-
Ingiliz sair, cevirmen, akademisyen ve illustrator Charles Tomlinson’in dogum yildonumu (8 Ocak 1927)
https://slideplayer.com/slide/144435...+Tomlinson.jpg
Biliyorum
biliyorum ki bu gul
murekkep ve kagittan bir gul sadece
nasil da buyuyup gitmede ama
gelisip serpilmede gozunun onunde
oyle degil mi
cicek acmis bir gul
gelmis (neredeyse) yesillik saati
iste o sirada
benim uzay gulum, tipografya
diledikce cikiverir ortaya
(dilek senin)
her yinelediginde
bu gorsel soleni
sil bastan baslaya baslaya
ogreneceksin
nasilini nedenini
-
Rus roman yazari, sair, teorisyen ve edebi elestirmen (Boris Nikolaevich Bugaev) Andrei Bely'nin olum yildonumu (8 Ocak 1934)
"Ve sirtini dondu.
Nikolay Apollonovic kendini birakmis agliyordu; ayni zamanda: Nikolay Apollonovic kaba, hayvansi korkudan kurtulunca, tumuyle korkusuz olmustu, ve dahasi: o anda hatta aci cekmek istiyordu. Hisleriyse parcalanmisti, 'ben'i parcalandigi gibi; 'ben'i parcalanmasindansa kor edici bir mesale ve samimi bir ses oradan ona seslenecek, her zaman oldugu gibi, onun kendisinde seslenecek: onun kendisi icin:
'Benim icin aci cektin: uzerinde duruyorum...'
Ama bir ses yoktu. Mesale de yoktu. Karanlik vardi. Sakinlestirici ses niye yoktu: 'Sen benim icin aci cektin?' Cunku o kimse icin aci cekmemisti: kendisi icin aci cekmisti, deyim yerindeyse, kendisinin karistigi cirkin olaylar karmasasi yoluna girmisti. Bu yuzden de ses yoktu. Mesale de yoktu. Once 'ben'i yerinde karanlik vardi.
Dondu: agliyordu."
https://images-na.ssl-images-amazon....1MEWhE+FlL.jpg
"And he turned away. Nikolai Apollonovich wept unrestrainedly. And Nikolai Apollonovich, now feed from raw fear, became utterly fearless. He wanted to suffer. His feeling had been torn apart, as his 'I'¯ had been torn apart. And out of his exploded 'I'¯ (he was awaiting it) would spurt a blinding torch, and out of there a familiar voice would say unto him, as it always did, would say within him, for him alone:
"You have suffered for me: I am standing over you."
But there was no voice. There was no torch. There was darkness. But why was there no reassuring voice saying:'You have suffered for me?' Because he had not suffered for anyone: he had suffered for himself. He, so to speak, was trying to get himself out of the mess of hideous events that he himself had cooked up. That was why there was no voice. In place of the former 'I'¯ there was darkness.
He turned away. He wept."
-
-
Ingiliz ressam Frederick Brown'in olum yildonumu (8 Ocak 1941)
An impromptu dance - a scene on the Chelsea Embankment, 1883
https://upload.wikimedia.org/wikiped...kment_1883.jpg
Little Miss Prim, 1886
https://upload.wikimedia.org/wikiped..._Prim_1886.jpg
-
Ingiliz fizikci, evrenbilimci, astronom, teorisyen ve yazar Stephen William Hawking’in dogum gunu (8 Ocak 1942)
“Birkac yil once Italya, Monza'da belediye meclisi Japon baliklarinin yuvarlak akvaryumlarda tutulmasini yasakladi. Yapilan aciklamaya gore baligi yuvarlak kenarli bir akvaryumda tutmak zalimlikti, cunku yuvarlak cam baliga bozulmus bir gerceklik goruntusu sunuyordu. Peki, biz gercekligin dogru ve bozulmamis resmine bakip bakmadigimizi nereden bilecegiz? Biz de gorusumuzu bozan dev bir yuvarlak akvaryumun icinde olabilir miyiz? Japon baliginin gerceklik algisi bizimkinden farklidir ama bizimkinin daha gercek oldugundan emin miyiz?”
https://images-na.ssl-images-amazon....1cyIFJTX1L.jpg
“A few years ago, the city council of Monza, Italy, barred pet owners from keeping goldfish in curved fishbowls. The sponsors of the measure explained that it is cruel to keep a fish in a bowl because the curved sides give the fish a distorted view of reality. Aside from the measure’s significance to the poor goldfish, the story raises an interesting philosophical question: How do we know that the reality we perceive is true?”
-
Amerikali fantastik kurgu yazari Terence Dean ‘Terry’ Brooks’un dogum gunu (8 Ocak 1944)
“Dostu dusmandan ayirmayi ogrenmelisin. bir gun yasamin buna bagli olabilir./ You must learn to know a friend from an enemy. Sometime your life may depend upon it.”
https://images.gr-assets.com/books/1...3l/6316183.jpg
“Ask, olume bile karsi koyabilecek bir erk dogurur. / Love supplies a kind of strength that can withstand even death.”
https://www.brainyquote.com/photos_t...brooks1-2x.jpg
“Aci, hircinliga yol acar, hircinlik da ofkeye. Bu yolda cok fazla ilerlersen yolunu sasirirsin.”
https://pics.me.me/well-he-said-soft...n-45991018.png
“Bu hayatta genellikle biri olarak dogup baska biri olarak olursun. Sana verilenlerle yetinmek zorunda degilsin.”
-
Ingiliz yazar (Violet Mary Firth Evans) Dion Fortune'in olum yildonumu (8 Ocak 1946)
“Eski Yunan sisteminde en yuksek gelisim asamasina sahip kadinlar, nadiren cocuk doguruyordu cunku cokesli olma aliskanligina sahip kadinlar genelde kisirdi. Ayrica, yalnizca dogurganliklarindan oturu takdir goren bu ulkedeki anneler, kisilik ya da zihinsel gelisimleri acisindan cok az egitim gormuslerdi. Dolayisiyla, kendileri egitimsiz olduklari icin cocuklarini egitme niteligine sahip degillerdi. Gunumuzde genelde, erken cocukluk doneminin kisiligin olusumunda son derece etkin oldugu kabul edilmektedir, bilgisiz ve deneyimsiz kadinlarin kendi sinirli yapilarini asarak cocuklarina kendilerinin sahip olmadigi bir seyi vermesi mumkun gorunmemektedir. Turklerde, yonetici siniflar arasinda ulusal capta yuksek bir karakter standardi gelisiminin basarisizliga ugramasinin haremde yasayan annelerin cehaletinden kaynaklandigi soylenir. Oysa kadinlarini tecrit etmeye butcesi yetmeyen koylu cok daha iyi bir karakter gelistirmisti.” Ask ve Evliligin Ezoterik Felsefesi
https://images-na.ssl-images-amazon....4,203,200_.jpg
"By the Greek system women of the highest evolution seldom gave children to the race, for the women of promiscuous habits are usually sterile. Moreover, the mothers of the nation, prized only for fecundity, were given little culture of either character or intellect, and were, therefore, unfitted for the training of their children, being themselves untrained. It is generally agreed nowadays that the influences of early childhood are extremely important in character building, and that ignorant and inexperienced women cannot transcend their own natures and give to their children what they do not themselves possess. It is said that the failure of the Turkish nation to evolve a high standard of national character among its ruling classes is due to the backwardness of its harem-dwelling mothers, whereas the peasantry, who cannot afford to seclude their woman, are of much better typr of character."
“Dikkat dagildigida, soz konusu gucun yonu de bununla birlikte dagilacaktir. Buyuk okult icin bir kuvvetin kullanilmasi tipki yuksek gucte bir otomobilin yuksek bir hizda kullanilmasina benzer. Her sey kontrole baglidir; bunun icin yeterli kuvvete sahip oldugunuz surece, ayaginiz uzerine basarsiniz. Sayisiz insan guclerin davet edilmesini deneyimleyebilir fakat pek azi kendi sinirlarinin otesine gecmeden bunlarin gercek dogasini fark edebilir.”
https://images-na.ssl-images-amazon....4,203,200_.jpg
"If attention waver, the direction of the power will waver with it.To use a big occult potency is like driving a high-powered car at a high speed, all depends on the control; unless you have nerve for it, you are safer on your feet. Many people experiment in the invocation offerces, but few are aware of their reality until they find themselves out of their depth."
-
Ingiliz sarkici, sarki sozu yazari, aktor ve produktor (David Robert Jones) David Bowie'nin dogum yildonumu (8 Ocak 1947)
https://media.giphy.com/media/2ad9V3abRjRV6/giphy.gif
https://media.giphy.com/media/yoJC2w...vdeg/giphy.gif
-
Elvis, 19. dogum gununde (8 Ocak 1954) Memphis Kayit Studyosuna 4 dolar odeyerek ‘Casual Love’ ve ‘I'll Never Stand in Your Way’ sarkilarinin kaydini yapti.
http://media.cleveland.com/popmusic_...39fe1a465e.jpg
(Elvis Presley, basci Bill Black, gitarist Scotty Moore ve Sun Records ve Memphis Kayit studyosu baskani Sam Phillips, kayda mola verdiklerinde.)
-
Amerikali sair, oyku ve roman yazari Conrad Aiken, 8 Ocak 1956’da Bollingen Siir Odulunu kazandi.
https://images.gr-assets.com/books/1...l/26451588.jpg
https://internetpoem.com/img/poems/5...nrad-aiken.png
Dinledigimiz sarki, asmisti musikiyi,
Bolustugumuz ekmek, ekmekten cok kutsaldi;
Ama artik sen yoksun, her yer ve her sey issiz,
Eskiden guzel olan ne varsa cansiz kaldi.
Ellerin su sofrayi oksamis, parmaklarin
Su bardagi tutmustu, ben gormustum kac kere,
Seni anmasalar da butun bunlar, sevgilim,
Hicbiri son veremez biraktigin izlere.
Onlarda gezindin de ellerin gozlerinle
Kutsallastirdin ama hep benim canimdaydin,
Seni tanidilar ya, hep hatirlayacaklar
Yine benim kalbimde, guzel akilli kadin.
-
Amerikali ressam ve sair (Katherine Linn) Kay Sage’in olum yildonumu (8 Ocak 1963)
Danger, Construction Ahead, 1940
http://2.bp.blogspot.com/-jDd1fzMVNJ...ahead-1940.jpg
I Saw Three Cities, 1944
http://4.bp.blogspot.com/-AwS4Vjps6O...hreeCities.jpg
-
Amerikali sair ve roman yazari Kenneth Patchen’in olum yildonumu (8 Ocak 1972)
http://theamericanreader.com/wp-cont...h-Patchen.jpeg
Yemegimi bitirdim
Soyle yuruyuse ciktim
Hava guzeldi
Basladim islik calmaya
Cok gecmeden
Bir atin uzerinde
Bir adamla
Karisina rastladim
Yedi cocugu kosturup
Duruyordu yanlarinda
Merhaba dedim
Yuruyup giderken
Cok gecmeden
Bir baska cifte rastladim
Ve ondokuz cocuguyla
Hep birlikte binmisler
Uzerine,kocaman
Gulumseyen bir su aygirinin
Tumunu de eve cagirdim.
https://poetrydispatch.files.wordpre...pg?w=510&h=785
I had finished my dinner,
Gone for a walk
It was fine
Out and I started whistling
It wasn't long before
I met a
Man and his wife riding on
A pony with seven
Kids running along beside them
I ssid hello and
Went on
Pretty soon I met another
Couple
This time with nineteen
Kids and all of them
Riding on
A big smiling hippopotamus
I invited them home.
-
Ingiliz heavy metal grubu Def Leppard, Kasim 1978’de Hull’deki Fairview Studyolarinda kaydettigi The Def Leppard E.P. albumunu 8 Ocak 1979 tarihinde piyasaya surdu.
https://img.discogs.com/MoyM96zQ3a3S...61632.jpeg.jpg
-
Fransiz ressam Simon Vouet'nin dogum yildonumu (9 Ocak 1590)
Virginia da Vezzo, the Artist's Wife, as the Magdalen, 1627
https://upload.wikimedia.org/wikiped...A_M.83.201.jpg
Cupid and Psyche, 1650, Musée des Beaux-Arts de Lyon
https://upload.wikimedia.org/wikiped...C3%A9-Lyon.jpg
-
Fransiz ressam Franēois de Troy'nin dogum yildonum (9 Ocak 1645)
The Astronomy Lesson of The Duchesse du Maine, 1702 – 1704
https://upload.wikimedia.org/wikiped...is_de_Troy.jpg
Louise Hippolyte Grimaldi, Duchesse de Valentinois (princesse de Monaco), 1727 – 1731
https://upload.wikimedia.org/wikiped...e_Grimaldi.jpg
-
Osmanli Devleti'’nde Lale Devri'nin tanigi olanilk ve tek oryantalist Flaman asilli Fransiz ressam Jean Baptiste van Mour'un dogum yildonumu (9 Ocak 1671)
View of Istanbul from the Dutch Embassy at Pera, 1720
https://upload.wikimedia.org/wikiped...SK-A-4084.jpeg
September 14, 1727, Ambassador Cornelis Calkoen at an audience with Sultan Ahmed III, 1727 – 1730
https://upload.wikimedia.org/wikiped..._SK-A-4078.jpg
-
Fransiz aydinlanmasinin unlu dusunuru Bernard le Bovier de Fontenelle'in olum yildonumu (9 Ocak 1757)
https://qqcitations.com/images-citat...lle-115363.jpg
"Mutlulugu engelleyen seylerden biri, hayattan cok fazla mutluluk beklemektir. / A great obstacle to happiness is to expect too much happiness. / Un grande ostacolo alla felicitą č anticipare una felicitą troppo grande."
https://quotefancy.com/media/wallpap...nd-full-of.jpg
"Elim gerceklerle dolu olsaydi, onu acmadan once cok dusunurdum. / Si j'avais la main pleine de vérités, je me garderais bien de l'ouvrir. / Se io tenessi chiuse nella mia mano tutte le veritą, mi guarderei bene dall'aprirla."
https://www.storemypic.com/images/20...ypic-ee567.png
”Matematikciler asiklar gibidir. Onlardan birine en kucuk bir ilkeyi verin, o ondan bir sonuc (consequence) cikaracaktir, tabi bu sonucu kabul etmeniz gerekecektir, o da bu sonuctan baska bir sonuē cikaracaktir. / I matematici sono come degli amanti. Concedi a un matematico il minimo dei princģpi, e lui ne trarrą una conseguenza che dovrai anche concedergli, e da tale conseguenza un'altra e un'altra ancora."
-
Fransiz ressam Louis Dupré'nin dogum yildonumu (9 Ocak 1789)
Ali Pasha of Janina hunting on Lake Butrinto in March 1819
https://i.pinimg.com/originals/59/d6...5cad6beb46.jpg
Dimitrios Mavromichalis, 1827
https://upload.wikimedia.org/wikiped...%A9_-_1827.jpg
-
Ingiliz ressam William Powell Frith'in dogum yildonumu (9 Ocak 1819)
Molti ritorni felici del giorno (Many Happy Returns of the Day, 1856)
https://d3d00swyhr67nd.cloudfront.ne...RAG_46-001.jpg
La stazione ferroviaria (The Railway Station, 1862)
https://1.bp.blogspot.com/-jBhbixCFm...ay+Station.jpg
-
Fransiz teknik ressam Charles-Louis Clérisseau'nun olum yildonumu (9 Ocak 1820)
Drawing, Figures near a Ruined Colonnade, 1761
https://upload.wikimedia.org/wikiped...8496685%29.jpg
Ruins from the Ancient Baths in Nīmes, 19th century
https://upload.wikimedia.org/wikiped...9e_barrois.jpg
-
Belcikali ressam (Jan Frans Verhas) Jan Verhas'in dogum yildonumu (9 Ocak 1834)
The Master Painter, 1877
https://upload.wikimedia.org/wikiped...er_Painter.jpg
The Nap, 1879
https://upload.wikimedia.org/wikiped..._-_The_nap.JPG
-
Fransiz ressam (Jean-Antoine Constantin) Constantin d'Aix'in olum yildonumu (9 Ocak 1844)
Monastére, XIXe sičcle
https://upload.wikimedia.org/wikiped...st%C3%A8re.jpg
Orage sur Chāteau-Gombert, XIXe sičcle
https://upload.wikimedia.org/wikiped...au-Gombert.jpg
-
Fransiz Neoklasik ressam Michel Martin Drolling'in olum yildonumu (9 Ocak 1851)
La colčre d'Achille (The Wrath of Achilles, 1810)
https://www.pictorem.com/collection/...es,%201810.jpg
Orphée et Eurydice (Orpheus and Eurydice, 1820)
https://upload.wikimedia.org/wikiped...80%94_1820.jpg
-
Norvecli ressam Karl Edvard Diriks'in dogum yildonumu (9 Ocak 1855)
From Frųensjordene, 1880
https://uploads3.wikiart.org/images/....jpg!Large.jpg
From Akershus, 1881
https://uploads7.wikiart.org/images/....jpg!Large.jpg
-
Italyan ressam Augusto Mussini'nin dogum yildonumu (9 Ocak 1870)
Culto dei fiori, XX secolo
https://upload.wikimedia.org/wikiped...Cappuccini.jpg
Miracolo dell'orto, XX secolo
https://upload.wikimedia.org/wikiped...cappuccini.jpg
-
Israilli sair Hayim Nahman Bialik’in dogum yildonumu (9 Ocak 1873)
https://internetpoem.com/img/poems/8...man-bialik.png
Al beni, altina al kanatlarinin,
Kizkardesim, anam ol benim.
Basima bir siginak olsun kucagin
ve bir yuva, dualarima.
Yari karanlikta, aksam uzeri,
Sana dertlerimden soz acsam.
Genclik hic tukenmez derler, derler ya,
Soyle bana, nerde gencligim?
Anlatilmaz, daha neler var;
Gonlum, deli gonlum odlara yandi,
Sevgi hic tukenmez derler, derler ya,
Geri cagrilir mi bir daha sevgi?
Yildizlar, aldatti yildizlar beni,
Kacti benden kurdugum dusler,
Iste simdi hicbir seyim yok,
Hicbir seyim yok su yeryuzunde.
Al beni, altina al kanatlarinin,
Kizkardesim, anam ol benim.
Basima bir siginak olsun kucagin
ve bir yuva, dualarima.
-
Italyan gazeteci, edebiyat elestirmeni, sair, roman ve deneme yazari Giovanni Papini’nin dogum yildonumu (9 Ocak 1881)
http://www.fondazioneprimoconti.org/...nni-papini.jpg
"Yalnizca yasamin gizi olumde degil, isigin gizi de karanlikta, iyinin gizi kotulukte, dogrunun gizi yanlislikta, evetin gizi hayirdadir! Bu yuzden yasamak isteyen her Faust, yasami, tipki bir sevgiliyi kucaklar gibi, onun her seyini duyumsamak, her yanini kucaklamak, her seyin tadina varmak isteyen her tutkulu olmeye hazirlanmali, kendini olumun icine koymalidir. Bir an yogun bir bicimde yasamayi basarabilirsek, yasam agir bir olumdur, her kosnu, bu uzun can cekisin onca sicrayisindan, olum hiriltisindan biridir yalnizca." Kacan Ayna
http://image.anobii.com/anobi/image_...892a6eaaa33fb0
“Non soltanto il segreto della vita č nella morte ma il segreto della luce č nelle tenebre, il segreto del bene č nel male, il segreto della veritą č nell'errore, il segreto del sģ č nel no! E allora ogni Faust che vuol vivere, ogni anima avida che vuol abbracciare la vita come si abbraccia un'amante per sentirla tutta, per baciarla tutta, per goderla tutta deve prepararsi a morire, deve mettersi dentro la morte. Se noi riusciamo, in qualche momento, a vivere intensamente, gli č che la vita č un lento morire e che ogni voluttą č uno dei tanti sobbalzi e rantoli di questa lunga agonia.”
“Ben para kazanmak icin, kendimi guzel gostermek icin, mutevazi genc kizlara ve sisman adamlara kur yapmak icin ya da kentsel sohretin defne dallarindan olusan karnavalimsi pacavrasini siyah sapkamin uzerine takmak icin yazmiyorum. Sadece icimi dokmek icin yaziyorum; akla gelebilecek en pis cukurlara icini dokmek, ey aylak baritonlarin duyarli dus gucleri.” Bitik Adam
https://img.ibs.it/images/9788804661580_0_0_626_75.jpg
“Io non scrivo per far quattrini, non scrivo per farmi bello, non scrivo per ruffianeggiare colle modeste fanciulle e cogli uomini grassi, non scrivo neanche per metter sul mio nero cappello a cencio la carnevalesca rama d'alloro della fama cittadina. Scrivo unicamente per sfogarmi — per sfogarmi nel senso pił fognaiolo che vi sia dato pensare, delicate immaginazioni di baritoni a spasso. “
-
Italyan ressam (Vitale) Vito D'Ancona'nin olum yildonumu (9 Ocak 1884)
La signora in bianco (Lady in White, 1880) Galleria d'Arte Moderna, Milano
https://pbs.twimg.com/media/DwdV8sVXgAAwvQr.jpg
Nudo (Nude, 1884)
https://upload.wikimedia.org/wikiped...ona_-_Nudo.jpg
-
Tarihsel tuvaller ve portreler ureten Italyna ressam Andrea Gastaldi'nin olum yildonumu (9 Ocak 1889)
Il Sogno di Parisina (Parisina's Dream, 1852)
(Lord Byron'un siirinden ve Matteo Bandello'nun bir hikayesinden esinlenerek.)
https://pbs.twimg.com/media/DwdjrT2XQAENr6Z.jpg
La costanza dei tortonesi (Siege of Tortona, 1860)
https://upload.wikimedia.org/wikiped...taldi_1860.jpg
-
Alman gazeteci, sair ve yazar (Kaspar Hauser / Peter Panter/ Theobald Tiger / Ignaz Wrobel) Kurt Tucholsky'nin dogum yildonumu (9 Ocak 1890)
https://image.spreadshirtmedia.net/i...turnbeutel.jpg
"Insanin iki bacagi ve iki inanci vardir; birincisi iyi, digeri ise kendini kotu hissettigi zaman kullanir. Ikincisi Dindir. / L'uomo ha due gambe e due convinzioni: una quando gli va bene e l'altra quando gli va male. Quest'ultima si chiama religione."
https://upload.wikimedia.org/wikiped...a_Lisa_372.jpg
Milyonlar calisirsa yasamadan,
analar bebelere yalniz sut suyu verirse -
bu duzendir
Emekciler seslenirse: "Birakin bizi aydinliga!
Emegi calan cikar kadiya" -
bu duzensizliktir.
Veremliler kosarsa torna tezgahina,
on uc kisi pineklerse bir odada -
bu duzendir.
Ama biri koparirsa haykirip zincirini,
Yasliligini guvence altina almak istedigini
bu duzensizliktir.
Zengin mirasyediler Isvicre karlarinda
eglenirse -ve yazin Comer sularinda -
o zaman huzur vardir.
Ama her seyde degisme tehlikesi varsa,
arsa ticareti birden yasaklanmissa -
o zaman huzursuzluk vardir.
Aslolan: Aclara kulak vermemek.
Aslolan: Caddelerin duzenini bozmamak.
Ses cikmasin yeter.
Zamanla her sey olur.
Evrimle her sey size de ulasir.
Milletvekilleriniz kesfetti iste bu gercegi
Unutmayin o zamana dek hepiniz nallari dikmeyi.
Nasil olsa mezar taslariniza yazilacaktir:
Onlar hep sessizlik ve duzen icinde yasadilar.
-
20.yuzyilin onemli Cekoslovak roman yazari Karel Čapek’in dogum yildonumu (9 Ocak 1890)
“Gelecek onumuzde degildir, o burada bir tohum seklindedir; o zaten bizimle birliktedir ve su anda bizimle olmayan sey gelecekte de olmayacaktir. Bizler tohumu gormeyiz cunku onlar topragin altindadir; gelecegi bilemeyiz cunku icimizdedir. Bazen curumenin kokusunu alir gibi oluruz, gecmisin solgun renkli kalintilari ile dolariz; oysa keske yasli, tortulasmis topragi delmeye calisan kac tane tombul ve beyaz filiz oldugunu gorebilseydik, ‘simdi’ denilen su zamanda, kac tane tohumun gizlice filizlendigini; yasli bitkilerin bir araya gelip, bir gun cicek veren bir hayata donusecek olan tohumu nasil besledigini, gelecegin gizli bir telasla icimizde nasil bekledigini; iste o zaman melankolimizin ve guvensizligimizin aptalca ve absurt oldugunu soylerdik, ve her seyin en guzelinin aslinda yasayan bir insan olabilmek oldugunu ve bunun aslinda buyumek oldugunu.” Bahcivanin Bir Yili
https://media.bloomsbury.com/rep/bj/9780826486257.jpg
“The future is not in front of us, for it is here already in the shape of a germ; already it is with us; and what is not with us will not be even in the future. We don’t see germs because they are underneath the earth; we don’t know the future because it is within us. Sometimes we seem to smell of decay, encumbered by the faded remains of the past; but if only we could see how many fat and white shoots are pushing forward in the old tilled soil, which is called the present day; how many seeds germinate in secret; how many old plants draw themselves together and concentrate into a living bud, which one day will burst into flowering life – if we could only see that secret swarming of the future within us, we should say that our melancholy and distrust is silly and absurd, and that the best thing of all is to be a living man – that is a man who grows.”
“Bay Rybka, o gece eve yururken her zamankinden daha neseliydi; cunku birincisi, satranc macindan galip ayrilmisti (rakibini atla ne de guzel mat etmisti, yol boyunca kendini tebrige devam etti); ikincisi, yerdeki taze ve yumusak karin o muhtesem, saf sessizlikte ayaklarinin altinda ezildigini duyabiliyordu. ‘Bu ne guzellik Tanrim’ diye dusundu Bay Rybka; karla kaplanmis bir sehir birdenbire kucucuk bir kente, metruk bir kasabaya donusur. Insan neredeyse birdenbire gece bekcilerinin ve at arabalarinin belirecegine inanir. Karin her seye kirsal bir goruntu vermesi, her seyi zaman kavramindan uzaklastirmasine ilginctir.”
https://images-na.ssl-images-amazon....4,203,200_.jpg
“That night Mr. Rybka was walking home in a particularly good mood, first because he’d won his game of chess (that was a nice checkmate with the knight, he congratulated himself as he walked along), and second because fresh snow had fallen and it crunched softly beneath his feet in the fine, pure silence. Good heavens it’s beautiful, thought Mr. Rybka; a city covered with snow is all of a sudden such a small town, such an old-fashioned little place — it almost makes you believe in night watchmen and horse-drawn carriages; it’s funny how snow makes everything seem timeless and rustic.”
-
Fransiz yazar ve feminist filozof Simone (Lucie-Ernestine-Marie-Bertrand) de Beauvoir’in dogum yildonumu (9 Ocak 1908)
http://images.slideplayer.it/33/1036...es/slide_2.jpg
“Insan kadin olarak dogmaz. Biyolojik, ruhsal, ekonomik hic bir yazgi,toplumun icinde insan disisinin takinmis oldugu cehreyi tanimlamaz; kadinlik olarak adlandirilan igdis ile erkek arasindaki bu ara urunu hazirlayip ortaya cikaran uygarligin butunudur. / On ne naīt pas femme : on le devient. Aucun destin biologique, psychique, économique ne définit la figure que revźt au sein de la société la femelle humaine ; c'est l'ensemble de la civilisation qui élabore ce produit intermédiaire entre le māle et le castrat qu'on qualifie de féminin.”
"Kadini kurtarmak, ozgur kilmak, onu erkekle arasindaki ilintilerin daracik dunyasina kapatmamak demektir, yoksa bu ilintileri yadsimak degil; kadin, kendisi icin var olmaya devam edecektir: iki cins de, hem birbirlerini ozne olarak kabul edecek, hem de karsilarindaki varlik icin baskasi olarak kalacaktir; iliskilerindeki karsiliklilik , insanogullarinin birbirinden ayri iki kategoryaya bolunusunun dogurdugu arzu, tutku, ask, dus, seruven gibi mucizeleri yok etmeyecektir; ve hepimizi heyecanlandiran vermek, elde etmek, birlesmek gibi sozcukler yine ayni anlama gelecektir; insanligin yarisinin koleligi ve bunun getirdigi butun o iki yuzluluk yok edildigi zaman ortaya cikacaktir insanlik denen 'varlik kesimi'nin gercek anlami ve yine ancak o zaman kadinla erkek arkadasligi gercek yuzune kavusacaktir." Kadin
https://pbs.twimg.com/media/DLJVrgjXUAAxH5x.jpg
"Affranchir la femme, c'est refuser de l'enfermer dans les rapports qu'elle soutient avec l'homme, mais non les nier ; qu'elle se pose pour soi, elle n'en continuera pas moins ą exister pour lui : se reconnaissant mutuellement comme sujet, chacun demeurera cependant pour l'autre un autre ; la réciprocité de leurs relations ne supprimera pas les miracles qu'engendre la division des źtres humains en deux catégories séparées : le désir, la possession, l'amour, le rźve, l'aventure ; et les mots qui nous émeuvent : donner, conquérir, s'unir, garderont leur sens ; c'est au contraire quand sera aboli l'esclavage d'une moitié de l'humanité et tout le systčme d'hypocrisie qu'il implique que la section de l'humanité révélera son authentique signification et que le couple humain trouvera sa vraie figure."
-
Alman ressam Gotthardt Kuehl'un olum yildonumu (9 Ocak 1915)
Waisenkinder in Lübeck, 1884
https://upload.wikimedia.org/wikiped...Cbeck_1884.jpg
Lübecker Waisenhaus (Orfanotrofio di Lubecca, 1894) Museum für Kunst und Kulturgeschichte, Lübeck
https://upload.wikimedia.org/wikiped...nhaus_1894.jpg
-
Turklerin zaferi karsisinda itilaf devletleri 9 Ocak 1916 tarihinde yenilgilerinin kabul edip Gelibolu yarimadasini terk ettiler. / The Battle of Gallipoli came to an end with an Ottoman victory when the last Allied forces were evacuated from the Dardanelles. / Il 9 gennaio 1916 si conclude la campagna di Gallipoli: vengono ritirate le ultime truppe dell’Intesa, lasciando l’Impero ottomano vittorioso.
https://upload.wikimedia.org/wikiped...1951593%29.jpg
https://www.acikgazete.com/wp-conten..._canakkale.jpg
The Gallipoli Memorial at the Arboretum remembers the terrible loss of life during the unsuccessful attempt to defeat the armies of the Ottoman Empire.
-
Turk sair (Mahmut) Cahit Kulebi'nin dogum yildonumu (9 Ocak 1917)
https://image.isu.pub/140807075436-8...jpg/page_6.jpg
Your lips are red
Your hands are white
Take my hands, child,
Hold them a while.
In the village where I was born
There were no walnut trees
That's why I yearn for coolness
Fondle me a while.
In the village where I was born
There were no cornfields
So scatter your hair child
Flaunt it a while.
In the village where I was born
The north winds blew
That's why my lips are cracked
Kiss them a while
In the village where I was born
Bandits struck by night
That's why I hate to be alone
Speak with me a while
In the village where I was born
Men did not know how to laug
That's why I'm still so unhappy
Make me laugh a while
You are light and beauty, like my country
The village where I was born was beautiful too
Now tell me of the place where you were born
Tell me a while.
-
Yeni Zelandali modernist kisa oyku yazari Katherine Mansfield'in olum yildonumu (9 Ocak 1923)
https://www.azquotes.com/picture-quo...d-34-57-17.jpg
"Hayir, hayir, benim sevdigim kafanin hala yabanil yanlari olmali, koyu murdum eriklerinin SIK cimenlere damladigi dal budak salmis bir meyve bahcesi, gur bir kucuk koru, olasilikla bir-iki yilan, hic kimsenin derinligini olcmedigi bir gol; ruzgarin diktigi o kucuk ciceklerin sira sira dizildigi keciyollari."
"Hayat ne kadar korkunc.Yalnizlik cok guzel gorunuyor. Yapraklar gibi savruluyoruz, kimse nereye dustugumuzu bilmiyor, kimsenin umurunda degil hangi siyah nehrin bizi alip goturdugu." Album Yapragi
https://images.gr-assets.com/books/1...l/18459570.jpg
"Oh, how terrifying life was, how dreadful. It is the loneliness which is so appalling. We whirl along like leaves, and nobody knows - ¯nobody cares where we fall, in what black river we float away."
"Yureklilik, soz dinlemeyen kopege benzer, bir kez kacmaya koyuldu mu ne kadar cagirmaya kalkissaniz o kadar hizla kosar." Cocuksu Bir Sey
https://pictures.abebooks.com/isbn/9...186-us-300.jpg
"Courage is like a disobedient dog, once it starts running away it flies all the faster for your attempts to recall it."
“Insan geceleri nicin degisik duyumsar kendini? Herkes uyurken uyanik olmak nicin boylesine heyecan vericidir? Gectir, vakit cok gectir. Ama gene de her an kendinizi daha uyanik duyumsarsiniz; sanki yavas yavas, neredeyse her solugunuzla, yeni, olaganustu, gun isigi dunyasindan cok daha urpertici, heyecan verici bir dunyaya uyaniyormussunuz gibi.” Bahce Partisi
https://images-na.ssl-images-amazon....1a3xkxqjkL.jpg
“Why does one feel so different at night? Why is it so exciting to be awake when everybody else is asleep? Late—it is very late! And yet every moment you feel more and more wakeful, as though you were slowly, almost with every breath, waking up into a new, wonderful, far more thrilling and exciting world than the daylight one.”
-
Gurcistan asilli Ermeni Sovyet sinema yonetmeni, senaryo yazari ve cok yonlu sanatci Sergey Paracanov'un dogum yildonumu (9 Ocak 1924)
http://www.salom.com.tr/uploads/news...E7aN4svHCc.jpg
"Sen bizi terk edip gittin ama, biz seni bir koza gibi sarmaladik ki, kozanin icinden bir kelebek gibi cikip yeni dunyana ucup gidebilesin. / You abandoned us and went away, but we the living wrapped you in a cocoon so in your new world you would burst out like a butterfly."
https://media2.giphy.com/media/sUzS4wIGZYHrq/source.gif
https://66.media.tumblr.com/58428d3d...9kwjo1_540.gif
Narin Rengi (Sayat Nova - The Color of Pomegranates, 1969)
-
-
Ingiliz asilli Alman siyaset felsefecisi, yazar ve filozof Houston Stewart Chamberlain’in olum yildonumu (9 Ocak 1927)
7 Ekim 1923 tarihinde Adolf Hitler’e yazdigi mektuptan alinti:
Saygideger ve Sevgili Herr Hitler:
Benim icin konusmanin ne kadar zor oldugunu gordukten sonra, bu hamleye sasirmaniz son derece dogal. Ama icimdeki, size birkac kelime etme durtusune engel olamiyorum.
Agustos 1914'te bu sinsi hastaligin darbesini ilk yedigim o kader belirleyici gunden bu yana uyumadigim kadar uzun ve dinlendirici bir uyku uyumama sebep olan sizin, halki uykusundan ve yavan rutinlerinden uyandirmakta bu kadar olaganustu bir basariya sahip olmanizin nedenini merak ediyordum. Simdi varliginizin tanimlayici ozelliginin tam da bu olduguna inaniyorum; gercek bir uyandirici ayni zamanda gercek bir huzur vericidir.
Bana huzur vermenizin gozleriniz ve el hareketlerinizle cok alakasi var. gozunuz neredeyse bir el gibi hareket ediyor: insani yakaliyor ve bir daha da birakmiyor ve herhangi bir anda konusmanizi tek bir kisiye odaklamak gibi ozel bir nitelige sahipsiniz. Ellerinize gelince, oyle ifadeli hareket ediyorlar ki adeta gozlerinizle yarisiyorlar. Boyle bir adam aci ceken zavalli bir ruha huzur verir! Bilhassa da kendini anavatan'in hizmetine adadiginda…
https://upload.wikimedia.org/wikiped...hamberlain.jpg
Sehr geehrter und lieber Herr Hitler.
Sie haben alles Recht, diesen Überfall nicht zu erwarten, haben Sie doch mit eigenen Augen erlebt, wie schwer ich Worte auszusprechen vermag. Jedoch ich vermag dem Drange, einige Worte mit Ihnen zu sprechen, nicht zu widerstehen.
Es hat meine Gedanken beschäftigt, wieso grade Sie, der Sie in so seltenem Grade ein Erwecker der Seelen aus Schlaf und Schlendrian sind, mir einen so langen erquickenden Schlaf neulich schenkten, wie ich einen ähnlichen nicht erlebt habe seit dem verhängnisvollen Augusttag 1914, wo das tückische Leiden mich befiel. Jetzt glaube ich einzusehen, daß dies grade Ihr Wesen bezeichnet und sozusagen umschließt: der wahre Erwecker ist zugleich Spender der Ruhe.
Aber, ich weiche ab von meinem Thema, denn ich wollte nur von Ihnen sprechen. Daß Sie mir Ruhe gaben, liegt sehr viel an Ihrem Auge und an Ihren Handgebärden. Ihr Auge ist gleichsam mit Händen begabt, es erfaßt den Menschen und hält ihn fest, und es ist Ihnen eigentümlich, in jedem Augenblicke die Rede an einen Besonderen unter Ihren Zuhörern zu richten, — das bemerke ich als durchaus charakteristisch. Und was die Hände anbetrifft, sie sind so ausdrucksvoll in ihren Bewegungen, daß sie hierin mit Augen wetteifern. Solch ein Mann kann schon einem armen geplagten Geist Ruhe spenden! Und nun gar, wenn er dem Dienste des Vaterlandes gewidmet ist…
-
Italyan sarkici, aktor, film yonetmeni Domenico Modugno'nun dogum yildonumu (9 Ocak 1928)
http://www.alos80.com/wp-content/upl...icomodugno.jpg
https://pbs.twimg.com/media/EN1C3yHX...jpg&name=small
"Ama ben dus gormeye devam ediyorum senin guzel gozlerinde. Gokyuzu kadar mavi olan yildizlarla beneklenmis."
https://www.youtube.com/watch?v=Z-DVi0ugelc