Paylaşımlara bakıyorum da...
Dolar başlığında mıyız, yoksa Güzin Abla dertleşmesinde miyiz anlamak mümkün değil :)
Printable View
Paylaşımlara bakıyorum da...
Dolar başlığında mıyız, yoksa Güzin Abla dertleşmesinde miyiz anlamak mümkün değil :)
Sn selka;
Herhangi bir konuyu bu gençlikle kolayca ilişkilendirebilirsiniz...
Deneyin bakın.
Sorun şu ki, gençliğimizin dertleritüm doları önlerine yığsak da bitmez.
Ancak kurun aşağı yukarı olması da fazla farketmez hani.
Bu sebeple bu başlıkla doğrudan ilgili olduğu da söylenemez...
Dolar kuruna gelince...
Doğrusu bırakın ekonomiyi, sadece bu ülkenin siyasi ve diplomatik sorunları yeterli kuru tetiklemeye.
Bizimkiler, AB ile görüşmelerimizi askıya alan AP nin bu kararını siyasi bulmuşlar...:)
Komedi değil dram bu açıklama.
Yok hükmünde kabul ediyorlarmış. Aynen iade edeceklermiş.
AB ile olan ekonomik ilişkilerimizin yoğunluığu düşünülecek olursa, AB ile onun kurumlarını tanımama olarak özetlenecek bu yeni gelişme dolar kurunu ve de herşeyimizi etkileyecek önemde.
Ama yaralı henüz yere düşmedi.
Yeni Sayfasinda 34 mesaj var yarısını stonhand kendi atmış.Allahtan para kazanmak için aramızdan ayrılmışti.
LG-D855 cihazımdan hisse.net mobile app kullanarak gönderildi.
Sayin Selka size harfiyen katılıyorum. Bende itü de araştırma görevlisi olarak çalışmaktayım ve doktora yapmaktayım aynı zamanda. Genç nesilde ciddi bir bilgi eksikliği sorunu olduğunu düşünüyorum ve bu bilgi eksikliğini kapatacak çaba da yok malesef. İnsanlar üniversiteyi meslek sahibi yapacak bir şey olarak görüyor. Üniversite mezunu olmak değil diploma sahibi olmak istiyorlar. Elektronik haberleşme bölümündenim yani teknolojinin sıkı takip edilmesi gereken bir bölümde ama bırakın teknolojiyi bilimsel gelişmeleri takip etmeyi öğrenciler temel mühendislik bilgilerinden bile bir haber. Sinav zamanı yaklastimi eski çıkmış soruları bul biryer den çözümünü bul 3 aşağı 5 yukarı benzer şeyler çıkar zaten yap geç. Ama öğrenciyle bir sohbet ettiğinizde bilgi eksikliği o kadar net ortaya çıkıyor ki. Tabi herkesi dahil etmiyorum ama genel gördüğüm bu şekilde. Bunu bende bir öğrenci olarak söylüyorum. Bu artık ailede mi başlar lisede mi başlar yoksa insanın içinde mi olacak artık orasını bilemiyorum.
SM-E500H cihazımdan hisse.net mobile app kullanarak gönderildi.
Sayın Enki,
Yellen teyze çaktırmadan bir numaralar çeviriyormuş.
Mealini sizden rica etsek. Amacı ne?
Bizi öpmek ise sorun yok. Dövmesinde.
As such, I think Ms. Yellen’s “running quietly in the background” scenario would be possible even if the fiscal deficit were effectively doubled as long as the majority of bond market participants remained unaware of it.
https://ftalphaville.ft.com/2017/07/...body-about-it/
Neslimizde torpilsiz iş olmayacağı çalışarak zengin olunmayacağı bende para yok ama herkezde para var algısı oluşturuldu. Son zamanlardada adalet olmadığı beyinlere kazınıyor insanlarda kendi adaletini verme çabasına girmekte. Toplum toplum olmaktan çıkar bir kalabalık olur. Kalabalıktan sonra sürü olur.
Eskiden mühendisler parmakla gösterirlerdi mezar taşına bile yazarlardı yüksek mühendis diye. Şimdi yazılıyormudur acaba ortalık mühendisten bol ne var su an asgari ücretle çalsıyor ama ıyı unıversıte olunca 6 bin tl den başlıyor maaş. Bir unvan devlet elıyle bu kadar kucuk düşürülür. Mühendisleri aç iş adamlarına pekkeş çekersin
Başlangıç için 6 bin lira fazla. Tecrübeli mühendisler alabilir o maaşı. Bu arada Teknokent lerde vergi ile ilgili avantajlar oldugu için orada çalışan insanlar bir tık fazla maaş alıyor.
SM-E500H cihazımdan hisse.net mobile app kullanarak gönderildi.
Sn. Hocam hiç eğitimcilik yapmadım. 1996 yılı mezunuyum. 1990'lar da meslek yüksek okullar ayrı, üniversiteler ayrı idi. Şimdi tüm bu üniversiteler meslek yüksek okullarına dönmüştür.
Bizler kütüphanelerde araştırmalar yaparak deneyler yaparak lisans eğitimimizi aldık.. Hiç unutmam bana zimmetli bir mikroskobum vardı ve ince kaya kesitleri incelerdim onlar ile ilgili yazılar tezler yazardık... Araziye çıkar bizzat saha arazi çalışmalarımız olur bunları kampüsümüzde ki deneyler ile pekiştirirdik... Bırakın ehliyet sınavı gibi geçmiş yıllar sorusunu çözüp sınıf geçmeyi; Hocalarımız bizlere başta asla konuları anlatmaz; konuyu bizlere verir ve araştırmamızı beklerdi. Bizler de 3 yada 4 arkadaş bi araya gelip, konuyu kütüphanede araştırır, öğrenir gelir hocalarımız ile paylaşır tartışır; onlar da bizlerin eksiklerini tamamlardı... Üniversite bu idi...
Ayrıca ek olarak; Türkiye her zaman ihtiyacı olan bir konuyu abartarak tüy dikmeyi seven bir sosyo ekonomik yapısıda vardır. 1990 yılında üniversite sınavına girerken sanırım 15 adet üniversite toplasan memlekette 500 adet profesör ya vardı yada yoktu. (Sayısı tahmin ettiğim bir sayı) şimdi önüne gelen profesör olmuş memlekette profesör enflasyonu varken inovasyonda "Sıfır" çekmiş bir ekonomik yapıdayız.. Sayın arkadaşlar profesör demek yayın demektir. Prof.demek makale demektir, prof demek kendi uzmanlık alanında yeni bilimsel bir buluş bulmuş onun üzerine çalışmalar yapmış bu çalışmalarını makaleler ile komisyonlar karşısında ispat etmiş ve bu yayımlanan makalelerinin hepsine uluslar arası bilimsel dergilerde atıflarda bulunulmuş bilim adamları demekti. Kusura bakmayın sözüm size asla değidlir ama sn.hocam şimdi prof. tıpkı askeriyedeki teğmenlik sonra albaylık gibi olmuş, vakti gelenin, zamanı dolanın zamanla dr sonra yrd.doç daha sonra da prof. olmasına dönmüş bir kurum olmuştur...
Ortalıkta bu denli prof. enflasyonun olmasına rağmen uluslar arası düzeyde tek bir ciddi bilimsel makalemizin olmaması ne kadar acıdır!
Hal bu iken bu prof.lerin verecekleri öğretimden ne beklenir?
Geçenlerde yeğenim üniversite sınavına girecekti. Bir A4 büyüklüğünde bir kitapçık sayfalarında ise 14 puntoluk satır büyüklüğünde yazı ile yazılmış üniversite isimleri ile bu kitapçık tam 3 parmak kalınlığına gelmişti.
Bu ne Yeğenim dedim?
Üniversite Kitapçığı dedi dayı! Sanırım tam 300 adet üniversite ismi vardı...
Sanki tarlada karpuz... Üşenmedim baktım inceledim.. Bu üniversitelerde okuyan 7,000,000 üzerinde öğrenci varmış...
Yahu en iyi meslek elk.elktronik deriz; bu meslek bir cart curt eden meslek olmuş TR de... Bugün ARGE de çalışmak istesen Aselsan Havelsan Roketsan desen onlarda her yıl 5 er adet mühenid alsa tamam iste... Yahu sanırım sıfr elk eltronik blm den mezun olan sayısı yıllık 20 000 filan herhalde... Sanayisi olmayan bir toplum Ne yapcak bu kadar adamı..
Her neyse etrafımda birçok insan prof. olmuş geziyor.. Harb-i kıymetide kalmamış bir kurum. ABD ye gitsen bu üniversitelerin hepsini yüksek okul yada lise olarak görüyor asla üniversite görmez...
Şimdi bu eğitim kurumlarında çıkan güruhu Finlaandiya, ABD yada Kanadalı çocuklar ile mukayese etmek...
Sonra onlarca gayrimenkullari, özkaynakları, çalışanları, mevvduatları ve karları olan Halbank+Garanti+YKB+Akbank+VB toplasan 20 yaşındaki bir ergenin ABD de yapmış olduğu bir "Candy Crash"(Şeker Kırma) oyununun değeri bile etmemesini anlamaya çalışmak...
Anlamayı bırakın, aşağıdaki dizileri tartışan izleyen bir nesil yaratmak...
"Dam üstünde Un Eler Tombul
Memeler" az sonra...
"Düğün Değil Bayram Değil; Eniştem beni niye Öptü"
Yazılacak onca şey var ama neyse...
Dolar zayıflayabilir!
http://www.milliyet.com.tr/yazarlar/...ilir--2480620/
Ozal zamanin da nasil gerekli gereksiz herkese telefon dagitildi.
Simdi de
Bakkal gibi universite var.
Profesor var
Docent var.
On binlerce arastirma gorevlisi var.
Cikan urun sonuc var mi ??
Yok.
Eh vur ensesine tokati gonder.
SM-G930F cihazımdan hisse.net mobile app kullanarak gönderildi.
Hep söylediğimiz gibi eğitim demek bina demek değil. Yeni üniversite açmak, kontejan arttırmak binadan ibaret değil. Akademik kadro yetiştirmeniz gerekiyor. Buda zaman istiyor. Bu üniversitelerin bazı konularda uzmanlaşması gerekiyor. Mevcut durumda eldeki akademisyen ne biliyorsa üniversite o yönde gidiyor.
Sent from my iPhone using hisse.net mobile app
Hürriyet yazarı Uğur Gürses, Merkez Bankası yönetiminin banka yöneticileriyle yaptıkları görüşmede yaptıkları "swap'ı terk edin" tavsiyesini değerlendirdi. "Faizi çıkaracak faiz operasyonu" başlığını kullanan Gürses'in yazısı şöyle:
Merkez Bankası önceki gün ve dün bazı bankaların fon yönetiminden sorumlu yöneticilerini Ankara’ya çağırıp konuştu. Bugün de Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli, BDDK ev sahipliğinde İstanbul’da banka genel müdürleri ile görüşecek.
Peki ne oluyor?
“Kırmızı Pazartesi” gibi herkes farkında ki; bayram öncesi Cumhurbaşkanı’nın “faiz konusuna müdahale edeceğiz” demesinin ardından, Başbakan da “ya adam gibi makul bir faiz oranını benimsersiniz, yahut biz bunun tedbirini alırız” demişti. Bayram tatili sonunda, kimi gazetelerde “Merkez devreye girecek” türü haberler yer almıştı. Bankaların çağrılması bu gelişmelerin arkasına geldi.
Merkez Bankası’na çağrılan bankacılarla yapılan görüşmelerin odak noktası şu; Merkez Bankası salı günü 5-6 bankayı arayarak, bankaların fon yönetiminden sorumlu yöneticileri ile çarşamba ve perşembe günleri Ankara’ya çağırıyor ve görüşmeler yapıyor.
Görüşmenin konusu da bankaların TL mevduat olarak topladıkları ama TL-döviz takası (swap) işlemleriyle döviz mevduat hesabı olarak deftere kaydettikleri işlemler. Bankalara, bu işlemlerin “swap” yaparak değil normal TL mevduat olarak kayda geçirilmesini gayet yumuşak bir dille “tavsiye ediyorlar”. Yani banka ve müşterisi arasında aslında TL mevduat getiri oranı üzerinden anlaşılan ama bankanın nihai kayıtlarında döviz hesabı olarak duran tasarrufların, normal vadeli TL mevduat olarak yapılması isteniyor.
Amaç da şu; “swap işlemleri ile daha yüksek faiz veriliyor” düşüncesi var, bunun engellenmesi ile görece yüksek faizi aşağı çekeriz kestirmeciliği.
Peki ne olacak? Swap işlemi ile dövize çevrili duran ama aslında TL mevduat olan işlemler, yeniden TL mevduat olarak yapılmaya başlanırsa fiili Faiz oranının 30-50 baz puan daha düşük olması söz konusu olacak. Bankaların bu tarz, arkasında TL mevduat işlemi olan “swap” işlemlerinin tahmini ağırlığına bakılırsa bunun hiç işe yaramayacağını peşinin kabul etmeli Ankara’dakiler. Asıl, bankacıları çağırarak yaratılan “atılan taş” ile “vurulan kuş” dengesinde, yarattığı çalkantı daha maliyetli.
En fazla şu sağlanabilir; bu işlemler nihai olarak döviz mevduatı olarak kaydedildiği için, tasarrufçunun varlık dolarizasyonunun ölçümü konusundaki perdeleme ortadan kalkar.
Bankacılık kaynakları, sistemde döviz mevduatı olarak görünen ama aslı TL mevduat olan hesapların toplamını kabaca 6-7 milyar dolar olarak tahmin ediyor. Yani bu tahmine göre; yerleşiklere ait 165 milyar dolarlık döviz hesaplarının kabaca yüzde 4’ü aslında banka-müşteri “swap” işlemi demektir. Yani TL faizi üzerinden yürütülen mevduatlardan oluşuyor demektir. Diğer taraftan ise kabaca 850 milyarlık TL mevduatın da yüzde 2.7’si demektir.
Bankaların TL ihtiyaçları değişmeyecek. Sadece bundan sonra olasılıkla artık aslı TL mevduat işlemi olan ama kayıtlarına nihayetinde döviz mevduatı olarak yansıyan işlemlerden vazgeçecekler; o kadar. Döviz mevduatlarında azalış, TL mevduatlarında artış göreceğiz. Kayıtların dönüşümü de olasılıkla 6 hafta sürecek. Sadece mali sistem bilgilerini doğru ölçmeye yaklaşacağız o kadar. Oysa bunu yapmak isteyen birey ve şirketler için yol kapanmıyor. Bir Banka üzerinden değil de birkaç banka üzerinden isteyen istediği gibi TL-döviz takası yoluyla aslı TL mevduat olan hesapları tutmaya, yapmaya devam edebilecek.
Sorun şurada; faize müdahale etmek hata, ama tam da artık gelişmiş merkez bankalarının bangır bangır gevşek para politikalarını normalleştirmeye başlayacaklarını (faizleri artırma, bilançolarını küçültme) ilan ettikleri, bunun da gelişmiş ülkelerde faiz artışlarına yol açtığı, gelişen ülke paralarında (TL dahil) değer kayıplarının kapısının açıldığı bir dönemde “faiz operasyonuna” girişmek çok daha büyük bir hata. Tersi sonuç vereceğine tanık olacağız.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın bankaları döviz swaplı mevduat konusunda uyardığı belirtildi.
Bloomberg’e bilgi veren 2 bankacılık kaynağı, Merkez Bankası’nın 5-6 Temmuz tarihlerinde Ankara’da bazı bankaların Hazine’den sorumlu yetkilileri ile yapılan görüşmelerde bankacılara döviz swaplı mevduatlar konusunda rahatsız olduklarını iletildiği kaydetti.
Toplantılara katılan bankacılardan biri, TCMB’nin döviz swap mevduatlarından rahatsızlıklarını ilettiklerini, ayrıca bu işlemlere son verilmesini istedikleri izlenemini aldığını söyledi. Aynı kaynak bu işlemler nedeniyle Döviz Tevdiat Hesapları’nın daha yüksek, TL mevduatların ise daha düşük göründüğünü belirtti.
Akbank 5 Temmuz itibariyle döviz mevduat swaplarına son verdi. Konu hakkında bilgi veren bir kaynak, ürünü TL mevduat cazibesinin artması ve arbitraj imkanının azalması nedeniyle sonlandırdıklarını söyledi.
Döviz swaplı mevduat, TL mevduata göre daha yüksek faiz getirisi elde etmek isteyen yatırımcılar için bankalar tarafından geliştirilen bir finansal ürün.
Bugünkü ABD verisini bekliyoruz...
Kuru zıplatabilir diyor analizciler.
Benim için malum farketmiyor.
Veriden önce de 100 dolarım vardı... Veriden sonra da gene 100 dolarım olacak..:)
Al-satçılar ile VİOP çular düşünsün fazlasını.
An itibariyle $$ 3.6364
Merhabalar Sn.Sermo..
Kayıt istediğinden yazıyı okuyamadım ama yazdıklarınızdan bond pazarındakilere çaktırmadan FED'in bütçe açığını arttıracak bir uygulama peşinde olduğunu anladım..bildiğim kadarıyla FED'in bütçe açığını arttırmak gibi bir faaliyeti yada yetkisi olamaz..isterseniz bu durumu birde Sn. DowJones'a sorun..
Fakat FED için ''no way out'' gözüküyor..
Aşağıdaki grafiğe göre FED'in sıkılaştırması çok iyi gelir..:evil::evil:
Yellen'den seçmeler: Washington Washington duy sesimizi..:)
http://fs5.directupload.net/images/170707/t9rp4e8v.png
''Dört Arap ülkesi Katar'a yeni yaptırımlar uygulayacak''
http://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-40527745
anlaşılan kırk katır mı ?
kırk satır mı ?
''Tarzan zorda ''
Demek ki çok fazla değişen bir şey yok..-ceğiz-cağız derken bu işler hal yol olmalı, yoksa..:evil:Alıntı:
Fed'in Yönetim Kurulu Üyesi Powell, "Konut finansmanındaki mevcut durum bugün rahat görünebilir ancak sürdürülebilir değil" dedi
ABD Merkez Bankası (Fed) Yönetim Kurulu Üyesi Jerome Powell, ülkedeki konut finansmanı sisteminin vergi mükellefleri için risk teşkil etmeye devam ettiğini söyledi.
Powell, Washington merkezli düşünce kuruluşu American Enterprise Institute'da düzenlenen "Konut Finansmanı Reformu" temalı konferansta konuştu.
Konut finansmanında yaklaşık 10 yıl önce yaşanan 2007-2008 finansal krizine yol açan risklerin hala sürdüğünü belirten Powell, "Konut finansmanındaki mevcut durum bugün rahat görünebilir ancak sürdürülebilir değil" dedi.
Powell, federal hükümetin konut finansmanında şu an finansal kriz öncesine kıyasla daha fazla role sahip olduğuna işaret ederken, şunları kaydetti:
"Yeni konut kredilerinin büyük çoğunluğu, federal hükümetin desteğiyle yüksek derecede menkulleşmenin yaşandığı bir piyasada çıkarılıyor. Bu durum bizi hem vergi mükelleflerine potansiyel yükümlülük hem de sistematik risklerle birlikte bırakıyor. Eski sistemin çökmesinden doğru dersleri çıkarmamız önem taşıyor."
Konut finansmanı sisteminin acilen reforma ihtiyaç duyduğunu vurgulayan Powell, federal hükümetin finansal krizin ardından ABD'li mükelleflerin ödediği vergileri kullanarak kamulaştırdığı Fannie Mae ve Freddie Mac adlı kuruluşların statülerinin yeniden ele alınması gerektiğine işaret etti.
Fed'in Yönetim Kurulu Üyesi Jerome Powell, "gelecek birkaç yılın, konut finansmanına ilişkin kritik reformları gerçekleştirmek için son fırsat olabileceğini ve bu fırsatın kaçırılmasının geçmişte yaşanan hataların tekrar edilmesiyle sonuçlanabileceğini" sözlerine ekledi.
Birde benim anladığım yeni düzende faiz arttırmak sıkılaştırma değilmiş..:)
yoksa...:evil::evil:
Washington Washington duy sesimizi..:he:
Alıntı:
Fed's Fischer says US government should boost 'dismal' productivity growth
http://www.cnbc.com/2017/07/06/feds-...ty-growth.html
Dolar yükseliş trendinde, altında öyle. SP & Nasdaq, dow gibi önemli borsalar fena çizilmiş, avrupa desen o da öyle. Msci turkey 3 gündür eksi gösteriyor, korku endeksi yüzde 15 fırlamış. Avrupa birliği müzakereyi askıya almış. Katar sorunu... Ama borsamız hacı yatmaz gibi :) ula jöleli bunun altından çıksa çıksa ancak senin gibi aklı üç kağıda çalışan biri çıkar. Bir şeytanlıklar dönüyor gibi anlayamadım, anlayan varsa, sohbet edebiliriz :)
Bugün yine istihdam verisi..en az 2-3 yıldır kitlediler milleti bu istihdam verisine..zaten öyle yada böyle(resmi olarak) istihdam hedefine varıldı değil mi?
Peki ya enflasyon, peki ya ücret artışları(wage growth) ve hatta yukarıdaki ''productivity growth''..
Düşük enflasyon ekonomide cansızlık demek..cansız ekonomilerde faiz artışları iyi gider, değil mi?:)
Ya ücret artışlarının yetersiz olması..o zaman kim harcamaları arttıracakta ekonomi büyüyecek..hatta faizleri arttırda millet yemeden içmeden kesilsin değil mi?:)
Neyse gerçekler ayrı, rüzgarın yönü ayrı..izlemeye devam..o yüzden YTD..
Daha ortada fol yok, yumurta yok..MB'larının açıklamalarıyla ortalık karıştı..mini, hatta minicik kriz uyartımları bunlar..birde gerçeleşmeler başlasa..
Alıntı:
The recent turmoil in bonds offers a good example of what's to come as the global economy recovers and central bankers curb stimulus.
ABD verisini beğenmeyen kur ben aşağı gidiyorum demiş giderken...
Grafik analiz falan anlatırlar uzmanlar Bloombergde ...
Her durumun bir izahı vardır malum.
Şöyle çiziktirdin mi birden anlaşılır olur herşey...:)
Benim için farketmez.
Sabah 100 dolarım vardı hala yerinde duruyor.
Siz kasadaki dolarların miktarını sabit tutmayı başarı sayarken , ben se aldığım tl. maaşla bu ay kaç dolar alabilirim kaygısındayım. tasarruflarımla biriktirdiğim Dolarların tl.değeri yükselirken, yaşadığım ülkedeki enflasyon ve tl. kazancımın altında eziliyorum. Tam bir ikilem. Aşağı tükürsem...... yukarı tükürsem ...... en iyisi tükürüğümü tutayım.
İşiniz varmış...
Bu bile bahtiyarlık konusu bu ülkede. :)
Enflasyon ve TL kazancınız altında ezilmeye gelince...
Bu herkesin sorunu. Çalışan,çalışmayan ve emekli farketmiyor.
Eğer ücretli iseniz kaderiniz hep aynı.
Ve hiçbir dönemde değişmedi ve de garanti veririm değişmeyecek.
Benim kasadaki dolarların miktarını sabit tutma başarıma gelince...
Ben de sıkarak satarak elimde kalanları, şurda burda kaybetmek istemiyorum.
Bu da başarı sayılabilir bu ülkede...:)
veri olumlu geldi.
fiyatlama olumsuzmuş gibi oldu.
eurusd
usdchf
usdtry
ve diğerleri
herkez kafasına göre takılıyor.
https://tr.investing.com/currencies/...x-rates-majors
usdtry düzeltme yapacak gibi
3,57
3,56
3,54
veya altı
tekrar buy viopta:oleyo:
yoksa spottayım.
keyfi bilir.
:whistling:
İZMİR'de uzun yıllar Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) yönetim kurulu başkanlığı ve meclis başkanlığı yapan, İzmir Ticaret Odası, İzmir Ticaret Borsası, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği, TÜSİAD gibi ekonomiye yön veren kurumlarda görev yapan duayen işadamı Şinasi Ertan, 91 yaşında yaşamını yitirdi.
-----
İzmir, iş dünyasının önemli isimlerinden birini daha kaybetti.
İzmir Rotary Kulüp ve Batı Anadolu Çimento'da bir dönem birlikte olmuştuk rahmetli Ertan'la...
Doğal bir liderlik yetisi vardı. İzmir'in o kuşaktaki iş adamlarında görülen tüm niteliklere sahipti.
İzmir sanayisini kuran işadamları ve sanayicilerinin birçoğunu tanıma olanağı buldum mesleğim dolayısıyla.
Ulu ağaçların gölgesinde fidan yetişmez lafını çok yerinde bulurum.
İzmir'de ikinci kuşak, babaların o yoklukta oluşturdukları kurumları üzülerek belirteyim, geliştiremediler.
Şinasi Ertan'a Allahtan rahmet diliyorum.
Bu yıl iki kez faiz artışına giden ABD Merkez Bankası üçüncü faiz artışını yapacak mı?
Piyasaların yakından takip ettiği, ABD Merkez Bankası (Fed)'nın üçüncü kez faiz artışına gidip gitmeyeceği merak konusu. Akşam'dan Deniz Gökçe'nin bugünkü yazısında Fed'in üçüncü faiz artırımını gerçekleştirmeyeceği değerlendirmesinde bulundu. İşte Gökçe'nin o yazısı:
ABD Merkez Bankası FED kısa bir süre önce üç adet faiz artışı yapacağını söylemiş; mart ve haziran aylarında da 2 faiz artışı yapmıştı.
Ama FED bugünlerde, çok büyük olasılıkla eylül ayında, üçüncü faiz artışını yapmayacak, eylülde faiz artışı yapmak yerine de Merkez Bankası'nın portföyündeki bonolar ve diğer tür, para yaratmak için piyasadan satın alınan varlıkları piyasaya satarak FED’in bilançosunu küçültmeye başlayacakmış gibi gözüküyor. En azından Wall Street Journal gidişatı böyle açıklıyor.
Yani önümüzde aralık ayından önce faiz artışı yok gibi duruyor. Ve büyük olasılıkla da enflasyonun yukarı doğru gitmesi bekleniyor gibi.
Bu arada Başkan Trump, FED Başkanı Janet Yellen’in 2018 Şubat'ta yeniden atanmadığı taktirde görevden ayrılması durumunun da öne çıkacağını bilmekle beraber, görevi uzatma işlemi de yapmamış durumda. Merkez Bankası'nın haziran toplantısının detaylarının da açıklanması da bugünlerde gerçekleşecek. Ama aslında esas önemli FED toplantısı da, ağustos ayının sonunda Wyoming’te yapılacak yıllık para politikası toplantısı.
Ancak FED üçüncü faiz artırımını neden yapmayacak?
Birincisi, 4.5 trilyon dolara çıkmış olan FED bilançosunun nasıl küçültüleceği ve başlangıç zamanı konusunda FED içinde karar verilmiş bulunuyor. Karar da zaten açıklandı gibi.
İkincisi eğer Bayan Yellen ikinci defa göreve atanmazsa, Yellen bilanço küçültme olayına kendi zamanında ve kendi yaklaşımıyla başlanmasını arzu ediyor.
Üçüncüsü, ise enflasyon FED için hala bir bilinmeyen gibi. İşsizlik mayısta son 16 yılın en düşük düzeyine inmiş (yüzde 4.3). Enflasyon ise hedef olan yüzde 2 değerine gitmediği gibi tersine de küçülüyor.
Tabii bu yıl FED tam dört toplantı daha yapacak. Eğer ekonomik verilerde bir sürpriz olursa, FED her zaman plan ve zamanlama değişikliği yapabilir. Çünkü FED’in faiz artışlarına rağmen finans sektöründeki gelişmeler iyileşme sergiliyor, borsa yeni yükselmeler yaşıyor ve de doların değeri de düşüyordu. Tabii bu gelişmeler değişebilir de. Ama galiba FED üçüncü faiz artışını aralık ayının sonuna kadar yapmayacak, ve de eğer Janet Yellen görevden alınırsa da bilanço küçültmesini Yellen başlatmış olsun diye de, faiz artışı biraz tehir edilecek!
FED bilanço küçültmeye elindeki varlıkları, ayda 6 milyar dolarlık Hazine bonosunu ortadan çekerek ve de 4 milyar özel dolarlık ipotek bonolarını kapatarak yavaşça küçültme planı yapıyor. Bu rakamlar da yavaşça, yani her çeyrekte küçük miktarda artırılarak, bilançonun yavaş küçülmesi piyasada pek hissedilmeden ve uzun zamanda gerçekleştirilecek.
Tekrar faiz artışı ise Aralık 2017'de yapılabilir, öncesinde yapılmaz da deniyor.