Virmanlanabiliyor diye duymuştum, sanırım @british virmanlamıştı. Ama hangi banka ne gibi bir zorluk veya maliyet çıkarır. (veya ücretsiz halleder) biraz muamma.
Printable View
Birkaç cevap...
Garanti: gelen döviz havale maliyeti %0.60, min 28$ max $160. sitesinde yazıyor; tüm büyüklerde yazar.
Swift: uluslararası mesaj kodu, dolara has bir şey değil. konvertibl pek çok döviz swift mesajı ile yollanır ancak yol aldığı sistem parasının merkez bankası (ve muhabir bankalarıdır)
Tahvil virmanı: Her tür tahvil (maliyetine katlandıgınız sürece) yurtiçi ve yurtdışı saklayacılara virmanlanabilir.
-Tahvil virmanı maliyeti kabaca hangi aralıkta dalgalanır? (min maks)
- Garanti bankasında CG37 tahvili için diğer bankalara göre (iş yatırım da dahil) çok daha düşük bir fiyat vardı. Hatta Lüksemburgtaki borsada en düşük fiyat dün 88.58 gözüküyordu. O fiyatın da altına almam mümkün oldu (88.50 temiz)
(zamanlama olarak TEB (89.5) ve işbankasının (89.3) fiyatı aynı anlık, işyatırım (89.1) ve lüksemburg borsasının (88.58) dünkü fiyatlardı)
Garanti bankası eurobond işlemlerinde tahmin ettiğimden daha büyük bir hub olabilir mi?
Ben hep işbankası ve işyatırıma konsantre oldum . Ama son aylarda bu ikisinin fiyatlarının daha az rekabetçi olduğunu görüyorum.
arkadaslar US900123AL40 ve US900123CY43 arasında kaldım almak için https://www.vakifbank.com.tr/Default.aspx?pageID=2378 sitesinden hesaplama yatıgımda kupon ödemelerinde ucurum var bu işten çok anlamıyorum bir bilen anlatabilirmi...
AL40'ın getirisi hafifi yukarı gibi gözükse de getiri anlamında aralarında uçurum yok.
Ancak çok cüzzi daha fazla getiriyor gibi gözüken AL40'ı alırken çok dikkatli olmak gerekir. Zira eğer üst vergi dilimine giriliyorsa (%35 %40 lık dilim) o zaman AL40'ın efektif getrisi keskin düşüş gösterir. Ve CY43 çok avantajlı hale gelir.
Eurobond basit bir enstruman değil ve vergilendirmesini de efektif getiri hesabına dahil etmek gerekir.
NOT: Kısaca eğer yıllık kupon faizi ve diğer gelirler (kira, şirket temmettü ödemesi v.b) 1 yıl içinde 40.000TL'yi geçecekse kesinlikle CY43 çok daha avantajlıdır. AL40 çok dezavantajlı duruma düşer.
Ayrıca kıymetin ne kadar elde tutulmak istendiği de bir parametredir.
Ekleme:AY40 değil AL40 olacaktı düzelttim.
çok teşekkürler...
bu hesabı anlamadım :Sad:
maksat yıllık kupon gelirinde beyan sınırının altında kalmaksa hesabını yapıp o miktarda alırsınız olur biter. ha iskontosu ne kadar fazlaysa vade öncesi satışta ya da vade sonunda oluşacak vergiden bahsediyorsak o ayrı bir konu. tabi ayrıca 2040-45 lere mevzuat kaç kere, ne kadar değişir, değişir mi, geriye dönük mü değişir o bilinmez.
bir de 2020 için 49 bin tl olan limit yerine 40 bin demenizi de anlayamadım. bir ara bu konu burada tartışılıp 40 bin değil "hala" 49 bin olduğu kanaatine varılmıştı.
ben mi bir şeyleri atlıyorum. bilemedim..
Ben 40.000TL'yi ihtiyat akçesi ile hesaplıyorum. 49.000TL olursa kötü olmaz tabi. Ama Maliye'nin çok dengesiz ve öngörülemeyen uygulamaları var. Mart ayında süpriz ile karşılaşmak mümkün. Maliyeden bir mütalaa gelirse o zaman 49.000TL olarak hesaplayabilirim.
Beyan sınırı olayı ise şu. Eğer kişinin genel gelir seviyesi yıllık 40/49kTL üzerindeyse AL40 çok uygun bir ürün değil demek istiyorum. Yani kira geliri, temettü v.b gelirleri varsa ve 40/49kTL üzerindeyse ya da yakınındaysa AL40'tan ne kadar aldığının önemi kalmaksızın net efektif faiz oranı ciddi bir düşüş gösterebilir.
Örneğin %40'lık vergi dilimine giren bir mudi için net efektif getiri %4.3'lere kadar gerileyebilir. Halbuki CY43 için bu oran çok daha avantajlı. Zira AL40'ın anapara zararını kurtarmak için alınacak %11.875'lik oran ciddi bir vergiye tabi iken , CY43'te itfada anapara zararı o denli fazla olmadığından aynı oranda vergiden etkilenseler dahi verginin anaparayı kurtarmaya olan olumsuz etkisi o kadar dramatik olmayacaktır.
Evet bu doğru ancak birisinde her sene yüksek vergi diliminden ödeme yaparken diğerinden vade sonunda bir kerelik bir ödeme yapılıyor.
Tüm bunlar kişinin nakit akışı ve vergi optimizasyonuna göre değişen detaylar.
Ben şahsi olarak AL40'a uzun vadeli tutmak açısından olumlu bakmıyorum. Kısa vadeli al sat amaçlı olarak ta yurt içi mudilerin vergisel kısıtlamaları var. Eurobond'ta hızlı sık ve kısa vadeli trade o nedenle biraz da yabancı veya kurumsal yatırımcıların işi.
Merhaba,
Yanlış bilmiyorsam, temiz fiyatı 100'ün üstünde olan bonolarda, bu fazlalık kalan kupon sayısına bölünerek vergi matrahından düşülebiliyor, bu sebeple AL40'ın ciddi dezavantaj oluşturmaması gerekir diye düşünüyorum.
https://www.hisse.net/topluluk/showt...19#post2453319
https://www.hisse.net/topluluk/showt...09#post2457309
Bu postların olduğu sayfalarda bu konu tartışılmış, ben de buradan öğrenmiştim.
Fazla fiyat tüm kuponlara eşit bölüneceği için son yıl değil, her yıl avantaj sağlayacaktır. Örnek olarak şu an AL40 temiz fiyatı 132,5 olsa, kalan kupon sayısı 19 olduğu için kupon başına vergi matrahı 11,875/2-32,5/19 olmalıdır. Ayrıca itfada ilave bir vergi olmayacaktır. Temiz fiyatı 100'ün altında olan bonolarla karşılaştırırken bunların da dikkate alınması gerekir bence.
Nominalden pahalı alınan eurobondlarda, alınan fiyatla nominal arasındaki fark, itfa tarihine kadar olan her kupon faizi beyanından eşit düşülmüyorsa güzel zarar edilir.
Düşülüyorsa senelik net %4,7 gibi bir getiriye ulaşılır. (hesaplama AL40 için %31 net vergi ödemesinden yapılmıştır, senelik toplam gelirin 350bintl olduğu farzedilmiştir) Düşülmüyorsa çok kötü.
Ancak maliye bakanlığı kardeşim ben onu bunu anlamam sadece ilk aldığın sene düşersin derse ki nette okuduğum bir kaynak ilk aldığınız sene düşebilirsiniz demiş, şu anki oranlara göre nominali 106'yı geçen eurobondlar alınmamalı.
Bu çok önemli bir mevzu, bir özelge ya da maliye bakanlığının net açıklaması olmalı. Yoksa ne kadar çırpınsak da kanunda yeri net olarak yoksa, yoruma dayalıysa o vergiler ödenmek durumunda kalır.
Maliye bakanlığı biri özelge talebinde bulunmazsa bu konuda açıklama yapmaz çünkü bu genelgeçer bilgi olursa daha az vergi toplanır. Bu sebeple coğu vergi rehberinde bundan bahsedilmez. Okuduğunuz kaynağı ya siz yanlış anladınız ya da kaynak yanlış. Bu konuda yeteri kadar kaynak var ve uygulama Sn. favonian'ın anlattığı gibi.
Beyan sınırı:
2019'da elde edilen gelirler için 40.000 TL (2020 martında beyan edilen)
2020'de elde edilen gelirler için 49.000 TL (2021 martında beyan edilecek)
2021'de elde edilen gelirler için olanı 3 Kasımda (ya da enflasyon hangi günde açıklanacak olursa) yazarım.
Öncelikle kaynağın maliye bakanlığı olması şart. Uygulama böyle gibi bir dayanakla gidilirse, vergi ziyaı, gecikme cezaları ile birlikte katmerli ceza yenir. Maliye de vergi cezaları ile muhatap olanlar bilir ki 2 kez muhatap kalmış biriyim.
Cezayı keser elinize verirler, itiraz ederseniz kanun böyle derler.
Bunun için yapabileceğiniz tek şey yoruma bağlı olmayan kanunu ya da maliye bakanlığı genelgesinde açık açık net olarak ifade edilmiş yazıyı, mesala şöyle bir yazıyı: "nominalden yüksek fiyata alınmış eurobondların, nominal ile alınan fiyat farkı, itfa tarihine kadar ödenen her kupon faizinden x tarihindeki kur fiyatından hesaplanmak suretiyle, eşit olarak düşülerek beyan edilir" müdüre göstermeden o cezadan kurtulamazsınız.
Yoksa hakkınızı vergi mahkemelerinde aramak durumunda kalırsınız ki kazanmanız da imkansız gibi bir şey olur kanun yoksa. Benden söylemesi.
primli bond; nominali 100' den pahalı eurobond neden alınmasın? ana para için ek vergi zaten doğmaz ki, ana para karı yok burda, itfada ana para kur artışı istisnasından yararlanır geçer. yoksa ben mi yanlış anlıyorum?
iskontolu eurobond' larda bu ek vergi durumu olmuyor mu; ana para karı olarak, itfada.
örnek, Xadet(*)900' e alındı, itfada X adet(*)1.000 dolar ödendi anapara. X(*)100 usd ana para karı itfada -zaten öncesinde ortada yok- beyan edilip o günkü kurdan vergi hesaplanmayacak mı?
O yazdıklarım kafa karıştırmasın, yok sayabilirsiniz. 100 nominali olan bir eurobondu 132'ye aldığımızda, aradaki 32 birim farkın kuponlardan düşülememesi sebebiyle yazdığım bir şeydi.
Ancak Sn Epicurist maliye bakanlığı tebliğ sayılarını verdi, kendisine teşekkür ederim.
257 no'lu tebliğin
2.4.1.7. Tahvil alış bedelinin itfa bedeli ve işlemiş faiz tutarının üzerinde olması
ve
2.4.1.9. Yabancı para cinsinden ihraç edilen menkul kıymetler veya diğer sermaye piyasası araçları
maddelerini birlikte çalıştırdığımızda aradaki farkı eşit olarak kalan kupon sayısına bölerek düşebiliyor olduğumuzu görüyoruz. Doğru hesaplama için aşağıdaki tebliğdeki örnek hesaplama incelenmelidir:
257 no'lu tebliğ:
https://www.mevzuat.gov.tr/mevzuat?M...evzuatTertip=5
Ancak 2005 tarihli bu genelgenin üstüne yeni genelge getirilmiş olup olmadığı da önemli. Zira geçen 15 yılda, daha çok vergi alabilmek adına yukarıdaki mahsuplaşmanın kaldırıldığına dair bir satırlık yazı yeterli.
Forumda bu konuyu derinlemesine araştırmış arkadaşlarımızın değişiklik yapıldığı yönünde bir beyanı olmadığını da göz önünde tutarak, ama yine de temkinli olmak kaydı ile tebliğin 67. maddesi hariç eurobond'u ilgilendiren diğer maddelerinin devam ettiğini kabul edebiliriz.
Rica ederim. Üşenmeyip okuduğunuz için ben teşekkür ederim. Bu başlıkta bu konu 3-4 ayda bir konuşulur, sizi de saflarımıza katmış oluruz. 257 nolu tebliğde belirttiğiniz bölümünde "kuponlu tahvil" olarak belirtiyor. Kuponlu tahvil tabiri tüm tahvilleri kapsamasına rağmen örnek TL cinsinden verildiği için başlıkta acaba eurobondu kapsar mı diye şüpheye düşenler olmuştu.
O zaman da bu düşünülmüş olmalı ki 258 nolu tebliğin 5.2 maddesinde:
"Vergi uygulaması bakımından, Hazine tarafından yurt dışında ihraç edilen menkul kıymetler de
(Eurobond) Devlet tahvili ve Hazine bonosu gibi değerlendirilmektedir."
yazmaktadır.
Tebliğler geçerliliğini yitirebilir tabii ki, genelde bu durumda mevzuat sayfasından kaldırılıyor.
Yine de emin olmak için içinde eurobond kelimesi geçen genelgeleri arattırmak mümkün, ben arattırılmış halinin linkini veriyorum:
https://www.gib.gov.tr/search/node/e...ype%3An_teblig
257, 258 haricinde, 279 nolu var şirketlerin/bankaların eurobondunun stopajı ile ilgili, diğerleri de varlık barışı ile ilgili.
"Kuponlu tahvil" olarak arattırırsak 257 haricinde genelge çıkmıyor.
Bunun dışında Mehmet Bingöl'ü takip etmek lazım görüşündeyim.
Bu kişi eski vergi müfettişi olduğu için verdiği bilgiler birinci elden. Kendisi aynı zamanda Akbank'ın vergi danışman(ilk cümlede yazıyor):
https://www.akbank.com/tr-tr/genel/S...i-rehberi.aspx
Konu ile ilgili son yazısı burada :
https://www.finansgundem.com/yazarla...yazisi/1500070
Kendisi de eski vergici olduğu için itfa gelirine yazı içinde, itfa zararına ise sadece soru cevap bölümünde değiniyor.
İtfada vergi yok ama benzer getirideki eurobondlarda primi kuponlardan düşemeseydiniz vergi açısından, Sn. Turnike'nin belirttiği gibi, dezavantajlı olurdu. Primli eurobondlar itfadaki zararı karşılamak için (benzer getirisi olan)iskontolu eurobonda göre daha fazla yıllık faiz verirler.
Yani kabaca, getiri benzer ise:
görece düşük faiz + itfa geliri = görece yüksek faiz + itfa zararı oluyor.
Aslında yukarıdaki gibi tam bir eşitlik yok ama 3 aşağı 5 yukarı olarak düşünün.
Dün konuşulan al40 ve cy43 bonolarında aynı yatırım tutarı($, nominal değil) için biri 9000 dolar civarı yıllık kupon faizi verirken diğeri 6000 dolar civarı veriyor. Aradaki 3000 doların vergisini verirseniz primli eurobond dezavantajlı olur, çünkü bu reel bir kazanç değil itfa zararının telafisi. Kazanmadığınız paranın vergisini vermiş olursunuz.
Tabi ki, Sn. Turnike alternatifine göre zararlı çıkılabilir demek istediğini -ki bu da vergi mevzuatı açısından elbette- belirtince karışıklık kalmadı benim açımdan da. Öte yandan primli bond' un primli olma sebebi zaten kuponunun yğksek olması diyebiliriz.
Bence eurobond yatırımı için en büyük sıkıntı yerli yatırımcı için iskontolu bond'larda mevcut. zira ana para ödemesinde kur artışı ile yi-üfe arası farkın, son yıllarda sık yaşadığımız kur şoklarının sebebiyle çok ciddi açılması (birikim ile önümüzdeki uzun senelerde daha da artması) işten değil; fark açıldı bile. sahip olunan, iskontolu alınmış tahvillerde itfa tarihine kadar beklense bile iskonto miktarına göre kur artışının da ciddi bir kısmı için vergi yükümlülüğü doğacak gibi. Bilmem katılır mısınız?
Sn.feanorrin,
Diyelim 10.000 dolar nominallik eurobondu 9.000 dolara aldınız. İtfa yılında 1.000 dolar + kupon(lar) faizi, itfa günündeki kurdan TL'ye çevrilir bu da sizin matrahınız olur.
İtfa geliri değer artış kazancı değildir, menkul sermaye iradıdır, onun için üfe endekslemesi ile işi yoktur.
Konu ile ilgili en doyurucu yazı (4 ve 5. paragraf):
https://www.fortuneturkey.com/yazarl...ndirilmesi-101
İtfa tarihine kadar beklerseniz kur artışının vergisi verilmiyor. Örnekle açıklarsak:
CG37 eurobond'unu pazartesi günü 88,67 fiyat endeksinden, 88.670 USD'lik temiz (birikmiş faizi içermeyen ) fiyattan aldığınızı farzedelim.
İtfa tarihi: 17.02.2045, bu tarihe kadar beklediniz. Bu tarihte 100.000 USD +kupon faizi hesabınıza geçecek.
Kar: 100.000-88.760=11.240 USD. + kupon faizi olan 3.315 USD= 14.555 USD
Dolarların hesabınıza geçtiği günün TCMB alış kuru ile yani 17.02.2045 tarihinin kuru ile 14.555 USD'yi çarpıp TL cinsinden vergi beyannamesini 31 mart 2046'ya kadar verecek, mart 2046'da 1. taksit, temmuz 2046'da 2. taksit olmak üzere ödemeniz gerekecek.
Sizin bahsettiğiniz durum CG37 örneği için 2045 yılını beklemeden yapılan satışlar için geçerlidir. İtfa tarihinden önce yani 17.02.2045 tarihinden önce yapılan satışlarda kur farkının, yi-üfe oranından arındırılmış halinin vergisi veriliyor.
Hatam varsa uzman arkadaşlar düzeltebilir.
Üfe'nin dolar kurunu takip edememesi beyan sınırının tespitinde kullanıldığı için tüm eurobondlar için sorun, bunun üstüne yuvarlama ve kesir atma gibi yöntemlerle üfe artışı da kuşa çevriliyor.
Konu ile ilgili şöyle bir tablo hazırlamıştım:
https://i.hizliresim.com/JAJhmQ.png
2020 için 66.400 TL olması gereken beyan sınırı 49.000 TL. Bundan sonra üfe daha da kötü takip edeceği için olması gereken ile olan farkı açılacaktır.
haklısınız, ben alış fiyatı ile itfadaki ana para ödemesi farkını (örneğinizdeki 1.000 dolar) mantıken anapara karı olarak düşünerek hata yaptım; vergi mevzuatı açısından böyle sayılmıyor; sağolsun, hata yaptırmak için de az uğraştırmıyor. yazanların eline sağlık, az uğraşmamışlar. :) düzelttiğiniz için teşekkürler.
öte yandan sonuçta bu durum iskontolu tahviller için daha da ciddi bir kur artışı vergilendirmesi (dolaylı yoldan) dezavantajı yaratmış olmuyor mu itfada? çünkü primli tahvilin öyle ya da böyle görece yüksek kupon ödemelerimde vergi hesaplanırken kabaca prim tutarı / kupon sayısı olarak bir indirim de mümkünken iskontolu eurobond için itfa tarihinde iskonto tutarı kadar bir ek vergi doğacak ve belki bu önemli tutar itfa dönemi yılı için vergi basamağını bile -bence anlamsız- yukarı taşıyacak, sadece vergi doğurması bile dezavantaj iken. şöyle hayali bir örnek versem; (hepsini %40 g.vergisi dilimine giriyor ve kur değişmiyor varsayımı ile hesaplayarak)
95.000usd bedel karşılığı itfasına 364 gün kalmış, %1+%1 senede iki kupon ödemeli tahvilden almış ve itfaya kadar beklemiş olsak. senelik vergi öncesi getiri kabaca %7.3. kupon gelirleri (2 bin $) için %40 = 800usd -o günkü kurdan- vergi + ek olarak 5.000$(*)0.4=2.000$ daha vergi hesaplanacak. itfada toplam olarak elimize 102.000$ geçti ve 2800$ vergi ödendi.
... 99.200$. yaklaşık bir senede %4.44 vergi sonrası getiri.
yine hayali alternatifi: 102.500 usd karşılığı itfasına 364 gün kalmış, %5+5 kupon ödemeli tahvilden alıp itfayı beklemiş olsak. senelik vergi öncesi getiri kabaca %7.3. kupon gelirleri için 10.000$*0.4 = 4.000 -2500=1500 $. yani elimize 110.000$ geçti ve 1500 dolar vergi hesaplandı.
... 108.500$. yaklaşık bir senede %5,85 vergi sonrası getiri.
ciddi bir avantaj mevcut gibi, eğer kritik hata/hatalar yapıyor isem bu varsayımda, düzeltirseniz sevinirim.
(gönderiyi dğeiştirdim iki sefer, kendi hatamı farkettim, kusura bakmayın)
İskontolu tahvilin belirttiğiniz üzere itfada bir dezavantajı var, özellikle itfa geliri yüklü miktarda ise.
Abd vergi sistemi ile bizimkinin tek farkı onlar itfa gelirini itfa zararı gibi kupona adedine bölüp tahsil ediyor.
Bizim vergi sistemi tahsil bazlı olduğu için geliri elde etmeden vergi çıkartmıyor. Burada bir dezavantaj oluşturuyor.
Kupon başına düşen miktarı vergiden düşülmez matrahtan (yani vergiye konu olan gelirden) düşülür.
Örneğinize bakarsak 10.000 - 2.500 = 7.500 X 0.4 =3.000 vergi olmalı
110.000 elinize geçen 3.000 vergi, 107.000 vergi sonrası gelir, 107.000/102.500, %4,39 vergi sonrası getiri.
evet, haklısınız.tekrar teşekkürler. fark kapandı, tabi bu varsayım için son zamanlarda olduğu gibi kur hızlı artıyor olsaydı itfadaki verginin boyutu haksız artacaktı diyebiliriz o halde. alış maliyetinde kur 5, ilk kuponda 5,75 , itfada 6,5 olsa gibi. aynı sene martında beyan edilecek gelirler için kurun tırmandığı dönemde verginin çoğunu itfadaki kur yerine öncesinde; kupon tarihinde hesaplamak daha karlı olacaktı.
" Çalışmaya göre büyümeyi en azdan en fazlaya etkileyen vergileri şöyle sıralanıyor: Taşınmaz varlık vergileri, tüketim vergileri, kişisel gelir vergisi, kurumlar vergisi."
https://vergialgi.net/turk-vergi-sis...ar-destekliyor
Katılmadığım yönleri var ama okumaya değer.
paylasiminiz icin tesekkurler. global olarak "servet vergilendirmesi" duydugum an tuylerimi urperten bir soylem. ozellikle populist siyasetcilerin yonetiminde kolayca karsi tarafi cezalandirma ve populer baz olusturma amacli kullanilabilecek bir uygulama.
bizdeyse bence en buyuk sorun vergi toplama disiplininin olmamasi. tum mukelleflerden guzelce vergi toplanabilse otv gibi bir garabeti buyuk oranda ortadan kaldiririz diye dusunuyorum ama onda da en buyuk engel turkiyenin koku osmanliya dayanan muhafazakar(kendi cikarina yonelik korumaci anlaminda) esnaf ve populist sag siyaset erbabi koalisyonudur. vergi kaciran taksi plakasi sahipleri, kuyumcular, tuccar ve benzerleri bu millete en buyuk zarari vermektedir. orta vadede bir ihtimal bunu, bu cogu islemi kayit disi olan isletmeleri faaliyet disina itecek ve islemleri kayitli olan teknolojik aggregator isletmeler(amazon, trendyol, n11 vb) ortadan kaldirabilir. orta gelecekte en buyuk sorunumuzsa dunyada kamudan en fazla ihale alan 10 sirket listesine soktugumuz 5 sirketimizin kamu uzerindeki (affedilen vergi borclari ve gelir garantili ihalelerinin olusturacagi yuk) olacak gibi.