Doğa ile şaka olmaz...
https://www.facebook.com/sanjibkc1/v...8287717636079/
Printable View
Doğa ile şaka olmaz...
https://www.facebook.com/sanjibkc1/v...8287717636079/
https://i.hizliresim.com/9NNRp8.jpg
Kanal İstanbul göz göre göre...
Son yağışın ardından Sancaktape’de bir okulun istinat duvarı çöktü.
Bu, İstanbul’da bir hafta içinde üçüncü çökme haberi.
Toprak kayıyor. Doğa işaret veriyor.
Kanal İstanbul için kanun çıkarma işlemi de tam bu işaretlerin zamanına rastlıyor.
Devamı:http://www.cumhuriyet.com.tr/koseyaz...e_gore....html
Orman Girişi inşaati ! Istanbul / Sarıyer
https://pbs.twimg.com/media/Dja059yWwAETdVN.jpghttps://pbs.twimg.com/media/Dja0590XsAE0ouL.jpg
Maçka Parkı’ndan taşınan ve çürüyen ağaçlar bugün kaldırıldı
http://haber.sol.org.tr/sites/defaul...ic/macka_0.jpg
http://haber.sol.org.tr/sites/defaul.../02/macka1.jpg
http://haber.sol.org.tr/toplum/macka...dirildi-244508
https://www.facebook.com/lilian.buss...4798864201791/
Sahillerimizi temiz tutalım...
Yoksa! Hmmm...
https://www.youtube.com/watch?v=J2Ah3HJlYVw
Şampiyon F1 pilotu Lewis Hamilton ve arkadaşları, Muğla / Göcek'te bir koyda çevre temizliği yapıyor.
— "Dünyanın en güzel yerlerinden birindeyim. Bu görüntü karşısında bir şey yapmadan duramazdık. Hepimizin bu konuda harekete geçmesi gerekiyor"
https://i.hizliresim.com/9Nr5JQ.jpg
Ege’nin can damarı Büyük Menderes 4. seviye su kirliliği seviyesine ulaştı. Trakya’yı besleyen Ergene Nehri ise 4. seviyeden kurtulamıyor.
İstatistiklerin “Türkiye’nin en kirli üçüncü nehri” olarak belirlediği Büyük Menderes , dördüncü sınıf su kirlilik seviyesine ulaştı. Büyük Menderes ’te kirlilik başta sanayi kuruluşlarının atıkları, maden tozları, deri ile tekstil işletmelerinin atıkları ile evsel atıklardan kaynaklanıyor. Nehri besleyen çaylar üzerine kurulan özel şirketlere ait HES’lerin de daha fazla kazanç düşüncesiyle nehre az su bırakması, hatta yağış azlığı ve sıcakları gerekçe göstererek hiç su bırakmaması da nehrin kendini temizlemesini engelliyor.
http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/c...ah_akiyor.html
https://pbs.twimg.com/media/DllFaBdX0AARs84.jpg
SebastianCarlos
â€
@kedibekir (Twitter)
Tarihçilerin işi kolay.
Al sana Türkler!in Göç Yolları
http://i.hurimg.com/i/hurriyet/75/62...0fb0743855.jpg
"Yap-işlet-hüplet" usulüne göre otel, cami vs yapmışlar.
Adaya geldiklerinde (Robinson Crusoe hikayesi gibi) 50 adet vahşi köpek karşılamış bunları.
Adanın beton görüntüsünü de 100 (Yazıyla yüz) adet yetişkin ağaçla halledeceklermiş...:)
Yeşil deyince bunların aklına ne geliyor hepimiz biliyoruz...
https://pbs.twimg.com/media/DnpaSfRWwAY0yt2.jpg
Sonbahar renkleri...:)
http://666kb.com/i/dx8ojs8kokkrhcxqs.jpg
Bilim insanları, doğa harikası Burdur Gölü için en acı haberi verdi: Göldeki çekilme artık geri döndürülemez seviyede. Göl öldü!
TÜRKİYE’nin en derin göllerinden biri olan, 300 bine yakın su kuşuna, endemik kuş türlerine ve özellikle dünyada nesli tükenmekte olan dikkuyruk ördeklerinin yüzde 70’ine ev sahipliği yapan Burdur Gölü’nde yürütülen son çalışmalar korkunç bir gerçeği ortaya çıkardı. Gölün su seviyesindeki azalmanın kritik noktayı aştığı söyleyen bilim insanları, sürecin insan ve hayvan sağlığını ciddi şekilde etkileyeceğini vurguluyor.
http://www.hurriyet.com.tr/gundem/ko...urduk-40964155
http://666kb.com/i/dx9lirne3nxidjkd0.jpg
Tekirdağ’da açıklanan veriler Marmara Denizi’nin ulaştığı kirliliğin boyutunu gözler önüne serdi. Hidrobiyolog Artüz: 15 yıl önce 8 metreye inen güneş ışınları şimdi 1,5-2 metreye kadar inebiliyor
Marmara Denizi'nin kirlilik ve deprem sorunu Tekirdağ'da masaya yatırıldı. Denizde oluşan kirliliğin boyutları bir kez daha gözler önüne serildi.
Sevinç-Erdal İnönü Vakfı, Tekirdağ Süleymanpaşa Belediyesi ve Kartal Belediyesi işbirliğinde hazırlanan “Her Yönüyle Marmara Denizi 2018 Yılı Çalışma Verileri” kentte düzenlenen toplantıda paylaşıldı.
Marmara Denizi’nin Değişen Oşinografik Şartlarının İzlenmesi (MAREM) Projesi Lideri Hidrobiyolog M. Levent Artüz, burada yaptığı açıklamada “Marmara Denizi’nde su kütlesi olması gereken standartlardan çok sapmış durumda” ifadelerini kullandı.
Ergene'nin kirliliği Marmara Denizi'ne
Açıklamasında Ergene Nehri’nin dünyanın en kirli akarsuyu olduğuna dikkat çeken Artüz; “Sizin şehrinizdeki Ergene akarsuyu dünyanın en kirli akarsuyu olarak kabul ediliyor. Bu kirli su derin deşarj ile Marmara Denizi’ne basılacak. Dolayısıyla Marmara Denizi diye bir şey ortada kalmayacak. Bu proje ile Marmara Denizi yok olmaya, sadece bir su kütlesine dönüşmeye hazırlanıyor” diyerek yakında başlaması beklenen deşarj projesine dikkat çekti.
Hidrobiyolog Artüz deniz kirliliğinin tespit edilmesi için yaptıkları çalışmalardan elde ettikleri verileri şöyle paylaştı:
♦ Marmara Denizi’nde 0,2 mg/litre miktarda oksijen var. Ciddi eksiklik var. 15 senelik süreçte Marmara Denizi’nin suyu bulanıklaştı.
♦ 15 yıl önce 8 metreye inen güneş ışınları şimdi 1,5-2 metreye kadar inebiliyor. Denizin altında olan çayırların güneşle irtibatı kesiliyor. Partiküller nedeniyle, su ne kadar bulanık olursa deniz o kadar ısınıyor, sıcaklık artınca gaz çözünmüyor ve erimiş oksijen miktarı düşüyor.
♦ Dünyanın en kirli nehri olan Ergene Nehri’ne akan kirli su, Marmara Denizi’ne, arıtılmadan Tekirdağ açığında basılacak. 3 ay içinde Marmara Denizi kahverengi olacak, balıkçılık dramatik bir biçimde düşecek, koku olacak. Marmara kullanılmaz hale gelecek.
♦ Birçok yerde balık örneklemesi yapıyoruz. Köpekbalıkları grubu Marmara denizinde ciddi şekilde yok oldu, uzaklaştı. Marmara Denizi’ndeki balıklardan mide analizi yapıldı. Hepsinin mide ve kas dokusunda nanoplastik bulundu. Sonuçlar pek iç açıcı değil.
https://www.birgun.net/haber-detay/m...re-231150.html
http://666kb.com/i/dxtpk808aecrwxuws.jpg
Osmanlı Padişahı II. Bayezid tarafından yaptırılan ve tam 500 yıllık geçmişe sahip olan Pirinç Han'daki çelik kapı vakası bu kadar da olmaz dedirtti. Yapımına 1490 yılında başlanan ve 1508 yılında tamamlanan tarihi han, Bursa'nın ilk hanlarından... Gerçek adı 'Han-ı Cedid-i Sani ve Han-ı Cedid-i Evvel' olan hanın adı içinde tahıl ve özellikle de pirinç ticareti yapılmasından ötürü zamanla Pirinç Han olarak anılmaya başlandı. 1983-2004 yılları arasında yapı esaslı bir onarım gördü. 2014 yılında ise UNESCO Dünya Mirası olarak ilan edilen alan içerisine alındı.
http://www.bursahayat.com.tr/haber/t...pi-174716.html
http://666kb.com/i/dxxor3mq1gk0p9k1o.jpg
Eber Gölü tamamen kurudu
Afyonkarahisar il sınırları içerisinde yer alan Eber Gölü, kendisini besleyen su kaynaklarının kesilmesi üzerine tamamen kurudu. Gölden geriye sadece kırık sandallar kaldı. Geçimini gölden sağlayan köylüler ise ne yapacağını bilmiyor. Endemik türleri ve göçmen kuşların yuvalama alanı olmasından dolayı özel bir konumu bulunan göl, Türkiye'nin en büyük 11. tatlı su kaynağı olarak biliniyordu.
http://www.hurriyet.com.tr/gundem/eb...urudu-40991682
http://666kb.com/i/dyym0pe3pgfz67fnd.jpg
http://666kb.com/i/dyym19utvhf92se7t.jpg
8 bin yıllık tarım toprağına termik santral dikecekler
Tekirdağ ve Kırklareli’nde iki ayrı noktada kurulmak istenen üç termik santral var. Üçü de verimli tarım arazilerinin ve ormanlık alanların olduğu bölgelere yapılmak isteniyor.
Türkiye’de 1992-2017 yılları arasında 4.2 milyon hektar tarım arazisi tarım dışına çıktı. Bu, 25 yılda tarım arazilerinin yüzde 15’i kaybedildi demek. Bu da, aşağı yukarı bir Konya büyüklüğünde tarım alanı yok oldu demek.
Üstelik, tarımsal ürün ithalatının zirve yaptığı şu günlerde, 4.2 milyon hektar tarım arazisi 52 milyon insanın tahıl gereksinimini üretme potansiyeline karşılık geliyor. Türkiye, 2017 yılında sadece tahıl, canlı hayvan, pamuk, yağ ve hayvan yemi için 16 milyar dolarlık ithalat gerçekleştirdi. 2018 verilerinin bunun çok daha üzerinde gerçekleşeceği rahatlıkla tahmin edilebilir.
...
https://www.artigercek.com/haberler/...ral-dikecekler
http://666kb.com/i/dz9m20b8aas13o2qw.jpg
Toprağına, doğasına sahip çıkan köylüleri hem dövdüler hem biber gazı sıktılar
Bugün de köye TOMA ile giren polis ve jandarma, çocukların, yaşlıların olduğu köylülere biber gazı ile müdahale etti.
https://odatv.com/topragina-dogasina...-05121846.html
http://666kb.com/i/dziuucah09wogwlbm.jpg
İklim Değişikliği Performansında Tüm Ülkeler Hedefin Çok Altında
Polonya'nın Katowice kentinde İklim Zirvesi sürerken (COP24) çevre örgütlerinin performans raporları ardı ardına geliyor. Geçen hafta Germanwatch, Küresel İklim Riski İndeksi 2018 raporunda, iklim değişikliğinin Türkiye'de geçen yıl 1.9 milyar dolarlık hasara yol açtığı belirtilmişti.
Germanwatch, NewClimate Institute ve İklim Eylem Ağı ile beraber yeni bir rapor daha açıkladı.
İklim Değişikliği Performans İndeksi adı verilen bu çalışma Türkiye de dahil olmak üzere 56 ülke ile AB'nin iklim performanslarını değerlenderdi ve ülkeleri bu performanslara göre sıralıyor. İncelenen ülkeler küresel emisyonların toplamda yüzde 90'ından sorumlu.
Rapor, hiçbir ülkenin yükümlülüklerini yerine getirmediğini, yani hiçbir ülkenin ve AB'nin performansının mevcut haliyle Paris Anlaşması'nın 1,5°C hedefinin çok uzağında kaldığını gösteriyor.
3°C üzerinde ısınmaya doğru ilerliyoruz
Araştırma yer alan ayrıntılar şöyle:
Değerlendirilen 56 ülkeden 46'sında 2011-2016 arası emisyonlar azalmasına rağmen, mevcut emisyonlar 3°C'nin üzerinde bir küresel ısınma patikasında ilerliyor.
Sıralamada geçen sene olduğu gibi ilk üç sıra boş bırakıldı, çünkü incelenen hiçbir ülkenin ve AB'nin performansı Paris Anlaşması hedefleri ile uyumlu değil.
Türkiye 'çok düşük' performans gösteren ülkeler arasında
Sıralamada başı İsveç ve Fas çekiyor. Özellikle gelişmekte olan ekonomi Fas'daki yenilenebilir enerji kurulumları dikkat çekici.
G20 ülkelerinin 8'inin performansı "çok düşük" notu aldı. (Türkiye, ABD, Avustralya, Japonya, Kanada, Kore Cumhuriyeti, Rusya ve Suudi Arabistan).
Türkiye tüm genel performansı ile bu sıralamada "çok düşük" ülkeler arasında 50. sırada yer buldu.
Karbon performansında 37. sıradayız
Türkiye'nin karbon emisyonları performansı ise "düşük" notuyla bu kategoride 37. sırada bulunuyor. Türkiye'nin en iyi performans gösterdiği alan ise yenilenebilir enerji başlığı oldu.
Türkiye, G20 ülkeleri arasında Brezilya ile birlikte bu kategoride "yüksek" notu alan iki ülkeden biri oldu. İklim politikaları ise en kötü not alınan kategori olarak görünüyor. Türkiye'nin çalışmadaki son kategori; enerji kullanımında da "çok düşük" notu aldı.
http://bianet.org/bianet/ekoloji/203...in-cok-altinda
DOĞA SESLENİYOR
2018 yılı Ege Bölgesi zeytin hasadında "Hurma Zeytin" neredeyse hiç olmadı.
Doğa, bir şeylerin kontrolden çıkmakta olduğuna dair mesajını gönderdi.
Yeryüzünde Urla Karaburun ve Foça bölgesinde yaşanan özel bir doğa olayı iklim şartlarındaki değişiklik nedeniyle bu yıl yaşanmadı.
Hurma zeytin veya bölgede bilinen adıyla Karaburun Hurması, özel iklim şartlarıyla zeytin ağaçlarında kısa süreliğine belirip zeytin tanesine acılığını veren olearupein maddesini parçalayan zararsız bir mantar türü sayesinde oluşmaktadır. Mantarın oluşabilmesi özel iklim şartlarına bağlıdır.
Her yıl Kasım ve Aralık aylarında sıcaklığın 10 C derece civarında olduğu gece denizden esen rüzgâr ile ağaçlardaki zeytin tanelerinin üzeri nemlenir. Bu nem ve sıcaklık zararsız bir mantar türü olan Phomo Olea mantarının üremesi ve tanelerdeki olearupein maddesini parçalaması için uygun fermantasyon ortamı sağlar. Bir gece içinde ağaçlardaki zeytinler bu mantar sayesinde fermente olarak acılığını kaybeder. Sabah açan güneş ile nem azalır ve fermantasyon durur. Bu mucizevî doğa olayı sayesinde zeytin taneleri hurma gibi dalında olgunlaşmış olur.
İşte, yüzyıllardır bilinen ve Evliya Çelebi'nin seyahatnamesinde bile anılan Karaburun hurması bu yıl hiç oluşmadı. Bölgenin önemli geçim kaynaklarından olan hurma zeytini kime sorarsanız "bu yıl hiç olmadı, hiç satmadık" yanıtını alıyorsunuz. Hurma olmayı bekleyen zeytinler ise ne yazık ki geç hasat yağ elde edilmek üzere toplanıyor. Zeytin sezonu bu yıl hurma zeytin olmadan kapanıyor.
Sıcaklıkların yeterince düşmemesi, gece sıcaklıklarının ortalamanın hayli üzerinde kalması nedeniyle doğa bu yıl zeytinleri fermente edecek ortamı sağlayamadı.
Sesleri pek işitilmese de küresel ısınma bu yıl Karaburun zeytin üreticilerini vurdu. 2018 yılı Ege Bölgesi zeytin hasadında "Hurma Zeytin" neredeyse hiç olmadı.
Doğa, bir şeylerin kontrolden çıkmakta olduğuna, önlem alınması gerektiğine dair mesajını gönderdi. Daha ne yapsın?
Mehmet Uhri
https://pbs.twimg.com/media/Du7hx50WkAAvwSg.jpg
Kar baykuşu, küresel ısınmanın ilk kurbanlarından, sayıları giderek azalıyor. Sayıları 300 binden 30 bine düştü. Dünya onlara cehennem.
@MagmaDergisi
https://i.hizliresim.com/bVbAaV.jpg
Bakan Ersoy, Kissebükü’nü kendi oteli için imara açtı!
ETS Tur patronu ve Turizm Bakanı Mehmet Ersoy’un koruma alanı olan Kissebükü Koyu’ndaki otel planı iptal edilmişti. Ersoy bakan oldu ve alanı büyüterek yeni imar planını onaylattı
Bodrum’un el değmemiş nadir koylarından, Doğal ve Arkeolojik SİT alanı olan Kissebükü imara açılıyor. Turizm Bakanı Mehmet Ersoy’un sahibi olduğu ETS Tur’a ait olan ve otel yapılmak istenen arazinin imar planları Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından onaylandı.
Yeni Yaşam Gazetesi'nde yeralan habere göre 2014 yılında ETS Tur şirketi Kissebükü’nde 5 yıldızlı otel yapmak için adım atmış ve Muğla Valiliği ‘ÇED Gerekli Değildir’ kararı ile otel inşasına izin vermişti. Bu gelişme üzerine Bodrumlu ve birçok bölgeden yurttaşlar, 25 Ocak 2015’te karadan ve denizden bölgeye giderek tepki göstermişlerdi.
Plan iptal edilmişti
2005 yılından bu yana Kissebükü’nün imara açılması adımları atılırken, bu iptal adımına karşı Bodrum ve diğer birçok yerleşimlerde yaşayan yurttaşlar Kissebükü Koruma Platfoumu’nu kurmuştu.
Yıllardır süren mücadeleye ve birçok kesimin bugüne kadar karşı çıkmasına karşın, Kissebükü’ndeki otel projesinin olduğu arazinin 1/5000 ve 1/1000 Ölçekli Koruma Amaçlı Nazım ve Uygulama İmar Planı hukuki olarak açılan davalar sonucu iptal edilmişti. Şimdi ise imar alanı genişletilerek hazırlan plan teklifi, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından onaylanarak Muğla Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’nde askıya çıkarıldı.
İmar alanını büyüttü
Konu ile ilgili konuşan Bodrum Denizciler Derneği Başkanı Mustafa Demiröz, önümüzdeki günlerde basın toplantısı düzenleyeceklerini ifade ederek, “Daha önce 1/1000 ve 1/5000lik imar planına Bodrum Denizciler Derneği olarak, Deniz Ticaret Odası ile birlikte itiraz etmiş ve davayı kazanmıştık. İmar planını iptal ettirmiştik. Ancak, yatırımcı tekrar revize talebi ile başvurmuş. Ve bu kez Turizm Bakanlığı tarafından tahsis edilmiş 95 dönümlük araziye ilave olarak, 25 dönüm daha tahsis istemiş. Süreci Bodrum Denizciler Derneği olarak zaten takip ediyorduk” ifadelerinin ardından, ilan askıdan inmeden müdahale ettiklerini belirtti. Demiröz, “Bizler Mehmet Ersoy’un Turizm Bakanı olmasından sonra, otel girişiminden vazgeçeğini umarak, müjdeli haber beklerken, tam tersi olan bu gelişme karşısında şok olduk ve bu gelişmeyi şiddetle kınıyoruz” dedi.
http://www.patronlardunyasi.com/habe...ra-acti/214785
http://666kb.com/i/e0fesok693tbq9tcq.jpg
Mahkeme Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’nin yerine yapılması planlanan şehir hastanesi için düzenlenen plan değişikliğinin yürütmesini durdurdu.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın Bakırköy’de yapılacak şehir hastanesine ilişkin onadığı plan değişikliğine TMMOB'a bağlı Mimarlar Odası ve Şehir Plancıları Odası İstanbul Şubeleri dava açtı.
İçinde, yakın döneme kadar cüzzam hastalarının tedavi edildiği tarihi Lepra Hastanesi ile çok sayıda tescilli ağaç ve yapının bulunduğu hastanenin, yıkılarak yerine 800 bin metrekare büyüklüğünde 'şehir hastanesi'nin yapılması uzun süredir konuşuluyor.
YOĞUN AĞAÇ BULUNAN ALANA YAPILAŞMA GETİRİLDİ
Davaya bakan İstanbul 6. İdare Mahkemesi’ne ulaşan bilirkişi raporunda “dava konusu plan değişikliğinde bir önceki planda yeşil alan fonksiyonun değiştiği, kademe hattı ile sağlık tesis alanı için tanımlanan alanda emsal=1.00 değerinin çok önemli bir yapılaşma yoğunluğu getirdiğine ve bu yapılaşmanın yoğun ağaçların bulunduğu alanda yer almasının planın olumsuz yönleri olarak ortaya çıktığına dikkat çekti.
KENTİN ARAZİ KULLANIMI İÇİN UYGUN DEĞİL
İdare Mahkemesi, Bakanlığın plan değişikliğinde kamu yararı olmadığına işaret ederek “Planların bahsedilen etki alanları ile değerlendirmeler içermeden sadece belirli bir parselle ilgili kullanım ve yapılaşma kararları getirdiği, bu yaklaşımın planama teknikleri, şehircilik ilkeleri ve genel olarak kentin arazi kullanımı için uygun olmadığı, kamu kaynaklarının etkin ve verimli bir şekilde kullanılmadığı" tespitinde bulundu.
TELAFİSİ GÜÇ ZARARLAR DOĞURACAK
Yargı kararında “Planların bahsedilen etki alanları ile değerlendirmeler içermeden sadece belirli bir parselle ilgili kullanım ve yapılaşma kararları getirdiği, bu yaklaşımın planlama teknikleri, şehircilik ilkeleri ve genel olarak kentin arazi kullanımı için uygun olmadığı, kamu kaynaklarının etkin ve verimli bir şekilde kullanılmadığı anlaşıldığından, dava konusu planlarda kamu yararına şehircilik ve planlama ilkelerine uyarlık görülmemiştir” dedi.
Plan değişiklikleriyle birlikte yapılaşma yapılabileceğinden telafisi güç zararlar doğurmasında kuşku bulunmadığını belirten mahkeme uygulamasına devam edilmesi halinde telafisi güç ve imkansız zararlar doğurabilecek nitelikte bulunan dava konusu işlemin yürütmesinin durdurulmasına oy birliğiyle karar verdi.
ŞEHİR HASTANELERİ NEDİR?
Hükümetin sağlıkta özelleştirme adımlarından biri olan Şehir Hastaneleri, kamuoyunda tartışmaya neden olan projelerden. Kent merkezinde bulunan devlet hastaneleri kapatılarak bu hastanelere taşınıyor. Türk Tabipleri Birliği gibi meslek odaları tarafından eleştirilen söz konusu projeler nedeniyle kamudan ihale alan şirketlere kaynak aktarımının yanında zarara uğramamaları için “hasta garantisi” de veriliyor.
https://www.artigercek.com/haberler/...amu-yarari-yok
http://666kb.com/i/e0luis1xlrwb3s81o.jpg
Türkiye’de Sinop nükleer santralinin inşaatından sorumlu olan Mitsubishi firması nükleer santrali yapmaktan vazgeçti.
Japan Times gazetesinin haberine göre nükleer santral inşaatlarında artan maliyetler ve Japon iç piyasasından kaynaklı artan ekonomik baskı, dev şirketin projelerini askıya almasına neden oldu.
https://odatv.com/sinop-nukleer-tehl...-20011910.html