Sayfa 2/4 İlkİlk 1234 SonSon
Arama sonucu : 26 madde; 9 - 16 arası.

Konu: Maliye ve Vergi Hukuku Uygulamaları

  1. #9
    Duhul
    Jan 2010
    İkamet
    İstanbul
    Yaş
    57
    Gönderi
    1,262

    Esas

    Maliye bakanlığının yeni şekli ile oluşturduğu özelgelere (mukteza) aşağıdaki adresten ulaşılabilinir. muktezalar genel olarak şirketlerin uygulamaları için yön göstermekle birlikte, verilen bu özelgelerin her şirket için özel uygulama olduğu/olacağı gözönünde bulundurulmalıdır.

    -------------------------------------------------------


    13 Mayıs 2011
    Gİ 2011 – 21

    213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413 üncü maddesinde “Sirküler ve vergi mahremiyetine ilişkin hükümler göz önünde bulundurulmak şartıyla özelgeler, Gelir İdaresi Başkanlığınca internet ortamında yayımlanır.” hükmü yer almaktadır. Başkanlığımız bünyesinde teşkil edilen Komisyon tarafından oluşturulan özelgeler, bu hükme istinaden Başkanlığımız internet sitesinde yayımlanmaya başlanmıştır.

    Söz konusu özelgelere aşağıdaki adresten ulaşabilirsiniz.

    http://www.gib.gov.tr/index.php?id=1028

  2. #10
    Duhul
    Jan 2010
    İkamet
    İstanbul
    Yaş
    57
    Gönderi
    1,262

    Esas

    Bağkur sürelerinin 5 yıllık borçtan dolayı 2009 nisan ayında durdurulması ve 2011 şubat ayında çıkan vergi affı (6111 sayılı) kanunundan yararlanarak tekrar başlatılması (belki yüzbinlerce kişiyi etkilemekle birlikte gündemde fazla yer almayan ve insanlarının genel olarak bilgilenmedikleri bir konu)

    Bağkurlu çalışanlar 1 ekim 2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 kanun (geçici 17 ile) ile 5 yıldan fazla birikmiş borçlarını 6. ay içinde (nisan 2009 kadar) ödemez iseler, ilgili tutar için takip artık kanuni takip yapılmayacaktı/yapılmadı ve borcunu ödemeyenlerin Bağkur siğortalılık süreleri o kadar süre için durduruldu.

    Bu neyi etkiledi bağkurdan emekli olacaklarının süre yönünden bekleyenlerin emekli olma sürelerini uzattı.

    bu durumda olanlar ne yapabilir;

    1) Şubat ayında çıkan vergi affı (6111 sayılı) kanunun 16 maddesinden yararlanabilirler.

    2) 2011 mayıs ayı sonuna kadar (2009 nisan ayına kadar 5 yıldan fazla bağkur borcunu ödemediğinden dolayı bağkur süreleri durdulurulan) durdurulan sürelere ait borcun ana para +üfe ile hesaplanması için dilekçe ile matbu sgk (ihya bölümü) başvurabilirler.

    3) Başvuru sonrası hesaplanacak anapara+(yasal faiz yerine) üfe tutarlarını 2011 temmuz ayı sonuna tek kalemde ödemeleri gerekir.

    4) bu ödeme sonrası durdurulan süreler tekrar emeklilik hesabında dikkate alınır.

    5)yani süre sorunundan dolayı emekliliklerini bekleyen bağkurlular bu kanundan yararlanarak daha erken emekli olabilirler.
    Son düzenleme : earn23; 14-05-2011 saat: 18:26. Sebep: imla..

  3. #11
    Duhul
    Jan 2010
    İkamet
    İstanbul
    Yaş
    57
    Gönderi
    1,262

    Esas

    Mali müşavirlerin zorunlu bağkur'lu olmaları..

    6111 sayılı kanunla 5510 sayılı SGK kanununda yapılan değişiklikle şirket ortakları artık (kendi şirketlerinde değil) başka bir işyerinde SSK olarak çalışıp daha erken ve uygun şartlarla emekli olabileceklerdir. bu 2008 yılında oluşan karmaşanın önlenmesi açısından olumlu bir yeniliktir.

    Fakat SMMM'ler için İstanbul odasının yayınladığı duyuruda mali müşavirlerin bu haktan yararlanmasının mümkün olmadığını açıklamıştır. bu karar herkes için kanunlarının eşit olduğu ilkesi ile bağdaşmamaktadır. Eger böyle bir durum kanuni olarak zorunlu ise kanun maddesi değiştirilerek (Türmob'ın çalışma yapması ve hükümetler ile görüşerek) bağımsız çalışan mali müşavirler için bağkur değil ödedikleri primlerin SSK'ya sayılması sağlanmalıdır.
    ----------------------------

    BAĞIMSIZ OLARAK TEK BAġINA VEYA ORTAKLIK VEYAHUT ġĠRKET
    KURARAK MESLEKĠ FAALĠYETTE BULUNAN MESLEK MENSUPLARININ
    AYNI ZAMANDA HĠZMET AKDĠYLE DE ÇALIġMASI
    MESLEK MEVZUATINA AYKIRIDIR
    12.05.2011
    Değerli Üyemiz,
    3568 sayılı Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanunu’nun
    50.maddesi uyarınca çıkartılan “Serbest Muhasebeci, Serbest Muhasebeci Mali Müşavir ve
    Yeminli Mali Müşavirlerin Çalışma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik” madde 11’de;
    “Ruhsat almış olan meslek mensupları, bağımsız olarak tek baĢına veya ortaklık veyahut
    Ģirket kurarak mesleki faaliyette bulunmak istedikleri takdirde; “çalışanlar listesine” kayıt
    olmak üzere işyerlerinin bağlı olduğu ilgili Odaya başvururlar” denilmiştir.
    3568 sayılı Kanunun “Yasaklar” başlıklı 45. maddesi; “Serbest Muhasebeciler, serbest
    muhasebeci mali müşavirler bu unvanla, yeminli mali müşavirler ise bu unvan ve tasdik
    yetkisiyle; 2. maddede yazılı işlerin yürütülmesi amacıyla gerçek ve tüzel kişilere tabi ve
    onların işyerlerine bağlı olarak hizmet akdi ile çalışamazlar, ticari faaliyette bulunamazlar,
    meslekle ve meslek onuru ile bağdaşmayan işlerle uğraşamazlar…” düzenlemesini getirmiştir.
    Yine Serbest Muhasebeci, Serbest Muhasebeci Mali Müşavir ve Yeminli Mali Müşavirlerin
    Çalışma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik madde 44’de; “Serbest Muhasebeciler,
    Serbest Muhasebeci Mali MüĢavirler ve Yeminli Mali MüĢavirler gerçek ve tüzel
    kiĢilere tabi ve onların iĢyerlerine bağlı olarak hizmet akdi ile çalıĢamazlar” denilmiştir.
    Disiplin Yönetmeliği’nin 7 b) maddesinde de, bu düzenlemelere paralel şekilde düzenleme
    yapılarak; “Çalışanlar listesinde kayıtlı bulunan meslek mensuplarınca sahip olunan unvanla
    Kanunun 2. maddesinde yer alan işlerin yürütülmesi amacıyla gerçek veya tüzel kişilere bağlı
    ve onların işyerlerine bağımlı olarak açık veya gizli hizmet sözleşmesi ile çalışılması”nın
    “geçici olarak mesleki faaliyetten alıkoyma cezası”nı gerektirdiği belirtilmiştir.
    Yukarıdaki mevzuat hükümleri gereğince; ÇalıĢanlar Listesine kayıtlı olarak mesleki
    faaliyet icra eden meslek mensupları, aynı zamanda gerçek ve tüzel kiĢilere tabi ve
    onların iĢyerlerine bağlı olarak hizmet akdi ile çalıĢamazlar. Aksi davranıĢ, yukarıda
    belirtildiği üzere Disiplin Yönetmeliği gereği disiplin cezasını gerektirmektedir.
    Meslek mevzuatımızdaki bu düzenlemeler gereğince; bağımsız büro faaliyetinde bulunan,
    ortaklık kuran yahut mesleki şirketlerde imza yetkili olan meslek mensuplarının, aynı
    zamanda bir başka işyerinde 5510 sayılı Yasa’nın 4.madde (a) bendi kapsamında çalışmasına
    olanak bulunmadığından, meslek mensuplarımızın bu hususa riayet etmeleri gerektiğini
    önemle hatırlatırız.
    Yahya Arıkan
    Oda Başkanı

  4. #12
    Duhul
    Jan 2010
    İkamet
    İstanbul
    Yaş
    57
    Gönderi
    1,262

    Esas

    Silikozis hastalığı mağdurları 24 Mayıs tarihini kaçırmayın...!

    Torba yasa ile silikozis hastalarına tanınan maaş hakkının elde edilebilmesi için, bu durumda olanların 24 Mayıs 2011 tarihine kadar en yakın Sosyal Güvenlik Müdürlüklerine müracaat etmeleri gerekmektedir.

    Bilindiği gibi “2022 sayılı 65 Yaşını Doldurmuş Muhtaç, Güçsüz ve Kimsesiz Türk Vatandaşlarına Aylık Bağlanması Hakkında Kanun”a geçici madde eklenmiş; bu geçici madde ile “Sosyal güvenlik mevzuatına tabi olarak çalışmayan, sosyal güvenlik kurumlarından ya da yabancı bir ülke sosyal güvenlik kurumundan her ne ad altında olursa olsun herhangi bir gelir veya aylık almayan ve silikozis hastalığı nedeniyle meslekte kazanma gücünü en az yüzde 15 kaybeden kişilere Sosyal Güvenlik Kurumunca aylık bağlanması” imkânı getirilmişti.
    Sosyal güvenlik il merkez müdürlüklerince 25.02.2011 tarihinden itibaren 3 aylık süre içerisinde Kanundan yararlanmak için 24 Mayıs 2011’den sonra yapılan başvurular değerlendirmeye alınmayacaktır.

    BAĞLANACAK AYLIK ORANI
    Meslekte kazanma gücünü;
    1. % 15 ila % 34 arasında kaybedenlere 7000, (433.68)
    2. % 35 ila % 54 arasında kaybedenlere 8000, (495.64)
    3. % 55 ve üzerinde kaybedenlere 9000, (557.59)
    gösterge rakamının her yıl Bütçe Kanunu ile tespit edilecek memur aylık katsayısı ile çarpımı sonucunda bulunan tutarda aylık bağlanacak.
    Bağlanan aylıklar her yılın Mart, Haziran, Eylül ve Aralık aylarında olmak üzere üç ayda bir peşin olarak yılda dört dönem halinde ödenecek.

    AYLIĞIN KESİLMESİ
    Bağlanan aylıklar veya aylık farkları aylık sahibinin;
    a)Ölümü,
    b)Sosyal güvenlik mevzuatına tabi olarak çalışmaya başlaması,
    c)Herhangi bir gelir veya aylık elde etmesi,
    d)Meslekte kazanma gücü kaybı oranının %15’in altına düşmesi, hallerinde bu durumların meydana geldiği tarihi takip eden ay başından itibaren kesilecek.

    EŞ VE ÇOCUKLARA MAAŞ
    Aylık almakta iken ölen silikozis hastasının eşine ve çocuklarına da aylık bağlanabilecek. Buna göre;
    a) Dul eşe maaşın % 50’si, çocuğu bulunmayan dul eşe % 75’i,
    b) Çocuklarından;
    1) 18 yaşını, lise ve dengi öğrenim görmesi halinde 20 yaşını, yüksek öğrenim yapması halinde 25 yaşını doldurmayan ve evli olmayanlarla,
    2) Yaşları ne olursa olsan evli olmayan veya dul kalan kızlarının her birine aylığın tamamı dağıtılacak şekilde aylık bağlanacak. Eş ve çocuklara bağlanacak aylıkların toplamı silikozis hastasına bağlanan aylığın tutarını geçemeyecek. Bu sınırın aşılmaması için gerekirse eş ve çocukların aylıklarından orantılı olarak indirimler yapılacak.


    konuyla ilgili detaylı bilgi 2011/27 sayılı Genelgede bulunmaktadır.
    http://www.sgk.gov.tr/wps/wcm/connec...df?MOD=AJPERES

  5. #13
    Duhul
    Jan 2010
    İkamet
    İstanbul
    Yaş
    57
    Gönderi
    1,262

    Esas

    TASLAK TEBLİĞ METNİ...


    Maliye Bakanlığından:

    Emlak Vergisi Kanunu Genel Tebliği
    (Seri No: 57)



    1. Giriş

    Bakanlığımıza intikal eden olaylardan, emlâk vergisi işlemleri sırasında mükelleflerden emlâk vergisi bildirimleri dışında başkaca belge talep edildiği, özürlülere ait indirimli bina vergisi oranının (sıfır) uygulanmasında sağlık kurulu raporunun aslının verilmesinde zorlukların yaşandığı, ayrıca sağlık kurulu raporlarının her yıl yeniden istenildiği anlaşılmış olup, bu konularda aşağıdaki açıklamaların yapılmasına gerek duyulmuştur.

    2. Emlâk vergisi mükelleflerinden emlâk vergisi bildirimleri dışında bir belge talep edilmemesi

    1319 sayılı Emlâk Vergisi Kanununun(1) 23 üncü maddesinde, Kanunun 33 üncü maddesinde (8 numaralı fıkra hariç) yazılı vergi değerini tadil eden nedenlerin bulunması halinde (geçici ve daimi muafiyetten faydalanılması hali dâhil), emlâk vergisi bildirimi verilmesinin zorunlu olduğu, bildirimlerin emlâkin bulunduğu yerdeki ilgili belediyeye verileceği; 11 ve 21 inci maddelerinde de vergi değerini tadil eden sebeplerle bildirim verilmesi gereken hallerde mükelleflerce verilen bildirim üzerine ilgili belediyece verginin tarh ve tahakkuk ettirileceği hüküm altına alınmıştır.

    1319 sayılı Kanunda, emlâk vergisi mükelleflerinden, bu vergiyle ilgili işlemler sırasında emlâk vergisi bildirimi dışında herhangi bir belge isteneceğine dair yükümlülük getiren bir hüküm bulunmamaktadır.

    Bu nedenle, emlâk vergisi mükelleflerinden emlâk vergisi bildirimi dışında tapu sureti, kimlik fotokopisi, vergi kimlik numarasını gösteren belge, elektrik ve su abone belgesi, yapı kullanma izin belgesi, m2 cetveli veya başkaca bir belge talep edilmeyecektir.

    Belediyelerce, emlâk vergisi işlemlerinde mükellefler tarafından bildirilen hususların teyidinin mükelleflerden belge istenmeden ilgili kurum ve kuruluşlardan yapılması gerekmektedir. Bu bağlamda belediyelerce, mükelleflere ait kimlik bilgileri, İçişleri Bakanlığı Kimlik Paylaşım Sistemi üzerinden, tapu kayıtları Tapu ve Kadastro Kayıt Bilgi Sisteminden alınabilecektir. Ayrıca, mükelleflerin şehit, gazi, dul, yetim ve emekli olduklarına ilişkin bilgilerin ise Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığından elektronik ortamda sağlanması mümkün bulunmaktadır.

    Öte yandan, belediyeler emlâk vergisi işlemlerinde öncelikle başta imar birimleri olmak üzere emlâk vergisine konu binalara ilişkin kendi kayıtlarında bulunan bilgi ve belgelerden faydalanacaklar ve gerek duyulması halinde bildirimlerin kontrolü amacıyla bildirime konu binalarda yoklama ve tespit yapacaklardır.

    3. Özürlülere ait indirimli bina vergisi oranı (sıfır) uygulaması

    1319 sayılı Kanunun 5378 sayılı Kanunla(2) değişik 8 inci maddesinin ikinci fıkrasında, “Bakanlar Kurulu, kendisine bakmakla mükellef kimsesi olup onsekiz yaşını doldurmamış olanlar hariç olmak üzere hiçbir geliri olmadığını belgeleyenlerin, gelirleri münhasıran kanunla kurulan sosyal güvenlik kurumlarından aldıkları aylıktan ibaret bulunanların, gazilerin, özürlülerin, şehitlerin dul ve yetimlerinin Türkiye sınırları içinde brüt 200 m2’yi geçmeyen tek meskeni olması (intifa hakkına sahip olunması hali dahil) halinde, bu meskenlerine ait vergi oranlarını sıfıra kadar indirmeye yetkilidir. Bu hüküm, yukarıda belirtilenlerin tek meskene hisse ile sahip olmaları halinde hisselerine ait kısım hakkında da uygulanır. Muayyen zamanda dinlenme amacıyla kullanılan meskenler hakkında bu hüküm uygulanmaz. Geliri olmadığını belgelemenin usul ve esaslarını belirlemeye Maliye Bakanlığı yetkilidir.” hükmü yer almaktadır.

    Anılan hükmün verdiği yetkiye dayanılarak çıkarılan 2005/9827 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı(3) ile özürlülerin Türkiye sınırları içinde muayyen zamanlarda dinlenme amacıyla kullanılanlar hariç olmak üzere brüt 200 m2’yi geçmeyen tek meskene veya tek meskende hisseye sahip olmaları halinde (intifa hakkına sahip olunması hali dahil) bu meskene ait bina vergisi oranı 2006 yılı için sıfıra indirilmiştir. 2006/11450 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı(4) ile de 2007 ve takip eden yıllar için bu oranın uygulanacağı belirtilmiştir.

    47 Seri No.lu Emlâk Vergisi Kanunu Genel Tebliğine(5) göre, özürlülerin indirimli bina vergisi oranı (sıfır) uygulamasından yararlanabilmeleri için bu durumlarını tam teşekküllü Devlet hastanesinden alınmış olan sağlık kurulu raporu ile belgelendirmeleri gerekmektedir.

    Ancak, özürlü kimlik kartı sahibi mükelleflerin özürlü kimlik kartlarını, belediyede ilgili görevliye göstermeleri durumunda görevli kişi tarafından 47 Seri No.lu Emlâk Vergisi Kanunu Genel Tebliği eki dilekçe ve "Tek Meskeni Olan (İntifa Hakkına Sahip Olanlar Dahil) Özürlülere Ait İndirimli Bina Vergisi Formu"nun özürlü kimlik kartı kontrol edilerek indirimli bina vergisi oranı (sıfır) uygulamasından yararlandırılacaktır. Bu durumdaki mükelleflerden ayrıca tam teşekküllü Devlet hastanesinden alınmış olan sağlık kurulu raporu istenilmeyecektir.

    Özürlü kimlik kartı sahibi olmayan mükelleflerin ise, sağlık kurulu raporunun aslını veya onaylı örneğini belediye görevlisine ibraz etmek suretiyle dilekçe ve Bildirim Formu ekine raporun fotokopisini ekleyerek indirimli bina vergisi oranı (sıfır) uygulamasından yararlanmaları mümkün olacaktır.

    Öte yandan, sağlık kurulu raporu fotokopisinin her yıl yeniden verilmesi gerekmeyip bir defa verilmesi durumunda bu belgeler, indirimli bina vergisi oranının uygulanması için gerekli şartların taşınması halinde takip eden yıllarda da geçerli olacaktır.

    47 Seri No.lu Emlâk Vergisi Kanunu Genel Tebliğinin bu Tebliğe aykırı hükümleri yürürlükten kaldırılmıştır.

    Tebliğ olunur.



    EK : Tek Meskeni Olan (İntifa Hakkına Sahip Olanlar Dâhil) Özürlülere Ait İndirimli Bina Vergisi Bildirim Formu

    TEK MESKENİ OLAN (İNTİFA HAKKINA SAHİP OLANLAR DÂHİL) ÖZÜRLÜLERE AİT İNDİRİMLİ BİNA VERGİSİ BİLDİRİM FORMU

    Tarih: ...../....../......



    ............................BELEDİYE BAŞKANLIĞINA

    Emlak Vergisi Kanununun 8 inci maddesi uyarınca aşağıda vasıfları açıklanan meskenime indirimli bina vergisi oranı uygulanmasını talep ediyorum.

    Türkiye sınırları içinde hisseli veya tam mülkiyet kapsamında brüt yüzölçümü 200 m2’yi geçmeyen tek meskenim dışında başka meskenim bulunmamakta olup bu meskenim muayyen zamanda dinlenme amacıyla değil, daimi olarak kullanılmaktadır.

    Bu bilgilerin doğruluğunu kabul eder, gereğini arz ederim.





    ADRES: MÜKELLEF
    Adı ve Soyadı
    (İmza)


    GAYRİMENKULÜN:

    Bina Vergisi Sicil No : ..................................................
    Belediyenin Adı : ..................................................
    Mahallesi : ..................................................
    Cadde ve Sokağı : .................................................
    Kapı ve Daire No : ..................................................
    Pafta No : ..................................................
    Ada No : ..................................................
    Parsel No : ..................................................




    EK - Özürlü kimlik kartı fotokopisi veya Devlet hastanesinden alınan sağlık kurulu raporu fotokopisi.

  6. #14
    Duhul
    Jan 2010
    İkamet
    İstanbul
    Yaş
    57
    Gönderi
    1,262

    Esas

    2010 vergilendirme dönemi yıllık kurumlar vergisi beyanlarına ilişkin olarak Nisan 2011 ayında mükelleflerce verilen yıllık kurumlar vergisi beyannamelerinin değerlendirilmesi sonucunda; Türkiye genelinde en yüksek beyanda bulunan ilk 100 mükellefler belli olmuştur.

    Liste ekli linktedir....

    http://www.gib.gov.tr/fileadmin/user...ilk100.xls.htm

  7. #15
    Duhul
    Nov 2009
    İkamet
    "Çubuklu" " FBC"
    Yaş
    57
    Gönderi
    10,023

    Esas

    bir soru sorsam

    önceden ssk iken son 7-8 yıl bağkurlu ve aktif devam eden birisi ssklı olma hakkı varmı acaba
    birde 12. basamak bağkur emekli ve ssk asgari ücretli emekli maaşı fark ne kadardır
    bağkur 12 basamaktan emeklimi olmak ssk dan emekli olmakmı avantajlıdır sağlık ilaç hastane ve maaş açısından?

  8. #16
    Duhul
    Jan 2010
    İkamet
    İstanbul
    Yaş
    57
    Gönderi
    1,262

    Esas

    Sn. EZEL,

    Şubat ayında çıkan kanun ile (6111) bağkurlu olanlar , başka bir işyerinde (kendi işyerinde değil) SSK olarak çalışması durumunda ayrıca bağkur primi ödemeyeceklerdir. eski kanunda hem ssk'lı hemde bağkur'lu çalışmada emeklilik şartlarında bağkur'lu çalışma dikkate alınırken . yeni çıkan bu kanun ile hem ssk'lı hemde bağkur'lu çalışmada emeklilik şartlarında SSK'lı çalışmalar dikkate alınacaktır.

    Bağkurdan emekli olmak için şu anki uygulama (geçiş şartları saklı kalmak kaydıyla) 9000 gün prim ödemek gerekiyor, yani uzun bir yol.

    SSK ise durumuna göre 5000-6000 gün yeterli. (3600 günde belli yaşta bile emekli olunabiliyor.) yani daha kısa bir yol.

    SSK emekli olmak süre ve maaş açısından daha avantajlıdır.

    Sağlık açısından SSK çalışmada işveren çalışanın primini ödemediği durumda yinede çalışan sağlıkdan yararlanırken ve emekli şartlarından yararlanırken. Bağkurlu çalışan sağlıktan yararlanmak için mutlaka bağkur primini ödemesi gerekiyor.

    1.10.2008 tarihinden önce SSK’lı veya bağkurlu olanlar için emeklilikte son 7 yılda en çok hangi emekli kurumuna PRİM ÖDENMİŞ ise oradaki şartlara göre emekli olabilirsiniz.

    Örneğin: 12 yıl bağkurlu çalışan, emeklilik öncesi 3,5 yıl SSK çalışmış ise SSK daha erken ve iyi şartlarda emekli olabilecektir. Veya 12 yıl SSK çalışan emeklilik öncesi son 3,5 yılda bağkurlu ise bağkur şartlarına göre emekli olur.

    Şu anki kanunlar iş kurmayı teşvik edeceği yerde ne yazıkki zorlaştırıyor. bağkurluyu geç emekli ederek Ve insanlar başkaları adına işyeri kurmaya çalışıyor veya başka yollara arıyorlar.

    Bağkurlular genelde daha kolay ve iyi şatlarda emekli olmak için ; (SSK olarak emekli olmaya 3,5 yıl kala) başkasının yanında SSK çalışıp görünüp haklı olarak daha erken emekli olmanın yollarını buluyorlar veya arıyorlar.

Sayfa 2/4 İlkİlk 1234 SonSon

Gönderi Kuralları

  • Yeni konu açamazsınız
  • Konulara cevap yazamazsınız
  • Yazılara ek gönderemezsiniz
  • Yazılarınızı değiştiremezsiniz
  •