Gizli saklı bir şey yoktu ki , bilanço makyajlama filanda yok bu konuda her şey açık ve net. Bunu muhalefette dile getirdi. Bilinmemesi mümkün değil.
Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
Printable View
Sn deniz siz cebinizde veya cüzdanız da ne kadar para olduğunu biliyorsanız onlarda biliyordur. Merkezde bu ülkenin cüzdanı.
bilmek mi kötü?
bilmemek mi?
parlat! parlat ama
özrün kabahatinden büyük olur.
bilene,
bilgiyi işleyene,
dağın arkasını görene,
başa geleceği bilene.
finansal varlık kalitesi değil,
human kalitesi lazım bize.
siyasiler oy kaybedeceğini bile bile
acı reçeteler uygulamaz, mecbur kalmadıkça
bir tarafta vatan, bir tarafta koltuk.
zor bir seçimdir bu.
özelikle hırslıysan, tutkuluysan, takıntılı seviyede aşıksan.
ama bıçak kemiğe dayanır, oynaşacak, kıpraşacak yer kalmamıştır,
yaklaşan cisimin ebatları belli olmuştur, belki o zaman.
velhasıl kelam, aleyküm selam.
mümkün değil. erdoğan pragmatik bir insan. pat diye 180 derece dönüş yapıp politika değiştirebiliyor. beratın poltikalar galiba terk edildi. istifa eden şahıs bir nevi başbakandı.
250 milyar dolar döviz mevduatı var. merkez sattıysa kişiler aldı bankada duruyor.
bu döviz rezervi hadisesini bilanço olarak baktığımızda ödenecek yükümlülük swap vs. diyince evet dedikleri gibi eksi çıkıyor olabilir ben bilmiyorum ama. o yükümlülükler ödenmiyor ki abi. ne olacak katar parasını geri mi isteyecek mümkün değil.
erdoğan başta oldukça ekonomi bu şekilde krizsiz ileri geri tam gaz devam. erdoğan istifa veya bir seçimde değişir ise mega mütahitler mega projeciler ve katar gibi hatır gönül parasını tutanlar geri ister o zaman çarşı karışır.
erdoğan a mecbur oy vereceğiz olmazsa kriz var oldukça görüldüğü üzere kriz yok durmak yola yola devam...
ecevit hükümeti 2001 de yalandan kriz çıkarttılar. ne rezerv eksideydi ne de kamu şirketsizdi. tüm şirketleri kamunun duruyor idi a dan z ye rezerv de vardı. borçda yoktu..
boş yere bir kriz çıkartmışlar ben hatırlamıyorum o zamanları ben erdoğan çağından beri piyasadayım. 2004 ve sonrası..
şimdi günümüzde rezerv yok denirken aslında her yer ağzına kadar döviz altın dolu.... ilk olumlulukta müthiş karda olan döviz piyayasa akıyor.. evler ağzına kadar altın döviz dolu.. banka mevduatları 250 milyar dolar döviz dolu...
velhasılı sergilenen filmler her daim piyasanın gerçeği film bitmez...
2001 gibi cumhurbaşkanı başbakan arasındaki anayasa atma muhabbeti gibi bir hadise olmuş fakat piyasalar görülüdğü üzre ralli yapmıştır.
ecevit 2001 de kameralar önüne geçip şikayet etmiştir. kriz çıkartmıştır.
2020 yılında ise instagram dan şeyma şubası gibi resim atılmış sonra o hesapta kapatılmış mega medya da haber bile olmamıştır.
işte yönetim farkı işte yalandan kriz çıkartan ecevit başarısızlığı yönetimi.
döviz 1 er lira düşmüş banka hisseleri şaha kalkmış %25 30 prim yapmıştır..
hadise zihniyet basiretsizlik örneği 2001 yılı ayan beyan ortadadır.
Sayın deniz,
A. Ciddi +faiz oranları konuşuluyor lakin piyasada yapılandırmalar konkordato ve kgf durumu ortada...
Bu hayal kurulan faiz artışı batık kredi/işletme miktarını daha da arttırmayacak mı ?
Hali hazırda likidite soru var, +4 5 6 gibi oranların sonuçlarını kgf full iken nasıl kontroledecekler ?
B. Beklentiye yabancı geldi de deniyor,
CB dün yabancı yatrımcı hızlıca gelsin artık diyor.
Yüksek faiz/sıcak para dönemine geri mi dönüyoruz ?
Bu nasıl acı reçete oluyor ?
Acı reçete ani gelen ciddi fakirleşme sebebi değilmidir ?
C. Kamuya açık platformlarda CDS 400 altına geldi.
10 Yıllık 14,3 dasn 12,4 a geriledi
2 Yıllık 15 den 14,2 ye geriledi
1 Yıllık 15.2 den 14 e geriledi
bu bahsedilen faiz artış, bu oranların üstüne eklenecek ise yükselmesi grekmezmiydi ?
Hayır sadece politika faizi sembolik arttıralacak ise,
yapılan şak diye 2 günde,
yeni ampül takılarak ambiansın soft/loş laştırılmasından mı ibarettir ?
Bu durumda reel olarak ne değişti ? Kamu erki medya gücüyle en kallavisinden algı mühendisliği yapmış olmuyor mu ?
Başta şaka yapıyorsunuz sandım da, sonra anladım ki ciddi ciddi bunları yazmışsınız.
Yabancı yatırımcıyı ülkede bir kırbaçlamadığımız kaldı, Londra'da faiz değişiklikleri ile adamları iki kere ayazda bıraktık. Güveni geri kazanmanın 2-3 cümle olduğunu hiç ama hiç sanmıyorum. Ne olacak şimdi faizi 300-400 bp arttırıp, 2-3 gazeteciyi serbest bırakınca yabancı yatırımcının güveni geri gelecek mi?
Ya da Rte yabancı yatırımcılar ile toplantı yaptığı zaman ne söyleyecek? Size bir iki yamuk yaptık ama görmezden gelin mi diyecek?
Üzerine jp morgan, citi bank 500-600 bp artış bekliyor :) Bizim foreks anketleri de 475 bp diyor,
400 gelse bile piyasa beğenmeyecek.
Tüik enflasyonu kadar faizleri arttırırsak zaten vay halimize ...
Saygılar
Ciddi olarak mi yazdın bilmiyorum fakat şu anda çevremde o kadar borçlu insan var ki anlatamam, aslında borcu olmayan yok.
Altın ve dolar çok az insanda var çok az miktarda. 200-300 gram altınla arabayı zor alırsın...Redmi Note 7 cihazımdan hisse.net mobile app kullanarak gönderildi.
RTE nin yaptığı bu hamle %90 siyasi %10 ekonomi. Naci Agbali atadı Babacanin adamı oradan vurmasınlar diye. Lütfi Elvani atadı Davutoğlu vurmasın diye. Demek ki parti çok oy kaybetmiş. Bunların önünü tıkamak için. Trenden çık inen oldu. Suçlu her daim başkası olur. O sadece aldanır. Ama bu sefer durum vahim belirli bir süre bunlara karışmayabilir. Yatırım gelmedigi sürece bunun altından kalkamaz. Haftaya gazeteciler, Osman Kavala, bazı HDP liler cezaevinden çıkabilir. Faiz artırımı %500 artışı RTE yapısında zor ama başka seçenek yok. Çözülme minimal düzeyde olur ama yatırım gelirse belki zaman kazanır. RTE nin fişinin çekileceği sorun s400 olur. Kimi seçerse diğeri mal varlığıni açıklayacak. Seçme şansı yok erteleyecek yer de kalmayabilir. Biden direk dalabilir. İki seçenek var ya istifa ya itaat ama kime.
A)Yüksek oranlı bir faiz arttırımın batık kredi oranını yükselteceğine en ufak bir şüphe yok.Zaten şu anda da regülasyonlarda bir çok değişiklik yapılarak batık kredileri takibe geçme süresi 90 günlük temerrüde düşme süresiden 180 güne çıkarılmıştı,ayrıca BDDK bankalardan yıl sonuna kadar yeniden yapılandırılma talep edilen ödenemeyen kredilerin yeniden yapılandırılmasını emretmişti.Birçok bankacılık teamüllerinden sapılan uygulamalar,örneğin eski tarihli döviz cinsinden krediler bilançoda bilançonun düzenlendiği günün kurundan değil alım tarihindeki kurdan gösterilebiliyor,kredi notu yatırım yapılabilir seviyenin 5 kademe altına kadar düşmüş bankalarda özel karşılık ayrılması ve sermaye yeterlilik rasyosunun buna göre hesaplanması gerekiyor ama şu anda bu kuralların hiç biri uygulanmıyor,sonuç olarak daha önce önce bu başlıkta yayınlamıştım geçen yıl sonu itibariyle bile bankaların özkaynaklarına denk sorunlu kredi vardı,şimdi bu oranın ne olduğunu kestirmek zor,aktif rasyosu sopasıyla bankalara zorla verdirilen kredilerle normalde kredi verme koşullarını sağlamayan çok sayıda şirket ve kişiye de kredi verildi ve bunların geri dönüşü çok sorunlu olacak..Tabii ki zaten alınan kredileri ödemede büyük sıkıntılar var,şimdi yüksek oranlı bir faiz arttırımının batık kredileri arttıracağı açık.
https://www.paraanaliz.com/2020/sirk...e-kadar-47120/
https://www.dunya.com/ekonomi/bddkda...-haberi-474641
B.Yabancı geldiğinden ya da geleceğinden emin değilim.Son 2 yılda kamu otoritelerinin mevcut kuralları defalarca değiştiren kararları nedeniyle büyük dayak yediler,zarar ettiler,zor durumda kaldılar.Bundan sonra yine de gelirler mi,yoksa kurallarda ve kurumlarda istikrarın oluştuğuna ve bunun korunacağına emin olana kadar gözlemci olarak mı kalırlar,bekleyip görmek lazım.
C.CDS'lerin yükselmesinin nedeni swap kısıtlamaları nedeniyle Türkiyedeki riskini hedge edemeyen ve pozisyonunda sıkışan yabancı yatırımcı CDS satarak riskini dengelemeye çalışıyordu.Swap kısıtlamalarının gevşemesi CDS risk puanını da düşürmeye yardımcı oldu.
Tahvil faizlerinin düşmesiyle ile ilgili bir kanaatım var ama doğruluğunun teyidi için Perşembe günü yayınlanacak merkez bankası verisini görmem lazım.O veri geldikten sonra yorum yaparım.
Reel olarak değişen hiç bir şey yok.Önümüzdeki 1 yıl içinde 183 milyar dolar kısa vadeli dış borç ödememiz var,yılın ilk 9 ayında 30 milyar dolar bulan cari açığımız var swaplar hariç (-)52.6 milyar dolar boş bir merkez bankası net döviz rezervimiz var.Çok yüksek işsizlik ve enflasyonumuz var.Yeni ekonomi programı tahminine göre, bu sene gsyih'ımızın %4.9'una ve 239 milyar TL'ye ulaşacağı tahmin edilen çok yüksek bir bütçe açığımız var.Borçları GSYİH'ımıza oranı %70'i geçmiş aşırı borçlu şirketlerimiz var.Pandemi nedeniyle büyük darbe alan turizm,havacılık,ticari gayrımenkul ve birçok hizmet sektörümüz var.
Tablo çok ağır,sözle,algı yönetimiyle bu tablo iyileşmez,çok hızlı aklın ve bilimin ışığında konularına hakim,donanımlı ,liyakat sahibi bir kadro tarafından kapsamlı bir programın hızla hayata geçirilerek düşüşü önce durdurmak sonra da yeniden dipten yükselişe döndürmek gerekiyor.
https://youtu.be/oVT98NbHJ2k
Ekonomist Devrim Akyıldan Altın-dolar yorumu.
Ya hiç ülkenin cumhurbaşkanı bilmezmi rezervlerin eridiğini pamuk şekeri değil 5 dakika eriyecek tam 4 yıldır başladılar eritmeye her şeyden haberdarlar. Kaç maliye bakanı kaç mb. Değiştirdi. Allah aşkına Deniz Hocam.
Gel birde BDDK nın özel / kamu bankalarına uyguladığı saçma rasyoları nasıl anlatırsın? Adama, bankalarda toplam mevduatın yüzde 67 lerde seyreden 220 milyar dolar döviz mevduat hesaplarının kaydi olarak yani sanal olarak var gözüktüğünü, bankalar toplamında kasa da aktif olarak 3.- 5 milyar dolar olabileceğini, aslında bu 220 milyar doların bankaların bilançosunda borç olarak gözüktüğünü nasıl anlatalım ? Geriye doğru oku dedik...Sayın realites beni güldürdün . Fakat ilgiliye yazdığın son cümle ağır olmuş. Ne de olsa bu topikte biz misafiriz. Arada bakıp buranın sahibi sayın Deniz 43 ve Cautanory den istifade ediyoruz.
'' Reel olarak değişen hiç bir şey yok.Önümüzdeki 1 yıl içinde 183 milyar dolar kısa vadeli dış borç ödememiz var,yılın ilk 9 ayında 30 milyar dolar bulan cari açığımız var swaplar hariç (-)52.6 milyar dolar boş bir merkez bankası net döviz rezervimiz var.Çok yüksek işsizlik ve enflasyonumuz var.Yeni ekonomi programı tahminine göre, bu sene gsyih'ımızın %4.9'una ve 239 milyar TL'ye ulaşacağı tahmin edilen çok yüksek bir bütçe açığımız var.Borçları GSYİH'ımıza oranı %70'i geçmiş aşırı borçlu şirketlerimiz var.Pandemi nedeniyle büyük darbe alan turizm,havacılık,ticari gayrımenkul ve birçok hizmet sektörümüz var.
Tablo çok ağır,sözle,algı yönetimiyle bu tablo iyileşmez,çok hızlı aklın ve bilimin ışığında konularına hakim,donanımlı ,liyakat sahibi bir kadro tarafından kapsamlı bir programın hızla hayata geçirilerek düşüşü önce durdurmak sonra da yeniden dipten yükselişe döndürmek gerekiyor.''
Sayın Deniz 43, ekonominin röntgenini çektiğiniz ve hastalığın, bu kadar belagatlı ve net anlattığınız ifadeleriniz için teşakkürler Yazınızın içerisinde. her an erken seçim olabileceği, ülkenin taşıdığı siyasi ve staretejik risklerle birlikte değerlendirildiğinde son BİST hareketini kesinlikle algı olduğu piyasadan çıkmak isteyenlerin yukardan mal boşaltmaları olabileceğini ve realiteden uzak olduğunu düşünüyorum. Kaldı ki Biden in parasal genişlemeden çok , mali genişlemeye belki varlık vargilendirmelerine gideceğini düşünmekteyim. Bernanke ve Yellen türü bir FED ise son cümlemi çöp eder ve Euru/dolar paritesini 1.3 lara ve onsu 2400 - 3000 aralığına dolar endeksini 85 lere taşırsa bizde ki sorunlara da perde olur ve 1-2 yıl ötelenir.
'' Reel olarak değişen hiç bir şey yok.Önümüzdeki 1 yıl içinde 183 milyar dolar kısa vadeli dış borç ödememiz var,yılın ilk 9 ayında 30 milyar dolar bulan cari açığımız var swaplar hariç (-)52.6 milyar dolar boş bir merkez bankası net döviz rezervimiz var.Çok yüksek işsizlik ve enflasyonumuz var.Yeni ekonomi programı tahminine göre, bu sene gsyih'ımızın %4.9'una ve 239 milyar TL'ye ulaşacağı tahmin edilen çok yüksek bir bütçe açığımız var.Borçları GSYİH'ımıza oranı %70'i geçmiş aşırı borçlu şirketlerimiz var.Pandemi nedeniyle büyük darbe alan turizm,havacılık,ticari gayrımenkul ve birçok hizmet sektörümüz var.
Tablo çok ağır,sözle,algı yönetimiyle bu tablo iyileşmez,çok hızlı aklın ve bilimin ışığında konularına hakim,donanımlı ,liyakat sahibi bir kadro tarafından kapsamlı bir programın hızla hayata geçirilerek düşüşü önce durdurmak sonra da yeniden dipten yükselişe döndürmek gerekiyor.''
Sayın Deniz 43, ekonominin röntgenini çektiğiniz ve hastalığın, bu kadar belagatlı ve net anlattığınız ifadeleriniz için teşakkürler Yazınızın içerisinde. her an erken seçim olabileceği, ülkenin taşıdığı siyasi ve staretejik risklerle birlikte değerlendirildiğinde son BİST hareketini kesinlikle algı olduğu piyasadan çıkmak isteyenlerin yukardan mal boşaltmaları olabileceğini ve realiteden uzak olduğunu düşünüyorum. Kaldı ki Biden in parasal genişlemeden çok , mali genişlemeye belki varlık vargilendirmelerine gideceğini düşünmekteyim. Bernanke ve Yellen türü bir FED ise son cümlemi çöp eder ve Euru/dolar paritesini 1.3 lara ve onsu 2400 - 3000 aralığına dolar endeksini 85 lere taşırsa bizde ki sorunlara da perde olur ve 1-2 yıl ötelenir.
1) Erdoğan'ın ekonominin "e" sinden anlamadığını;
2) Erdoğan'ın görevlendirmede "liyakat"ı değil, kendisine "biat"ı öncelediğini;
3) Erdoğan'ın özenle oluşturmaya çalıştığı "kusursuz/güçlü lider" imajının, bir parçasının da etrafına "korku" salması olduğunu
biliyoruz..
Ben Erdoğan'ın bilmediğine inanmama rağmen;
konuyla ilgili neyi/nasıl sorması gerektiğini bilmediğinden;
kendisine MB'nın açıkladığı rakamlar verildiğini;
kendisinin de bunları kurcala(ya)madığını; da mantıksız bulmam.
Bu Erdoğan'ı aklayan değil, daha da batıran bir durum aynı zamanda.
hocam şuan ecevit bahçeli yılmaz koaisyonu ahmet sezer cumhurbaşkanı ve ecevitin adamı vardı adını unuttum o ekip görevde olsa idi bu rakamlarla heralde tarihi bir felaket olurdu...
fakat asrın lideri boşuna denmıyor bu hadiselerden bile bir ralli bir umut bir algı desenizde bir olumluluk çıktı.. süreci mükemmel bir dehasal yönetiminin örneğini gösterdi.
kimse tek haber bile yapamadı...
ecevit rahmetli ekibi toplayıp basın toplantısı yapıp gereksiz bir şekilde ülkenin rakamları gayet iyi herşey göreceli olarak iyi olmasına rağmen...
beğenirsiniz beğenmezsiniz bu istifa ve bu süreçten böyle bir ralli çıkartmak şapka çıkartmak gerekiyor....
Türkiye de hiçbir hükümet mevcut iktidar kadar parasal genişleme görmedi, hiçbir hükümet bu kadar yüksek MB rezervi görmedi, hiçbir hükümet bu kadar kamu kitlerini satmadı ve hiçbir hükümet kadar fabrika acamadi ...
Ayrıca hiçbir hükümet halktan bu kadar güç aldığı halde bu kadar çok tek başına iktidar olmadı.
Şartlar hiçbir zaman eşit değildi.Redmi Note 7 cihazımdan hisse.net mobile app kullanarak gönderildi.
Mevcut iktidar elinde ki tabiri caizse kozları boşa çekti , elinde ki leri ziyan etti. QE ler boşa gitti, KİT ler bedavaya verildi, İmam atamak için onlarca cami yapıldı ki icinde cemaat yok.
Ha hiç mi iyi işleri yok , var ama yanlışlar doğruyu götürüyor...
Redmi Note 7 cihazımdan hisse.net mobile app kullanarak gönderildi.
Naci Ağbal'ın MB Başkanlığa atanmasının Erdoğan'ın "faiz sebep, enflasyon sonuç" politikasını değiştirip "piyasa dostu" bir politikaya geçişle ilgisi olduğunu düşünmüyorum. Burada bir güvensizlik olduğunu ve yerine güvendiği bir ismi atadığını düşünüyorum.
Berat Albayrak'ın istifasının da Erdoğan'ın bilgisi dahilinde olduğunu düşünmüyorum.
Naci Ağbal'ın atanması, istifa ve kabulüyle piyasalarda ortaya çıkan olumlu rüzgarları,bu kadar şiddetli ve bu kadar uzun sürmesini pek anlamlandıramadım. Naci Ağbal'ın göreve yeni atanması sonrası yaptığı geleneksel görüşmeler ve sonrası klasik açıklamaları yeterli bulmuyorum. Bizim bilmediğimiz faiz artışı ile ilgili bazı sözler/güvenceler verilmiş olabilir.
Erdoğan Pazartesi gecesi yeni Bakanı atadı, olumlu rüzgar devam etti.
Çarşamba günü grup toplantısında yaptığı konuşma ile sanki ekonomide büyük bir değişimi yani "faiz sebep, enflasyon sonuç" politikasının terkini ilan etmiş gibi bir algı ortaya çıktı. Kiminle, ne zaman, nasıl bir hazırlık yapılmış muamma, muhtemelen yok.
Oysa o konuşmada; Erdoğan konuşma metninin dışına çıkarak "faiz sebep, enflasyon sonuç" görüşünü üstüne basarak araya sıkıştırdı.
Aynı konuşmada "temel yaklaşımımız", yabancı yatırımcıdan çok "doğrudan yabancı yatırımcı", ifadelerini kullanırken, vatandaşlardan/yatırımcılardan dövizden tl'ye geçmelerini/güvenmelerini istedi.
Daha sonra Tekirdağ'da yaptığı konuşmada ekonomi ile ilgili grupta yaptığına çok benzer bir konuşma yaptı, ancak
"faiz sebep, enflasyon sonuç" kısmına hiç girmedi.
İlk grup konuşmasını dinlediğimde;
Erdoğan'ın istifa/görevden almalardan ve yeni atamalardan sonra piyasada esen rüzgarları, ekonomi politikalarının değişiminden ziyade, ekonomi kadrolarının değişimi ile ilişkilendirdiğini ve bu rüzgarı arkasına alıp bir kaç palyatif/kozmetik değişiklikle bu süreci lehine çevirip, atlatmayı düşündüğünü düşünmüştüm. Ancak piyasaların aşırı iyimserliği bir takım politika değişikliğinin kesin olduğunu düşündürüyor.
Politika değişikliği derken ne diyoruz, o da pek belli değil.
Bir kereliğine piyasa beklentisinde yüksek bir faiz artışı mı,
yoksa ne zaman, ne kadar gerekiyorsa o zaman, o kadar faiz artışı mı?
Ben ikincisini Erdoğan'ın kabul edebileceğine ihtimal vermiyorum.
Sonuç itibariyle Erdoğan'ın pragmatik olduğu, ani keskin dönüşler yapabildiğini gördük.
Piyasalar ve bu arada medya da, Erdoğan'ın ekonomide yeni "piyasa dostu" bir döneme yelken açtığını çok açık bir şekilde gösteriyor/söylüyor.
Bu saatten sonra bu olumlu tabloyu bozacak bir karar, hem ekonomiye, hem Erdoğan'a daha büyük zararlar verecek. Bir bakıma Erdoğan'a yapacak başka bir şey de bırakmamış gibi piyasalar.
Sonuçta hala aklıma yatmasa da faizler artacak gibi, makul gelen bu.
Ne kadar artacak dersek;
Ne bir kerelik yüksek artış 450-500 puan (ki bu da yüksek değil gerekli olan)
Ne de bu ay 200-300, bir sonraki ay 100-150 gibi kademeli artış.
""Erdoğan'ı merkeze koyunca"" ikisini de; ne makul, ne mantıklı, ne kabul edilebilir bulamıyorum bir türlü.
tek mantıklı gelen enflasyon oranına denk gelen 150-175 puanlık bir artış, ve kaldığımız yerden devam.
Bır de bu yazı uzadı, ama Erdoğan'ın kararlarını yorumlarken, mutlaka analizin bir yerinde, kararların "ne kadar oy getirir, ne kadar oy götürür" hesabı ile yapıldığı da, mutlaka göz önüne alınmalı.
Bunlar da aynı gün çıkan iki yandaş gazetenin manşetleri;
Normalde hepsi aynı manşetle çıkardı böyle durumlarda
https://i.hizliresim.com/hOqilC.jpg
https://i.hizliresim.com/aumUO3.jpg
Altını ve Dolar'ı bilen adam şimdi de konut ve otomobil fiyatlarının ne olacağını açıkladı videosu
https://www.yenicaggazetesi.com.tr/m...ne--11530v.htm
İlerleterek izledim pek hakim degil gibi, genel örnekler veriyor, ons - pandemi gibi...Redmi Note 7 cihazımdan hisse.net mobile app kullanarak gönderildi.
Sayın Deniz bey,
Öncelikle belirtmek isterim ki, yazılarınızı büyük bir beğeni ile takip etmekteyim. Vermiş olduğunuz çok değerli bilgiler için sonsuz saygılarımı iletiyorum.
Sizin fikrinizi almak istediğim konu ise, geçtiğimiz hafta piyasalarımızda yaşanan gelişmeler. Borsanın %10luk artışı ve döviz kurlarının da keza %10luk düşüşü, bir anda sözde "reform" kelimesinin sihirli dokunuşu oldu. Ama kanımca işin aslı öyle değil. Takip ettiğim kaynaklar, geçtiğimiz hafta piyasalara yaklaşık olarak 1milyar dolar civarında yabancı para girişi olduğunu ve tahvil faizlerindeki artışın hız kesmesinin, döviz kurlarının sert geri çekilmesinin ve banka hisselerinin dolar bazında haftalık yaklaşık %30, evet evet sadece bir haftalık yüzde otuz değer kazanmasının, büyük ölçüde bu sıcak paradan kaynaklandığını belirtmekte.
Aslında haftalık bazda gelen 1milyar dolar tutarı, yerli yatırımcılar çok da rahat karşılayabilecek düzeyde. Peki aylar hatta tabiri caizse yıllardır, ne oldu da bir haftada piyasada meltem rüzgarları esmekte. "Reform" kelimesinin ekonomik karşılığı bu denli yüksek olmasa gerek.
Geçtiğimiz hafta, anketlerde 400-500-600(dilin kemiği yok) baz puan faiz artışı beklentisine ilişkin haberler yapıldı ve bir beklenti oluşturuldu. Oysa ki, faizi belirlemede "ana kuralın" enflasyon olduğunun sürekli dile getirilmesi, belki de beklentileri boşa çıkaracaktır. Nitekim, çarşamba günkü toplantıda mevcutta 11,89 olan enflasyona, kasım ayının da öngörülen enflasyonu dahil edilerek, ancak ve ancak o düzeyde bir artış yapılabilir. Kasım ayının enflasyonunun %1 civarı öngörüldüğü(kağıt üzerinde) düşünülürse, faiz artışının yaklaşık 275 puan(+-25) olması benim şahsi beklentimdir.
Diğer taraftan, şu anki koşullarda ihtiyacımız olan sıcak paranın da yine borsa ve tahvil piyasası üzerinden ilerlemesi muhtemeldir. Nedeni, çoğu yabancı kurumun afaki artış beklentisinin aksine, jp morganın 150 puan artış beklentisi, borsada henüz istenilen karın elde edilemediğini ve bist30 ve bankaları sanki yukarı sürmeye devam edeceklerinin bir sinyali gibi.
Sonuç olarak, aklımdaki olasılıklar, geçtiğimiz hafta piyasalarda yaşananları açıklamaya yetmiyor maalesef. Hani sanki, öyle bir gelişme olmuşçasına ,örneğin imf anlaşması gibi ama mümkünatı yok elbette yada azerbaycanla yapılan swap anlaşması dedikodusu bile geçtiğimiz hafta yaşananları anlatmaya yetmiyor benim bakış açımdan...
@ragwaer
Morgan Stanley 150 bp
JP Morgan 500 bp (507 yazmıştı)
Saygılar
Öncelikle şunu ifade etmek gerekir.Forumdaki bazı arkadaşlar ekranda city,bank of america -merrill lynch,morgan stanley,credit suisse gibi yabancı kurumların alımlarını görünce "kesin" yabancı alımları gibi görüyorlar.Halbuki bütün bu yabancı kurumların İstanbul'da aşağıda adreslerini verdiğim şubeleri var ve çok sayıda yerli büyük oyuncu da,özellikle de alımlarının yabancı alımı gibi gözükmesini istiyorlarsa, bu kurumların biri üzerinden alım yapıyorlar.Sonra da hiç olmayacak sığ ve spekülatif hisselerde bile yabancı alım yapmış gibi gözüküyor.
CİTİ:Tekfen tower,eski büyük dere caddesi,no:209 levent/istanbul
CREDİT SUİSSE:Maya plaza,yıldırım oğuz göker caddesi akatlar/istanbul
BANK OF AMERİCA-MERRILL LYNCH:Kanyon ofis bloğu,büyükdere caddesi no: 185 levent/istanbul
MORGAN STANLEY:Metrocity iş merkezi iş merkezi no:171, a blok büyükdere cadesi şişli/istanbul
Evet ben de gazetelerde geçen hafta yabancıların 1 hatta 2 milyar dolar türk varlıklarından alım yaptığını yazan yazılar gördüm.Türkiye'nin kredi notu yatırım yapılabilir seviyenin 5 kademe altına kadar inmişken kurumsal bir yabancı yatırımcının türkiye'de yatırım yapması mümkün gözükmüyor ama bu tür kısıtlayıcı kurallara bağlı olmayan bir "hedge" fon türkiyeye hızla girip,karını aldıktan sonra hızla çıkabilir de,bu ihtimaller dahilinde,bir diğer ihtimal her ne kadar borsamızda şu anda yabancı takası %49 gözükse de ,muhtemelen gerçek yabancı oranı %20'den düşük,geri kalanı piyasada "bıyıklı yabancı" diye tanımlanan şirketlerin patronlarının ya da yerli büyük oyuncuların yurt dışında "vergi cenneti" lokasyonlarda kurdukları yabancı fonlar üzerinden yaptıkları işlemlere ait paylar.Bu hafta merkez bankası verisinde bir yabancı alışı görünüyorsa bu "bıyıklı yabancı" dediğimiz yabancı görünen yerlilerin de alımları olabilir.Ama önce merkez bankası verisini bir görmemiz gerekiyor.
Son olarak söyleyebileceğimiz şey ,yılın ilk 9 ayında 52.6 milyar dolar dövizimiz(aylık ortalama 5.84 milyar dolar ediyor) cari açık finansmanı,net dış borç ödeme ve diğer nedenlerle sistemden yurt dışına çıkmış,döviz fiyatlarını yükselten temel neden de bu, ve bu çıkış devam ediyor.Döviz fiyatında düşüş olması için bu çıkıştan daha fazla giriş olması lazım ki onu kimse iddia etmiyor.Dolayısıyla geçen hafta yurt dışından türkiyeye 1-2 milyar dolar yabancı yatırımcılardan para girişi olduğu iddiası, -doğru bile olsa- geçen haftanın piyasa hareketlerini izah etmeye yeterli olmuyor.
Ayrıca geçen hafta piyasada bu hareketler olurken yerlilerin döviz bozdurmadığını tam tersine haftanın ilk günü 1.178 milyar dolarlık döviz alımı yaptığını da ilave edelim.(BDDK'nın son günlük verisi Salı gününe ait)
İster bıyıklı ister bıyıksız olsun geçen hafta çok tuhaf fiyatlamalar vardı.
Bu hafta Perşembe her şey belli olacak.
Bu işin sonunu yüksek bir faiz düzeyi ve yüksek kur olarak görüyorum.
Yanılmak en büyük dileğim.
Perşembe günü faiz artışının 150-200 arasında olacağını düşünüyorum.
Sabit kalırsa da çok şaşırmam.
bıyıklı yabancıları ürkütebilecek bir haber :)Alıntı:
Originally Posted by 186
BDDK biraz önce Çarşamba gününün de verisini yayınladı.Çarşamba günü de, yerliler dövizin ucuzlamasını fırsat bilip 439 milyon dolar daha almışlar,böylece geçen haftanın ilk 3 gününde yerlilerin aldığı döviz tutarı 1.617 milyar dolar gibi yüksek bir rakam olmuş.
Yani kimsenin faiz yükselecek diye dövizini satıp TL mevduata geçtiği yok,tersine dövizin ucuzlamasını fırsat bilip,döviz pozisyonlarını arttırıyorlar.
Zaten faiz artsa ne olacak,%10'dan en fazla %15'e çıkacak .Enflasyon ise -en az- %25-%30 bandında.Faiz yine negatif bölgede kalacak ,varlıklarda reel olarak erime ise devam edecek.
bıyık kontrolü yapıyoruz mesajı en yetkili ağızlardan verilmiş bugün :)Alıntı:
Originally Posted by 2186
başta Deniz bey olmak üzere değerli fikirlerini paylaşan tüm arkadaşlara teşekkür eder sağlıklı mutlu haftalar dilerim ... saygılar