Ingiliz ressam William Stott of Oldham'in dogum yildonumu (20 Kasim 1857)
Prince or Shepherd (Prince ou Berger), 1880
https://www.tate.org.uk/art/images/w.../N05031_10.jpg
Autumn, 1898
https://upload.wikimedia.org/wikiped...8detail%29.JPG
Printable View
Ingiliz ressam William Stott of Oldham'in dogum yildonumu (20 Kasim 1857)
Prince or Shepherd (Prince ou Berger), 1880
https://www.tate.org.uk/art/images/w.../N05031_10.jpg
Autumn, 1898
https://upload.wikimedia.org/wikiped...8detail%29.JPG
1909 yilinda Nobel Edebiyat Odulunu kazanan, efsane ve masallara dayanan yapitlarin Isvecli yazari Selma (Ottilia Lovisa) Lagerlof’un dogum yildonumu (20 Kasim 1858)
“Bir zamanlar bir cocuk vardi, adi Nils Holgersson’du. Guney Isvecli fakir bir ciftcinin ogluydu. Uzun boylu, sari sacli, iri yapiliydi. Fazla bir ise yaramayan bir cocuktu, en sevdigi seyler ise yemek yemek ve uyumakti. En cok da ortaligi karistirmaktan zevk alirdi.Bir pazar sabahi kiliseye giden anne babasi onu evde yalniz basina birakti. Onlar donene kadar bir dinsel ogut okuyup ezberlemesi gerekiyordu. Nils okumaya basladi, ancak kafasi bir sey almiyordu, zaten kisa bir sure sonra da uykuya dald,. Uyandiginda, annesinin buyuk demir sandiginin kapaginin acik oldugunu gordu, sandigin kenarinda ata biner gibi minnacik sisman bir cuce oturuyordu. Nils buldugu kucuk bir agla usulca cuceye yaklasti, ani bir hamleyle agi ustune atip onu yakaladi. Cuce kendisini serbest birakmasi icin Nils’e yalvardi, ailesine bir suru iyilik yaptigini soyleyip para teklif etti. Cocuk buna razi oldu, ancak sisman cuce agdan henuz yari yariya kurtulmusken verdigi sozden dolayi pisman olunca agi tekrar kapatti. Tam o sirada suratina korkunc bir tokat yedi, tokatin tesiriyle de adeta yerinden uctu ve basini duvara carpip oldugu yere yigilip kaldi. Bayilmisti. Kendine geldiginde, oda ona garip bir degisiklige ugramis gibi geldi: daha buyuk ve daha yuksekti, sanki butun cisimler olaganustu buyumustu. Daha once birkac adimda ulastigi masaya ulasabilmesi icin simdi eskisinden on misli daha fazla adim atmasi gerekmisti. Bir sandalyenin uzerine, ancak sandalyenin bacagina guclukle tirmanarak cikabildi. Sonunda masanin uzerine ulastiginda, orada bulunan bir aynaya gozu takildi. Birden aynanin icinden bir baska cucenin kendine baktigini gordu.”
http://media.bonnierforlagen.se/bokb...9143511697.jpg
“Once there was a boy. He was, let us say, something like fourteen years old; long and loose articulated and towheaded. He wasn't good for much, that boy. His chief delight was to eat and sleep, and after that he liked best to make mischief.It was a Sunday morning and the boy's parents were getting ready for church.The boy read and nodded and fought against drowsiness. But somehow he fell asleep. He did not know whether he had slept a short while or a long while; but he was awakened by hearing a slight noise back of him. Now the boy saw distinctly – in the glass – that the chest-lid was open. He could not understand how this had happened, for his mother had closed the chest before she went. She never would have left that precious chest open with only him here. At the first moment the boy hadn't the least idea as to what he should do with his catch; but he was only careful to swing the snare backward and forward, to prevent the elf from getting a foothold and clambering up.The elf began to speak, and begged, oh! so pitifully, for his freedom. He had brought them good luck these many years, he said, and deserved better treatment. Now, if the boy would set him free, he would give him an old penny, a silver spoon, and a gold coin, as big as the case on his father's silver watch.The boy didn't think that this was much of an offer; but it so happened that after he had got the elf into his power, he was afraid of him. He felt that he had entered into an agreement with something weird and uncanny; something which did not belong to his world; and he was only too glad to rid himself of the horrid creature.”
Rus sair, roman ve oyun yazari Zinaida Nikolayevna Gippius'un dogum yildonumu (20 Kasim 1869)
https://upload.wikimedia.org/wikiped...pius_1910s.jpg
Solgun zambagin guzel kokusu
Duslerime bir sus gibi cokuyor.
Zambaklar kiyamet habercisi,
Bu dunyada kalmayacaksin, diyor.
Gonlum huzura kavusur benim,
Ne ki hicbir sey sevindirmez inan.
Unutma, gecince son gunlerim,
Anla beni, yok oldugum zaman.
Bilirim dostum, kisa bir yol var,
Bu zavalli vucut yorgun dusecek.
Bilirim: Ask guclu olum kadar.
Yok oldugum zaman, sen ol sevecek.
Gizli bir andi duyar gibiyim…
Bilirim, o yurek aldatmaz bir an.
Ayrilip seni unutacak kim!
Ardim sira gel, yok oldugum zaman.
https://images-na.ssl-images-amazon....4,203,200_.jpg
The scent of half-wilted lilies
Clouds my light reveries.
The lilies speak to me of death,
The time when I shall no longer be.
Peace to my quieted soul.
Nothing cheers me, nothing hurts me.
Do not forget my last days, Understand me,
when I shall no longer be.
I know, my friend, the road is not long,
And the poor body is quickly fatigued,
But I know: love, like death, is strong.
Love me, when I shall no longer be.
A mysterious vow appears to me…
And I know the heart shall not be deceived
In parting there is no forgetting for you!
Follow me, when I shall no longer be.
Fransiz ressam Léon Cogniet'nin olum yildonumu (20 Kasim 1880)
Hélčne délivrée par Castor et Pollux, 1817
https://upload.wikimedia.org/wikiped..._Rome_1817.jpg
Scčne du Massacre des Innocents, 1824
https://upload.wikimedia.org/wikiped...Cogniet%29.jpg
Amerikali ressam William Bliss Baker'in olum yildonumu (20 Kasim 1886)
Hiding in the Haycocks, 1881
https://upload.wikimedia.org/wikiped...liss_Baker.jpg
Fallen Monarchs, 1886
https://upload.wikimedia.org/wikiped...liss_Baker.jpg
Ingiliz ressam Helen Bradley'in dogum yildonumu (20 Kasim 1900)
Our Picnic, 1972
https://image.invaluable.com/housePh...-L41234324.jpg
The Park on May Day, 20th centżry
https://cdn.shopify.com/s/files/1/25...g?v=1560865857
Dick Tracy cizgi romaninin yaraticisi Amerikali karikaturist Chester Gould'un dogum yildonumu (20 Kasim 1900)
https://lh3.googleusercontent.com/pr...f_5UmAKmhrGuCV
https://images.penguinrandomhouse.co.../9781684050239
https://www.lambiek.net/artists/imag...d_chester2.jpg
https://media.giphy.com/media/l0HlTL...oYw/source.gif
Irlandali oyun yazari George Bernard Shaw’in Doktorun Hatasi (The Doctor's Dilemma - Il dilemma del dottore) oyunu ilk kez 20 Kasim 1906’da Londra, The Royal Court Theatre’da sahnelendi.
https://images.gr-assets.com/books/1...22l/437414.jpg
Fransiz yonetmen, senarist ve yapimci Henri-Georges Clouzot’nun dogum yildonumu (20 Kasim 1907)
https://i.pinimg.com/474x/23/76/86/2...c44f171fb9.jpg
https://images-na.ssl-images-amazon....6,1000_AL_.jpg
Rus yazar Lev Nikolayevic Tolstoy'un olum yildonumu (20 Kasim 1910)
"Ask, olumun inkaridir, ask hayat demektir. Anlayabildigim her seyi ask sayesinde anliyorum.Her sey onda. Ask, Tanri demektir, olmek de askin ufacik parcasi olan benim, sonsuz ve buyuk kaynaga geri donmem demektir." Lev Tolstoy, Savas ve Baris
https://4.bp.blogspot.com/-J6dMSG0Vt...uerraepace.jpg
"L'amore impedisce la morte. L'amore č vita. Tutto, tutto ciņ che io capisco, lo capisco solamente perché amo. Č solo questo che tiene insieme tutto quanto. L'amore č Dio, e il morire significa che io, una particella dell'amore, ritorno alla sorgente eterna e universale."¯ Lev Tolstoj, Guerra e Pace
"Vay! Benim guzelim!"¯ diye haykirdi Kont."Hepimizden baskin"¯ Onu kucaklamak istedi ama kadin kizararak, elbisesi burusmasin diye yana cekildi. / "Eeh! bellezza mia!" gridņ il conte. "Č meglio di voi tutte!" La voleva abracciare, ma ella, arrossendo, si scosto, per non sgualcirsi il vestito." Savas ve Baris
https://pbs.twimg.com/media/C_tUJXxXkAIkHun.jpg
https://pbs.twimg.com/media/C6Jvg4hXEAAMDaL.jpg
"Butun mesele insanlarin insana karsi sevgi gosterilmeyecek durumlar oldugunu dusunmeleridir.Oysa boyle durumlar yoktur.Esyalara karsi sevgisiz davranilabilir: Sevgisiz agac kesilebilir, tugla yapilabilir, demir dovulebilir; ama tipki arilara karsi dikkatsiz davranilamayacagi gibi insanlara karsi da sevgisiz davranilamaz." Dirilis
Avusturyali besteci ve orkestra sefi Gustav Mahler'in orkestra icin besteledigi Topragin Sarkisi (Das Lied von der Erde - The Song of the Earth) ilk kez 20 Kasim 1911 tarihinde Munich Tonhalle'de sahnelendi.
https://images.genius.com/9d9c7c91aa....500x691x1.jpg
Isvecli ressam ve iillustrator John Albert Bauer'in olum yildonumu (20 Kasim 1918)
One evening around midsummer, they went with Bianca Maria deep into the forest, 1913
https://uploads2.wikiart.org/images/....jpg!Large.jpg
Still, Tuvstarr sits and gazes down into the water, 1913
https://i.pinimg.com/originals/2d/06...09b372551e.jpg
1991 yilinda Nobel Edebiyat Odulu'nu kazanan Guney Afrikali yazar Nadine Gordimer’in dogum yildonumu (20 Kasim 1923)
https://pbs.twimg.com/media/DsbYr0rX4AAgAO4.jpg
“Yalnizca yol kenarindaki yapraklari supuren copcu. Komsular gormus olabilir, ama bir hafta ici sabahinda herkes ya ise gitmistir ya da diger gundelik nedenlerle disaridadir. O, ailesinin evine vardiginda, kadin orada, park yeri girisinde gulumsuyordu ve birbirlerine sarilamayacak olmalarina neden olan bu tuhaf (ama gecici) durumu kabullenip dalga gecmeleri gerektigine dair isareti hemen hissetmisti. Gecmiste kalmis bir sarilma, gecmiste kalmis bir kucaklasmadan daha az duygusaldir. Her sey olagan. Copcu biten yazi supurerek geciyor. Isin saciyor. Kelimenin tam anlamiyla isin saciyor. Ama baslarinin uzerinde hale olan azizler gibi degil. Onu oldurmekte olan seyi tahrip etmek icin kullanilan zararli bir madde yuzunden cevresindekilere gorunmeyen tehlikeler saciyor. Sorun bogazindaydi. Tiroit bezi kanseri. Hastanede tecrit altinda tutuluyordu. Seslerden bile yalitilmisti; bir sure icin sesi yoktu, dilsizdi. Ses telleri de etkilenmis. Dokundugu her kim ya da ne olursa olsun, onlari yaydigi tehlikeye kontrolu disinda maruz birakiyor ve birakmaya devam edecek.”
https://admin-7866.kxcdn.com/Upload/...9750711824.jpg
“Only the street-sweeper swishing his broom to collect fallen leaves from the gutter.The neighbours might have seen, but in the middle of a weekday morning everyone would be out at work or away for other daily-life reasons.She was there, at the parents' driveway gate as he arrived, able to smile for him, and quickly sense the signal for them to laugh at, accept the strangely absurd situation (only temporary) that they could not hug one another. A foregone hug is less emotional than a foregone embrace. Everything is ordinary. The sweeper passes pushing the summer's end before him .Radiant. Literally radiant. But not giving off light as saints are shown with a halo. He radiates unseen danger to others from a destructive substance that has been directed to counter what was destroying him. Had him by the throat. Cancer of the thyroid gland. In hospital he was kept in isolation. Even that of silence; he had no voice for a while, mute. Vocal cords affected. He remains, he will be still, out of his control, exposing others and objects to what he emanates, whomever and whatever he touches.”
Ingiliz yazar John (Edmund) Gardner’in dogum yildonumu (20 Kasim 1926)
“Eger sanatin fikirleri guzel idiyse bu sanatin kabahatiydi, Ozan'in degil. Bir koor secici, neredeyse bir cilgin: Bir kus. Ormanda tatli tatli sakiyan kuslar var diye insanlar birbirlerini daha nazikce mi oldurduler?”
https://www.worldswithoutend.com/alt...r_grendel3.jpg
“If the ideas of art were beautiful that was art’s fault, not the shaper’s. A blind selector, almost mindless: a bird. Did they murder each other more gently because in the woods sweet songbirds sang?”
“ 'Neden benim konusacak kimsem yok?' dedim. Yildizlar hicbir sey soylemedi, ama ben onlarin bu kabaliklarini gormezden geldim. 'Ozanin konusabilecegi birileri var.' dedim. Parmaklarimi SIKTIM. 'Hrothgar’in da konusabilecegi birileri var.' ”
https://www.sharecg.com/images/medium/17517.jpg
“ 'Why can’t I have someone to talk to?' I said. The stars said nothing, but I pretended to ignore the rudeness. 'The Shaper has people to talk to,' I said. I wrung my fingers. “'Hrothgar has people to talk to.' ”
“Ama daha kotu bir sey vardi. Ejderhanin bana bir buyu yaptigini anladim; hicbir silah bana karsi islemiyordu. Solen salonuna istedigim zaman gidebilirdim, bana karsi gucsuzlerdi. Bu yuzden icim daha da karardi. Onlari kucumsememe ragmen, bazen onlardan nefret etmeme ragmen, onlarla savasabildigimde insanlarla aramizda bir sey vardi. Simdiyse, yenilmez olarak, bir komur arazisinde hayatta kalan tek agac gibi, olabildigince yalnizdim.”
https://images-na.ssl-images-amazon....4,203,200_.jpg
“But there was one thing worse. I discovered the dragon had put a charm on me: no weapon could cut me. I could walk up to the meadhall whenever I pleased, and they were powerless. My heart became darker because of that. Though I scorned them, sometimes hated them, there had been something between myself and men when we could fight. Now, invulnerable, I was as solitary as one live tree in a vast landscape of coal.”
The Miami Herald, 20 Kasim 1933 tarihli baskisinda Volstead Yasasinin yururlukten kaldirildigini ve yasaklamanin Aralik ayinda sona erecegini mansetinden verdi. Boylece icki kacakciligi yapan Max, Noodles, Cockeye ve Patsy issiz kalacaklardi. (Miami, Florida - Bir Zamanlar Amerika'da - Once Upon a Time in America filmi)
https://i.pinimg.com/474x/af/02/83/a...-greetings.jpg
https://pbs.twimg.com/media/DnAMBHDW0AAWKBN.jpg
Amerikali roman, oyku ve deneme yazari Donald Richard 'Don' DeLillo’nun dogum gunu (20 Kasim 1936)
"Dunya ustundeki en ustun yasam formu oldugumuza ama yine de sozcuklere sigmayacak kadar mutsuz oldugumuza, cunku baska hicbir hayvanin bilmedigi seyi, olmek zorunda oldugumuzu bildigimize dair bir ironi."
https://images.penguinrandomhouse.co.../9780143105985
“No sense of the irony of human experience, that we are the highest form of life on earth, and yet ineffably sad because we know what no other animal knows, that we must die.”
"Sanki bir miktar engellenmis gibi duruyorlar, sabit ve iyi ayarlanmis tebessumler takinmislar, fotograf makinesinin dogasinda var olan bir seyden suphe eder gibi."
https://upload.wikimedia.org/wikiped...hite_Noise.jpg
“Stand at an angle to the future, somewhat averted it seemed, wearing fixed and fine-drawn smiles, skeptical of something in the nature of the box camera.”
Amerikali Eagles rock grubunun gitaristi Joseph Fidler 'Joe' Walsh'in dogum gunu (20 Kasim 1947)
https://www.reviewjournal.com/wp-con...walsh_crop.jpg
Alman sair, oyun ve oyku yazari Wolfgang Borchert'in olum yildonumu (20 Kasim 1947)
"Ve bankin uzerinde oturmus Evelyn, hummali bir sesle hasta bir sarkiyi mirildaniyor, bir usume aliyor beni. Gel sevgili Mayis ve parildat yeniden gozleri, diye sarki soyluyor Evelyn ve dizleriyle elimi tutuyor. Soyle Evelyn, soyle, sarkilarinla bira sisesince yesil otlar altina yatir beni, kum ve balcik ve toprak oldugum otlarin altina. Soyle Evelyn, soyle ve sarkilarinla yikinti denizlerinin ve savas alanlarinin ve toplu mezarlarin uzerinden senin o tatli, sicak, genc kizsi ve mahrem, aysi sarhosluguna gotur beni. Soyle Evelyn, soyle, binlerce boluk, geceler icinden yuruyuse koyuldu mu, soyle, binlerce top, tarlalari surdu ve kanla gubreledi mi. Soyle, Evelyn, duvarlar saatlerini ve resimlerini yitirdiler mi, sarkilarinla o icki yesili sarhosluklar icerisine ve senin o dunyanin tatli yok olusu icerisine koy beni. Soyle Evelyn, soyle, sarsarkilarinla o genc kiz yasaminin icerisine al beni, o mahrem gecelerdeki genc kiz duygularinin koynuna al, ve oylesine tatlidir ki bu duygular, isinir icim yeniden, yasamaktan isinir sicacik olur. Gel sevgili Mayis ve yesillendir yeniden otlari soyle bira sisesi yesilligince, soyle Evelyn yesilligince. Soyle Evelyn, soyle!"
https://gaiadergi.com/wp-content/upl...Borchert-1.jpg
"Und Evelyn singt. Komm lieber Mai und mache, singt Evelyn und hält meine graskalte Hand mit den Knien. Komm lieber Mai und mache die Gräber wieder grün. Das singt Evelyn. Komm lieber Mai und mache die Schlachtfelder bierflaschengrün und mache den Schutt, den riesigen Schuttacker grün wie mein Lied, wie mein schnapssüßes Untergangslied. Und Evelyn singt auf der Bank ein heiseres hektisches Lied, daß mir kalt wird. Komm lieber Mai und mache die Augen wieder blank, singt Evelyn und hält meine Hand mit den Knien. Sing, Evelyn, sing mich zurück unters bierflaschengrüne Gras, wo ich Sand war und Lehm war und Land war. Sing, Evelyn, sing und sing mich über die Schuttäcker und über die Schlachtfelder und über das Massengrab rüber in deinen süßen heißen mädchenheimlichen Mondrausch. Sing, Evelyn, sing, wenn die tausend Kompanien durch die Nächte marschieren, dann sing, wenn die tausend Kanonen die Äcker pflügen und düngen mit Blut. Sing, Evelyn, sing, wenn die Wände die Uhren und Bilder verlieren, dann sing mich in schapsgrünen Rausch und in deinen süßen Weltuntergang. Sing, Evelyn, sing mich in dein Mädchendasein hinein, in dein heimliches, nächtliches Mädchengefühl, das so süß ist, daß mir heiß wird, wieder heiß wird von Leben. Komm lieber Mai und mache das Gras wieder grün, so bierflaschengrün, so evelyngrün. Sing, Evelyn."
20. yuzyilin en onemli Italyan filozof, tarihci, politikaci, edebi elestirmen ve yazar Benedetto Croce’nin dogum yildonumu (20 Kasim 1952)
https://www.lacooltura.com/wp-conten...to-Croce-1.jpg
https://www.frasi-celebri.net/images...e0d2105a13.jpg
“Sanat soz konusu oldugunda, en yalin bicimde soyle yanitlayabilirim hemen: Sanat bir gorus ya da sezistir. Sanatci bir imge ya da resim uretir. Sanattan tat alan biriyse yuzunu sanatcinin ona gosterdigi yone cevirir ve kendisi icin acilmis olan delikten bakarak, kendinde sanatcinin imgesini olusturur.”
Amerikali aktris (Mary Cathleen Collins) Bo Derek'in dogum gunu (20 Kasim 1956)
https://www.ecodelcinema.com/wp-cont.../Bo-Derek1.jpg
https://assets.catawiki.nl/assets/20...ce96ef4a32.jpg
https://o.aolcdn.com/images/dims3/GL...re-id698728682
Turk sarkici ve soz yazari (Fazli Teoman Yakupoglu) Teoman'in dogum gunu (20 Kasim 1967)
https://thumbs.gfycat.com/PlasticPow...restricted.gif
https://youtu.be/A6L-cTnZei8
Italyan senarist, (Tatli Hayat, 8½, Sonsuz Sokaklar, Cabiria'nin Geceleri, Aylaklar gibi filmlerin senaryolarini yazmistir) yazar, gazeteci, mizahci, film elestirmeni ve oyun yazari Ennio Flaiano'nun olum yildonumu (20 Kasim 1972)
https://www.libriantichionline.com/u...525027395.jpeg
https://i.pinimg.com/originals/c1/e9...ee4aed43b3.png
"Ask mi? Belki birbirmizi pek iyi tanimadigimiz kisa bir zaman suresince"
Italyan yazar Enrico Brizzi'nin dogum gunu (20 Kasim 1974)
"Aidi eninde sonunda herkesin iyi olduguna ve ilgi gormeyi hak ettigine inaniyor, beni gulumsetip icimde tatli hisler uyandiriyor, agaclar arasindaki o masal evinde herkesi seven o hali beni azicik kiskandiriyor, ben ise Taxi Driver ve varoluscu."
https://images-eu.ssl-images-amazon....1OpQeXVyrL.jpg
"Aidi crede che in fin dei conti tutti siano buoni e degni d’attenzione, e a me fa sorridere e miriempie anche di una gran dolcezza, e un po’ mi fa invidia, nella sua casa magica nel bosco,ché vuole bene a tutti, e io, invece, Taxi Driver ed esistenzialista."
"Bay Alex D.’nin manyetik arsivinden final macini birlikte izledik. Mac arasinda spagetti yedik. Danimarka kazandi. Oyuncular formalarini degistirirken biz birbirimizi kucakladik, odayi tilsimli bir hava kaplamisti. Aidi yuzume bakti, sonra iyice sokulup gozlerini yumdu. Olmayacak seyler oldu. Ardindan, yaniti olmayan bilgece sorulardan, Budist rahiplerden, Amerika’dan, Pogues toplulugundan, son gecemizde neler yapacagimizdan, kiskancliktan ve uzakliklardan konustuk."
https://images-na.ssl-images-amazon....1Y1xEfaW3L.jpg
"Dall’archivio magnetico del signor Alex D. Ce la siamo guardata insieme, la finale. Conspaghetti nell’intervallo. Be’, ha vinto la Danimarca. Ci siamo abbracciati, mentre i giocatorisi scambiavano le maglie, e c’era una certa magia, nell’aria. Aidi mi ha guardato e poi hachiuso gli occhi a tre centimetri da me. Stavano succedendo delle cose impossibili. Poiabbiamo parlato dei koan, dei monaci buddhisti, dell’America, dei Pogues, di cosa faremol’ultima sera, della gelosia e della lontananza."
Yunanistan dogumlu Italyan ressam Giorgio de Chirico'nun olum yildonumu (20 Kasim 1978)
The Enigma of an Autumn Afternoon, 1910
https://i.pinimg.com/originals/75/f9...199330bad3.jpg
Mistero e malinconia di una strada, 1914
https://www.paviafree.it/images/stor..._chirico_1.jpg
Ingiliz hard rock grubu Whitesnake, 5.studyo albumu Saints & Sinners'i 20 Kasim 1982'de Geffen/Warner Bros. (Amerika), Polydor (Japonya) ve Liberty (diger ulkeler) etiketleriyle piyasaya surdu.
https://www.udiscovermusic.com/wp-co...-Cover-530.jpg
1984 yilinda En Iyi Film Akademi Odulu alacak olan, Larry McMurtry’nin romanindan uyarlanan, James L. Brooks’un yonettigi, Shirley MacLaine, Debra Winger ve Jack Nicholson’in rol aldigi komedi-drama Sevgi Sozcukleri (Terms of Endearment - Voglia di tenerezza), 20 Kasim 1983 tarihinde New York’ta gosterime girdi.
https://images-na.ssl-images-amazon....xMDE@._V1_.jpg
Pakistanli sair ve yazar Faiz Ahmed Faiz'in olum yildonumu (20 Kasim 1984)
https://www.poemhunter.com/i/poem_images/957/ghazal.jpg
Seni ask nedeniyle sucluyorum, hepsi bu
Bu bir yergi degil, ama bir ovgu, hepsi bu
Gonlum hoslanir suclayan sozcuklerinden
Ey sevgililer sultani, onlar soyler adini, hepsi bu
Eglendiysem eglendim, bu bir suc degil
Gonlumun bosa gecen zamani, umitsiz bir ask, hepsi bu
Umudu yitirmedim, yalnizca bir savas, hepsi bu
Uzayan acilarin gecesi, ama yalnizca bir gece, hepsi bu
Zamanżn pencesi duzenleyemez yazgimi
Zamanżn pencesinin duzenledigi yalnizca gunun ani, hepsi bu
Kesinkes bir gun gelecek, gercegii gorecegim
Guzel sevgilim bir tulun ardindadir, hepsi bu
Gece genctir, Faiz baslar bir gazel soylemeye
Duygularin firtinasi coskuya batik, hepsi bu
Barbra Streisand, Richard Dreyfuss ve Maureen Stapleton'in basrollerini paylasrigi drama-gerilim Cetin Ceviz (Nuts - Pazza), 20 Kasim 1987'de gosterime girdi.
https://m.media-amazon.com/images/M/...4,1000_AL_.jpg
Italyan yazar Leonardo Sciascia'nin olum yildonumu (20 Kasim 1989)
https://pbs.twimg.com/media/EJz-n2RX...jpg&name=small
"Bir sey sormama izin verir misiniz?... Sonra bir sey daha soracagim, baska bir konuda... Kopya cektigim icin, Italyanca odevlerimde bana hep uc verirdiniz. Ama bir kez bes verdiniz. Nicin?"
"Cunku daha akli basinda bir yazarin kitabindan kopya etmistiniz."
Savci bir kahkaha atti. "Italyanca! Evet, Italyancam oldukca zayifti. Ama bu pek engellemedi ilerlememi, gordugunuz gibi Cumhuriyet savcisi oldum."
"Italyanca degil, aklini kullanmak onemlidir. Daha az Italyancayla belki daha da yuksek bir mevkiye gelirdiniz."
Espri acimasizdi. Savcinin rengi atti. Ve SIKI bir sorgulamaya giristi.
Leonardo Sciascia, Basit Bir Olay
https://4.bp.blogspot.com/-KZ16m9db6...lostellato.jpg
"Posso permettermi di farle una domanda?" Poi gliene farņ altre, di altre natura. "Nei componimenti di italiano lei mi assegnava sempre un tre, perché copiavo. Ma una volta mi ha dato un cinque: perché?"
"Perché aveva copiato da un autore pił intelligente."
Il magistrato scoppiņ a ridere. "L'italiano: ero piuttosto debole in italiano. Ma, come vede, non č poi stato un gran guaio: sono qui, procuratore della Repubblica."
"L'italiano non č l'italiano: č il ragionare" disse il professore. "Con meno italiano, lei sarebbe forse ancora pił in alto."
La battuta era feroce. Il magistrato impallidģ. E passņ a un duro interrogatorio.
https://quotes.frasix.it/7369.jpg?w=735
"Gercek, bir kuyunun dibindedir. Kuyuya bakarsaniz, gunesi ya da ayi gorursunuz, ancak iceri atlarsaniz artżk gunes ya da ay yoktur; gercek oradadir."
Amerikali yazar, yapimci, senarist ve yonetmen (John) Michael Crichton, Jurassic Park romanini 20 Kasim 1990'da yayinci Alfred A. Knopf araciligiyla New York'ta yayimladi.
https://pictures.abebooks.com/LEGENDS1/22630988747.jpg
https://media.giphy.com/media/Ye2Rt77sgEAow/giphy.gif
Amerikali hard rock grubu Cinderella, 3. studyo albumu Heartbreak Station'i 20 Kasim 1990'da Mercury Records (Amerika) ve Vertigo Records (Avrupa) etiketleriyle piyasaya surdu.
https://pbs.twimg.com/media/DscycAtWkAAXYUg.jpg
Macaulay Culkin, Joe Pesci ve Daniel Stern'in basrollerini paylastigi komedi Evde Tek Basina 2 (Home Alone 2: Lost in New York - Mamma, ho riperso l'aereo: Mi sono smarrito a New York), 20 Kasim 1992'de Amerika'da vizyona girdi.
https://pbs.twimg.com/media/Dscl4YoUwAIHnUb.jpg
https://media.giphy.com/media/DxaH6P7nJxIli/giphy.gif
https://i.gifer.com/37iR.gif
Abel Ferrara'nin yonettigi, Harvey Keitel, Brian McElroy ve Frank Acciarito'nun basrollerini paylastigi suc-drama-gerilim Kotu Polis (Bad Lieutenant - Il cattivo tenente), 20 Kasim 1992'de Amerika'da vizyona girdi.
https://m.media-amazon.com/images/M/...zNDI@._V1_.jpg
Will Smith, Gene Hackman ve Jon Voight'un basrollerini paylastigi aksiyon-suc-gizem Devlet Dusmani (Enemy of the State - Nemico pubblico), 20 Kasim 1998'de Amerika ve Singapur'da vizyona girdi.
https://m.media-amazon.com/images/M/...6,1000_AL_.jpg
Amerikali sarkici ve soz yazari (Prince Rogers Nelson) Prince, 24.studyo albumu The Rainbow Children'i 20 Kasim 2001'de NPG ve Redline Entertainment etiketleriyle piyasaya surdu.
https://blog.thecurrent.org/wp-conte...ncerainbow.jpg
Pierce Brosnan ve Halle Berry’nin basrollerini ustlendigi, 20.James Bond filmi Baska Gun Ol (Die Another Day - La morte puņ attendere), 20 Kasim 2002 tarihinde Amerika'da vizyona girdi.
https://images-na.ssl-images-amazon...._SX668_AL_.jpg
Amerikali yonetmen, senarist ve yapimci Robert Bernard Altman'in olum yildonumu (20 Kasim 2006)
https://www.indiewire.com/wp-content...ert-altman.jpg
https://theplaylist.net/wp-content/u...tman-films.jpg
Werner Herzog'in yonettigi, Nicolas Cage, Eva Mendes ve Russell M. Haeuser'in basrollerini paylastigi Kotu Dedektif (The Bad Lieutenant: Port of Call - New Orleans - Il cattivo tenente - Ultima chiamata New Orleans), 20 Kasim 2009'da Amerika ve Kanada'da vizyona girdi.
https://m.media-amazon.com/images/M/...6,1000_AL_.jpg
Amerikali Psisik konular yazari Sylvia Browne’nun olum yildonumu (20 Kasim 2013)
“Itibarinizi zedelemeye calisan insanlar olabilir. Bu elbette sizin caninizi acitacaktir ancak yapmaniz gereken, durumun gecici oldugunu dusunup ileriye bakmaktir. Onemli olan, diger insanlarin soylediklerinden ve dusunduklerinden cok, sizin kendinizle ilgili bildiginiz gerceklerdir.”
https://images-na.ssl-images-amazon....1Y6LWC4tkL.jpg
“People may try to ruin your reputation and this can hurt. But remember, it can only hurt your feelings. The world will forget, so don't hold on to bad publicity or what other say. You know the truth, so let the rest of it go.”
Irlandali roman, kisa oyku ve oyun yazari William Trevor'in olum yildonumu (20 Kasim 2016)
"Yaz gelmisti. Rathmoye Kasabasi her zamanki gibi issiz ve sessizdi. Farkli bir sey yoktu. Bu nedenle, bisikletli bir yabancinin, Mrs. Connulty`nin cenazesinde acili ailenin fotograflarini cekmesi gozden kacmadi. Oysa Florian Kilderry, kasabanin yarisinin Connulty`lere ait oldugu soylentisinden habersizdi. O sadece Rathmoye`daki yanmis sinemanin fotograflarini cekmeye gelmisti. Kasabanin birkac kilometre disinda hayatini surduren iyi niyetli ciftci Dillahan, bir kaza sonucu karisinin ve cocugunun olumune sebep oldugunu bir turlu aklindan cikaramiyordu. Yeniden evlenmisti. Hayati, manastirin kimsesizler yurdunda gecen Ellie, Dillahan dul kaldiginda calismak icin ciftlige gelmis, sonra da ne oldugunu bile anlamadan onun karisi olmustu. Bir gun, o ana dek hic tatmadigi ve tanimadigi aski Florian Kilderry`de buldu. Florian`in Irlanda`yi terk etme planlarina ragmen aralarinda tehlikeli ve tarifsiz bir ask basladi. Ve iste o uzun yaz, Ellie, Florian ve bu kucuk Irlanda kasabasinin tutkulari tehlikeli bir sekilde dikkatsizce baglanmaya basliyor."
https://images-na.ssl-images-amazon....1lSwBEALiL.jpg
"It's summer and nothing much is happening in Rathmoye. So it doesn't go unnoticed when a dark-haired stranger appears on his bicycle and begins photographing the mourners at Mrs. Connulty's funeral. Florian Kilderry couldn't know that the Connultys are said to own half the town: he has only come to Rathmoye to photograph the scorched remains of its burnt- out cinema. A few miles out in the country, Dillahan, a farmer and a decent man, has married again: Ellie is the young convent girl who came to work for him when he was widowed. Ellie leads a quiet, routine life, often alone while Dillahan runs the farm. Florian is planning to leave Ireland and start over. Ellie is settled in her new role as Dillahan's wife. But Florian's visit to Rathmoye introduces him to Ellie, and a dangerously reckless attachment begins."