" Onca sevgiden sonra biz boyle mi ayrilacaktik ? / Ci separeremo proprio così, dopo tanto amore ? " Italo Svevo, Zeno'nun Bilinci
https://pbs.twimg.com/media/E_9pDYKX...jpg&name=large
Venedik
Printable View
" Onca sevgiden sonra biz boyle mi ayrilacaktik ? / Ci separeremo proprio così, dopo tanto amore ? " Italo Svevo, Zeno'nun Bilinci
https://pbs.twimg.com/media/E_9pDYKX...jpg&name=large
Venedik
Italyan ressam ( Pasquale Ottino ) Pasqualotto'nun dogum yildonumu ( 26 Eylul 1578 )
Cena in emmaus, uova sode e rosetta di pane, XVI secolo
https://upload.wikimedia.org/wikiped...ta_di_pane.jpg
Deposizione, XVI secolo
https://upload.wikimedia.org/wikiped...re_pizarra.jpg
Italyan ressam Francesco Cairo’nun dogum yildonumu ( 26 Eylul 1607 )
Autoritratto, 1630
https://upload.wikimedia.org/wikiped...airo_Self.jpeg
Santa Cristina, 1638
https://upload.wikimedia.org/wikiped..._Sforzesco.jpg
Fransiz ressam Sébastien Leclerc’in dogum yildonumu ( 26 Eylul 1637 )
L'Académie des Sciences et des Beaux-Arts, 1698
https://collectionapi.metmuseum.org/...800/main-image
Les Confédérés des Etats de Hollande Présentant un Ecrit à Marguerite D'Autriche Gouvernante des Pays-Bas sous Philippe II roi D'Espagne, XVIIe siècle
https://media.mutualart.com/Images/2...efedf71ed.Jpeg
Italyan ressam Onofrio Gabrieli’nin olum yildonumu ( 26 Eylul 1706 )
San Papino, XVIII secolo
https://upload.wikimedia.org/wikiped...San_Papino.jpg
Sposalizio mistico di Santa Caterina, XVIII secolo
https://upload.wikimedia.org/wikiped..._San_Paolo.jpg
Galli peyzaj ressami Thomas Jones'un dogum yildonumu ( 26 Eyul 1742 )
Landscape with View on the River Wye, circa 1772
https://upload.wikimedia.org/wikiped...omas_Jones.jpg
The Bard, 1774
https://upload.wikimedia.org/wikiped..._Bard_1774.jpg
Alman ressam Johann Sebastian Bach’in dogum yildonumu ( 26 Eylul 1748 )
Idyllische Landschaft mit Tempel und **uädukt, 1776
https://upload.wikimedia.org/wikiped...haft_1776.jpeg
Triumph der Galathea, 1778
https://upload.wikimedia.org/wikiped...r_Galathea.jpg
Italyan ressam Stefano Tofanelli'nin dogum yildonumu ( 26 Eylul 1750 )
Ritratto della Famiglia Belluomini Nella Citta di Viareggio ( Portrait of the Belluomini family, from the city of Viareggio, 19th century )
https://upload.wikimedia.org/wikiped..._Viareggio.jpg
La Famiglia, XIX secolo
https://upload.wikimedia.org/wikiped...lli_Family.jpg
Italyan ressam Pietro Antonio Magatti’nin olum yildonumu ( 26 Eylul 1767 )
San Carlo Borromeo, XVIII secolo
https://media.mutualart.com/Images/2...6ea2b06af.Jpeg
Maria Immaculata with two saints, circa 1730
https://media.mutualart.com/Images/2...415da0b03.Jpeg
Fransiz ressam Théodore Géricault'nun dogum yildonumu ( 26 Eylul 1791 )
La zattera della Medusa ( The Raft of the Medusa, 1818 - 1819 ), Louvre Muzesi, Paris
http://www.arteworld.it/wp-content/u...lt-analisi.jpg
Mercato di cavalli al palo ( Horse Market: Five Horses at the Stake, 1816- 1819 ), Louvre Muzesi, Paris
https://upload.wikimedia.org/wikiped...-_WGA08645.jpg
Librettosu Luigi Romanelli taraffindan yazilan, Gioachino Rossini’nin besteledigi 2 perdelik melodrammasi Mihenk Tasi ( La pietra del paragone - The Touchstone ) operasi ilk performansini 26 Eylul 1812’de Milano, La Scala’da sergiledi.
https://upload.wikimedia.org/wikiped..._by_Carjat.jpg
https://upload.wikimedia.org/wikiped...Milan_1812.png
Italyan ressam Raffaele Casnedi'nin dogum yildonumu ( 26 Eylul 1822 )
La povera vedova che fa un'offerta ( The poor widow making an offering, 19th century )
https://sr.gallerix.ru/C/267/6303277.jpg
Ritratto di giovane donna, XIX secolo
https://upload.wikimedia.org/wikiped...di_giovane.jpg
Ingiliz ressam Rebecca Solomon'in dogum yildonumu ( 26 Eylul 1832 )
The Governess, 1851
https://upload.wikimedia.org/wikiped...ccaSolomon.jpg
The Claim for Shelter, 1869
https://upload.wikimedia.org/wikiped...or_Shelter.jpg
Italyanca librettosunu Salvatore Cammarano’nun Sir Walter Scott'un Lammermoor Gelini isimli romanindan uyarlayarak yazdigi, Gaetano Donizetti'nin besteledigi dramma tragico Lucia di Lammermoor operasi promiyerini 26 Eylul 1835 tarihinde Napoli, Teatro San Carlo'da yapti.
https://upload.wikimedia.org/wikiped...Rillosi%29.jpg
https://images-na.ssl-images-amazon...._AC_SY780_.jpg
http://www.murashev.com/opera/assets..._opera_034.jpg
Ingiliz ressam Helen Allingham'in dogum yildonumu ( 26 Eylul 1848 )
The saucer of milk, 1926
https://upload.wikimedia.org/wikiped...er_of_milk.jpg
A Cottage With Sunflowers At Peaslake, 20th century
https://upload.wikimedia.org/wikiped...t_Peaslake.jpg
Rus fizyolog, psikolog ve doktor Ivan Petrovich Pavlov’un dogum yildonumu ( 26 Eylul 1849 )
https://upload.wikimedia.org/wikiped...avlov_NLM3.jpg
" Kеndimi hеr zaman dеniz kiyisinda kabuklarla oynayan vе onundе bilinmеyеnlеrlе dolu kеsfеdilmеyi bеklеyеn koskoca bir okyanus olan bir cocuk gibi hissеtmisimdir. / It has always seemed to me that I resemble a little boy playing with shells at the seashore, while the entire ocean of knowledge rolls before me untouched. "
http://www.azquotes.com/picture-quot...-96-7-0775.jpg
“ Asla her seyi bildigini sanma. Gercekten cok bilgili olsan da, kendi kendine ' ben cahilim ' diyebilecek cesaretin daima olmali. / Non pensare mai di sapere già tutto. E non importa quanto tu sia valutato, hai sempre il coraggio di dire a te stesso: ' sono ignorante. ' ”
http://images.fineartamerica.com/ima...to-library.jpg
Italyan ressam Luigi Fabron’un dogum yildonumu ( 26 Eylul 1855 )
Paesaggio primaverile, XIX secolo
https://upload.wikimedia.org/wikiped...rimaverile.jpg
Paesaggio invernale, XIX secolo
https://media.mutualart.com/Images/2...fe02c5352.Jpeg
Alman – Perulu, Fransiz vatandasi ressam Albert Lynch’in dogum yildonumu ( 26 Eylul 1860 )
Fraiches du jardin, XIXe siècle
https://upload.wikimedia.org/wikiped...The_Garden.jpg
The Jolly Boat, 19th century
https://upload.wikimedia.org/wikiped...Boat_Large.jpg
Amerikali ressam Arthur Bowen Davies’in dogum yildonumu ( 26 Eylul 1862 )
Dancing Children, 1902 ( Brooklyn Museum )
https://upload.wikimedia.org/wikiped..._-_overall.jpg
Freshness of the Wounded, ca. 1917 ( Brooklyn Museum )
https://upload.wikimedia.org/wikiped..._-_overall.jpg
Amerikali yazar, sair ve avukat Max Ehrmann’in dogum yildonumu ( 26 Eylul 1872 )
https://upload.wikimedia.org/wikiped...4/Mehrmann.jpg
https://i.pinimg.com/originals/54/7d...ad0e7c17e9.png
Gurultu ve karmasanin arasinda sessizce yol al
ve hatirla, sessizligin icinde nasil bir barisin var olabilecegini
mumkun olabildigince, ama tutsak olmadan,
tum insanlarla iyi gecin.
gerceklerini sessiz fakat acik bir sekilde ifade et;
ve digerlerini dinle,
donuk ve cahil olanlar dahil;
cunku onlarin da kendilerine gore bir hikayeleri vardir.
yuksek sesle konusan, agresif kisilerden uzak dur,
onlar ruha sikinti verenlerdir.
eger kendini baskalariyla kiyaslarsan,
ya kibirli ya da uzuntulu olursun;
cunku her zaman senden daha iyi ve daha kotu olan birileri olacaktir.
basarilarindan planlarin kadar sevinc duy
ne kadar mutevazi olursa olsun, kendi kariyerine duydugun ilgiyi kaybetme
cunku o, zamanin degisen hazinesi karsisinda sahip oldugun gercek mulktur.
is iliskilerinde tedbiri elden birakma;
cunku dunya aldatmacalarla doludur.
fakat bu tedbirinin, seni erdeme karsi kor etmesine izin verme
cunku hala pek cok insan, yuksek idealler icin yasamaktadir
ve her yerde yasam, kahramanliklarla doludur.
kendin ol!
ozellikle, sevmedigin halde seviyormus gibi davranma.
sevgi hakkinda kuskucu da olma;
cunku sevgi, tum o coraklik ve hayal kirikliklarina ragmen
ayni cimen gibi ansizin buyuyecektir.
yillarin rehberligini nazik bir sekilde kabul et,
gencligine dair seyleri ise asaletle terk et.
beklenmedik bir talihsizlikte seni koruyan guc olmasi icin, ruhunu besle.
fakat kendini karanlik hayallerle de strese sokma
bil ki, pek cok korku, bitkinlik ve yalnizliktan dogar
tum bu disiplinin otesinde,
kendine nazik ol!
cunku sen de en az agaclar ve yildizlar kadar,
bu evrenin cocugusun
ve burada olmaya hakkin var.
kavrasan da kavramasan da
suphesiz, evren olmasi gerektigi gibi islemektedir.
bu sebeple, Tanriyla baris icinde ol,
kendini onun ne olduguna inandirmis olursan ol,
ve emek ve verimlerin ne olursa olsun,
yasamin gurultulu karmasasi icinde, ruhundaki huzuru koru.
tum yalanlarina, angaryasina ve hayal kirikliklarina ragmen,
dunya hala guzeldir.
neseli ol!
mutlu olmak icin gayret et!
Belcikali Empresyonist ressam Georges-Émile Lebacq’in dogum yildonumu ( 26 Eylul 1876 )
Ruines à Reninghe, 1917
https://upload.wikimedia.org/wikiped...inghe-1917.JPG
Neige à Bruges, 1919
https://upload.wikimedia.org/wikiped...ruges-1910.JPG
1948 yilinda Nobel Edebiyat Odulu'nu kazanan Amerikali sair Thomas Stearns Eliot'in dogum yildonumu ( 26 Eylul 1888 )
https://upload.wikimedia.org/wikiped...%281934%29.jpg
https://static.poetryfoundation.org/...2/pages/24.png
" Eger dusunseydim dunyaya yeniden donebilecek birine yanit verdigimi, bu alev titremeyi birakirdi. Fakat eger duydugum dogruysa, yani bu derinliklerden kimse asla yasayarak donmeyecegi icin, yanitlarim seni rezilce korkuya kapilmadan. " Dante, Cehennem ( Canto 27, 61-67 )
Gidelim oyleyse, sen ve ben,
Eterlenmis hasta gibi bir masada
Serilmisken aksam goge karsi;
Bildik yari issiz sokaklar arasindan gecerek gidelim
Tek gecelik ucuz otellerdeki huzursuz gecelerin
Mirildanan inziva koselerine
Ve bicki tozlu ve istiridye kabuklu lokantalara:
Sinsi bir niyetin usandirici bir savi gibi
Ezici bir soruya seni surukleyen sokaklara...
Ah, ‘bu nedir?’ diye sorma.
Gidelim ve yapalim gorusmemizi.
Gelir ve gider kadinlar odada
Konusurlar Michalengelo hakkinda.
Pencere camlarina sirtini surten sari sis
Pencere camlarina burnunu surten sari duman
Aksamin koselerinde dilini yaladi,
Lagim sularinin golcuklerinde oyalandi...
https://pbs.twimg.com/media/C7l0vMDVQAEX2sF.jpg
Simdiki zamanin ve gecmis zamanin
Her ikisi belki de icindedir gelecek zamanin,
Ve gelecek zaman kapsanir gecmis zamanda.
Eger zaman hep buradaysa
Yakasi birakilmaz butun zamanlarin.
Bellekte adimlarin yankisi
Gecmedigimiz gecitten asagi gecerek
Hic acmadigimiz kapidan
Girelim gul bahcesine.
https://media.giphy.com/media/ImmmEs0wmYg9i/giphy.gif
" Sonumdadir benim baslangicim. / Nella mia fine è il mio principio. " Dort Kuartet / Quattro quartetti
Varoluscu felsefenin onde gelen isimlerinden Alman filozof Martin Heidegger'in dogum yildonumu ( 26 Eylul 1889 )
http://izquotes.com/quotes-pictures/...gger-82250.jpg
" Varlik ve zaman, birbirlerini karsilikli olarak belirler, ancak boyle bir tarzda ne birincisine – Varlik – zamansal bir sey denir ne de ikincisine – zaman – / Sein und Zeit bestimmen sich wechselweise, jedoch so, dass jenes – das Sein – weder als Zeitliches noch dieses – die Zeit – als Seiendes angesprochen werden können. "
https://quotefancy.com/media/wallpap...-something.jpg
" SINIR bir seyin sona erdigi yer degildir, tersine bir seyin ozunun basladigi yerdir. / Die Grenze ist nicht das, wobei etwas aufhört, sondern die Grenze ist jenes, von woher etwas sein Wesen beginnt. "
Nazi Almanyasi'ndan kacarak sigindigi Turkiye'de de ogretim gorevliligi yapmis olan cagdas neopozitivist Alman dusunur Hans Reichenbach'i,n dogum yildonumu ( 26 Eylul 1891 )
https://upload.wikimedia.org/wikiped...eichenbach.jpg
" Mavi gozluk takan bir kimse her seyi mavi gorur. Bu kimse mavi gozlukleriyle dogmus olsaydi, maviligi tum seylerin gerekli bir yuklemi sayacakti. Maviligin, nesnelerin bir ozelliði degil, nesnelere kendisinin, daha dogrusu tasidigi gozlugun yuklediði bir ozellik oldugunu bu kimsenin anlamasi uzun zaman ister. "
https://images-na.ssl-images-amazon....1OuQ-eqyiL.jpg
" Ein Mensch, der eine blaue Brille trägt, sieht alles blau. Wäre er mit dieser Brille geboren, so würde er Bläue als eine notwendige Eigenschaft aller Dinge ansehen, und es würde eine gewisse Zeit dauern, bis er entdeckte, daß er es ist oder vielmehr seine Brille, die die ganze Welt blau färb. "
" Bir aciklama arayan filozof, akli, nesnelerin ozelliklerini belirleyen toze benzetmektedir. Ornegin, demir dedigimiz toz, onunla yapilan koprunun ozelliklerini belirler. Bu benzetisin ne denli yersiz oldugu ortadadir. Demir ile kopru ayni tur maddedendir; oysa, akil vucudumuzu olusturan madde turunden degildir, ve de eylemlerimizin maddesel tasiyicisi imis gibi gorulemez. "
https://img.kitapyurdu.com/v1/getIma...wh:true/wi:800
" Auf der Suche nach einer Erklärung sieht unser Philosoph nun die Vernunft als gleichbedeutend mit einer Substanz an, welche die Eigenschaft der Dinge, die aus ihre bestehen, bestimmt. Die Substanz Eisen bestimmt z.B. die Eigenschaften einer eisernen Brücke. Dies ist offensichtlich eine sehr schlechte Analogie. Eisen ist dieselbe Art Stoff wie die Brücke; aber Vernunft ist kein Stof von der Art menschlicher Körper und kann daher nicht der materielle Träger menschlicher Handlungen sein. "
Amerikali besteci ve piyanist George Gershwin'in dogum yildonumu ( 26 Eylul 1898 )
https://i.ytimg.com/vi/eFHdRkeEnpM/maxresdefault.jpg
https://i.pinimg.com/originals/49/1f...e410669e9a.jpg
" Hayat Jazz muzik gibidir...dogacladiginda cok daha guzeldir. / La vita è molto simile al jazz… quando improvvisi è meglio. "
https://www.youtube.com/watch?v=ixdJLXDT_QM
Yunanistan dogumlu, Ingiliz ve Japonya vatandasi Patrick Lafcadio Hearn’in dogum yildonumu ( 26 Eylul 1904 )
https://upload.wikimedia.org/wikiped...n_portrait.jpg
“ Cin ve Kore etkisiyle birlikte gelisen animizm nedeniyle eski Japonya'da insanlar gercekten bir ruhlar ve cinler dunyasinda yasiyorlardi. Bunlar insana mirildanan goletler, gurleyen caglayanlar, inildeyen ruzgar ve hisirdayan agac yapraklari, cirlayan bocekler, doganin cikardigi tum sesler araciligiyla sesleniyordu. Insanin gorebildigi tum hareketler, dalgalar, otlar, sisler ya da bulutlar bir ruhun varliginin belirtisiydi; hatta yol ustundeki taslar gorunmez ve korkutucu bir yasamin gostergesiydi. ”
https://images-na.ssl-images-amazon....1CNe59nnuL.jpg
“ With the development of animism, under Chinese and Korean influence, the man of Old Japan found himself truly in a world of spirits and demons. They spoke to him in the sound of tides and of cataracts in the moaning of wind and the whispers of leafage, in the crying of birds, and the trilling of insects, in all the voices of nature. For him all visible motion whether of waves or grasses or shifting mist or drifting cloud was ghostly; and the never moving rocks nay, the very stones by the wayside were informed with viewless and awful being. ”
“ Japonya'da, cok ust duzey kimi yetkililer disinda, bir adamin evi onun ‘satosu’ degildir. Hic kimse evinde yasayanlari kapi disari edemez. Herkesin evi ziyaretcilere aciktir. Gunduz on kepenklerin kapatilmasi topluluga hakaret olarak kabul edilir. ”
https://images-na.ssl-images-amazon....4,203,200_.jpg
“ That ' a man's house is his castle ' cannot be asserted in Japan—except in the case of some high potentate. No ordinary person can shut his door to lock out the rest of the world. Everybody's house must be open to visitors: to close its gates by day would be regarded as an insult to the community. ”
Albert Einstein, Hareketli Cisimlerin Elektrodinamigi Uzerine ( Zur Elektrodynamik bewegter Korper ) makalesini 26 Eylul 1905 tarihinde Annalen der Physik dergisinde yayimladi.
https://upload.wikimedia.org/wikiped..._portrait2.jpg
http://www.diefuechse.net/fuchs/pict...9_5_U1_500.jpg
" Izafiyet teorisi basariyla ispatlanirsa Almanya benim bir Alman oldugumu iddia edecek, Fransa dunya vatandasi oldugumu aciklayacaktir. Teorim gercek disi ciktiysa Fransa bir Alman oldugumu soyleyecek, Almanya Yahudi oldugumu aciklayacaktir. / Wenn sich meine Relativitätstheorie als erfolgreich erwiesen hat, wird Deutschland mich als Deutscher behaupten und Frankreich wird erklären, dass ich Weltbürger bin. Sollte sich meine Theorie als falsch erweisen, wird Frankreich sagen, dass ich Deutscher bin, und Deutschland wird erklären, dass ich Jude bin. "
Italyan ressam Giuseppe Santomaso'nun dogum yildonumu ( 26 Eylul 1907 )
Struttura marina, 1952
https://uploads2.wikiart.org/images/....jpg!Large.jpg
Il muro del pescatore, 1954
https://upload.wikimedia.org/wikiped...re%2C_1954.jpg
26 Eylul 1911
" Desinator Kubin mushil olarak regulin'i salik veriyor. Havanda dovulerek toz haline getirilmis bir su yosunu; sisip kabariyor bagirsakta, onu titresim durumuna geciriyor, yani sadece diskiyi parcalayip bagirsak cidarlarindan sarkmasina yol acan mushillerin sagliga zararli ve kimsayal etkisi ile kiyaslanamayacak mekanik bir etkisi var – Langen'in evinde Hamsun'la bulusuyor Kubin. Hamsun, nedensiz genis genis gulumsuyor. Konusmasina ara vermeden ayagini kaldirip dizinin uzerine koyuyor, masadan buyuk bir kagit makasini alip pantolonunun pacalarindan sarkan puskulleri kesiyor. Rastgele degerli bir ayrinti, ornegin bir boyunbagiyla pejmurde bir giysi. – Muhih'te ressamlarla veterinerlerin kaldigi ( veteriner okulu yakinda bir yerde ) bir sanatcilar pansiyonu; pansiyon cirkin olaylara sahne oldugundan, karsi evdeki iyi gorus saglayan pencereler kiralaniyor. Karsi evdeki seyircileri memnun etmek icin bazen pansiyon sakinlerinden biri sicrayip bir pencere pervazina cikiyor ve bir maymun konumunu alip elindeki canaktan corbayi kasikliyor. – Sattigi mallara sacma taneleriyle antika susu veren bir antikaci; bir masayla ilgili olarak soyle diyor: 'Simdi yapacagimiz sey, uzerinde uc kez kahve icmektir; sonra tutup lnsbruck muzesine yollayabilirsiniz.' – Kubin'in kendisine gelince: Pek guclu, ama hizli devinimlerinde biraz tekduzelik okunan kocaman bir yuzu var; kaslarinin ayni kasilmasiyla alabildigine degisik ifadeleri sergileyebiliyor. Oturuyor mu, kalkiyor mu, uzerinde yalnizca bir giysi mi var, yoksa bir pardosu de giyis mi, butun bunlara gore degisik yasta, degisik boy ve cussede gorunuyor. "
https://images-na.ssl-images-amazon....4,203,200_.jpg
26. September 1911
" Der Zeichner Kubin empfiehlt als Abführmittel Regulin, eine zerstampfte Alge, die im Darm aufquillt, ihn zum Zittern bringt, also mechanisch wirkt, zum Unterschied von der ungesunden, chemischen Wirkung anderer Abführmittel, die bloß den Kot durchreißen, ihn also an den Darmwänden hängenlassen – Er ist mit Hamsun bei Langen zusammengekommen. Er feixt grundlos. Während des Gespräches, ohne daß er es unterbrochen hätte, hob er seinen Fuß aufs Knie, nahm vom Tisch eine große Papierschere und schnitt rund herum die Fransen seiner Hose ab. Schäbig angezogen mit irgend einem wertvolleren Detail z. B. Krawatte. – Geschichten von einer Künstlerpension in München, wo Maler und Veterinärärzte wohnten ( die Schule der letzternwar in der Nähe ) und wo es so verlottert zugieng, daß die Fenster des gegenüberliegenden Hauses, von wo man eine gute Aussicht hatte vermietet wurden. Um diese Zuseher zu befriedigen, sprang manchmal ein Pensionär auf das Fensterbrett und löffelte in Affenstellung seinen Suppentopf aus. – Ein Erzeuger falscher Altertümer, der die Verwitterung durch Schrotschüsse erzeugte und der von einem Tisch sagte: Jetzt müssen wir noch dreimal auf ihm Kaffee trinken, dann kann er ans Innsbrucker Museum weggeschickt werden. – Kubin selbst: sehr stark, aber etwas einförmig bewegtes Gesicht, mit der gleichen Muskelanspannung beschreibt er die verschiedensten Sachen. Sieht verschieden alt, groß und stark aus, je nachdem er sitzt, aufsteht, bloßen Anzug oder Überzieher hat. "
Ispanyol ressam Agustín de Riancho Gómez de la Mora'nin olum yildonumu ( 26 Eylul 1929 )
Paisaje con presilla, campesina y ganado, 1881
http://www.artnet.com/WebServices/im...a-y-ganado.jpg
Mountain Landscape, 1884
https://upload.wikimedia.org/wikiped...rt_Project.jpg
Brezilyali yazar Luis Fernando Verissimo’nun dogum gunu ( 26 Eylul 1936 )
https://upload.wikimedia.org/wikiped...C3%ADssimo.jpg
“ Her zaman hakikati hatirlamak icin yazariz. Hakikati tam olarak hatirlamak icinse uydururuz. / We always write to remember the truth. When we invent, it is only to remember the truth more exactly. ” Borges ve Sonsuz Orangutanlar
https://images-na.ssl-images-amazon....4,203,200_.jpg
“ Entelektuel tartismalar dissiz kopeklerin dalasina benzer, zarar veren isirmak degil havlamaktir. / Intellectual controversies tend to be like dog fights without the teeth, in which the barking not the biting does the damage. ”
“ Unlu harflerden vazgecilebilir. Yalnizca unlu harflerle yazilmis bir metin okunamaz, ancak sadece unsuz harflerin kullanildigi bir metinde unlu harfler tahmin edilebilir. / Vowels can be dispensed with. A text written solely using vowels would be illegible, but in a text using only consonants, one could guess the vowels. ” Borges ve Sonsuz Orangutanlar
https://images-na.ssl-images-amazon....1dfHWCIrdL.jpg
“ Inanmadigimiz seylere inansaydik, gorecegimiz mucizeleri bir dusunsene. / Imagine the marvels we would experience if we believed in the things in which we don't believe. ”
Alman edebiyat elestirmeni, dusunur, kultur tarihcisi ve estetik kuramcisi Walter ( Benedix Schönflies ) Benjamin’in olum yildonumu ( 26 Eylul 1940 )
https://upload.wikimedia.org/wikiped..._vers_1928.jpg
" Seven kisi sevilenin sadece ' kusurlarina,' bir kadinin sadece garipliklerine ve zayifliklarina baglilik duymaz, onu, kadinin yuzundeki kirisiklarla benler; eprimis elbiselerle carpik bir yuruyus butun guzelliklerden daha surekli ve daha acimasizca baglar. Herkes coktan gecirmistir bu tecrubeyi. Peki nicin ? Duyumun yerinin kafada olmadigini, bir pencereyi, bir bulutu, bir agaci beynimizde degil, daha cok onlari gordugumuz yerde algiladigimizi ileri suren ogreti dogruysa, sevgiliye bakarken de oyle, kendi disimizda oluruz. Ama bu sefer eziyet veren bir gerilim ve hayranlik icinde. Duyum gozleri kamasmis bicimde, bir kus surusu gibi, kadinin yaydigi isik icinde ucusup durur. Nasil kuslar agacin gizleyen yapraklari arasinda korunak ararsa, duyumlar da golgeli kirisiklara, hos bir eda tasimayan el-kol hareketlerine ve sevilen govdenin goze carpmayan kusurlarina siginir, sinip gizlendikleri o yerlerde guven bulurlar. Ve gecip gidenlerden hicbiri hayranin ask atesinin tam da buralarda, kusurlu koselerde, kinanacak yerlerde yuvalandiginin farkina bile varmaz. " Tek Yon
https://78.media.tumblr.com/5e2d9b9f...Hta1r2ihzd.jpg
“ Wer liebt, der hängt nicht nur an ' Fehlern ' der Geliebten, nicht nur an Ticks und Schwächen einer Frau, ihn binden Runzeln im Gesicht und Leberflecken, vernutzte Kleider und ein schiefer Gang viel dauernder und unerbitt- licher als alle Schönheit. Man hat das längst erfahren. Und warum ? Wenn eine Lehre wahr ist, welche sagt, daß die Empfindung nicht im Kopfe nistet, daß wir ein Fenster, eine Wolke, einen Baum nicht im Gehirn, vielmehr an jenem Ort, wo wir sie sehen, empfinden, so sind wir auch im Blick auf die Geliebte außer uns. Hier aber qualvoll angespannt und hingerissen. Geblendet flattert die Empfindung wie ein Schwärm von Vögeln in dem Glanz der Frau. Und wie Vögel Schutz in den laubigen Verstecken des Baumes suchen, so flüchten die Empfindungen in die schattigen Runzeln, die anmutlosen Gesten und unscheinbaren Makel des geliebten Leibs, wo sie gesichert im Versteck sich ducken. Und kein Vorübergehender errät, daß gerade hier, im Mangelhaften, Tadelnswerten die pfeilgeschwinde Liebesregung des Verehrers nistet. ”
https://www.penguin.co.uk/content/da...mall/image.jpg
" He who loves is attached not only to the ' faults ' of the beloved, not only to the whims and weaknesses of a woman. Wrinkles in the face, moles, shabby clothes, and a lopsided walk bind him more lastingly and relentlessly than any beauty. This has long been known. And why ? If the theory is correct that feeling is not located in the head, that we sentiently experience a window, a cloud, a tree not in our brains but, rather, in the place where we see it, then we are, in looking at our beloved, too, outside of ourselves. But in a torment of tension and ravishment. Our feeling, dazzled, flutters like a flock of birds in the woman's radiance. And as birds seek refuge in the leafy recesses of a tree, feelings escape into the shaded wrinkles, the awkward movements and inconspicuous blemishes of the body we love, where they can lie low in safety. And no passer by would guess that it's just here, in what is defective and censurable, that the fleeting darts of adoration nestle. "
Galli sair ( William Henry ) W. H. Davies'in olum yildonumu ( 26 Eylul 1940 )
https://upload.wikimedia.org/wikiped...nry_Davies.jpg
https://img05.deviantart.net/8d7c/i/...sa-d8d4rim.jpg
Nedir bu hayat, bu dert, bu caba
Eger yoksa zamanin soyle durup bakmaya ?
Yoksa eger bakmaya arasindan dallarin
Dinlenmeye hakkin, hakki kadar koyunlarin.
Ormanlar icinden gecerken soyle durup bakmaya
Sincaplarin fistiklarini saklamasini topraga.
Zamanin yoksa gormege yildizlar dolu nehirleri
Gupegunduz pirildiyan, gecelerin gokleri gibi.
Yoksa zamanin eger guzeli seyretmege
Onun ayaklarini raksinda gormeye.
Zamanin yoksa eger onun gozlerde baslayan
Gulumseyisini gormeye, dudaklarina yayilan.
Nedir bu hayat, bu dert, bu caba
Yoksa eger zamanin soyle durup bakmaya ?
Amerikali radikal feminist aktivist ve yazar Andrea Rita Dworkin’in dogum yildonumu ( 26 Eylul 1946 )
“ Kadýnlarin siz erkeklere karsi neden silahli mucadele vermedigimizi hic merak ettiniz mi ? Sebebi bu ulkede mutfak bicagi kitligi olmasi degil, aksi tum kanitlara ragmen hala sizin insanliginiza inaniyor olmamizdan. ”
https://momus.ca/wp-content/uploads/...-05-152222.jpg
“ Have you ever wondered why we [women] are not just in armed combat against you ? It’s not because there’s a shortage of kitchen knives in this country. It is because we believe in your humanity, against all the evidence. / Alguna vez se preguntaron porque no estamos simplemente en combate armado contra ustedes ? No es porque haya escasez de cuchillos de cocina en el país. Es porque creemos en su humanidad, contra toda la evidencia. ”
Ingiliz - Avustralyali sarkici, soz yazari ve akris Olivia Newton-John'in dogum gunu ( 26 Eylul 1948 )
https://i.pinimg.com/originals/98/20...54ad64745f.jpg
https://media1.giphy.com/media/TRnDTzLBsLHH2/giphy.gif
https://media.giphy.com/media/coq93CWNnx1Kg/giphy.gif
Ingiliz yazar Minette Caroline Mary Walters’in dogum gunu ( 26 Eylul 1949 )
https://www.dorsetview.co.uk/wp-cont...te-walters.jpg
“ Zevk, gelincik cicegi gibidir: avuclaninca cicegi soluverir; ya da gole dusen kar taneleri gibidir: bir an suren inanilmaz bir bembeyazlik yansitir, ama hemen ardindan sonsuza dek yok olup gider. ” Buz Odasindaki Olu
https://images.gr-assets.com/books/1...16l/773000.jpg
“ Pleasures are like poppies spread, you seize the flower, it's bloom is shed; or, like the snow-fall in the river, a moment white, then melts forever. ”
Ispanyol asilli Amerikali filozof, sair ve yazar George Santayana'nin olum yildonumu ( 26 Eylul 1952 )
https://upload.wikimedia.org/wikiped..._Santayana.jpg
“ Maskeler, duygularin ayni anda hem sadik, hem gizli, hem de mukemmel olabilen donmus ifadeleri ve hayranlik uyandiran yankilaridir. Havayla temas halindeki canlilarin sert bir dis kabuk olusturmalari gerekir ve bu kabuklar kalp olmadiklari icin suclanmazlar; ancak kimi dusunurler nesne olmadiklari icin imgelere ve duygu olmadiklari icin sozlere kizarlar. Sozler ve imgeler kabuklar gibidir, en az kapladiklari maddeler kadar doganin bir parcasidirlar, ama daha cok goze hitap ederler ve gozleme daha aciktirlar. Maddenin sadece gorunus icin, yuzlerin sadece maskeler icin veya tutkularin siir ve erdem icin var oldugunu soylemek istemiyorum. Dogada hicbir sey baska bir sey icin var olmaz; tum bu evreler ve urunler varolus cemberinde esit paya sahiptirler. ”
https://m.media-amazon.com/images/I/51-LN4HxHEL.jpg
" Masks are arrested expressions and admirable echoes of feeling, at once faithful, discreet, and superlative. Living things in contact with the air must acquire a cuticle, and it is not urged against cuticles that they are not hearts; yet some philosophers seem to be angry with images for not being things, and with words for not being feelings. Words and images are like shells, no less integral parts of nature than the substances they cover but better addressed to the eye and more open to observation. I would not say that substance exists for the sake of appearance, or faces for the sake of masks, or the passions for the sake of poetry and virtue. Nothing arises in nature for the sake of anything else; all these phases and products are involved equally in the round of existence. "
https://pictures.abebooks.com/IARRANZ/22703970062.jpg
“ Las máscaras son expresiones fijas y ecos admirables de sentimientos, a un tiempo fieles, discretas y superlativas. Los seres vivientes, en contacto con el aire, deben cubrirse de una cutícula, y no se puede reprochar a las cutículas que no sean corazones. No obstante, hay ciertos filósofos que parecen guardar rencor a las imágenes por no ser cosas, y a las palabras por no ser sentimientos. Las palabras y las imágenes son como caparazones: partes integrantes de la naturaleza en igual medida que las sustancias que recubren, se dirigen sin embargo más directamente a los ojos y están más abiertas a la observación. De ninguna manera diría que las sustancias existen para posibilitar las apariencias, ni los rostros para posibilitar las máscaras, ni las pasiones para posibilitar la poesía y la virtud. En la naturaleza nada existe para posibilitar otra cosa; todas estas fases y productos están implicados por igual en el ciclo de la existencia. ”
http://spiritualcleansing.org/wp-con...repeat-it..jpg
" Gecmisi hatirlayamayanlar, onu bir kere daha yasamak zorunda kalirlar. / **uellos que no recuerdan el pasado están condenados a repetirlo. "
http://izquotes.com/quotes-pictures/...ana-286549.jpg
" Bugune kadar hic aglamamis genc adam bir barbar, onun agladiklarina gulmeyecek yasli bir adam ise budaladir. / El joven que no ha llorado es un salvaje, pero el viejo que no ríe es un necio. "
Terminator film serisinde Sarah Connor karakterine hayat veren Amerikali aktris Linda Carroll Hamilton'in dogum gunu ( 26 Eylul 1956 )
https://vignette.wikia.nocookie.net/...20130106063510
https://media.giphy.com/media/14iSqMqEdE2KD6/source.gif
Leonard Bernstein'in muzigini, Stephen Sondheim'in sozlerini yazdigi Bati Yakasi'nin Hikayesi ( West Side Story - Storia lato ovest ), promiyerini 26 Eylul 1957 tarihinde New York, Winter Garden Theater'da yapti.
http://www.popspotsnyc.com/westsides...Side_Story.jpg
http://www.charlottesymphony.org/fil...12292016031611
Ingiliz roman yazari, gazeteci, politik yorumcu ve televizyon kisiligi Will ( William Woodard ) Self’in dogum gunu ( 26 Eylul 1961 )
https://upload.wikimedia.org/wikiped...-1660-Edit.jpg
“ Ressam Simon Dykes, elinde bir kokteyl bardagiyla dikilirken, bir binanin tugla duvarinin ardindan cikan bir sekiz kureklinin, kursun renkli nehir boyunda kayarak ilerledikten sonra baska bir binanin beton duvarinin ardinda kaybolusunu izledi. Bazen insan orantilama yetenegini kaybeder, diye dusundu Simon, peki ya perspektif duygusunu kaybetmek nasil bir sey olurdu ?
Ressamin felaketi…’
‘ Ah, pardon. ’ Simon irkildi, bir an icin yuksek sesle dusundugunu sanmisti.
Simon’a iyice sokulup, onunla beraber pencereden gozunu nehre dikmis olan George Levinson, ‘ Ressamin felaketi bu ’ diye tekrarladi.
‘ Bu ressamin felaketi demek istiyorsun herhalde. ’ Dalip gitmis olan George’un, eli cenesinde profiline dogru donen Simon, kolunu acarak galerinin bembeyaz duvarlarini gosterdi. Icerde sadece duvarlar yoktu elbette, buyuk dikdortgen tuvalleri ve surada burada gruplar olusturmus davetlileri de saymak gerekirdi. Hele davetliler; bir elleriyle dirseklerini tutmus konusurken insanlarin sosyal iliskilerini anlatan bir resim gibiydiler. ” Buyuk Maymunlar
https://groveatlantic.com/core/wp-co...0802135765.jpg
“ Simon Dykes, the artist, stood, rented glass in hand, and watched as a rowing eight emerged from the brown brick wall of one building, slid across a band of gray-green water, and then eased into the grey concrete of another building. Some people lose their sense of proportion, thought Simon, but what would it be like to lose your sense of perspective ?
‘ Disastrous for a painter… ’
‘ I’m sorry, ’ Simon blurted, imagining for a second that he had spoken aloud.
‘ They’re disastrous for a painter, ’ reiterated George Levinson, who had come up by Simon’s elbow and now stood beside him, looking out of the plate-glass window that faced on to the river.
‘By that I take it you mean they’re disastrous for the painter.’ Simon half turned towards George’s ruminant profile and swept an arm to encompass the white space of the gallery, the big oblong canvases, and the posing private openeers, who stood about in loose groups, arms cocked, as if they were some tableau vivant intended to exhibit human social interactions. ”