-
SPK Haftalık Bülteni
Sermaye Piyasası Kurulu'nun 20/10/2017 tarih ve 2017/36 sayılı Haftalık
Bültenine aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz.
Bültene göre GLRYH ve DIRT'ın bedelli sermaye attırım başvuruları Kurulca
onaylandı.
http://www.spk.gov.tr/Bulten/Goster?year=2017&no=36
-
Sevgili Don Kişot abim tatil modunda olabilir. Sayfayı takip edenlerin dikkatine sunuyorum
http://www.spk.gov.tr/Duyuru/Goster/20171021/0
Vize krizinde başarı elde edemeyince çamura başladılar.
"Bugün yerli ve yabancı basın yayın organlarında sermaye piyasası araçları Borsa’da işlem gören finansal kuruluşlarımız hakkında çıkan söylenti niteliğindeki haber ve açıklamalara itibar edilmemesi, bu tür yalan yanlış haberleri yapanlar ve yayanlar hakkında 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu kapsamında gerekli işlemlerin yapılacağı hususu kamuoyuna önemle duyurulur."
-
Yabancı Paylarında Hisse Bazında Haftalık/Aylık Değişimler
https://i.hizliresim.com/lbdNqJ.png
-
Geçen Hafta Para Girişi Olan Hisseler
https://i.hizliresim.com/5Gglmj.png
-
Teknik Verilere Göre Günün Hisseleri
https://i.hizliresim.com/LOyqpj.png
-
Sayın Don Kişot Allah razı olsun, herşey gönlünüzce olsun.
Yukarıdaki tabloyu bazen ilgili sayfalarda paylaşabiliyoruz. Örneğin; klgyo sayfasında az önce paylaştım.
Bundan rahatsız olursanız söylemeniz yeterlidir. Hisse sayfalarındaki arkadaşlardan bazıları sizin sayfanızdan haberi olmayabilir, dolayısıyla bu paylaştığınız tabloyu onlar da görsün diye bazen paylaşabiliyoruz.
Sevgi ve saygılarımla,
-
Dünyaya gözümüzü açtığımızda etrafımızdaki kişiler, çevremizde olup bitenler
hakkında hiçbir bilgimiz olmadığı için korkup yaygarayı basıyoruz. :) Sonra sonra
bulunduğumuz ortama uyum sağlamaya, bize yaklaşımlarına göre çevremizdeki
kişileri tanımaya çalışıyoruz.
Evde, okulda, işte bize bir şeyler empoze ediliyor. Onları iyi, güzel, doğru kabul
edip benimsiyoruz. Bebeklik döneminde ninnilerle uyutulup gençlikte hayallerle
kamçılanıyoruz. Yetişkin konumuna geldiğimizde ise hayatın gerçekleriyle yüz yüze
kalıyoruz.
Yani bulunduğumuz çevre bizi kendi bilgi, görgü ve tecrübelerine göre formatlıyor.
İnsanlar kendi bakış, görüş açılarına uygun bir fert olmamız için çabalıyor. Başlangıçta
bunlara pek ehemmiyet verirken sonraları göz ve kulak ardı ediyoruz.
Ne yazık ki hayat önümüzden gidenlerin nasihatleriyle değil, bizzat yaşayarak
öğreniliyor. O nedenle baba olmadan babalığın, dede olmada dedeliğin anlamını
bilemiyoruz. Zaten biz yaşama dair her şeyi öğrendiğimizde de perde iniyor,
oyun bitiyor. :)
Bu dünyada gelip geçici olduğumuzu bildiğimiz için giderken ardımızda bir iz
bırakmak istiyoruz. O nedenle çizdiğimiz projenin, yaptığımız resmin altına adımızı,
imzamızı koyuyoruz. Biz de olan bizimle birlikte toprağa girmesin diye etrafımızdakilere
bedava bol bol akıl veriyoruz. :)
Birlikte yenilmedikçe yapılan yemeğin, beraber oturmadıkça satın alınan evin bir değeri
olmadığı gibi bizde mevcut olan bilgi de paylaşılmadıkça anlam ve değer kazanmıyor.
Hayat bir bayrak yarışı olduğuna göre bizim de bizden öncekilerden aldığımız emaneti
ardımızdan gelenlere devretmemiz gerekiyor. Bu devran böyle dönüyor. :)
-
Geçmiş olsun ve Allah uzun ömür versin 92 yaşındaki Yeşilçam emektarı
Eşref Kolçak maddi hasarlı trafik kazası yapmış. Kazadan sağ-salim kurtulmuş
ancak milletin diline düşmüş. Ağzı olan konuşuyor; 40 kafadan 40 ses çıkıyor.
Gençler hep genç kalacaklarını sanıp belirli bir yaşın üzerindeki sürücülerin
ehliyetlerine el konulsun, yaşlı sürücüler her yıl sağlık kontrolüne tabi tutulsun,
kontrolden geçemeyenler trafikten men edilsin diye patırdanıyor. Babası taksi
şoförü olan biri ise "Amca yaşını başını almışsın, özel aracın direksiyonunda ne işin
var; taksi tut diyor. :) İşi daha ileriye götürüp kendinden başkasına yaşam hakkı
tanımayan ve "Ne arabası beybaba, bu yaşta senin sokağa bile çıkmaman, kıçını
kırıp evinde oturman lazım" diyen edepsiz de var. Yaşlılar ise asıl gençlerden akıl
sağlığı raporu istenmeli, onlar otomobil mi, uçak mı kullanıyor belli değil diye isyan
ediyor. Kuşak çatışması denilen şey de işte bu noktada ortaya çıkıyor. Gençler
kusura bakmasın kaza istatistikleri tutan ve buna göre prim belirleyen sigorta
şirketleri ihtiyarların tarafını tutuyor. Yaşlılara indirim, gençlere bindirim yapıyor. :)
Bunlara fazla takılmamak lazım. Zaten yasalar 65 yaşını geçen ve şoförlüğü meslek
edinen kişilerin şehirlerarasında otobüs veya şehir içinde taksi sürmesine imkan
tanımıyor. Öbür yandan devlet vatandaşını zaten 65 yaşından sonra hem işten-
güçten, hem de hayattan emekli ediyor. Noterde bir evrak imzalamak veya mal-mülk
alıp satmak istediğinde bedenin yanında aklı da kıttır muamelesi yapıp :) psikiyatristin
karşısına dikiyor.
Hesapta mukaddesatı yüksek birileri de Eşref Kolçak'ın "Azrail"e çalım attım" lafına
kafayı takmış. "Azrail kapına dayanınca çalımı at da göreyim" diyor. Be adam bugün
onun kapısını çalan Azrail, yarın senin kapını çalmayacak mı? Niye böyle düşüncesiz
düşüncesiz laflar edip insanı sinir edersin.
Gerçekte hayatımız nabzımızın atışına göre şekilleniyor. Mesela kanı deli aktığından
gençler hızlı pop müziğini, yaşlılar da ritmi yavaş sanat müziğini tercih ediyor. Şoförlük
için de aynı durum geçerli. Bu yüzden gençler çoşkulu, yaşlılar aheste araç kullanıyor.
Fakat bunun ayırdına varması ve kendinden başkalarının halinden anlaması için insanın
yaşam yolculuğunda epey yol alması gerekiyor.