Sayfa 2/8 İlkİlk 1234 ... SonSon
Arama sonucu : 60 madde; 9 - 16 arası.

Konu: Hayvancılık

  1. #9
    Duhul
    Jun 2008
    İkamet
    istanbul
    Gönderi
    3,879
    Blog Yazıları
    3

    Esas

    işin bu safhaya geleceğini aylar öncesinden yazmıştım...Günü kurtarmakla uğraşan tarım bakanımızın bir eseridir bunlar...


  2. #10

    Esas

    Sıfır faizli krediler hayvancılığı canlandırdı
    Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın 2010 yılında başlattığı sıfır faizli kredi uygulaması hayvancılık sektörünü canlandırdı. 2011 yılı verilerine göre son 2 yılda büyükbaş hayvan sayısında yüzde 15’lik artış sağlanırken, küçükbaşta bu artış yüzde 20 olarak gerçekleşti. Bugüne kadar 6 milyar 686 milyon lira kredi kullanan üreticiler, aldıkları kredileri yüzde 99,7 oranında geri ödedi
    http://www.haberx.com/sifir_faizli_k...6046,909).aspx

  3. #11

    Esas

    Yatırımcı ve patronların yeni gözdesi bu keçiler
    Türklerin göçebe kültürlerindeki vazgeçilmez konumunu yerleşik hayatla birlikte yitiren keçi, ithal ırk Saanen ile yeniden cazibe kazandı. Yüksek verimi nedeniyle tercih edilen Saanen tipi keçi varlığı, irili ufaklı yatırımcının yoğun ilgisiyle 5 yılda ikiye katlandı.

    İzmir Keçi ve Koyun Yetiştiricileri Birliği Başkanı Özer Türer, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye'nin artık keçi yetiştiriciliğinin önemini kavradığını, devletin ve yatırımcının ilgisinin memnuniyet verici olduğunu söyledi.

    Soy ıslahı nedeniyle süt verimi yerli türlere göre yaklaşık 10 kat daha yüksek olan Saanen tipi keçilerin kapalı sistemde yetiştirilebildiğini, inek sütüne göre yaklaşık 2 kat daha yüksek fiyatla satıldığını anlatan Türer, bu hayvanın verdiği yavru sayısının da inekten 4 kat daha fazla olduğunu dile getirdi.

    Saanen tipi keçinin, bu kadar artı yönüne rağmen ineğe göre daha az yem tükettiğine dikkati çeken Türer, keçi yetiştiriciliğinin hobi olarak başlanarak büyük çiftliklere dönüştürülebilecek bir iş olması nedeniyle de tercih edildiğini bildirdi.

    Tüm avantajlarına rağmen yeteri kadar hayvan bulunamaması nedeniyle sektörün yatırımcı ilgisine paralel biçimde büyüyemediğine işaret eden Türer, ''Saanen tipi keçi varlığı 5 yılda ikiye katlandı. İzmir'de 4 bin gerçek Saanen, 10 bini kırma olmak üzere 14 bin yüksek süt verimli keçiye ulaşıldı'' dedi.

    -''Hızla yayılıyor''-

    Saanen keçi yetiştiriciliğinin İzmir, Çanakkale ve Balıkesir ağırlıklı olmak üzere ülkede hızla yayıldığını bildiren Türer, şöyle konuştu:

    ''Keçi sütü sindirimi kolay, anne sütüne çok yakın olması ve lezzeti nedeniyle her zaman yoğun talep görüyordu. Ancak keçi sütü için kurulmuş bir soğuk zincir yoktu. Birlik olarak soğuk zinciri kurduktan sonra fiyatlar bir anda yükselmeye başladı. Saanen tipi keçinin avantajlarının anlaşılması ve fiyatların yükselmesi yatırımları tetikledi. 2008 yılında 156 olan üye sayımız bugün 7 bine ulaştı. Bu işe yatırım yapmak isteyenlerden her gün en az 5 telefon alıyoruz. Haftada ortalama 5-6 kişi çiftliğimize geliyor. Bunların çoğu da yatırım yapmaya karar veriyor. Bu işe yatırım yapmak isteyenler arasında holding patronları da var, emekliler de var. Özellikle eline bir miktar para geçen insanlar arazileri de varsa toplayabildikleri kadar hayvanla işe girişiyor.''

    -Önde gelen iş adamları ''keçici'' oldu-

    Türer, son bir kaç yılda İzmir ve çevresinde bu işe giren büyük yatırımcılar olduğunu, çok farklı sektörlerden bir çok iş adamının da yatırıma hazırlandığını öne sürdü.

    Keçi yetiştiriciliğinin Türkiye'nin en önemli sorunlarından olan kırsal kalkınmayı sağlama ve köyden kente göçü durdurma noktasında etkili bir çözüm olabileceğini savunan Türer, ''Yaptığımız en kötümser hesapla 30 keçiye bakan bir kişinin aylık geliri ortalama 2 bin liradır. Bundan iyi kırsal kalkınma olmaz. Türkiye'nin Saanen yetiştiriciliğini tüm bölgelerde yaygınlaştırması gerekiyor'' diye konuştu.

    Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'nın da bunun farkına vararak keçi yetiştiriciliği yatırımına girmek isteyenlere önemli teşvikler sağladığını anlatan Türer, keçi sütüne olan talebin her geçen gün arttığını, Türkiye'de 10 milyon Saanen keçisi yetiştirmeye uygun pazar şartlarının bulunduğunu kaydetti.

    -Saanen keçileri-

    Alp kökenli bir tür olan Saanen keçileri, soy ıslahı sayesinde Avrupa'da hayvan başına yıllık ortalama bin litre süt verimine sahip. Türkiye'de ise soy ıslahının yeni başladığı Seferisihar'daki çiftliklerde 650-700 litreye ulaşıldı. Yeni kurulan bir çiftlikte bu rakamın ortalama 400 litre olacağı tahmin ediliyor. Pazar sorunu bulunmayan keçi sütü halen 1,30-1,50 kuruş arasından satılıyor. Devlet desteği de eklendiğinde bu fiyat 1,45-1,65 liraya ulaşıyor. İnek sütünde ise bu fiyat 60-80 kuruş arasında kalıyor.

    Bir Saanen damızlığının fiyatı bin ila bin 500 lira arasında değişiyor.

    Kaynak: AA

    http://www.ekotrent.com/basari-hikay...esi-bu-keciler

  4. #12
    Duhul
    Feb 2010
    Gönderi
    10,942
    Blog Yazıları
    2

    Esas

    bulunduğum mekan menderese ve seferihisara çok yakın her yerde bu sevimli beyaz ve büyük memeli keçileri görüyorum konuştuğum tüm yetiştiriciler kaymakamlıktan teşviklerinin olduğunu söylüyor zeytini bırakıp sanem keçilerinemi başlasam acaba

  5. #13

    Esas

     Alıntı Originally Posted by okidoki2006 Yazıyı Oku
    bulunduğum mekan menderese ve seferihisara çok yakın her yerde bu sevimli beyaz ve büyük memeli keçileri görüyorum konuştuğum tüm yetiştiriciler kaymakamlıktan teşviklerinin olduğunu söylüyor zeytini bırakıp sanem keçilerinemi başlasam acaba
    Neden olmasın ? Keçi sütüde çok kıymetli yani

    birkaç link buldum
    http://www.youtube.com/watch?v=NAwotP7X73c
    http://www.istekobi.com.tr/kobi-bilg...yeler-m78.aspx
    http://www.keciciftligi.com/
    http://www.saanen.gen.tr/
    http://www.dailymotion.com/video/xs2...erymyz_animals

  6. #14

    Esas

    TÜBİTAK desteğiyle 2005 yılında başlatılan proje kapsamında klonlanan sığırlar “Efe, Ece, Ecem, Nilüfer ve Kiraz”, yerli ırkların korunması amacıyla çiftleştirilecek. Çalışmalar kapsamında Türkiye'nin ilk klon sığır sürüsünün oluşturulması amaçlanıyor.

    http://www.hurriyet.com.tr/teknoloji/22046071.asp

  7. #15

    Esas

    Et ürünlerinde yeni uygulama
    Et ve et ürünlerinde Mart 2013 tarihinden itibaren karışım yapılmayacak.

    Çiğ et, kıyma, hazırlanmış et karışımları ve et ürünlerinde, farklı hayvan türleri karıştırılamayacak. Sadece üretim teknolojisi gereği kanatlı eti ürünlerine kırmızı et veya yağı karıştırılabilecek. Düzenleme 3 ay sonra yürürlüğe girecek.
    Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın Türk Gıda Kodeksi Et Ve Et Ürünleri Tebliği Resmi Gazete’de yayımlandı. Tebliğ ile çiğ et, kıyma, hazırlanmış et karışımları ve et ürünlerinin tekniğine uygun olarak üretilmesi, ambalajlanması ve piyasaya arzına ilişkin hususları belirlendi. Tebliğ, çiğ et, kıyma, hazırlanmış et karışımları ve et ürünlerini kapsayacak. Tebliğ, et özütleri, eritilmiş hayvansal yağ, donyağı tortusu, jelatin, tuzlanmış veya kurutulmuş kan, tuzlanmış veya kurutulmuş kan plazmasını kapsamayacak.

    -FARKLI HAYVAN TÜRLERİNE AİT ETLER KARIŞTIRILAMAYACAK-

    Tebliğ ile çiğ et, kıyma, hazırlanmış et karışımları ve et ürünlerinde farklı hayvan türlerine ait etlerin karıştırılarak elde edilmesine yönelik genel hükümler belirlendi. Buna göre büyükbaş ve küçükbaş hayvan etleri birbirleriyle karıştırılabilecek. Kanatlı hayvan türlerinden elde edilen etler birbirleriyle karıştırılabilecek. Bu durumlar dışında farklı hayvan türlerine ait etler birbirleriyle karıştırılamayacak. Ancak sadece üretim teknolojisi gereği kanatlı eti ürünlerine kırmızı et veya yağı karıştırılabilecek. Bu Tebliğ kapsamındaki ürünlerin üretiminde mekanik olarak ayrılmış etler kullanılamayacak.

    -DÖNER DEYİP GEÇİLMEYECEK-

    Döner piyasaya sunuluş şekline göre; yaprak döner, kıyma döner ve karışık döner olarak sınıflandırılacak. Yaprak döner, üretiminde kırmızı et olarak sadece yaprak haline getirilmiş çiğ kırmızı etin kullanıldığı döneri; kıyma döner, üretiminde kırmızı et olarak en çok yüzde 90 oranında kıymanın ve en az yüzde 10 oranında yaprak haline getirilmiş çiğ kırmızı etin kullanıldığı döneri; karışık döner, üretiminde kırmızı et olarak en az yüzde 60 oranında yaprak haline getirilmiş çiğ kırmızı et ve en çok yüzde 40 oranında kıymanın kullanıldığı döneri ifade edecek.
    Kanatlı eti döneri piyasaya sunuluş şekline göre üretiminde kanatlı eti olarak sadece yaprak haline getirilmiş çiğ kanatlı etinin kullanıldığı döneri yaprak kanatlı eti döneri ile üretiminde kanatlı eti olarak en az yüzde 60 oranında yaprak haline getirilmiş çiğ kanatlı etinin ve en çok yüzde 40 oranında kanatlı kıymanın kullanıldığı karışık kanatlı eti döneri olarak ikiye ayrılacak.

    -ET VE ET ÜRÜNLERİNE BOZULMAYI BASKILAYACAK İŞLEM VE MADDE UYULANMAYACAK-

    Tebliğ ile çiğ kırmızı et, çiğ kanatlı eti, kıyma, hindi kıyma, hazırlanmış kırmızı et karışımları ve hazırlanmış kanatlı eti karışımları ürün özellikleri de belirlendi. Çiğ kırmızı et, çiğ kanatlı eti, kıyma, hindi kıyması, hazırlanmış kırmızı et karışımları ve hazırlanmış kanatlı eti karışımları, Gıda Hijyeni Yönetmeliği ve Hayvansal Gıdalar İçin Özel Hijyen Kuralları Yönetmeliğinde yer alan kurallara uygun olarak elde edilecek. Bozulmuş olmayacak, bozulmayı baskılayacak herhangi bir işlem veya madde uygulanmayacak.
    Perakende işletmede son tüketiciye satış aşamasında kıyma, hazırlanmış kırmızı et karışımları ve hazırlanmış kanatlı eti karışımları üretimlerini takiben doğrudan satış için hazır ambalajlı hale getirilerek günlük olarak satışa sunulacak. Çiğ kırmızı etler ve çiğ kanatlı etleri ise asgari hijyenik şartlar göz önünde bulundurularak, Türk Gıda Kodeksi Etiketleme Yönetmeliği’ne uygun olarak satışa sunulabilecek.
    Tebliğ kapsamında yer alan çiğ kırmızı et, çiğ kanatlı eti, kıyma, hindi kıyması, hazırlanmış kırmızı et karışımları ve hazırlanmış kanatlı eti karışımlarını üreten veya satan işyerlerinde farklı hayvan türlerine ait etler birbirinden ve diğer gıdalardan ayrı olarak üretilecek ve ayrı olarak satışa sunulacak.

    -KEMİK, KIKIRDAK VE SAKATAT KATILAMAYACAK-

    Tebliğ kapsamında yer alan çiğ kırmızı et, kıyma ve hazırlanmış kırmızı et karışımlarının üretiminde kemik, kıkırdak ve sakatat katılamayacak. Sakatat sadece sakatat olarak piyasaya arz edilecek.

    -DÖNERİN YAĞ ORANI YÜZDE 25 OLACAK-

    Kıymadan elde edilen hazırlanmış kırmızı et karışımlarının içerdiği yağ oranı kütlece en çok yüzde 25 ve tuz oranı kütlece en çok yüzde 2 olacak. Dönerin içerdiği yağ oranı kütlece en çok yüzde 25, tuz oranı kütlece en çok yüzde 2 olarak uygulanacak. Döner üretiminde hayvansal kaynaklı olmayan proteinler, nişasta ve nişasta içeren maddeler ile soya ve soya ürünleri kullanılamayacak. Ancak baharat kaynaklı nişasta ve bitkisel protein miktarının toplamda yüzde 1’i aşmaması gerekecek.
    Dönerin raf ömrü pişirilme süresi dahil en fazla 24 saat, dondurulmuş dönerin raf ömrü en fazla 6 ay olacak.
    Köftede hayvansal kaynaklı olmayan proteinler, nişasta, soya ve soya ürünleri kullanılamayacak. Ancak baharat, ekmek ve galeta unu kaynaklı nişasta ve bitkisel protein miktarının toplamda yüzde 5’i aşmaması gerekecek.

    -KANATLI ETİ KARIŞIMLARINDA YAĞ MİKTARI KÜTLECE EN ÇOK YÜZDE 15 OLACAK-

    Çiğ kanatlı eti, hindi kıyma ve hazırlanmış kanatlı eti karışımlarına ait özel ürün özellikleri ise şöyle olacak:
    “Bu Tebliğ kapsamında yer alan çiğ kanatlı eti, hindi kıyma ve hazırlanmış kanatlı eti karışımlarının üretiminde kemik, kıkırdak ve sakatat katılamaz. Sakatat sadece sakatat olarak piyasaya arz edilecek. Hazırlanmış kanatlı eti karışımlarının üretiminde farklı türlere ait kanatlı etleri birbirine karıştırılabilecek. Hazırlanmış kanatlı eti karışımlarında yağ miktarı kütlece en çok yüzde 15 ve bağ doku miktarı kütlece en çok yüzde10 olacak. Kanatlı eti dönerinin içerdiği yağ oranı kütlece en çok yüzde 15, tuz oranı kütlece en çok yüzde 2 olarak uygulanacak. Kanatlı eti dönerinin üretiminde hayvansal kaynaklı olmayan proteinler, nişasta ve nişasta içeren maddeler ile soya ve soya ürünleri kullanılamayacak. Ancak baharat kaynaklı nişasta ve bitkisel protein miktarının toplamda yüzde 1’i aşmaması gerekecek. Kanatlı eti dönerinin raf ömrü pişirilme süresi dahil en fazla 24 saat, dondurulmuş kanatlı eti dönerinin raf ömrü en fazla 6 ay olacak. Kanatlı kıyma sadece kemiklerinden ayrılmış çiğ hindi etinden üretilecek. Hindi kıymanın bileşiminin Ek-1’de belirtilen özelliklere uygun olması gerekecek. Hindi kıyma üretiminde diğer kanatlı hayvanlara ait etler kullanılamayacak. Hindi kıyma sadece dondurulmuş olarak piyasaya arz edilecek. Hindi kıymada kalsiyum oranı en çok 100 g’da 14 mg düzeyinde olacak. Çiğ olarak üretilecek hazırlanmış kanatlı eti karışımlarında kanatlı kıyma olarak sadece çiğ hindi kıyma kullanılacak ve dondurulmuş olarak piyasaya arz edilecek. Kanatlı köftede hayvansal kaynaklı olmayan proteinler, nişasta, soya ve soya ürünleri kullanılamaz. Ancak baharat, ekmek ve galeta unu kaynaklı nişasta ve bitkisel protein miktarının toplamda yüzde 5’i aşmaması gerekecek.”

    -ET ÜRÜNLERİ ÜRÜN ÖZELLİKLERİ-

    u Tebliğ kapsamında yer alan et ürünleri, Gıda Hijyeni Yönetmeliği ve Hayvansal Gıdalar İçin Özel Hijyen Kuralları Yönetmeliğinde yer alan kurallara uygun olarak elde edilen etlerden üretilecek. Et ürünleri karkas etinden veya sakatattan hazırlanır. Dilli salam hariç olmak üzere karkas etinden hazırlanan et ürünlerine sakatat katılamaz. Sakatattan hazırlanan et ürünlerine ise karkas eti katılabilecek. Bu Tebliğ kapsamında yer alan et ürünlerinin üretiminde kemik ve kıkırdak kullanılamayacak. Et ürünleri; görünüş, yapı, renk ve koku açısından kendine özgü ürün özelliklerine sahip olur ve bozulma belirtileri gösteremeyecek.
    Pastırmada çemen hariç olmak üzere, nem miktarı kütlece en çok yüzde 45, pH değeri en yüksek 6, tuz miktarı kuru maddede kütlece en çok yüzde 7, çemen miktarı kütlece en çok yüzde 10 olacak. Kurutulmuş jambonda nem miktarı kütlece en çok yüzde 40, pH değeri en yüksek 6, tuz miktarı kuru maddede kütlece en çok yüzde 7 olarak uygulanacak. Fermente sucukta toplam et proteini değeri kütlece en az yüzde16, kollajen miktarı toplam et proteinlerinin kütlesinde en fazla yüzde 20, nem miktarının toplam et proteini miktarına oranı 2.5’in altında, yağ miktarının toplam et proteini miktarına oranı 2.5’in altında, pH değerinin en yüksek 5.4 olacak. Isıl işlem görmüş sucukta uygulanan ısıl işlemin; üretimde çiğ kırmızı etin kullanılması durumunda merkez sıcaklık en az 68 derece, çiğ kanatlı etin kullanılması durumunda en az 72 derece olacak şekilde uygulanması gerekecek.
    Kıymadan elde edilen köfte gibi ısıl işlem uygulanmış et ürünlerinde toplam et proteini oranı kütlece en az yüzde 12 olacak. Tane karabiber hariç olmak üzere; ürüne adını veren bonfile, dil, fıstık gibi girdilerin kullanıldığı ısıl işlem uygulanmış et ürünlerinde bu girdinin miktarı kütlece en az yüzde 3 olacak.

    -SUCUĞA, PASTIRMAYA ET KAYNAKLI OLMAYAN PROTEİN KATILAMAYACAK-

    Fermente sucuğa, ısıl işlem görmüş sucuğa ve pastırmaya et kaynaklı olmayan proteinler, nişasta ve nişasta içeren maddeler ile soya ve soya ürünleri katılamaz. Ancak baharat kaynaklı nişasta ve bitkisel protein miktarının toplamı kütlece yüzde 1’i aşamayacak. Döner ve kanatlı eti döneri üretiminde hayvansal kaynaklı olmayan proteinler, nişasta ve nişasta içeren maddeler ile soya ve soya ürünleri kullanılamayacak. Ancak baharat kaynaklı nişasta ve bitkisel protein miktarının toplamda yüzde1’i aşmaması gerekecek. Köftede ve kanatlı köftede hayvansal kaynaklı olmayan proteinler, nişasta, soya ve soya ürünleri kullanılamayacak. Ancak baharat, ekmek ve galeta unu kaynaklı nişasta ve bitkisel protein miktarının toplamda yüzde 5’i aşmaması gerekecek.

    -3 AY SONRA YÜRÜRLÜĞE GİRECEK-

    Et ürünlerinin kılıflarında yırtık, delik gibi fiziksel kusurlar olmayacak. Perakende işletmede sadece son tüketiciye satış amacıyla asgari teknik ve hijyenik şartlar göz önünde bulundurularak et ürünleri üretilebilecek. Tebliğ üç ay sonra yürürlüğe girecek.

    ANKA

    http://www.aksam.com.tr/et-urunlerin...--152511h.html

  8. #16
    Duhul
    Feb 2004
    İkamet
    Tekirdağ, Bakırköy
    Yaş
    51
    Gönderi
    2,673

    Esas

     Alıntı Originally Posted by brokerüstad Yazıyı Oku
    TÜBİTAK desteğiyle 2005 yılında başlatılan proje kapsamında klonlanan sığırlar “Efe, Ece, Ecem, Nilüfer ve Kiraz”, yerli ırkların korunması amacıyla çiftleştirilecek. Çalışmalar kapsamında Türkiye'nin ilk klon sığır sürüsünün oluşturulması amaçlanıyor.

    http://www.hurriyet.com.tr/teknoloji/22046071.asp
    klonlama çalışmalarında sıkı bir çalışma ile mümkün olduğunca hızlı yol almalıyız... umarım yerli gen kaynaklarımızı korumayı ve gelecek nesillere aktarmayı becerebiliriz...

Sayfa 2/8 İlkİlk 1234 ... SonSon

Gönderi Kuralları

  • Yeni konu açamazsınız
  • Konulara cevap yazamazsınız
  • Yazılara ek gönderemezsiniz
  • Yazılarınızı değiştiremezsiniz
  •