Sayfa 2/5 İlkİlk 1234 ... SonSon
Arama sonucu : 40 madde; 9 - 16 arası.

Konu: Turizm Haberleri

  1. #9

    Esas

    Birçok medeniyete ev sahipliği yapan Rumkale ve çevresi, yapılan yol ve sosyal donatılarla önemli bir kültür mirası olarak turizme kazandırılacak.

    Gaziantep'in Nizip ve Yavuzeli ile Şanlıurfa'nın Birecik ve Halfeti ilçeleri sınırındaki Rumkale, turizme kazandırılıyor. Urartu, Babil, Sümer, Selçuklu ve Osmanlı gibi birçok medeniyetin izlerini taşıyan yapıların bulunduğu bölgeye yol ve sosyal donatılar yapılacak. İncil'in nüshalarının çoğaltıldığı yönünde rivayetlerden dolayı Hristiyanlar tarafından da kutsal sayılan Rumkale, inanç turizmi açısından da değerlendirilecek.

    Sarp kayalıklarla çevrili yüksek bir tepede bulunan Rumkale, tarihi kalıntıların yanı sıra manzarasıyla da ziyaretçilerin ilgisini çekiyor. Şu anda sadece tekne turlarının yapıldığı Rumkale, ulaşım sorununun da giderilmesiyle daha çok ziyaretçi ağırlama imkanına kavuşacak.

    Çalışmalar kapsamında öncelikle Rumkale seyir terasına giden yolun, ardından da ulaşımı sağlayan kara yolunun yapımına başlandı. Yapılacak sosyal tesislerin tamamlanmasıyla yerli ve yabancı turistler, Rumkale'nin eşsiz manzarasını 150 metreden izleme imkanına kavuşacak. Çalışmalar tamamlandığında bölge önemli bir turizm değerine kavuşacak.

    http://www.buyuyenturkiye.com/haber/...e-seyir-terasi

  2. #10

    Esas

    Doğu Anadolu Bölgesi'ndeki dağlarda ilkbaharda yapılan tur kayağı, terör sorunun çözümüne yönelik çalışmalarla daha bir ilgi görmeye başladı.
    Almanya, Avusturya, Fransa, İtalya'dan bir haftalık turla gelen turistler, 3 bin metre yükseklikteki dağlara özel kayaklarla tırmanıp zirve yapıp dönüyor. Tur kayağına gelenlerin kişi başına ortalama 2 bin 500 euro harcadığını belirter tur kayağı rehberi Yıldırım Beyazıt Öztürk, Avrupalılar'ın merkezlerdeki otellerde kaldığını, yöredeki yemeklerin tadına bakarak kültüre ilgi gösterdiğini belirtirken şöyle dedi:

    "Bu turistler, günü birlik olarak dağlara kayaklı olarak tırmanıyor ve zirve keyfi yaşıyor. Zirve dönüşü dağlara iz bırakarak iniyor. Kayaklı turistleri her gün bir dağa çıkarıyoruz. Ağrı, Süphan, Kaçkar, Munzur ve Van yöresindeki dağlar baharda büyük ilgi görüyor. Turistler, özellikle hiç kayılmamış ve mekanik tesis bulunmayan dağları tercih ediyor."

    Almanya, Avusturya, Fransa, İtalya'dan 1 haftalık turla gelen 12-13 kişilik gruplar, kişi başına ortalama 2 bin 500 Euro harcıyor. Yabancılar, tur kayağı rehberleri Yıldırım Beyazıt Öztürk ve Mustafa Tekin ile ilkbaharla birlikte her iki mevsimin bir arada görüldüğü Ağrı, Süphan, Kaçkar, Munzur ve Van yöresindeki deniz seviyesinden 3 bin metre yükseklikteki dağlara hergün tırmanıyor. Fok derisi yapıştırılmış tur kayakları ile tırmanış yapan turistler, zirveye çıkmanın keyfini yaşıyor ve yine kayakları ile hiç kayılmamış alanlarda slalom yapıyor. "

    Tur kayağı rehberi Yıldırım Beyazıt Öztürk, Avrupalı turistlerin, merkezlerdeki otellerde kaldığını, yöre yemeğinin tadına baktığını, kültüre ilgi gösterdiğini ifade ederken, "Bu turistler günü birlik olarak dağlara kayaklı olarak tırmanıyor ve zirve keyfi yaşıyor. Zirve dönüşü ise dağlara iz bırakarak iniyor. Kayaklı turistleri her gün bir dağa çıkarıyoruz. Turistler, özellikle hiç kayılmamış ve mekanik tesis bulunmayan dağları tercih ediyor."

    Avrupalı turistlerle birlikte son olarak dün Van'ın Çatak yöresindeki yüksek dağlarda kaydıklarını hatırlatan tur kayağı rehberi Yıldırım Beyazıt Öztürk, şöyle konuştu:

    "Barış süreci dağlara endişesiz çıkma olanağı sağladı. Avrupalı turistlerle Doğu'yu dolaşıyoruz. Bu mevsimde Doğu'daki 3 bin metre üzerindeki dağların tümü karlı. Turlara katılanların kayma teknikleri oldukça yüksek. Şimdi grubumuzla Van'dayız. Kent merkezindeki otelde kalıyoruz. Minibüsle yaklaşık 45 dakikalık yolculukla Van'ın çevresindeki 3 bin rakımlı dağların eteğine varıyoruz. Kayaklarla tırmanarak zirveye varıyoruz. Dönüşte muhteşem bir kayak keyfi ile adrenalin yüklüyoruz. Sonra yöresel kültürü tanıyor ve yemeklerin tadına bakıyorlar. Tarihi eserleri de yakından görme ve inceleme olanağı buluyorlar. Tur kayaklı turizm, Mayıs ayı başlarına kadar sürüyor."

    Kaynak: DHA

    http://www.haber7.com/neler-oluyor-h...apmaya-geliyor

  3. #11

    Esas

    Finlandiya'nın Kiristenstad kentinde düzenlenen Cittaslow Uluslararası Koordinasyon Komitesi toplantısında, Şanlıurfa'nın Halfeti ilçesi Türkiye'nin sakin şehri ilan edildi.
    Türkiye'nin 2009 yılında Seferihisar'la tanıştığı kentlerin özgün kimliklerini koruyarak yaşam kalitesini artırmayı ve sürdürülebilir gelişmeyi öngören uluslararası ''cittaslow (sakin şehir)'' ağının dokuzuncu üyesi Halfeti oldu.

    25 ülkede 166 üyesi bulunan nüfusu 50 binden az kentlerin üye olabildiği sürdürülebilir bir yerel kalkınma modeli olan Cittaslow, yerel yönetimlerin doğasını, geleneklerini, yemeklerini ve diğer özelliklerini koruyarak kalkınmasını hedefliyor. Kentlerin, birliğin belirlediği 70 kriter üzerinden sakinliklerini kanıtlayarak üye olabildikleri Cittaslow ağına Seferihisar, Akyaka, Yenipazar, Gökçeada, Taraklı, Perşembe, Vize ve Yalvaç'tan sonra Halfeti'de dahil oldu ve hareket Güneydoğu bölgesine de yayılmış oldu. Eski yerleşim yeri GAP projesi çerçevesinde yapılan baraj nedeniyle su altında kalan Halfeti, dünyada siyah gülün yetiştiği tek yer olarak dikkat çekiyor.

    Finlandiya'da gerçekleşen Koordinasyon Komitesi toplantısında Türkiye'nin Cittaslow Birliği'nin önclüğünü yapan Seferihisar ilçesi Belediye Başkanı Tunç Soyer,Halfeti'nin Cittaslow sertifikasını teslim aldı. Başkan Soyer, "Olağanüstü köklü bir kültüre ve güçlü bir tarihi geçmişe sahip olan Halfeti'nin birliğe katılmasından çok büyük mutluluk duyuyorum ve Halfeti'nin Cittaslow Birliğine çok şey katacağını düşünüyorum. Halfeti'nin üyeliği ile bir yerel kalkınma modeli olan Cittaslow hareketi Türkiye'nin farklı bölgelerinde yayılması anlamına geliyor." dedi.

    Soyer, Kıbrıs'ın ilk Cittaslow adayı Yeniboğaziçi'nin başvuru mektubunu da Cittaslow Genel Direktörüne teslim etti.

    Kaynak: CİHAN

    http://www.haber7.com/guncel/haber/1...-sehri-secildi

  4. #12

    Esas

    Doğunun 'cennet' köşeleri

    Darende Kudret Hamamı

    http://www.haber7.com/foto-galeri/23...ennet-koseleri

  5. #13

    Esas

    Mitolojiye göre, "Afrodit'in cüzzama yakalandıktan sonra eski güzelliğine kavuştuğu" kaplıcalarıyla bilinen Balıkesir'in Edremit ilçesine bağlı Güre beldesindeki tesislerden her yıl ortalama 80 bini aşkın kişi yararlanıyor.

    Güre Belediye Başkanı Kamil Saka'yı makamında ziyaret eden Balıkesir Kültür ve Turizm Müdürü Abdullah Soykan, beldede termal turizm adına çok güzel işler yapıldığını söyledi.

    Beldenin, termal konusunda önemli bir potansiyeli barındırdığını dile getiren Soykan, modern tesislerin inşa edildiği Güre'de, 1993 yılından bu yana önemli aşamalar kaydedildiğini anlattı.

    Bakanlar Kurulu kararıyla 1993'te Termal Turizm Merkezi ilan edilen Güre'deki otellerin, yaz ve kış aylarında yüzde 50'nin üzerinde dolulukla hizmet verdiğini vurgulayan Soykan, 2 bin 500 olan yatak kapasitesinin yeni yatırımlarla artacağını bildirdi.

    Saka ise Mitolojiye göre, "Afrodit'in cüzzam hastalığına yakalandıktan sonra eski güzelliğine kavuştuğu" kaplıcaların Güre'de bulunduğunu hatırlattı.

    Kaplıca suyunun, kükürt yoğunluklu olmasından dolayı deri hastalıklarının tedavisinde önemli etkisi bulunduğuna dikkati çeken Saka, şöyle devam etti:

    "Termal su, romatizma ve siyatik gibi rahatsızlıklara, kadın hastalıklarına iyi geliyor. Sağlık Bakanlığına göre, sporcu sağlığında ve uzun süreli kas hareketsizliği durumunda ortaya çıkan olumsuzlukların tedavisinde de yarar sağlıyor. Beldemizdeki yatak kapasitesi şimdilik 2 bin 500 kişi ancak 1-2 yıl içinde 5-6 bini bulacak. Sıcak su sağlayan 4 kuyumuz var. Bunlardan sadece birini kullanıyoruz, diğer 3 kuyu yedekte bekliyor. Toplam su debimiz saniyede 185 litre ve bunun 55 litresiyle ihtiyaçlarımızı karşılıyoruz."

    Saka, 72 derecelik suyu yüzeye çıkarıp ısı merkezine yönlendirerek 54-58 dereceye kadar düşürdüklerini söyleyerek, daha sonra bunu tesislere verdiklerini kaydetti. Merkezde açığa çıkan ısıyla konutları ısıttıkları bilgisini veren Saka, fazla suyu 350 metre derinliğe yeniden enjekte ettiklerini belirtti.

    "Temiz hava, bol oksijen, güneş ışığı ve deniz"

    Otellerin her yıl ortalama yüzde 60 dolulukla hizmet verdiğini vurgulayan Saka, bunun yıllık 550 bine yakın geceleme anlamına geldiğini ifade etti.

    Her yıl 80 binden fazla kişinin şifa bulmak için beldeye geldiğine işaret eden Saka, "Türkiye Turizm Stratejisi 2023'te yatak kapasitesinin 15 bine ulaşacağı öngörülüyor. Bu durumda aynı doluluk oranıyla hizmet versek bile geceleme gün sayısı 3 milyonun üzerine çıkarken gelecek kişi ise 500 bine yaklaşacak" değerlendirmesinde bulundu.

    Saka, Güre'nin, Kazdağları'nın eteklerinde bulunduğunu anımsatarak, temiz hava, bol oksijen, kıyıda denize girme imkanı ve fazlaca güneş ışığına sahip beldede termal tedavi için ihtiyaç duyulan tüm unsurların mevcut olduğunu sözlerine ekledi.

    Kaynak: AA

    http://emlak.haber7.com/turizm/haber...akin-ediyorlar

  6. #14

    Esas

    Sahip olduğu doğal güzellikleri yeterince yansıtamayan Şırnak keşfedilmeyi bekliyor.

    Ülkemizde 1990 yılında il statüsüne kavuşan Şırnak sahip olduğu doğal güzelliklerin keşfedilmesini bekliyor. Kentte bulunan Cudi, Gabar, Kato ve Herekol dağlarının görkemi, yemyeşil yaylaları, rafting, kano yapılabilecek akarsuları ile tarihi ve kültürel değerleri kenti cazip kılıyor. Sahip olduğu zengin tarihi, kültürel kaynakları ve doğal değerleri ile ciddi bir potansiyele sahip Şırnak, doğa turizminde aranılan mekanlar arasında yer almak için çaba gösteriyor.

    Mardin Havaalanı'na gelecek ziyaretçilerin karayoluyla yaklaşık 2 saatte ulaştığı Şırnak, gezginleri ihtişamlı dağları ve kıvrımlı yollarıyla karşılıyor.

    Babil, Asur, Guti, Med, Selçuklu, Osmanlı, Roma, Emevi ve Abbasi dönemlerine ait arkeolojik eserlerin yer aldığı, sibernetiğin babası sayılan ve tarihteki ilk robotların mucidi olarak tanınan Cizreli büyük alim ve fizikçi Ebul-İz El Cezeri'nin adı verilen müze, Cizre'de görülmesi gereken eserler arasında yer alıyor. Müzede, ayrıca Cizreli araştırmacı Abdullah Yaşin'in topladığı arkeolojik ve etnografik eserler sergileniyor. İlçenin 6 bin yıl öncesine kadar uzanan kültürel kimliğini yansıtan Babil tuğlaları ile dinozorlara ait fosil dişleri, taş kabartmalar ve pişmiş topraktan kaplar da müzenin ilgi çeken eserlerinden.

    Kasrik beldesinde Gutilerden kalma köprü, taştan yontulmuş sulama kanalı, ata binmiş adam figürü, Besta Meryem Kaplıcaları, Birca Belek Kalesi, Güçlükonak'taki Finik Kalesi, Hista Kaplıcaları ile camiler ve çok sayıda kilise de görülmeye değer.

    Şırnak ayrıca, yaylarındaki bin bir renkteki çiçeklerini Kato ve Herekol dağlarında yetişen ters lalelerini ve zengin bitki çeşitliliğini göstermek için de doğa severleri bekliyor. Dillere destan Faraşin Yaylası'nda ‘Yeşile, gökyüzünün maviliğine doydum’ diyenler için ise Güçlükonak'taki Cehennem Deresi de adrenalin tutkunlarını raftinge çağırıyor.

    Kültür ve inanç turizmi açısından zengin bir potansiyele sahip Şırnak, ayrıca Kızılsu, Habur ve Hezil çaylarının beslediği Dicle Nehri'nde, kano ve rafting yapmaya son derece uygun.

    http://www.buyuyenturkiye.com/haber/...lmeyi-bekliyor

  7. #15

    Esas

    Selçuklu başkenti Konya'da bir çok medeniyete beşiklik eden ve efsanelere konu olan bin 720 rakımlı Takkeli Dağ'daki 5 bin yıllık sur ile sarnıçlar ilgi bekliyor.
    Merkez Selçuklu ilçesi sınırlarında bulunan ve Konya'nın tüm noktalarını göz önüne seren Takkeli Dağ, bir çok efsaneye konu olurken, Helenistik, Roma, Bizans, Selçuklu, Karamanoğulları ve Osmanlı'ya kadar birçok medeniyetin izlerini taşıyor.

    Dağın bir çok medeniyete ev sahipliği yapmasının en büyük nedeni ise doğal bir gözetleme kulesi olması.
    Zirvesinde tarihi surlar, çok sayıda su sarnıcı ve tapınak barındıran Takkeli Dağ, bazı tarihi kaynaklarda ise "Gevele Dağı" olarak yer alıyor. Dağın doğu ve batı yamaçlarında ise Roma dönemine ait kaya mezarları bulunuyor.

    DEVLETLERİN MÜCADELESİNE SAHNE OLDU

    Selçuk Üniversitesi (SÜ) Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hasan Bahar, yaptığı açıklamada, Takkeli Dağ'ın geçmişte önemli bir jeopolitik konuma sahip olduğunu söyledi.
    Ev sahipliği yaptığı medeniyetler nedeniyle dağın bir çok yabancı tarihçiye araştırma konusu olduğuna dikkati çeken Bahar, şunları kaydetti:

    "Dağdaki araştırmalar sonucu 1990 yılında yazılı bir mermer parçası bulduk. Buradaki kale ve surlar, Roma'dan Osmanlı'ya kadar yoğun bir işlev görmüş. 3 ayrı mimari evre tespit ettik. Takkeli Dağ'ın eteklerindeki Sarayköy'den Altınapa'ya giden yolda bulduğumuz çanak, çömlek ve çeşitli bulgular buradaki yapıtların milattan önce 3 bin yıla kadar uzandığını gösteriyor. Dağın 5 bin yıllık geçmişi olduğunu söyleyebiliriz. Ayrıca Selçuklu dönemine ait yapı ve seramikler de bulduk. Tarihi kaynaklarda Selçuklu Devleti'nin bazı elçileri burada karşıladıklarına dair çok sayıda bilgi var."

    Takkeli Dağ'ın yerleşim yeri açısından beylikler ve devletler arasında önemli çekişmelere sahne olduğunu anlatan Bahar, "Fatih Sultan Mehmet, 1464'te Konya'yı aldıktan sonra 1467'de burayı yıktırıyor. Karamanoğlu Mehmet Bey de buraya sığınan hükümdarlardan biri" diye konuştu.

    BÖLGE TURİZME KAZANDIRILMALI

    Dağdaki eserlerin, doğa olayları nedeniyle zamanla yok olmaya yüz tuttuğunu anlatan Bahar, sözlerini şöyle sürdürdü:

    "Bu tür tarihi yapılar göz göre göre yok oluyor. Burada bulunan kaya mezarları definecilerin merakı sonucu kazılarla zarar gördü, çoğu parçalandı. Tarihe sahip çıkmamız gerekir. Burası turizme kazandırılabilir. Buranın keşfedilmesini bekliyorum. Tarihe ve doğaya ilgi duyanlara sesleniyorum; Takkeli Dağ'ı mutlaka görmelisiniz. Dağ, Konya'nın tüm güzelliğiyle görüldüğü eşsiz bir manzara da sunuyor. Ayrıca burada yamaç paraşütü de yapılabilir."

    Kaynak: AA

    http://www.haber7.com/mimari/haber/1...lmeyi-bekliyor

  8. #16

    Esas

    Pek çok doğal güzelliği bulunan Karanlık Dere Kanyonu'nun, milli park statüsüne kavuşturulması için çalışma yürütülüyor.

    Burdur’un Altınyayla ilçesinde Ballık köyü yakınlarındaki kanyona, ilçe merkezinden araçla yaklaşık 1 saatlik yolculuğunun ardından ulaşılabiliyor. Dar yollar ve keskin virajlardan sonra ziyaretçileri, kanyonun kuş bakışı büyüleyici güzelliği karşılıyor. Sedir, çam, ardıç ve meşe ağaçlarıyla kaplı kanyon, yüzlerce metre yüksekliğindeki jeolojik yapılarla görsel bir şölen sunuyor.

    Dağlardan gelen yer altı suları, Gökpınar mevkisinde birleşerek kanyonun tam ortasından geçen ve Altınyayla ile Fethiye ilçelerini birbirinden ayıran Karanlık Dere'ye dökülüyor. Bölgeyi bilen az sayıda kişi, hafta sonları piknik yapmak amacıyla kanyona geliyor. Dağların altından çıkan soğuk yer altı sularında meyve ve içeceklerini soğutan piknikçiler, bazı noktalarda oluşan minik göletlerde balık tutma imkanı da buluyor.

    4 kilometre uzunluğundaki kanyonun milli parka dönüştürülmesi için çalışmalar yapılıyor. Bölge, altyapı çalışmalarıyla daha ulaşılabilir hale getirilecek. Bölgenin milli parka dönüştürülmesi için envanteri çıkarılacak. 5 yıl sürecek çalışmaların sonunda milli park olarak kazandırılan kanyon büyük ilgi görecek.

    http://www.buyuyenturkiye.com/haber/...li-park-olacak

Sayfa 2/5 İlkİlk 1234 ... SonSon

Gönderi Kuralları

  • Yeni konu açamazsınız
  • Konulara cevap yazamazsınız
  • Yazılara ek gönderemezsiniz
  • Yazılarınızı değiştiremezsiniz
  •