-
"Alacakaranlik, gri bir su gibi salonu dolduruyor, gogun gunbatimina ozgu kizilligi camlarda yansiyor ve masalarin mermerleri, cokmeye baslayan karanligin icinde ciliz bir pariltiyla isildiyordu. / Le crépuscule envahissait la salle comme une eau grise, le rose du ciel couchant se reflétait." Albert Camus, Veba
https://pbs.twimg.com/media/EysRuyDX...pg&name=medium
Foto : Vahran, Cezayir uzerinde gun batimi
-
" ...golgenin her zaman efendisinden gelen isigi engellemeye calistigini biliyordu... / ...for he knew that the shadow would always have its master for a screen... " Hans Christian Andersen, Golge
https://pbs.twimg.com/media/Exquiz2W...pg&name=medium
Foto : Gábor Nagy: Macaristan, Somogyvámos'ta 13. yuzyildan kalma bir kilisenin kalintilari
-
" Kocaman, gorkemli bir irmak dusun; topragin saglam oldugu guclu yataginda kilometrelerce akip gidiyor; irmagin kiyilarinin, saglam topragin nerede oldugunu biliyorsun. Bir an gelir, bu irmak cok uzun bir zaman, cok genis bir alanda aktigi, tum irmaklari kendi icinde yok eden denize yaklasmakta oldugu icin yorgun dusmus, artik ne oldugunu bilmez. Kendi kendisinin deltasi olur... / Pensa un fiume, denso e maestoso, che corre per miglia e miglia entro argini robusti, e tu sai dove sia il fiume, dove l'argine, dove la terra ferma. A un certo punto il fiume, per stanchezza, perché ha corso per troppo tempo e troppo spazio, perché si avvicina il mare, che annulla in sé tutti i fiumi, non sa piů cosa sia. Diventa il proprio delta…“ Umberto Eco
https://pbs.twimg.com/media/ExF8iOZX...jpg&name=large
Foto : Nino Migliori, Nehirdeki insanlar, 1958
-
" 'Dans etmek gibisi var mi ? Bence dans kibar sosyetelerin birinci inceligidir.' ' Kesinlikle efendim, dunyanýn alt siniflarinda da gecerli olmak gibi bir ayrýcaligi vardir; vahsiler de dans edebilir.' / ' Dopotutto non vi č niente che valga il ballo. Č sempre uno dei principali ornamenti delle societŕ civili '. ' Certamente, signore; e ha pure il merito di essere in voga anche nelle societŕ meno civili del mondo. Non c'č selvaggio che non balli. ' " Jane Austen, Ask Ve Gurur
https://pbs.twimg.com/media/EjztXqoX...g&name=900x900
Foto : Virgilio Carnisio
-
Hollandali ressam Vrancke van der Stockt'un olum yildonumu ( 14 Haziran 1495 )
Redemption Triptych, circa 1455 - 1459
https://upload.wikimedia.org/wikiped...cRedempcio.jpg
The Adoration of the Magi, circa 1470
https://upload.wikimedia.org/wikiped..._the_Kings.jpg
-
Gurcistanli Ermeni sair Sayat Nova’nin dogum yildonumu ( 14 Haziran 1712 )
Dunyayi dolastim, Etiyopya’ya bile gittim.
Ama bana bakan gozlerin
gibi guzelini gormedim.
Ister cuval giy, ister altindan kumas,
giysin paha bicilmez olur
sen icinde suh yurudugun zaman.
Seni goren: Hele suna bir bakin der!
Sen mucevhersin, yakutsun.
Sen kimin olsan o mutlu olur.
Seni bulan uzulmez hic
seni kaybeden icin.
Seni doguran ana babaya bin sukur.
Olum her zaman erkendir.
Ama eger insan yasayacaksa
yasamali senin resmini yapan ressam olarak.
Dogustan mucevhersin,
Altindan giysiler icinde kiymetli tassinn. .
Saclarin bir isik halesi,
gozlerin altin renginde kristal.
Goz kapaklarin sanki
dunyanin en yetenekli
comlekcisinin elinden cikmis.
Kirpiklerin, oklar ve bicaklar gibi.
Yuzunu ancak Fransizca
ya da Farsca tarif edebilirim:
Gunes ve ay.
Kalem ressamin elinde
caresiz kalir.
Oturdugun zaman frenk inciri kusu gibisin,
kalktigin zaman
bir peri masali kuheylani.
Artik kumlarin uzerinde yatan
Sayat-Nova degilim.
Sen neleri dilersin?
Sen atessin, ates giymissin ustune
Hangi atese dayanabilirim ki?
Okumak isterdim
icinde atan kalbini.
Ama sarmissin sen onu
Hint isi nakislara, altin ve gumus kilimlere,
benim isvelim, benim cilvelim.
https://cdn.1000kitap.com/resimler/k...1493956740.jpg
I traveled the world, even to Ethiopia
but I never saw anything to compare
with your eyes looking back.
Wear sack cloth, wear gold cloth,
your clothes become precious
when you walk in them, coquette.
Whoever sees you says: Just look at that!
You’re a jewel, a ruby.
Whoever has you is happy.
Whoever finds you never feels sorry
for the one who has lost you.
Blessed be the parents who bore you.
Death arrives always early.
But if one is to live, let it be
as an artist,
an artist painting you.
You are a jewel by birth,
a gem set in gold clothes.
Your hair a halo,
your eyes golden crystal.
Your eyelids shaped
from the wheel of the world’s
most wonderful potter.
Your eyelashes, arrows and knives.
Your face, I should describe only
in French and in Persian:
The sun and the moon.
The pencil fails
in the hand of the artist.
When you sit you’re a mulberry bird,
when you stand you’re
a fairytale steed.
I am no longer that Sayat-Nova
who used to rest on the sands.
What are your wishes?
You are fire, dressed in fire.
Which fire can I withstand?
I want to understand the heart
beating inside you.
But you have covered it over
with Indian embroideries, tapestries of gold and of silver,
my coquette, my flirt
-
Fransiz fizikci Charles Augustin de Coulomb'un dogum yildonumu (14 Haziran 1736)
https://pbs.twimg.com/media/E30dzgrX...jpg&name=large
https://www.azquotes.com/picture-quo...b-89-83-67.jpg
" Okuldan mezun olduktan sonra, kendine ozgu sikintiya ve monotonluga dayanacak, egitici bir genc adam, odevinden tamamen alakasiz bilim veya edebiyat dalinda kendini kaybetmekten baska caresine sahip degildir. / Al graduarse en la escuela, un joven estudiante que haya resistido el aburrimiento y la monotonía de sus deberes no tiene otra opción que perderse en alguna rama de la ciencia o la literatura completamente irrelevante para su trabajo. "
-
Fransiz ressam Charles-Antoine Coypel'in olum yildonumu ( 14 Haziran 1752 )
Self-Portrait, 1734 ( J. Paul Getty Museum, Los Angeles )
https://upload.wikimedia.org/wikiped...ine_Coypel.jpg
Fury of Achilles, 1737 ( Hermitage Museum, Saint Petersburg )
https://upload.wikimedia.org/wikiped...les_-_1737.jpg
-
Amerikali roman yazari Harriet Beecher Stowe'un dogum yildonumu ( 14 Haziran 1811 )
https://pbs.twimg.com/media/DDoL5f_XsAAErOS.jpg
" Siz Kentucky'liler zencilerinizi simartirsiniz. Onlara iyi davranmak istersiniz ama gercek iyilik o degildir. Simdi bakin, dunyanin dort bir yaninda becerilmis, itilip kakilmis sonra da Tanri bilir kime satilmis bir zenciye ilke ve umut asilamak iyilik degildir. Izninizle sunu da soyleyecegim: Louisiana ya da Mississippi zencilerinin onlardan beklendigi gibi sarki soyleyerek calistiklari bir yerde, sizin obur zenciler orta yerde kalakalir. Zencileri tam onlarin layik oldugu bicimde yonettigime inaniyorum. "ť Tom Amca'nin Kulubesi
https://img1.od-cdn.com/ImageType-10...C%7DImg100.jpg
" You Kentucky folks spoil your niggers. You mean well by them, but you aren't doing them any favors. Niggers get sold to God knows who, so you're not doing them any favors if you give them notions and expectations instead of preparing them for what's to come. I bet your niggers would fall apart in some places where a Louisiana or Mississippi nigger would be singing and dancing for joy. So, what do you say ? "
-
Italyan sair, dusunur, dil bilimci ve deneme yazari Giacomo Leopardi'nin olum yildonumu ( 14 Haziran 1837 )
https://pbs.twimg.com/media/DDejf_VWsAAexDp.jpg
Ey tek ebedi olan dunyada
her canli varligin yoneldi olum,
sende dinlenir bizim ruhtan yoksun varligimiz,
hosnut degil, ama kurtulmus
eski acidan. Goturuyor
bilinmeze bu agir dusunce bizi
karmakarisik akildaki koyu bir gece gibi:
tukendigini hissediyor corak ruh
umutlanma, arzulama gucunun:
kurtuluyor boylece acidan, korkudan
ve eriyor bos, agir
ve SIKINTISIZ zaman.
Yasadik: bir sut cocugunun ruhunda
korkunc bir larvadan
ya da korkulu bir ruyadan
nasil karanlik bir ani kalirsa;
oteye kaliyor bizde bu anisi da
hayatimizin. Ama ani uzaktir
korkudan. Ne olduk?
Ne oldu yasam adini alan
o aci zaman parcasi?
Bizim dusuncemize gore, bugun,
yasam gizemli, hayranlik verici,
ve gorunmektedir bilinemeyen olum
canlilarin onu dusundugu gibi.
Nasil kaciyorsa olumden yasarken
oyle kaciyor simdi de yasam atesinden
bizim bilinmeyen varligimiz,
hosnut degil ama emin
yazginin engellediginden
mutlu olmasinin olumlulerin ve olumlerin.
https://upload.wikimedia.org/wikiped...apoli_1835.jpg
Sola nel mondo eterna, a cui si volve
Ogni creata cosa,
In te, morte, si posa
Nostra ignuda natura;
Lieta no, ma sicura
Dall'antico dolor. Profonda notte
Nella confusa mente
Il pensier grave oscura;
Alla speme, al desio, l'arido spirto
Lena mancar si sente:
Cosě d'affanno e di temenza č sciolto,
E l'agrave; vote e lente
Senza tedio consuma.
Vivemmo: e qual di paurosa larva,
E di sudato sogno,
A lattante fanciullo erra nell'alma
Confusa ricordanza:
Tal memoria n'avanza
Del viver nostro: ma da tema č lunge
Il rimembrar. Che fummo?
Che fu quel punto acerbo
Che di vita ebbe nome?
Cosa arcana e stupenda
Oggi č la vita al pensier nostro, e tale
Qual de' vivi al pensiero
L'ignota morte appar. Come da morte
Vivendo rifuggia, cosě rifugge
Dalla fiamma vitale
Nostra ignuda natura;
Lieta no ma sicura,
Perň ch'esser beato
Nega ai mortali e nega a' morti il fato.
Ne idim, ne oldum, acaba, niye ki?
Nicin asklar yuregimde yer degistirdi?
Hepsi laf, gercek olan su ki, bizleriz anlamsiz olan!
https://images-na.ssl-images-amazon....4,203,200_.jpg
Deh come mai da me sí vario fui,
e tanto amor mi tolse un altro amore?
Deh quanto, in veritŕ, vani siam nui!
Giacomo Leopardi, Ilk Ask / Il Primo Amore
https://www.frasi-celebri.net/images...81e9c3c126.jpg
" Mutluluk ya da mutsuzluk distan degil icten olculur. "
-
Fransiz ressam Léon Philippet'nin dogum yildonumu ( 14 Haziran 1843 )
Autoportrait ŕ l'âge de dix-huit ans, vers 1861
https://upload.wikimedia.org/wikiped...rs_1861%29.jpg
Scčne de rue ŕ Rome, 1878
https://upload.wikimedia.org/wikiped...%281878%29.jpg
-
Italyan ressam Antonino Leto'nun dogum yildonumu ( 14 Haziran 1844 )
Il gioco a Villa Tasca, XIX secolo
https://upload.wikimedia.org/wikiped...illa_Tasca.jpg
I Funari di Torre del Greco, 1883
https://upload.wikimedia.org/wikiped..._del_Greco.jpg
-
Italyan ressam Camillo Innocenti'nin dogum yildonumu ( 14 Haziran 1871 )
Nudo, XX secolo
https://media.mutualart.com/Images/2...99dffd4c4.Jpeg
Canzone ciociara, 1903
https://media.mutualart.com/Images/2...0b237cd9c.Jpeg
-
Fransiz ressam Julien Léopold Boilly'nin olum yildonumu ( 14 Haziran 1874 )
Portrait de Julien Boilly, enfant, 1808 (palais des beaux-arts de Lille)
https://upload.wikimedia.org/wikiped...ait_julien.jpg
Enfants dans la rue, 1844
https://upload.wikimedia.org/wikiped...ANS_LA_RUE.jpg
-
Rus oyun yazari Aleksandr Nikolayevic Ostrovski’nin oplum yildonumu ( 14 Haziran 1886 )
“ …oyle ruyalar gorurdum ki Variacigim, oyle ruyalar! Ya altindan mabetler ya da olaganustu bahceler gorurdum. Gizli sesler sarkilar soyler, etrafa selvi kokusu yayilir, baglar, kirlar, agaclar adeta aliskin oldugumuz gibi degil de resimlerde oldugu gibiydi. Ben durmadan havada ucardim. Artik cok nadir boyle ruyalar goruyorum, evet nadiren ama eskilere benzemiyor. ” Firtina
https://images.gr-assets.com/books/1...l/13601801.jpg
“ …and what dreams I used to have, dear Varia, whatlovely dreams! Golden temples or gardens of some wonderful sort, and voices of unseen spirits singing, and the sweet scent of cypress andmountains and trees, not such as we always see, but as they are painted inthe holy pictures. And sometimes I seemed to be flying, simply flying inthe air. I dream sometimes now, but not often, and never dreams likethose. ”
-
Perulu siyasi onder ve deneme yazari José Carlos Mariátegui'nin dogum yildonumu ( 14 Haziran 1895 )
" Ask gunumuzu anlatan bir kitaptir sanki. Sayfalarinda hayatin nesnel, dogal ve dogru bicimde yasandigi bir kitap. "
https://m.media-amazon.com/images/I/413GnT6yqlL.jpg
" Veamos el amor en un libro contemporáneo. En un libro por cuyas páginas la vida pase obje*tiva, natural y verdadera. "
“ Ayni olcude bireyci sistemin yerini sosyalist sistem aldiginda, kadina ait luks ve zarafet azalacaktir Insanlik zevk verici kimi memeli hayvanlarini kaybedecek ama onun yerine bircok kadin kazanacaktir.”
https://revistanuestramerica.files.w...egui.jpg?w=700
" Y bien, este mamífero de lujo se irá agotando poco a poco. A medida que el sistema colectivista reemplace al sistema indidualista, decaerán el lujo y la elegancia fe*ministas. La humanidad perderá algunos mamíferos de lujo; pero ganará muchas mu*jeres. / And thus, this luxury mammal will gradually be depleted. As the socialist system replaces the individualistic system, feminist luxury and elegance will decline. P**uin and socialism are incompatible enemies. Humanity will lose some luxury mammals but it will gain many women. "
-
1968 yilinda Nobel Edebiyat Odulunu kazanan Japon roman yazari Yasunari Kawabata’nin dogum yildonumu ( 14 Haziran 1899 )
“ Kendi hayalinde, Bati'dan gelme kitap ve resimlerle canlanan goruntulerin tadini cikariyordu. Hic gormedigi birine asik olmakla birdi bu. ”
https://static.nadirkitap.com/fotogr...1_19672_11.jpg
“ He savored the phantasms of his own dancing imagination, called up by Western books and pictures. It was like being in love with someone he had never seen. ”
“ Hasin, yalin bir gece manzarasi. Her yeri kaplayan karlarin don tutarken cikardigi catirti topragin ta icinde, derinden derine gumburder gibiydi. Ay yoktu. Inanilmayacak kadar sayisiz gorunen yildizlar oyle parlak ve yakindilar ki, boslugun donusundeki hizdan dusup dokulur gibiydiler. Yildizlar yaklastikca gokyuzu geri geri cekilerek gecenin rengine karisiyordu. Sinir daglarinin birbirinden ayirt edilemeyen tepeleri, yaldizli gogun eteklerine butun agirliklariyla yaslanmislardi; buyuk ve yuksek oluslarini gostermeden duyumsatan derin bir siyahlikla. Gecenin tum gorunumu duru, durgun bir uyum icinde butunlesiyordu. ”
https://images-na.ssl-images-amazon....1CsZTSkINL.jpg
“ It was a stern night landscape. The sound of the freezing of snow over the land seemed to roar deep into the earth. There was no moon. The stars, almost too many of them to be true, came forward so brightly that it was as if they were falling with the swiftness of the void. As the stars came nearer, the sky retreated deeper and deeper into the night clolour. The layers of the Border Range, indistinguishable one from another, cast their heaviness at the skirt of the starry sky in a blackness grave and somber enough to communicate their mass. The whole of the night scene came together in a clear, tranquil harmony. ”
-
Neo Empresyonizm akiminin uyelerinden Italyan ressam Giuseppe Pellizza da Volpedo'nun olum yildonumu ( 14 Haziran 1907 )
Il Quarto Stato ( The Fourth Estate, 1901 )
https://upload.wikimedia.org/wikiped...arto_Stato.jpg
Il girotondo (idillio campestre nella pieve a Volpedo, 1906 - 1907 ) Villa Reale di Milano
https://upload.wikimedia.org/wikiped...6-07%2C_01.jpg
-
Fransiz sair René Char’in dogum yildonumu ( 14 Haziran 1907 )
“ Uzun suren yoklugun odasinda, acik kalan pencereye ragmen, gulun kokusu yine de oradaki nefesle iliskilidir. Bir kez daha gecmis deneyimden yoksunuz, tazeleriz, asigiz. Gul! Onun yollarinin kayrani olumun kustahligini bile dindirir. Hicbir cit duramaz yolunda. Arzu diridir, bugulu alinlarimizda bir siziyla.
Yagmurlariyla yeryuzunde yuruyenin dikenden korkusu yoktur ne mukemmel ne de dusmanca yerlerde. Ama vay haline kendiyle sohbeti keserse! Can evinden vurulmus, kul olur gider, guzelligin islah ettigi bir okcu. ”
https://etpoetica.files.wordpress.co...3a9-char-1.jpg
“ Malgré la fenętre ouverte dans la chambre au long congé, l'arôme de la rose reste lié au souffle qui fut lŕ. Nous sommes une fois encore sans expérience antérieure, nouveaux venus, épris. La rose! Le champ de ses allées éventerait męme la hardiesse de la mort. Nulle grille qui s'oppose. Le désir resurgit, mal de nos fronts évaporés.
Celui qui marche sur la terre des pluies n'a rien ŕ redouter de l'épine, dans les lieux finis ou hostiles. Mais s'il s'arręte et se recueille, malheur ŕ lui! Blessé au vif, il vole en cendres, archer repris par la beauté. ”
-
Alman dusunur, sosyolog ve ekonomi politik uzmani Max Weber'in olum yildonumu ( 14 Haziran 1920 )
" Sigirdan don yagi yaparlar, insandan da para. Bu hirs felsefesi, para sahibi saygi deger adamin ideali ve hepsinden onemlisi, bireyin kendi sermayesini genisletme egiliminin dusuncesi olarak gorulur. Aslinda burada ongorulen bir yasama teknigi degildir, ozel bir ahlaktir. Bu ahlakin zedelenmesi, yalnizca aptallik olarak degil, odevin unutulmasi olarak ele alinmaktadir ve butun bunlar her seyden once nesnenin neligine aittirler. "
https://images-na.ssl-images-amazon...._AC_SY780_.jpg
“ Aus Rindern macht man Talg, aus Menschen Geld, so fällt als das Eigentümliche in dieser Philosophie des Geizes das Ideal des Kredit würdigen Ehremannes und vor allem: der Gedanke der Verpflichtung des einzelnen gegenüber dem als Selbstzweck vorausgesetzten Interesse an der Vergrößerung seines Kapitals auf. In der Tat: daß hier nicht einfach Lebenstechnik, sondern eine eigentümliche Ethik gepredigt wird, deren Verletzung nicht nur als Torheit, sondern als eine Art von Pflichtvergessenheit behandelt dies vor Allem gehört zum Wesen der Sache. Es istnicht nur Geschäftsklugheit, was da gelehrt wird. ”
-
Amerikali ressam Mary Stevenson Cassatt'in olum yildonumu ( 14 Haziran 1926 )
In the Box, 1879
https://upload.wikimedia.org/wikiped...orner_loge.jpg
Woman in a Red Bodice and Her Child, circa, 1896 ( Brooklyn Museum )
https://upload.wikimedia.org/wikiped..._-_overall.jpg
-
Ingiliz yazar ve mizahci, en iyi bilinen romani 1887'de yayinladigi Teknede Uc Adam'in yazari Jerome Klapka Jerome'un dogum yildonumu ( 14 Haziran 1927 )
" Bizler midemizin emrindeki zavalli koleleriz aslinda. Siz en iyisi beni dinleyin ahlakmis, adaletmis bosuna boyle seylerin pesinden kosmayin. Midenize dikkat edin yeter. Yemeklerinizi ozenle secin, midenizi ihmal etmeyin. O zaman erdem de, huzur da kendiliginden gelir yureginize yerlesir. Iyi bir vatandas, sevecen bir es, merhametli bir baba, soylu ve erdemli bir adam olursunuz. " Teknede Uc Adam
https://m.media-amazon.com/images/I/51cEzGL6vsL.jpg
" We are but the veriest, sorriest slaves of our stomach. Reach not after morality and righteousness, my friends; watch vigilantly your stomach, and diet it with care and judgment. Then virtue and contentment will come and reign within your heart, unsought by any effort of your own; and you will be a good citizen, a loving husband, and a tender father - a noble, pious man. "
https://1.bp.blogspot.com/-YGksA7Sz4...in+barca-1.jpg
" Noi siamo gl'infelici schiavi del nostro stomaco. Lasciate andare la moralitŕe la giustizia, amici miei: vigilate accuratamente ilvostro stomaco,e alimentatelo con giudizio. Allora la virtů e la soddisfazione verranno a regnare nel vostro cuore senza nessuno sforzo da parte vostra; e sarete buoni cittadini, mariti amorosi, teneri padri e uomini nobili, pii. "
-
Ingiliz kadin haklari savunucusu ve sufrajet Emmeline Pankhurst'un olum yildonumu ( 14 Haziran 1928 )
http://www.azquotes.com/picture-quot...t-53-72-70.jpg
“ Kadinlarin basarili olamayacagini dusunen sizlere sunu soylemek isterim: Ingiliz hukumetini bu pozisyona getirmeyi basardik. Hukumet artik su alternatifle yuzlesmek zorunda: Kadinlar artik ya oldurulecek, ya da oy kullanacak. / Voglio dire a voi che pensate che le donne non possano avere successo, abbiamo portato il governo inglese su questa posizione, che deve affrontare questa alternativa: o le donne devono essere uccise o le donne devono votare.”
-
Ernesto "Che" Guevara'nin dogum yildonumu ( 14 Haziran 1928 )
https://pbs.twimg.com/media/DCMjbnlXoAAdYZf.jpg
" Tek bir kisinin hayati, dunyadaki en zengin insanin mal varligindan milyonlarca kat daha degerlidir. / We learned perfectly that the life of a single human being is worth millions of times more than all the property of the richest man on earth."
https://i.pinimg.com/originals/dc/09...bbb7219843.png
“ Her haksizlikta ofkeyle titriyorsan, sen de benim yoldasimsin. / Si tiemblas con indignación ante cada injusticia, entonces eres un camarada mío. "
-
Polonya asilli Amerikali yazar Jerzy Kosiński’nin dogum yildonumu ( 14 Haziran 1933 )
'' Bazen gunler gecer, aptal Ludmilla gorunmezdi. O zaman buyuk bir kizginlik, gizliden gizliye kemirir Lekh'in icini. Gozlerini kuslara diker, saatler boyunca kendi kendine homurdanirdi. Uzun uzun ve gunlerce dusundukten sonra en guzel kuslardan birini secerdi. Kusu bilegine bagladiktan sonra bir suru garip seyi birbirine karistirip kokulu bir boya elde eder, degisik renklerde, kutu kutu hazirlardi bu boyadan. Sonra kusun basini, kanatlarini, boynunu ebemkusagi renkleriyle bezer, tuylerine bir demet yabani cicegin goz kamastirici parlakligini verirdi.
Sonra ormanin iclerine yururduk birlikte. Epey ilerledikten sonra Lekh durur, kusu bileginden cozup bana verir ve ayaklarindan tutarak sallamami isterdi. Boyali kus soylenir durur, bagirisina gelen bir suru kus tepemizde donmeye baslardi. Onlara ulasmak isteyen tutsak debelenir, butun gucuyle oter, boyali boynunun icinde kalbi delice atardi. '' Boyali Kus
https://images-na.ssl-images-amazon...._AC_SY780_.jpg
“ Sometimes days passed and Stupid Ludmila did not appear in the forest. Lekh would become possessed by a silent rage. He would stare solemnly at the birds in the cages, mumbling something to himself. Finally, after prolonged scrutiny, he would choose the strongest bird, tie it to his wrist and prepare stinking paints of different colors which he mixed together from the most varied components. When the colors satisfied him, Lekh would turn the bird over and paint its wings, head, and breast in rainbow hues until it became more dappled and vivid than a bouquet of wildflowers.
Then he would go into the thick of the forest. There Lekh took out the painted bird and ordered me to hold it in my hand and squeeze it lightly. The bird would begin to twitter and attract a flock of the same species which would fly nervously over our heads. Our prisoner, hearing them, strained toward them, warbling more loudly, its little heart, locked in its freshly painted breast, beating violently. ”
-
Ingiliz yazar, sair, filozof, dramatist, gazeteci, hatip, ilahiyatci, biyografi yazari Gilbert Keith Chesterton’in olum yildonumu ( 14 Haziran 1936 )
" ‘ Salt gercekler ! Gercekten de hala gerceklere inandigini-batil inanclara battigini, belirsiz ve tarih oncesi sunaklara bagli oldugunu- kabul mu ediyorsun ? Kisinin biraktigi ilk izlenimine guvenmiyor musun ? ’
’ Sey, ilk izlenimler, ’ dedim, ‘ salt gerceklerden daha az nesnel olabilir. ’
‘ Bos Laf ’ dedi. ‘ Dunya, ilk izlenimlerin etrafinda donmuyor da neyin etrafinda donuyor ? Daha ise yarar olan nedir? Dostum dunyanin felsefesi gerceklere dayali olabilir fakat esas is ruhsal izlenim ve atmosferle yuruyor. Bir katibi neden ise alirsin veya almazsin ? Kafatasini mi olcersin? Fiziksel yapisini anlamak icin bir referans kitaba mi bakarsin ? Hic gerceklerle ilgilenir misin ?... ’ " Garip Ticaretler Kulubu
https://m.media-amazon.com/images/I/51vdEQ9MD+L.jpg
" ‘ The mere facts! Do you really admit—are you still so sunk in superstitions, so clinging to dim and prehistoric altars, that you believe in facts ? Do you not trust an immediate impression ? ’
‘ Well, an immediate impression may be, ’ I said, ‘ a little less practical than facts. ’
‘ Bosh, ’ he said. ‘ On what else is the whole world run but immediate impressions ? What is more practical? My friend, the philosophy of this world may be founded on facts, its business is run on spiritual impressions and atmospheres. Why do you refuse or accept a clerk ? Do you measure his skull? Do you read up his physiological state in a hand-book ? Do you go upon facts at all ? Not a scrap… ’ ”
-
Walt Disney Studios'un Felix Salten'in romanindan uyarladigi animasyon filmi Bambi 14 Haziran 1942'de Salt Lake City, Utah'ta gosterime girdi. ( 16 Kasim 1944, Turkiye )
https://m.media-amazon.com/images/M/...6,1000_AL_.jpg
https://vignette.wikia.nocookie.net/...20150118235459
https://media2.giphy.com/media/tKgDe5EdNSjTy/giphy.gif
-
Kral ( Elvis Presley ) Memphis, Tennessee'deki L. C. Humes High School'dan 14 Haziran 1953'te mezun oldu.
https://i.pinimg.com/originals/30/a1...a554e40b91.jpg
-
Italyan pop sarkicisi ve soz yazari Gianna Nannini'nin dogum gunu ( 14 Haziran 1956 )
https://pbs.twimg.com/media/DCGr6OsXsAAGj1_.jpg
https://i.pinimg.com/originals/a3/39...7c86928733.jpg
Ruhumdasin;
Ve seni sonsuza dek biraktigim o yerde;
Sen her parcamdasin.
Seni kalp atisi ve bir nefes arasinda;
inerken hissediyorum.
http://images.vanityfair.it/Storage/...ni_650x435.jpg
-
Irlanda asilli Ingiliz sarkici, soz yazari, DJ ve moda tasarimcisi Boy George'un ( George Alan O'Dowd ) dogum gunu ( 14 Haziran 1961 )
https://i.pinimg.com/736x/03/8e/53/0...0664541187.jpg
-
Monk dizisinde Adrian Monk'un asistani Natalie Teeger'a hayat veren Amerikali aktris Traylor Howard'in dogum gunu ( 14 Haziran 1966 )
https://millennivm.org/img/actors/32...rd-bio-age.jpg
https://i.pinimg.com/originals/32/9a...cd0a9de387.jpg
-
1959 Nobel Edebiyat Odulunu kazanan Italyan sair ve edebiyat elestirmeni Salvatore Quasimodo'nun olum yildonumu ( 14 Haziran 1968 )
Batiya doner aycicegi
Gun hizlanmistir bile
Egildi mi o - yogunlasir
Yaz havasi, kimil kimil yapraklar, islik
Dumanlari. Catirdayivermesiyle yildirimlarin,
Bulutlarin akivermesiyle bir, uzaklasir yiter
Gogun bu son oyunu da.Yillardan beri,
Sevgilim, hep boyle saskina cevirir
Bizi agaclarin degismesi
Navigli'deki. Ama gunlerimiz hep ayni,
Gunes o gunes, cekip giden
Bir isik cizgisiyle ardinda, sevgi dolu.
Anilar bitti artik, animsamak istemiyorum;
Bellegimi olum almis,
Yasamin sonu yok. Butun gunler
Bizim. Vakit gecti diyerek sen de
Birakacaksin beni, durunca devinim.
Burda kanalin ustunde yukselerek
Salincakla cocuklar gibi, suya
Bakiyoruz, kararan
Yesilindeki ilk dallara.
Bicak degil avcunda gizledigi
Sessizce yaklasan adamin
Tek bir itir cicegi
http://www.si24.it/wp-content/upload...-parafrasi.jpg
Il girasole piega a occidente
e giŕ precipita il giorno nel suo
occhio in rovina e l'aria dell'estate
s'addensa e giŕ curva le foglie e il fumo
dei cantieri. S'allontana con scorrere
secco di nubi e stridere di fulmini
quest'ultimo gioco del cielo. Ancora,
e da anni, cara, ci ferma il mutarsi
degli alberi stretti dentro la cerchia
dei Navigli. Ma č sempre il nostro giorno
e sempre quel sole che se ne va
con il filo del suo raggio affettuoso.
Non ho piů ricordi, non voglio ricordare;
la memoria risale dalla morte,
la vita č senza fine. Ogni giorno
č nostro. Uno si fermerŕ per sempre,
e tu con me, quando ci sembri tardi.
Qui sull'argine del canale, i piedi
in altalena, come di fanciulli,
guardiamo l'acqua, i primi rami dentro
il suo colore verde che s'oscura.
E l'uomo che in silenzio s'avvicina
non nasconde un coltello fra le mani,
ma un fiore di geranio.
http://images.slideplayer.it/2/93737...es/slide_4.jpg
Hala tas elinde dusunde hala sapan
cagimin insani. Ucaktaydin,
kanatlari olum ve kotuluk tasiyan,
-gordum seni- ates arabasinda, daragaclarinda,
iskence carklarinda, gordum : sendin,
kiyima inanan biliminle, yanilmaz,
asksiz, Isasiz. Oldurdun yine
hep oldurdugu gibi atalarin oldurdugu gibi
Insani ilk goren hayvanlari.
Ve bu ‘Daga gidelim’ dedigi gunku
koku kardesin kardese bu kan
kokusu. Ve sana kadar gunune kadar
gelen o soguk inatci yanki.
Unutun ey ogullar topraktan yukselen
kan bulutlarini unutun babalarinizi:
kul altinda kalmis mezarlari,
ruzgar yureklerini karakuslar almis.
https://s-media-cache-ak0.pinimg.com...9f6e6201da.jpg
Gece bitti
Ay eriyor dogan gunde
Batti batacak sulara
Bu ovada Eylul ne kadar diri
Cayirlar yemyesil
Bahar topraklari sanki guneyde
Biraktim esi dostu
Eski bahcelere gittim gizli gizli
Seni anmak icin tek basima
Sen Ay'dan otelerde bir yerdesin
Burda gun dogarken
Nal sesleri gelirken kaldirimlardan.
-
Ilk Hard Rock Cafe, Isaac Tigrett ve Peter Morton tarafindan 14 Haziran 1971'de Londra'da Hyde Park yakinlarinda Hyde Park Corner'da, eski bir Rolls-Royce araba galerisinde acildi.
https://pbs.twimg.com/media/DflYUrvWAAAS0NF.jpg
-
Jack Nicholson, Kathleen Turner ve Robert Loggia'nin basrollerini paylastigi komedi Prizzi'lerin Onuru (Prizzi's Honor - L'onore dei Prizzi) 14 Haziran 1985'te vizyona girdi.
https://m.media-amazon.com/images/M/...yOTc@._V1_.jpg
-
Arjantinli oyku, deneme yazari, sair ve cevirmen. Buyulu gercekcilik akiminin onde gelen isimlerinden Jorge Francisco Isidoro Luis Borges Acevedo'nun olum yildonumu ( 14 Haziran 1986 )
https://pbs.twimg.com/media/DCNY6D6XYAATRpJ.jpg
https://imgv2-2-f.scribdassets.com/i...1619750961?v=1
Eger, yeniden baslayabilseydim yasamaya,
Ikincisinde daha cok hata yapardim.
Kusursuz olmaya calismaz, sirtustu yatardim.
Neseli olurdum, ilkinde olmadigim kadar,
Cok az seyi
Ciddiyetle yapardim.
Temizlik sorun bile olmazdi asla.
Daha cok riske girerdim.
Seyahat ederdim daha fazla.
Daha cok gunes dogusu izler,
Daha cok daga tirmanir, daha cok nehirde yuzerdim.
Gormedigim bir cok yere giderdim.
Dondurma yerdim doyasiya ve daha az bezelye.
Gercek sorunlarim olurdu hayali olanlarin yerine.
Yasamin her anini gercek ve verimli kilan insanlardandim.
Yeniden baslayabilseydim eger, yalniz mutlu anlarim olurdu.
Farkinda misiniz bilmem. yasam budur zaten.
Anlar, sadece anlar.Siz de ani yasayin.
Hicbir yere yaninda su, semsiye ve parasut almadan,
Gitmeyen insanlardandim ben.
Yeniden baslayabilseydim eger, hicbir sey tasimazdim.
Eger yeniden baslayabilseydim,
Ilkbaharda pabuclarimi firlatir atardim.
Ve sonbahar bitene kadar yururdum ciplak ayaklarla.
Bilinmeyen yollar kesfeder, gunesin tadina varir,
Cocuklarla oynardim, bir sansim olsaydi eger.
Ama iste 85'indeyim ve biliyorumn...
Oluyorum.
http://aforismi.meglio.it/img/frasi/...ta-e-unica.jpg
" Hayatimiza giren herkes benzersizdir. Artik hayatimizdan ciktiklarinda, her zaman icin bir parcalarini bize birakirlar ve bizden de bir seyler alip gotururler. Kimileri cok sey goturur, ancak kimse geride bir seyler birakmadan gitmez. Iki ruhun birbirini sans eseri bulmadiklarinin kaniti da budur iste. "
https://pbs.twimg.com/media/Cc2ptcMW8AATshP.jpg:large
Hakli olanlar
Bahcesini ekip bicen bir adam, Voltaire'in istedigi gibi
Iyi ki yeryuzunde muzik var diyen
Zevkle bir etimoloji bulan
Bir guney kahvesinde sessiz satranc oynayan iki isci
Bir renk ve bir bicim tasarlayan seramikci
Bu sayfayi duzenleyen bir topograf, belki de hosuna gitmemistir
Bir sarkinin son uc dizelik nakaratini okuyan bir kadin ve bir erkek
Uyuyan bir hayvani oksayan
Kendisine yapilan bir kotulugu kanitlayan ya da kanitlamak isteyen
Iyi ki yeryuzunde Stevenson var diyen
Baskalarinin hakli olmalarini yegleyen
Birbirlerini tanimayan bu insanlar kurtarmakta dunyayi.
-
Kevin Costner, Morgan Freeman ve Mary Elizabeth Mastrantonio'nun basrollerini paylastigi Robin Hood - Hirsizlar prensi ( Robin Hood: Prince of Thieves - Robin Hood - Principe dei ladri ) 14 Haziran 1991'de Amerika ve Kanada'da vizyona girdi.
https://m.media-amazon.com/images/M/...wMjI@._V1_.jpg
https://78.media.tumblr.com/52b6ad66...uuvno1_500.gif
-
Ingiliz - Amerikali rock grubu Foreigner, 7.studyo albumu Unusual Heat'i 14 Haziran 1991'de Atlantic Records etiketiyle piyasaya surdu.
https://pbs.twimg.com/media/Dfpw9G-X4AEHrOD.jpg
-
Polonya asilli Amerikali fantezi ve bilim kurgu yazari Roger Zelazny'nin olum yildonumu ( 14 Haziran 1995 )
" Balkonda cekistigimiz sirada benimle nasil alay ettigini animsiyor musun? Benim de senin gibi aci vermekten zevk aldigimi one surmustun. Hakliydin, cunku her insan yureginde hem karanlik hem de aydinlik olani tasir. Insanoglu bircok parcanin bileskesidir; senin bir zamanlar oldugun gibi; saf, berrak bir ates degildir. Zekasi SIK SIK duygulariyla catisir, istenci ihtiraslariyla... Ulkuleri cevresine ters duser ve eger onlarin pesi sira giderse, eskiyi nasil yitirmekte oldugunu yuregi sizlayarak gorur. Ama onlarin pesi sira gitmezse bu kez de yeni ve soylu bir dusu yuz ustu birakmanin acisini duyar. Ne yaparsa yapsin, bir kazanc ve bir kayip, bir kavusma ve bir ayrilik hissedecektir. Gidenlerin ardindan yas tutar ve yeni olanlardan korkar. Mantigi gelenegine ters duser. Duygulari, diger insanlarin ona zorladigi kisitlamalara karsi cikar. Bunlarin surtusmeleri sonucunda ise, senin insanoglunun laneti dedigin ve hor gordugun bir sey dogar: Vicdan! "
https://i.pinimg.com/originals/25/2f...b6a995b01f.jpg
" Do you recall how, when we strove upon the balcony, you mocked me? You told me that I, too, took pleasure in the ways of the pain which you work. You were correct, for all men have within them both that which is dark and that which is light. A man is a thing of many divisions, not a pure, clear flame such as you once were. His intellect often wars with his emotions, his will with his desires . . . his ideals are at odds with his environment, and if he follows them, he knows keenly the loss of that which was old—but if he does not follow them, he feels the pain of having forsaken a new and noble dream. Whatever he does represents both a gain and a loss, an arrival and a departure. Always he mourns that which is gone and fears some part of that which is new. Reason opposes tradition. Emotions oppose the restrictions his fellow men lay upon him. Always, from the friction of these things, there arises the thing you called the curse of man and mocked—guilt! "
" Daha once hic olmamis bir sey olur. Bunu goren bir kisi hakikate bakiyor demektir. Gordugu seyi baskalarina anlatamaz. Ama baskalari da bilmek ister ve, 'Neye benziyordu?' diye sorgularlar onu. Boylece, onlara anlatmaya calisir. Belki de yeryuzundeki ilk atesi gormustur. Onlara der ki: 'Kizildi, gelincik cicegi gibi, ama icinde diger renkler de dans ediyordu. Bicimsizdi, su gibi, her yana akiyordu. Sicakti, yaz gunesi gibi, ama daha sicak. Bir tahta parcasinin uzerinde var olabiliyordu bir sure ve sonra tahta yok oluyordu yenmiscesine ve ardinda ruzgarda savrulan siyah, kum gibi elenebilen bir madde birakiyordu. Tahta yittiginde, o da yitiyordu. Dolayisiyla, dinleyenler gercekligin gelincik cicegi gibi, su gibi, gunes gibi, yiyen ve diskilayan bir seye benzedigini sanirlar. Ama onlar atesi gormemislerdir. Onu gercekten bilmezler. Sadece onun hakkinda birseyler bilirler. Ama ates yeryuzune defalarca geri doner. Daha cok sayida kisi gorur onu. Bir sure sonra ates de artik siradanlasmistir, cayirlar ve bulutlar ve soluduklari hava gibi. Gorurler ki, gelincik cicegi gibi olsa da gelincik cicegi degildir, su gibi olsa da su degildir, gunes gibi olsa da gunes degildir, yiyen ve diskilayan bir sey gibi olsa da yiyen ve diskilayan bir sey degildir, ama teker teker ya da tumunden farkli bir seydir. Boylece bu yeni seye bakar ve onun icin yeni bir sozcuk uretirler. Ona 'ates' derler. Eger onu henuz gormemis birine rastlar ve ona atesi anlatirlarsa neden bahsettiklerini anlayamayacaktir. Boylece onlar da adamin basina ususup ona atesi tarif etmeye baslarlar. Bunu yaparlarken, kendi deneyimlerinden dolayi, ona anlattiklarinin hakikat degil, hakikatin sadece bir parcasi oldugunu da bilirler. Her ne kadar dunyanin tum sozcukleri emirlerine amade de olsa bilirler ki bu kisi onlarin sozleriyle hicbir zaman cikaramayacaktir gercekligin ne oldugunu. Onun atesi gormesi gereklidir, koklamasi, onunla ellerini isitmasi, ta yuregine bakmasi ya da sonsuza dek cahil kalmasi. "
https://images-na.ssl-images-amazon....4,203,200_.jpg
" A thing happens once that has never happened before. Seeing it, a man looks upon reality. He cannot tell others what he has seen. Others wish to know, however, so they question him saying, 'What is it like, this thing you have seen?' So he tries to tell them. Perhaps he has seen the very first fire in the world. He tells them, 'It is red, like a poppy, but through it dance other colors. It has no form, like water, flowing everywhere. It is warm, like the sun of summer, only warmer. It exists for a time upon a piece of wood, and then the wood is gone, as though it were eaten, leaving behind that which is black and can be sifted like sand. When the wood is gone, it too is gone.' Therefore, the hearers must think reality is like a poppy, like water, like the sun, like that which eats and excretes. They think it is like to anything that they are told it is like by the man who has known it. But they have not looked upon fire. They cannot really know it. They can only know of it. But fire comes again into the world, many times. More men look upon fire. After a time, fire is as common as grass and clouds and the air they breathe. They see that, while it is like a poppy, it is not a poppy, while it is like water, it is not water, while it is like the sun, it is not the sun, and while it is like that which eats and passes wastes, it is not that which eats and passes wastes, but something different from each of these apart or all of these together. So they look upon this new thing and they make a new word to call it. They call it 'fire. If they come upon one who still has not seen it and they speak to him of fire, he does not know what they mean. So they, in turn, fall back upon telling him what fire is like. 'As they do so, they know from their own experience that what they are telling him is not the truth, but only a part of it. They know that this man will never know reality from their words, though all the words in the world are theirs to use. He must look upon the fire, smell of it, warm his hands by it, stare into its heart, or remain forever ignorant. "
-
Italyan yazar ve sair Gesualdo Bufalino’nun dogum yildonumu ( 14 Haziran 1996 )
“ Ah ne huzunlu gunlerdi onlar, yasamimin en mutlu gunleri. / Oh sě, furono giorni infelici, i piů felici della mia vita. ”
https://wordsocialforum.files.wordpr...o-bufalino.jpg
(Italya’da okuma yazma bilmeyen bir kadin, Almanya’da gocmen olarak calisan kocasiyla ‘70’li yillarda cizerek mektuplar yazmis. Bu mektuplardan biri yazar Gesualdo Bufalino'nun eline gecmis ve o da kelimelere dokmus.)
“ Sevgili Askim,
Kalbim uzakta oldugun dusuncesiyle izdirap icinde, uc cocugumuzla birlikte kollarimi sana uzatiyorum. Hepimiz, ben ve iki buyuk cocugumuz iyiyiz, kucuk olan ciddi olmasa da biraz rahatsiz. Daha once gonderdigim mektuba bir cevap gelmedi, bunun icin uzgunum. Annen, bir rahatsizliktan oturu hastanede ve onu ziyaret ediyorum. Elim bos ya da yalniz gitmiyorum merak etme, laf olmasin diye ortanca oglumuz benimle beraber geliyor ve buyuk olan kucuge bakiyor. Kucuk tarlamiz ekilip bicildi. Iki tane gunluk isciye 150.000 Liret odedim. Kasabada secimler yapildi ve mahallelinin tavsiyesiyle Hristiyan Demokrat Parti’ye oy verdim. Orak ve Cekicciler icinse hezimet, sanki bir tabutta olmuscesine buyuktu.
Ama kim kazanirsa kazansin, hep ayni. Biz fakir insanlar icin birsey degismiyor. Dun kazdik, yarin da kazacagiz. Bu sene zeytin agaclari cok zeytin verdi. Agaca vurmasi icin tuttugum bir, yerden zeytinleri toplamasi icin tuttugum iki adam bana 27.000 Liret’e maloldu. 12.000 Liret de zeytin baskisi icin kullandim. Bir buyuk, bir de kucuk bir kup dolacak kadar yag elde ettik. Litresini 1300 Liret’ten satabilirim.
Uzaktaki askim, kalbim seni dusunuyor. Ozellikle Noel yaklastikca, kalp kalbe burda olmani isterdim. Ben de cocuklar da seni kucakliyoruz. Hosca kal sevgili askim, kalbim senin, sana sadigim ve yuzuklerimizin birlikteligi gibi seninle. ”
https://www.ilpost.it/wp-content/upl...a_bufalino.jpg
“ Amore mio caro,
Il mio cuore č trafitto dal tuo pensiero lontano, e ti tendo le braccia insieme ai tre figli. Tutti in buona salute, io e i due grandicelli, indisposto, ma non gravemente, il piccino. La precedente lettera che t’ho spedito non ha ricevuto risposta e ne soffro. Tua madre, colpita da un male, si trova in ospedale, dove mi reco a trovarla. Non temere che ci vada a mani vuote; né sola, dando esca a malelingue: m’accompagna il figlio mezzano, mentre il maggiore rimane a guardare il minore. Il nostro poderetto, ho provveduto che fosse arato e seminato. Ai due “giornalieri” ho dato 150.000 lire. Si son fatte le elezioni per il Comune. Ho votato Democrazia Cristiana, come il parroco m’ha suggerito. Per la Falce e Martello la sconfitta č stata grande: come fossero morti, in un cataletto.
Ma che vincano gli uni o gli altri, č tutt’una. Nulla cambia per noi poveretti: abbiamo zappato ieri, zapperemo ancora domani. Molte ulive quest’anno, dai nostri ulivi. L’uomo e i due ragazzi che ho assunto, l’uno per bacchiarle, gli altri per raccoglierle a terra, mi sono costati 27.000 lire. Altre 12.000 lire le ho spese per il frantoio. Ne ho ricavato tant’olio da riempire una giara grande e una piccola. Posso ricavarne il prezzo corrente che č di 1.300 lire al litro.
Amore lontano, il mio cuore ti pensa. Ora, soprattutto, che viene Natale e vorrei essere insieme a te, cuore a cuore. Un abbraccio, dunque, da me e dai tre figliolini. Arrivederci, amore caro, il mio cuore č tuo e ti sono fedele, unita a te come i nostri due anelli. ”
-
Jim Carrey, Matthew Broderick ve Leslie Mann'in basrollerini paylastigi komedi Bas belasi ( The Cable Guy - Il rompiscatole )14 Haziran 1996'da Amerika ve Kanada'da vizyona girdi.
https://m.media-amazon.com/images/M/...5,1000_AL_.jpg