-
Sosyolojinin ve iktisatin onculerinden, 14. yuzyil dusunuru, devlet adami ve tarihci Ibn-i Haldun'un dogum yildonumu (27 Mayis 1332)
"Medeniyetin artmasi ve gelismesiyle birlikte, is ve emek de artacak, ihtiyaclarin artmasi sonucu yeni meslek ve sanat dallari ortaya cikacaktir. Ancak ortaya cikan bu yeni meslek dallari, zorunlu ihtiyaclari karsilamaktan cok luks ihtiyaclari karsilamaya yonelik oldugundan, emegin degeri de buna paralel olarak artacaktir. Bu nedenle sehirlerdeki kar ve kazanc da artmis olacaktir. Sehirlerdeki emegin degerinin, ikinci ve ucuncu artisi da bu þekilde olacaktir. Cunku gecime tahsis edilen esas emegin aksine artik emek tumu ile refaha ve zenginlige hizmet eder."
http://www.kutluasya.com/wp-content/...0b046f45d3.jpg
"Quando la civilizzazione aumenta, la mano d'opera disponibile aumenta a sua volta. Parimenti aumenta anche il lusso, in corrispondenza degli aumentati guadagni, e l'abitudine e la necessità del lusso aumentano anche loro. Le attività artigianali nascono per ottenere prodotti di lusso. Il valore da loro creato aumenta e, come risultato, i guadagni nella città si moltiplicano. Vi è un fiorire di prodotti sempre più che nel passato. E così si procede con un secondo ed un terzo incremento. Tutte le attività di lavoro aggiuntive sono al servizio del lusso e del benessere, in contrasto con le attività lavorative originali, che erano al servizio delle esigenze della vita quotidiana."
-
Ozellikle askeri savas sahnelerini resimleyen Italyan ressam Cesare Bartolena'nin dogum yildonumu (27 Mayis 1830)
La partenza del coscritto ( The conscript, 1874)
http://digilander.libero.it/trombeal...acoscritti.jpg
-
Italyan besteci, keman virtuozu ve gitarist Niccolò Paganini'nin olum yildonumu (27 Mayis 1840)
https://pbs.twimg.com/media/DAw2jMCWsAAfRDF.jpg
https://www.youtube.com/watch?v=h6LKYiE0d9E
-
Ingiliz yazar Arnold Bennett'in dogum yildonumu (27 Mayis 1867)
https://www.churchtimes.co.uk/media/...43971300000000
"Zamanin en guzel tarafi, asla tamamini pesinen harcayamayacak olmanizdir. Bir sonraki yil , bir sonraki gun , bir sonraki saat hic bozulmamis ve bosa harcanmamis sekilde sizi bekler." Gunun 24 Saatini Yasamak
http://www.freebooks.com/wp-content/...ours-a-day.jpg
"The chief beauty about time is that you cannot waste it in advance. The next year, the next day, the next hour are lying ready for you, as perfect, as unspoiled, as if you had never wasted or misapplied a single moment in all your life."
http://www.azquotes.com/picture-quot...-85-2-0220.jpg
“Kotumserligi aliskanlik haline getirirseniz, zaman icinde ondan iyimserlik kadar zevk alirsiniz.”
-
-
Alman yazar, bestekar ve gazeteci, Franz Kafka’nin kankasi Max Brod’un dogum yildonumu (27 Mayis 1884)
http://www.greatthoughtstreasury.com...rod%5B1%5D.jpg
“Kafka’nin gunlugune dustugu, kendi kendisi icin uyari olusturan bir notta somut olarak dile getirilir: ‘Koy Hekimi gibi calismalar bir sure beni memnun býrakabilir. Ama ancak dunyayi Temiz’in, Gercek’in, ve Degismez’in asamasina yuceltebildigim zaman mutlu olabilirim.’ ”
https://images-na.ssl-images-amazon....4,203,200_.jpg
“Kafka noted in his diary: ‘I can still have passing satisfaction from works like A Country Doctor, provided I can still write such things at all. But happiness only if I can raise the world into the pure, the true and the immutable.’ ”
-
Dedektif romanlari ve kisa oykuleri ile taninan Amerikali polisiye yazari (Samuel) Dashiell Hammett’in dogum yildonumu (27 Mayis 1894)
Ates ettim.
Iki elini gobeginin uzerine kavusturdu, iki buklum olup halinin uzerine devrildi.
Isin bu kadari tamamdi. Ama bu her sey bitmis demek, degildi. Beni hala tutan kaim iplere asilirken,
neler olacaginihesaplamaya calisiyordum.
Kýz bonolari yurutup divanin altina gizlemisti, orasi kesindi. Ben kurtulmadan donup almak niyetindeydi. Ama Hook daha once donmustu ve kiz planinidegistirmek zorundaydi simdi. Buyuk bir olasilikla bonolarin yerini Hook'un degistirdigini soyleyecekti. O zaman ne olacakti? Bir tek yanit vardi, bonolari almak için Tay donecekti, birlikte doneceklerdi. Tay artik silahli oldugumu biliyordu, ama bonolarin yuz bin dolar degerinde oldugunu soylemislerdi. Geri donmelerine yeter de artardi bu.
Son iplerden de kurtulup divana saldirdim. Bonolar altindaydi, kalin lastik bantlarla sarilmis dort koca paket. Paketleri kolumun altina SIKISTIRIP kapinin yakininda olmekte olan adamin yanina gittim. Tabancasi bacaklarindan birinin altindaydi. Cekip aldim, ustunden atlayarak karanlik koridora girdim. Sonra durup dusundum.” Turk Sokagi’ndaki Ev
http://4.bp.blogspot.com/-wL8jYyOWU6...2BOp%2B600.jpg
https://images-na.ssl-images-amazon....4,203,200_.jpg
I fired.
He caught both hands to his belly, bent double, and slid out across the carpet. That was over.But that was far from being all. I wrenched at the plush ropes that held me, while my mind tried to sketch what lay ahead.
The girl had switched the bonds, hiding them under the couch—there was no question of that. She had intended coming back for them before I had time to get free. But Hook had come back first, and she would have to change her plan. What more likely than that she would now tell the Chinese that Hook had made the switch? What then? There was only one answer. Tai would come back fort he bonds—both of them would come. Tai knew that I was armed now, but they had said that the bonds represented a hundred thousand dollars. That would be enough to bring them back!
I kicked the last rope loose and scrambled to the couch. The bonds were beneath it: four thick bundles, done up with heavy rubber bands. I tucked them under one arm, and went over the man who was dying near the door. His gun under one of his legs. Ipulled it out, stepped over him, and went into the dark hall. Then I stopped to consider.”
-
Fransiz roman yazari Louis-Ferdinand Céline'in dogum yildonumu (27 Mayis 1894)
"Tek degerli sey yasamdir. Bahse girerim ki on bin yil sonra, bize ne kadar mukemmel gorunurse gorunsun, bu savas tamamen unutulmus olacak... Olsa olsa bir avuc malumatfurus, bu savas ve onu susleyen belli basli katliamlarin kesin tarihi konusunda sagda solda kapisirlar, o kadar... Insanlarin birkac yuzyil, birkac yil, hatta brkac saat mesafeden birbirleri hakkinda animsanmaya deger bulduklari biricik sey budur... Ben gelecege inanmiyorum, Lola..." Gecenin Sonuna Yolculuk
https://storage.googleapis.com/ndima..._The_Night.jpg
"The one thing that counts is life! In ten thousand years, I'll bet you, this war, remarkable as it may seem to us at present, will be utterly forgotten... Maybe here and there in the world a handful of scholars will argue about its causes or the dates of the principal hecatombs that made it famous. Up until now those are the only things about men that other men have thought worth remembering after a few centuries, a few years, or even a few hours... I don't believe in future, Lola..."
“Yasamimiza karismis olan kisilerin bencillikleri, onlari soyle bir dusundugumuzde, yaslandigimiz zaman, karsi cikimaz bicimde ortaya cikiverir, oldugu gibi, yani celikten, platinden hem de zaman asimina bile direncli.
Gencken, en su katilmamis kayitsizliklar, en sinik okuzlukler icin bile, ozurler icat etmeyi basaririz, yok tutkulu kapristi ya da kim bilir hangi acemi romantizmiydi diyerek. Ancak daha sonra , sirf iyi kotu 37 derecede ayakta kalabilmek icin dahi yasam sizden , kurnazca hesap, zalimlik, kotuluk olarak neler talep edebilecegini gayet acik bicimde ortaya koydugunda, insan farkina varmaya basliyor, her seyi yerli yerine oturtuyor, bir gecmisin icerdiði tum rezillikleri anlayabilmek icin saglam bir zemine gelmis oluyor. Bunu basarmak icin tek yapilacak sey insanin kendisini ve aslinda ne tur bir supruntuye donustugunu titizlikle incelemesidir. Artik gizem de kalmadi, avanaklik da, bugune kadar yasamayi basarabilen, bunu yapabildigine gore nasil olsa tum siirini de tuketmistir. Sifira sifir elde var sifir, iste yasam!” Gecenin Sonuna Yolculuk
https://images-na.ssl-images-amazon....1CY7dszbXL.jpg
“Ce fut bien uniquement pour des raisons d’argent, mais combien urgentes et impérieuses, que je me mis à la recherche de Lola ! Sauf cette nécessité piteuse, comme je l’aurais bien laissée vieillir et disparaître sans jamais la revoir ma petite garce d’amie ! Somme toute, à mon égard, et cela ne semblait plus douteux en y réfléchissant, elle s’était comportée de la façon la plus salement désinvolte.
L’égoïsme des êtres qui furent mêlés à notre vie, quand on pense à eux, vieilli, se démontre indéniable, tel qu’il fut c’est-à-dire, en acier, en platine, et bien plus durable encore que le temps lui-même.Pendant la jeunesse, les plus arides indifférences, les plus cyniques mufleries, on arrive à leur trouver des excuses de lubies passionnelles et puis je ne sais quels signes d’un inexpert romantisme. Mais plus tard, quand la vie vous a bien montré tout ce qu’elle peut exiger de cautèle, de cruauté, de malice pour être seulement entretenue tant bien que mal à 37°, on se rend compte, on est fixé, bien placé, pour comprendre toutes les saloperies que contient un passé. Il suffit en tout et pour tout de se contempler scrupuleusement soi-même et ce qu’on est devenu en fait d’immondice. Plus de mystère, plus de niaiserie, on a bouffé toute sa poésie puisqu’on a vécu jusque-là. Des haricots, la vie.”