Originally Posted by
selka
YİĞİTİ ÖLDÜR; AMA HAKKINI VER...
TC hiçbir zaman borcunu ödeyememiş bir ülke değildir. Borcunu çeviremez ise İMF den borç alır borcunu öder, çalışmaya devam eder. Türkiye'yi hiçbir zaman Venezuela, Arjintin ve Brezilya gibi ülkeler ile karıştırmamak gerekir...
Şöyle ki;
Türk toplumu genel ahlak ve kültür düzeyinde muhafazakar bir toplumdur.
"Kolu kırar yen içinde gizler..." "Aç karnına Taş basar, Tokluk versin diye.." "Soğan ekmek yer, komşusuna misafirine Tavuk haşlar..."
Bu yukarıdaki örnekleri sever sevmez yada eleştirirsiniz ama bu öyle olmadığını değiştirmez.. Çünkü bu halk öyledir...
Ekonomimizde böyledir..
Mesela ABD de, yada başka batılı ecnebi bir devlette kriz çok çabuk koparken, TR de tarih boyunca ekonomik kriz kopsa bile HALK ayaklanmamıştır...
Çünkü; ortada kalan bir kardeşimiz olsa; aç kalan bir komşumuz olsa, darda bir yakınımız olsa; ihtiyaç sahibi 50 yaşında oğlumuz yada kızımız olsa anında KOL KANAT gerilir... Saklanır... Gösterilmez... Aç yatılır, tok salınılır...
Oysa Arjantin Brezilya G.Afrika gibi ülkeler böyle değildir... Oralarda akrabalar, eş, dost, hısım, akraba muhtaç sahibine bakmaz; DEVLET bakar...
Onlar için DEVLET MİLLET için iken; bizlerde MİLLET DEVLET'i için vardır...
Bu argüman Türk Halkını her tür ekonomik krizde asla isyan ettirmez..
Çalışır, çabalar gerekirse cinnet geçirir ama borcunu faizi ile öder, öder, öder, öder ve ödemeye devam eder...
Sıkıntı;
Türkiye'yi 1980 ler den sonra SANAYİ den uzaklaştırıp bir HİZMET sektörüne evrimleştiren Özal, Demirel, Çiller politikalarıdır...
AKP ile Hizmetten ziyade İnşaat ile devleşen TR haline geldik...
2001 den itibaren o denli şiddetli büyüyoruz ki; şöyle izah edebiliriz...
USD=PİZZA
Büyüme= Bir Bebek
4 yaşında iken her akşam bir pizza yiyen çocuk 5, 6,7,8,9,10,11,12,13,14,15,16,17, ve 18 yaşında gelince 2,00 m boy ve 200 kg haline gelmiş ve her akşam 10 adet pizzayı yiyor...
Baba asgari ücretli.... Ama çocukta büyüme şiddetli... Seneye ihtiyacı belki 15 adet pizzaya çıkacak...
Baba ya gelirini artıracak, ya borç bulucak yada pizza bulamayınca 2 m lik 200 kg lık delikanlının şiddetine maruz kalıcak...
Dilimizde tüy bitti...
Büyüme farklı bir şeydir; Kalkınma farklı bir şey diye...
Dediğim gibi sıkıntı BÜYÜME dir....
Bir tane EKONOMİST arkadaş açıklasın bana bu forumda yazmayı bırakacağım...
"NEDEN BÜYÜMEK ZORUNDAYIZ?"
Çünkü arkadan her yıl 2,000,000 genç geliyor bunlara iş, aş, elektirik, araba, gaz, petrol, eş, ev bulmak zorundayız...
Haliyle büyüme enflasyonu, enflasyonda faizi ; faizi de kur hareketini kur hareketi de yaşam kalitemizi bozuyor....
İngiltere'de adamlar yılda %0,5 büyüyorlar..
Paraları nerdeyse servet değerinde....
"HAYATLARINI YAŞIYORLAR VE DÜNYA ÜZERİNDEKİ HER MİLLET PARANIN ÜZERİNDE KRALİÇENİN RESMİNE HİZMET EDİYOR"
yA arkadaş nüfus kontrolü yapalım bizlerde büyümeden vazgeçip; eğitimde, sağlıkta, ulaşımda, yaşamda kalkınalım....
Almanya da biz oraya gidince bize hizmet etsin..
Çarşafımızı sersin, kulladığımız tuvaletimizi temizlesin...
Hayal edebiliyormusunuz? Paris te bir HOTEL de sizin kapınızı açan bir Fransız, deponuzu dolduran bir Fransız, WC nizi temizleyen bir Fransız...
Hayal edemiyorsunuz, çünkü HAYALİ DAHİ ZOR...
Bu büyüme iyi bir şey olsa; İngiltere büyür, ABD büyür, Almanya büyür, Avustralya büyür KANADA büyürdü....
Hayır bu adamlar BÜYÜME yerine KALKINMAYI tercih ettiler... Eğitimde, sağlıkta, ulaşımda vb...
Biz Kalkınmayı değil; büyümeyi tercih ettik.. Burnumuzda b..ktan kurtulmadı..
Birisi bana açıklayabilir mi?
Türkiye Cumhurieti Devletinin 80,000,000 kişi ile yapamayıp da; 100,000,000 kişi olunca yapacağı her ne ise, o şeyi?
Yok açıklayamaz...
Birisi bana açıklayabilir mi?
"Almanya'da yaşayan 3,000,000 Türk içinden BUNDESLİGA (Alman SÜPER LİGİ) da oynayan 150 Türk asıllı Alman vatandaşı topçu varken; 80,000,000 luk Anadolu'da yaşayan Türklerden bir tane bile BUNDESLİGA (Alman SÜPER LİGİ) da oynayan topçu olmama nedenini?
İşte bu soruların cevabını aklı selim rasyonalite ve mantık ile verirbilirsek; Türkiye'nin sorunları zaten çorap söküğü gibi gelecektir...
Herkese iyi haftalar dilerim...