http://www.hisse.net/topluluk/showth...85#post1363485
Printable View
neden 1 sene geriye gidiyorsunuz ?
mesela 2 sene geriye gitmeye ne dersiniz ?
dolar tutanlar 1 sene için mi tutuyorlar ? hayır. büyük çoğunluğu kazanmak yerine kaybetmemek için tutuyor. ancak son zamanlarda yüksek borcun taşınılmasındaki maliyetler nedeniyle uzun vadede daha avantajlı oldukları da bir gerçek. ayrıca yabana atılmayacak bir dolar faizide var.
Haklısınız.
Cari açığın patlamasına engel olacak bir döviz/TL politikası gerektiğini de en iyi iki yıl öncesi anlatır.(Cari açık patlamıştı):(
İhracata dayalı büyüme mecburiyetinde olan ülkemiz yüksek döviz politikası sürdürmek zorundadır.
Ucuz döviz politikasında Çin'den kalkan her gemi ülkemizde bir atölye/fabrika kapatır.
Uzun yıllar tahtakalede esnaflık yaptım.
2002 yılında 1.545 tl olan dolar 2008 yılında 1.150 tl ye indiğinde ortalıkta yerli imalatçı kalmadı. Çin ile rekabet edemediler. Rekabetçi döviz kurumuz olmadığı için.
Her yer Çin malı doldu. Çinli iş bulurken bizim vatandaşımız işsiz kaldı.
Çok büyük yanlış idi bu. Hükümet bu yanlışı tekrar etmemeli, doları tez zamanda 4,40'a çıkarmalıdır. (Asgari ücret 350 $ )
Eğer kabul edilirse cari açık patlayacağından doların 5,50'ye seyahatini çok yakında izleriz.:notr:Alıntı:
Türk-İş Genel Başkanı Atalay, asgari ücretin 2018 yılında net bin 893 lira olmasını talep ettiklerini bildirdi.
Diye düşünüyorum.
Saygılar. :yes:
Not: Bizler niye dolar tutmaya mecburuz? Kaç tane alman "parite oynayacak" diye dolar almayı düşünüyor.?
Gerçekten ülkemiz insanının bu çıkmazına başka alternatifler sunulmalı.
Ancak burada başka bir sorun var, 350$ lık asgari ücret aynı ürün kategorisinde rekabet ettiğimiz rakiplerimize göre ciddi anlamda yüksek bir rakam , hatta 650-700$'ı bulan giydirilmiş toplam asgari ücret ile ürettiğimiz ürünlerin klasmanındaki rakiplerimiz ile rekabet edemeyiz. Eğer o yola sapacaksak orası da pek aydınlık bir yere çıkmıyor, zira kur ile rekabet etmemiz için asgari ücretin net 150$ brütte ise 300$'ın altında olması gerekiyor.
O nedenle bence öneriniz aşağı tükürmekse yani sakala tükürmekse, önerinizin tersi de bıyığa tükürmek.
Bu işin artık o kadar kolay bir yolu yok. (fakirleşmenin dışında)
80 milyonun 70 milyonu zaten şu anda fakir. Bu kesim neredeyse tamamen emekli maaşları ve sosyal yardımlarla geçiniyor. 13 milyon emekli en azından 50-60 milyon kişiye bakıyor. Yıllık toplam 300 milyar TL emekli maaşı ve emekli sağlık ödemesi yapılıyordur.
70 milyondan bu 50-60 milyon kişiyi düştüğümüzde geriye kalan 10-15 milyon kişi de yıllık 100 milyar TL'yi geçen sosyal yardımlarla ayakta kalıyor.
Asıl sorun bu 70 milyon değil onlar zaten dar gelirli statüsünde. Asıl kavga 80 milyonun içindeki fakirlik seviyesinin üzerinde kalan 10 milyonunun ne kadar fakirleşeceği.
Eğer konu edilen kişi sizin dediğiniz gibi 10 milyonsa bence kaale bile alınmazlar, basarlar Tl yi dayarlar enflasyonu, eritirler Tl tasarrufları, anasını ağlatırlar onların. Bence asıl dertleri diğer 70 milyonluk OY potansiyelinin enflasyon altında tamamen alçak sürünmeye geçmesini önlemek. 10 milyonluk kesim den uyanıklar zaten başlarına geleceği anlamış ve çoktan tedbirini almıştır. Ha ! hala olan bitene anlam veremeyen kalanlara ise ne olur bilemem o da onların sorunu, kimseyi ırgalamaz.
Bence sorun o 10 milyon, zira o 10 milyon vergileriyle diğer 70 milyonu besleyecek kaynağı yaratıyor. Bunu da atlamayalım. Sonuçta devlet emekli maaşlarını ve o sosyal yardımları kimden aldığı paralarla yapıyor, yine o 10 milyon. İşte o fakirlik seviyesinin üzerinde tutunmaya çalışan 10 milyon sandığınızdan daha fazla öneme sahip. O blok kırılırsa ekonomik sistemin değişmesi gerekir. Kapitalist sistem ve serbest piyasa ekonomisi çalışamaz hale gelir.
Aslında kurun rekabetçi bir seviyede istikrarlı ve düzenli devalue edilmesi ekonomik açıdan faydalı olur.
Şimdiki gibi aşırı oynaklık durumunda, düşük yada yüksek olmasının kimseye bir faydası yok. Herkes için zararlı. İthalaçı yada ihracatçının işi şansa kalmış. Kura nerede denk gelirse sermayesi eriyor yada erimiyor.
Girdilerin döviz olduğu bir yerde, oynaklık zarardan başka birşey getirmez.
Sonuçta herkes öyle yada böyle fakirleşiyor.
Ört ki ölem....... demiş.....erzurumlu.. :Sad:
Hiç bir iş kolay değil, bedava peynir de fare kapanında bulunuyor.
Ekonomik ve sosyal olaylarda tek bir çözüm veya teşhis yok. Ancak geçmişlerin tecrübelerinden de istifade gerek.
Yellen teyze ve arkadaşları bile ABD'dedeki düşük enflasyonun kökenini anlayamadıklarını söylüyorlar .
(bizde talebe olsalar iktisattan sınıfta kalırlardı :kahkah: )
sayın rxpu .... 1850'li yıllarda almanlar bunu yaptı , "Japon malı, tapon malı" tekerlemesi söylenen zamanlar çok uzakta değil. Şimdi Çin ve uzakdoğu uyguluyor "ihracata dayalı büyüme için pahalı döviz" sistemini. İhracat devi olmak suretiyle halklarına refahı ve istihdamı getirebilmek için.
Bugün cari açığımız enerji ithalatı kadar yaklaşık.
Ya enerji ithal etmeyeceğiz, ya alternatif yerli kaynaklara başvuracağız,
fakat her şekilde ithal ettiğimiz enerji kadar ek ihracat yapacağız.
Saygılar.
Enflasyon kadar devalue edilen istikrarlı kur sistemini Türkiye daha önce denedi ancak başarılı olamadı, zira bu sistem ciddi anlamda merkez bankası rezervi gerektiriyor. Ayrıca sanılanın aksine hanehalkı dövizin enflasyon kadar değerinin artacağını hissettiğinde yerel para birimi için çok daha fazla reel faiz talep ediyor. Zira döviz garanti getiriye sahip olduğunda garanti olmayan yerel para biriminin faiz getirisini çok daha fazla arttırmak gerekiyor.
O nedenle ülkemizde merkez bankasının rezerv yakmasını engelleyici ve reel faizi nispi olarak baskılayıcı dalgalı kur sistemi uygulanıyor. Yani bir bakıma devlet kendi rahatı ve istikrarı için ticareti ve vatandaşın geleceğini riske atıyor.
Dolar/TL kurunun seviyesi ile oynayarak bu işler çözülmez , çözülmemiştir.
hep üretimden bahsediliyor ancak bende rxpu üstada katılıyorum işçi maliyetleri bizde çok yüksek evet acımasız bir yorum olarak gelebilir bu sene yapılacak zam ne kadar yapılacak bilmiyorum ancak bir işçi çalıştırmanın işverene maliyeti neredeyse 2500 tl ye yaklaşacak ! ve hala gerçekçi olmayan asgari ücret teklifleri görüyorum inanılır gibi değil ! asgari ücret artışı bağkur primlerini de arttırıyor ve sonunda sistem kilitleniyor primini ödeyemeyen insanlar ve sonunda af beklentisi doğuyor ! eğer üretim ekonomisi olunacaksa az maaşa da razı olunmalı ! hiç bir müteşebbis kazanamayacağı bir işe sırf istihdam yaratmak için girmez öyle bir dünya yok !
yeni düzen katmedeğerli üretim dönemi,yani teknoloji dönemi. biz 1 kamyon domates satıp 1 ayfon alıyoruz. bu sadece bir örnek. sanayide ve tüketimde 1$ etmeyecek parçalara 1000 lerce dolar veriyoruz neden çünkü biz üretemiyoruz. senin söylediğin üretim emek üzerine ama yeni dönemde emek en önemsiz şey hiç bir anlamı yok. batıda insansız fabrikalar kuruluyor,7/24 enerji maliyetine çalışacaklar. biz maalesef treni uzun yıllar önce kaçırdık. hem eğitimde hem sermayede nal topladık. çünkü bu halk sıkıya gelemiyor,beleşe yaşamak istiyor. kapasite bu kadar.
ZAR da resmen şelale var bizim dolar tl de ise kararsızlık var . bakalım son durum ne olacak ...
Neden girdi maliyetlerinin hep işçi asgari Ücret maliyetleri üzerinden hesaplıyorsunuz? Isterse asgari Ücret 50 USD olsun. Yine bir halt olmaz. İşyerleri verimsiz. Özel sektör bile yöneticiler başından sonuna kadar torpilli adamlar. Ve sen bu verimsiz sektörü sürekli batmasınlar diye fonluyorsun. Maliyet tek başına eleman üZerinden hesaplanacak bir unsur değil. Pil üretecek olsan aynı işci ücretlerine sahip olsanda sen Çin'den daha düşük ücrete bunu üretemezsin. Türkiye'de iş yapan ihracatın büyük kısmını yapan sektörler zati hep yurtdışı firmaları veya yabancı yerli ortaklı firmalar ..Onlar olmasa taş yeriz..
Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
çok doğru ! faiz enflasyon kur kısır döngüsünü aşmak için en baba uzmanlar hemen klasik olarak üretim ekonomisi olmalıyız diye mevzuyu bağlıyorlar ! yahu nasıl olacaksın ? çinle nasıl rekabet edeceksin ? eğitim ? çalışan maliyetleri ? bu mevzulara girmeden efenim üretmeliyiz :)
Olaya işçi ücretleri üzerinden gitmek te ne kadar doğru bir yaklaşım o konuda tartışılır. Almanyada işçi ücretleri bizden fersah fersah yüksek ama adamlar yinede üretim ekonomisi olup cari fazla veren bir ülke. Demek ki nitelik kavramı esas üzerinde durulacak mevzu ama tabi o nitelik bu ülkede bu eğitim ile nasıl sağlanır onu bilemem.
http://www.nevzaterdag.com/asgari-uc...msuz-etkileri/
kastettiğim hususları burada görebilirsiniz ! saygılar
Bu arada özel sektorde ozellikle ikcilar tam gerzek değişmesi lazım. Ya da patronlar personel alımlarında aktif olmali. Sorduklari sacma sorularin nette cevablari var alışılmamış cevablar verince de afalliyorlar.ayrica Ik ve Departman yoneticileri gerizekali secmeye meyilli basimiza icat cikarma diyen bir kulturde yasiyoruz malesef. Bunu bircok kez tecrube edindim ve edinen arkadaslarimda oldu.
Onlara gore Robot teknolojisi yerine robotlasan insan gerekiyor. Yonetim kültürünün tamamen değişmesi gerekiyor.
Syglr,
Z988 cihazımdan hisse.net mobile app kullanarak gönderildi.
umutabi nin geçen yıllarda yazdığı bir yazıyı buraya aktarıyorum,bu ülkede neden üretim olmaz, cavabı,
Alıntı:
umutabi:
Bakın ben size geçmişte, şimdi topu dikmiş bir şirkette şahsen dış satınalma müdürlüğüm sırasında atmasyon olmayan bir olayı anlatayım. Elektrik süpürgesi imal ediyoruz %100'e yakın yerli sayılır , motorda kullandığımız rulmanlar var nachi ve şimdi ismi aklıma gelmeyen diğer bir firmadan daha ithal getirtiyoruz. Onun dışında bazı ürünlerin dış gövdesi için kullandığımız ABS (bilmeyenler için bir plastik türü) ithal ki onuda eğer zamanında tedarik ederlerse petkimden alabiliyoruz. Yani sizin anlayacağınız o günün (yıl 1990 lar) Türkiyesinde bugün le kıyasladığımzda dudak uçuklatacak bir durum tam anlamıyla made in TURKEY yani Vestelin Venüs cep telefonu gibi değil. Neyse her üründe 2 rulman kullanıyoruz ve yılda 50 bin süpürge üretiyoruz. Hiç unutmam birbirine kırdırtarak ithal ettiğimiz iki firmadan rulman fiyatını 0.40 cente düşürmüşüm. Bir gün yönetim toplantsı yapıyoruz bir baktım genel müdür tıknaz , bıyıklı yani gördüğünüzde heh tam tipik bir Türk adamı denilecek bir adamı toplantıya getirmiş. Tanışma faslından sonra anladık ki bu adam bizim için ithal ettiğimiz rulmanları Türkiyede üretmeye talip daha doğrusu buna razı edilmiş. Kendisi tüm hesaplarını yapmış bize 0.30 centten rulman verebilecek birde Made in Turkey bir Türk olarak kendi adıma her ne kadar dış satınalma müdürü olarak benim işime çomak sokacak olsada serde vatan severlik var seviniyorum. Uzatmayalım adama yatırımı yaptırdık bu arada ithalat yaptığımız diğer iki firmaya hemen bir faks arkadaş sizden bu fiyata ürün alamayacağız fiyatınız pahalı. Adamlar apar topar japonyadan gelip bizle görüşme yapmak istediler. Sonuç bize 0.40 den verdikleri rulmanları 0.25 fiyat verdiler. Firmam adına çok güzel lakin öte taraftan sizden 0.30 centten mal alacağız diye yatırım yapmaya ikna ettiğimiz TÜRK üreticisi ne olacak adam tüm hesabını kitabını yapmış marjinal fayda ile 0.30 cente göre kendini ayarlamış. Valla dedik biz ticaret yapıyoruz işine gelire ya sende aynı fiyata vereceksin yada senden alamayacağız. Bak dedik üstelik sana kıyak yapıyoruz adamlar bize taa Japonyadan gönderiyorlar üstelik navlun içinde yani cıf li fiyat sen navlunsuz haydi haydi bunu verebilirsin. Adamın eli mahkum yaptığı yatırımı bir kurtarsa belki bir daha üretmeyecek çare yok eminim zararına evet dedi. Uzatmayalım bir sene Türk üreticisine tamamını senden alacağız sözüne rağmen sadece %25 ni alarak iş yapmaya devam ettik hemi de açık hesap çalışarak. Sonra nemi oldu 1992 krizi, şirket battı adama bir ton borç takdık kendisine ne olduğunu bilmiyorum ama bu bana bir şey öğretti TÜRKİYEDE bir mok üreteyimde para kazanayım dersen ayvayı yersin. NOT: Daha eski bir made in TURKEY, 1980 öncesine dayanan ,UĞURGÜL renksiz tv tüpü üretim macerası var onun sonuda devletin sözüyle yapılan yatırımın devletin verdiği sözü yerine getirmemesinden dolayı batış hikayesi. Eminim internette bu konuda bilgi sahibi olunur. Demek istemem şu ki sayın zkr bu iş temenniyle olsaydı bu gün birileri betonculuk yapacağına hiç olmazsa %50 si yerli VENÜS marka cep telefonu üretirlerdi. Yada daha ötesi yerli araba üreten bir babayiğit çoktaaaan çıkardı.
tcmb fonlama verisi, 15.12.2017
tcmb fonlamayı full GLP'den dayadı. AOFM %12.75 oldu. İlk günkü hamleyle oyun alanını bir sonraki toplantıya kadar sıfırladı.
.. topraklarımız çok genis, duyarlılıklarimiz, onceliklerimiz, bolgesel, yöresel farklılıklar gösteriyor. bu nüfusu toplam ülke yüzölcümünun yarısına sıkıştır bakalim. japonlar gibi. alt, alta. istifle bakalım. yer darlığından. gidecek, yayilacak yer kalmasın, bak nasıl mecburen, mecburiyetten :) . bence pek cok sorun, hizli bir sekilde çözülür
http://www.gib.gov.tr/fileadmin/mevz...uat/gatt95.pdfAlıntı:
DTÖ, 1 Ocak 1995'te kurulmuştur. Uruguay Round'a taraf olan ülkeler 15 Aralık
1993'te görüşmeleri tamamlamış ve Fas'ın Marakeş kentinde Nisan 1994'te "Nihai Karar"
Bakanlar tarafından imzalanmıştır. 15 Nisan 1994'te ilan edilen Marakeş Deklerasyonu,
Uruguay Round'u görüşmelerini onaylamış ve Tarifeler ve Ticaret Genel Anlaşması (GATT)
altında gerçekleştirilen yedi görüşmenin "dünya ekonomisini güçlendirdiği ve daha fazla
ticaret, yatırım, istihdam ve gelir artışı sağladığı"nı ilan etmiştir. DTÖ, Uruguay Round'u
görüşmelerinin şekillendiği bir anlaşmadır ve GATT'ın devamıdır.
Dünya bir büyük köy. Bu köyde kafana göre ücret alamazsın. Kafana göre fiyat yazamazsın. Keyfine göre istediğin yerde imalat yapmaya kalkamazsınız.
Her şey REKABET altında.
Bizim için de doğru olanın doların fiyatının asgari ücretin 1/350'si kadar olması. :agla::agla::agla:
diye düşünüyorum.
akılsızlık ve tembellikten dolayı boş duruyor, taşrada tarlaları olup aslında iyide kazanıp tüm bunları satıp şehre göçüp asgari ücrete çalışan mallar biliyorum. sordunmu abi ne yapalım köyde mi duralım der ulan asgari ücretle zaten köyden bile rezil yaşıyor haberi yok malın. bunun bir diğer sürümüde tarım hayvancılığı tembellikten bırakıp istanbula gelip inşaat yapan kesimdir. bunlar ayrı bir tez konusu.
Butce açığı onemli boyut lara cikmaya basladiginda bu acigin finansmani icin dis kaynak bulmak biraz daha zorlaşacak. Dis kaynak yoksa ve acik giderek artma egilimindeyse devletin sattigi tahvil ve bononun satislari da acmaza girebilir. Haliyle bono ve tahvil musterisi daha yuksek faiz talep edecek ayrica uzun vadeden ziyade daha kisa vadeli kagitlari tutma egiliminde olacaklar. Bu is boyle devam ettikce ve istikrar onlemleri alinmazsa kamu borcu daha da artacak ve kamunun finansoru sadece mb kalacak. Buda mb bilançosunda nkik (kamu kesimine acilan net ic kredileri) artiracak. Yani seyahat ya Resulullah yerine senyoraj ya Resulullah denilebilir.
Z988 cihazımdan hisse.net mobile app kullanarak gönderildi.
bono tahvil MÜŞTERİSİ kaldı mı ?