Sayfa 5/5 İlkİlk ... 345
Arama sonucu : 40 madde; 33 - 40 arası.

Konu: Kime "Şehit" denir? Şehit Varislerinin Maddi Hakları Nelerdir?

  1. #33
    Duhul
    Jul 2006
    İkamet
    İzmir/Türkiye
    Gönderi
    18,646
    Blog Yazıları
    199

    Esas

    BATMAN’ın Kozluk İlçesi’ndeki Gümüşgörgü Jandarma Karakolu’nda vatani görevini yapan Sevag Şahin Balıkçı’nın 24 Nisan 2011 tarihinde devre arkadaşı er Kıvanç Ağaoğlu tarafından öldürülmesiyle ilgili Diyarbakır 2’nci Hava Kuvvet Komutanlığı Askeri Mahkemesi’nde görülen davada karar çıkmıştı. Mahkeme Kıvanç Ağaoğlu’nun, 4 yıl 5 ay 10 gün hapis cezasına mahkum etti. Karara tepki gösteren "Sevag İçin Adalet Girişimi" bugün basın toplantısı düzenledi.

    Toplantıya, Sevag Balıkçı’nın annesi Ani ve babası Garabet Balıkçı, Balıkçı ailesinin avukatı İsmail Cem Halavut, Sevag İçin Adalet Girişimi’nden Ermeni okulları yöneticisi Garo Paylan, eski İstanbul Tabip Odası Başkanı Gençay Gürsoy ile Nor Zartonk’tan Melis Tantan katıldı.

    Baba Garabet Balıkçı da, verilen karardan memnun olmadıklarını vurgulayarak, "Sevag orada ırkçı bir kurşunla ve bilerek öldürüldü. Benim yorumum bu. Sevag’ı anlatmak istersek, Sevag sanatkar bir çocuktu. Benimle beraber çalışırdı ve Sevag’ı böyle bir kişinin, ırkçı bir kişinin öldürmesi bu cezayı az buluyorum. Bir de Türkiye Cumhuriyeti’nde ölen Hristiyanların şehit olmadığı diye bir tabirle karşılaştık. O zaman diyorum ki, Türkiye Cumhuriyeti’nde Hristiyanları askere alıyorlarsa, ölüyorlarsa ve şehit sayılmıyorsa niye askere alıyorlar? Almasınlar diyorum" dedi.

    http://www.hisse.net/forum/showthread.php?t=83437


    Eğer Ermeni asıllı Türk Vatandaşı askerin ailesinin oğullarının devletçe "şehit sayılmama" iddiaları doğru ise, "şehit" tanımında dinsel bir yaklaşım yapıldığını varsayabiliriz.

    Şehit kavramına dinsel yaklaşım yapılıyorsa, o zaman "şehit" tanımına dini temelde tam bir uyum sağlanması gerekir.

    O zaman da şehit sayılmada yukarıda bir yazıda ifade edildiği gibi bir yaklaşım gerekebiliyor kimilerine göre:

    ""İslam’a göre ise şehid olmada ölçü, “Allah’ın rızası” olarak belirleniyor. Sadece Allah rızası için, O’nun adını yüceltmek için mücâdele eden ve bu yolda canını veren kişi şehid sayılıyor. Bu nedenle, İslam’ın tamamını veya bir kısmını inkar eden, savaş alanında ve vatan savunmasında ölse de İslam’a göre şehid sayılmıyor. Zira İslam’a göre “şehadet makamı” ve “şehidlik” insanlar nezdinde değil Allah indinde değer taşıyan İslami bir rütbe olarak vasıflandırılıyor ve beşeri sistemlerin bekası için savaşıp ölenlerin bu rütbeye ulaşamayacağı öngörülüyor. Hayatını şehid olarak yaşamayanın şehid olması sözkonusu edilmiyor."

    İşin sosyal boyutunda, şehit sayılma halinde, şehidin ailesine bir çok ayrıcalık, hak ve menfaat sağlanmakta.

    Devlet, askerlik görevi yapan vatandaşlarından görev başında ölenlerden (müsademe mi kaza mı orası artık meşkuk) müslüman olana "sen şehitsin al ayrıcalıkları, hak ve menfaatleri", müslüman olmayana ise,"sen şehit değilsin sana bir şey yok" derse, bunun adına ayrımcılık denir ki demokrasilerde buna izin verilmemek gerekir.

    Oğlulları sakerde öldürülen Ermeni vatandaşlarımızın infiali, itirazı buna.

    Haksızlar mı?

  2. #34
    Duhul
    Jul 2006
    İkamet
    İzmir/Türkiye
    Gönderi
    18,646
    Blog Yazıları
    199

    Esas

    Uşak'ın Sivaslı ilçesi yakınlarında meydana gelen kazayı soruşturmaya giden Sivaslı İlçe Jandarma Bölük Komutanı Kıdemli Başçavuş Hüseyin Burhan, soruşturma sırasında 'dur' ihtarında bulunduğu kamyonetin altında kalarak şehit oldu.

    http://gundem.milliyet.com.tr/bascav...ShowPageSkin=1


    PKK ile anlaşmanın sonucunda aylar var ki bu başlığın açılmasının başlıca nedeni olan "şehit" haberleri çok şükür gelmiyor.

    Ancak "şehit" ifadesinin, tabirinin, kavramının, toplumumuzda birçok olayda yerli yersiz konuşulduğunu, siyasilerin tutarsız ifade ve yaklaşımlarını görüyoruz.

    Şehitlik dini bir mertebe mi yoksa sosyal bir kavram mı?

    Buna karar vermek lazım.

    Yukarıdaki haberde, günlük trafik denetimi görevi yapan bir astsubayın dramatik kaza ve ölüm haberi, ölen kişiye "şehitlik" sıfatı verilerek sunulmakta.

    Nedir bu talihsiz astsubaya şehit sıfatının uygun görülmesindeki neden?

    Giydiği üniforma mı? Yaptığı iş mi?

    Peki bir trafik polisinin başına aynı akıbet gelse durum farklı mı olacaktı?



    Şehit kime denir konusu sadece bir unvan olarak değil, artık o kişinin ve ailesinin alabileceği sosyal yardım ve tazminatlar açısından da son derece önem arzediyor...

    Bu konuda tartışmalar yaşanıyor, davalar açılıyor.

    Konu bir dinsel mertebe olmaktan çoktan çıktı.

  3. #35
    Duhul
    Jul 2006
    İkamet
    İzmir/Türkiye
    Gönderi
    18,646
    Blog Yazıları
    199

    Esas

     Alıntı Originally Posted by BORA YAŞAR Yazıyı Oku
    Şehitlik dini bir kavram.

    Bu konuda kavram kargaşasına dikkat çekmek için başlı başına bir başlık açmıştım.

    Ve bu kavramın siyasiler tarafından nasıl istismar edildiğini vurgulamaya çalışmıştım.

    http://www.hisse.net/forum/showthread.php?t=83437

    Bu lafı siyasilerin ağzından duyduğumda kıllanmaya başlarım.

    Soma'da, ölü sayısından tedirginliği artan Bakan Yıldız ölen işçiler için "şehit " demeye başladı.

    İşçi ailelerine bir nevi göz boyama tazminatı gibi kullanıyor sanki cebinde taşıdığı şehitlik kavramını.

    Bana göre ölen işçiler "Niyazi"...

    Bu başlık çalışmaya başlıyorsa bir garip ölüyor demektir....

  4. #36
    Duhul
    Jul 2006
    İkamet
    İzmir/Türkiye
    Gönderi
    18,646
    Blog Yazıları
    199

    Esas

    Manisa'nın Soma İlçesi'ndeki maden kazasında can veren Ahmet Kaya'nın 3 aylık hamile eşi Necla Kaya, yaşadığı acıya daha fazla dayanamayınca bebeğini düşürdü. Kaya, eşinin kendisine en büyük armağanı olduğunu söylediği bebeğinin, madenin en küçük şehidi olduğunu da dile getirdi.

    http://www.milliyet.com.tr/olen-made...undem-1885317/

  5. #37
    Duhul
    Jul 2006
    İkamet
    İzmir/Türkiye
    Gönderi
    18,646
    Blog Yazıları
    199

    Esas

    Başbakan Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında, Başbakanlık Merkez Bina'da gerçekleşen toplantı yaklaşık 8 saat sürdü. Arınç Soma'daki faciada hayatını kaybeden 301 madencinin şehit sayılmaları konusunun toplantıda konuşulduğunu ancak bu konuda veriler bin karar olmadığını açıkladı.

    http://www.hurriyet.com.tr/gundem/26462268.asp


    Bakanlar Kurulu Kararı ile "şehit" sayılma durumları.

    Komedi ötesi.

    Ama yukarıda da açıkladığım gibi, toplum olarak "şehit" olayında geldiğimiz noktaya son derece uygun ve yasal bir adım.

    Dinsel anlamda iyice kafa karıştırsa da.

    Artık bu durumlara uygun bir kavram bir terim bulsak da rahat etsek.

    "Niyazi" gibi.

  6. #38
    Duhul
    Jul 2006
    İkamet
    İzmir/Türkiye
    Gönderi
    18,646
    Blog Yazıları
    199

    Esas

    Derbi çıkışı şehit oldu!

    Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü’nde görevli polis memuru 42 yaşındaki Osman Bal, arkadaşları ile televizyonda Fenerbahçe- Galatasaray maçını izledikten sonra evine dönerken sokakta çıkan silahlı kavgada öldürüldü.

    Arkadaşları ile maç izledikten sonra gece yarısı Merkez Kayapınar İlçesi Huzurevleri Mahallesi 70’nci Sokak’taki Huzur Kooperatifi’ndeki evine dönen Osman Bal, sokakta kimlikleri belirlenemeyen kişi veya kişilerle bilinmeyen nedenle kavga etti. Silahların da kullanıldığı kavgada polis memuru Bal, öldürüldü.


    http://www.milliyet.com.tr/derbi-cik...undem-1931020/

    Polis memuru, mesai dışı boş zamanında maç izliyor. Sonra birileriyle kavgaya tutuşuyor. Öldürülüyor.

    Haberin başlığı "şehit polis memuru"...


    Net bir "Niyazi" durumuna nedense "şehitlik" uygun görülüyor.

    Ne dinen, ne yasalar açısından şehit olmak o kadar da kolay değil.

  7. #39
    Duhul
    Jul 2006
    İkamet
    İzmir/Türkiye
    Gönderi
    18,646
    Blog Yazıları
    199

    Esas

    Üniformalı resmi görevlilerin, mesai saatleri içinde nasıl ölürlerse ölsünler "şehit" olarak anılmalarına alıştı bu millet.

    Şimdilerde iş kazalarında (!) ölen işçilere de siyasilerimiz, günü kurtarmak adına "şehit" sıfatını uygun görüyorlar.

    Soma'da sorumlu sorumsuz siyasiler, başta başbakan olduğu halde, ölen 200 ü aşkın işçiden hep şehit diye bahsettiler.

    En son olarak, Mecidyeköy'deki ucube kulelerden birinden 31.kattan asansörün kopması sonucu ölen 10 işçiye Vali Mutlu "şehit" brövesi verdi ayak üstü.

    Bir kere daha şehit kime denir sorusunu sormak zamanı.


    Bu soruyu iktidarın en uygun adamına, Arınça sormuşlar...

    Şöyle yanıtlamış soruyu:


    ASANSÖR KAZASINDA HAYATINI KAYBEDENLER ŞEHİT SAYILACAK MI? BUNDAN SONRASI NE OLACAK?

    Sayın başbakanımız Konya ziyareti sırasında bir açıklama yaptı. Üzüntülerini iletti. Gerçekten hepimiz büyük üzüntü içindeyiz. Ancak her olayın arkasından bu olayda vefat edenlerin şehit sayılması gibi bir düşüncemiz var ne de bunu doğru buluruz.
    Şehitlik dini bir kavramdır.
    Terörle mücadelede hayatını kaybedenler için bazı düzenlemeler yapılmıştır.
    Ancak son dönemde bazı olaylarda hayatını kaybeden vatandaşlarımız için şehitlere yönelik bazı düzenlemelerden faydalanması yönünde bazı çalışmalar oldu.
    Bir takım olaylarda hayatını kaybedenlerin hükmen şehit sayılabileceğini biliyoruz. Peygamberimizin de bu yönde hadisleri var.
    Mesela yanarak, boğularak ölenler için şehit olabileceği konuşulmuştur.
    Sayın başbakanımız da sanıyorum işin manevi boyutuna dikkat çekmek istemiştir.



    http://www.hurriyet.com.tr/gundem/27165964.asp


    Bir nevi dinsel kökenli siyasi bir fetvadır bu.

    Bakalım kendileri bu tanım ve açıklamaya ne kadar süre ile uyabilecekler.

  8. #40
    Duhul
    Jul 2006
    İkamet
    İzmir/Türkiye
    Gönderi
    18,646
    Blog Yazıları
    199

    Esas

    Hükümet IŞİD roketleriyle yaşamını yitiren Kilislilerin “şehit ailesi" sayılması için harekete geçti. Yapılması planlanan düzenlemenin yürürlüğe girmesiyle roket saldırılarında yaşamını yitirenlerin ailelerine devlette işe yerleştirilmeleri ve diğer olanaklardan faydalanmaları sağlanacak.

    http://www.gazetevatan.com/kilis-ser...947622-gundem/

    Dini bütün yönetimimiz, Kilis'lilerin canlarını koruyamadığını görünce, halkın tansiyonunu düşürmek için, IŞİD füzeleriyle ölenlerin "şehit" sayılacaklarını kabul etmeye hazırlanıyormuş.

    Aslında Kilis'te IŞİD roketiyle ölen vatandaşların sıfatı belli : NİYAZİ...

    Ama dinsel bir statü olan şehitliği bile sulandıran bu dini bütün taife, şehitliği, şehit yakınlarının çeşitli yasalarla mali olarak desteklendiği sosyal ve dünyevi bir statü haline getirmiş bulunuyor.

    Ne kadar pratik değil mi?


    Takdir etmemek elde değil...

    Bu konunun yasalaştırılıp da uygulamaya geçilmesi durumunda yurt dışından KİLİS'e düşen roketle ölme durumunda, roketin bir IŞİD roketi olup olmadığının ispat edilmesi gerekiyor.

    Bir de ölenin KİLİS sınırları içinde ölmesi...


    Tartışılacak epey durum çıkacak.

Sayfa 5/5 İlkİlk ... 345

Gönderi Kuralları

  • Yeni konu açamazsınız
  • Konulara cevap yazamazsınız
  • Yazılara ek gönderemezsiniz
  • Yazılarınızı değiştiremezsiniz
  •