-
Bulbulu Oldurmek (To Kill a Mockingbird- Il buio oltre la siepe, 1962) filmiyle Akademi odulu kazanan, AFI'nin listesinde 12.sirada bulunan ve 1969 yilinda Baskan Lyndon Johnson'dan Ozgurluk Madalyasi alan Amerikali aktor Eldred Gregory Peck'in dogum yildonumu (5 Nisan 1916)
https://66.media.tumblr.com/bfc3e6d4...8a3o1_1280.jpg
https://secure.static.tumblr.com/c04...4osg0s_640.gif
https://media.giphy.com/media/4yZOniipM5JJK/giphy.gif
-
Amerikali korku, fantezi ve bilim kurgu roman yazari Robert Albert Bloch'in dogum yildonumu (5 Nisan 1917)
https://upload.wikimedia.org/wikiped..._His_Award.jpg
"Sen insanlardan nefret ediyorsun. Cunku esasen korkuyorsun onlardan, degil mi? Her zaman korktun, ta kucuk bir velet oldugun zamandan beri. Lambanýn altindaki bir koltuga sigisip kitap okumak kolayina geliyor. Otuz yil once de oyle yapiyordun, hala oyle yapiyorsun. Bir kitabin kapaklarinin altina saklaniyorsun."
https://images-na.ssl-images-amazon....AC_SY1000_.jpg
“You hate people. Because, really, you’re afraid of them, aren’t you? Always have been, ever since you were a little tyke. Rather snuggle up in a chair under the lamp and read. You did it thirty years ago, and you’re still doing it now. Hiding away under the covers of a book.”
" Eger yaptigi sey, sattigi nesne bir gayeye hizmet ediyorsa, o zaman kendini baska turlu hisseder insan. Bir civi bile olsa, eger o civi gerektigi yere, gerektigi sekilde cakýlmissa, yuzlerce sene, biz olup gittikten asirlar sonra yine o yerde duracak ve bir ise yaramaya devam edecek demektir... "
https://images-na.ssl-images-amazon...._AC_SY780_.jpg
" Everything in this business makes sense, because it serves a real purpose, fills a need that's a part of living. Even a single nail, like this one, fulfills a function. Drive it into a crucial place and you can depend on it to do a job, keep on doing it for a hundred years to come. Long after we're dead and gone, both of us..."
-
Belcikali yazar, sair ve oyun yazari Hugo (Maurice Julien) Claus'un dogum yildonumu (5 Nisan 1929)
https://media.allauthor.com/images/q...ith-things.gif
" Ben her seyden mutsuz olan biriyim. Dunyayi oldugu gibi kabul edemeyiz. Adaletsizlikler yuzunden her gun agizda kopurerek uyanmaliyiz. / Io sono uno che non può accettare le cose come stanno, ogni mattina dovremmo svegliarci con la bava alla bocca per l’ingiustizia che c’è in giro."
-
Amerikali roman ve oyun yazari Earl Derr Biggers'in olum yildonumu (5 Nisan 1933)
" Chan, omuzlarini silkti. 'Fark etmez. Parmak izleriyle obur teknik islemler teoride iyidir ama gercek hayatta o kadar degil. Tecrubelerim bana insanoglu uzerinde derin derin dusunmemi soyluyor. Insan ihtiraslari. Bir cinayetin ardinda yatan nedir? Nefret, intikam, maktulu susturma istegi. Belki de para hirsi. Her zaman insanoglunu incelemek gerekiyor. '
' Kulaga mantikli geliyor, ' dedi John Quincy.
' Cogunlukla oyledir, ' dedi Chan, emin bir ifadeyle. ' Elimizdeki ipuclarini sayiyorum: Bir sayfasi eksik konuk defteri, eldiven dugmesi, telgrafla gonderilmis bir mesaj, Egan'in kismen anlattigi hikayesi, Korsika markali yarim sigara, ofkeyle yirtilmis olabilecek bu gazete, bir de birinin kolundaki saat, 2 rakami silik. ' " Anahtarsiz Ev
https://www.roberterwinbooks.com/ass...uct/019240.jpg
" Chan shrugged his shoulders. ' Does not matter. Finger-prints and other mechanics good in books, in real life not so much so. My experience tell me to think deep about human people. Human passions. Back of murder what, always? Hate, revenge, need to make silent the slain one. Greed for money, maybe. Study human people at all times. '
' Sounds reasonable, ' admitted John Quincy.
' Mostly so, ' Chan averred. ' Enumerate with me the clues we must consider. A guest book devoid of one page. A glove button. A message on the cable. Story of Egan, partly told. Fragment of Corsican cigarette. This newspaper ripped maybe in anger. Watch on living wrist, numeral 2 undistinct. ' "
-
3 Pulitzer Odullu Amerikali sair Edwin Arlington Robinson’in olum yildonumu (5 Nisan 1935)
https://upload.wikimedia.org/wikiped...inson_1888.jpg
https://www.poemhunter.com/i/poem_images/846/credo.jpg
Bulamam yolumu: hic yildiz yok
Busbutun ortunmus goklerde;
Ve yok havada fisiltisi
Yasayan bir sesin, fakat uzakta
Yitik, sahane muzigin olcu cizgisi gibi sadece
Duyarim onu, calinirdi alimli
Ve melek parmaklar ordugunde, ve fark etmeden,
Gullerin olmadigi celenklerdeki olu yapraklari.
Hayir, ne bir pirilti var ne de bir tini,
Karsilayan biri icin, korktugunda karsilayan,
Gecenin kara ve muthis kesmekesligini;
Cunku butun bunun icinden – ustunden, otesinden –
Bilirim yillarin uzaga gonderilmis haberini,
Hissederim isigin gelen gorkemini
-
Iran edebiyatinin Mesrutiyet Donemi kadin sairi Pervin Itisami'nin olum yildonumu (5 Nisan 1941)
Gunun birinde bir padisah bir yoldan gecti,
Sokaklardan ve catilardan sevinc feryatlari yukseldi,
Bu sirada yetim bir cocuk oradakilere
'Padisahin tacindaki su parlak sey nedir?' diye sordu.
Biri, 'Biz nereden bilelim ne oldugunu,
belli ki cok kiymetli bir seydir,' dedi.
Yasli ve kambur bir kadin yaklasti;
'Bu benim gozumun yasi ve sizin yureginizin kanidir,' dedi ve devam etti:
'O coban, kepenegini ve comagini gostererek bizi kandiriyor;
Bu kurt yillardir suruyu yakindan taniyor...
Koy ve toprak satin alan takvali adam aslinda hirsizdir,
Halkinin malini yiyen padisah dilencidir.
Bu mucevherin parlakliginin nereden geldigini mi merak ediyorsun?
Yetimlerin gozlerinden akan yaslara bak...'
Egri yolda olanlara dogruluktan bahsetmek ne fayda?
Dogru sozden incinmeyen hani nerede?
https://images-na.ssl-images-amazon....4,203,200_.jpg
From every street and roof rose joyous shouts;
The king that day was passing through the town
An orphan boy amidst this speaks his doubts,
What is that sparkle that’s atop his crown?
Someone replied : that’s not for us to know,
But it’s a priceless thing, that’s clear!
A crone approached, her twisted back bent low,
She said: that’s your heart’s blood and my eye’s tear!
We were deceived by shepherd’s staff and robe
He is a wolf; for many years he’s known the flock.
The saint who craves control is but a rogue
A beggar is the king who robs his flock.
Upon the orphan’s tears keep fixed your gaze.
‘Til you see from where comes the jewel’s glow.
How can straight talk help those of crooked ways?
And frank words will to most folk deal a blow.
-
Ingiliz aktris, yazar ve girisimci Jane Asher'in dogum gunu (5 Nisan 1946)
https://pbs.twimg.com/media/EU1KTN8W...jpg&name=small
" Her sey siradan, gunluk bir telefon konusmasinda oylesine dile getirilen bir sozle baslar. Ama bu soz Eleanor Hamilton'i korkunc ve huzur kaciran bir kesif yapmaya goturur: Yirmi yillak kocasi John'un gizli bir hayati daha vardir. Yavas yavas inanilmaz bir ikiyuzluluk ve ihanet ornegi ortaya cikar.
Kesfin ardindan kiskanclik, ofke ve saskinlik gelir. Bu tuketen ve sok edici duygular Eleanor'un intikam atesiyle yanip kavrulmasina neden olmaktadir. Bu noktada kader korkunc bir kaza seklinde mudahalede bulunur.
Ama bu trajediden beklenmedik bir ask iliskisi de dogar ve bu sirada kurtulmayi bekleyen John islerin oýnun aleyhine dondugunu gorurken, Eleanor da firsat kollamaktadir. "
https://i.gr-assets.com/images/S/com...l/23993399.jpg
" It all starts with a chance remark on the telephone, just a casual conversation on a normal working day. But it leads Eleanor Hamilton to an appalling and deeply disturbing discovery: John, her husband of twenty years, has been leading a double life – a life of unbelievable duplicity and betrayal.
Jealousy, anger and confusion follow, all-consuming and shocking, driving Eleanor to extraordinary limits in her desire for revenge. Then fate intervenes in the shape of a terrible accident.
But out of the tragedy grows an unexpected love affair, and at the same time John finds the tables turned against him as he awaits deliverance and Eleanor bides her time. "
-
Turk yazar Nedim Gursel'in dogum gunu (5 Nisan 1951)
" Hemite’ye girdigimizde cevremizi saran koyluler gelis nedenimizi sormadilar. Yasar Kemal’in izini surdugumuzu anlamislardi sanki. Sandalyelerimizi bir bakkal dukkaninin onundeki agacin golgesine cekip oturduk. Basladik sohbete. Buranin insanlariyla sohbet bir baska oluyor. Oylesine konuskan, cana yakin, tatli dilli insanlar ki...
-- Bizim Kemal koye geldi mi, cocukken ne yapmissa yine onu yapar.
-- Nasil yani?
-- Iste, ne bileyim, Kuruyazi’ya gitmisse, yine oraya gider mesela. Hangi tasa oturmussa o tasin basina varir cikar.
-- Peki, bu dagin tepesine de cikar mi?
-- Hec cikmaz mi, cikar tabii. Tepede Hamit Dede deriz bir ermisin mezari vardir, gidip o mezara dayar sirtini, saatlerce yerinden kimildamaz. Uc top agacin altindaki kaklikta kaynayan suya bakar durur.
‘Binbogalar Efsanesi’nin son bolumu geliyor aklima. Yerlesmek isteyip de koskoca Cukurova’da bir karis toprak bulamayan Karacullu obasinin, eski pusku kil cadirlariyla gelip Hemite Dagi’nin yamacina konusunu dusunuyorum. “Burada bir ermis kisi yatar tek basina” diye yazar Yasar Kemal o romanda: “Ne kerameti, ne iyiligi, ne kotulugu, ne de bir efsanesi vardir Hamit Dede’nin. Orada, dagin dorugunun ortasinda, ulu kesme agaclarin altinda rahat, kaygisiz yatar durur. ”
https://img.kitapyurdu.com/v1/getIma...wh:true/wi:500
" Quand nous sommes entrés dans le village de Hémite, les villageois venus à notre rencontre ne nous ont pas demandé la raison de notre visite. Comme s'ils avaient compris que nous étions sur les traces de Yachar Kémal. Nous avons installé nos chaises et nous sommes assis à l'ombre d'un arbre, devant une épicerie. Nous avons commencé à bavarder. La conversation avec les gens d'ici, c'est autre chose. Ils sont tellement diserts, ouverts, agréables.
-- Quand notre Kémal vient au village, il refait ce qu'il faisait quand il était petit, dit quelqu'un.
-- C'est-à-dire ?
-- Je ne sais pas moi, par exemple, s'il allait dans le temps à Kourouyazi, il y retourne. Et il retrouve le rocher sur lequel il s'asseyait.
-- Et il monte au sommet de cette montagne ?
-- Pour sûr qu'il y monte. Au sommet, il y a la tombe d'un saint homme qu'on appelle le Père Hamide, il y va, s'adosse à la tombe et reste là sans bouger pendant des heures. Il regarde fixement l'eau qui jaillit d'un creux sous les arbres.
Je pense au dernier chapitre de "La Légende des Mille Taureaux" où la tribu Karakoullou s'installe sur les pentes de la montagne de Hémite avec ses vieilles tentes en poil de bêtes parce qu'elle n'a pas touché la moindre parcelle dans cette si grande Tchoukourova où elle voulait se fixer. Yachar Kémal écrit : "Ici gît un saint homme ; il n'y a aucune légende à son sujet, il n'a réalisé aucun miracle, aucune action bonne ou mauvaise ce Père Hamide. Là, au milieu du versant de la montagne, il repose calmement et sans souci sous de magnifiques arbres. " Yachar kemal : Le roman d'une transition
-
Ingiliz roman yazari ve senarist Anthony Horowitz'in dogum gunu (5 Nisan 1955)
“ O ses hala kulagimda. Kalemimi koyup, yatagima dogru giderken, yayin teller uzerinde cekildigini ve muzigin goge yukseldigini fark ediyorum. Cok uzakta ve guclukle duyuluyor ama iste orada: Bir pizzicato. Bir tremolo. Evet bu o, tarzindan belli. Sherlock Holmes caliyor. O olmali. Tum kalbimle umuyorum ki, benim icin caliyor. . . ” Ipek Evi
https://images-na.ssl-images-amazon....4,203,200_.jpg
“ I hear it still. As I lay down my pen and take to my bed, I am aware of the bow being drawn across the bridge and the music rises into the night sky. It is far away and barely audible - but there it is! A pizzicato. Then a tremelo. The style is unmistakable. It is Sherlock Holmes who is playing. It must be. I hope with all my heart that he is playing for me . . . ”
" Holmes' e bir damla su gosterin, mantik yuruterek Atlas Okyanusu'na varirdi. Bana gosterin, muslugu aramaya baslardim. Aramizdaki fark buydu. "
https://images-na.ssl-images-amazon....4,203,200_.jpg
“ Show Holmes a drop of water and he would deduce the existence of the Atlantic. Show it to me and I would look for a tap. That was the difference between us .”
-
Stephen King, Goz (Carrie) romanini 5 Nisan 1974 tarihinde yayinci Doubleday araciligiyla New York'ta yayimladi.
" ' Daha cocuktunuz, ' dedi Tommy. ' Cocuklar ne yaptiginin farkinda bile degillerdir ki. Tepkilerinin de farkinda degillerdir, baskalarini uzduklerinin de. Cunku baskalarinin duygulariyla pek ilgilendikleri yoktur. '
....
' Fakat hic kimse de yaptigi hareketin baska insanlari uzdugunu anlamaya calismiyor. Insanlar zamanla daha iyi olmuyorlar, sadece akillaniyorlar. Akillandigin zaman sineklerin kanatlarini kopartmaktan vazgecmiyorsun, yalnizca bunu yapmak icin daha iyi nedenler buluyorsun. ' "
https://image.isu.pub/190608112028-4...jpg/page_1.jpg
" ' You were kids, ' he said. 'Kids don't know what they're doing. Kids don't even know their reactions really, actually, hurt other people. They have no, uh, empathy. Dig? '
....
' But hardly anybody ever finds out that their actions really, actually, hurt other people! People don't get better, they just get smarter. When you get smarter you don't stop pulling the wings off flies, you just think of better reasons for doing it. ' "
-
Ingiliz yazar ve gazeteci Catherine Elizabeth "Caitlin" Moran'in dogum gunu (5 Nisan 1975)
" ' Herkesin ' topuklu ayakkabi giymesine karsin, onlarla yuruyemiyorum diye umutsuzluk icinde gecen yillarimi dusundum yine. O 'herkesin ' buyuk cogunlugunun moda cekimlerinde ya da kirmizi halida oldugunu, yani ' topuklulari 'aslinda ayakkabi olarak tum gun etrafta dolasmak icin giymedigini simdi anliyorum. Topuklu ayakkabiyi yalnizca fotograflar icin giyiyorlardi.Bunun yalnizca fotograflar icin oldugunu biliyorlar.Bunlari satin alanlar ve sonra tum gun onlarla yurumeye onlarla hareket etmeye, yasamaya calisanlar yalnizca biz musterileriz. "
https://images-na.ssl-images-amazon....18Vg5Dm7KL.jpg
" I thought again about my years of despair at not being able to walk in heels, despite ‘ everyone ’ wearing them. Quite a lot of the ‘ everyone ’, I now reflected, were in fashion shoots, or on a red carpet. i.e. they weren’t really wearing them as ‘ shoes ’, to walk around in all day. They were just wearing them for the photographs. They know it’s just for photographs. We – the customers – are the only ones who are buying this stuff, and then trying to walk around in it all day; move in it; live in it. "
" Kitaplar en etkili kaynaklar gibi gorunuyor.Her biri tek bir gunde icine alabilecegin bir yasamin toplami.Hizli okuyorum bu yuzden yasamlari acimasiz bir hizla silip supuruyorum, bir haftada alti, yedi ya da sekiz tane. Ozellikle yasam oykulerini seviyorum. "
https://2.bp.blogspot.com/-eertcKq44...%2520moran.jpg
" Books seem the most potent source: each one is the sum total of a life that can be inhaled in a single day. I read fast, so I'm hoovering up lives at a ferocious pace; six or seven or eight in a week. I particularly love autobiographies. "
-
-
-
Amerikali sair Irwin Allen Ginsberg'un olum yildonumu (5 Nisan 1997)
Dunyanin agirligi
asktir.
Yalnizligin yuku
altinda,
Hosnutsuzlugun yuku
altinda,
o agirlik
tasidigimiz o agirlik
asktir.
Kim oyle degil diyebilir?
Duslerde
o agirlik surtunur
bedene,
dusuncelerde
bir mucize
yaratir,
hayalinde
kivranir
insan olup
doguncaya dek-
saydamlikla yanip tutusan
yureginden bakinir-
cunku yasamin yuku
asktir...
https://media.giphy.com/media/qugB3fgxrSaHe/giphy.gif
The weight of the world
is love.
Under the burden
of solitude,
under the burden
of dissatisfaction
the weight,
the weight we carry
is love.
Who can deny?
In dreams
it touches
the body,
in thought
constructs
a miracle,
in imagination
anguishes
till born
in human -
looks out of the heart
burning with purity -
for the burden of life
is love,
-
Kanada dogumlu Amerikali yazar Saul Bellow'un olum yildonumu (5 Nisan 2005)
" Gunes kaybolmustu; kar atistiriyordu. Siyah asfaltin uzerine benek benek sacilmis, damlarin uzerinde yavas yavas birikmeye baslamisti. Bulundugum ucuncu kat yuksekliginden epeyce uzaklara kadar aciklik vardi. Yakinda gogun grisinden biraz daha acik tonda, bacalarindan dumanlar tuten damlar goruluyordu. Yoksul evler, depolar, ilan tahtalari, yol kemerleri, donuk bir isikla yanan elektrik lambalari, park etmis ve gelip gecen arabalar ve yol uzerinde tek tuk ciplak agaclar goruntuyu tamamlayarak uzaniyordu onumde. "
https://i.gr-assets.com/images/S/com...11l/879362.jpg
" The sun had been covered up; snow was beginning to fall. It was sprinkled over the black pores of the gravel and was lying in thin slips on the slanting roofs.I could see a long way from this third-floor height. Not far off there were chimneys, their smoke a lighter gray than the gray of the sky; and, straight before me, ranges of poor dwellings, warehouses, billboards, culverts, electric signs blankly burning, parked cars and moving cars, and the occasional bare plan of a tree. These I surveyed, pressing my forehead on the glass. "
" Sabah sekiz bucukta kahvaltimi ederim. Sonra eve doner, pencere onundeki sallanan koltuguma yerlesip gazetemi okurum bastan sona, satir atlamaksizin. Once komik dizilere goz atarim. (Bunlari izleyisim cocuklugumdan kalma bir aliskanliktir. Oyle ki, en yenilerini hatta en tatsiz olanlari bile okurum). Sonra ciddi haberlere gecerim, sutun yazarlarindan dedikodu sayfasina, yemek tariflerine, olum ilanlarina, sosyete haberlerine, reklamlara, cocuk bilmecelerine ve her seye tek tek goz gezdiririm. Gazeteyi elimden birakmak istemedigimden komik dizileri, herhangi birini atlamis olmayayim diye bastan okudugum coktur. "
https://images-na.ssl-images-amazon....4,203,200_.jpg
" At half-past eight I eat breakfast. Afterward I walk home and settle down to read the paper in the rocker by the window. I cover it from end to end, ritualistically, missing not a word. First come the comic strips (i follow them because I have done so since childhood, and I compel myself to read even the newest, most unpalatable ones), then I read the serious news and the columnists, and, finally, the gossip, the family page, the recipes, the obituaries, the society news, the ads, the children's puzzles, everything. Reluctant to put it aside, I even reread thecomics to see if I have missed anything. "
-
Akademi odullu Amerikali sinema, televizyon ve tiyatro oyuncusu (John Charles Carter) Charlton Heston'in olum yildonumu (5 Nisan 2008)
https://pbs.twimg.com/media/D3YbWhcWkAAsLKg.jpg
-
-
Sairlerin sairi Italyan Francesco Petrarca, hayatinin aski olacak Laura'yi ile ilk kez 6 Nisan 1327'de Avignone, Santa Chiara kilisesinde gordu ve asik oldu. (Tum siirlerini onun icin yazmaya basladi.)
https://pbs.twimg.com/media/C8uEW1gWAAALe2n.jpg
https://pbs.twimg.com/media/D3darfxWAAAsRIs.jpg
http://slideplayer.it/slide/8850351/...ura+sparsi.jpg
Dagilir yele karsi altin saclari
Ucusurdu binbir buklum icinde
Bir hos isik vardi gozlerinde
Piril piril, sonmus o zamandan beri.
Bir iyilik sarardi yuzunu bazen,
Bilmem, belki bana oyle gelirdi;
Ben, o sevdadan can atan deli
Nasil yanip tutusmazdim o zaman.
Yurudu mu yerden kurtulurdu sanki,
Melekler oyle yuruse gerek; sozleri
Bir baska turluydu insan sozlerinden.
Gokte bir ruhtu o, bir canli gunesti.
Oyle gordum ben; oyle degilmis simdi.
Yay gevsemis, ne cikar, yara gitmez gonulden
-
Sairlerin sairi Italyan Francesco Petrarca'nin ilham kaynagi, biricik aski Italyan soylu kadin (Madame de Sade) Laura de Noves, veba salgini yuzunden 6 Nisan 1348'de hayata veda etti.
Olumunden sonra Petrarca'nin yazdiklari:
" ...Bunca ic cekmeler, yaslar arasinda o, iyi gecen omrunun meyvesini simdiden toplayarak sessiz ve mutluydu... / ...Cioè godendo in quel punto di una sicurtà d'animo e di una pace che erano frutti della sua bella vita.. "
https://i.pinimg.com/originals/67/cd...c0d0a4e3df.jpg
" ...Ruhu artik ondan ayrilmis bulundugu icin gozlerinde, aptallarin olum dedikleri tatli bir uyku hali vardi. Guzel yuzunde, olum bile guzel gorunuyordu... / ...Essendosi l'anima già allontanata dal corpo, i suoi begli occhi caddero quasi come in un sonno delicato, quello che gli sciocchi chiamano morte: anche la morte sembrava bella impressa sul suo bel viso... "
Petrarca uzun uzun agladi. Sonra ona ovguler duzmeye basladi:
Ah guzel yuzlum, ah tatli bakislim,
ah agirbasli ve incelikli davranisi olan kadinim!
ah konusurken kaba ve kibirli insani, alcakgonullu,
ve dagli birini, kibar bir insan yapardin
Ah benim tatli yuzlum, oradan sallamistin olum
Mizragini; yok baska umudum onun disinda!
Soylu ruh Imparatorluklara deger
inmemis olsaydin boylesine gec aramiza
Senin icin yanmam gerek, sende soluklanmam
senin oldum her zaman, yoksun kalirsam eger senden,
beter olurum hicbir acidan olmadigim kadar
Umut verdin bana, artirdin arzularimi
en yuce zevkimden son kez ayrilip gittigimde:
ne ki aldi goturdu ruzgar konusulanlari birlikte
https://www.laltroveappuntidipoesia....coloraro11.jpg
Oimè il bel viso, oimè il soave sguardo,
oimè il leggiadro portamento altero;
oimè il parlar ch'ogni aspro ingegno et fero
facevi humile, ed ogni huom vil gagliardo!
et oimè il dolce riso, onde uscío 'l dardo
di che morte, altro bene omai non spero:
alma real, dignissima d'impero,
se non fossi fra noi scesa sí tardo!
Per voi conven ch'io arda, e 'n voi respire,
ch'i' pur fui vostro; et se di voi son privo,
via men d'ogni sventura altra mi dole.
Di speranza m'empieste et di desire,
quand'io partí' dal sommo piacer vivo;
ma 'l vento ne portava le parole.
-
Fatih Sultan Mehmet, 29 Mayis’a kadar surecek olan Istanbul kusatmasina 6 Nisan 1453’te basladi. (Mehmed II (Fatih the Conqueror) begins his siege of Constantinople (Istanbul), which falls May 29./ (L’attacco finale iniziò il 6 aprile 1453. Il sultano turco Maometto II (Fātiḥ, Il Conquistatore) attaccò Costantinopoli dalla terra e dal mare con un esercito di circa 200.000 uomini. La caduta di Costantinopoli – La mattina del 29 maggio 1453 i turchi ottomani entrarono in Costantinopoli.)
https://binrome.com/wp-content/uploa...3-640x613.jpeg
https://www.kamusaati.com/images/alb...n_mehmet_1.jpg
-
Italyan ressam ve mimar Raffaello Sanzio'nun hem 538.dogum yildonumu (6 Nisan 1483) hem de 501.olum yildonumu (6 Nisan 1520)
" Renk gozun dokunusu, sagirlarýn muzigi, karanlikta bir kelimedir. / Il colore è il tocco dell'occhio, la musica dei sordi, un grido nel buio. " Orhan Pamuk
https://pbs.twimg.com/media/D3dinLeW0AAmJ8g.jpg
Scuola di Atene (School of Athens, 1509-1511)
https://www.arteworld.it/wp-content/...i-1024x795.jpg
Mezarindaki yazit:
(Ille hic est Raffael, timuit quo sospite vinci, rerum magna parens et moriente mori. / Burada tabiat ananin yasarken ona yenilmekten korktugu, oldugunde ise kendisinin de onunla olmesinden korktugu meshur Rafael yatmaktadir. /Qui giace Raffaello: da lui, quando visse, la natura temette d'essere vinta, ora che egli è morto, teme di morire.)
-
Alman Ronesans ressami Albrecht Durer der Jüngere'nin olum yildonumu (6 Nisan 1528)
" Ben Nurnbergli Albrecht Durer, kendimi yirmi sekiz yasinda, boyle kalici renklerle yarattim. / Ich, Albrecht Dürer aus Nürnberg, habe mich selbst mit unvergänglichen Farben im Alter von 28 Jahren so dargestellt. / Io Albrecht Durer di Norimberga,all'età di ventotto anni, con colori appropriati ho creato me stesso a mia immagine. "
https://pbs.twimg.com/media/DGI3M1RXsAAdpmL.jpg
Peccato originale (Erbsünde, 1504)
https://pbs.twimg.com/media/C8uKv5AXgAE7VUE.jpg
Festa del Rosario (Fest der Rosengirlanden,, 1506)
https://upload.wikimedia.org/wikiped...rt_Project.jpg
-
Italyan ressam (Domenico Zampieri) Domenichino'nun olum yildonumu (6 Nisan 1641)
Landscape with Tobias, circa 1610 - 1613
https://upload.wikimedia.org/wikiped...con_Tobias.jpg
Diana and her Nymphs, 1616 – 1617
https://upload.wikimedia.org/wikiped...2C_1616-17.jpg
-
Italyan Barok ressam Michelangelo Cerquozzi'nin olum yildonumu (6 Nisan 1660)
Battle scene, 1620 - 1660
https://upload.wikimedia.org/wikiped...ttle_scene.jpg
Scene from the Commedia dell'Arte, 1630 - 1640
https://upload.wikimedia.org/wikiped...ell%27Arte.jpg
-
Hollandali ressam Willem van de Velde the Younger'in olum yildonumu (6 Nisan 1707)
Entrance to a Dutch Port, c.1665, Metropolitan Museum of Art
https://upload.wikimedia.org/wikiped...T_DP146449.jpg
The Battle of Texel, 21 August 1673 (1687)
https://upload.wikimedia.org/wikiped...tleOfTexel.jpg
-
Italyan ressam Alessandro Gherardini'nin olum yildonumu (6 Nisan 1727)
San Girolamo penitente, XVII secolo
https://upload.wikimedia.org/wikiped...3%A9nitent.jpg
Affreschi della Sala da ballo di Palazzo Corsini al Parione, 1692 - 1698
https://upload.wikimedia.org/wikiped...rardini_04.JPG
-
Hiciv ve aforizmalariyla taninan Fransiz yazar Sebastien-Roch Nicolas Chamfort'un dogum yildonumu (6 Nisan 1741)
https://qqcitations.com/images-citat...ort-181493.jpg
“ Dunyada uc cesit arkadasiniz olur: Sizi sevenler, sizinle ilgilenmeyenler ve sizden nefret edenler. / In the world you have three sorts of friends: your friends who love you, your friends who do not care about you and your friends who hate you. ”
https://qqcitations.com/images-citat...ort-143350.jpg
" Vermek, almaktan daha kalici bir zevktir; cunku veren kisi verdigini daha uzun sure hatirlar. / To give is a more lasting pleasure than to receive, because of the two, the one who gives is the one who remembers the longest. "
https://citation-celebre.leparisien....eric/49158.png
“ Ask hakkinda her sey dogru, her sey yanlistir. Hakkinda soylenecek hicbir seyin sacma olmadigi tek sey asktir. / In love, everything is both true and false; it's the one subject on which it's impossible to say anything absurd. ”
https://images-na.ssl-images-amazon....AC_SL1000_.jpg
"Tutkularin en buyuk kotulugu, neden olduklari seylerde degil; fakat insanlara yaptirdigi ve onlari alcalttigi rezilliklerdedir. Tutkularin bu sakincalari olmasaydi, mutlulukta hic payi olmayan o duygusuz akildan cok daha ustun olurlardi. Tutkular insani yasatir, akillilik ise sadece onun varligini surdurur . / Le grand malheur des passions n’est pas dans les tourments qu’elles causent, mais dans les fautes, dans les turpitudes qu’elles font commettre, et qui dégradent l’homme. Sans ces inconvénients, elles auraient trop d’avantages sur la froide raison, qui ne rend point heureux. Les passions font vivre l’homme, la sagesse le fait seulement durer. "
-
Italyan ressam Pietro Ligari'nin olum yildonumu (6 Nisan 1752)
Esquisse de Tete de Moine, XVIIe siècle
https://media.mutualart.com/Images/2...467766080.Jpeg
Ritratto di giovane, XVII secolo
https://media.mutualart.com/Images/2...ec7a00354.Jpeg
-
Alman ressam Wilhelm Alexander Wolfgang Kobell'in dogum yildonumu (6 Nisan 1766)
Französische Husaren und Österreichischer Kürassier, 1806 (Mannheim)
https://upload.wikimedia.org/wikiped...tergefecht.jpg
Erste Schlacht bei Polozk, 18. August 1812 (1813), München
https://upload.wikimedia.org/wikiped...106_Detail.jpg
-
Amerikali ressam Samuel Lovett Waldo'nun dogum yildonumu (6 Nisan 1783)
Deliverance Mapes and Her Son, (c.1830), Boston Museum of Fine Arts
https://upload.wikimedia.org/wikiped...nd_Her_Son.jpg
The Knapp Children, (c.1832, with Jewett) Metropolitan Museum of Art
https://upload.wikimedia.org/wikiped...p_Children.jpg
-
Isvicreli ressam Jean-Pierre Saint-Ours'un olum yildonumu (6 Nisan 1809)
The Selection of Children in Sparta, small version of 1785
https://upload.wikimedia.org/wikiped...ollections.jpg
La Lecture de la fable (Reading the Story, 1796)
https://pbs.twimg.com/media/D3crp_YX4AEVlr5.jpg
-
Rus yazar ve filozof Aleksandr Ivanovic Herzen'in dogum yildonumu (6 Nisan 1812)
https://www.azquotes.com/picture-quo...n-61-18-62.jpg
" Hayat bana dusunmeyi ogretti; fakat dusunmek bana yasamayi ogretmedi. "
https://www.azquotes.com/picture-quo...n-13-10-72.jpg
" Tum dinler ahlaki, itaatin, yani gonullu koleligin uzerine temellendirmislerdir. Bu nedenle daima herhangi bir siyasi organizasyondan daha tehlikeli olmuslardir. Cunku ikincisi siddet kullanimina, birincisi ozgur iradenin yikilmasina yol acar. "
-
Fransiz fotograf sanatcisi, karikaturist, roman yazari ve gazeteci (Gaspard-Félix Tournachon) Nadar'in dogum yildonumu (6 Nisan 1820)
https://upload.wikimedia.org/wikiped...t_tournant.gif
Ritratto di Cleo de Merode (Portrait of Cleo de Merode, 1894)
https://pbs.twimg.com/media/C8uBVssXoAAYXWe.jpg
Sarah Bernhardt, 1865
https://upload.wikimedia.org/wikiped...dt-Nadar_2.jpg
-
Fransiz sembolist ressam Gustave Moreau'nun dogum yildonumu (6 Nisan 1826)
Le Cantique des cantiques, 1853
https://upload.wikimedia.org/wikiped..._cantiques.jpg
Oedipus and the Sfinx, 1864
https://pbs.twimg.com/media/D1R7fEMXcAEWAFr.jpg
-
Ingiliz sair William Wordsworth, 6 Nisan 1843’de Kralice Victoria tarafindan Devlet Sairligine (Bas sair) atandi.
https://usercontent2.hubstatic.com/13898585_f520.jpg
https://vinhanley.files.wordpress.co...orth.jpg?w=720
Dunya asla sunamaz bundan hos bir manzara:
Bu gonul oksayici gorkeme bakmayarak
Gecip gidenler varsa kof ruhlulardir ancak;
Sabah oyle guzel ki kent, canim urbalara
Burunup aciliyor simdi ta ovalara,
Goklere uzaniyor, sessiz sedasiz, ciplak,
Bunca gemi, sur, kubbe, tiyatro ve tapinak
Isiltilar serpiyor dumansiz havalara.
Gunes hic sacmamistir boyle bastan basa nur
Vadi, kaya ve tepe ustune yukselerek.
Hic gormedim, duymadim bu kadar derin huzur:
Irmak akip gider de keyfince yel yepelek.
Sevgili Tanrim! Sanki evlerin hepsi uyur
Ve sessizlige dalmis, yatar o ulu yurek
-
Mitoloji ve edebiyattan uyarlanan kadin resimleriyle unlu, Neo-klasik akimina bagli kalan Italya dogumlu Ingiliz ressam John William Waterhouse'in dogum yildonumu (6 Nisan 1849)
Scomparso, ma non dimenticato (Gitmis ama Unutulmamis - Gone But Not Forgotten, 1873)
https://upload.wikimedia.org/wikiped...Waterhouse.jpg
The Lady of Shalott (La signora di Shalott, 1888)
http://www.tate.org.uk/art/images/wo.../N01543_10.jpg
Echo and Narcissus (Eco e Narciso, 1903)
https://upload.wikimedia.org/wikiped...rt_Project.jpg
-
Italyan ressam Giuseppe Costa'nin dogum yildonumu (6 Nisan 1852)
Scena di taverna, 1887
https://upload.wikimedia.org/wikiped...vern_scene.jpg
Venditrice di acqua sulfurea e limoni, XIX secolo
https://www.galleriarecta.it/images/...0tavola%20.jpg
-
Kanadali ressam Charles Huot'nun dogum yildonumu (6 Nisan 1855)
Débat sur les langues lors de la première Assemblée législative du Bas-Canada le 21 janvier 1793 (1910 - 1913)
https://upload.wikimedia.org/wikiped...nvier_1793.jpg
Le Conseil souverain, 1930
https://upload.wikimedia.org/wikiped...arles_Huot.jpg
-
Amerikali ressam Arthur Wesley Dow'in dogum yildonumu (6 Nisan 1857)
The clam house, circa 1892
https://upload.wikimedia.org/wikiped...clam_house.jpg
Boats at Rest, c.1895
https://upload.wikimedia.org/wikiped..._Dow_c1895.jpg
-
Fransiz anarsist yazar (Georges Hippolyte Adrien) Georges Darien'in dogum yildonumu (6 Nisan 1862)
" Halk dedigin, olabilecekken, ozgur olmak istemeyen, cektigi aptal acilara aptal zevkler sayesinde katlanan ve butun sosyal anlasmalara uyan bir mahluktur,.
Koyunlar surusu ve cobanlar surusudur. Onun otesinde ise bireyler vardir.
Bireyin halka duydugu nefret daim olmalidir. "
https://m.media-amazon.com/images/I/51vcLmAc5ZL.jpg
" C'est cette partie de l'espèce humaine qui n'est pas libre, pourrait l'être, et ne veut pas l'être; qui vit opprimée, avec des douleurs imbéciles; ou en opprimant, avec des joies idiotes; et toujours respectueuse des conventions sociales.
C'est le troupeau des moutons et le troupeau des bergers.
La haine de l’Individu pour le Peuple devrait être entière constante. "