-
“Thérése gibi ideal bir kadina ihtiyacim var miydi? Kendi adima askta ahlaki ve fiziki guzelligin gerekli oldugu dusuncesine nasil kapilabildim? Azla yetinmeyi biliyordum, fazlasi bana agir geliyor olmaliý, dedikleri gibi mukemmel iyinin dusmaniymis. Hem zaten duyular icin gercek bir guzellik var mi? Gercek insanin hosuna gidendir. Tatmin edilmis olan hic var olmamis gibidir. Dahasi degisikligin keyfi var, belki de yasamin tum sirri bunda yatiyor. Degismek yenilenmektir, degisebilmek ozgurluktur.”
https://images-na.ssl-images-amazon....4,203,200_.jpg
“Avais-je besoin d’un idéal comme Thérèse ? Comment donc ai-je pu me persuader que la beauté morale et physique m’était nécessaire en amour ? Je savais me contenter du moins ; donc, le plus devait m’accabler, puisque le mieux est l’ennemi du bien. Et puis, d’ailleurs, y a-t-il une vraie beauté pour les sens ? La véritable est celle qui plaît. Celle dont on est rassasié est comme si elle n’avait jamais été. Et puis encore il y a le plaisir du changement, et c’est peut-être là tout le secret de la vie. Changer, c’est se renouveler ; pouvoir changer, c’est être libre.”
-
"Yolculugumuz tumuyle hayalidir. Gucunu buradan almaktadir." Louis-Ferdinand Céline, Gecenin Sonuna Yolculuk
https://pbs.twimg.com/media/CsLHZLQWYAElKYU.jpg
"Il viaggio che ci è dato è interamente immaginario. Ecco la sua forza." Louis-Ferdinand Céline, Viaggio al Termine della Notte
-
Hangi evi dikmek istiyorsun benim icin,
Hangi siyah yaziyi ates geldigðinde?
Uzun sure geri cekildim senin isaretlerin karsisinda,
Kovdun sen beni her ceþit yogunluktan.
Ama iste simdi bitmeyen gece beni koruyor,
Karanlik atlarla kurtuluyorum senden.
https://img.over-blog-kiwi.com/1/47/...-encore-hd.jpg
Quelle maison veux-tu dresser pour moi,
Quelle écriture noire quand vient le feu ?
J'ai reculé longtemps devant tes signes,
Tu m'as chassée de toute densité.
Mais voici que la nuit incessante me garde,
Par de sombres chevaux je me sauve de toi.
-
Alman sair Friedrich Gottlieb Klopstock’un dogum yildonumu (2 Temmuz 1724)
Uzaklastiriyor kainat beni senden,
Zamanin uzaklastiramayacagi kadar.
Goren yetmisini
Her kimse, yakindir sana.
Cok zaman once Meta, gordum mezarini
Ve ruzgarda salinan ýhlamur agacini,
O agac ki bir zamanlar benim icin de esmisti,
Cicegini bana sacmisti.
Bana degil! Bu yalnizca golgem,
Uzerine cicegin kondugu,
Tipki bir zamanlar yaptigi gibi senin golgene,
Defalarca uzerine kondugu.
O zaman tanirim da o yuce dunyayi,
Uzerinde uzunca kaldigin;
O zaman ýhlamurun salindigini goruruz neseyle,
Serinleten mezarlarimizi.
O zaman… Ama ah, bilmiyorum ki,
Senin coktandir bildigini;
Sadece sezgilerle aydinlandigini,
Etrafinda ruhumun salindigini.
Coskulu umutlarla
Geliyor akþam kizilligi,
Sevincli, derin bir hisle
Gunesler diriliyor mezarlarindan!
http://www.lexikus.de/pics/manager/b...h_gottlieb.jpg
Der Weltraum fernt mich weit von dir,
So fernt mich nicht die Zeit.
Wer überlebt das siebzigste
Schon hat, ist nah bey dir.
Lang sah ich, Meta, schon dein Grab,
Und seine Linde wehn;
Die Linde wehet einst auch mir,
Streut ihre Blum' auch mir,
Nicht mir! Das ist mein Schatten nur,
Worauf die Blüthe sinkt;
So wie es nur dein Schatten war,
Worauf sie oft schon sank.
Dann kenn' ich auch die höhre Welt,
In der du lange warst;
Dann sehn wir froh die Linde wehn,
Die unsre Gräber kühlt.
Dann.. Aber ach ich weiß ja nicht,
Was du schon lange weißt;
Nur daß es, hell von Ahndungen,
Mir um die Seele schwebt!
Mit wonnevollen Hofnungen
Die Abendröthe komt:
Mit frohem, tiefen Vorgefühl,
Die Sonnen auferstehn!
-
Isvicreli Filozof ve yazar Jean-Jacques Rousseau'nun olum yildonumu (2 Temmuz 1778)
"Her zaman kalbimde olan hayali, orada baska hicbir hayale yer birakmiyordu; o benim icin dunyada var olan tek kadindi ve bana esinledigi duygularin sonsuz tatliligi, cinsiyet duygularima baskalari icin uyanma zamani birakmayarak, beni ondan ve butun onun cinsinden koruyordu. Kisacasi, usluydum, cunlu onu seviyordum." Itiraflar
https://www.bm-lyon.fr/expo/12/rouss...A11323_pdt.jpg
"Her image, ever present to my heart, left room for no other; she was for me the only woman in the world; and the extreme sweetness of the feelings with which she inspired me did not allow my senses time to awake for others, and protected me against her and all her sex. In a word, I was chaste, because I loved her."
"Genclik, bilgeligi ogrenme; yaslilik da uygulama donemidir. Itiraf ederim ki, deneyim her zaman bir seyler ogretir; ama daha yasayacagimiz sure, zamanla olculudur. Olme zamani gelince nasil yasamak gerektigini anlamanin ne degeri var? Yazgim ve o yazgiyi yazan baskalarinin tutkulari hesabina, hem boylesine gec, hem de aci icinde edinilmis gercekler ne ise yarar?" Yalniz Geznin Dusleri
http://images.gr-assets.com/books/13...l/10860427.jpg
"Youth is the time to study wisdom; old age is the time to practice it. Experience always instructs, I admit; but it is profitable only for the time we have left to live. Is the moment when we have to die the time to learn how we should have lived? What benefit do I get from such late and painfully acquired insights concerning my fate and concerning other people's passions, whose work it is?"
-
Ingiliz fizikci, kimyager, matematikci ve sporcu William Henry Bragg’in dogum yildonumu (2 Temmuz 1862)
https://izquotes.com/quotes-pictures...agg-338975.jpg
“Bilimin asil amacý yeni kanitlar bulmak degil, bunlarla ilgili yeni dusunce bicimleri kesfetmektir.”
-
1946 yilinda Nobel Edebiyat Odulunu kazanan, Almanya dogumlu Isvicreli roman yazari, sair ve ressam Hermann Hesse'nin dogum yildonumu (2 Temmuz 1877)
https://pbs.twimg.com/media/DDuatxaXkAApmme.jpg
"Insanlarin buyuk cogunlugu yuzmeyi ogrenmeden yuzmek istemez. Ne anlamli bir soz, degil mi? Yuzmek istememeleri dogal, cunku karada yasamak icin yaratilmislar, yuzmek icin degil. Ve dusunmek istememeleri dogal, cunku yasamak icin yaratilmislar, dusunmek icin degil! Evet, kim dusunurse, kim dusunmeyi kendisi icin temel ugras yaparsa, bunda ileri bir noktaya ulasabilir; ne var ki, karayla suyu degis tokus etmistir boyle biri ve bir gun gelir suda bogulur." Bozkirkurdu
http://www.qlibri.it/images/stories/...1203976668.jpg
"La maggior parte degli uomini non vuol nuotare prima di saper nuotare. Spiritoso, vero? Certo che non vogliono nuotare, sono nati per la terra, non per l'acqua. E naturalmente non vogliono pensare: infatti sono nati per la vita, non per il pensiero. Già, e chi pensa, chi concentra la vita nel pensiero può andare molto avanti, è vero. Ma ha scambiato la terra con l'acqua e a un certo momento affogherà."
"Bazen yureginin derinliklerinden can cekisen hafif bir ses geliyordu kulagina; ses oyle hafiften yankilaniyordu ki, o zor isitebiliyordu. Her defasinda garip bir omur surdurdugunu, tumu de yalnizca oyun olan pek çok sey yaptigini, nese ve bazen haz icinde vakit gecirmesine karsin gercek hayatin ona hic dokunmaksizin yani basindan akip gittigini dusunuyor, bir saat kadar bunun bilinci icinde yasiyordu. Bir top oyuncusu nasil toplarla oynarsa, o da isleriyle ve cevresindeki insanlarla oynuyor, bu insanlari seyrediyor, onlarla egleniyordu; gelgelelim, butun yuregiyle ve varliginin derinliklerinden kaynayan pinarla isin icinde degildi. Soz konusu pinar adeta kendisinden uzak bir yerlerde akip gidiyor, goze gorunmeden boyuna surduruyordu akisini, onun yasamiyla hicbir alip verecegi kalmamisti. Boyle dusunceler karsisinda birkac kez irkildi, gunluk yasamin butun o cocuksu ugraslarina ben de kendimi vererek butun kalbimle katilsam, ben de gercekten yasasam, gercekten bir seyler yapsam, gercekten yasayip hayattan keyif alsam, boyle bir seyirci gibi hayatin yani basinda durup dikilmesem, diye gecirdi icinden."
https://images-na.ssl-images-amazon....4,203,200_.jpg
"At times he felt, deep in his chest, a dying, quiet voice, which admonished him quietly, lamented quietly; he hardly perceived it. And then, for an hour, he became aware of the strange life he was leading, of him doing lots of things which were only a game, of, though being happy and feeling joy at times, real life still passing him by and not touching him. As a ball-player plays with his balls, he played with his business-deals, with the people around him, watched them, found amusement in them; with his heart, with the source of his being, he was not with them. The source ran somewhere, far away from him, ran and ran invisibly, had nothing to do with his life any more. And at several times he suddenly became scared on account of such thoughts and wished that he would also be gifted with the ability to participate in all of this childlike-naive occupations of the daytime with passion and with his heart, really to live, really to act, really to enjoy and to live instead of just standing by as a spectator."
-