https://www.youtube.com/watch?v=NfKpxwePeUg
Printable View
Ýþte Atatürk’ün 1923, Ýzmir Ýktisat Kongresi’nde yaptýðý bir Osmanlý eleþtirisi:
Atatürk’e göre “milli” bir yapýya sahip olmayan Osmanlý’da “milli bir tarih” de yoktur. Osmanlý döneminde hakimiyet millete deðil, milletin baþýna geçen birtakým kiþilerdedir. Millet, evi barký ile ilgileneceði, kendi topraklarýnda hayatýný devam ettirebilmek için çalýþacaðý yerde cepheden cepheye koþturulmuþtur. Milletin arzusu, emelleri ve gerçek ihtiyaçlarý göz önünde bulundurulacaðýna millet þunun bunun þahsi ihtiraslarýna alet edilmiþtir. Ýç politika ise dýþ politikanýn gereðine göre düzenlenmiþtir. Bu nedenle Osmanlý dönemde Türk halký milli bir hayat yaþamamýþtýr.
“Efendiler! Osmanlý tarihini tetkik edersek görürüz ki, bu bir milletin tarihi deðildir. Milletimizin mazideki halini ifade eden bir þey deðildir. Belki milletin ve milletimizin baþýna geçen insanlarýn hayatlarýna, ihtiraslarýna teþebbüslerine ait bir hikayedir.Bu böyle olmakla berber, bütün bu devirlerin de devlet namýna muayyen bir istakamet-i siyasiyesi yoktu. Belki devletin ve milletin baþýna geçen insanlarýn kendilerine mahsus siyasetleri vardý veyahut hiç siyasetleri yoktu… Mesela Fatih Sultan Mehmet, kendi ecdadýndan tahsis etmiþ olduðu Osmanlý Devleti ile Selçuklu Devleti tacýna tevarüs etmiþti ve Ýstanbul’un fethiyle Þarki Osmanlý Ýmparatorluðu’na da tevarüs etmiþti. Bundan sonra Garbe (Batýya) doðru tevassü (geniþlemek) istiyordu. Fatih arzu ediyordu ki, Roma’yý da alsýn ve Garbi Roma Ýmparatorluðu tacýný da baþýna koysun.
Sn british...
Fazla deþme ...
Osmanlý Tarihi bu.
Kokusu forumun üst katlarýna kadar geliyor...
Arada bir kimin kuyruðuna basýyorsun bilmem ama bir viyaklama avezesi çýkýyor.
Hele hele Osmanlý (Ýslam)-Yahudi iliþkisine girersen kan çýkar.
Sadece viyaklama deðil.,
Benden söylemesi.
Atalarýymýþ.
Saraylý çýktý gördün mü....:)
Atatürk, Harp Okulu yýllarýndaki bir konuþmasýnda Osmanlý Devleti’nden, bazý Osmanlý padiþahlarý ve devlet adamlarýndan þöyle söz etmiþtir:
Nerde Fatih, Yavuz, Kanuni, üçüncü Selim gibi hükümdarlar! Son devir Osmanlý padiþahlarý hep cahil ve zavallý kimseler.Kendileri cahil olduklarý için de memlekete düzen verebilecek vezirlere asla tahammül edememiþler, memleketi bu hale sürüklemiþlerdir. Abdülmecit Mustafa Reþit Paþadan, Abdülaziz Ali ve Fuat paþalardan, Abdülhamit Mithat Paþadan, Hüseyin Avni Paþadan daima korkmuþtu. Sýkýþýk zamanlarda onlarý sadarete layýk görmüþler, tehlikeyi atlattýktan sonra Mahmut Nedim gibi dalkavuklarý, hýrsýz ve uðursuzlarý iþbaþýna getirmiþlerdir.Þunu iyi bilelim ki: Mithat Paþa sað olsaydý, Hüseyin Avni Paþa öldürülmeseydi ne ordumuz ne de donanmamýz bugünkü hale düþerdi. Akdenizde ikinci durumda olan donanmamýz Karadenizde Ruslara herhalde dersini verecek 1877-1878 seferinde Ayastefanosa kadar çekilmeyecektik.Türk-Yunan Savaþýnda bu donanmayý haliçten çýkarmayacak hale getirmek suç deðil midir? Millet padiþahýndan neden hesap soramamalýdýr?Bir hýyanet olan bu hareketlerde bulunan bir insaný Fatihlerin, Yavuzlarýn torunu olarak kabul etmek mümkün müdür?[17]
Sn. Yaþar,Alýntý:
Originally Posted by BORA YAÞAR
Ben de , bu bilgileri son 3-5 yýlda '' mecburen '' öðrendim ...
Bize bu bilgiler okulda verilmedi, öðretilmedi .
Ýþin doðrusu nedir-ne deðildir diye öðrenmeye çalýþýyorum.
Syg.
"Efendiler! Bilirsiniz ki hayat demek, mücadele ve kavga demektir. Hayatta baþarý kazanmak mutlaka mücadelede baþarý kazanmaya baðlýdýr. Bu da maddi ve manevi güç ve kudrete dayanan bir özelliktir. Bir de insanlarýn uðraþtýðý bütün meseleler, karþýlaþtýðý bütün tehlikeler, elde ettiði baþarýlar, toplumca yapýlan genel bir mücadelenin dalgalarý içinden doðagelmiþtir. Doðulu kavimlerin Batýlý kavimlere saldýrý ve hücumu, tarihin belli bir sayfasýdýr. Doðu milletleri arasýnda Türklerin baþta geldiði ve çok güçlü olduðu bilinmektedir. Gerçekten de Türkler, Ýslamlýktan önce Avrupa içerisine girmiþler, saldýrýlar, istilalar yapmýþlardýr. Batýya saldýran ve Ýspanyayý ele geçirerek Fransa sýnýrýna kadar giden Araplar da vardýr. Fakat efendiler, her saldýrýya daima bir karþý saldýrý düþünmek gerekir. Karþý saldýrý ihtimalini düþünmeden ve ona karþý güvenilir bir tedbir bulmadan saldýrýya geçenlerin sonu, yenilmek, bozguna uðramak ve yok olmaktýr.
Atilla, Fransa ve Batý Avrupa topraklarýna yayýlmýþ olan imparatorluðunu batýrdýktan sonra, bakýþlarýmýzý Selçuklu Devletinin yýkýntýlarý üstünde kurulmuþ olan Osmanlý Devletinin Ýstanbulda Doðu Roma Ýmparatorluðunun taç ve tahtýna sahip olduðu devirlere çevirelim. Osmanlý hükümdarlarý arasýnda Almanyayý, Batý Romayý ele geçirerek çok büyük bir imparatorluk kurma çabasýnda bulunmuþ olan vardý. Yine bu hükümdarlardan biri bütün Ýslam dünyasýný bir merkeze baðlayarak yönetmeyi düþündü. Bu amaçla Suriye ve Mýsýrý zaptetti. Halife unvanýný takýndý. Diðer bir sultan da hem Avrupayý zapt etmek, hem de Ýslam dünyasýný hüküm ve idaresi altýna almak gayesini güttü. Batýnýn sürekli karþý saldýrýsý, Ýslam dünyasýnýn hoþnutsuzluk ve isyaný ve bu þekilde bütün dünyayý ele geçirme düþünce ve emellerinin ayný sýnýrlar içine aldýðý çeþitli unsurlarýn uyuþmazlýklarý, sonunda benzerleri gibi Osmanlý Ýmparatorluðunu da tarihin sinesine gömdü." [4]
Biraz araþtýrýnca sevr'e açýlan kapýnýn mihenk taþýný oluþturan nedenlerin baþýnda BORÇLANMA, hesapsýz borçlanma, borca alýnan paralarýnda da hesapsýzca dönüþümü olmayan alanlara, þaþaaya, debdebeye yatýrýldýðýný gördüm.
Britishi tarihçi yazar olarak gördüðün gibi bunu da yanlýþ görmüþsünAlýntý:
Originally Posted by abekir
sevre götüren asýl hatayý abdulhamidi deviren maceraperestler yaptý