-
"Eh, hangi ismi kullanirsam kullanayim, ne is yaptigimi soracaklar."
"Uydur gitsin."
"Yani yirmi bes yabanciyla konusmami ve hepsine yalan soylememi istiyorsun."
"Hepsi yalan soyleyecek," diyor Murray, "insanlar ken-ken-kendilerini cekici gostermek icin yalan soylerler." Mark Watson, On Bir
https://images-na.ssl-images-amazon....4,203,200_.jpg
“Well, whatever name I say, they're still going to ask what I do for a living.”
“Make up a job.”
“So, basically, you want me to meet twenty-five strangers and lie repeatedly to all of them.”
“They'll all be lying,” says Murray, “that's wer, wer, what people do to make themselves attractive.”
-
“Bir adam tanidim, kafasiz bir kadina yasaminin yirmi yilini verdi, her seyi feda etti ona, dostlarini, emegini, durustlugunu bile, ama bir aksam, kadini hic sevmemis oldugunu anladi. Cani SIKILIYORDU, hepsi bu, insanlarin cogu gibi cani SIKILIYORDU. Boylece karmasa ve dram dolu bir yasam yaratmisti kendine. Bir olayin olmasi gerek, insan baglantilarindan cogunun aciklamasi iste bu. Bir olayin olmasi gerek, hatta asksiz bir koleligin, hatta savasin ya da olumun bile. O halde yasasin olu gomme torenleri!” Albert Camus, Dusus
http://www.sololibri.net/IMG/arton38934.jpg
“Ho conosciuto un uomo che ha dato vent’anni della propria vita ad una sventata, le ha sacrificato tutto, amicizie, lavoro, il decoro della propria vita, e una sera ammise di non averla mai amata. Si annoiava, ecco tutto, si annoiava come la maggior parte della gente. Perciņ s’era fabbricato con le sue mani una vita di complicazioni e di drammi. Bisogna che accada qualcosa, č questa la spiegazione della maggior parte degli impegni che gli uomini assumono. Bisogna che qualcosa accada, anche la servitł senza amore, anche la guerra, o la morte.”
-
Netflix, Fuller House 3.sezon, 2.bolum fragmanini yayinladi.
https://youtu.be/5beh5ztM0K8?t=1
-
Starz, Outlander 4.sezon teaserini yayinladi.
https://youtu.be/QnkmHRFGR_4?t=1
-
Amazon, Mozart in the Jungle 4.sezon fragmanini yayainladi.
https://youtu.be/wiNDPi3mP6A?t=1
-
Love Field'in 25.yili (11 Aralik 1992, Los Angeles, California, New York City, New York)
https://pbs.twimg.com/media/DQyEI5mUEAARfE-.jpg
-
-
-
-
-
-
"Bazen geceleri uyanikken gercekten yasayip yasamadigimi merak ederdim. Bu herkes icin boyle midir? Yoksa bazi insanlar yasama konusunda daha mi yetenekli oluyorlar. Ya da bazi insanlar yasamak yerine sadece var mi oluyorlar? / Sometimes, when I lie awake at night, I wonder whether I've lived at all. Is it the same for everybody? Do some people have a greater talent for living than others or do some people never live, but just exist?" Autumn Sonata (Ingrid Bergman ve Liv Ullmann, Autumn Sonata, 1978) Ingmar Bergman
https://youtu.be/wHd4ymdGAGA?t=1
-
22 yasindaki Ludwig van Beethoven, Franz Joseph Haydn’dan ilk bestecilik dersini 12 Aralik 1792’de Viyana’da aldi.
http://slideplayer.com/slide/8076975...hoven+Menu.jpg
-
Fransiz romanci ve Edebiyat elestirmenleri tarafindan modern romanin kurucusu kabul edilen Gustave Flaubert'in dogum yildonumu (12 Aralik 1821)
http://www.aphorism4all.com/images/1339070472.jpg
"Ona gore, ask yildirimlarla, simseklerle birdenbire gelirdi; insanin uzerine goklerden bosanan, yasayisini altust eden, butun guclerini elinden birer yaprak gibi yolan, gonlunu oldugu gibi ucurumlara surukleyen bir kasirga.Bilmiyordu ki oluklar tżkanmissa evlerin taracasina yagmurdan goller olužur."¯ Madame Bovary
https://images-na.ssl-images-amazon....4,203,200_.jpg
"Love, she believed, must come suddenly, with great thunderclaps and bolts of lightening - a hurricane from heaven that drops down on your life, overturns it, tears away your will like a leaf, and carries your whole heart with it off into the abyss."¯
"Emma aska inandi. Ne var ki bu asktan dogmasi gereken mutluluk bir turlu gelmediginden, aldanmis olabilecegini dusundu. / Emma aveva creduto di essere innamorata, ma la felicitą che avrebbe dovuto nascere da questo amore non esisteva, ed ella pensava ormai di essersi sbagliata."¯ Gustave Flaubert, Madame Bovary
https://pbs.twimg.com/media/C9NlFmWXYAAsE-0.jpg
-
Norvecli ekspresyonist ressam Edvard Munch'un dogum yil donumu (12 Aralik 1863)
L'Urlo (Skrik - Scream, 1893)
https://upload.wikimedia.org/wikiped...The_Scream.jpg
https://www.youtube.com/watch?v=Au3XvuYdCcE
-
Ingiliz sair ve oyun yazari Robert Browning’in olum yildonumu (12 Aralik 1889)
https://quotefancy.com/media/wallpap...ce-but-sin.jpg
“Cehalet masumiyet degil, bir gunahtir.”
https://www.poemhunter.com/i/poem_im...ppa-s-song.jpg
Mevsim bahara erismis
Sabah vakti gelmis
Saatlerden tam yedi
Yamaclar sabah cigiyle bezenmis
Karga dalin birine konmus
Sumuklubocek bir dikenin uzerinde
Tanrim cennetinde
Dunyada her sey yerli yerinde.
http://izquotes.com/quotes-pictures/...ing-214009.jpg
“Sevgiyi cikardiginizda yeryuzu mezara donusur.”
-
20. yuzyilin en popüler ve etkili muzik sanatcilarindan Amerikali sarkici, aktor ve yapimci Ol' Blue Eyes’in (Frank Sinatra) dogum yildonumu (12 Aralik 1915)
https://37.media.tumblr.com/95fb4b73...k2apo1_500.gif
https://media.giphy.com/media/vawLJzo7Ti6qs/giphy.gif
-
Fransiz roman yazari Raymond Radiguet’nin olum yildonumu (12 Aralik 1923)
“Insanin en yalan soyleyemeyecegi anlar, aslinda tam olarak en cok yalan soyledigi ve ozellikle de kendine yalan soylediši anlardir. Bir kadinin yalan soyleyemeyecegi anda olduguna inanmak, bir cimrinin sozde comertligine inanmak anlamina gelir.” Icimizdeki Seytan
https://images-na.ssl-images-amazon....12EB6xQz1L.jpg
“The times at which we can't lie are precisely those when we lie the most, especially to ourselves. To believe a woman 'at a time when she can't lie' is like believing in the feigned generosity of a miser.”
“Ilk opucugun tadi beni, hayatta ilk kez tadilan bir meyve gibi hayal kirikligina ugratmisti. En buyuk hazlari yenilikte degil, aliskanlikta yakalariz. Birkac dakika sonra, yalnizca Marthe'in dudaklarina alismamis, artik vazgecemez hale gelmistim. O ise, o sirada beni bundan sonsuza dek mahrum birakmaktan soz ediyordu.”
https://alittleblogofbooks.files.wor...-the-flesh.jpg
“The flavour of that first kiss disappointed me, like fruit you taste for the first time. It's not in new things that we experience the greatest pleasure, but in habit. Within moments, not only had I become accustomed to Marthe's lips, I was unable to live without them. And it was then that she spoke of depriving me of them for ever.”
-
Kirgiz edebiyatci, gazeteci, cevirmen, diplomat ve siyasetci Cengiz Aytmatov’un dogum yil donumu (12 Aralik 1928)
“Simdi nerelerdesiniz, hangi yollarda yuruyorsunuz? Artik bizde, bozkirda, butun Kazakistan'i asan, Altay'lara ve Sibirya'ya kadar ulasan yollar var! Nice cesur insanlar oralarda calisiyor. Siz de mi o ulkelere gittiniz! Cemile'm! O genis bozkirda, hic ardina bakmadan yuruyup gittin! Yoruldun mu, kendine olan inancini yitirdin mi? Oyleyse Danyar'a yaslan. Sana, ask ustune, vatan sevgisi sutune, hayat sutune turkulerini soylesin! Bozkir canlansin ve butun renkleriyle oynamaya baslasin! Git Cemile, git! Hic pisman olma, sen mutlulugu en sarp yollarda yuruyerek buldun! Simdi onlara bakiyor ve Danyar’in sesini isitiyorum. Beni de yola cagiriyor. Demek ki bavulumu alip gitmenin zamani geldi.Ben de bozkira,kendi koyumuze donecegim ve orada yeni renkler arayacagim. Fircayi her vurusumda Danyar’in turkusu cinlasin! Fircayi her vurusumda Cemile’nin yuregi carpsin.”
http://cdn.simplesite.com/i/24/fa/28...1280h1280_.jpg
"Where are you now, what roads are you treading? We have many new roads in the steppe across Kazakhstan, up to the Altai and through Siberia! Many brave people are working there. Perhaps you, too, are there? My Jamila, you left with never a backward glance. Perhaps you are tired, perhaps you have lost faith in yourself? Lean against Daniyar, let him sing you his song of love, of the earth, of life. May the steppe reflect it and blossom in every hue and colour! Keep on, Jamila, never regret what you've done, for you have found your difficult happiness! As I look at them I hear Daniyar's voice. He is calling to me to set out, and that means it is time for me to prepare for the journey. I will cross the steppe to my native village and will find new colours there. May my every brush-stroke resound with Daniyar's song! May my every brush-stroke echo the sound of Jamila's beating heart!”
-
Italyan roman yazari Susanna Tamaro’nun dogum yildonumu (12 Aralik 1957)
http://oubliettemagazine.com/wp-cont...nna-Tamaro.jpg
“Cok iyi animsiyorum, bir kez babamla ciktigimiz bir gezintide bir calinin yanindan gecerken olup kurumus bir bulbul bulmustum yerde. Korkusuzca elime aldim ve babama gosterdim. ‘Yere koy onu’ diye bagirdi babam. ‘Gormuyor musun, uyuyor.’ Olum ask gibi konusulmamasi gereken bir konuydu.” Susanna Tamaro, Yureginin Goturdugu Yere Git
https://images-na.ssl-images-amazon....4,203,200_.jpg
“Ricordo benissimo che una volta,passeggiando con mio padre vicino a una siepe, avevo trovato un pettirosso stecchito. Senza alcun timore l'avevo preso in mano e glielo avevo mostrato. ‘Mettilo gił’, aveva subito gridato lui, ‘non vedi che dorme?’ La morte, come l'amore, era un argomento che non andava affrontato. “
"Mutluluk neydi?
Rick, dort duvari beyaza boyali bir odada yere oturmus, basini yukari kaldżrmis, onu gokyuzunden ayiran demir parmakliklarin otesine bakiyordu. Bu oda onun ini degildi, yerde uzerine uzanacak sicak yapraklar da yoktu. Yere karo taslar yapistirilmisti. Taslar buz tutmus bir golun yuzeyi gibi duz ve soguktu. Rick ciplak olmayi ve camurlarda yuvarlanmayi severdi.
Mutluluk neydi?
Buraya kapatildigindan beri, bir tekerleme gibi bu soruyu yineleyip duruyordu. Mutluluk neydi, mutluluk neydi, mutluluk neydi?
Cok zaman once, onu evlat edinen annesi Guendy'ye sormustu bunu." Susanna Tamaro, Buyulu Cember / Il Cerchio Magico
http://www.vitadamamma.com/wp-conten...010/12/st1.jpg
Che cos’era la felicitą?
Rick stava seduto sul pavimento di una stanza tutta bianca e guardava in alto, al di lą delle sbarre che lo separavano dal cielo. Quella stanza non era la sua tana, non c’erano le foglie calde su cui sdraiarsi. C’era un pavimento di piastrelle. Erano lisce e fredde come la superficie del lago ghiacciato. Rick amava stare nudo e rotolarsi nel fango.
Che cos’era la felicitą?
Da quando stava chiuso lą dentro se lo ripeteva come un ritornello.Cos’era la felicitą, cos’era la felicitą, cos’era la felicitą?
-
-
-
Amerikali roman, kisa oyku, senaryo ve oyun yazari Joseph Heller’in olum yil donumu (12 Aralik 1999)
"Bir insan sebze gibi yasayamaz."
"Nedenmis?"
Binbasi Danby'nin gozlerine uzak, sicak bir bakis geldi. "Sebze gibi yasamak hos olurdu," diye kabullendi ozlemle.
"Pis bir sey olurdu," diye yanit verdi Yossarian.
"Hayir, butun kuskulardan ve baskilardan uzak yasamak cok hos olmali," diye israr etti Binbasi Danby. "Ben sebze gibi yasamak ve hicbir onemli karar vermemek isterdim sanirim."
"Ne tur bir sebze, Danby?"
"Hiyar ya da havuc gibi."
"Ne tur bir hiyar? Iyi bir hiyar mi, kotu bir hiyar mi?"
"Ah, iyi bir hiyar gibi, elbette."
"Seni hayatinin zirvesindeyken koparirlar, dograyip salata yaparlardi."
Binbasi Danby'nin yuzu asildi. "O zaman kotu bir hiyar gibi."
"Seni curumeye birakirlardi ve iyi hiyarlarin buyumesine yardimci olman icin kullanirlardi."
"O zaman sebze gibi yasamak istemezdim, sanirim," dedi Binbasi Danby, huzunlu bir teslimiyetle gulumseyerek.
https://onehundredonebooks.files.wor...ch22_cover.jpg
"A person can't live like a vegetable."
"Why not?"
“A distant warm look entered Major Danby's eyes. "It must be nice to live like a vegetable," he conceded wistfully.
"It's lousy," answered Yossarian.
"No, it must be very pleasant to be free from all this doubt and pressure," insisted Major Danby. "I think I'd like to live like a vegetable and make no important decisions."
"What kind of vegetable, Danby?"
"A cucumber or a carrot."
"What kind of a cucumber? A good one or a bad one?"
"Oh, a good one, of course."
"They'd cut you off in your prime and slice you up for a salad."
Major Danby's face fell. "A poor one, then."
"They'd let you rot and use you for fertilizer to help the good ones grow."
"I guess I don't want to live like a vegetable, then," said Major Danby with a smile of sad resignation.”
-
Amerikali aktris Winona Ryder, 12 Aralik 2001’de Beverly Hills Saks Fifth Avenue’deki bir dukandan 4700 dolarlik giysi calarken yakalandi ve tutklandi. Daha sonra 20.000 dolar kefaletle serbest birakildi.
http://assets.nydailynews.com/polopo...rime-ryder.jpg
http://media.gettyimages.com/photos/...re-id109516155
-
Amerikali yazar, tarihci ve kutuphaneci Dorris Alexander ‘Dee’ Brown’in olum yildonumu (12 Aralik 2002)
" O zaman kac kisinin oldugunu anlayamamistim. Simdi kocamisligimin su yuksek tepesinden gerilere baktigimda, yerde birbirleri uzerinde yigili duran bogazlanmis kadinlari ve cocuklari, hala o genc gozlerimle gorebiliyorum. Ve orada, o kanli camurun icinde bir seyin daha oldugunu ve o kar firtinasina gomuldugunu gorebiliyorum. Evet, bir halkin dusu oldu orada. Guzel bir dustu evet... Sonra bir ulusun umudu kirilip paramparca oldu. Artik yeryuzunun merkezi yok, olup gitti kutsal agac.”
https://images.gr-assets.com/books/1...846l/76401.jpg
I did not know then how much was ended. When I look back now from this high hill of my age, I can still see the butchered women and children lying heaped and scattered all along the crooked gulch as plain as when I saw them with eyes still young. And I can see that something else died there in the bloody mud, and was buried in the blizzard. A people’s dream died there. It was a beautiful dream . . . . the nation’s hoop is broken and scattered. There is no center any longer and the sacred tree is dead.”
https://cdn.waterstones.com/bookjack...0099526407.jpg
-
“Ve kendime ait kucuk neselerim var, bir hapishanenin parmakliklari arasinda batan gunesin isiklari gibi, hala gelip tecridimde beni isitan cocukluk kalintżlarim var: Bir hic, en kucuk bir firsat, yagmurlu bir gun, piril piril bir gunes, bir cicek, eski bir mobilya, bana bir dizi aniyi hatirlatżyor, hepsi gelip gecen, belirsiz, golgeler gibi silik anilar. Ēayirlardaki papatyalarin ortasinda, otlarin ustunde cocuk oyunlari, cicek acmis calilarin arkasinda, altin sarisi uzumleri olan asmalar boyunca, kahverengi ve yesil yosunun ustunde, genis yapraklarin, serin gölgelerin altinda; ilk yaslarin anilari gibi sakin ve gulen anilar, yanimdan solmus guller gibi geciyorsunuz.” Gustave Flaubert, Bir Delinin Anilari
https://images-na.ssl-images-amazon....4,203,200_.jpg
“And I have small joys which are mine alone, childish reminiscences which return to bring me warmth in my isolation, like the rays of the setting sun through the bars of a prison. The smallest thing, the slightest circumstance, a rainy day, bright sunshine, a flower, an old piece of furniture, bring back memories which pass in confusion, as insubstantial as shadows. Children playing on the grass in the midst of the daisies in the fields, behind the hedge in bloom, alongside the vineyard with its golden bunches of grapes, on the brown and green moss, beneath large leaves and fresh shade. Oh, calm and happy memories, like the memory of early childhood, passing close to me like faded roses.”
-
https://78.media.tumblr.com/d1312133...8vpo1_500h.jpg
"Birbiri icin yaratilmis iki insanin karsilasmasi o kadar guc ki! Dunya yanlis kisiye asik olan, yalniz kalan, aci ceken, buruk gozyasi doken mutsuz insanlarla dolu. Askin tadini bildiklerini sanirlar oysa sadece silik bir taklidini tatmislardir."¯ Ferzan Ozpetek, Sen Benim Hayatimsin / Sei la mia vita
-
"Incitmek mi? Neden? Kim oldugumuzun ne onemi var? Kimi sevdigimizin ne onemi var? Ben sevdim, bu da yeter. Siz seviyorsunuz, bu bizi esit kiliyor. Askta birlesmisiz. Optuk, oksadik, sarildik, avuttuk, sevdigimizin bir 'evet'ini cilginca bir mutlulukla bekledik. Cunku paylasilan ask bizi daha iyi yapan guctur. Soldugu zaman da, bizi biraktigi zaman da, yokluguyla yakan bir ani oldugu zaman da. Biz askla yasariz."
https://images.gr-assets.com/books/1...l/25481434.jpg
"Offeso? E perché? Che importa chi siamo? Che importa chi amiamo? Io ho amato e questo deve bastare. Voi amate, e questo ci rende uguali. Uniti nell'amore. Abbiamo baciato, accarezzato, abbracciato, consolato, atteso con folle felicitą un suo 'sģ'. Perché l'amore condiviso č la forza che ci rende migliori. Anche quando č sfiorito, anche quando ci ha lasciato, anche quando č un ricordo che brucia con la sua assenza. Noi viviamo d'amore."
-
-
In the Name of the Father’in (Babam Icin) 24.yili (12 Aralik 1993, Irlanda)
https://images-na.ssl-images-amazon....3MTQ@._V1_.jpg
-
Isvecli melodik death metal grubu Arch Enemy, ilk albumu Black Earth'u 12 Aralik 1996'da Amerika'da piyasaya surdu.
https://img.discogs.com/QI9wUDJtn48s...73170.jpeg.jpg
-
-
-
Netflix, Will Smith'in rol aldigi Bright'in final fragmanini yayinladi.
https://youtu.be/sxL4Fz1Ak7M?t=1
-
FOX, The Gifted'in fragmanini yayinladi.
https://youtu.be/sRtv5lx2Kbk?t=1
-
Amblin Entertainment ve DreamWorks, Meryl Streep ve Tom Hanks'in rol aldigi The Post'un klibini yayinladi.
https://youtu.be/lLwK9Yutr-k?t=1
-
"Ask en buyuk sucludur. Hic bir kurala uymaz. En fazla yapabilecegimiz de suc ortagi olmak. / L'amore č l'ultima illegalitą. Semplicemente non rispetta nessuna regola. Il massimo che ognuno di noi puņ fare č di arruolarsi come suo complice." Tom Robbins
https://pbs.twimg.com/media/DQ2qPR4WkAAlDuO.jpg
-
-
-
Ingiliz roman yazari Samuel Johnson'in olum yildonumu (13 Aralik 1784)
"Becerileri yaptigi ise yeten, guvenebilecegi insanlari kendi bilgisine gore secen ve kimsenin umit ya da korkuyla cezbetmeye calismadigi bir insanin memnuniyetini engelleyen ya da beklentilerinin yolunu kesen ne olabilir? Elbette boyle birinin sevmekten ve sevilmekten, erdemli ve mutlu olmaktan baska yapacak isi olmaz."¯ Samuel Johnson, Habesistan Prensi Rasselas'in Hikayesi
https://images-na.ssl-images-amazon....4,203,200_.jpg
"For what can hinder the satisfaction or intercept the expectations of him whose abilities are adequate to his employments, who sees with his own eyes the whole circuit of his influence, who chooses by his own knowledge all whom he trusts, and whom none are tempted to deceive by hope or fear? Surely he has nothing to do but to love and to be loved; to be virtuous and to be happy."