-
Amerikali gokbilimci ve astrobiyolog Carl Sagan'in dogum yil donumu (9 Kasim 1934)
https://pbs.twimg.com/media/DOLi-ENXcAE4oFr.jpg
"Kesmek icin besi hayvanı yetistiririz, ormanları yok ederiz; akarsu ve golleri hic balik yasayamayacak kadar kirletiriz; spor olsun diye geyik, kurku icin leopar, gubre yapmak icin balina oldururuz; yunuslari dev balik aglari icine hapsedip soluksuz birakiriz; fok yavrularini sopayla oldururuzve her gun bir canli turunun soyunun tukenmesine sebep oluruz. Tum bu hayvanlar ve bitkiler bizim kadar canlidir. Sozumona korunan yasam degil, insan yasamidir." Milyarlarca ve Milyarlarca: Milenyum Esiginde Yasam ve Olum Uzerine Dusunceler
https://images.gr-assets.com/books/1...520l/61665.jpg
"We raise farm animals for slaughter; destroy forests; pollute rivers and lakes until no fish can live there; kill deer and elk for sport, leopards for the pelts, and whales for fertilizer; entrap dolphins, gasping and writhing, in great tuna nets; club seal pups to death; and render a species extinct every day. All these beasts and vegetables are as alive as we. What is (allegedly) protected is not life, but human life."
-
-
Galli sair Dylan Thomas'in olum yil donumu (9 Kasim 1953)
https://pbs.twimg.com/media/DOLMEKcXcAA-Ndc.jpg
https://www.poemhunter.com/i/poem_im...n-the-moon.jpg
Gozyaslarim sessiz suruklenmeleri gibidir
Bir kac buyulu gulden petallerin,
Ve butun kederlerim yarigindan akar
Hatirlanmayan karlarin ve goklerin
Sanirim, degmis olsaydim yeryuzune,
Parcalanacakti;
O kadar acikli ve guzeldir,
O kadar urkek bir ruya gibi.
-
Amerikali rock sarkicisi, sarki sozu yazari ve piyanist Billy Joel, 2. studyo albumu Piano Man'i 9 Kasim 1973 tarihinde yayinladi.
https://pbs.twimg.com/media/DOMf757WAAAHg9x.jpg
-
Ferzan Ozpetek'in yonettigi Karsi Pencere'nin (La Finestra di Fronte, 2003) Giovanna'si, Kolera Gunlerinde Ask'in (L'amore ai Tempi del Colera, 2007) Fermina Urbino'su Italyan aktris Giovanna Mezzogiorno'nun dogum gunu (9 Kasim 1974)
http://78.media.tumblr.com/dc28a5325...d7lko1_500.gif
http://78.media.tumblr.com/67251e254...d7lko1_400.gif
https://s-media-cache-ak0.pinimg.com...6029b0de99.gif
-
Aerosmith, 8.studyo albumu Done with Mirrors'i 9 Kasim 1985 tarihinde piyasaya surdu.
https://pbs.twimg.com/media/DOMbG8hW0AEGwYY.jpg
-
-
-
Isvecli gazeteci ve yazar Stieg Larsson'in olum yil donumu (9 Kasim 2004)
"Amerikan ic savasina yaklasik 600 kadin katildi. Erkek kiyafeti giymislerdi. Belki de ideolojik acidan rahatsiz edici oldugundan, Hollywood, tarihin bu kesitini gormezlikten geldi. Tarih kitaplarinin, cinsler arasi siniflara aldirmayan kadinlarla hep sorunu olmustur, bu sinir baska hicbir yerde, savas ve silah soz konusu oldugundaki kadar keskin degildir. Bununla birlikte, kadin savascilar -Amazonlar- hakkinda Antik Cagdan gunumuze ulasan bir suru soylence vardir. Tarih kitaplarinda yalnizca 'prenseslere' yer verilir, yani yonetici sinifin temsilcilerine. Erkekler acisindan ne kadar rahatsiz edici olursa olsun, bazen tahta bir kadin oturur. Savas, cins ayrimi gozeterek baslamadigindan, bazen ulkeyi bir kadin yonetirken patlar ve bunun sonucunda tarih kitaplari, tipki Churchill, Stalin ya da Roosevelt'e yer verdigi gibi savasci kralicelere de yer vermek zorunda kalir. Asur'u kuran Semiramis, Ingiltere'de Romalilara karsi kanli bir ayaklanmayi yoneten Boadicea yalnizca iki ornektir. Ustelik Boadicea'nin, Times Nehri uzerindeki Westminister Koprusu'nun, Big Ben'e bakan tarafina bir heykeli dikilmistir. Eger bir gun yolunuz oraya duserse onu mutlaka selamlayin.Bununla birlikte tarih kitaplari, silah kullanmayi ogrenip cephede erkeklerle yan yana savasan, siradan kadin savascilara genel olarak kayitsizdir. Ama tarih kitaplari gormese de onlar vardir ve kadinlarin katilmadigi savas neredeyse yoktur." Ari Kovanina Comak Sokan Kiz
https://images-na.ssl-images-amazon....1frc1Wx5NL.jpg
"An estimated 600 women served during the American Civil War. They had signed up disguised as men. Hollywood has missed a significant chapter in cultural history here – or is this history too ideologically difficult to deal with? Historians have often struggled to deal with women who do not respect gender distinctions, and nowhere is this distinction more sharply drawn than in the question of armed combat. But from antiquity to modern times, there are many stories of female warriors, of Amazons. The best known find their way into the history books as worrior queens, rulers as well as leaders. They have been forced to act as any Churchill, Stalin, or Roosevelt: Semiramis, from Nineveh, who shaped the Assyrian Empire, and Boudicca, who led one of the bloodiest English revolts against the Roman forces of occupation, to cite just two. Boudicca is honoured with a statue on the Thames at Westminster Bridge, opposite Big Ben. Be sure to say hello to her if you happen to pass by. On the other hand, history is reticent about women who were common soldiers, who bore arms, belonged to regiments, and took part in battles on the same terms as men, though hardly a war has been waged without women soldiers in the ranks."
-
https://pbs.twimg.com/media/DOBZNszWkAAqjkT.png
Gunler gitgide kisaliyor,
yagmurlar baslamak uzere.
Kapim ardina kadar acik bekledi seni.
Niye boyle gec kaldin?
-
http://spiritualcleansing.org/wp-con...h-for-more.jpg
Asklarin en guzeli ruhu uyandiran ve bizi daha fazlasina dogru uzandirandir. Kalplerimize ates ekip de, akillarimiza huzur verendir. Ve iste sen bana bunu verdin. Ben de sana sonsuza dek bunu vermeyi umuyorum. / L'amore più bello è quello che risveglia l'anima e che ci fa desiderare di arrivare più in alto, quello che incendia il nostro cuore e porta la pace nella nostra mente. Questo è quello che tu mi hai dato ed è quello che speravo di darti per sempre.”
https://pbs.twimg.com/media/DNsmBreVwAAf_YX.jpg
-
https://pbs.twimg.com/media/DNzaqMDWkAARbgN.jpg
Ogret bana
Gozlerimde gozyaslarin
Ogret bana bir kalp nasil olur?
Ve nasil ihtihar eder arzular
Ermissen
Kurtar beni bu buyuden
Bu inkardan
Askin sanki reddedistir
Nolur arindir beni bu inkardan
Gucluysen
Cikar beni bu ummandan
Cunku bilmiyorum ben yuzmeyi
Mavi dalga gozlerinde
Cekiyor beni derinliklerine
Yok maviden baska renk
Ne tecrubem var askta
Ne de bir kayigim.
Nizar Kabbani
-
https://pbs.twimg.com/media/DNiX-euW4AQBCzZ.jpg
Soyle der: “Yanasacagimiz son liman, o cehennem kenti olacak ve giderek daralan bir spiral boyunca kasirga bizi orada dibe cekecekse her sey bosuna.”
Ve Polo “Biz canlilarin cehennemi gelecekte var olacak bir sey degil eger bir cehennem varsa, burada, coktan aramizda; her gun icinde yasadigimiz, birlikte, yan yana durarak yarattigimiz cehennem.
Iki yolu var aci cekmemenin: Birincisi pek cok kisiye kolay gelir: cehennemi kabullenmek ve onu gormeyecek kadar onunla butunlesmek, ikinci yol riskli, surekli bir dikkat ve egitim istiyor; cehennemin ortasinda cehennem olmayan kim ve ne var, onu aramak ve buldugunda tanimayi bilmek, onu yasatmak, ona firsat vermek.” Italo Calvino, Gorunmez Kentler / Le città invisibili
-
Bilerek mi yanina
almadin giderken
basinin yastikta
biraktigi
cukuru
Sunay Akin
https://pbs.twimg.com/media/DOI49hXX0AMzJFx.jpg
Apposta quando mi hai piantato
non hai preso
il segno che ha lasciato
la tua testa
sul cuscino?
-
https://pbs.twimg.com/media/DOIsj2hWkAApsrQ.jpg
Kaynaklar irmakla karisir
Ve irmaklar okyanusla,
Cennetin ruzgarlari karisir hep
Tatli bir duyguyla;
Hicbir sey tek degildir dunyada;
Her sey tanrisal bir yasayla
Bir ruhta karsilasir ve karisir
Benimki seninkiyle neden olmasin?
-
-
Ingiliz ressam William Hogarth’in dogum yil donumu (10 Kasim 1697)
Matrimonio alla moda: La mattina (Marriage à-la-mode: 2. The Tête à Tête, 1743)
http://www.settemuse.it/pittori_oper..._a_la_mode.jpg
-
Alman sair, filozof, tarihci ve dram yazari Friedrich Schiller’in dogum yil donumu (10 Kasim 1759)
https://www.poemhunter.com/i/poem_im...s-at-paris.jpg
Yunan sanatkarlarinin yarattiklarini bir
Fransiz elde silah alip goturebilir.
Paris'in gobegine, Seine nehrinin yanina;
Eline gecirdi bu anitlari parlak,
Saray gibi muhtesem muzelere koyarak,
Gosterebilir saskin bakan vatandaslarina!
Fakat bu seyler ona susacaktir her zaman,
Zira bu taslar asla yuksek sehpalarindan
Inerek canli hayat icine katilmazlar.
Sanat perilerine, onlari sicak sicak
Bagrinda tasiyanlar sahip olacak ancak.
Vandallar icin onlar sadece bir tastirlar.
-
Amerikali sair Vachel Lindsay’in dogum yil donumu (10 Kasim 1879)
http://slideplayer.com/4302911/14/im...siana+Town.jpg
Gun dogmazsa-bir yildiz isirsa gokyuzunde
Sensin
Gokyuzunde bir baska yildiz isirsa ay adina
Sensin
Sen benim ilkbaharimsin
Bir elma dali yuzun-cicek acmis
Gozlerine vuran isik gencliginde
Cumle iyilikleriyle yureginin
Sen benim askimsin.
-
Sembolizm'in en buyuk temsilcilerinden, aykiri Fransiz sair Jean Nicholas Arthur Rimbaud’un olum yil donumu (10 Kasim 1891)
“Sair butun anlamlarin uzun sure, sonsuzca ve dusunulmus bir sekilde duzensizlesmesiyle kendini gorunmezi goren , bilenmezi bilen kilar. Askin, acinin, istirabin, cilginligin butun sekillerini yasayarak; bizzat kendini arar, butun zehirleri kendinde tuketir, bunu da onlarin sadece ozlerini saklamak icin yapar. Kelimelerle anlatilmaz bir iskencedir bu, ki bunda sair butun bir imana, insanustu buyuk bir guce ihtiyac duyar, ayrica bunda sair daha pek çok sey arasinda buyuk hasta, buyuk cani, buyuk lanetli - ve en yuksek Bilgin- olur. Cunku sair boylece bilinmeze ulasir! Cunku sair ruhunu islemistir, coktan herkesten daha çok zengindir! Sair bilinmeze ulasir ve cilgina donmus bir halde, gormeleriyle, vizyonlariyla sonunda aklini kaybedebilir de, o onları gordu bir kere! Duyulmadik ve adlandirilamaz seylerle yaptigi sicramada isterse gebersin: daha baska korkunc isciler geleceklerdir; otekinin gucunun tukenip yigilip kaldigi ufuklardan onlar baslayacaklar bu kez!” Arthur Rimbaud, Cehennemde Bir Mevsim
https://images-na.ssl-images-amazon....4,203,200_.jpg
“Il poeta si fa veggente attraverso una lunga, immensa, ragionata sregolatezza di tutti i sensi. Tutte le forme d'amore, di sofferenza, di follia; cerca se stesso, esaurisce in se stesso tutti i veleni per serbarne la quintessenza. ineffabile tortura in cui ha bisogno di tutta la fede, di tutta la sovrumana forza, e dove diventa il gran malato, fra tutti, il gran criminale, il gran maledetto, e il supremo Sapiente! Infatti giunge all'Ignoto! Poiché ha coltivato la sua anima, già ricca, più di qualsiasi altro! Giunge all'Ignoto. Egli ha un incarico dall'Umanità, dagli animali anche: dovrà far sentire, palpare, ascoltare le sue scoperte. Se quel che riporta di laggiù ha una forma, dà una forma: se è informe dà l'informe”
On yedi yaslarinda gelgec oluyor yurek,
Simdilik hosca kaim gurultulu kahveler!
Boyle tatli bir aksam bira neyine gerek –
Yesil ihlamurlarin alti dunyaya deger.
Haziran aksamlari bu yollar sanki cennet!
Yum gozlerini solu, hava mis gibi nasil;
Gurultuyle birlikte ruzgar -uzak degil kent-
Asma ve bira kokusu tasir usul usul…
--Ve cevrilmis ince bir dalla gokyuzu, kara
Mini mini tul gibi bir esarbi andirir,
Tatli titresimlerle, kucuk, beyaz, maskara,
Bir yildiz bu gergefe girip isiklandirir…
https://www.artmajeur.com/medias/sta...12_rimbaud.jpg
A diciassett'anni non si può esser seri.
- Una sera, al diavolo birre e limonata
e gli splendenti lumi di chiassosi caffè!
- Te ne vai sotto i verdi tigli a passeggiare.
Com'è gradevole il tiglio nelle sere di Giugno!
L'aria è si dolce che a palpebre chiuse
annusi il vento che risuona - la città è vicina -
e porta aromi di birra e di vino...
Ecco scorgersi un piccolo brano
d'azzurro scuro, incorniciato da lievi fronde,
punteggiato da una malvagia stella, che si fonde
in dolci fremiti, piccola e bianca...
-
George Bernard Shaw'un Kirginlar Evi (Heartbreak House) oyunu ilk kez 10 Kasim 1920 tarihinde New York, Garrick Theatre’da sahnelendi.
https://images.gr-assets.com/books/1...l/19076502.jpg
http://www.wordsandquotes.com/images...-shaw-2031.jpg
“Isteklerimdir beni yasatan; doyum, olumdur.” Kirginlar Evi / Heartbreak House
-
-
20. yuzyilin en taninmis ve takdir gormus film muzisyenlerinden 2 Akademi, 3 Golden Globe, 6 BAFTA, 10 David di Donatello ve 1 Grammy Odulu sahibi Italyan besteci, muzisyen ve orkestra yonetmeni Ennio Morricone’nin dogum gunu (10 Kasim 1928)
http://www.enniomorricone.org/wp-con...10/banner2.jpg
https://media.giphy.com/media/msd9w8AwnglQA/giphy.gif
https://media.giphy.com/media/xT9DPz...stbi/giphy.gif
https://www.youtube.com/watch?v=uJV_0HNwU70
https://www.youtube.com/watch?v=OCl-xLYhYqE
-
Amerikali yazar William Faulkner, “Modern Amerikan romanciligi icin sanatsal ve guclu essiz katkilarindan dolayi” 10 Kasim 1949 yilinda Nobel Edebiyat Odulunu kazandi.
http://www.abc.es/Media/201206/01/WI...4--644x362.jpg
“Butun bunlari yeniden ogrenene kadar insanoglunun sonunu izliyormus gibi yazacaktir. Ben, insanoglunun sonunu kabul etmeyi reddettim. Insanın olumsuzlugunun dayanma gucunden geldigini soylemek kolay. Kiyamet habercisi son can da calinca ve canin sesi, sonmekte olan o son kizil aksamda, asili kalmis son degersiz kayanin yuzeyinden de silinince, iste o anda bile geriye son bir ses kalacak: Onun ciliz ve yorulmaz sesi; konusmaya devam ediyor.
Ben bunu kabul etmeyi reddediyorum. Ben insanoglunun sadece dayanacagina degil, guclenecegine inaniyorum. Butun yaratiklar arasinda sadece onun, ama yorulmaz bir sesi oldugu icin degil, bir ruhu - sefkat, fedakarlik ve dayanma gucu yuklu bir ruhu- oldugu icin olumsuzlugu yakaladigina inaniyorum. Sairin ve yazarin gorevi iste bunlar hakkinda yazmaktir. Icini rahatlatarak insanin dayanma gucunu artirmak ve gecmişteki zaferlerin kaynagi olan cesareti, onuru, umudu, gururu, sefkati, acimayi ve fedakarligi hatirlatmak onun ayrıcaligidir. Sairin sesi yalnizca insanogluna ait kayitlar degildir, ayni zamanda onun dayanmasina ve guclenmesine yardim eden destek noktasidir, temeldir.”
https://litreactor.com/sites/default...s/faulkner.png
“Until he relearns these things, he will write as though he stood among and watched the end of man. I decline to accept the end of man. It is easy enough to say that man is immortal simply because he will endure: that when the last dingdong of doom has clanged and faded from the last worthless rock hanging tideless in the last red and dying evening, that even then there will still be one more sound: that of his puny inexhaustible voice, still talking.
I refuse to accept this. I believe that man will not merely endure: he will prevail. He is immortal, not because he alone among creatures has an inexhaustible voice, but because he has a soul, a spirit capable of compassion and sacrifice and endurance. The poet's, the writer's, duty is to write about these things. It is his privilege to help man endure by lifting his heart, by reminding him of the courage and honor and hope and pride and compassion and pity and sacrifice which have been the glory of his past. The poet's voice need not merely be the record of man, it can be one of the props, the pillars to help him endure and prevail.”
-
Galli sair Dylan Thomas’in The Collected Poems’i ilk kez 10 Kasim 1952 tarihinde yayinlandi.
https://pictures.abebooks.com/TIME/md/md15354300350.jpg
-
-
Arturo Ui'nin Onlenebilir Tirmanisi (Der Aufhaltsame Aufstieg des Arturo Ui - La Resistibile Ascesa di Arturo Ui) oyunu 10 Kasim 1958 tarihinde Stuttgart, Württembergische Staatstheater’da sahnelendi.
http://bilder.buecher.de/produkte/10.../10949171z.jpg
http://www.fernsehenderddr.de/showfi...&strEnding=jpg
-
Ingiliz asilli Amerikali cizgi roman, bilim kurgu ve fantezi yazari Neil Gaiman’in dogum gunu (10 Kasim 1960)
“Cinsellige asiri deger verildigini soyleyen herkesin o isi dogru duzgun yapmamis olduguna inaniyorum. Neler olup bittigini bildigini iddia eden herkesin onemsiz konularda da yalan soyleyecegine inaniyorum. Mutlak durustluge ve sagduyulu sosyal yalanlara inaniyorum. Kadinlarin secme hakkinda, bir bebegin yasama hakkinda, insan hayati kutsal olsa da, yasal sisteme kesin olarak guvenilebildigi surece olum cezasinda yanlis bir taraf olmadigina ve ancak bir budalanin yasal sisteme inanacagina inaniyorum. Hayatin bir oyun olduguna, hayatin zalim bir saka olduguna, hayatin sen yasarken olanlar olduguna, bu yuzden arkana yaslanip zevkini cikarman gerektigine inaniyorum.”
https://images-na.ssl-images-amazon....4,203,200_.jpg
“I believe that anyone who says sex is overrated just hasn't done it properly. I believe that anyone who claims to know what's going on will lie about the little things too. I believe in absolute honesty and sensible social lies. I believe in a woman's right to choose, a baby's right to live, that while all human life is sacred there's nothing wrong with the death penalty if you can trust the legal system implicitly, and that no one but a moron would ever trust the legal system. I believe that life is a game, that life is a cruel joke, and that life is what happens when you're alive and that you might as well lie back and enjoy it.”
-
-
-
Basrollerinde Patrick Stewart, Jonathan Frakes ve Brent Spiner’in oynadigi Uzay Yolu: Isyan (Star Trek: Insurrection) 10 Kasim 1998 tarihinde Las Vegas, Nevada’daki Cinevegas Film Festivalinde gosterime girdi.
https://images-na.ssl-images-amazon....9,1000_AL_.jpg
http://www.gstatic.com/tv/thumb/movi...38_p_v8_aq.jpg
-
Guguk Kusu’nun Amerikali yazari Ken Kesey’in olum yil donumu (10 Kasim 2001)
"Rahat ve sorumsuz bir yasanti, sozgelimi. Guc sahibi olmak ve saygi gormek. Ya da parasal cikarlar. Belki de bunların tumu. Kimi zaman cikarcinin istegi, salt kargaşa yaratmak icin kogusu bozguncularin eline vermek, bozgunun gemini elinde tutmaktir. Toplumumuzda bu tur kisileri goruruz. Cikarci, diger hastalari oylesine etkiler ki, eski duzenli yasantiyi saglayabilmek icin aylarca ugrasmak gerekir. Akil hastanelerinde bugun isleyen, hosgoruye dayali yonetim duzeninde, bu gibi cikarcilar rahatca at oynatabilirler.”
https://cdn.pastemagazine.com/www/ar...koos-nest.jpeg
"Comfort and an easy life, for instance; the feeling of power and respect, perhaps; monetary gain—perhaps all of these things. Sometimes a manipulator's own ends are simply the actual disruption of the ward for the sake of disruption. There are such people in our society. A manipulator can influence the other patients and disrupt them to such an extent that it may take months to get everything running smooth once more. With the present permissive philosophy in mental hospitals, it's easy for them to get away with it."
-
Amerikalı gazeteci, roman ve oyun yazarı, film yonetmeni, senarist Norman Mailer’in olum yil donumu (10 Kasim 2007)
“Yapraklar, sari, kahverengi, gri ve kirmizi ve olu beyazliginda beyaz yapraklar, kupkuru ruzgara hayalet gibi dizilerek gecip gittiler; ugultulariyla kuslari urkuttuler.Uzun uzadiya tahmin yurutmek niye? Hata, cehalet ve cekismeyle dolu bu hayatta gercek olan bir sey var mi? Yalnizca gercegin golgeleri olan bizlerden başka?” Celladin Sarkisi
https://images-na.ssl-images-amazon....1o4JDLRSIL.jpg
“And the leaves, brown, yellow and gray, and red and white with the whiteness of what is dead, like troops of ghosts on the dry wind passed; Their whistling noise made the birds aghast I dare not guess; but in this life Of error, ignorance, and strife, Where nothing is, but all things seem, And we the shadows of the dream.”
-
Akademi Odullu (Sonsuz Sokaklar / La strada - Yabanci Dilde En Iyi Film Akademi Odulu) Italyan film yapimcisi Dino De Laurentiis’in olum yil donumu (10 Kasim 2010)
https://images-na.ssl-images-amazon....92,999_AL_.jpg
https://images-na.ssl-images-amazon....6,1000_AL_.jpg
https://images-na.ssl-images-amazon....6,1000_AL_.jpg
-
Basrollerinde Jennifer Lawrence, Josh Hutcherson ve Liam Hemsworth'un oynadigi Aclik Oyunlari: Alayci Kuş Bolum 1 (The Hunger Games: Mockingjay - Part 1), 10 Kasim 2014 tarihinde Londra'da gosterime girdi.
https://images-na.ssl-images-amazon....7,1000_AL_.jpg
http://i.perezhilton.com/wp-content/...nct-movies.gif
https://media.giphy.com/media/14q6hsm3fKZzzy/giphy.gif
-
https://pbs.twimg.com/media/DORNc6iWkAAc48a.jpg
A kara, E ak, I al, U yesil, O mavi: sesliler,
Diyecegim bir gun gizli dogumlarinizi da:
Karanlik koylara, kara sineklere benzer A,
O amansiz pis kokular ustunde fir donerler.
Kır cicegi, buhar, cadir beyazlıiginda E'ler,
Benzer dik buzullar mızragina, ak krallara;
Gulusune I, guzelim kizil dudaklarin, kana,
O pisman sarhosluklar icindeki, o ofkeler.
Cevreler U, yesil denizlerin calkantisi,
Sessizligi onca otlarin, yuz kirisiklarinin
Bastigi simyanin genis alinlara damgasini;
Kutsal Borazan O, yaban cigliklar, gurultuler,
Meleklerden, acunlardan gecmiş sessizlikler
- Sen ey Omega, ey o mor isigi Gozlerinin!
Arthur Rımbaud
-
https://pbs.twimg.com/media/DORY8EFX4AEEx_s.jpg
Marco Polo, tek tek her tasiyla bir kopruyu anlatiyor. "Peki kopruyu tasiyan tas hangisi?" diye sorar Kubilay Han. "Kopruyu tasiyan su tas ya da bu tas degil, taslarin olusturdugu kemerin kavsi," der Marco. Kubilay Han sessiz kalir bir sure, dusunur. Sonra ekler: "Neden taslari anlatip duruyorsun bana? Beni ilgilendiren tek sey var, o da kemer." Marco cevap verir "Taslar yoksa, kemer de yoktur." Italo Calvino, Gorunmez Kentler
http://humanities.lib.rochester.edu/...line_final.jpg
-
Sevgimin iki cani var seni sevmeye.
Bu yuzden sevmezken seviyorum seni
ve bu yuzden severken seviyorum seni.
Pablo Neruda
https://pbs.twimg.com/media/DOLfFnNWsAAIaUa.jpg
Il mio amore ha due vite per amarti.
Per questo t'amo quando non t'amo
e per questo t'amo quando t'amo.
-
"Kent meydaninda yaslilarin bir duvari vardir: uzerine dizilir, gencligin onlerinden gecip gidisine bakarlar; o da oturur aralarina. Arzular birer anidir simdi. / Nella piazza c'è il muretto dei vecchi che guardano passare la gioventù; lui è seduto in fila con loro. I desideri sono già ricordi." Italo Calvino, Gorunmez Kentler
https://pbs.twimg.com/media/DORqPZaWAAANrvD.jpg
-
https://pbs.twimg.com/media/DORJnV5W0AAVnVi.jpg
"Butun bu yolculuklar gecmisini yeniden yasamak icin mi?" diye sordu bu noktada Han. Soyle de sorabilirdi aslinda: "Butun bu yolculuklar gelecegini yeniden bulmak icin mi?" Soyle cevap verdi Marco: "Baska yer, negatif bir aynadir. Yolcu sahip oldugu tenhayi tanir, sahip olmadigi ve olmayacagi kalabaligi kesfederek."