Arçelik’e şikayet edin. Biraz uğraştırsalarda çözerler
Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
Printable View
sen istiyorsan kuzey ırak kürt yönetimi ile kıyasla.. farketmez.. seni enterese eder..
polis sayısının yuksek olması ideal bir şey değildir.. çözülmesi gereken güvenlik ve sosyal problemlere işaret eder.. ama avrupa yı homojen olarak kabul edip TR ile karşılaştırmak istatistikler üzerinden dezenformasyon yapmaktır.. avrupa gibi 500 milyonluk bir yer alıyorsan bunun yerine daha gerçekçi biçimde tüm dünya ortalamasını al.. bakalım sonuçlar nasıl bizde bilgilenelim..
TR nufus : 80 milyon
AB nüfus : 500+ milyon
avrupada norveçte var, lüksemburg ve monako.. veya almanya fransa..farklı toplum ve dinamikler.. homojen olmayan polis sayısı.. ortalamasını alırsan çay bardağı örneğindeki gibi bir şey yapmış olursun.. avrupanında daha büyük bir sample içine girmesi lazım.. mesela dunya ortalaması..
vergiler eskiden beri yuksek.. bunun mücadelesini yapmak yerine harekat ve benzeri konuları ajite ederek gereksiz algı kasıyorsun.. ypg nin kuzey suriyede yaptıkları katliam ve etnik temizlik nedeniyle bize göç olacak.. buna karşı çıkması gerekir tabiki Turk devletinin.. bu olmasaydı vergiler düşük mü olacaktı ? komedi.. eskiden beri yuksek.. biz tutarlıyız her zaman yuksek vergileri şikayet konusu yapıyoruz.. dönemlik değil bazıları gibi..
Bakış açın yanlış.
Her vatandaşa bir polis dikemezsin.
Polisin de ihtiyaçları var.
Arkasini döndüğü anda, bizim millet gene yapacağını yapar.
Bence her vatandaşa bir polis yerine her vatandaşa temiz bir beyin monte edilse işler bugünkü safhada olmazdı.
Boşuna şikayet ediyoruz.
evet.. elbette ideal olanı az polis olması..
ama eğitimsiz bir toplum.. kuralların çalışmadığı yerde gerekiyor.. durum düzeldiğinde tekrar azalması gerekir..ama dediğim gibi polis faktörünün işe yaraması için polislerin devriye gezmesi lazım.. bloombergin sahibi newyork valisi iken aldığı tedbirleri okuyun fırsat bulursanız.. sokakta devriye gezen polis sayısını arttırarak suçu azalttı..
Her vatandaşa AK yönetimin uygun gördüğü bir beyin montaj seferberliği zaten yıllardır uygulamada...
Eğitimde İHL ve İF leri sayılarını artırarak, cami imam vs sayısını çoğaltarak, Diyanetin bütçesini devletin en büyük bütçesi haline getirilerek vatandaşa beyin montajı işlemi aralıksız devam ediyor.
Sorgulamayan, biat eden, şükreden, devlet yardımına muhtaç, kindar değil dindar tipler...
politik doğruculuk adına toplumsal gerçeklerden uzak değerlendirme yapmak yanlış..
mesela dügün ve asker konvoyları oluyor.. bunları engellemek gerekmiyor mu? yaygın bir problem TR de..ama avrupa da yok..
istatistiklerde polis sayısını düşürmek için az polis istihdam edelim.. gerçekleri gözardı edelim.. ama sokaklara anında müdahale edilemiyorsa sen aileni bu sokaklara huzurla salabilir misin ? hayır..
o yüzden idealin ne olduğunu herkes biliyor.. ama bir de gerçekler var..
diyanetin görünen bütçesi 2019 için 10 milyar tl divarı.. bir de gözükmeyen kısmı vardır..
daha once de yazmıştık.. diyanet bütçesi daraltılarak tüm inanışları kapsayacak yapı kurulmalı.. herhangi bir dine inananlar ise o dini inanışlarının gereği olarak gerekli ibadet yerlerinin parasını ödemeli.. bir nevi dış ülkelerdeki "kilise vergisi" gibi. artık TR nin bunları konuşması zamanı geldi..
Getirsinler o cami vergisini, ya da camilerin tüm masraflarını o cemaat ödeyecek diye karar çıkarsınlar, test edelim bu milletin imanını...:)
Görelim bakalım kaç kişi gidiyor camiye.
İslamda Cuma ve bayram namazı dışında (sanırım) tüm dinsel vecibeni camiye gitmeden yerine getirebilirsin.
Eskiden, benim çocukluğumda, köylerde (benim büyükbabam da köy camii imamı idi) köyün camiinin tüm masrafını, imamın hakkını (hasat zamanı buğday olarak verilirdi) köylü karşılardı.
Şimdi sanırım hepsini devlet karşılıyor.
çok aptalca yorumları olan bir site geçen hafta doalr 4 tl olacak diye yazmıştı şimdi 8.50 diyor
ahan linkide buldum 4 demiyormuş 4 ün altı diyormuş
https://www.emlak365.com/ekonomi/bom...na-h23118.html
Bizim bir arkadaş tutturmuş, devlet dindarın cami masrafını karşılıyorsa benim de maç bileti mi alsın demekte...
Cıvıtıp, devlet benim vergimle dindar, dini vecibeleri yerine getirsin de öteki dünyada iyi bir yer kapsın diye caminin tefrişini, boyasını, elektriğini, ısıtmasını, imamın müezzinin vs maaşını karşıladığına göre benim de meyhane masrafımı karşılasın diyen de duydum...
Milletin ağzı torba değil ki büzesin...:)
Eğer anayasamıza göre devletimiz laikse, tüm inançlara karşı eşit mesafede ise, o zaman bu açıdan bütçeye hiç bir yükü olmayan ateisti, deisti, inanmayanı vs de bir şekilde sübvanse etmeli, verdiği vergiden bir miktar iade etmeli diyen de var.
Komik bu millet değil mi?
Adamın tepesini attıracaklar.
Çok hakkaniyetli, adaletli, dindar bir insan manzarası çizen kitapçı34 bu konuda ne der acaba? :)
Ya da Gayrimüslimler ?
doğrusu gelir vergisi oranının düşük olması.. diyanete sadece denetleyici kapsamda düşük bir bütçe ayrılmasının yeterli hale gelmesi.. diğer vatandaşları sübvanse filan manasız şeyler.. boşuna bürokrasi..
isteyen kendi cemaati için dernekleşerek (ve yasaya tabi olarak) para toplasın ve ibadet yerlerinin ihtiyaçlarını karşılasın.. çok sembolik önemi olan(sultanahmet, ayasofya gibi) yerler zaten kültür bakanlığı kapsamında bakımı yapılır.. şimdi her isteyen (kişiler) istediği yere cami yapıyor.. diyanette bunlara atama yapıyor..
Bakın güzel yurdumdan bir haber...Yeni düştü...Hürriyette...
"Arnavutköy'de 14 yaşındaki Suriyeli Vahide M. adlı kız çocuğuna tecavüz ettiği iddia edilen Cafer Ç. tutuklandı. 14 yaşındaki küçük kızın, bir süre önce Cafer Ç. ile dini nikahla evlendirildiği ortaya çıktı."
İstanbul'da oluyor bu olay.
Mardin'de falan değil.
Şimdi elinizi vicdanınıza koyun da söyleyin...
Haberdeki insanlar müslüman.
Şeriat hükümleri açık...
Adam evlenmiş 14 yaşında kızla...
İslama göre kadın değil mi bizim medeni hukukun çocuk kabul ettiği kız.
Dini nikah da yapmış.
Bunun adı tecavüz olursa, medeni kanunu kabul etmeyen, şeriat hükümlerini kabul eden bu dindarlar için devletin suç diye adama yaptıkları "zulüm" değil mi?
Vah Türkiye'm vah...
çoğu insanın umudunun babacan veya davutoğlu olduğunu sanmıyorum..
bunların recep erdoğan dan farkı yok.. üzerlerindeki cila kazınsa altından recep erdoğan çıkar fikriyat olarak..
bu iki yeni siyasi hareketin (partileşecekleri söyleniyor) tek iyi noktası a.k.p. partisinden ciddi oranda oy alması olabilir.. chp veya iyi partiden fazla alamasınlar diye umuyoruz.. zaten chp ve iyi tabanından bu ikisi de alamaz.. gözlemlerime göre.. umarım yanılmam..
Hadi Babacan'ı Davidof geçtik. Aynı ekolden adamlar.
Bu da bizim umudumuz CHPES'in genel başkanının 4 sene önce söylediği ve benim de facebook'ta yazdıklarım...
İbretlik...
*******************
Bora Yaşar
20 Ekim 2015 ·
"Aile sigortasını getireceğim. Allahın izniyle fakirliği bu topraklarda gömeceğim. Fakirlik artık olmayacak bu topraklarda."
Hatay'da konuşan Kılıçdaroğlu böyle demiş. :)
Tabii Allahın izniyle...(Hay bin kunduz...Kılıçdaroğlu Erdoğan'ı adam edemedi ama sonunda o Erdoğan'a üslup olarak benzemeye başladı)
Ne güzel ne kadar güven veren bir ifade tarzı...Umarım sokaktaki vatandaş Nasreddin Hoca'nın vaadi gibi görmez bu sözü. İnanır.
Bu kardeşimiz Gayrı safi milli hasılanın ne demek olduğunu biliyor...
Üretmeden, herkesi doyuracak bir paylaşımın yapılamayacağının o da bal gibi bilincinde...
Denklemin, ancak borç alarak ya da zengine salma salarak oluşturabileceğinin de.
Halkın muhatap olduğu vergileri artırmaya kalktığında zaten gümbürtü kopar...Bu bir eliyle verip diğer eliyle de almaktan farksız...
Aile sigortası değil adına ne dersen de vaad ettiğin düzen uzun vadeli olamaz.
10 milyon emekliye 1000 lira versen 10 milyar yapıyor.
Bu ülkede kabaca 25 milyon hane var.
Hane gelirini sadece 1000 lira artırsan 25 milyar lira eder.
Aylık gelirini 500 lira artırayım desen 6.000 x 25.000.000 = 150 milyar TL demektir.
Asgari ücreti artırmak gibi hele hele asgari ücretten vergi almamak gibi diğer vaadlere girersek ortalık karışır.
TC Devletinin 2015 yılı bütçe gelirleri 500 milyar bile değil...
Her anne baba da evladına bol bol para vermek, mutlu etmek ister. Ama gerçekçi olmak gerekir.
Devletin toplamayı düşündüğü vergi ile ilgili bir tezat var.
Toplamayı düşündüğü direk vergi 780 milyar TL, Naci ağbal dolaylı gelirler ile (vergi dışı,9 bu rakamın kabaca 950-60 milyar TL'ye yakın bir rakam olduğunu söyledi. Hatta özelleştirme gelirleri ile birlikte burakamın 1.05 Trilyon TL üzerine çıkacağı söyleniyor.
Şimdi sorun şu.
Ben en geniş tabanlı para arzına baktım. Türkiye'deki en geniş tanımlı TL para arzı sadece ve sadece 1.16 Trilyon TL
Döviz para arzı ise toplam DTH'lar ile birlikte (Kamu+kurumsal+bireysel) : 1.28 Trilyon TL. (219.9 milyar dolar)
Devlet TL kabul ettiği için şimdi şöyle mi olacak piyasadaki tüm TL devletin kasasına girip devlet tarafından geri mi boşaltılacak?
Hiç vergi vermeyecek, emekliler, memurlar, milyonlarca işsiz yok mu?
Bu 1 trilyon TL'lik TL tasarrufunun tamamının vergi mükelleflerinde olduğundan emin miyiz. Hadi abartalım ve hepsi vergi mükellefi diyelim tümü hayatları boyunca kazandığı ve tasarruf ettiği parayı 1 yıl içinde devlete mı verecek?
Bu işte bir terslik var forumdaşlar.
Rakamlarda çok ciddi anomaliler var.
Benden söylemesi.
sabah vergi ile ilgili yazımda belirttiğim gibi toplumun tüm kesimleri mantıksız bir vergi sistemi ile başbaşa bırakılıyor..
beyanname tek çözüm.. halk ne kadar vergi verdiğini görmesi lazım.. acı gerçeklerle yüzleşmeli..
şu anda toplanılan vergiler hep diyorum yuksek.. bu rakamlar yuksek olduğu için umarsızca hala makam arabası, yazlık saray filan gibi şeyler yapabiliyorlar.. toplumun ana gundemini vergi konusuna çekecek bir politik söylem geliştirmeli muhalefet, guvenlik gibi konularda iktidarın elinden bu söylemin gücünü alacak ve kıracak tarzda.. batı ülkelerinde sol ve sağ (gunumuzde pek gerçekçi ayrımlar olmasa da ) arasında dış politika anlamında pek fark olmaz.. bu sayede ülke içi meseleleri ilgilendiren konularda (vergi, saglık, eğitim, göç gibi konular) tartışmalar döner..
Diyanet ve İHL'ler kapatılıp bu işler cemaatlara devredilse vergi yüküne bütçe açığı sorunlarına çok büyük derman olur..
Akapenin yalnızca sigara poşet yasaklarını destekledim ama bu işi çözsün birinci sınıf iş yaptı derim..
Bu gibi durumlarda acaba ceptele kayıt yapıp ilgili yerlere göndermek mi lazım bir de ayrıca ?
Gördüğüm kadarıyla herkes bütçenin gelir tarafı ile ilgileniyor. Bu bakış açısı çıkmaz sokaktır, sıkıntı harcama kalemlerindedir.
Benim iktisat konusunda bildiğim bir şey varsa o da, iktisat öğretiminin ilk yılında insanlara temel iktisat teorilerinin öğretildiği geri kalan 3 yıl, master ve doktora aşamalarında ise ilk sene öğretilenlerin unutturulduğudur.
İnsanlar geliri 2 şekilde kullanırlar ya tüketirler ya da tasarruf ederler. Şimdi mevcut gelir havuzuna yeni vergiler getirdiğinizde, hedefiniz orta ve üst gelir grupları olursa (ki olan ve son dakikaya kadar olacak olan budur) bu kesim büyük ihtimalle tüketiminde bir kısıtlamaya gitmeyecek, tasarruflarından feragat edecektir. Sonuçta karşımıza çıkan daha az tasarruf eden bir toplum olacaktır. Sermaye kontrolleri olmadığı bir ortamda bu gelir grupları varlıklarını daha az vergilendirme olan ülkelere kaydıracaklarıdr, bu da ülkenin ihtiyaç duyduğu kaynakların daha da kıt hale gelmesi anlamına gelecektir.
Bu tartışmalar 2001'de de yapıldı 2008'de de. O dönemlerde bu konuda bugün aynı konuları konuşmamızı engelleyecek adımlar atılamadıysa, sorun aynen önümüzde duruyorsa bu yolun çözüm olmadığının göstergesidir. Bu yaklaşım zorda kalan tüccarın eski defterleri karıştırmasından başka bir şey değildir. Oradan bir şey çıkmaz giderlere bakmamız lazım. Orada da tabularımız var tabi konuşmayız, kimseyi de konuşturmayız.
İstanbul ve Ankara BB lerindeki ve dahi Adana BB indeki israflar açıklandı...Devletin tüm kurumlarında da açıklansa ?
komedi.. adam hala tekerleği kendi icat etmiş sanıyor.. burada gelir tarafına değil.. zaten uzun süredir gider tarafına odaklanıyoruz.. "vergi fazla toplanıyor daha az toplansa bile yeter" diyoruz israf ve keyfiyet olmasa.. diyanetten tut tüm bakanlıklara yeni baştan bir çeki düzen verilmeli..hepsinde sayısız israf kalemi var.. tek adam vesayet sisteminin getirdiği denetimsizlik israfı körüklüyor..
ancak mevzu problemi çözmek değil herhalde.. farklı konulara bağlamak ve halkı ikilemde bırakmak..sanki vergilerin yuksek olmasının nedeni şimdinin konusuymuş (ve hatta son haftaların) gibi algı kasmalar..ama halk seçeneksiz değil.. zor durumlar daima kendi çözümlerini de üretmiştir..
Ben ülkenin ekonomik çöküşünden bahsediyorum, bazılarına bu komik geliyor. Altında kaldığınız zaman durum komedi mi trajedi mi anlaşılacak ama o zaman da çok geç kalınmış olacak ne yazık ki.
sadece ekonmik çöküşte değil
https://www.ntv.com.tr/turkiye/2-kil...rkuj5WePOwlLmA