Bir ülkede dini, milliyetçilik, etnik kimlik, sözde halkçýlýk deðerleri üzerinde (verecekleri ihalelerden komiþyon, rüþvet alabilmek, imar rantýndan pay alabilmek amacýyla) siyaset yapanlar varsa o ülkenin geliþmiþ bir ülke haline gelmesi mümkün deðildir.
Bu iðrenç insanlar kendi kiþisel çýkarcýlarý için kurumlarýn ÖZERK olmasýný istemezler.
Trafik cezasý yazan polisi (sanki ödeme gücü yokmuþ gibi kibirle) sokak ortasýnda tokatlayýp en ücra yere sürdükleri düzenden ne hak, ne hukuk beklenir.
Ýþte bu nedenle siyaset yüzbinlerce insanýn depremlerde ölebileceðini BÝLDÝÐÝ HALDE imar aflarý çýkarýr, sayýca çok olduðu için kiracýlarýn yanýnda görünerek toplum barýþýný hiçe sayar.
Ýþte yine bu nedenle adaletin yargý yoluyla saðlanamadýðý bu ülkelerde mafyalar, tarikatlar, aþiret yapýlanmalarý ortaya çýkar.
HATTA BU KÜÇÜK BÝR APARTMAN ÖLÇEÐÝNDE BÝLE BÖYLEDÝR. Bir apartman toplantýsýnda doðruyu söyleyenin deðil güç etrafýnda insanlar toplanýr, azýnlýða karþý haksýz da olsalar diþlerini gösterir.