Sayfa 1/11 123 ... SonSon
Arama sonucu : 84 madde; 1 - 8 arası.

Konu: 150 yıl yaşayabiliriz...

  1. #1
    Duhul
    Sep 2008
    Yaş
    33
    Gönderi
    4,847
    Blog Yazıları
    37

    Esas 150 yıl yaşayabiliriz...

    Ortalama yaşam süresinin 60-70 yıl olduğunu dikkate alırsak 150 yıl yaşamak bir hayal gibi gelebilir. Oysa gerçekten mümkündür ve 150 sayısı da rasgele söylenmiyor.
    İnsan bedeni büyük bir enerji sistemidir ve bu enerji sürekli olarak değişip, dönüşür. Bedenimizdeki tam bir enerji değişimi döngüsü yedi yıl sürüyor ve bu arada hücrelerimiz de yenileniyor. Yaşamımızda böyle yirmi iki döngü bulunuyor ki, biriken enerjiye bakıldığında 150 yıl yaşayabileceğimiz ortaya çıkıyor. Ancak, öncelikle zihnimizden başlayarak, kendi kendimize yaşam süremizi sınırlıyor dolayısıyla doğanın bize sunduğu kapasiteyi tam olarak kullanamıyoruz.
    Sağlığımız ile beslenmemiz, nefes almamız, fiziksel ve ruhsal ihtiyaçlarımızı karşılama biçimimiz arasındaki ilişkileri anlatırken kolayca uygulanabilecek önerilerden bazıları:
    • Uzun yaşamın sırrı doğru nefes almaktır.
    • Her gün ardışık olarak sıcak-soğuk duş alın; kan dolaşımınız düzelecek, bağışıklığınız güçlenecektir.
    • Bedeninizin dış temizliğinin yanı sıra iç temizliğini de yapar, kalınbağırsağınızı, karaciğerinizi temizlerseniz, gençleşirsiniz.
    • Erimiş buzdan elde edilen su, hücrelerimizdeki suyla aynıdır; bu suyu için.
    • Boğazınız ağrımaya başladığında bir dilim limon emerseniz bakteriler yok olacaktır.
    • İki kaşık sıvı yağı ağzınızda yarım saat tutarsanız kanınızın yarısını temizlersiniz.


    Ve daha pek çok benzer önerinin yanı sıra en önemlisi de şu: Sağlığımız kendi ellerimizdedir…

    Romalı ünlü filozof Seneca, “İnsanlar ölmezler, kendi kendilerini öldürürler” demiş.
    Uzun Yaşam Sırlarını Özetlersek

    Tibetli Rahipler uzun yaşam için, “Genç kalmak istiyorsanız, genç gibi hareket edin, genç gibi düşünün, genç gibi yaşayın” diyorlar.
    Li Ching-Yuen “Temiz bir kalbin olsun, kaplumbağa gibi otur, güvercin gibi hayat dolu yürü, köpek gibi uyu” diyor.
    “Doğru nefes alın, sağlığınızın kendi ellerinizde olduğunu unutmayın
    “Bol bol gülün neşeli olun”

  2. #2
    Duhul
    Feb 2004
    İkamet
    Tekirdağ, Bakırköy
    Yaş
    51
    Gönderi
    2,673

    Esas

    genetik bilimi ilerledikçe yaşlanma geciktirilecek.. zaten bu yönde yapılan çalışmalarda nispeten ilerleme sağlanıyor...

    dna replikasyonunda, dna sarmalındaki kolların uc kısımlarında her replikasyonda kırılmalar oluyor.... dna zinciri uzunluğu, yıllar geçtikçe bu kırılmalarla zamanla azalıyor ve hücre kendisini yenilememeye başlıyor. dolayısıyla yaşlanmanın önüne geçilmiyordu... şimdi bu kromozomların ucundaki telomerlerin tamir edilebileceği anlaşılmış ve bunun telomeraz enzimi ile sağlanabileceği anlaşılmış...

    bilimin keşfedemediği nice ayrıntılar var ama insan denen bu kususuz düzeneğe yapılacak dış müdaheleler ne sonuçlar doğurur hala bilinmiyor...

    çok yaşamamak mı yoksa dolu dolu yaşayıp hem kendimizi hem de çevremizi mutlu etmek mi? bütün mesele bu bence...

  3. #3
    Duhul
    Sep 2008
    Yaş
    33
    Gönderi
    4,847
    Blog Yazıları
    37

    Esas

    Su İçmenin Doğru Zamanı ne zamandir


    Su içmek için uygun zamanlama suyun insan vücudundaki etkinliğini azamiye çıkaracaktır



    * Uyanır uyanmaz 2 bardak su iç organları aktive eder

    * Her yemekten 30 dakika önce 1 bardak su hazma yardım eder

    * Banyodan önce 1 bardak su tansiyonun düşmesine yardım eder

    * Uykudan önce 1 bardak su kalp krizini ve felci önler

    Suyla ilgili diğer önemli bilgiler:

    1 Beynimizin % 75' i sudur
    2 Vücut ısısını düzenler
    3 Hücrelere gıda ve oksijen taşır
    4 Solunum için oksijeni nemlendirir
    5 Yediklerimizi enerjiye çevirir
    6 Kanımızın % 83' üdür
    7 Atıkları (oksitleri) yok eder
    8 Hayati organlarımızı korur ve rahatlatır
    9 Kemiklerin % 22' sidir
    10 Gıdaları absorbe etmesinde vücuda yardım eder
    11 Adalelerin % 75' idir
    12 Eklem yerlerini rahatlatır / yastık vazifesi görür)

  4. #4
    Duhul
    Sep 2008
    Yaş
    33
    Gönderi
    4,847
    Blog Yazıları
    37

    Esas Beyini çalıştıran,hafızayı güçlendiren yiyecekler

    Bazı yiyecekleri daha fazla yiyerek hafıza, algılama yeteneği ve dikkati artırıp, daha hızlı düşünebilmenin mümkün olduğunu belirten uzmanlar, sınavlara hazırlanan öğrencilerin beyinlerinin daha iyi çalışması için zencefil, kimyon, havuç, ceviz, fındık, fıstık, lahana, karides gibi besinleri almalarını öneriyor.
    Diyetisyen Ferin Batman, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yaklaşan sınav günleri öncesinde, ilköğretim ve liselerin son sınıflarında okuyan öğrenciler için "beynin daha iyi çalışmasına yardımcı olacak yiyecekler" hakkında bilgi verdi.
    Batman, öğrencilerin sınavlar için son hazırlıklarını yaptıklarını, ancak pek çoğunun, "konsantre olamamaktan, öğrendiklerini çabucak unutmaktan, dikkatini veremeyip aynı sayfayı tekrar tekrar okuduklarından" yakındıklarını söyledi.
    Vücudun küçük bir bölümünü oluşturan beynin, yiyeceklerle alınan enerjinin yüzde 20’sini harcadığını, beynin, kanın taşıdığı oksijen ve glikozla beslendiğini kaydeden Ferin Batman, "Araştırmalar, belirli yiyecekleri daha fazla yiyerek hafızanızı, algılama yeteneğinizi, dikkatinizi artırıp, daha hızlı düşünebileceğinizi gösteriyor" diye konuştu.

    ODAKLANMA İÇİN CEVİZ, FINDIK

    Batman, bir konuya "odaklanma" için ceviz, fındık, fıstık, soğan ve karides gibi yiyeceklerin yenmesini önerdi. Batman, şunları söyledi:
    "Ceviz, fındık, fıstık gibi yiyecekler konferanslarda, konserlerde, uzun araba yolculuklarında, sinirleri kuvvetlendirirken, beyindeki haber alma maddelerinin oluşumunu hareketlendirirler.
    Soğan, aşırı yıpranmaya, fiziksel yorgunluğa karşı kanı sulandırır, beyin oksijeni daha iyi alır.
    Karides, beyin besinidir. Vücuda önemli omega 3 yağ asitleri sağlar. Dikkat verme süresini daha uzatır."

    STRESSİZ ÖĞRENME İÇİN LAHANA

    Öğrenmenin artırılması için çeşitli önerilerde bulunan Batman, şunları kaydetti:
    "Lahana, tiroit bezlerinin aktivitesini yavaşlattığı için daha stressiz öğrenmeyi sağlar. Stresin getirdiği atıştırma krizlerinde, düşük kalorisi sayesinde bol bol çiğ olarak yenebilir.
    Limon- Portakal, C vitamininden dolayı canlandırır, algılama yeteneğini artırır. Çalışma ve sınav öncesi, limonata veya portakal suyu için.
    Yaban mersini, beynin kanla daha iyi beslenmesi için, uzun süreli bir öğrenmede ideal bir meyvedir."

    EZBER İÇİN HAVUÇ

    Hafızayı güçlendirmek için de havuç, ananas, avokado, zencefil, kimyon gibi yiyecek ve baharatların tüketilmesini isteyen Ferin Batman, bu besinlerin yararlarını şöyle anlattı:
    "Havuç, beyin metabolizmasını canlandırarak, hatırlama yeteneğini arttırır, bir şey ezberlerken bir küçük tabak sıvı yağlı havuç salatası yiyin.
    Uzun bir metin ezberleyebilmek için fazla miktarda C vitaminine ihtiyaç vardır. Ananas bunu sağlar, ayrıca önemli bir element olan mangan içerir.
    Avokado, kısa süreli hafıza içindir. Fazla miktarda yağ asidi içerir. Çalışırken yarım avokado yeterlidir."

    YENİ FİKİRLER ÜRETMEK İÇİN ZENCEFİL

    Yaratıcılığın geliştirilmesi için zencefil yenmesini öneren Batman, zencefilin içerdiği maddelerin beynin yeni fikirler üretmesini sağladığını söyledi. Batman, "Zencefil alındığı zaman kan sulandığı için vücutta daha serbest akar, beyin oksijenle beslenir" diye konuştu.
    Kimyonun da içerdiği uçucu yağların bütün sinir sistemini uyardığını söyleyen Ferin Batman, "Aniden bir fikre, bir buluşa ihtiyacı olan kimyon çayı içmelidir. Çay, bir fincana iki tatlı kaşığı dolusu kimyon eklenerek yapılabilir" dedi.

    MUTLULUK

    Ferin Batman, küçük bir kase çileğin, stresi gidererek mutluluk verdiğini, muzun da "serotonin" maddesi içerdiği için mutluluk verdiğini kaydetti. Batman, kırmızı biberdeki aroma maddelerinin de vücudun mutluluk hormonu salgılanmasına neden olduğunu belirterek, çiğ ve acı olan kırmızı biberin en etkilisi olduğunu bildirdi.

    SINAV ÖNCESİ STRESE KARŞI

    Batman, sınav öncesi strese karşı da öğrencileri uyararak, "Gerginken yenmek istenen çikolata, hamur işi, tatlı gibi besinler, kola, kahve gibi içecekler çok miktarda şeker ve kafein içerdikleri için sinirleri bozar. Doğru bir beslenme, stresli zamanların üstesinden gelmemizde bize yardımcı olacaktır" diye konuştu.
    Bunun için yanlış alışkanlıkların değiştirilmesini isteyen Batman, öğrencilere şu beslenme önerisinde bulundu:
    "-Kahvaltı etmeden güne başlamayın. Sabahları vücudun ve beynin enerji deposu boştur. Bu nedenle sinirli ve dikkatsiz olunabilir. Okul çocukları ile yapılan bir araştırmada iyi bir kahvaltı edenlerin daha verimli oldukları ortaya çıkmıştır. Kahvaltıda karbonhidrat ile protein doğru bir karışımdır. Örneğin, kepek veya çavdar ekmeği ile peynir veya yulaf ezmesi ile meyve veya yoğurt, süt yenebilir.

    STRESE KARŞI BALIK


    -Stres, vitaminlere ve minerallere olan ihtiyacı arttırır. Önemli anti-stres maddeleri mineral olarak kalsiyum (süt ürünlerinde, yeşil sebzelerde) ve magnezyumdur (kepek, çavdar, baklagiller, bal kabağı ve ayçiçeği çekirdeği). B vitaminleri grubu aynı zamanda sinir vitaminleri olarak adlandırılır. B vitaminleri ette, balıkta, kepek çavdar ürünlerinde ve koyu yeşil sebzelerde bulunur. Haftada en az 2 kez balık tüketilmelidir.
    -Çikolatayı seyrek, meyveyi sık yiyin. Arada bir az miktarlarda çikolata yenmesi stresi azaltır ama fazla yendiğinde kan şekeri önce artar, sonra hemen düşer. Sonuçta yorgunluk ve tatlılara karşı istek ortaya çıkar. Buna karşılık meyve veya kepek, çavdar ürünleri organizma tarafından daha yavaş enerjiye dönüştürülür, kan şekerinin dengesi bozulmaz.
    -Yemekleri küçük porsiyonlarda, sık yiyin. Birden aşırı miktarda ve yağlı yemekler uykunuzu getirir. Enerjinizi uzun süre korumak ve aynı düzeyde tutmak için günde en az 6 öğün ve az miktarlarda yenmelidir.
    -Kahveyi ve kolayı azaltın. Sabahları bir iki fincan kahve uyku sersemliğinizi gidermede yardımcı olur. Fazlası ise kalp çarpıntısına, huzursuzluğa, geç saatlerde de uykusuzluğa, korku ve endişeye neden olur. Kolalı içeceklerde bol miktarda kafein içerir. Alkol ise ertesi sabah unutkanlığa neden olur

  5. #5

    Esas

    teşekkürler sn yağmur

  6. #6
    Duhul
    Jul 2006
    İkamet
    İzmir/Türkiye
    Gönderi
    18,646
    Blog Yazıları
    199

    Esas

    Sevgili yağmur;

    Günaydın..

    Gene insana dair iyiniyetle dolu bir başlık açmışsın..

    Dünyaya bakışın mutlu bir gençliği simgeliyor..

    Başlık tam Dr. Öz'lük..

    Benim tabirimle "şunu yeme bunu yeme onu ye!" cinsinden..

    Tamam senin dediklerini yapsın insanlar. Herkes 150 yıl yaşasın diyelim..

    Nasıl olacak?

    Nasıl yetecek kaynaklar?

    Hadi yetti diyelim.. Çoğu insan için zaten işsizlik, geçim ve hayat zorluğu, dırdır, kavga, niza ile geçen hayata yapılacak ilave neyi düzeltecek?

    65 yaşındayım..

    Yaşam şartlarım birçok insana göre iyi biliyorum..

    Ama 150 sene yaşayacaksın deseler razı olurmuydum bilmiyorum..

    Bir kere birçok şartım olurdu..

    Sevdiklerimi de sağlıklı bir şekilde yanımda isterdim. Onlarsız bir dünya çekilmez..

    Evlatlarımın acısını görmemek isterdim..

    Maddi şartlar isterdim..Manevi şartlar isterdim..


    Görüyorsun..

    Zor adamım, zor..

    Elime 150 yaş olanağı verdin. Hala ipe un seriyorum..
    Son düzenleme : BORA YAŞAR; 10-07-2011 saat: 12:02.

  7. #7
    Duhul
    Jul 2009
    İkamet
    Gotham City :)
    Yaş
    47
    Gönderi
    1,741

    Esas

    Bir kitapta okumuştum en zoru yaşlılık demişti.

    Bebek olursun geçer.

    Genç olursun geçer.

    Yaşlanırsın geçer ama zor geçer geçerkende seni alır götürür.

    150 yıl yaşasakta o ömür geçermi işte onu ben bilmem.

  8. #8
    Duhul
    Sep 2008
    Yaş
    33
    Gönderi
    4,847
    Blog Yazıları
    37

    Esas

     Alıntı Originally Posted by BORA YAŞAR Yazıyı Oku
    Sevgili yağmur;

    Günaydın..

    Gene insana dair iyiniyetle dolu bir başlık açmışsın..

    Dünyaya bakışın mutlu bir gençliği simgeliyor..

    Başlık tam Dr. Öz'lük..

    Benim tabirimle "şunu yeme bunu yeme onu ye!" cinsinden..

    Tamam senin dediklerini yapsın insanlar. Herkes 150 yıl yaşasın diyelim..

    Nasıl olacak?

    Nasıl yetecek kaynaklar?

    Hadi yetti diyelim.. Çoğu insan için zaten işsizlik, geçim ve hayat zorluğu, dırdır, kavga, niza ile geçen hayata yapılacak ilave neyi düzeltecek?

    65 yaşındayım..

    Yaşam şartlarım birçok insana göre iyi biliyorum..

    Ama 150 sene yaşayacaksın deseler razı olurmuydum bilmiyorum..

    Bir kere birçok şartım olurdu..

    Sevdiklerimi de sağlıklı bir şekilde yanımda isterdim. Onlarsız bir dünya çekilmez..

    Evlatlarımın acısını görmemek isterdim..

    Maddi şartlar isterdim..Manevi şartlar isterdim..


    Görüyorsun..

    Zor adamım, zor..

    Elime 150 yaş olanağı verdin. Hala ipe un seriyorum..


    Sayın Bora Ağabey
    Siz zor insan değilsiniz
    Okyanus yürekli bir insansınız bunu biliyorum ve çok uzun yaşamayı gerçekten hak eden nadir insanlardansınız lütfen uzun yaşayın çok uzun yaşayın saygı ve sevgiler...

    Can Yücelin çok sevdiğim şiirinide eklemeden edemedim...




    BAĞLANMAYACAKSIN


    Bağlanmayacaksın bir şeye, öyle körü körüne.
    "O olmazsa yaşayamam." demeyeceksin.
    Demeyeceksin işte.Yaşarsın çünkü.
    Öyle beylik laflar etmeye gerek yok ki.
    Çok sevmeyeceksin mesela.
    O daha az severse kırılırsın.
    Ve zaten genellikle o daha az sever seni,
    Senin o'nu sevdiğinden...
    Çok sevmezsen, çok acımazsın.
    Çok sahiplenmeyince, çok ait de olmazsın hem.
    Çalıştığın binayı, masanı, telefonunu, kartvizitini...
    Hatta elini ayağını bile çok sahiplenmeyeceksin.
    Senin değillermiş gibi davranacaksın.
    Hem hiçbir şeyin olmazsa, kaybetmekten de korkmazsın.
    Onlarsız da yaşayabilirmişsin gibi davranacaksın.
    Çok eşyan olmayacak mesela evinde.
    Paldır küldür yürüyebileceksin.
    İlle de bir şeyleri sahipleneceksen,
    Çatıların gökyüzüyle birleştiği yerleri sahipleneceksin.
    Gökyüzünü sahipleneceksin,
    Güneşi, ayı, yıldızları...
    Mesela kuzey yıldızı, senin yıldızın olacak.
    "O benim." diyeceksin.
    Mutlaka sana ait olmasını istiyorsan bir Şeylerin...
    Mesela gökkuşağı senin olacak.
    İlle de bir şeye ait olacaksan, renklere ait olacaksın.
    Mesela turuncuya ya da pembeye
    Ya da cennete ait olacaksın.
    Çok sahiplenmeden, Çok ait olmadan yaşayacaksın.
    Hem her an avuçlarından kayıp gidecekmiş gibi,
    Hem de hep senin kalacakmış gibi hayat.
    İlişik yaşayacaksın. Ucundan tutarak...

    CAN YÜCEL

Sayfa 1/11 123 ... SonSon

Gönderi Kuralları

  • Yeni konu açamazsınız
  • Konulara cevap yazamazsınız
  • Yazılara ek gönderemezsiniz
  • Yazılarınızı değiştiremezsiniz
  •