-
Irlandali asilli Ingiliz yazar C.S. Lewis’in olum yil donumu (22 Kasim 1963)
“Belki bu sizin de ruyalarinizda olmustur. Birisi anlamadiginiz bir sey soyler, fakat ruyanizda sanki cok buyuk bir anlami varmis gibi gelir size: Ya butun ruyayi kabusa donusturecek korkunc bir anlami vardir ya da hos bir anlami; sozlerle anlatilamayacak kadar hos bir anlami vardir ve ruyayi oylesine harika yapar ki, tum yasaminiz boyunca hatirlar ve surekli ayni ruyayi gormek istersiniz.”
https://images-na.ssl-images-amazon....4,203,200_.jpg
“Perhaps it has sometimes happened to you in a dream that someone says something which you don't understand but in the dream it feels as if it had some enormous meaning--either a terrifying one which turns the whole dream into a nightmare or else a lovely meaning too lovely to put into words, which makes the dream so beautiful that you remember it all your life and are always wishing you could get into that dream again.”
“…bir gomme banyosu, ocaginda tatli kokular yayarak yanan odunlar vardi ve kemerli catisindan gumus zincirle asilmis bir lamba sarkiyordu. Pencere batiya, tuhaf Narnia ulkesine bakiyordu ve Jill uzaktaki daglarin ardýnda gunbatiminin son kizilliklarini gorebiliyordu. Bu onun yeni maceralar arzulamasina neden oluyor ve bunun sadece bir baslangic oldugunu hissettiriyordu.”
https://images.gr-assets.com/books/1...237l/65641.jpg
“…where there was a little bath sunk in the floor and a fire of sweet-smelling woods burning on the flat hearth and a lamp hanging by a silver chain from the vaulted roof. The window looked west into the strange land of Narnia, and Jill saw the red remains of the sunset still glowing behind distant mountains. It made her long for more adventures and feel sure that this was only the beginning.”
-
-
“Cunku, gercek su ki, onu “goruyordum”, onu ciplak agacin, soguktan uyusmus bir serce siginmak icin ona dogru uctugunda, hafifce cirpinan dallarinda goruyordum; ahirdan cikan duvelerin gozlerinde goruyordum onu; dolasirken karsima cikan kuzularin melemesinde isitiyordum. Tum yaratiklar bana ondan soz ediyormus gibiydi; onu yeniden gormek istiyordum dogru, ama onu bir daha hic gormeme, onunla hic birlesmeme dusuncesini kabul etmeye de hazirdim; yeter ki o sabah beni kaplayan sevinci duyabileyim ve sonsuza degin uzakta bile olsa onu hep yanimda bulayim.” Umberto Eco, Gulun Adi
http://image.anobii.com/anobi/image_...c4d7f568c0eb6c
“Perché la veritŕ č che io "vedevo" la fanciulla, la vedevo nei rami dell'albero spoglio che palpitavano leggermente quando un passero intirizzito volava a cercarvi rifugio; la vedevo negli occhi delle giovenche che uscivano dalla stalla, e la udivo nel belato degli agnelli che incrociavano il mio errare. Era come se tutto il creato mi parlasse di lei, e desideravo, sě, di rivederla, ma ero pur pronto ad accettare l'idea di non rivederla mai piů, e di non congiungermi mai piů con lei, purché potessi godere del gaudio che mi pervadeva quel mattino, e averla sempre vicina anche se fosse stata, e per l'eternitŕ, lontana.”
-
“Yasamin bisiklete binmek ya da piyano calmak gibi sonradan ogrenilmesi gereken bir beceri oldugunu fark ettigimizde, biraz akillanmaya baslariz. Ama akil bize nasil bir yol gosterir? Zararli tutkulardan, asiriliklardan, korkudan, kaygidan uzak, sakin ve huzurlu bir yasami hedeflememizi ogutler. Bazý durtulerin bastiirilmasi gerektigini, gercek gereksinimlerimizle gereksiz olanlari ayirmayi ogrenmezsek, asiri bir istahin kurbani olabilecegimizi soyler. Gercekleri carpitmamak, habbeyi kubbe, pireyi deve, kurbagayi prenses gibi gormemek icin dus gucumuzun denetlenmesi gerektigini dusundurur. Bize zarar verebilecek seylere temkinli yaklasmamizi onerir, ama duvardaki golgelerden kacarak enerji tuketmenin gereksizligine isaret eder. Korkunun ecele faydasi olmadigini soyler, korkudan baska korkacak sey yoktur der.” Alain De Botton, Ask Uzerine
https://images-na.ssl-images-amazon....4,203,200_.jpg
“We start trying to be wise when we realize that we are not born knowing how to live, but that life is a skill that has to be acquired, like learning to ride a bicycle or play the piano. But what does wisdom counsel us to do? It tells us to aim for tranquility and inner peace, a life free from anxiety, fear, idolatry, and harmful passion. Wisdom teaches us that our first impulses may not always be true, and that our appetites will lead us astray if we do not train reason to separate vain from genuine needs. It tells us to control our imagination or it will distort reality and turn mountains into molehills and frogs in to princesses. It tells us to hold our fears in check, so that we can be afraid of what will harm us, but not waste our energies fleeing shadows on the wall. It tells us we should not fear death, and that all we have to fear is fear itself.”
-
-
20th Century Fox, Steven Spielberg'un yonettigi, Meryl Streep ve Tom Hanks'in oynadigi The Post'un genisletilmis tv spotunu yayinladi.
https://youtu.be/rOMN7fuWG_4?t=1
-
Warner Bros. Pictures, Chris Hemsworth, Elsa Pataky, Taylor Sheridan ve Michael Shannon'in oynadigi 12 Strong'un 2.fragmanini yayinladi.
https://youtu.be/R4CY3YBKbiE?t=1
-
“Nathanael, at kitabimi; onunla yetinme. Senin gercegini bir baskasinin bulabilecegini sanma; herseyden cok, bundan utan. Yiyeceklerini ben hazirlasam, yemek icin bir arzu duymazdin yatagini ben hazirlasam, uyumaya uykun olmazdi.” André Gide
http://timescolumns.typepad.com/.a/6...a8e97a3970d-pi
"Natanaele, getta il mio libro; non te lo far bastare. Non credere che la tua veritŕ possa essere trovata da qualcun altro; piů che d'ogni altra cosa, abbi vergogna di questo. Se fossi io a cercare il tuo cibo, tu non avresti fame per mangiarlo; se ti preparassi il tuo letto, non avresti sonno per dormirci."
-
"Gunler gitgide kisaliyor, yagmurlar baslamak uzere. Kapim ardina kadar acik bekledi seni. Niye boyle gec kaldin? / I giorni son sempre piů brevi, le piogge cominceranno. La mia porta, spalancata, ti ha atteso. Perché hai tardato tanto." Hikmet
https://pbs.twimg.com/media/DPORWGIVoAA7CjH.jpg
-
Italyan manyerist ressam Agnolo Bronzino'nun olum yil donumu (23 Kasim 1572)
https://pbs.twimg.com/media/DPPL628XcAEtCmY.jpg
Sacra Famiglia Panciatichi (The Panciatichi Holy Family 1540)
http://www.mimmademaio.com/artebonzi...e/image003.jpg
-
Belcikali Neo-empresyonist ressam Théo van Rysselberghe'nin dogum yil donumu (23 Kasim 1862)
https://2.bp.blogspot.com/-__PCHMiA8...%2C%2B1902.jpg
https://youtu.be/e1ejwbkoLmc?t=2
-
Frankenstein tiplemesiyle uluslararasi duzeyde un kazanan Ingiliz sinema ve tiyatro oyuncusu Boris Karloff'un dogum yil donumu (23 Kasim 1887)
http://33.media.tumblr.com/5211f9d97...cv1jo1_500.gif
https://media.giphy.com/media/QhJxBi53RqYMg/giphy.gif
-
Ilk muzik kutusu (jukebox), San Francisco'daki Palais Royale Salonunda kuruldu ve sansasyon yaratti.
https://www.wired.com/wp-content/upl...ebox_630px.jpg
https://www.youtube.com/watch?v=pDxoVE6_ras
-
Rumen asilli Alman sair Paul Celan'in dogum yil donumu (23 Kasim 1920)
https://i.embed.ly/1/display/resize?...jOIgAEfaD6.jpg
Aksam vakitlerinde icmekteyiz sabahin kapkara sutunu
ve oglenlerle sabahlarda bir de geceleri
hic durmaksizin icmekteyiz
bir mezar kaziyoruz havada rahat yatiliyor
Bir adam oturuyor evde yilanlarla oynayip yazi yazan
hava karardiginda Almanya'ya senin altin saclarini yaziyor Margarete
bunu yazip evin onune cikiyor ve yýldizlar parliyor
kopeklerini cagiriyor islikla
sonra Yahudilerini cagiriyor islikla toprakta bir mezar kazdiriyor
bize buyruk veriyor haydi bakalim simdi dansa...
Hemen yaz bana, lutfen,
benden haber almak isteyip istemedigini de yaz,
sefkatimi ve sevgimi kabul edip edemeyecegini,
sana herhangi bir seyin yardimi olup olamayacagini,
ara sira hala elini bana uzatip uzatmadigini
ve icinde isik olmak istedigim agir ruyayla
beni karartip karartmadigini yaz.
Bana yazmayi dene, bana sor,
senin cok yakinidayim,
yureginde ne varsa hepsini yaz!
https://68.media.tumblr.com/6fce297d...x1vlo1_500.gif
Scrivimi presto, ti prego,
e scrivi se voi ancora una mia parola,
se puoi ancora accogliere
la mia tenerezza e il mio amore,
se qualcosa ancora puň aiutarti,
se tu ogni tanto tendi ancora la mano verso di me
e mi oscuri con il sogno pesante,
nel quale vorrei splendere come una luce.
Tenta, scrivimi, rivolgiti a me,
allontana da te scrivendo tutto ciň che ti opprime!
"Senin gozlerinin kaynaginda yasiyor, yanilsamalar denizindeki balikcilarýn efsaneleri. Deniz, vaadini senin gozlerinin kaynaginda tutuyor./ Nella fonte dei tuoi occhi vivono le reti dei pescatori del mar matto.Nella fonte dei tuoi occhi il mare mantiene la sua promessa."ť Paul Celan
https://pbs.twimg.com/media/C8-SAbqXgAAWCGJ.jpg
-
John Steinbeck'in Fareler ve Insanlar (Of Mice and Men) oyunu ilk kez 23 Kasim 1937'de Broadway'deki Music Box Theatre'da sahnelendi.
http://static.playbill.com/dims4/def...bill-12-37.jpg
https://i.pinimg.com/736x/c9/a2/56/c...n-broadway.jpg
-
BBC, bilimkurgu televizyon dizisi Doctor Who'yu 23 Kasim 1963'de yayinlamaya basladi.
(Bir kult haline gelen dizi, 54 yilda toplam 800'den fazla bolum yayinladi ve 1970'de renkli yayinlanmaya baslandi.)
https://pbs.twimg.com/media/DPPjNHgXkAA-b0w.jpg
https://bookmust.files.wordpress.com/2013/08/pt1.jpg
-
-
Fransiz roman yazari ve sanat tarihcisi André Malraux’nun olum yil donumu (23 Kasim 1976)
“Sanki insanligin issiz adalari yokmus gibi, sanki her kosede bir issiz ada yokmus gibi! Sokaklar issiz adalarla doselidir! Ve her yerde insanlar toplulugundan kopmanin kesin bir yolu vardir: alcalis, utanc. Dikkat ederseniz, dunyanin yeniden fethinin uc romaninin birini bir eski tutsak, yani Cervantes, (Don Kisot) Ýkincisini bir eski kurek mahkumu, yani Dostoyevski, (Budala) ucuncusunu de direge baglanip ibret diye gosterilmis bir mahkum, yani Daniel de Foe (Robinson Crusoe) yazmistir.” Altenburg'un Ceviz Agaclari
http://www.otago.ac.nz/library/exhib.../09malraux.jpg
“As though humanity lacked desert islands, as though they were not to be found in every corner! Why, our streets are paved with desert islands! And there's always one certain way of being withdrawn from society: through humiliation shame. Now, bear in mind that the three great novels about the reconquest of the world were written, the first by a former slave, Cervantes; the second by a former jailbird, Dostoievsky; the third by a former victim of the pillory, Daniel Defoe.”
-
Avustralyali hard rock grubu AC/DC, 8.studyo albumu For Those About to Rock We Salute You'yu 23 Kasim 1981 tarihinde piyasaya surdu.
https://i.ytimg.com/vi/nDDqxVUDiGc/maxresdefault.jpg
-
Ingiliz rock grubu Black Sabbath, 13.studyo albumu The Eternal Idol'i 23 Kasim 1987'de piyasaya surdu.
https://www.metal-archives.com/image...1/521.jpg?2716
-
Norvec asilli Ingiliz roman ve kisa oyku yazari Roald Dahl'in olum yil donumu (23 Kasim 1990)
"Iste soyledikleri sarki: En onemli sey aklimizda kalan, Eger cocuklarsa sozkonusu olan, izin vermeyin ASLA, ASLA Girmesine televizyonun yanina Yada hepsinden en iyisi Hic almayin o aptal seyi Girdiđimiz her evde cocuklar gorduk, Ekranin karsisinda agizlari bir karis acik. Tembel tembel yayilmislar, dilleri disari sarkar, Oyle dalmislar, birde bakarlar ki gozleri firlar.(Geçen hafta birisinin evinde gorduk tam bir duzine goz yerde.) Bakarlar ve otururlar, otururlar ve bakarlar Tabii sonunda hepsi ekrana yapisirlar,Ta ki sarhos oluncaya kadar hepsi de bu korkunç igrenc supruntuyle. Evet, biliyoruz televizyon varken uslu dururlar, Pencerelerin pervazlarina tirmanmazlar, Kavga, tekme, yumruk yok asla, Siz de rahat pisirirsiniz yemegi ocakta, Bulasiklarý yikayiverirsiniz cabucak Ama hic dusundunuz mu bir dakikacik, Bir an olsun geldi mi akliniza Neler oluyor sevgili yavrunuza? KAFADAKI DUYGULARI SONDURUR! HAYAL GUCUNU OLDURUR! AKLI TIKAR VE KARISTIRIR! ÇOCUK SONUNDA KOR OLUR, APTALLAŢIR! UNUTUR ARTIK ANLAMINI HAYALIN VE PERILERIN DIYARINI! BEYNI PEYNIR GIBI YUMUSAR! ARTIK DUSUNMEZ - SADECE BAKAR!" Charlie'nin Cikolata Fabrikasi
http://i.dailymail.co.uk/i/pix/2014/...89_634x955.jpg
"The most important thing we’ve learned, So far as children are concerned, Is never, NEVER, NEVER let Them near your television set – Or better still, just don’t install The idiotic thing at all. In almost every house we’ve been, We’ve watched them gaping at the screen. They loll and slop and lounge about, And stare until their eyes pop out. (Last week in someone’s place we saw A dozen eyeballs on the floor.) They sit and stare and stare and sit Until they’re hypnotised by it, Until they’re absolutely drunk With all that shocking ghastly junk. Oh yes, we know it keeps them still, They don’t climb out the window sill, They never fight or kick or punch, They leave you free to cook the lunch And wash the dishes in the sink – But did you ever stop to think, To wonder just exacts what This does to your beloved tot? IT ROTS THE SENSES IN THE HEAD! IT KILLS IMAGINATION DEAD! IT CLOGS AND CLUTTERS UP THE MIND! IT MAKES A CHILD SO DULL AND BLIND HE CAN NO LONGER UNDERSTAND A FANTASY, A FAIRYLAND! HIS BRAIN BECOMES AS SOFT AS CHEESE! HIS POWERS OF THINKING RUST AND FREEZE! HE CANNOT THINK – HE ONLY SEES!"
https://pbs.twimg.com/media/DPTkz1uXcAApMkF.png
“Her seyden onemlisi, cevrenize hep pariltili gozlerle bakin, cunku en buyuk gizemler akla ilk gelen yerlerde saklidir. Sihre inanmayanlar onu asla bulamazlar.”
“Eger ben okul muduru olsaydim, tarih ogretmeninden kurtulup yerine cikolata ogretmeni getirirdim. / Se io fossi preside di una scuola, mi sbarazzerei del professore di storia, e lo rimpiazzerei con un professore di cioccolato.”
https://pbs.twimg.com/media/DPTb5ZoXcAADGBY.jpg
-
-
Michael Jackson, Dangerous albumunden Heal the World sarkisini 23 Kasim 1992'de Ingiltere'de yayinladi.
https://pbs.twimg.com/media/DPS9llcX4AAHlCi.jpg
https://media.giphy.com/media/oF6kIQecSsd9u/giphy.gif
-
-
Amerikalý rapci Snoop Doggy Dogg, ilk studyo albumu Doggystyle'i 23 Kasim 1993'de piyasaya surdu.
http://images.genius.com/d31a03639b8...996x1000x1.jpg
-
Guns N' Roses, 5. studyo albumu The Spaghetti Incident?'i 23 Kasim 1993'de piyasaya surdu.
https://pbs.twimg.com/media/DPS9YNCXkAARpBG.jpg
-
-
"Bir sepet dolusu portakal dusunun, dedi oteki, bu portakallardan birinin, sepetin en dibindeki bir portakalin curumeye basladigini dusunun, sonra diger portakallarin da birer birer curudugunu dusunun, curumenin nerede basladigini soylemek mumkun mu, iste benim kafama takilan soru bu. Bu portakallar ulkeleri mi yoksa insanlari mi temsil ediyorlar, diye sordu Tertuliano Maximo Afonso. Ulkelerin icinde insanlar var, dunyanýn icinde ulkeler var, insansiz ulke olmadigina gore curume kacinilmaz olarak insanlardan bas*liyor. Peki suclu neden biz, yani siz ve ben olacakmisiz, Neticede birisi suclu, Sanirim toplum unsurunu goz ardi ediyorsunuz, Toplum dediginiz, aziz dostum, tipki insanlik gibi bir soyutlamadan ibarettir." José Saramago, Kopyalanmis Adam
https://www.qlibri.it/images/stories...1314296395.jpg
"Immagini un cesto di arance, disse l’ altro, immagini che una delle arance, laggiů nel fondo, cominci a marcire, immagini che, una dopo l’altra, marciscano tutte, che č che potrŕ, a quel punto, mi domando, dire dov’č iniziato il marciume. Le arance cui si sta riferendo sono paesi, oppure sono persone, volle sapere Tertuliano Maximo Afonso, In un paese sono le persone, nel mondo i paesi, e siccome non esistono paesi senza le persone č dalle persone che comincia il marcio, inevitabilmente. E perché dovremmo essere stati noi, io, lei, i colpevoli, Qualcuno č stato, Le faccio notare che non sta prendendo in considerazione il fattore societŕ. La societŕ, mio caro amico, proprio come l'umanitŕ, č un'astrazione."
-
"Kasim ayinin sonlarinda, sabah saat dokuza dogru Petersburg-Varsova treni olanca hiziyla Petersburg’a yaklasiyordu. / Verso le nove di mattina d'una giornata di disgelo, sul finir di novembre, il treno della ferrovia Pietroburgo -Varsavia si avvicinava a tutto vapore a Pietroburgo." Dostoyevski, Budala
https://static.lafeltrinelli.it/stat...931_846876.jpg
-
"Asla cocuklugumuzdaki kadar bilge olamiyoruz. Olaylari hic o kadar net goremiyoruz. / We're never more wise than when we're children.We'll never see things that clear again." Arlington Road Filmi
https://media.baselineresearch.com/i...79956_full.jpg
-
René Descartes ve Gottfried Leibniz ile birlikte 17. yuzyil felsefesinin en onde gelen rasyonalistlerinden Hollandali Filozof Baruch Spinoza’nin (Benedictus de Spinoza /Bento d'Espińoza) dogum yil donumu (24 Kasim 1632)
“Dogada herhangi bir sey bize gulunc, sacma ya da kotu gelirse, bunun nedeni nesneler ustunde yalnizca sinirli bilgi sahibi olmamizdir, doganin bir butun olarak duzeni ve tutarliligini bilmedigimizdendir; her seyin kendi aklimizin buyruklarina gore ayarlanmasini istedigimizdendir. Aslinda aklimizin kotu dedigi sey, evrensel doganin duzen ve yasalari bakimindan kotu degildir. Yalnizca, ayri olarak dusundugunuz kendi varligimizin yasalari bakimindan kotudur. Iyi ve kotu sozcukleriyse, tek baslarina ele alindiklarinda kesin hicbir sey anlatmazlar. Cunku tek ve ayni sey, ayni zamanda hem iyi, hem kotu, hem de hicbiri olabilir. Sozgelisi muzik uzuntulu kisiye iyi gelir, yas tutanlara kotu, oluler icinse anlamsizdir.” Ethika
https://images-na.ssl-images-amazon....1-RDegVnNL.jpg
“Whenever, then, anything in nature seems to us ridiculous, absurd or evil, it is because we have but a partial knowledge of things, and are in the main ignorant of the order and coherence of nature as a whole, and because we want everything to be arranged according to the dictates of our own reason; although in fact, what our reason pronounces bad is not bad as regards the order and laws of universal nature, but only as regards the laws of our own nature taken separately. As for the terms good and bad, they indicate nothing positive considered in themselves. ... For one and the same thing can at the same time be good, bad, and indifferent. For example, music is good to the melancholy, bad to mourners, and indifferent to the dead.”
-
-
Pinokyo romaninin Italyan yazari Carlo Collodi'nin (Carlo Lorenzini) dogum yil donumu (24 Kasim 1826)
https://pbs.twimg.com/media/DNC_vTyX4AAiZiv.jpg
https://pbs.twimg.com/media/CmnmC6FXYAAPDOg.jpg
“Kucuk okuyucularim bir agizdan, 'Bir Kral vardi!' diye bagiracaklar.
Hayir, cocuklar bir yanlislik yapiyorsunuz, vaktiyle bir tahta parcasi vardi."
“Yarim gun kadar yurudukten sonra, 'Ahmaklari Aldatan Kent' diye bir yere geldiler. Pinokyo kentteki butun sokaklarin tuyu dokulmus, acliktan nefesi kokan kopeklerle, soguktan titreyen henuz kirpilmis koyunlarla, bir bugday tanesi dilenen ibiksiz tavuklarla, renkli guzel kanatlarini sattiklari icin artik ucamayan kocaman kelebeklerle, ortaya cikmaktan utanan kuyruksuz tavus kuslariyla, artik sonsuza kadar kaybettikleri altin ve gumusten parlak tuylerine yanarak sessiz sessiz dolasan sulunlerle dolu oldugunu gordu. Bu yuzsuz dilenciler ve utangac yoksullardan olusan kalabaligin arasindan arada sirada Beyefendilere ait arabalar geciyordu. Bu arabalarin icinde birkac Tilki, birkac hirsiz Saksagan ya da birkac yirtici kus goze carpiyordu."
https://pbs.twimg.com/media/DND1ANTX4AA_Fsc.jpg
“Dopo aver camminato una mezza giornata arrivarono a una cittŕ che aveva nome ‘Acchiappacitrulli.’ Appena entrato in cittŕ, Pinocchio vide tutte le strade popolate di cani spelacchiati, che sbadigliavano dall’appetito, di pecore tosate, che tremavano dal freddo, di galline rimaste senza cresta e senza bargigli, che chiedevano l’elemosina d’un chicco di granturco, di grosse farfalle che non potevano piů volare, perchč avevano venduto le loro bellissime ali colorite, di pavoni tutti scodati, che si vergognavano a farsi vedere, e di fagiani che zampettavano cheti cheti, rimpiangendo le loro scintillanti penne d’oro e d’argento, oramai perdute per sempre.In mezzo a questa folla di accattoni e di poveri vergognosi, passavano di tanto in tanto alcune carrozze signorili con dentro o qualche volpe, o qualche gazza ladra, o qualche uccellaccio di rapina.”
-
Ingiliz asilli Amerikali roman ve oyun yazari Frances Hodgson Burnett’in dogum yil donumu (24 Kasim 1849)
“Okuldayken cografya ogretmenimiz bize dunyanin portakal biciminde oldugunu soylemisti. Daha on yasina gelmeden once bu portakalin bir kisiye ait olmadigini, herkese ait oldugunu kesfettim. Hic kimse kendine ait kisimdan daha fazlasina sahip degil bu portakalin. Bazen adim atacak yer bile bulamazsin onun uzerinde. O nedenle hicbiriniz portakalin tamamina sahip oldugunuzu dusunmeyin, boyle dusunurseniz yanilirsiniz ve isin dogrusunu cok agir bedeller odeyerek ogrenirsiniz.” Gizli Bahce
https://images-na.ssl-images-amazon....4,203,200_.jpg
“When I was at school my jography told as th' world was shaped like a orange an' I found out before I was ten that th' whole orange doesn't belong to nobody. No one owns more than his bit of a quarter an' there's times it seems like there's not enow quarters to go round. But don't you - none o' you - think as you own th' whole orange or you'll find out that you're mistaken, an' you won't find it out without hard knocks.”
-
Ingiliz biyolog ve doga tarihcisi Charles Darwin’in Turlerin Kokeni’ni 24 Kasim 1859 tarihinde yayinladi.
“Majestelerinin gemisi Beagle'da bir doga bilgini olarak bulundugum sirada, Guney Amerika'da yasayan organik varliklarin dagilimindaki ve o kitanin bugunku ve gecmisteki canlilarinin yerbilimsel iliskilerindeki belirli olgular gozume pek carpmisti. Bu olgular, elinizdeki kitabin ilerdeki bolumlerinde de goreceginiz gibi, buyuk filozoflarimizdan birinin sirlarin sirri dedigi ‘turlerin kokeni’ ne isik tutacaga benziyordu.”
https://upload.wikimedia.org/wikiped...title_page.jpg
“When on board H.M.S. 'Beagle,' as naturalist, I was much struck with certain facts in the distribution of the inhabitants of South America, and in the geological relations of the present to the past inhabitants of that continent. These facts seemed to me to throw some light on the origin of species—that mystery of mysteries, as it has been called by one of our greatest philosophers.”
-
Fransiz ressam Henri de Toulouse-Lautrec’in dogum yil donumu (24 Kasim 1864)
Al Moulin Rouge (At the Moulin Rouge, 1892–1895)
http://www.settemuse.it/pittori_scul...ulin_rouge.jpg
-
Ingiliz roman yazari Anna Sewell, Siyah Inci romanini 24 Kasim 1877’de yayinladi.
“Zalimlik seytanin isaretidir dedi, zalimlikten zevk alan birini gordugumuz zaman onun efendisini anlayabilecegimizi, cunku seytanin en bastan beri katil ve en sonuna kadar iskenceci oldugunu soyledi. Oysa komsularini seven, insanlara ve hayvanlara sefkat gosteren insanlari gordugumuzde, bunun Tanri'nin isareti oldugunu bilebilirsiniz, cunku 'Tanri sevgidir' dedi. Bu ogretmeninin sana ogrettigi en buyuk gercek, dedi John. Sevgisiz din olmaz; insanlar dinleri hakkinda istedikleri kadar konusabilirler; fakat eger din onlara insanlara ve hayvanlara karsi iyi davranmayi ogretmiyorsa, hepsi bosunadir. Hepsi bosuna James; her seyin icyuzunun ortaya dokulecegi ve gercek degerini bulacagi o gun, hepsinin foyasi ortaya cikacaktir.”
https://img1.etsystatic.com/000/0/65....295148769.jpg
“He said cruelty was the devil’s own trade-mark, and if we saw any one who took pleasure in cruelty we might know who he belonged to, for the devil was a murderer from the beginning, and a tormentor to the end. On the other hand, where we saw people who loved their neighbors, and were kind to man and beast, we might know that was God’s mark.” “Your master never taught you a truer thing,” said John; “there is no religion without love, and people may talk as much as they like about their religion, but if it does not teach them to be good and kind to man and beast it is all a sham—all a sham, James, and it won’t stand when things come to be turned inside out.”
http://www.readersparadise-me.com/ma...riginal_1.jpeg
-
John Steinbeck, Inci romanini 24 Kasim 1947’de yayinladi.
“Insanoglu icin ac gozlu denmistir her zaman. Elindekiyle yetinmeyip hep daha fazlasini istedigi soylenir. Bunlar kucumseme dolu, elestiri niteliginde soylenmis sozlerdir. Oysa istemek insanin en buyuk yeteneklerinden biridir ve onu, bulduguyla yetinen hayvan turlerinden ustun kilar.”
https://images-na.ssl-images-amazon....1BuejLNxuL.jpg
“For it is said that humans are never satisfied, that you give them one thing and they want something more. And this is said in disparagement, whereas it is one of the greatest talents the species has and one that has made it superior to animals that are satisfied with what they have.”
“Baska ne yapabilirdim ki? Dolandirici bu herifler.”
Juan Tomas agir agir salladi basini. Agabeydi o. Kino ondan ogut bekliyordu. “Anlamak guc.” dedi. “Ta besikten mezara dolandirildigimizi biliyoruz. Yine de yasamayi surduruyoruz. Sen yalnizca inci alicilarina meydan okumadin, butun bir yapiya, butun yasam bicimine meydan okudun. Senin adina korkuyorum.”
https://images.gr-assets.com/books/1...3l/4906336.jpg
"What else could I do? They are cheats."
Juan Tomas nodded gravely. He was the elder, and Kino looked to him for wisdom. "It is hard to know," he said. "We do know that we are cheated from birth to the overcharge on our coffins. But we survive. You have defied not the pearl buyers, but the whole structure, the whole way of life, and I am afraid for you."
-
-