Printable View
Fransiz ressam Élisabeth Louise Vigée Le Brun'in olum yildonumu (30 Mart 1842)
Self-Portrait with Her Daughter Julie, 1786
https://upload.wikimedia.org/wikiped...28Julie%29.jpg
Marie Antoinette and her Children, 1787
https://upload.wikimedia.org/wikiped...A9e-Lebrun.jpg
Fransiz yazar ve sair Paul Verlaine'nin dogum yildonumu (30 Mart 1844)
https://pbs.twimg.com/media/C1VWih6XcAA3sIp.jpg
Kediyle oynuyor kadin
Ne de guzel yarasmis bak
Karanliginda aksamin
Beyaz el ve beyaz ayak.
Kediyle oynuyor kadin
Ne de guzel yarasmis bak
Karanliginda aksamin
Beyaz el ve beyaz ayak.
Nasil da gizliyor kadin
Bicak gibi keskin parlak
Katil tirnagini -hayin-
Eldivende sakliyarak.
Oteki de, sozum ona
Pencesini saklamada
Ama yutmuyordu seytan..
Simdi cinliyor odada
Bir kahkaha havalanan
Parliyor dort fosfor nokta.
Guzel gozler tul ardinda gorunsun
Gun isigi titremeli siirinde
Ak yildizlar mavilige burunsun
ilgit ilgit sonbahar goklerinde.
Ara rengin pesindeyiz cunku biz;
Rengin degil, ara rengin sadece.
Ancak oyle sarmas dolas ederiz
Kavali boruyla, ruyayi dusle!
https://images-na.ssl-images-amazon....1-t8rD6SvL.jpg
Son gli occhi belli dietro alle velette,
l'immenso dì che vibra a mezzogiorno,
e per un cielo d'autunno intepidito
l'azzurro opaco delle chiare stelle!
Perché ancora bramiamo sfumature,
sfumatura soltanto, non colore!
Oh! lo sfumato soltanto accompagna
il sogno al sogno e il corno al flauto!
Bati dunyasinin en taninmis ressamlarindan Hollandali Post-Empresyonist Vincent Willem van Gogh'un dogum yildonumu (30 Mart 1853)
https://lh3.googleusercontent.com/pr...b3FGHP_ai-M0UQ
https://media.giphy.com/media/ZOTbUNcYAupyg/giphy.gif
" Theo, sen de asik misin acaba? Keske olsan. Cunku, inan ki, yasamin kucuk eziyetlerinin bile bir degeri var. Insan kimi kez korkunc umutsuzluga kapiliyor, sanki cehennemdeymis gibi hissediyor kendini ama baska, cok daha iyi seylerde var isin icinde. Uc asama var: Birincisi: Sevmemek ve sevilmemek, ikincisi: sevmek ve sevilmemek (benim durumum), Ucuncusu: Sevmek ve sevilmek.
Bana sorarsan ikinci asama birinciden daha iyi, ama ucuncusu! Evet harikasi orasi!" Theo'ya Mektuplar
https://images-na.ssl-images-amazon....1wTHTSTQoL.jpg
" Theo, aren’t you in love too, at times? I wish you were, for believe me, the ‘petty miseries’ of it are also of some value. Sometimes one is desolate, there are moments when one is in hell, as it were, but — it also brings with it other and better things. There are three stages: First not loving and not being loved, second loving and not being loved. (the case in question), third loving and being loved.
I’d say that the second stage is better than the first, but the third! That’s it.! "
https://www.youtube.com/watch?v=wmj3AEjilPg
Bazi film uyarlamalari:
https://pbs.twimg.com/media/DF5qxbOXYAAWADs.jpg
Alman - Yahudi sosyolog ve politik ekonomist Franz Oppenheimer'in dogum yildonumu (30 Mart 1864)
" Avrupa'nin koylu ulkeleri muazzam akintiya birkac kucuk dereyle, toplam sayinin kucuk bir oraniyla, katkida bulundu.Ya Meksika'nin konumu nedir? Meksika, topragin gorulmemis olcude kapatildigi, cok buyuk toprak mulklerinin ulkesidir. Bunun bir sonucu olarak, Meksika halki, Meksika'nin devasa buyuklugune ve oldukca yetersiz nufusuna ragmen, ulkelerinde gecim yollari tikandigi icin goc etmeye zorlanir. Bunun bir baska sonucu ise, Meksikali gundelikcilerin peons buyuk toprak mulkiyetinin hakim oldugu ulkelerdeki butun tarim iscileri gibi,' ruhu olmayan hayvanlar' sayilmalaridir. Isaya'nin sozleri Meksika’yi da kapsar: 'Yer kalmayincaya kadar, evi eve katanlarin, ve tarlayi tarlaya birlestirenlerin vay haline! ve memleket icinde oturan yalniz siz kaldiniz!' ”
https://kbimages1-a.akamaihd.net/3a6...e-state-13.jpg
" The peasant countries of Europe only contributed a few small tributaries to the immense stream, only a small percentage of the total number. And what is the position in Mexico? Mexico is a land of the most enormous estates, where the land is enclosed to an unprecedented extent. The consequence is that in spite of its immense size and extremely scanty population its people are forced to emigrate because the way to a livelihood at home is blocked. A further consequence is that the peons are 'animals without souls', like the agricultural workers in all countries where the large estate prevails. The words of Isaiah apply to Mexico: 'Woe unto them that **** house to house, that lay field to field, till there be no place, that they may be placed alone in the midst of the earth!' "
Avusturyali ressam Koloman Moser'in dogum yildonumu (30 Mart 1868)
Garten mit Springbrunnen, 1911
https://upload.wikimedia.org/wikiped...en_-_1911.jpeg
Blühender Kastanienbaum , etwa 1912
https://upload.wikimedia.org/wikiped..._-_ca1912.jpeg
Belcikali ressam Charles de Groux'nun olum yildonumu (30 Mart 1870)
The coffee grinder, 1857
https://upload.wikimedia.org/wikiped...caf%C3%A9.jpeg
The blessing before supper, 1861
https://upload.wikimedia.org/wikiped...e_blessing.jpg
Italyan ressam Daniele de Strobel'in dogum yildonumu (30 Mart 1873)
Parma sotto gli Sforza 1907
https://upload.wikimedia.org/wikiped...gli_Sforza.jpg
Il mercante di stoviglie, 1908
https://upload.wikimedia.org/wikiped...iglie_1907.jpg
Fransiz ressam Thomas Couture'un olum yildonumu (30 Mart 1879)
The Romans in their Decadence, 1847
https://upload.wikimedia.org/wikiped..._772_cm%29.jpg
A Lawyer Going to Court, 1860s
https://upload.wikimedia.org/wikiped...ers_371204.jpg
Irlandali oyun ve ani yazari Seán O'Casey'in dogum yildonumu (30 Mart 1880)
" Onlar ucurumun dibinde yasiyorlar, sairse dagin tepesinde; halk icin rengin hicbir gizemi yoktur. Onlar renk diye yalnizca askerlerin kirmizi ceketini, rahiplerin erguvani elbisesini, bir partinin yesil sancagini, sanayinin kahverengi ya da mavi is tulumun bilirler. Onlar icin her seyi yaratan guc uc odali bir ev ya da genis bir karyoladir. Onlar icin guzellik kasap dukkaninda satilan seydir. Halkin hayati onune hazir gelen hayattir, sairin hayati ise kendisinin kendisi icin yarattigi hayattir; hayat halkin bogazini SIKAN bir eldir, sair icinse muzik. Sair, oldum olasi halki kurtarmak icin calismistir. Halksa hep bogazlamak istemistir onu. Halk hayata dinlerin, geleneklerin, zorunluluklarin gozluguyle bakar, sairse dinlere, geleneklere, zorunluluklara hayatin gozluguyle... " Silahsorun Golgesi
https://images-na.ssl-images-amazon....1LpTprfs2L.jpg
" The People! They live in the abyss, the poet lives onthe mountain-top; to the people there is no mystery of color: it is simplythe scarlet coat of the soldier; the purple vestments of a priest; the greenbanner of a party; the brown or blue overalls of industry.To them the might of design is a three-roomed house or a capacious bed.To them beauty is for sale in a butcher’s shop. To the people the end of life is the life created for them; to the poet the end of life is the life that hecreates for himself; life has a stifling grip upon the people’s throat---it isthe poet’s musician. The poet ever strives to save the people; the peopleever strive to destroy the poet. The people view life through creeds,through customs, and through necessities; the poet views creeds,customs, and necessities through life... "
Almanya dogumlu Fransiz ressam Henri Lehmann'in olum yildonumu (30 Mart 1882)
Study of a Female Nude, 1840 (The Metropolitan Museum of Art)
https://upload.wikimedia.org/wikiped...eum_of_Art.jpg
Portrait of Léonide (ou Monna Belcolore) (1848). Musée d’arts de Nantes, France
https://upload.wikimedia.org/wikiped...%281848%29.jpg
Avustralya asilli Ingiliz psikanalist Melanie Reizes Klein’in dogum yildonumu (30 Mart 1882)
“ Haset, kiskanclik ve acgozluluk arasindaki farklari gormek gerekir. Haset, arzulanan bir seyin baska birine ait oldugu ve bize degil de ona haz verdigi inancinin yol actigi kizgin bir duygudur; hasetli itki, o istenen seyi sahibinden cekip almaya ya da bozmaya, kirletmeye yonelir. Su da var: haset, oznenin sadece bir kisiyle olan iliskisiyle ilgilidir ve kokeni de anneyle o herkesi dislayan en eski iliskide yatiyordur.
Kiskanclik da hasete dayanir, ama oznenin en az iki kisiyle iliski icinde olmasini gerektirir: ozne, kendi hakki olan sevginin rakibi tarafindan elinden alindigina ya da alinma tehlikesiyle karsi karsiya bulunduguna inaniyordur. Kiskancligin gunluk kullaniminda, sevilen kisiyle ozne arasina bir ucuncu kisi girmistir.
Acgozlulukse ozneyi surekli uyaran ama doyurulmasi imkansiz bir istektir, hem oznenin ihtiyacindan hem de nesnenin verebileceginden fazlasina yonelen bir istek. Acgozluluk, bilincdisi duzlemde, memeyi bosaltmaya, kurutuncaya kadar emip tuketmeye ve tumuyle yutmaya yonelir esas olarak; baska bir deyisle, amaci yikici ice yansitmadir. Oysa haset sadece boyle bir gaspla sinirli kalmaz; ayni zamanda, anneye ve oncelikle memesine kotuluk koymak, kotu diskilari ve benligin kotu parcalarini anneye ve memesine yerlestirmek ister. Bunun anlami, annenin yaraticiliginin bozulmasi, tahrip edilmesidir. Uretral-sadistik ve anal-sadistik itkilerden kaynaklanan bu sureci, baska bir yerde, yasamin basindan beri surup giden yansitmali ozdeslesmenin yikici bir yonu olarak tanimlamistim. Acgozlulukle haset arasinda temel bir farklilik -cok kesin bir sinir cizgisi cekilemeyecegini bilsek de- acgozlulugun esas olarak ice yansitmayla, hasetinse yansitmayla baglantili olmasidir. ” Haset ve Sukran
https://d28hgpri8am2if.cloudfront.ne...3237758_hr.jpg
“ A distinction should be drawn between envy, jealousy, and greed. Envy is the angry feeling that another person possesses and enjoys something desirable—the envious impulse being to take it away or to spoil it. Moreover, envy implies the subject's relation to one person only and goes back to the earliest exclusive relation with the mother.
Jealousy is based on envy, but involves a relation to at least two people; it s mainly concerned with love that the subject feels is his due and has been taken away, or is in danger of being taken away from him by his rival. In the everyday conception of jealousy, a man or woman feels deprived of the loved person by somebody else.
Greed is an impetuous and insatiable craving, exceeding what the subject needs and what the object is able and willing to give. At the unconscious level, greed aims primarily at completely scooping out, sucking dry, and devouring the breast: that is to say, its aim is destructive introjection; whereas envy not only seeks to rob in this way, but also to put badness, primarily bad excrements and bad parts of the self, into the mother, and first of all into her breast, in order to spoil and destroy her. In the deepest sense this means destroying her creativeness. This process, which derives from urethral- and anal-sadistic impulses, I have elsewhere defined as a destructive aspect of projective identification starting from the beginning of life. One essential difference between greed and envy, although no rigid dividing line can be drawn since they are so closely associated, would accordingly be that greed is mainly bound up with introjection and envy with projection. ”
Oscar Wilde, Infanta'nin Dogum Gunu (The Birthday of the Infanta- Il Compleanno dell'infanta) hikayesini, ilk kez 30 Mart 1889 tarihinde Paris Illustré' dergisinde yayimladi.
" ' Sizinle bir daha dans edemiyecek, prenses'demis. Ve prenses soyle demis: 'Su andan itibaren kalbi olan hic kimse benimle olmaya gelmesin. ' "
https://pbs.twimg.com/media/C8KF92oVwAAUkdT.jpg
" He tells the princess that the Dwarf will never dance again because his heart has broken. To which the Infanta replies, "For the future, let those who come to play with me have no hearts. "
https://images-na.ssl-images-amazon....4,203,200_.jpg
Italyan futurist ressam Fortunato Depero'nun dogum yildonumu (30 Mart 1892)
La ciociara (The Two Women, 1919)
https://pbs.twimg.com/media/C8KHknyUMAAJAwU.jpg
Il motociclista, 1923
https://upload.wikimedia.org/wikiped...tociclista.jpg
Irlandali oyun yazari George Bernard Shaw’in, ask, evlilik ve bir kadinin kocasindan beklentilerini, politik konularla beraber isledigi oyunu Candida, ilk kez 30 Mart 1894’de Ingiltere, South Shields’deki Royal Theatre’da sahnelendi.
https://images-na.ssl-images-amazon....4,203,200_.jpg
http://colonytheatre.org/shows/ShowPhotos/candida.jpg
Fransiz yazar Jean Giono’nun dogum yildonumu (30 Mart 1895)
“ Bir insanin kisiliginin gercekten olaganustu yonlerini anlayabilmek icin, eylemlerini uzun yillar boyunca izleyebilme sansina sahip olmak gerekir. Kisinin eylemleri bencillikten tamamiyla arinmissa, onu eyleme yonlendiren itki essiz bir yucegonulluluk ornegiyse, hicbir odul beklemedigi kesinse ve dahasi yeryuzunde silinmeyecek izler birakmissa, iste o vakit gercekten de hataya yer birakmayacak bir kesinlikle, unutulmaz bir insandan bahsediyoruz demektir. ” Agac Diken Adam
https://kbimages1-a.akamaihd.net/cc3...-arbres-11.jpg
" Pour que le caractère d'un être humain dévoile des qualités vraiment exceptionnelles, il faut avoir la bonne fortune de pouvoir observer son action pendant de longues années. Si cette action est dépouillée de tout égoïsme, si l'idée qui la dirige est d'une générosité sans exemple, s'il est absolument certain qu'elle n'a cherché de récompense nulle part et qu'au surplus elle ait laissé sur le monde des marques visibles, on est alors, sans risque d'erreurs, devant un caractère inoubliable. "
“ 1910 yilinda diktigi meseler simdi on yasindaydi. Agaclar bende de, ondan da boyluydu. Manzara hayranlik uyandiriciydi. Nutkum tutulmustu; ben de onun gibi suskunlastim ve butun gun sessizlik icinde ormaninda dolastik. En genis yeri, uc bolum halinde, on bir kilometreye ulasiyordu. Insan butun bunlarin elinden ve ruhundan ciktigini dusununce, insanoglunun yok etmenin disindaki islerde de Tanri kadar yetenekli olabilecegini kavriyordu. ” Agac Diken Adam
https://images-eu.ssl-images-amazon....1K6PC2BJZL.jpg
" Les chênes de 1910 avaient alors dix ans et étaient plus hauts que moi et que lui. Le spectacle était impressionnant. J'étais littéralement privé de parole et, comme lui ne parlait pas, nous passâmes tout le jour en silence à nous promener dans sa forêt. Elle avait, en trois tronçons, onze kilomètres de long et trois kilomètres dans sa plus grande largeur. Quand on se souvenait que tout était sorti des mains et de l'âme de cet homme - sans moyens techniques - on comprenait que les hommes pourraient être aussi efficaces que Dieu dans d'autres domaines que la destruction. "
1947 yilinda Ingiliz vatandasligina gecen Avusturyali sanat tarihcisi, elestirmen ve kuramci Sir Ernst Hans Josef Gombrich'in dogum yildonumu (30 Mart 1909)
" Sanat diye bir sey yoktur aslinda. Yalnizca sanatcilar vardir. Bir zamanlar bazi adamlar renkli toprakla bir magaranin duvarina kabaca bizon resimleri ciziktiriyordu; bugun de bazilari boya satin alip duvar ya da tahta perdeleri resimliyor ve daha bircok baska seyler uretiyorlar. Tum bu etkinlikleri sanat diye tanimlamakta hicbir sakinca yok, yeter ki bu sozcugun yer ve zamana gore birbirinden degisik anlamlara gelebilecegi unutulmasin ve gunumuzde nerdeyse bir korkuluk veya tapinma araci haline gelen Sanat'in var olmadiginin bilincinde olunulsun. Bir sanatciya, yapmis oldugu seyin bir bakima guzel sayilabilecegini ama 'Sanat' olmadigini soyleyerek, onu yikima surukleyebilirsiniz. Ayni bicimde, bir tabloyu guzel bulan herhangi bir kimseye, bu tabloda begendigi seyin ' Sanat ' degil de baska bir sey oldugunu soyleyerek, kafasini karistirabilirsiniz. "
https://static.nadirkitap.com/fotogr...0218395010.jpg
" Genau genommen gibt es 'die Kunst' gar nicht. Es gibt nur Künstler. Einstmals waren das Leute, die farbigen Lehm nahmen und die rohen Umrisse eines Büffels auf eine Höhlenwand malten. Heute kaufen sie ihre Farben und entwerfen Plakate für Fleischextrakt; dazwischen taten sie noch manches andere. Es schadet natürlich nicht, wenn man alle diese Tätigkeiten Kunst nennt, man darf nur nicht vergessen, dass dieses Wort in verschiedenen Ländern und zu verschiedenen Zeiten etwas ganz Verschiedenes bedeuten kann, und man muss sich vor allem merken, dass es 'die Kunst' eigentlich nicht gibt. Wenn man einem Künstler sagt, seine Arbeiten seien ja in ihrer Art recht anständig, nur hätten sie mit >Kunst< nichts zu tun, so ist er erledigt. Und man kann jedem die Freude an einem Bild durch die Bemerkung verderben, ihm gefiele daran nicht der ' künstlerische Wert ', sondern irgendetwas anderes. "
Turk sair ve yazar Ziya Osman Saba'nin dogum yildonumu (30 Mart 1910)
Yasamak icin dunyaya gelmisim, kabul.
Kabul, ellerimin beyazi, gozlerimin rengi,
Kadin, erkek, evli, bekar, dul,
Toprak ustunde yurumek: kabul.
Toprak altinda curumek: kabul.
Yasamak her cesidinden ... Kem yuz, aci dil
Ac, sefil.
Insanlara kole,
Allah'a kul.
Ey, kitalar, denizler, gok kubbe dolusu:
Kabul, kabul, kabul!
https://i.dr.com.tr/cache/600x600-0/...00617421-1.jpg
I accept the life for which I came into the world.
I accept my white hands and the tint my eyes;
Man and woman, married or bachelor or widowed;
Above ground I accept rojing around
And death and decay in the ground
I accept all forms of life:
The face that frowns and the tongue that is angry,
I accept the miserable and the hungry.
Chattel to men
And serf to God.
Continents and oceans, domeful of skies:
I accept I accept I accept.
Turk kokenli (Babasi Turk diplomat) Avusturyali - Amerikali aktor (Turhan Gilbert Selahattin Sahultavi) Turhan Bey'in dogum yildonumu (30 Mart 1922)
"The Turkish Delight!"
https://upload.wikimedia.org/wikiped..._1_cropped.jpg
https://static01.nyt.com/images/2012...superJumbo.jpg
Avusturyali filozof, egitimci, yazar ve antropozofitin kurucusu Rudolf (Joseph Lorenz) Steiner’in olum yildonumu (30 Mart 1925)
" Hayat tarzimizin butun ozellikleri, ahlaki ideallerimiz tarafindan belirlenir. Bu idealler, hayattaki vazifelerimizle ilgili fikirlerimizden olusurlar. Baska bir anlatimla idealler, davranislarimizla elde etmek istedigimiz hususlarin icimizdeki fikirleridir. " Gercek ve Bilim
https://www.rsarchive.org/Covers/ga003_cov.jpg
" Unsere Lebensführung ist ihrem ganzen Charakter nach bestimmt durch unsere sittlichen Ideale. Diese sind die Ideen, die wir von unseren Aufgaben im Leben haben, oder mit anderen Worten, die wir uns von dem machen, was wir durch unser Handeln vollbringen sollen. "
“ Icsel, spirituel sureclerin tanimlanmalari fizik dunyasindaki olaylarin tanimlanmalarindan cok daha yanlis anlasilmaya aciktir. Bu tur yanlis anlamalar kolay ortaya cikar cunku ruhun yasami surekli hareket halindedir ve bizler ruh hayatinin fizik dunyadaki hayattan cok farkli oldugunu unuturuz. ” Yuce Alemleri Bilmek
https://images-na.ssl-images-amazon....4,203,200_.jpg
" In einem viel höheren Maße als an die Schilderung der Tatsachen der physischen Welt können sich an diejenige innerer geistiger Vorgänge Missverständnisse knüpfen. Das Bewegliche des Seelenlebens, die Notwendigkeit, diesem Leben gegenüber nie aus dem Bewusstsein verlieren, wie verschieden es ist von allem Leben in der physischen Welt, und vieles andere, machen solche Missverständnisse möglich. "
Fransiz aktor ve yonetmen Jean-Claude Brialy'nin dogum yildonumu (30 Mart 1933)
https://upload.wikimedia.org/wikiped...eBrialy05b.jpg
https://media.giphy.com/media/Mno5NfmrsnNPW/giphy.gif
https://24.media.tumblr.com/tumblr_l...canpo1_500.gif
2 Akademi, 2 Golden Globes, 1 BAFTA odul sahibi Amerikali oyuncu, senarist ve film yonetmeni (Henry) Warren Beatty'nin 83.dogum gunu (30 Mart 1937)
https://i.pinimg.com/originals/d4/a7...5aad3eb49f.jpg
https://media.giphy.com/media/6nMJoL62AAgbS/giphy.gif
Fransiz ressam Jean de Francqueville'in olum yildonumu (30 Mart 1939)
Le premier déjeuner, XXe siècle
https://upload.wikimedia.org/wikiped...3%A9jeuner.jpg
Le tourbier, XXe siècle
https://upload.wikimedia.org/wikiped...e_tourbier.jpg
Alman yazar Uwe Hans Heinz Timm'in dogum yildonumu (30 Mart 1940)
" Benim MG icin kolay lokma : bir Rus askeri, belki onun yasinda. Az once sigarasini yakmis genc bir adam. Ilk nefes, nefesi disari vermek, yanan sigaradan yukselen dumanin tadina varmak, bir sonraki nefesten once. Neyi dusunmustur? Yakinda gelip nobeti devralacak arkadasini mi? Cayi, ekmegi, kiz arkadasini, annesini, babasini mi? Islakliktan yapis yapis olmus bu arazide tel tel dagilan bir duman bulutcugu, kar kalintilari, karlarin erimesiyle olusan su sipere dolmus, otlaklarin zarif yesili. Neyi dusunmustur, Rus Ivan, o anda? Benim MG icin kolay lokma. " Kardesimin Golgesinde
https://images-na.ssl-images-amazon....y14bNz%2BL.jpg
" Ein Fressen für mein MG: ein russischer Soldat, vielleicht in seinem Alter. Ein junger Mann, der sich eben die Zigarette angezündet hatte - der erste Zug, das Ausatmen, dieses Genießen des Rauchs, der von der brennenden Zigarette aufsteigt, vor dem nächsten Zug. An was wird er gedacht haben? An den Tee, etwas Brot, an die Freundin, die Mutter, den Vater? Ein sich zerfaserndes Rauchwölkchen, in dieser von Feuchtigkeit getränkten Landschaft, Schneereste, Schmelzwasser hatte sich im Schützengraben gesammelt, das zarte Grün an den Weiden. An was wird er gedacht haben, der Russe, der Iwan, in dem Moment? Ein Fressen für mein MG. "
" Ada yavas yavas doguya kayiyor. Kis firtinalarinin ve bunlarin yol actigi sellerin siddetine bagli olarak yilda uc-dort metre. Simdi onun durdugu yerde kirk yil once su vardi sadece, bir de gelgit arazisi. Ruzgar son saatlerde siddetlenmisti. Batida ufkun uzerinde siyaha calan mavi bir bulut kumesi vardi. Boralar kumullardan soktugu kumlari havaya savuruyordu. Sonen dalgalarin kopugu genis, gri-beyaz seritler halinde sahile surukleniyordu. Martilar dalgalarin uzerine dogru suzuluyor, aniden bir tanesi suya atiliyor, gagasinda gumusi bir sey soyle bir parliyordu... " Kus Cayiri
https://i.gr-assets.com/images/S/com...l/25359059.jpg
" Die Insel verlagert sich langsam nach Osten. Drei bis vier Meter im Jahr, je nach Stärke der Winterstürme und Sturmfluten. Hier, wo er jetzt stand, war vor vierzig Jahren Wasser nur und Watt. Der Wind hatte in den letzten Stunden aufgefrischt. Eine blauschwarze Wolkenbank lag im Westen über dem Horizont. Böen rissen von den Dünen Sandfahnen hoch. Der Schaum der auslaufenden Wellen wurde in breiten grauweißen Streifen über den Strand getrieben. Möwen glitten über die Wellen, und jäh stürzte eine aufs Wasser, im Schnabel ein kurzes silbernes Aufblitzen... "
Ingiliz rock ve blues gitaristi, sarkici ve soz yazari Eric (Patrick) Clapton’in dogum gunu (30 Mart 1945)
https://i.pinimg.com/originals/ee/98...ae4777479f.png
30 Mart 1955’te duzenlenen 27.Akademi Odul toreninde, Rihtimlar Uzerinde (On the Waterfront, 1954. Yon: Elia Kazan), En Iyi Film; Grace Kelly, Tasrali Kiz (The Country Girl, 1954) filmi ile En Iyi Kadin Oyuncu; Marlon Brando, Rihtimlar Uzerinde filmi ile En Iyi Erkek Oyuncu Odulunu aldilar.
https://ia.media-imdb.com/images/M/M...0,1000_AL_.jpg
https://78.media.tumblr.com/8a60499b...ssjo1_1280.png
Turk ressam ve sair Arif Dino'nun olum yildonumu (30 Mart 1957)
Saclarin
Gozlerin
Dudaklarin
Ne guzel yolculugum
Ruzgarlara
Denizlere
Goklerin
Meyvelerin
Sonralar dunyasi omrumun.
http://admin.biyografya.com/_docs/ph...00c03d6084.jpg
Tes cheveux
Tes yeux
Tes lèvres
Quel beau voyage
Du vent
Des cieux
Der mers
Des fruits
et puis...
Fitil olmak isterdim
lambanda
isiginda
ve buyulu kitabinda
yureginin
okumak ve yine okumak icin
SIK atislarini...
doyumunun.
https://cdn1.dokuzsoft.com/u/ilknokt...0531132058.jpg
Je voudrais faire mèche
dans ton lychnose
et dans la lumière
et dans le grimoire
de ton coeur
lire et relire
les élans saccadés...
de ta jouissance.
Marlon Brando, Karl Malden, Pina Pellicer'in basrollerini paylastigi Ask ve Intikam (One-Eyed Jacks), 30 Mart 1961 tarihinde Amerika'da vixyona girdi. (Turkiye: 1963)
https://m.media-amazon.com/images/M/...yMjg@._V1_.jpg
Amerikali rapci, sunucu ve dansci (Stanley Kirk Burrell) MC Hammer'in dogum gunu (30 Mart 1962)
https://vignette.wikia.nocookie.net/...20181105010633
https://youtu.be/otCpCn0l4Wo
Harlem Ronesasindan Amerikali yazar Nellallitea 'Nella' Larsen'in olum yildonumu (30 Mart 1964)
"Sanki burada yuzlerce melez varmis gibi!... Sen burada essizsin, farkinda degil misin? / As if there were hunderds og mulattoes here!... You're unique here, don't you see?"
" Helga, onun kendisini kuculttugunu ve alay ettigini hissetti. Ve bunu dusunurek, butun gucuyle Robert Anderson'in suratina ani bir tokat indirdi. / Helga felt that he had belittled and ridiculed her. And thinking this, she had suddenly savagely slapped Robert Anderson with all her might, in the face. "
https://images-na.ssl-images-amazon....4,203,200_.jpg
" Boylece uyukladi ve zamanin gecip gitmesine sebep olan duzensiz uyku ve uyaniklik arasinda dusledi durdu. / So she dozed and dreamed in snatches of sleeping and waking, letting time run on. "
" Ruzgar onu bir bicak gibi kesiyordu ama o bunun farkinda bile degildi. / The wind cut her like a knife, but she did not feel it. "
https://www.azquotes.com/picture-quo...n-45-10-85.jpg
"Yazarlar hayalgucu satmazlar, okurlarin hayalgucune sahip olmasini ve bunu kullanmasini beklerler. "
4 Grammy Odul sahibi, muhtesem sesli Amerikali sarkici ve soz yazari Tracy Chapman'in dogum gunu (30 Mart 1964)
https://media.pri.org/s3fs-public/st...?itok=jU8pbPws
https://youtu.be/DwrHwZyFN7M
Amerikali aktris, yonetmen, yapimci ve balerin Juliet Rose Landau'nun dogum gunu (30 Mart 1965)
https://m.media-amazon.com/images/M/...2Mw@@._V1_.jpg
https://upload.wikimedia.org/wikiped...t_Landau_7.jpg
Amerikali ressam Maxfield Parrish'in olum yildonumu (30 Mart 1966)
Cadmus Sowing the Dragon's Teeth, 1908
https://upload.wikimedia.org/wikiped...dmus_teeth.jpg
Daybreak, 1922
https://upload.wikimedia.org/wikiped...%281922%29.jpg
Kanadali sarkici Céline (Marie Claudette) Dion'in dogum gunu (30 Mart 1968)
https://media.giphy.com/media/zKqfVHxMjeb1m/giphy.gif
https://youtu.be/WNIPqafd4As
Grammy odullu Hint asilli Amerikali piyanist, soz yazari ve sarkici (Geethali Norah Jones Shankar) Norah Jones'un dogum gunu (30 Mart 1979)
(2002 yilinda Turk yapimci Arif Mardin'in kesfiyle cikardigi Come Away With Me isimli albumuyle tum dunyada 20 milyonun uzerinde satis grafigi elde etti ve bu albumden 7 Grammy kazandi.)
https://pbs.twimg.com/media/ExtPx8NV...jpg&name=small
https://media.giphy.com/media/Lgj9desir8Fpu/giphy.gif
https://media4.popsugar-assets.com/f...g.xxxlarge.gif
Robert Zemeckis’in yonettigi, Michael Douglas, Kathleen Turner ve Danny DeVito’nun basrollerini paylastigi komedi-macera-aksiyon Amazon'da Firtina (Romancing the Stone) 37.yil once bugun vizyona girdi. (30 Mart 1984)
https://media.giphy.com/media/13TZBoFT6YRPaM/giphy.gif
https://78.media.tumblr.com/8c1cabae...g76ko1_500.gif
Hollandali ressam Vincent Van Gogh'un Aycicekleri (Sunflowers) tablosu, sanatcinin 134.dogum gununde (30 Mart 1987), Londra Christie's'de yapilan acik artirmada 22,5 milyon Pound'a (39.7 milyon dolar) satildi.
https://www.vangoghgallery.com/skin/...lower_full.jpg
https://www.spectroom.com/1025512104...million-pounds
Bryan Adams, 5.studyo albumu Into the Fire’i 30 Mart 1987’de A&M Records etiketiyle piyasaya surdu.
https://images-na.ssl-images-amazon....1ia5NQ28dL.jpg
30 Mart 1987’de duzenlenen 59.Akademi Odul toreninde, Mufreze (Platoon, 1986. Yon: Oliver Stone) En Iyi Film; Marlee Matlin, Baska Tanrilarin Cocuklari (Children of a Lesser God, 1986) filmi ile En Iyi Kadin Oyuncu; Paul Newman, Paranin Rengi (The Color of Money, 1986) filmi ile En Iyi Erkek Oyuncu Odulunu aldilar.
https://m.media-amazon.com/images/M/...6,1000_AL_.jpg
https://www.oscars.org/sites/oscars/...ess_matlin.jpg
https://img.apmcdn.org/81cd0fa22fbf9...27-newman2.jpg
Italyan film yapimcisi Luigi De Laurentiis’in olum yildonumu (30 Mart 1992)
https://images.performgroup.com/di/l...lity=90&w=1280
30 Mart 1992’de duzenlenen 64.Akademi Odul toreninde, Kuzularin Sessizligi (The Silence of the Lambs, 1991. Yon: Jonathan Demme) En Iyi Film; Jodie Foster (The Silence of the Lambs, Clarice Starling rolunde) Kuzularin Sessizligi filmi ile En Iyi Kadin Oyuncu; Anthony Hopkins (The Silence of the Lambs, Dr. Hannibal Lecter rolunde) filmi ile En Iyi Erkek Oyuncu Odulunu aldilar.
https://ia.media-imdb.com/images/M/M...7,1000_AL_.jpg
https://media.gettyimages.com/photos...994tSXzl01Uqk=