde çoğalmayı kuşlara borçlu olduğu halde, bazı yörelerde aynı yapışkan madde kuşlar için tuzak olmaktadır . Bu yapışkan madde çubuklar üzerine sürülmekte ve küçük kuşları yakalamak için "ökse" olarak kullanılmaktadır. Bitki rezin, saponinler, organik asitler, alkaloitler, viscotoxin, acetylcholin, lectine, inosit ve müsilaj taşımaktadır. Çok eski çağlardan beri şifalı özelliği bilinir.

    Eski Kelt rahipleri, her hastalığı iyi edebilecek bir bitki olarak tanırlar ve törenler eşliğinde altın bıçaklarla ağaçtan keserlerdi onu.Eski halk hekimleri bitkiyi, epilepsiye (sara) karşı en iyi ilaç olarak bilirlerdi. Bu çok eski tedavi biçimini, Dr. Bohn da kabulleniyor ve günümüzde ökseotunu, kronik kramplara ve histeri krizlerine karşı öneriyor. İnce kıyılarak gölgede kurutulan yapraklar ve küçük saplar, yalnızca ekim başından aralık ortasına kadar ve mart-nisan aylarında toplanır. Bu zamanın dışında şifalı güce sahip değildir. Toplama konusunda bir uyarı daha: Mart ve nisan aylarında bitki daha meyve vermemiştir. Bu durumda, yapışkan meyvelerle uğraşmak gerekmeyeceği için, yaprak ve sapları mart- nisan aylarında toplamak daha kolay olur. Bana (M.Treben) pek çok kereler, zehirli bir bitki olduğu halde ökseotunu neden böylesine övdüğümü sordular. Ökseotu, yani yapraklar ve saplar hiçbir biçimde zehirli değildir, ama meyveleri, ağız yoluyla kullanılırsa zehirlidir! İçyağı ile karıştırılarak merhem haline getirildiğinde, donuklarda,dıştan başarıyla kullanılır. Tanıdığım bir kadın, uzun yıllardır, donuk bir buruna sahipti. Mosmor burnuyla kışın sokağa çıkmaya cesaret edemiyordu artık. Her geçen yıl şikayetleri de gitgide artıyordu. Ona, taze ökseotu meyvesinin lapasını geceleyin burnuna sürmesini önerdim. Belki inanılamayacak gibi gelebilir, ama yalnızca birkaç gün içinde kadının burnu iyileşti. Ökseotu, salgı sistemini en iyi biçimde etkileyebildiği için, yetkin bir metabolizma etkileyici bitki olma özelliğine de sahiptir. Aynı zamanda pankreas üzerindeki etkisi öyle büyüktür ki, ara verilmeden sürdürülen çay kürü sayesinde, şeker hastalığının oluşmasına yol açan dengesizlikler ortadan kalkıyor. Özellikle metabolizma hastaları, 6 ay boyunca ökseotu çayı içmeyi denemelidirler. Hormon dengesinin bozuk olduğu hallerde bitki çok başarılı olur. Bu durumlarda, günde en azından 2 bardak çay, sabahları ve akşamları olmak üzere içilmelidir. Atar damar sertliğinde ökseotu çok etkilidir . Kalp krizine karşı da önerilecek bir şifalı bitkidir ve önceden, aksatmadan bitki çayı içildiğinde, bu tür bir problemle hiçbir zaman karşılaşılmaz. Eğer bir kalp krizi atlatılmışsa, 6 hafta boyunca günde 3 bardak, 3 hafta boyunca günde 2 bardak ve 2 hafta boyunca günde 1 bardak bitki çayı içilmelidir. Ama bu kürün uygulanışı, ilk bardak kahvaltıdan önce ve sonra, ikinci bardak öğle yemeğinden önce ve sonra, olmak üzere, hep yarım bardak olarak içilmelidir. Bitki çayı, kan durdurucu olarak da kullanılır. Soğuk olarak buruna çekildiğinde, burun kanamasını durdurur. Çay olarak içildiğinde, akciğer kanamsını ve tifo veya dizanteri sonrası karşılaşılan, bağırsak kanamalarını durdurur.Ökseotu, en etkili kalp ve kan dolaşımı ilacı olarak belirtilebilir. Bitkide, bünye düzenini normalleştiren maddeler bulunduğu için, inanılamayacak bir olay gerçekleşiyor ve yüksek tansiyon aşağı çekilirken, alçak tansiyon da yükseltiliyor. Böylece, rahatsız olan kalp rahatlıyor ve görevini rahatça yapabilecek bir ortam oluşur. Kanın kafaya basıncı, kulakların uğuldaması ve görme bozuklukları biçiminde kendini gösteren anormal kan basıncı (yüksek tansiyon) halleri de düzene girer. Kişinin pek çok görevi üstlenmek zorunda olduğu günümüzün hızlı yaşam biçiminde, insanlığın bu tür yardımcılara gerçekten ihtiyacı var.

    Elime (M.Treben) geçen mektuplarda, yüksek tansiyonu ağır kan dolaşımı bozuklukları, halsizlik, kalp düzensizlikleri, ayrıca kalpte ritim bozukluklarında, baş dönmesinde ve çalışmaya karşı isteksizlik hallerinde, ökseotu sayesinde her şeyin normale döndüğü belirtiliyor. Kendilerini çok iyi hissetmeye başladıklarını ve işlerini zevkle yaptıklarını anlatıyorlar. Günde 2-3 bardak bitki çayını yudumlayarak içtiğinizde, sizin kalbiniz ve kan dolaşımınız da normale dönecek ve çalışma gücünüzü tam anlamıyla kazanabileceksiniz. Ne olursa olsun, yılda bir kere 6 hafta süreli bir ökseotu çay kürü uygulanmalıdır. Kan dolaşımı ve tansiyon, bu 6 hafta içinde normale dönecektir. Bu durumun değişmemesini sağlamak için, yıl boyunca, bir bardak bitki çayı sabahları içilmelidir. Mainz civarından bir bey, yıllardır alçak tansiyon hastalığı çekiyor ve bazı günler durumu öylesine zorlaşıyordu ki, işini bile tam olarak yapamıyordu. Çok doktor dolaştığı halde, derdine bir çare bulamamıştı. Ökseotunun, alçak ve yüksek tansiyona karşı kullanabileceğini söylediğimde, bu hasta adam bana (M.Treben) inanmak istememişti. Rastlantı olarak nisan ayındaydık ve bitki şifalı özelliklerine sahipti. Birkaç ay sonra, yakınlardaki bir kasabadaki konferansta, ön sıralarda oturduğunu gördüğüm bu kişi, bir zamanlar çok alçak olan tansiyonun ökseotu çayı sayesinde tam anlamı ile normalleştiğini dinleyicilere anlattı. Kadınlar da ökseotu çayı içmelidirler! Normale dönen tansiyon sayesinde, dölyatağı (rahim) ve adet görme düzensizlikleri önlenmiş olur. Özellikle aşırı olan adet kanamaları ve loğusalık kanamaları böylece kontrol altına alınmış olur. Menopoz döneminde, kalp çarpıntısı ve düzensizlikleri, duygu coşkunlukları, korku ve soluk alma zorluklarına karşı, birkaç ay boyunca bitki çayı içilmelidir. Böylece tüm bu rahatsızlıklar ve düzensizlikler sona erecek ve kişi, menopoz döneminde olduğunu duyumsamayacaktır bile. Taze bitki özsuyu, kadının kısırlığına da yardımcı olabilir. Taze Ökseotu sap ve yaprakları güzelce yıkanarak, ince kıyılır ve nemli durumdayken mikserde suyu sıkılır. Bu özsudan 25 damla, biraz suyun içinde, kahvaltıdan yarım saat önce ve yatmadan önce alınır. Birkaç yıl önce Londra’dan verilen bir habere göre (Referans1), birbirlerinden ayrı çalışan üç araştırma grubu tarafından yüksek tansiyonlarını kontrol altında tutabilmek için uzun yıllar boyunca tansiyon düşürücü ilaç kullanmış olan kadınlarda, 50 yaşından sonra göğüs kanseri görüldüğü saptanmış. Ökseotu bu konuda bize yardımcı olabildiğine göre, böyle bir riski göze almaya ne gerek var ki! Son zamanlarda, ökseotu, kanserden koruyucu ve kansere karşı etkili ilaçlarda kullanmaya başlandı. Deneyimler, şifalı bitkilerin her zaman nasıl temizleyici ve hastalıkları iyileştirici özelliklere sahip olduklarını kanıtlıyor.

    Ökseotu meyvalarının yakı sakızı ile ezilmesi sonucu elde edilen karışım,Gaziantep, Urfa ve Van yöresinde yakı halinde romatizma ağrılarının giderilmesinde kullanılmaktadır. Ayrıca ezilmiş meyvalar çıban üzerine konarak; çıbanın açılması ve cerahatın dışarı çıkması sağlanır.

    UYARILAR: Ökse otunun meyveleri insanlar için zehirlidir ve kesinlikle içten (dahilen) kullanılmamalıdır.

    Kullanım Biçimleri:

    Çay hazırlamak: Ökseotu çayı yalnızca soğuk suda hazırlanır! İnce kıyılmış yarım tatlı kaşığı bitki (yaprak ve sap), orta boy bir su bardağı dolusu soğuk suda gece boyunca bekletilir, sabahleyin hafifçe ısıtılır ve süzülür. Çay gün boyuna yayılarak yemeklerden önce ve yemek aralarında yudumlanarak yavaş yavaş içilir. Eğer gün boyunca fazlaca içilmesi gerekiyorsa, hazırlanan çay bir termosta saklanabilir.

    Taze Bitki Özsuyu: Taze yapraklar ve ilk saplar yıkanır ve nemliyken mikserde sıkılır.

    Merhem Hazırlamak: Taze beyaz meyveler ezilerek, içyağı veya tereyağı ile iyice karıştırılır ( Sadece dıştan kullanılır ).


    Referanslar:

    1-"Gesundheit aus der Apotheke Gottes" "Tanrı'nın Eczanesinden Saglık", Maria Treben

    2-"Türkiye'de Bitkilerle Tedavi", Prof.Dr. Turhan Baytop, I.U Eczacılık Fak.

    3-"Sağlık Doğadan Gelir ", Niyazi Eröztürk

    4-"Maria Treben'in Tedavi Başarıları", Çev.: N. Eröztürk, Anahtar Yayınları



    Bir öpücükten daha doğal bir tedavi olabilir mi, hem de ökse otu altında

    Yüzyıllardır itinayla her yılbaşında yerine getirilen geleneklerin en önemlileri ve bilinenlerinden biri de ökseotunun altında öpüşmek.

    Daha çok Amerikan menşeili romantik-komedi filmlerinde rastladığımız, ökseotu altında gerçekleşen bu duygu dolu sahnelerin kökeni, yüz hatta bin yıllar öncesine dayanıyor. İskandinav mitolojisinde yer alan bir hikayeye göre, bir İskandinav tanrıçası olan Frigga, oğlu güzellik ve iyilik tanrısı Balder’in gördüğü kötü bir rüyayı yorumlatır. Bu rüyanın yorumu korkunçtur, Balder’in ölümünü işaret etmektedir. Bunun üzerine tanrıça Frigga, yeryüzünde bulunan bütün canlılara, oğlu Balder’e zarar vermemeleri için yalvarıp yakarır, bir tanesini ise unutur, o da ökseotudur. Balder’in bir tek ökseotu ile öldürülebileceğini öğrenen kötü niyetli Loki, ökseotundan bir ok yapar ve o okla Balder’i öldürür. Frigga günlerce gecelerce tüm doğaya oğlunu diriltmesi için yalvarır, gözyaşları ökseotunun üzerine düşer, oralardan küçük beyaz çiçekler yeşerir. Balder bu kadar dua üzerine dirilir. Anne tanrıça Frigga, bu mutlu anı kutlamak için ökseotunun altında tek tek bütün canlıları öper. O gün bugündür, yeni bir yıla girerken ökseotu altında öpüşmek uğur, şans, mutluluk ve şükran simgesidir.

    Peki bu gelenek şimdi ne biçimde icra ediliyor onu öğrenelim. Eğer bir kız olarak ökseotu çiçeği altında duruyorsanız, gelecek öpücük tekliflerini geri çevirmeniz yasak. Yoksa tüm yıl üzerinize yığılacak olan mutluluk, şans ve iyilikleri bir kalemde gururunuz uğruna silmiş oluyorsunuz. Bu durum da gençlerin, sevdiği kızı öpebilmek uğruna türlü türlü bahaneler üretip, o kadar çiçek dururken ökseotunun altına zarla zorla getirmesi ve reddedemeyeceği için de rahatça öpebilmesi biçiminde sonuçlanıyor. Aslında tüm yıl üzerinize şans, bolluk ve bereketin yağacağını düşününce masum bir öpücüğün hiçbir zararı olmadığını düşünüyorum.

    Aynı uğura sahip başka bir çiçek var mıdır bilmiyorum ama şayet ökseotu bulamıyorsanız ve ille de öpülmek istiyorsanız, hemen güzel bir çiçek siparişi veriyorsunuz, sonra da teşekkür öpücüklerine boğuluyorsunuz, hem de bir tane değil, bir yığın...


    Son düzenleme : i-ked; 09-03-2014 saat: 20:47.
    ~ O.K.U. ~
    Forum Kuralları

    Hayat bazen çok cimridir.
    İnsanın yeni bir duygu tatmaksızın günler, haftalar, aylar hatta yıllar geçirdiği olur.



  4. #12
    Duhul
    Jun 2008
    İkamet
    Papatyanın hışırdamadığı, hapşurmadığı, kokmadığı
    Gönderi
    9,983
    Blog Yazıları
    7

    Esas Tansiyon Düşürücü Çay Tarifi



    Tansiyon Düşürücü Bitkisel Çay

    Malzemeler:


    • ökse otu
    • limon kabuğu
    • zeytin yaprağı
    • papatya
    • melisa
    • maydanoz
    • sarımsak


    4 bardak su koyup kaynatıp gün içerisinde tüketin.

    Afiyet olsun
    ~ O.K.U. ~
    Forum Kuralları

    Hayat bazen çok cimridir.
    İnsanın yeni bir duygu tatmaksızın günler, haftalar, aylar hatta yıllar geçirdiği olur.



  5. #13
    Duhul
    Jun 2008
    İkamet
    Papatyanın hışırdamadığı, hapşurmadığı, kokmadığı
    Gönderi
    9,983
    Blog Yazıları
    7

    Esas














    hisse.net iPad uygulaması ile gönderilmiştir.
    ~ O.K.U. ~
    Forum Kuralları

    Hayat bazen çok cimridir.
    İnsanın yeni bir duygu tatmaksızın günler, haftalar, aylar hatta yıllar geçirdiği olur.



  6. #14

    Esas

    Bu meyve kanserden koruyor

    Uzmanlar, böğürtlende ellagic asit bulunduğunu, bu asidin kanser ve tümör hücrelerinin büyümesini engellediğini ortaya koyduğunu söyledi.
    http://www.haber7.com/genel-saglik/h...serden-koruyor

  7. #15

    Esas

    Badem karaciğeri temizliyor

    Toksinleri yok etmekle görevli karaciğerimizin de temizlenmeye ihtiyacı var
    http://www.haber7.com/saglik/haber/1...eri-temizliyor

Sayfa 2/2 İlkİlk 12

Gönderi Kuralları

  • Yeni konu açamazsınız
  • Konulara cevap yazamazsınız
  • Yazılara ek gönderemezsiniz
  • Yazılarınızı değiştiremezsiniz
  •