-
Rus avangard sanatci, ressam, kostum tasarimcisi, yazar, illustratur ve set tasarimcisi Natalia Sergeevna Goncharova'nin dogum yildonumu ( 3 Temmuz 1881 )
https://upload.wikimedia.org/wikiped...Goncharova.jpg
Gardening, 1908
https://www.tate.org.uk/art/images/w.../T00468_10.jpg
Linen, 1913
https://www.tate.org.uk/art/images/w...6/N06194_9.jpg
-
Yirminci yuzyil edebiyatinin en buyukleri arasinda olan Cekeoslavakya - Avusturya vatandasi unlu yazar ( František Kafka ) Franz Kafka'nin dogum yildonumu ( 3 Temmuz 1883 )
https://pbs.twimg.com/media/DBYtGXYXoAArjLi.jpg
" Asla egilip bukulme; ruhun hafiflemesin, makul olmaya calisma; kendi ruhunu baskalarina gore bicimlendirme. Onun yerine, en yogun saplantilarinin pesinden git amansizca. / Verbiege es nicht; verwässere es nicht; versuche nicht, es logisch zu machen; ändere deine Seele nicht nach einer Mode. Folge vielmehr gnadenlos deinen stärksten Obsessionen. "
" Bazen sanki karsilikli iki kapisi olan bir odadaymisiz gibi hissine kapiliyorum.Ikimizin de kendimize ait kapinin koluna yapismisiz ve birimizin goz kirpmasiyla digeri aniden kendi kapisinin arkasina donuyor. Hele birimiz digerine bir soz soyleyecek olsa, digeri kapiyi kapatmis ve coktan gozden kaybolmus oluyor. Birimiz kapiyi acmak durumunda cunku bu kimsenin digerini terk edip gidemeyecegi bir oda. Birimiz digerine bu derece ve biraz sakin olabilse, hic olmazsa digeriyle ilgilenmiyormus gibi davransa, o zaman odada yavas yavas duzen saglanacak.Fakat olan bu degil. Digeri o kapida ayni seyleri tekrarlamaya devam ediyor, hatta her ikisi de bazen ayni anda kapinin arkasinda duruyor ve o guzel oda bos kaliyor. " Milena'ya Mektuplar
http://wordsenvisioned.com/wp-conten...ny-Russo-1.jpg
" Sometimes I have the feeling that we're in one room with two opposite doors and each of us holds the handle of one door, one of us flicks an eyelash and the other is already behind his door, and now the first one has but to utter a word ad immediately the second one has closed his door behind him and can no longer be seen. He's sure to open the door again for it's a room which perhaps one cannot leave. If only the first one were not precisely like the second, if he were calm, if he would only pretend not to look at the other, if he slowly set the room in order as though it were a room like any other; but instead he does exactly the same as the other at his door, sometimes even both are behind the doors and the the beautiful room is empty. "
http://static.lafeltrinelli.it/stati...807_224355.jpg
" Yaziya dokulen opucukler yerlerine ulasmaz, hayaletler yolda icip bitirir onlari. / Geschriebene Küsse kommen nicht an ihren Ort, sondern werden von den Gespenstern auf dem Wege ausgetrunken. / I baci scritti non arrivano a destinazione, ma vengono bevuti dai fantasmi lungo il tragitto. "
https://www1.wdr.de/mediathek/video/...apremiumxl.jpg
" Hepimizin kanatlari var, ama hicbirimize bir yarari dokunmadi ve eger onlari koparip atabilseydik, bunu yapardik. / Wir alle haben Flügel, aber sie haben uns nichts genützt und könnten wir sie uns abreißen, wir täten es. / We all have wings, but they have not been of any avail to us and if we could tear them off, we would do so. "
-
Fransiz yazar ve sair Francis Carco'nun dogum yildonumu ( 3 Temmuz 1886 )
https://qqcitations.com/images-citat...rco-155125.jpg
" Yirmi yasinda siirler yaziyorsaniz, bu yirmi yasinda oldugunuzu gosterir, kirkinda siir yaziyorsanýz, bu sair oldugunuzu gosterir. "
-
Macar ressam Sándor Bortnyik’in dogum yildonumu ( 3 Temmuz 1893 )
Machine Knight, 1928
https://media.mutualart.com/Images/2...9ced9be99.Jpeg
Die Schachspieler, 1951
https://www.hampel-auctions.com/img/...-104122003.jpg
-
Italyan ressam Goliardo Padova’nin dogum yildonumu ( 3 Temmuz 1909 )
Landscape, 1936
https://lh3.googleusercontent.com/Up...ORJlV3tE=s1200
Paesaggio, XX secolo
https://i.pinimg.com/736x/9f/d0/3a/9...902368c4d4.jpg
-
Ingiliz roman yazari Elizabeth Taylor'in dogum yildonumu ( 3 Temmuz 1912 )
https://www.literaryladiesguide.com/...ish-author.jpg
https://cdn.quotes.pub/660x400/the-w...ern-530474.jpg
" Butun mesele su ki, yazinin bir kalýbý var, hayatin yok. Hayat cok duzensiz. Sanat cok kisa, hayat cok uzun. Hayatta mukemmellik mumkun degil ama bir romanda mukemmellik olabilir. / Scrivere, ha uno schema e la vita no. La vita è così disordinata. L’arte è breve e la vita così lunga. Non è possibile raggiungere la perfezione nella vita, ma è possibile raggiungere la perfezione in un romanzo. ”
-
Ingiliz yazar ( Evelyn Bridgett Patricia Ward-Thomas ) Evelyn Anthony’nin dogum gunu (3 Temmuz 1928)
https://images.finncdn.no/dynamic/32...1728219777.jpg
“ Hayatlarinda yalniz bir erkegi sevebilen kadinlar vardir. Valentina da onlardansa, bir daha mutlu olamayacaktýr. ”
https://m.media-amazon.com/images/I/51qRKrs7JgL.jpg
“ There are women for whom there is only one man. If it turns out to be the case with Valentina, then she'll never be happy again. ”
-
Fransiz ressam Pascal-Adolphe-Jean Dagnan-Bouveret’nin olum yildonumu ( 3 Temmuz 1929 )
The little Savoyard eating in front of an entrance to a house, 1877
https://upload.wikimedia.org/wikiped...%281877%29.jpg
Une noce chez le photographe, 1878 - 1879
https://upload.wikimedia.org/wikiped...hotographe.jpg
-
Akademi ve Tony Odullu, Cekoslovakya dogumlu Ingiliz oyun ve senaryo yazari Tom Stoppard’in dogum gunu ( 3 Temmuz 1937 )
http://www.azquotes.com/picture-quot...d-37-57-14.jpg
“ Tum anlami kesfedip, tum gizemi yitirdigimizde bombos bir sahilde yapayalniz kalacagiz. ”
https://quotefancy.com/media/wallpap...where-else.jpg
“ Her cikis, bir baska yerin girisidir. ”
-
Turk yazar, gazeteci ve sosyolog Oya Baydar'in dogum gunu ( 3 Temmuz 1940 )
https://i.idefix.com/pimages/Content...st__173159.jpg
" Bir soz ariyordum, bir ses duydum...Sozun pesindeydim. Hoyratca kullandigim, hovardaca harcadigim, sabun kopuklerine ufleyip tukettigim sozun, hikayeyi baslatacak, surukleyecek, sonlandiracak o ilk cumlenin. Bir turlu yaziya dokulemeyen, tam yakaladigimi sandigim anda dusuncenin bulutsu hafifligine karisip kaybolup giden cumle. Yitik cumle. O sesi duydum, sozu unuttum, sesin pesinden gittim. "
https://images-na.ssl-images-amazon...._AC_SY780_.jpg
" Je cherchais une parole, j’entendis une voix… J’étais en quête de la parole. Cette parole que j’avais employée à tour de bras, dépensée sans compter, soufflée dans des bulles de savon, dilapidée ; cette première phrase qui marquerait le début de l’histoire et la ferait s’acheminer jusqu’à son terme. La phrase impossible à mettre par écrit, qui se dissout dans la légèreté vaporeuse de la pensée au moment précis où je crois la saisir…La parole perdue. Mais j’entendis cette voix, j’oubliais la parole et suivis le cri. "
" Karanligin urpertici esrarindan soyunmus, isigin mavisine burunmus adada her sey olagan ve siradandi. Karsi kiyiya ulastiracak tekne iskeleye bagliydi. Kolu sepetli kadin yine oradaydi. Ne yol boyunca, ne iskelede, ne de meydanda bir Allah'ýn kulu vardýi
' Noel gecesinin sabahinda, karga kahvaltisini etmeden kim uyanir ki! ' dedi Omer durumu aciklamak ihtiyaciyla.
Cocuk, seytan kalesine cikmak, seytani satosunda gormek istiyordu.
' Bak, kimse yok koyde. Seytan bile Noel tatiline gitmistir. ' "
' Belki de herkes Seytan'in bayramini kutlamaya satoya gitmistir,' dedi cocuk. ' Siz izin vermesiniz de buyuyunce buraya gelip Seytan'la tanisicam.'
https://images-na.ssl-images-amazon....4,203,200_.jpg
" L'obscurité s'était dépouillée de son effrayant mystère, et dans l'île parée d'une lumière bleue, tout semblait avoir retrouvé sa banalité coutumière. Le bateau qui leur permettait de passer sur la rive d'en face était arrimé à l'embarcadère. La femme aux paniers était là, de nouveau. La route, le quai et la place étaient totalement déserts.
' Le lendemain du réveillon de Noël, qui peut bien se réveiller au chant du coq! ' dit Omër, éprouvant le besoin de trouver une explication.
L'enfant voulait aller sur l'île du diable et voir le diable dans son château
' Regarde, il n'y a personne dans le village. Même le diable est parti en vacances pour Noël. '
' Peut-être que tout le monde est allé dans son château pour célébrer la fête du diable, ' répondit l'enfant. ' Quand je serai grand, même si vous ne m'en donnez pas la permission, je reviendrai ici pour faire connaissance avec le diable. " "
-
Alman ressam Curt Agthe’nin olum yildonumu ( 3 Temmuz 1943 )
Homestead at the coast, 1937
https://media.mutualart.com/Images/2...a54d4e59c.Jpeg
Two Framed Artworks, 20th century
https://media.mutualart.com/Images/2...2097e0d3e.Jpeg
-
Pulitzer Odulu sahibi Amerikali yazar ve kose yazari Dave McAlister Barry’nin dogum gunu ( 3 Temmuz 1947 )
https://izquotes.com/quotes-pictures...arry-12536.jpg
“ Sadece bir kere genc olursun. Ama olunceye kadar olgunlasmamis kalabilirsin. ”
http://www.azquotes.com/picture-quot...y-96-26-65.jpg
“ Japonca ogrenmek icin en iyi yol, Japonya'da, Japon ailesi tarafindan yetistirilen bir Japon bebek olarak dogmus olmaktir. ”
-
Alfred Hitchcock'in Trendeki Yabancilar'i ( Strangers on a Train - L'altro uomo ), 3 Temmuz 1951 tarihinde vizyona girdi.
https://m.media-amazon.com/images/M/...yOTM@._V1_.jpg
http://www.nerdophiles.com/wp-conten...on-a-train.gif
-
80'ler muziginin unutulmaz parcasi "Self Control"u hayatimiza kazandiran Laura Ann Branigan'in dogum yildonumu ( 3 Temmuz 1952 )
https://upload.wikimedia.org/wikiped...a_Branigan.jpg
https://youtu.be/miGUnKWcYeo
-
Amerikali ressam Reginald Marsh’in dogum yildonumu ( 3 Temmuz 1954 )
Sorting the Mail, 1936 (Mural in the William Jefferson Clinton Federal Building
https://upload.wikimedia.org/wikiped...os-Marsh-1.jpg
Unloading the Mail, 1936 ( Mural in the William Jefferson Clinton Federal Building )
https://upload.wikimedia.org/wikiped...os-Marsh-2.jpg
-
Ingiliz aktor, komedyen, eski sarkici ve yazar Charles Murray Higson’in dogum gunu ( 3 Temmuz 1958 )
“ Yetiskinler hakkinda sunu bilmen gerek; onlarin bazilari gucludur, bazilari hizli kosar, bazilari da digerlerine gore daha zekidir. Ama gucluler yavas, hizlilar aptal, zekilerse dayaniksiz olur. / The thing about grown-ups is, some of them are strong, some of them can run fast and some of them are clever, but the strong ones are slow, the fast ones are stupid and the smart ones are weak. ”
https://prodimage.images-bn.com/pima..._s1200x630.jpg
“ Iki milyar uc yuz altmis bes milyon iki yuz bin saniye.....Yani kabaca. Bir insan omru. Tabii sansliysaniz eger..... / Two billion three hundred and sixty-five million and two hundred thousand seconds…Roughly. In a lifetime. If you're lucky. ”
https://productimages.hepsiburada.ne...9417729074.jpg
" Sabah uyandiginda onunde kocaman bir hayat var. Gorulecek bir suru yer, yapilacak bir suru sey ve —bom. Oldun. Geri donus yok. / You wake up one morning with your whole life ahead of you. So many things to see and do, and then — bang! You're dead. There's nothing. ”
-
-
Cesur ve Guzel ( The Bold and the Beautiful ) dizisinin Dr. Taylor Hayes karakteri, Amerikali eski model, yazar ve aktris Hunter Tylo'nun dogum gunu ( 3 Temmuz 1962 )
https://vignette.wikia.nocookie.net/...20180826005112
https://dingo.care2.com/pictures/pet...25257-wide.jpg
-
Bir cok odullu Cikolata romaninin Ingiliz yazari Joanne Michèle Sylvie Harris'in dogum gunu ( 3 Temmuz 1964 )
https://pbs.twimg.com/media/E5XAgAZX...g&name=900x900
" Karnaval ruzgariyla birlikte geldik. Subat ayina gore ilik bir ruzgar, kizartilan kreplerle sosislerin ve hemen oracikta, yolun kiyisinda bir elektrikli ocakta pisirilen, agizda dagilir turden, tatli kurabiyelerin sicak, yaglimtirak kokusuyla yuklu bir ruzgar; savurdugu konfetiler, yakalardan ve kol yenlerinden iceri doluyor, zehir zemberek kisa aptal bir panzehir gibi, yol kenarlarindan akan sulara karisiyordu. Daracik ana cadde boyunca dizili kalabaligi bir heyecandir almis, pesinden surukledigi kurdeleleri ve kagit suslemeleriyle, karnaval arabasini gorebilmek icin, boyunlar uzatiliyor. Anouk da, gozleri faltasi gibi acilmis, bir elinde sari bir balon, otekinde bir oyuncak borazan, bir alisveris sepeti ve dertli, kahverengi bir kopegin arasindan seyrediyor. Daha once de karnaval gormustuk biz, onunla ben; gecen yil Paris’te, tam iki yuz elli tane suslenmis arabanin gecisni, New York’ta yuz seksen arabalik bir toren alayini, Viyana’da iki duzine bandonun yuruyusunu, uzun ayakliklarinin ustunde palyacolari, kocaman, kagit basliklarini sallayarak yuruyen ‘Koca Kafalari’, piril piril bastonlari evirip ceviren havaya atip tutan bando sefi kizi. Ne var ki, alti yasindayken, dunyanin kendine ozgu bir pariltisi vardir. Yaldizli ipek kumasla ve peri masallarindan sahnelerle ustunkoru suslenmis tahtadan bir araba. Bir kalkanin ustunde bir ejderha kafasi, yunden peruk takmis bir Rapunzel. ince kagittan kuyruguyla bir denizkizi, yaldizli parlak kartondan bir pasta ev, kapisinda sessiz bir cocuklar topluluguna, inanilmaz yesil tirnakli parmaklarini sallayan bir cadi. Alti yasindayken, bir yil sonra ulasilmaz oluverecek incelikleri algilamak olasidir. O kartonun, suslerin, plastigin ardindaki o gercek cadiyi, o gercek buyuyu henuz gorebilir. Anouk basini kaldirip bakiyor, cok, cok yukseklerden bakildiginda dunyanin alacagi o maviyesil renkli gozleri piril piril. " Cikolata
https://images-na.ssl-images-amazon....1q39e+uPaL.jpg
" We came on the wind of the carnival. A warm wind for February, laden with the hot greasy scents of frying pancakes and sausages and powdery-sweet waffles cooked on the hotplate right there by the roadside, with the confetti sleeting down collars and cuffs and rolling in the gutters like an idiot antidote to winter. There is a febrile excitement in the crowds which line the narrow street, necks craning to catch sight of the crepe-covered char with its trailing ribbons and paper rosettes. Anouk watches, eyes wide, a yellow balloon in one hand and a toy trumpet in the other, from between a shopping-basket and a sad brown dog. We have seen. carnivals before, she and I; a procession of two hundred and fifty of the decorated chars in Paris last Mardi Gras, a hundred and eighty in New York, two dozen marching bands in Vienna, clowns on 'stilts, the Grosses Têtes with their lolling papier-mache heads, drum majorettes with batons spinning and sparkling. But at six the world retains a special lustre. A wooden cart, hastily decorated with gilt and crepe and scenes from fairy tales. A dragon's head on a shield, Rapunzel in a woollen wig, a mermaid with a Cellophane tail, a gingerbread house all icing and gilded cardboard, a witch in the doorway, waggling extravagant green fingernails at a group of silent children ... At six it is possible to perceive subtleties which a year later are already out of reach. Behind the papier-mâché, the icing, the plastic, she can still see the real witch, the real magic. She looks up at me, her eyes, which are the blue-green of the Earth seen from a great height, shining. "
“ Tuhaf bir sevgiliydi. Mesafeli, dikkatli, dalgin ve en tutkulu aninda bir karabasan kadar sessizdi. Kadinlar onu son derece cekici bulurlardi. Ne varki onlarin yakinlasma cabalarina karsin ilgisiz kalirdi. Ama bunun nedeni bana karsi duydugu sadakat degildi. O yalnizca bir paltosu varken ikincisini satin alma zahmetine katlanmayacak erkeklerdendi o kadar. ” Kutsal Yalanlar
https://images-na.ssl-images-amazon....159FX7aptL.jpg
“ He was a strange lover. Aloof, cautious, abstracted, as silent in passion as an incubus. Women found him attractive, but he seemed mostly indifferent to their advances. This was not from any loyalty to me. He was simply a man who, already having one coat, sees no reason to go to the trouble of buying another. ”
-
Avustralyali bilgisayar programcisi, internet aktivisti, Wikileaks isimli internet sitesinin editoru ve basýn sozcusu Julian Paul Assange'in dogum gunu ( 3 Temmuz 1971 )
https://www.timeturk.com/resim/detay/96/963922.jpg
" Birakin insanlar gercekle carpissinlar, savas alani temizlendiginde geriye hakikatin mermileri kalacak. / Let people fight with the truth, and when the bodies are cleared there will be bullets of truth everywhere. ”
" Bu tarz bir seyi kazanmak mumkun degildir. Bu, insanlarin uzun zamandir mucadelesini verdigi suregen bir caba. Kazandigimiz bircok bireysel mucadele var tabi ama insanoglunun dogasinda yalan, hile ve uc kagit var. Yalan soylemeyen, hile yapmayan ve baskalarini kandirmayan organize olmus insanlar birbirlerini bulup biraraya geliyorlar. Cunku yaratilislari boyle, daha etkinler, yalan soylemiyor, birbirlerini kandiramýyorlar. Bu firsatcilar ile paylasimcilar arasindaki eski bir mucadele. Bu mucadelenin ortadan kalkacagini sanmiyorum. "
https://upload.wikimedia.org/wikiped...ugust_2014.jpg
" Well it's not possible to win this kind of thing. This is a continuous striving that people have done for a long time. Of course, there is many individual battles that we win, but it is the nature of human beings that human beings lie and cheat and deceive and organized groups of people who do not lie and cheat and deceive find each other and get together... and because they have that temperament, are more efficient. Because they are not lying and cheating and deceiving each other. And that is an old, a very old struggle between opportunists and collaborators. And so I don't see that going away. "
-
Amerikali sarkici, soz yazari, besteci ve sair James Douglas 'Jim' Morrison'in olum yildonumu ( 3 Temmuz 1971 )
https://pbs.twimg.com/media/DDz_IeQXYAEiSpG.jpg
https://68.media.tumblr.com/04fd38b0...yin0o1_500.jpg
Bilincaltina kaymadan once
Sevindir beni bir opucukle.
Sonsuzda parlayan bir sans
Bir opucuk, bir baska opucukle.
Gunler parildayan, aciyla dolu
Zarif yagmuruna ilistir beni.
Cok cilgin pesinde kostugun zaman
Karsilasacagiz, karsilasacagiz yine.
Ah, ozgurluk yalanlarin nerde soyle
Caddeler ki hic olmeyen alanlardir.
Nedenlerden yana ulastir beni.
Sen agladikca, cirpinirdim ben de.
Binlerce genc kizla dolu kristal gemi,
Binlerce titreme milyonlarca yol zamani
harcamak icin dondugumuzde,
Bir satir yazarim ben de.
-
Yalan Ruzgari ( The Young and the Restless ) dizisinin Chloe Mitchell karakteri, Amerikali aktris Elizabeth Courtney Hendrickson'in dogum gunu ( 3 Temmuz 1979 )
https://soaps.sheknows.com/wp-conten...fit=1230%2C718
https://i.pinimg.com/originals/b5/c5...ca8ccdc764.jpg
-
-
-
Amerikali doktor ve yazar Spencer Johnson’in olum yildonumu ( 3 Temmuz 2017 )
“ Angela, ‘ Ya da belki eski iliski sadece eski davranistir, ’ dedi. ‘ Yapmamiz gereken sey iliskiyi kotulestiren davranistan kurtulmaktir. Sonra daha iyi dusunebilir, daha iyi davranabiliriz. ’
‘ Hey! ’ dedi Cory. ‘ Cok iyi bir noktaya degindin. Yeni peynir, ayni insanla yeni iliski. ’
‘ Benim yapmak istedigim de bu. ’diye ona katildi Richard.” Peynirimi Kimi Kapti?
https://images-eu.ssl-images-amazon....SR600,600_.jpg
“ Angela countered, ‘ Or, perhaps the ' Old Cheese ' is just old behavior. What we really need to let go of is the behavior that is the cause of our bad relationships. And then move on to a better way of thinking and acting. ’
‘ Ouch! ’ Cory reacted. ‘ Good point. The New Cheese is a new relationship with the same person. ’
Richard said, ‘ I'm beginning to think there is more to this than I thought. ' ”
-
Dogum Gunu Cocugu:)
https://listelist.com/wp-content/upl.../kafka-gif.gif
" Dun gece seni ruyamda gordum. Ayrintilarini hatirlamiyorum, tek hatirladigim surekli birbirimizin yerine gecmemizdi, ben sen oluyordum sen de ben. Sonunda sen bi sekilde alev aldin, ben atesin bezlerle sondurulmesi gerektigini hatirladim, elime eski bir etek aldim, sana bununla vurmaya basladim. Sonra donusum tekrar basladi ve oyle bir noktaya geldi ki, artik odadaki sen degildin, yanan bendim ve etekle vuran da bendim. Ama etekle vurmanin bir faydasi olmadi, sadece benim atese karsi boyle seylerin fayda saglamayacagi yonundeki eski korkumu dogruladi. Bu arada itfaiye gelmisti ve sen bir sekilde kurtuldun. Ama onceki halinden farkliydin, hayalet gibiydin, tebesirle karanliga cizilmistin sanki; kollarimin arasina ya cansiz ya da kurtarilma sevincinden tum gucunu yitirmis olarak yigildin. Ama burada da donusebilirligin belirsizligi vardi, belki de orada birinin kollarinda yatan bendim. "
https://imageserver.kitapyurdu.com/s...termarked=true
" Gestern habe ich von Dir geträumt. Was im einzelnen geschehen ist, weiß ich kaum mehr, nur das weiß ich noch, daß wir immerfort ineinander übergingen, ich war Du, Du warst ich. Schließlich fingst Du irgendwie Feuer, ich erinnerte mich, daß man mit Tüchern das Feuer erstickt, nahm einen alten Rock und schlug Dich damit. Aber wieder fingen die Verwandlungen an und es ging so weit, daß Du gar nicht mehr da warst, sondern ich war es, der brannte und ich war es auch, der mit dem Rock schlug. Aber das Schlagen half nichts und es bestätigte sich nur meine alte Befürchtung, daß solche Dinge gegen das Feuer nichts ausrichten können.Inzwischen aber war die Feuerwehr gekommen und Du wurdest doch noch irgendwie gerettet. Aber anders warst Du als früher, geisterhaft, mit Kreide ins Dunkel gezeichnet und fielst mir, leblos oder vielleicht nur ohnmächtig aus Freude über die Rettung, in die Arme. "
https://image.anobii.com/anobi/image...423b4cb56e883a
“ Ieri ho sognato di te. Non ricordo quasi più i singoli fatti, so soltanto che ci trasformavamo l’uno nell’altro, io ero tu, tu eri io. Infine, non so come, prendesti fuoco, ma ricordai che il fuoco può essere soffocato con i panni, afferrai un vecchio abito e con questo mi misi a batterti. Ma qui ricominciarono le metamorfosi e si arrivò al punto in cui tu eri scomparsa, mentre ero io che ardevo e ancora battevo con l’abito. Ma ciò non serviva a nulla e così era confermato il mio vecchio sospetto che queste cose non valgano contro il fuoco. Intanto però erano arrivati i pompieri e nonostante tutto tu in qualche modo fosti salvata. Ma eri diversa da prima, spettrale, disegnata col gesso nel buio e, inanimata o forse soltanto svenuta per la gioia di essere salva, mi cadesti tra le braccia. Ma anche qui si riscontrò l’incertezza della trasformazione perché forse ero io che cadevo tra le braccia di qualcuno. ”
-
-
https://pbs.twimg.com/media/E5TQtabW...jpg&name=small
" Oysa Paris cok eski bir kentti, biz ise genctik; hicbir sey yalin degildi orda, yoksulluk bile; ve ne kolay para, ne ayisigi, ne dogru ve yanlis, ne de ayisiginda yaniniýzda yatan birinin soluklanisi; hicbir sey. / But Paris was a very old city and we were young and nothing was simple there, not even poverty, nor sudden money, nor the moonlight, nor right and wrong nor the breathing of someone who lay beside you in the moonlight. / Ma Parigi era una città molto vecchia e noi eravamo giovani e lì non c’era niente di facile, neanche la miseria, né i soldi improvvisi, né il chiaro di luna, né la ragione e il torto né il respiro di qualcuno sdraiato al tuo fianco al chiaro di luna. " Ernest Hemingway, Paris Bir Senliktir
Foto: Robert Doisneau, Paris, 1950
-
Shakespeare'in trajedisinin kurgusal karakterleri, Romeo ve Juliet ilk kez 4 Temmuz 1300'de tanistilar.
https://upload.wikimedia.org/wikiped..._Hayez_053.jpg
Iki rakip ailenin cocuklari Romeo Montecchi ve Giulietta Capuleti, Verona'daki Capuleti'lerin evlerindeki bir aksam yemegi davetinde tanistilar ve asik oldular. ( 2 yil sonra da 11 Mart 1302'de evlendiler. )
-
Osmanli Imparatorlugunun 12. Padisahi III. Murad’in dogum yildonumu ( 4 Temmuz 1546 )
Uyan ey gozlerim gafletten uyan
Uyan uykusu cok gozlerim uyan
Azrail’in kasti canadir inan
Uyan ey gozlerim gafletten uyan
Uyan uykusu cok gozlerim uyan
Seherde uyanýrlar cumle kuslar
Dillu dillerince tesbihe baslar
Tevhid eyler daglar, taslar, agaclar
Uyan ey gozlerim gafletten uyan
Uyan uykusu cok gozlerim uyan
Semavatin kapularin acarlar
Muminlere rahmet suyun sacarlar
Seherde kalkana hulle bicerler
Uyan ey gozlerim gafletten uyan
Uyan uykusu cok gozlerim uyan
Bu dunya fanidir sakin aldanma
Magrur olup tac-u tahta dayanma
Yedi iklim benim deyu guvenme
Uyan ey gozlerim gafletten uyan
Uyan uykusu cok gozlerim uyan
Benim, Murad kulun, sucumu affet
Sucum bagislayub gunahim ref’et
Resul’un sancagi dibinde hasret
Uyan ey gozlerim gafletten uyan
Uyan uykusu cok gozlerim uyan.
https://foto.haberler.com/haber/2019...6774_420_m.jpg
Wake up, o my eyes, wake up from heedlessness
Wake up, o my very sleepy eyes, wake up
Azrael's intent is the soul, believe me
Wake up, o my eyes, wake up from heedlessness
Wake up, o my very sleepy eyes, wake up
All birds wake up before dawn
They start reciting God's names in their own tongues
Mountains, rocks and trees declare His unity
Wake up, o my eyes, wake up from heedlessness
Wake up, o my very sleepy eyes, wake up
They open the doors of the heavens
They sprinkle the water of Mercy upon believers
They sew the heaven dress for those waking up at dawn
Wake up, o my eyes, wake up from heedlessness
Wake up, o my very sleepy eyes, wake up
This world is transient, don't ever be deceived
Don't rely on the crown and throne in vanity
Don't feel confident by saying "the seven climates are mine"
Wake up, o my eyes, wake up from heedlessness
Wake up, o my very sleepy eyes, wake up
Forgive me, your servant Murad
Excuse my offenses, abolish my misdeeds
Resurrect me under the Messenger's Flag
Wake up, o my eyes, wake up from heedlessness
Wake up, o my very sleepy eyes, wake up
https://pbs.twimg.com/media/E5cayR3X...jpg&name=small
Murad III, Ottoman Sultan ( between 1574 - 1595 ) was born in Magnesia. His rule as Sultan saw the end of the prolonged war with the Spanish in the Mediterranean in 1581 (Tunis was retaken in 1574).
-
Italyan ressam (Francesco Giambattista Dal Ponte) Francesco Bassano il Giovane’nin dogum yildonumu ( 4 Temmuz 1592 )
La fucina di Vulcano, seconda metà del XVI secolo
https://upload.wikimedia.org/wikiped..._of_Vulcan.jpg
Ultima Cena, 1584
https://upload.wikimedia.org/wikiped...1584%2C_03.JPG
-
Ispanyol Barok ressam Félix Castello’nun dogum yildonumu ( 4 Temmuz 1595 )
Theodoric, King of the Goths, 1635
https://upload.wikimedia.org/wikiped...22%2C_1635.jpg
Guardian Angel, 17th century
https://upload.wikimedia.org/wikiped...ix_Castelo.jpg
-
Ingiliz oyun yazari ve sair Thomas Middleton’in olum yildonumu ( 4 Temmuz 1627 )
https://izquotes.com/quotes-pictures...ton-357703.jpg
“ Derinlerdeki hazineler bile, bir kadinin askina tutsak olmus bir erkegin hissettigi rahat kadar degerli degildir. ”
-
Flaman ressam Jan Cossiers’in olum yildonumu ( 4 Temmuz 1671 )
Narcissus, 17th century
https://upload.wikimedia.org/wikiped..._-_Narciso.jpg
The supper at Emmaus, circa 1650
https://upload.wikimedia.org/wikiped..._at_Emmaus.jpg
-
Hollandali Altin Cag ressami Willem Ormea’nin olum yildonumu ( 4 Temmuz 1673 )
Still life with fish, 1638
https://upload.wikimedia.org/wikiped...SK-A-1789.jpeg
Fish still life on a shore, 17th century
https://upload.wikimedia.org/wikiped...een_strand.jpg
-
Italyan ressam Ermanno Stroiffi’nin olum yildonumu ( 4 Temmuz 1693 )
Venditore di frutta, 1635 – 1660
https://upload.wikimedia.org/wikiped...uit_vendor.JPG
Madonna con Bambino e Sant'Antonio, circa 1640 – 1670
https://upload.wikimedia.org/wikiped...nt_Anthony.JPG
-
Italyan ressam Claudio Francesco Beaumont’un dogum yildonumu ( 4 Temmuz 1694 )
Allegory of Painting, 1723
https://upload.wikimedia.org/wikiped...nt_mg_8207.jpg
Children playing music, 18th century
https://upload.wikimedia.org/wikiped..._painting1.jpg
-
Italyan ressam Giambettino Cignaroli’nin dogum yildonumu ( 4 Temmuz 1706 )
Autoritratto, 1758
https://upload.wikimedia.org/wikiped...f_portrait.jpg
La morte di Socrate, prima metà del XVIII secolo
https://upload.wikimedia.org/wikiped...-_WGA04876.jpg
-
Alman edebiyatinin Altin Caginin onculerinden Alman sair Christian Fürchtegott Gellert’in dogum yildonumu ( 4 Temmuz 1715 )
Yalniz , sana karsi gunah isledim ;
Onunde ettim , ne kotuluk ettimse.
Ofkeni hak eden suclari goruyorsun ;
Gor Tanrim , nasil aci cektigimi de.
Senden gizleyemem ic cekislerimi ve dualarimi
Aglayacaksam huzurunda dokerim goz yaslarimi.
Ah Tanrim , daha ne kadar aci cekecegim soyle ?
Daha ne kadar yalniz birakacaksin beni boyle ?
Gunahlarima gore degerlendirme beni Tanrim ;
Hatalarima gore de.
Aradigim sensin , Birak yuzunu bulayim ;
Hosgorulu Tanrim , merhametli Tanrim!
Erkenden ver bana iyiligini ,
Merhametli Tanrim!
Adinin hakki icin yardim et bana ;
Tanri'msin , kosansin imdadima.
Izin ver , bir kez daha yuruyeyim yolunda.
Ogret bana kutsal yasani!
Ogret ki , kendimi diledigince duzelteyim ;
Tanrim'sin , bense senin hizmetcin.
Tanrim , yardim et bana ; koruyucumsun ;
Dogru yola dondur beni!
O gorur , benim goz yaslarimi ve duyar dualarimi ;
Alir ruhumu , kanatlarinin altina.
https://images-eu.ssl-images-amazon....1Ht4SOQb4L.jpg
An dir allein, an dir hab ich gesündigt,
Und übel oft vor dir getan.
Du siehst die Schuld, die mir den Fluch verkündigt;
Sieh, Gott, auch meinen Jammer an.
Dir ist mein Flehn, mein Seufzen nicht verborgen,
Und meine Tränen sind vor dir.
Ach Gott, mein Gott, wie lange soll ich sorgen?
Wie lang entfernst du dich von mir?
Herr, handle nicht mit mir nach meinen Sünden,
Vergilt mir nicht nach meiner Schuld.
Ich suche dich; laß mich dein Antlitz finden,
Du Gott der Langmut und Geduld.
Früh wollst du mich mit deiner Gnade füllen,
Gott, Vater der Barmherzigkeit.
Erfreue mich um deines Namens willen;
Du bist ein Gott, der gern erfreut.
Laß deinen Weg mich wieder freudig wallen,
Und lehre mich dein heilig Recht,
Mich täglich tun nach deinem Wohlgefallen;
Du bist mein Gott, ich bin dein Knecht.
Herr, eile du, mein Schutz, mir beizustehen,
Und leite mich auf ebner Bahn.
Er hört mein Schrein, der Herr erhört mein Flehen,
Und nimmt sich meiner Seelen an.
-
Fransiz oyun yazari Philippe Néricault Destouches’nin plum yildonumu ( 4 Temmuz 1754 )
https://assets.catawiki.nl/assets/20...9eb25938a6.jpg
https://i0.wp.com/proverbesdictons.c...ges/7/7372.jpg
“ Tenkit kolay, sanat guctur. / Criticism is easy, but art is difficult. / La critica è facile e l'arte è difficile. "
https://www.azquotes.com/picture-quo...s-89-0-035.jpg
" Yok olanlar her zaman yanlistadir. /Les absents ont toujours tort. / Gli assenti hanno sempre torto. "