Albert Camus’nun Adiller (The Just Assassins - Les Justes) oyunu promiyerini 15 Aralik 1949’da Paris, Théâtre Hébertot’da yapti.
https://d1w7fb2mkkr3kw.cloudfront.ne...2070337316.jpg
http://zeitnah.ch/wp-content/uploads...a6-805x453.jpg
Printable View
Albert Camus’nun Adiller (The Just Assassins - Les Justes) oyunu promiyerini 15 Aralik 1949’da Paris, Théâtre Hébertot’da yapti.
https://d1w7fb2mkkr3kw.cloudfront.ne...2070337316.jpg
http://zeitnah.ch/wp-content/uploads...a6-805x453.jpg
Amerikali aktor, yonetmen ve muzisyen Don Johnson’în dogum gunu (15 Aralik 1949)
https://media.giphy.com/media/EeROK1h3HOUYo/giphy.gif
http://78.media.tumblr.com/tumblr_lk...ay1ao1_500.gif
Amerikali tiyatro, opera ve film yonetmeni Julie Taymor’in dogun gunu (15 Aralik 1952)
http://www.americantheatre.org/wp-co...lie-taymor.jpg
https://images-na.ssl-images-amazon....6,1000_AL_.jpg
https://images-na.ssl-images-amazon....5NTA@._V1_.jpg
https://images-na.ssl-images-amazon....1MQ@@._V1_.jpg
Johnny Cash, Folsom Prison Blues sarkisini 15 Aralik 1955’de yayinladi.
https://thumbs-prod.si-cdn.com/5ZtNY...chette_fpb.jpg
https://www.youtube.com/watch?v=bDktBZzQIiU
Amerikali girisimci, animator, ses sanatcisi, film yapýmcisi ve Disney Sirketinin kurucusu Walter Elias Disney’in olum yildonumu (15 Aralik 1966)
https://www.trbimg.com/img-5481f641/...-birthday-2014
https://78.media.tumblr.com/3bd6875a...2mhco1_500.gif
Clint Eastwood’un yonetip oynadigi, kadrosunda Hilary Swank veMorgan Freeman’in bulundugu Milyonluk Bebek (Million Dollar Baby) 15 Aralik 2004’de vizyona girdi.
https://images-na.ssl-images-amazon....8,1000_AL_.jpg
https://media.giphy.com/media/2Tt9AlGHirxra/giphy.gif
http://www.okmoviequotes.com/wp-cont...aby-quotes.gif
Ingiliz asilli Amerikali aktris Joan Fontaine’in (Joan de Beauvoir de Havilland) olum yildonumu (15 Aralik 2013)
https://media.giphy.com/media/SVrlGfoItYhMI/giphy.gif
https://thumbs.gfycat.com/SomeWindyF...restricted.gif
https://thumbs.gfycat.com/MarriedShadowyAss-small.gif
“Askin ne okuma ne yazma bildigini ogrendim. Duygular soz konusu olunca gizemli yasalarca yonetildigimizi, belki kader belki serap; ama kesinlikle akil ermez, aciklanamaz bir seylerin var oldugunu ogrendim. Cunku temelde asik olmayi aciklayacak bir neden asla yoktur. Sadece olur.” Ferzan Ozpetek, Istanbul Kirmizisi
http://2.bp.blogspot.com/-MB2hNNhOtM...2Bistanbul.jpg
“Ho imparato che l’amore non sa né leggere né scrivere. Che nei sentimenti siamo guidati da leggi misteriose, forse il destino o forse un miraggio, comunque qualcosa di imperscrutabile e inspiegabile. Perché, in fondo, non esiste mai un motivo per cui ti innamori. Succede e basta.”
"Dunya bircok anlamla doludur. Ama kalbimiz kendi kendine uydurup yarattigi bircok yalan ve sahtelige baglanip, guzelligi de, iyiligi de, dogrulugu da, yuceligi de goremez. Sadece ozgur olan bir kalp bunlari gorebilir, bu gorus ayni zamanda yaratmaktir. Aslinda orada oldugu halde kimsenin gorememesi yoklukla aynidir, bu yokluk ancak o gorus elde edildikten sonra tam bir varliga donusebilir. Aslinda siir yazmak da boyle bir gorustur ama goruyorum demeden yaratmanin anlami esas burada saklidir." Yi Mun-Yol, Sair
https://images-na.ssl-images-amazon....4,203,200_.jpg
“The world is full of all kinds of meanings. But our minds are so fettered by the lies and falsehoods they make for themselves, that they cannot see the beauty, goodness, or truth of those meanings. Only a mind that has become free can see such things, and that seeing is also a making. Because what exists, if no one can see it, might just as well not exist at all, but if seeing comes, non-being is turned into utter being. Originally a poem is something seen, and although we don't say we see a poem but that we make it, that is what is meant."
Heat'in (Buyuk Hesaplasma) 22.yili (15 Aralik 1995)
https://images-na.ssl-images-amazon....1,1000_AL_.jpg
Michael Mann, Ashley Judd ve Robert De Niro
https://pbs.twimg.com/media/DRGsXXUUEAABH4C.jpg
https://www.youtube.com/watch?v=F5XlIF9iXy4
Netflix, The Polka King'in fragmanini yayinladi.
https://youtu.be/ZWGh7si0Y50?t=1
19.yuzyilin onemli Ingiliz roman yazari Jane Austen’in dogum yildonumu (16 Aralik 1775)
"Gercekten sevdigim pek az insan var; hele saygi duydugum daha da az insan var. Dunyayi tanidikca hosnutsuzlugum daha da artiyor; her gecen gun insan karakterinin tutarsizligina ve akilli, duygulu gorunenlere bile guvenilmeyecegine olan inancim gucleniyor. / Sono poche le persone che amo veramente, e ancora meno quelle di cui penso bene. Più conosco il mondo più ne sono scontenta; ogni giorno conferma la mia opinione sull'incoerenza degli esseri umani e sull'impossibilità di fare affidamento su ciò che sembra meritevole o sensato. " Jane Austen, Gurur ve Onyargi / Orgoglio e pregiudizio (28 Ocak 1813)
http://www.mondadoristore.it/img/Org...ut=Jane+Austen
“Onlarin tavsiyelerinden ya da konusmalarindan yardim alamayacagini biliyordu; sevecenlikleri ve huzunleri onun SIKINTISINI artiracakti; ustelik sakinligi onlarin ne orneginden ne de ovgusunden cesaret alacakti.O kendi basina daha gucluydu; kendi sagduyusu onu oyle iyi ayakta tutuyordu ki, acilari ne denli siddetli ve ne denli tazeyse kararliligiý o denli sarsilmaz, neþeli gorunumu o denli degismezdi.” Akil veTutku
http://www.ubooks.pub/Books/B1/E1550...s/image028.jpg
“From their counsel, or their conversation, she knew she could receive no assistance, their tenderness and sorrow must add to her distress, while her self-command would neither receive encouragement from their example nor from their praise. She was stronger alone, and her own good sense so well supported her, that her firmness was as unshaken, her appearance of cheerfulness as invariable, as with regrets so poignant and so fresh, it was possible for them to be.”
Alman masal yazarlari Grimm Kardeslerden Wilhelm Grimm’in olum yil donumu (16 Aralik 1859)
https://www.biography.com/.image/ar_...5173-1-402.jpg
Rus ressam ve sanat kuramcisi Vasiliy Wassilyevich Kandinskiy'nin dogum yildonumu (16 Aralik 1866)
Il cavaliere azzurro (Blue Rider, 1903)
https://dueminutidiarte.files.wordpr...arte.jpg?w=760
Schizzo per composizione II (Study to Composition II, 1910), Guggenheim Museum, New York
https://dueminutidiarte.files.wordpr...arte.jpg?w=760
Naturalizm akimininin temsilcisi Fransiz yazar Alphonse Daudet’nin olum yildonumu (16 Aralik 1897)
“Eger kirlarda gecelemisseniz, herkesin uyudugu vakitlerde, issizligin ve sessizligin arasindan gizemli bir dunyanin uyandigini bilirsiniz. Sular iyice duru bir sesle cagildar, gollerde kucuk alevler pirildar, daglarin butun golgeleri rahatca gezinmeye baslar; dallarin uzadigini, otlarin yeþerdigini duyar gibi olursunuz.” Degirmenimden Mektuplar
http://d28hgpri8am2if.cloudfront.net...5584410_hr.jpg
“If you have ever passed the night in the open under the stars, you will know that while we are sleeping a mysterious world awakens in the solitude and in the silence. Then the streams sing even more clearly, and on their pools dance little lights like flames and go as they will, and the air is filled with faint rustlings, imperceptible sounds, as if one were hearing the branches burgeoning and the grass growing.“
Amerikali antropolog Margaret Mead’in dogum yildonumu (16 Aralik 1901)
http://www.azquotes.com/picture-quot...d-19-60-05.jpg
“Kendini adamis, bilincli, kucuk bir grup insanin dunyayi degistirebileceginden asla suphe etmeyiniz. Aslina bakarsaniz, simdiye kadar bunu basarmis olan yalnizca onlardir.”
http://inspirationboost.com/wp-conte...garet-Mead.png
“Evinize gitmediginiz zamanlarda, nerede oldugunuzu merak eden birinin olmasi, cok eski bir insani gereksinimdir.”
Charlie Chaplin, 16 Aralik 1913 tarihinde Los Angeles’taki Mack Sennett’s Keystone film sirketiyle haftaligi 150 dolara kontrat imzaladi ve kariyerine baslamis oldu.
https://media.gettyimages.com/photos...8672?s=612x612
http://3.bp.blogspot.com/-7rUaXJkU6M...Ii10PM7D90.jpg
Ingiliz Sovalyelik Nisani'na sahip Ingiliz mucit ve bilimkurgu yazari Arthur C. Clarke’in dogum yildonumu (17 Aralik 1917)
“Gelecekte yasanacaklari dusunuyordu; bundan bir kac yil sonra Dunya ne hale gelecekti? Ne kadar sansli olduklarini asla anlamayacaklardi. Bir omurluk zaman diliminde insanlik, bir irkin gorup gorebilecegi her turlu mutlulugu elde etmisti. Altin Cagini yasamisti. Ancak altin ayni zamanda gun batiminin, Sonbaharin rengiydi ve kis firtinalarinin ilk esintilerini yalnizca Karellen'in kulaklari isitiyordu.
Ve yalnizca Karellen biliyordu Altin Cag'in ne amansiz bir hizla nihayet ilerledigini.”
https://images.gr-assets.com/books/1...28l/414999.jpg
“He thought of all that lay ahead, and what this world would be only a dozen years from now.They would never know how lucky they had been. For a lifetime, mankind had achieved as much happiness as any race can ever know. It had been the Golden Age. But gold was also the color of sunset, of autumn: and only Karellen's ears could catch the first wailings of the winter storms.
And only Karellen knew with what inexorable swiftness the Golden Age was rushing to its close.”
"Bu adada insanligin bagimsizligini, sanatsal geleneklerini de korumaya calisiyoruz. Hukumdarlara karsi dusmanlik besledigimizden degil; tek istedigimiz, kendi kafamiza gore yasamak. Eski zamanlarin ulus anlayisi yok edip, insanligin tarihin baslangicindan beri suregelen yasayis bicimine son verdiklerinde, kurunun yaninda yas da yandi. Artik ortada son derece ruhsuz, siradan ve kulturel acidan olu bir Dunya var. Hukumdarlar geldiginden beri yeni hicbir sey uretilmedi. Sebebi de acik. Mucadele etmeye deger bir sey kalmadi. Insanlar gunubirlik eglencelerle oyalaniyor. Her gun bir suru kanaldan yaklasik bes yuz saatlik radyo ve televizyon yayini yapildiginin farkinda misiniz? Hic uyumayip surekli bunlari takip etseniz, bir tik uzaginizdaki onca eglence programinin yuzde yirmisine bile yetisemezsiniz. Milletin tembel sungerlere donusmesine sasirmamali; her daim emiyorlar, ama asla uretmiyorlar. Yakinda kimse kendi hayatini yasamiyor olacak. Televizyon dizilerindeki aileleri izlemekten baska seye vakit kalmayacak."
https://images-na.ssl-images-amazon....4,203,200_.jpg
"Here on this island we're trying to save something of humanity's independence, its artistic traditions. We've no hostility towards the Overlords: we simply want to be left alone to go our own way. When they destroyed the old nations and the way of life man had known since the beginning of history, they swept away many good things with the bad. The world's now placid, featureless and culturally dead: nothing really new has been created since the Overlords came. The reason's obvious. There's nothing left to struggle for, and there are too many distractions and entertainments. Do you realize that every day something like five hundred hours of radio and TV pour out over the various channels? If you went without sleep and did nothing else, you could follow less than a twentieth of the entertainment that's available at the turn of a switch! No wonder that people are becoming passive sponges-absorbing but never creating. Did you know that the average viewing time per person is now three hours a day? Soon people won't be living their own lives any more. It will be a full-time job keeping up with the various family serials on TV!”
Amerikali sair ve roman yazari Elinor Wylie’nin olum yildonumu (16 Aralik 1928)
https://www.poemhunter.com/i/poem_im...lvet-shoes.jpg
Yuruyelim beyaz karda
Sessiz bir yerde;
Sakin ve yavas adimlarla,
Durgun bir gidiste,
Beyaz danteladan yasmaklar altinda.
Kaplayacagim ayagimi ipekle,
Ve senin ayagini yunle,
Ak ineðin sutunce ak,
Bir martinin bagrina gore
Daha da berrak.
O dingin sehrin arasindan yuruyecegiz
Ruzgarsiz erincte;
Beyaz ustune inecegiz,
Gumus yun ustune,
Bunlardan daha da yumusak seyler ustune.
Kadife ayakkabilarda yuruyecegiz:
Gidelim, onemli degil nereye,
Dusecek sebnemler misali sessiz,
Beyaz sukut ustunde.
Karda yuruyecegiz.
Amerikali bilim kurgu ve kisa oyku yazari Philip K. Dick’in dogum yildonumu (16 Aralik 1928)
“Solup giden bir irk icin ne yapilabilirdi? Mars'in yerli halki icin zaman, 60'larda ilk Sovyet gemisinin televizyon kameralariyla birlikte gokyuzunde belirmesinden cok daha once tukenmisti.Hicbir insan grubu onlari yok etmek icin komplo kurmamisti, cunku buna gerek kalmamisti. Ilk baslarda muazzam bir merak kaynagi olmuslardi. Cunku onlar, ugruna milyarlar harcanan Mars'a ulasma projelerinin sonucunda elde edilen kesiflerdi. Onlar dünyadisi bir irkti.”Mars’ta Zaman Kaymasi
https://littleredreviewer.files.word...-slip-1981.jpg
“But what could be done for a waning race? Time had run out for the natives of Mars long before the first Soviet ship had appeared in the sky with its television cameras grinding away, back in the '60s. No human group had conspired to exterminate them; it had not been necessary. And anyhow they had been a vast curiosity, at first. Here was a discovery worth the billions spent in the task of reaching Mars. Here was an extraterrestrial race.”
“Yine de, Amerikan yerlilerinden kurtulmak iki yuz sene surmustu ve Almanya Afrika'da ayni isi on bes senede basarmisti. Bu yuzden tum elestiriler yersizdi. Aslinda bunu gecenlerde, o diger dukkan sahiplerinden bazilariyla yemek yerken tartismisti. Onlar acikca mucize bekliyorlardi, sanki Naziler dunyayi buyu yoluyla yeniden bicimlendirebilirlermis gibi. Hayir, sonuc alýnmasini saglayan sey bilim, teknoloji ve o meshur SIKI calisma yetenegiydi; Almanlar kendilerini yaptiklari ise adamaktan asla vazgecmiyorlardi. Ve bir isi yaptiklarinda, onu adam gibi yapiyorlardi.”
https://images.huffingtonpost.com/20...back-thumb.jpg
“Still, it had taken two hundred years to dispose of the American aborigines, and Germany had almost done it in Africa in fifteen years. So no criticism was legitimately in order. Childan had, in fact, argued it out recently while having lunch with certain of those other merchants. They expected miracles, evidently, as if the Nazis could remold the world by magic. No, it was science and technology and that fabulous talent for hard work; the Germans never stopped applying themselves. And when they did a task, they did it right.”
2 Akademi Odul adayligi bulunan, 1 Golden Globe Odul sahibi Norvec asilli aktris Liv Ullmann’in dogum gunu (16 Aralik 1938)
http://bbook.com/wp-content/uploads/...9etlo3_500.gif
http://4.bp.blogspot.com/-SFke_LBdHC...502no1_500.gif
Ingiliz oyun, hikyye ve roman yazari William Somerset Maugham’in olum yil donumu (16 Aralik 1965)
'Bana haksizlik ettigini dusunuyorum. Aptal, onemsiz ve basit biri oldugum icin beni suclaman adil degil.Ben boyle yetistirildim.Tanidigim butun kizlar da boyle.Bu, muzik kulagi olmayan birini senfoni dinlerken SIKILDIGI icin azarlamaya benziyor.Bana sahip olmadigim nitelikler yakistirdigin icin beni suclaman adil mi? Seni hicbir zaman olmadigim biri gibi gorunerek kandirmaya calimadim.Sadece hos ve neseliydim.Sen carsida gezerken inci kolye ya da samur kurku degil; teneke bir trompet ve oyuncak balon istedin.'' Boyali Pece
https://images.gr-assets.com/books/1...719l/99664.jpg
“I think you do me an injustice. It’s not fair to blame me because I was silly and frivolous and vulgar. I was brought up like that. All the girls I know are like that…It’s like reproaching someone who has no ear for music because he’s bored at a symphony concert. Is it fair to blame me because you ascribed to me qualities that I hadn’t got? I never tried to deceive you by pretending I was anything I wasn’t. I was just pretty and gay. You don’t ask for a pearl necklace or a sable coat at a booth in a fair; you ask for a tin trumpet and a toy balloon.”
Jimi Hendrix, ilk sinlge’i Hey Joe’yu 16 Aralik 1966’da Ingiltere’de yayinladi.
https://s3.amazonaws.com/images.shee...3525/large.jpg
https://s3.amazonaws.com/media.sheet...ey_joe_web.png
Yunan sair Kostas Varnalis'in olum yildonumu (16 Aralik 1974)
https://img00.deviantart.net/7b88/i/...is-d8jtzw3.jpg
Bodrumdaki tavernada,
sigara dumanlarý ve kufurler arasinda,
yukarida laternanýn tiz sesi
butun arkadaslar ictik dun,
dun, butun aksamlar gibi,
acilari unutalim diye.
Biri digerinin yaninda SIKILIYOR
ve ara sira yere tukuruyordu,
Ah! Ne buyuk bir acidir
hayatin yuku
Akil cile cektigi surece
hatirlamiyor beyaz bir gunu
Gunes ve firuze deniz
ve sefih gokyuzunun derinligi,
Ah! Sari seffafligi safagin,
gunbatiminin karanfilleri,
uzagimizda yanip sonuyorsunuz,
giremeden kalbimize!
Birinin babasi on yýldir
koturum – ayni hortlak,
digerinin karisinin gunleri yaz
eriyor evde veremden,
Mazis’in oglu Palamidi’de hapiste,
Yavis’in kizi Gazi’de genelevde.
Carpik kaderimizin sucu!
Bizden nefret eden Tanri’nin sucu!
Tehlikeli fikirlerimizin sucu!
Hepsinden once sarabin sucu!
«Suclu kim? Suclu kim?..» Henuz
hicbir agiz bulup soyleyemedi.
Bu yuzden, karanlik tavernada
boynu bukuk iceriz daima,
her topuk solucanlar gibi
ezer bizi nerede bulsa:
korkak, talihsiz ve kararsiz
Bekliyoruz, belki de, bir mucizeyi.
https://image.slidesharecdn.com/rand...?cb=1446198223
In the underground tavern
In between smoke and swearing
(Upstairs the lantern was screaming)
All our company was drinking yesterday,
Yesterday, like every other night
Swallowing the bitter events that shape our lives.
Tightly stacked besides each other
Spitting on the earth’s face
Oh what a big torture
The torture of life is
No matter how hard our mind tries,
It remembers no happy day
Sun and oh blue sea
Depth of the fatherless sky
Of the dawn egg-yolked wrap
Carnation of the dusk
You shine then fade afar
Never entering our heart.
One’s father years ten now
Paralyzed, same as skeleton
The other’s wife life is short
slowing melting away
At Palamidi the son of Mazis
The daughter of Yiavis at Gkazi
It’s our cursed fate
It’s God’s hatred for us
It’s our own stupidity
But above all it’s all the wine we’ve drunk
Whose fault it is?
No mouth has ever found the answer
Thus in the dark underground tavern
we drink always heads down
Like worms, every heel
that finds us steps on us
Cowardly, destined and without any willpower
We are, perhaps, expecting some miracle!
Shannen Doherty (Brenda), Playboy dergisine verdigi poz ve setteki kotu davranislari nedeniyle 16 Aralik 1993’de Beverly Hills, 90210 dizisinden kovuldu.
https://media.giphy.com/media/awdZjFt7ZLWIU/giphy.gif
https://media.giphy.com/media/hnN2Y3WXo03wk/giphy.gif
Ask Hikayesi’nin (Love Story) 47. Yili (16 Aralik 1970, Tum Amerika)
https://images-na.ssl-images-amazon....5MzA@._V1_.jpg
https://media.giphy.com/media/MU5QnNsKSYyxW/giphy.gif
https://media.giphy.com/media/XIvK5ob7hQUAo/giphy.gif
https://media.women.com/images/image...gif?1454527380
https://media.giphy.com/media/yslVsmH7cskJa/giphy.gif
“Kendimi dunyadan daha buyukmusum gibi hissediyordum, her sey sanki icimdeymis, sanki hedefleyecek baska sey kalmamis gibiydi. Insanlik kucuktu, tarih kucuk, yeryuzu kucuk, sonsuz oldugu soylenen evren bile kucuktu. Ben hepsinden buyuktum. Muthis bir duyguydu bu, ama beni amacsiz birakiyordu, cunku en onemli sey, olacaklara, yapacaklarima duydugum istekti; yapmakta ya da yapmis olduklarima degil.” Karl Ove Knausgaard, Kavgam (1.Cilt)
https://archipelagobooks.org/wp-cont..._cvrforweb.jpg
“I felt as if I were bigger than the world, as if I had everything inside me, and that now there was nothing left to strive for. Humanity was small, history was small, the Earth was small, yes, even the universe, which they said was endless, was small. I was bigger than everything. It was a fantastic feeling, but it left me restless because the most important thing in it was the longing, for what was going to be, not for what I did or had done.”
“Evet, biliyorum, arkadaslarinizin artik dusmaninizmis gibi davranmaya basladiklarina inaniyorsunuz. Bakkaliniz, copcunuz, baldiziniz ve hatta kopeginiz bile kilo aldýginizi, etrafiniza olan eski ilginizi kaybettiginizi, aklinizi kacirdiginizi dusunuyor. Ustune ustluk etrafinizdakilerin zamanlarinin buyuk cogunlugunu paramparca oldugunuzu, isinizi kotu yaptiginizi, kendi kendinize zarar verdiginizi soylemekle gecirdiklerine inaniyorsunuz. Ama emin olun hic kimse aslinda sizi dusunmuyor. Onlar sadece kendilerini dusunuyor; tipki sizin gibi.”
https://images-na.ssl-images-amazon....4,203,200_.jpg
“Yes, I know, you are certain that your friends are becoming your enemies; that your grocer, garbage man, sister-in-law, and your dog are all of the opinion that you have put on weight, that you have lost your touch, that you have lost your mind; furthermore, you are convinced that everyone spends two-thirds of every day commenting on your disintegration, denigrating your work, plotting your assassination. I promise you: Nobody is thinking about you. They are thinking about themselves--just like you.”
https://donnedellarealta.files.wordp...o-di-donna.jpg
Kadin vucudu, o ak tepeler, ak oyluklar,
dunyayi andiriyor sereserpe durusun.
Benim hoyrat ve ciftci vucudum kazar seni
ve topragin dibinden firlatir ogulunu.
Issiz bir tunel oldum. Kuslar kacardi benden
ve yaman salginiyla gece kaplardi beni.
Seni bir silah gibi dovdum yasamak icin,
yayima ok gibi hem, sapanima tas gibi.
Yine de oc saati gecer, severim seni!
Ten ve yosundan govde, istekli, diri sutten.
Ah gogus kaseleri! Ah gözleri yoklugun!
Ah kasik gulleri! Ah uzgun, usul sesin!
Lutfunla kalacagim, kadýn vucudu, senin,
Susuzlugum, sinirsiz ozlemim, silik yolum!
Karanlik arklar, bitmez susuzlugun aktigi,
yorgunlugun aktigi, ve acilarin, sonsuz.
P.Neruda
“...Istanbul… Benim en sevdigim sehirlerden biri, dedi Jack.”Bir kez yolunu bulmayi becerirsen, hayal edebilecegin en zengin tarihi dokuyla karsilasiyorsun.” David Gibbins, Atlantis
https://images.gr-assets.com/books/1...5l/1149593.jpg
“…Istanbul. ... 'It's one of my favourite cities,” Jack said. “Once you find your way around, it's got the richest history you can imagine.”
Foto: Daisy Gilardini “Hitching A Ride” (Wildlife Photos Of 2017)
https://static.boredpanda.com/blog/w...2e6af__880.jpg
Overboard'un (Guvertede) 30.yili (16 Aralik 1987, Amerika)
https://pbs.twimg.com/media/DRK_x-KX0AE77US.jpg
:kahkah::kahkah::kahkah:
https://youtu.be/Dc6ZDo9ViNA?t=2
Fars kokenli Islam ve tasavvuf sairi, Mevlana Celaleddin Rumi’nin olum yildonumu (17 Aralik 1273)
https://pbs.twimg.com/media/C-b8IXfXUAAJhZ-.jpg
Onlar, bu Aski hissetmeyen
onlari kendine ceken bir nehir gibi;
onlar, safak sokumunu icmeyen
bir bardak kaynak suyu gibi;
onlar, gunbatimini yemeyen,
aksam yemegi gibi;
degismek istemeyen onlar,
birakin uyusunlar.
https://www.poemhunter.com/i/poem_im...st-house-2.jpg
Insan kismi bir misafirhane,
Her sabah yeni birisi gelir.
Bir sevinc, bir bunalim, bir zalimlik,
Aniden farkina varmak birseyin,
Hepsi beklenmedik misafir.
Hepsini karsilayip eyle!
Evini vahsetle supurup,
Butun mobilyalarini bosaltan
Bir kederler kalabaligi bile gelse.
Her geleni alninin akiyla misafir et.
Olur ki yeni bir zevk getirmek icin
Bosalttilar evini.
Karanlik dusunce, utanc ve garez,
Hepsini gulerek karsila kapida
Ve buyur et iceri.
Minnettar ol her gelene
Kim gelirse gelsin.
Cunku bunlarin her birisi
Ote taraftan bir kilavuz
Olarak gonderildi.
https://poetyca.files.wordpress.com/...pg?w=700&h=525
"Sesini degil, sozunu yukselt; cicekleri buyuten yagmurdur, gok gurlemesi degil."
"Vedalar; gozuyle sevenler icindir, cunku gonulden sevenler ayrilmaz. / Le separazioni sono per chi ama con gli occhi. Chi ama col cuore non si separa mai."
https://www.macrolibrarsi.it/data/co...ibro-78292.jpg
En unlu ve en etkili Alman besteci Ludwig van Beethoven’in dogum yildonumu (17 Aralik 1770)
http://impact89fm.org/wp-content/upl...en-400x300.jpg
https://www.youtube.com/watch?v=_4IRMYuE1hI
https://www.youtube.com/watch?v=0lyV_eJwBuw
Amerikali sair ve kolelik karsiti John Greenleaf Whittier’in doum yildonumu (17 Aralik 1807)
https://www.poemhunter.com/i/poem_im...the-desert.jpg
Nereye gidiyoruz? Nereye gidiyoruz,
Nereye gidiyoruz biz, Rubee?
Insanlarin hakimi, topraklarin hakimi
Bak arasindan bu parlayan kumlarin,
Icinde bu ogle cehenneminin,
Solgun isiklari arasindan mehtabin,
Ghiblee ruzgari kuvvetle esmekte,
Dunya garip ve cabuk buyumekte!
Konus ve soyle bize nereye gittigimizi,
Nereye gidiyoruz biz, Rubee?
Bornou ciftligi iyi ve verimliydi,
Kuyular su dolu, tarlalar yiyecek,
Dourra tarlalari, fasulye cicekleri,
Serin ve yesildi palmiyeleri:
Bornou ciftligini artik goremiyoruz.
Aciz burada, burada sususuz,
Kizgin darbeleri altinda Arab’m, inliyoruz:
Nereye gidiyoruz biz, Rubee?
Bornou ciftliginden ayrildigimiz zaman,
Kum ve yapraklar kadar,
Cok idik, aziz simdiyse;
Olum ikiymis, hayat birse:
Beyazlasmis kemikler dar yollarimizi gusteriyor simdi
Sen herseyi goruyor, herseyi biliyorsun!
Isit bizi, soyle bize, nereye gidiyoruz,
Nereye gidiyoruz, Rubee?
Gozlerimizden simdi aylarca uzakta
Bornou ciftligi arkamizda uzanmakta;
Garipce etrafimizda gunbegun
Kapanmakta gri cemberi colun;
Kum dalgalari savrulmakta hircin,
Sicak esmekte ruzgarlar uzerinden kumlarin,
Herseyin hakimi! Nereye gidiyoruz?
Nereye gidiyoruz, Rubee?
Biz gucsuzuz, ama sen kuvvetli;
Biz faniyiz, ama sen ebedi;
Bizler koruz: ama sen gorusun;
Bizler budala; ama sense degilsin!
Bu garip dunyanin icinde etrafimizda buyuyen,
Isit bizi, soyle bize nereye gidiyoruz,
Nereye gidiyoruz, Rubee?
Fransiz edebiyatinin kardes romancilari Edmond ve Jules Goncourt kardeslerden Jules Goncourt’un dogum yildonumu (17 Aralik 1830)
https://qqcitations.com/images-citat...urt-166640.jpg
“Kadinin icinde iki kadin vardir. Salt kadin ve adetli kadin. Ilki yumusak, iyi, dogasi geregi ozverili bir hayvandir; ikincisi ise cilgin, kotu, yasamini paylasanin cektigi acilardan buruk bir zevk alan bir hayvandir.”
Charles Dickens, Bir Noel Sarkisi (A Christmas Carol) kitabini 17 Aralik 1843’de Chapman & Hall yayinevi araciligiya yayinladi.
“Bazilari ondaki degisimi gordukce guldu; ama Scrooge onlarin gulmesine ses etmedi, onlari pek de onemsemedi. Zira bu dunyada, bazi insanlarin en basta doyasiya gulmedigi hicbir seyin kalici olmayacagini bilecek kadar gormus gecirmisti; boylelerinin zaten kor oldugunu da bildiginden, goze bu kadar hos gorunemeyecek sekillerde gelen dertlerdense, siritarak gozlerini kiristirmalarinin onlar hakkinda daha hayirli olacagini dusunuyordu. Kendi kalbi guluyordu ve bu onun icin gayet yeterliydi.”
http://audiobookfree.info/wp-content...413FImg100.jpg
“Some people laughed to see the alteration in him, but Scrooge let them laugh, and little heeded them; for he was wise enough to know that nothing ever happened on this globe, for good, at which some people did not have their fill of laughter in the outset; and knowing that such as these would be blind anyway, he thought it quite as well that they should wrinkle up their eyes in grins, as have the malady in less attractive forms. His own heart laughed: and that was quite enough for him.”
http://www.loyalbooks.com/image/deta...tmas-Carol.jpg
Guzel gelin, `Fred, dayin cok zengin olsa gerek,’ dedi. `Daha dogrusu sen hep oyle dersin de.’
Kocasi, `Ne cikar bundan, sevgilim! ’ dedi. "Parasi hicbir ise yaramiyor ki! Iyilik yapmaya harcamiyor, daha rahat yasamak icin de kullanmiyor. Hele bu parayla bizi sevindirmenin kendisine nasil buyuk bir mutluluk verecegini aklinin ucundan bile gecirmiyor! ’
Karýsi, `Uf, cok kiziyorum bu adama! ’ dedi. Orada olan kardesleriyle obur konuklar da ayni dusunceyi belirttiler.
Yegen, `Yok, ben kizmiyorum,’ dedi. `Aciyorum ona, istesem de kizamam. Huysuzlugun, kotu yureginin zararini kim cekiyor: Kendisi! Iste, ornegin, ille bizden hoslanmamayi kafasina koymus, bu yuzden gelip soframiza oturmuyor. O zaman ne oluyor? ’
Karisi, `Cok guzel bir yemekten yoksun kaliyor.’ dedi.
https://images-na.ssl-images-amazon....4,203,200_.jpg
`I’m sure he is very rich, Fred,’ Fred's beautiful bride confesses. `At least you always tell me so.’
`What of that, my dear.’ said Scrooge’s nephew. `His wealth is of no use to him. He don’t do any good with it. He don’t make himself comfortable with it. He hasn’t the satisfaction of thinking -- ha, ha, ha. -- that he is ever going to benefit us with it.’
`I have no patience with him,’ observed Scrooge’s niece. Scrooge’s niece’s sisters, and all the other ladies, expressed the same opinion.
`Oh, I have.’ said Scrooge’s nephew. `I am sorry for him; I couldn’t be angry with him if I tried. Who suffers by his ill whims. Himself, always. Here, he takes it into his head to dislike us, and he won’t come and dine with us. What’s the consequence. He don’t lose much of a dinner.’
`Indeed, I think he loses a very good dinner,’ interrupted Scrooge’s niece.
Ingiliz roman yazari, sair, elestirmen ve dergi editoru Ford Madox Ford’un dogum yil donumu (17 Aralik 1873)
"Hicbir sey -su dunyada hicbir sey- bilmiyorum insan yuregine dair. Yapayalniz oldugumu biliyorum bir tek- korkunc yalniz. Hicbir somine basi bir daha benim dostca iliskime taniklik etmeyecek. Butun sigara odalari bir daha benim icin duman celenkleri arasinda sayisiz hayaletlerden olusmus bir kalabaliktan baska sey olmayacak. Oysa, Tanri askina, butun omrum bu yerlerde gectigine gore somine basindaki, sigara odasindaki omru tanimiyorsam neyi taniyabilirim ben?"
https://images-na.ssl-images-amazon....4,203,200_.jpg
“I know nothing--nothing in the world--of the hearts of men. I only know that I am alone--horribly alone. No hearthstone will ever again witness, for me, friendly intercourse. No smoking-room will ever be other than peopled with incalculable simulacra amidst smoke wreaths. Yet, in the name of God, what should I know if I don't know the life of the hearth and of the smoking-room, since my whole life has been passed in those places?”
"Duydugum en acikli hikaye bu. Ashburnhamlari Nauheim kentinde son dokuz mevsimdir oldukca yakindan- ya da hem yarim yamalak ve ustunkoru hem de elinize giydiginiz guzel bir eldiven kadar yakin bir ahbapligimiz vardi diyelim- taniyorduk. Esimle ben, Yuzbasi ve Bayan Ashburnham'i insanlari ne kadar taniyabilirseniz o kadar taniyorduk ve gene de baska bir acidan dusununce, kendileriyle alakali hiçbir sey bilmiyorduk."
https://publishingperspectives.com/w...addox-ford.png
“This is the saddest story I have ever heard. We had known the Ashburnhams for nine seasons of the town of Nauheim with an extreme intimacy – or, rather, with an acquaintanceship as loose and easy and yet as close as a good glove’s with your hand. My wife and I knew Captain and Mrs. Ashburnham as well as it was possible to know anybody, and yet, in another sense, we knew nothing at all about them.”
Sinifsal temelli politik tiyatro turunun kurucusu ve cagdas anlamda Epik ve Belgesel Tiyatro turlerinin Bertolt Brecht ile birlikte ilk temsilcilerinden Alman tiyatro yonetmeni, yazar ve yapýmci Erwin Friedrich Maximilian Piscator’un dogum yildonumu (17 Aralik 1893)
https://media.bloomsbury.com/rep/bj/9780413411501.jpg
http://www.thedramateacher.com/erwin...r-the-theatre/