Sayfa 3/4 İlkİlk 1234 SonSon
Arama sonucu : 26 madde; 17 - 24 arası.

Konu: Börtü Böcek Haberleri

  1. #17

    Esas

    Antik böcek aklandı
    Bilim insanları, Jura Çağı’nda tüylü dinozorların kanını emdikleri düşünülen bazı böceklerin haksız yere suçlandığını ortaya çıkardı. 165 milyon yıl önce yaşayan bu böceklerin aslında sulak bölgelerde yaşadığı belirtilirken, günümüzde benzer böceklerin neslini devam ettirdiği ifade edildi

    ntvmsnbc

    Araştırmalar, dinozorların dünyaya egemen olduğu dönemde tüylü dinozorların kanını emmekle suçlanan böceklerin suçsuz olduğunu tespit etti.

    Çin’in doğusundaki Jiangsu eyaletinin başkenti olan Nanjing’de bulunan Jeoloji ve Paleontoloji Enstitüsü’ne bağlı bilim insanı Diying Huang, antik böceklerin milyonlarca yıl sonra aklanmalarını sağladı.

    Nature dergisinde araştırmaları yayımlanan Huang ve meslektaşları, yaptıkları tespite rağmen dinozorların bit ve diğer parazitlerden bulundurduğunun altını çizdi. Huang ve ekibi, geçmişte yaptıkları çalışmalarda, dinozorların döneminde yaşamış olan pirelerin bugün var olanlara oranla 10 kat daha büyük olduğunu ortaya çıkarmıştı.





    Huang, en son araştırmalarında, “strashilids” olarak bilinen böceklerin sanıldığı gibi kan emici olmadıklarını tespit etti. Sadece birkaç milimetre büyüklüğünde olan küçük böcek, fosillerinden anlaşıldığı kadarıyla kavrama özelliğine sahip bacaklara ve emici özelliği bulunan gaga tarzı bir ağıza sahipti.



    165 MİLYON YIL SONRA SUÇSUZ BULUNDU

    Strashilids sineklerinin çiftleştiği anı gösteren fosil üzerinde çalışan Çinli araştırmacılar, bu böceklerin nesli yok olan bir türe ait olduğu kanısına vardı.



    Huang ve ekibi, Moğolistan’da bulunan, 165 milyon yıl öncesine ait 13 strashilids türü üzerinde analizler yaptı. Ekibin bulduğu iki örnek, çiftleşirken fosile dönen iki çift sineğe aitti.

    Yapılan incelemeler, sadece erkek strashilids sineklerinin bacaklarının kavrama özelliğine sahip olduğunu, bu özelliğin de çiftleşme esnasında dişi sineğe sarılmak için kullanıldığını ortaya çıkardı. İlginç olan tespit, sineklerin gelişmemiş ağızlara sahip olmasıydı. Buradan, strashilids sineklerinin beslenmeye bile vakit bulamadıkları kadar kısa bir ömrü olduğu kanısına varıldı. Öte yandan, sineklerin çok geniş, büyük kanatları vardı.
    http://www.haberx.com/antik_bocek_ak...2745,840).aspx

  2. #18

    Esas

    Yapılan bir araştırmaya göre arı ve kelebek gibi hayvanların sayısının azalması dünya tarımını tehdit ediyor.

    Araştırmacılar, sayıları kontrollü olarak artırılacak arı, kelebek gibi hayvanların, yabani türlerinden daha az etkili olacağını, dolayısıyla azalan böcek sayısı sorununun yenileri yerine koyarak çözülemeyeceğini belirtiyor.

    Kanada'daki Calgary Üniversitesi bilim adamlarından Lawrence Harder, "Daha fazla bal arısı eklemek genelde bu sorunu çözmez ancak yabani böceklerin hizmetinin artırılması yardımcı olabilir" diyor.

    Çiçekleri dölleyen hayvanlar daha ziyade ormanlar, çalılık alan ve otlak gibi doğal ya da yarı doğal ortamlarda yaşıyor. Bu bölgeler, arazilerin tarıma açılması nedeniyle gittikçe azalıyor. Sonuç olarak ürünlerin verimi için gerekli dölleme yapan hayvanların sayısı da azalıyor.

    Domates, kahve ve karpuz için tehdit

    Araştırma kapsamında dünya genelinde meyve, tohum, fındık ve kahve de dâhil 41 ürün sistemi incelendi. Harder, "Çelişkili olarak, mümkün olan tüm arazilerin ekilmesi ya da pestisid kullanımı gibi tarım verimliliğini artırmaya yönelik en genel yaklaşımlar, bu ürünlerin üretimini artıracak yabani böceklerin sayı ve çeşidini azaltıyor" şeklinde konuşuyor.

    Bilim insanları kelebek ve arıların azalmasının tehlikelerine dikkat çekiyor

    Harder, domates, kahve ve karpuzun yabani böceklerin sayısının azalmasından en fazla olumsuz etkilenen ürünler olduğunu kaydetti. Çoğu çiçekli bitki, çekirdek ve meyve üretmeden önce polene ihtiyaç duyuyor.
    Science dergisinde yayınlanan araştırma 20 ülkede 600 farklı araziden toplanan verilerle 50 araştırmacıdan oluşan uluslararası bir ekip tarafından yapıldı.

    Kaynak: Deutsche Welle Türkçe

    http://ekonomi.haber7.com/dunya-ekon...kelebek-etkisi

  3. #19

    Esas

    40 milyon yıldır yaşayan bu böcekler yönlerini şaşırmadan buluyor.
    İsveç'teki Lund Üniversitesinde yapılan araştırmada, böceklerin Samanyolu yıldızını pusula gibi kullanarak, geceleri yönlerini belirledikleri tespit edildi.

    Lund Üniversitesindeki bilim adamları, böceklerin geceleri yönlerini nasıl bulduklarını inceledi.

    Araştırmada, gübre böceklerinin, görüş kalitesi ve mercek sistemi bakımından insan gözünden çok daha üst kalitedeki arı gözünden bile bin kat daha iyi gördüğünü belirlendi.

    Zooloji profesörü Eric Warrant ve ekibinin, Ay ışığının olmadığı bir gece yaptıkları deneyde, 40 milyon yıldır ekosistemde yaşayan bu böceklerin rotalarından sapmadığı ortaya çıktı.

    Hem açık alanda hem de gökyüzündeki yıldızların yansıtıldığı ortamda yapılan deneyde, böceklerin yıldızları değil gökyüzünde düz çizgi gibi görünen Samanyolu'nu pusula gibi kullandığı anlaşıldı.

    YÖNÜNÜ HER ZAMAN BULUYOR

    Vücutları sert kabukla kaplı gübre böcekleri, hayvanların biyolojik artıklarıyla besleniyor. Bu böcekler, yavrularını gübreden yaptığı kürenin içine enjekte ediyor. Burada doğup büyümeye başlayan yavruların dışarı çıkması için ise kürenin suyla temas ederek çözünmesi gerekiyor.

    Böceğin, inşa ettiği küreyi suya iterek götürmesi, yavrular için tehlike oluşturabiliyor. Gübre böceği, yavrularına zarar gelmesini önlemek için kendi ağırlığının 50 katı kadar olan küreyi mutlaka başı doğuya dönük şekilde itiyor.

    Gübre böceğinin, kürenin denge noktalarını gözeterek sürekli doğuyu tespit edebilmesi, bilim adamları için merak konusuydu.

    http://www.haber7.com/bilim/haber/10...ore-buluyorlar

  4. #20

    Esas

    Soyu tükenmekte olan Avrupa Kırmızı Orman Karıncaları korumaya alınıyor.

    Dünyadaki bir çok ülkede soyu tükenen Avrupa Kırmızı Orman Karıncaları, Almanya ve Hollanda'da kanunla koruma altına alındı. Ülkemizde sadece Trakya bölgesinde bulunan bu karınca türünün korunması için Orman ve Su İşleri Bakanlığı tarafından eylem planı hazırlandı.

    Yapılan çalışmalarda türle ilgili sadece 8 yuva tespit edildi. Nesli tükenme tehlikesinde olan bu türün yuva envanteri özenli bir arazi çalışmasıyla ortaya çıkarılacak. Tehdit unsurları saptanarak türün çoğaltılması ve koruma altına alınması sağlanacak.

    1 hektarlık ormanlık alanda kene dahil zararlı böceklerin yaşamasına izin vermeyen karınca türünün bir kolonisi 400 bin karıncadan oluşuyor. Türün yapılacak çalışmayla kene ve diğer zararlı böcek popülasyonuna karşı biyolojik mücadelede kullanılması sağlanacak.

    http://www.buyuyenturkiye.com/haber/...e-kullanilacak

  5. #21

    Esas

    Denizli'de meyve üreticileri, ağaçlarına çiçeklenme döneminde zarar veren böceklerden ilginç bir yolla kurtuluyor.

    Çiçeklenme döneminde meyve ağaçlarının çiçeğine giren bakla zınnı böceği çiçeği kurutuyor ve meyvede rekolte düşüklüğüne neden oluyor. Ağaçları böceklerden kurtarmak için değişik yöntemler uygulayan Denizli’nin Tavas ilçesindeki meyve üreticileri, farklı bir yöntem keşfetti.

    Mavi renginin böceğin ilgisini çektiğini ve böceğin mavi rengi çok sevdiğini farkeden üreticiler, böcekten kurtulmak için kimyasal ilaç yerine organik olması için mavi leğen yöntemi uygulamaya başladı. Böcekler mavi renkli leğenin içine konuyorlar ve suda ölüyorlar. Üreticiler mavi leğen uygulaması ile yüzde 40 oranındaki zararı yüzde 5’e indirdi.

    http://www.buyuyenturkiye.com/haber/...ksavar-yontemi

  6. #22

    Esas

    BM'den Açlığa Çözüm: Böcek Yiyin
    Birleşmiş Milletler, açlıkla mücadele etmek, beslenmeyi desteklemek ve çevre kirliliğini azaltmak için alternatif besin kaynağı buldu: Böcekler.

    BM Gıda ve Tarım Örgütü, çekirgeler ve karıncalar ile böcekler aleminin diğer üyelerinin insanlar, çiftlik ve ev hayvanları için alternatif gıda kaynağı olabileceğini açıkladı.

    Örgütün İtalya'nın başkenti Roma'daki merkezinde düzenlenen basın toplantısıyla açıklanan "Yenilebilir Böcekler: Gıda ve Yem Güvenliğinin Geleceği için Öneriler" adlı 200 sayfalık raporda, dünyanın farklı bölgelerinde 2 milyar kişinin halihazırda sofralarında protein ve mineral açısından zengin böceklere de yer verdiği belirtildi.

    Raporda, 1 kilogram et elde etmek için büyükbaş hayvanların 8 kilogram, böceklerin ise sadece 2 kilogram yem tükettiğine dikkati çekildi.

    Çevreye büyük zarar veren sera etkisi yaratan gazları da daha az üreten böceklerin büyük bir kısmı, insan ve hayvan atıklarının yanı sıra çürümüş bitkilerle de beslenebiliyor.

    Gıda ve yem güvenliğinin sağlanması için böcek çiftliklerinin kurulabileceği ifade edilen raporda, "böceklerin hemen her yerde yaşayabildiği, kolayca üreyebildiği ve çevreye zarar vermediği" vurgulandı.

    Örgüt, kırmızı et ve balık eti ile karşılaştırıldığında protein açısından son derece zengin olan böceklerin yetersiz beslenen çocuklar için çok iyi bir besin kaynağı olabileceğine işaret etti.

    Raporda, böceklerin aynı zamanda zengin demir, magnezyum, manganez, fosfor, selenyum ve çinko kaynağı olduğunun altı çizildi.

    Özellikle kınkanatlılar, karıncalar, çekirgeler ve ağustos böceklerinin besin değerinin protein açısından neredeyse kırmızı et ve balık etine denk olduğunu söyleyen örgüt, Yenilebilir Böcek Programı'nda örümcek ve akreplerin besin değerinin de incelendiğini belirtti.

    Böceklerin tadı ile ilgili sorulara da yanıt verilen raporda, Afrika'nın güneyinde bazı tırtıllar ile Güneydoğu Asya'da dokumacı karınca yumurtalarının son derece lezzetli kabul edildiği ve yüksek fiyatlara satıldığı hatırlatıldı.

    http://www.haberler.com/bm-den-aclig...627219-haberi/

  7. #23

    Esas

    BBC TÜRKÇE

    'Alacalı' adıyla bilinen uğurböcekleri yerli türleri istila altına aldı.



    Aslında ilk olarak seralardaki yaprak bitleri sorunu için ithal edilen böcekler, bazılarının kaçıp kontrolsüzce çoğalması sonucu yerli türler için başlı başına bir sorun haline dönüştü.



    Araştırmacılar, savaşı istilacı böceklerin kazandığını söylüyor. Çünkü vücutlarında taşıdıkları zehirli parazitler diğer türleri yok etmeye yetiyor.



    Araştırmanın bulguları, 'Science' dergisinde yayımlandı.



    Antibiyotik kaynağıAlacalı uğurböcekleri günde iki yüzden fazla yaprak bitini yok edebildiğinden bu sorun için doğal ve etkili bir çözüm olarak görülüyor.



    Ancak son yıllarda, kaçan ithal uğurböcekleri, Avrupa ve Kuzey Amerika genelinde yerli türleri istila edip hızla kendilerine yaşam alanı yarattı.



    Büyük gruplar halinde korunaklı yerlerde bulunan Asyalı işgalciler ciddi sıkıntılar oluşturuyor.



    Ayrıca alacalı uğurböceklerinin, insanlarda ciddi alerjik reaksiyonlara sebep olabilecekleri belirtiliyor.



    Yeni araştırmaya göre, biyolojik sistemlerinden dolayı yerli türlerin Asyalı uğurböcekleriyle rekabet edebilmeleri mümkün değil.



    İstilacı böceklerin bağışıklık sistemi çok güçlü ve vücut sıvıları 'anti mikrobik peptidler' denilen güçlü bir antibiyotik bileşik içeriyor.



    Bu özellikler onlara yerel türlerle kıyaslandığında patojenlerle daha etkili savaşabilme imkanı sağlıyor.



    Araştırmacılar, alacalı böceklerdeki bu güçlü antibiyotiğin ilaç geliştirmede kullanılabileceğini düşünüyor.



    Ama uğurböceklerinin en güçlü silahı “mikrospori” denilen küçük mantarlar.



    Yerel türler için durum vahimMax Planck Kimyasal Ekoloji Enstitüsü’nden Dr. Heiko Vogel, “Kendi kanlarında onları aktive etmeden saklayabiliyorlar ve henüz bunu nasıl yapabildiklerini çözemedik” diyor.



    Dr. Vogel'ın aktardığına göre, “Diğer uğurböcekleri onların yumurtalarına saldırıya başladıklarında, mantarlar aktif olup yerel türleri öldürüyor.”



    Son yıllarda yapılan birçok araştırma Avrupa’da alacalı böceklerin yerli türleri yok ettiğini ortaya koydu.



    İngiltere’de araştırmacılar yerli türlerde her sekiz uğurböceğinden yedisinin öldüğünü belirtti. Durum Belçika ve İsviçre’de de aynı.



    İngiltere’de araştırmacılar insanlardan alacalı böcekleri gördüklerinde bildirmesini istiyor. Hatta akıllı telefonlarda kullanılabilen bir uygulama, insanların gördüğü uğurböcekleri ile ilgili ayrıntıları kaydetmelerini sağlıyor.



    Ekoloji ve Hidroloji Merkezi’nden Dr. Helen Roy, Alman bilim insanlarının çalışmasını “büyüleyici” olarak nitelendiriyor.



    Ama tehlike altında olan yerli türler için durum hâlâ çok vahim görünüyor.



    Dr. Roy, “İngiltere'de iki noktalı uğurböceği olarak bilinen ve ülkede en yaygın tür olan böceklerin sayısında acı ve dramatik düşüşler yaşanıyor" diyor.



    Alman bilimciler, Asyalı uğurböceklerinin dünyanın büyük bir kısmını istilaya başladığı görüşüne katılıyor.



    Dr. Roy umutsuz: “Onları durdurabilecek hiç bir yol göremiyorum. Artık çok geç. Onların en etkileyici yanı, her türlü farklı iklim koşulları ve sıcaklıkta hayatta kalabilmeleri. Ve şimdi Güney Amerika ve Güney Afrika’ya doğru yol almaya başladılar.”



    Asya uğurböceklerinin üzümden beslendiği ve genellikle üzüm bağlarında bulundukları biliniyor.



    Şarap üretim alanlarına girmeyi başarırlarsa, güçlü savunma kimyasalları ile şarapların tadını etkileyebilirler.



    Dr Roy, şu uyarıda bulunuyor: “Elma ve üzüme gelen bu böcekler kitleler halinde hareket ettiklerinden büyük bir problem oluşturmaya başladılar. Tek bir böcek, şarabın tadını bozmak için yeterli ve bu hiç de küçük bir sorun değil.”



    http://www.haberx.com/istilaci_ugurb...4265,937).aspx

  8. #24

    Esas

    Sivrisineklerin kan grubu 0 olan kişileri ısırma ihtimali, kan grubu A olanları ısırma ihtimalinden iki kat daha yüksek olduğu ortaya çıktı.

    Yazın gelmesiyle birlikte en çok şikayet edilen konuların başında gelen sivrisineklerle ilgili araştırmalar sürüyor. Japonya’da yapılan bir araştırmaya göre, sivrisineklerin kan grubu 0 olan kişileri ısırma ihtimali, kan grubu A olanları ısırma ihtimalinden iki kat daha yüksek. Araştırmacılar, sivrisineklerin 0 grubu kanı daha 'lezzetli' bulduğunu belirtiyor. Sivrisinekler, kişinin hangi kan grubundan olduğunu ise, insan vücudunun salgıladığı bazı maddeler aracılığıyla tespit ediyor.

    DOLUNAYA DİKKAT

    ABD merkezli bir araştırma ise, sadece bir şişe dahi olsa, bira içmenin, sivrisinek ısırığına maruz kalma ihtimalini arttırdığını ortaya koyuyor. Yine ABD kaynaklı bir araştırmaya göre, sivrisinekler, dolunay zamanında, diğer zamanlarda olduklarından 500 kat daha hareketli oluyor. Gökyüzünde dolunay olduğu zamanlar özellikle günbatımı ve şafak vaktinde, yiyecek arayan dişi sivrisinekler tarafından ısırılma ihtimaliniz çok yüksek.

    AYAK KOKUSU ÇEKİYOR

    Sivrisinekleri çeken başka bir etken ise, ayak kokusu. Bilim adamı Bart Knols, yaptığı bir araştırmada, sivrisineklerin vücutta en çok ayak kokusuna geldiğini, ayaklar kokulu bir sabunla yıkandığı zaman ise, vücudun diğer bölgelerine yöneldiğini keşfetti. Knols’un araştırmasına göre, ayaklarda kötü kokuya yol açan ağır kokulu peynirler de, sivrisinekleri çekiyor.

    EN AZ ÇEKEN RENK SARI

    Nefes verirken atılan karbondioksit ve terdeki laktik asit gibi maddeler, sivrisineklerin avını daha kolay bulmasına yardımcı oluyor. Bu yüzden, eğer koşuyorsanız ya da egzersiz yapıyorsanız, daha hızlı nefes aldığınız ve terlediğiniz için ısırılma riskiniz daha yüksek. Araştırmalar, fiziksel aktivitenin ısırılma riskini yüzde 50 oranında artırdığını ortaya koyuyor. Dr. Koehler, koyu renk elbise giyenlerin, açık renk giyenlere oranla, sivrisinekleri daha çok cezbettiğini belirtiyor. Sivrisinekleri en çok çeken iki renk siyah ve kırmızı. En az çeken renk ise sarı.

    http://www.buyuyenturkiye.com/haber/...ok-sevdigi-kan

Sayfa 3/4 İlkİlk 1234 SonSon

Gönderi Kuralları

  • Yeni konu açamazsınız
  • Konulara cevap yazamazsınız
  • Yazılara ek gönderemezsiniz
  • Yazılarınızı değiştiremezsiniz
  •