https://www.hisse.net/topluluk/showt...51#post7038251
Kendime masallar.!!!
Masallar dünyası.!!!
Printable View
https://www.hisse.net/topluluk/showt...51#post7038251
Kendime masallar.!!!
Masallar dünyası.!!!
Ons yine düzeltmesini yaptı yola koyuldu 3317 dolarda.
Binlerce tapu sahibi ifadeye çağrılıyor
Bakanlık, gayrimenkul alım-satımlarında gerçek değer takibi için MEVA sistemini kullanmaya başladı. 81 ilde 16 bin satış incelenirken GİB, tapu beyanı ile gerçek değeri arasında fark olan 9 bin 150 kişiden açıklama talep etti.
https://www.istegundem.com/haber/bin...riliyor/293541
Milletin iflahını kurutacaklar uçana kaçana herkese tebligat yolluyorlar ilgili ilgisiz ya çıkarsa taktiği..
Eski defterleri karistiriyorlar desenize.
Piyasa Mayıs enflasyonunda yavaşlama bekliyor
Bloomberg HT'nin anketine göre Mayıs'ta enflasyonun aylık bazda yüzde 2, yıllık bazda yüzde 36,1 olması bekleniyor.
Yıl sonu enflasyon beklentisi ise bir önceki anket döneminde yüzde 31,07 iken bu anket döneminde yüzde 31'e geriledi.
Nisan ayında enflasyon aylık bazda yüzde 3,25, yıllık bazda ise yüzde 38,20 olmuştu.
Merhaba bir sorum olacaktı burada müteahitlerde vardı sanırım Selim abi de bu işle ilgili sanırım .
normal sokak arası bir kentsel dönüşüm binasında daire metrekare fiyatı 25 bin iken dükkan metrekaresi 75 bin olması normal midir acaba .
Fiyat teklifi öyle çıkmış bana göre adil olan ne banyo ne mutfak var ne de kapılar vs 20 bine bile yapması üste para vermesi gerekmez mi yarısı bizden yasası gereği
Dönüşüm düşülmemiş hali ile 95 metrekare evden daha fazla ödeme çıkartmışlar 25 metrekare yere
Adnan MENDERES
Adnan menderes güzellemesi yapanlar eski kuşaksa, genelde asıl dertleri güç sahibi oldukları eski güzel günlerdir. cumhuriyet yoktur, asanlar kesenler bellidir, toplum nüfuz sahipleri ve diğerleri diye ayrılır. bu nüfuz ağalıktan mı, şeyhlikten mi, askerlikten mi, bürokrasiden mi gelir onlara fark etmez. gelsin yeter. adnan menderes'in toprak ağalığının mis gibi tezek kokusunu özlerler. bedeli varsın ülkenin sefalete düşmesi olsun, işgal edilmesi olsun, ekonomik sömürge haline getirilmesi olsun, onlar için fark etmez. kendi sefil çıkarlarından gayrısı önemsizdir ki zaten fırsat buldukça parayı verenin papağanlığını yapmaktan gocunmazlar. işte ben de sırf bu nedenle bu tiplerden haz etmem. gücü herkes isteyebilir, güce ulaşmak için çalışabilir, bu herkesin hakkıdır ama bunun için kendinden gayri her şeyi ateşe atmaya hazır olanların kabul edilecek bir yanı yok. bu tiplerin kullanmayı en sevdiği laflardan biri de müstemlekedir ve cumhuriyeti kuran liderleri ve onların çizgisinden gidenleri yermek için sık sık kullanırlar ve bu türün özelliği olan pişkinlik ve ikiyüzlülükle, kurtuluş savaşı ve sonrasında diplomasi sayesinde dönemine göre siyasi ve ekonomik olarak saygın, güçlü ve bağımsız bir ülke haline geldiğimizi yok sayarlar. fakirin fukaranın, kimsesizin de nüfuz sahipleri kadar hayatta eşit şansa sahip olacak olmasını anlayamazlar, sindiremezler. normal şartlarda toplumdan dışlanması ve bir köşede deli saçmalarını tekrar etmeye terk edilmesi gereken bu hazımsızların ülkede baştacı edilmesi aslında bir tür uyarı, bir hastalık belirtisidir.
adnan menderes güzellemesi yapanlar yeni kuşaksa, bu çok büyük bir ihtimalle yukarıda saydığım, eşit şartlarda rekabete girmeden gücü elinde tutmak isteyenlerden ve onların çizgisinde giden tiplerden kulaktan dolma dinledikleri yalanlara inananlardır. biraz açıp ne nedir diye baksalar, içinde vicdan kırıntısı olanlar kendisini zaten hak ettiği yere yerleştirirler.
bugün bazı çevrelerce anlatılan adnan menderes'le, icraatleriyle tarihte yerini almış adnan menderes aynı kişi değildir. bugün yaşatılmaya çalışan adnan menderes imgesi, kaynağını ve gücünü tarihe dayandırmak isteyenlerin yarattıkları bir personadır, bir tür ideolojik alettir. demokrat parti'nin ve adnan menderes'in yediği haltları allayıp pullayıp olumlu göstermeye çalışırlar. dikkat ederseniz, onun yaptığı hataların hepsinin bugün tekrar edildiğini görebilirsiniz. sebebi de aynıdır: kişisel istikbal ve güç zehirlenmesi. bırakın vatan millet sevgisini şunu bunu, adnan menderes'in vatanla da milletle de sevgiyle de işi yoktur. demokrat parti türk siyasi tarihinde partilerin isimlerini, yıkacakları ilk kavramdan alması geleneğinin nadide bir örneğidir. adnan menderes de çok partili hayata geçiş gibi çok önemli bir deneyimi, kendi istikbali ve güç hırsı için harcamış, bu deneyin demokrasiye geçilememesiyle sonuçlanmasına neden olmuştur. demokrasi diye yola çıkıp kendi tiranlığını kurmaya koyulmuştur.
kendisi, sosyopat özellikler gösteren, rahatsız bir insandır. kendisi de evli ve çocuklu olan adnan menderes'in ikisi de evli olan ayhan aydan ve suzan sözen'le girdiği ilişkilerde takındığı tutuma bakarsanız anlarsınız. evli kadınla, kocası evdeyken ilişkiye girip karşılığında kocanın tayin işini gördürecek kadar midesiz bir insan. gücünü en son noktaya kadar diğer insanlar üzerinde uygulama hevesinin tezahürü.
kendisi, demokrasi diye otokrasiyi savunan otoriter bir lider. sadece basınla ilgili yaptıkları bile yeter. bugüne çok benzeyen uygulamalar var. demokratlığının sınırlarını anlamak için tahkikat komisyonuna bakmak bile yeterli. 16 üyeli komisyonun 16 üyesi de demokrat partili ve bu komisyonun soruşturma ve yargı yetkisi var. üstelik verdiği kararların temyiz yolu da kapalı. yani bu parti üyeleri ne ceza verirse koşulsuz şartsız uygulanacak. komisyonun yetki alanı? basın ve muhalefetin eylemleri. çok demokrat bir parti. komisyonun derdi chp'yi kapatıp kaybedeceği belli olan seçimi kazanmak. seçimi göremeden darbe oldu. o günün öğrencileri ve üniversite hocaları kendisini protesto edince, dinlemek yerine yok etmek isteyen biri. chp döneminde işe başlayan sansaryan han işkencehanesi en görkemli günlerini demokrat parti döneminde yaşamış, sorgu sırasında görevlileri atlatıp (!) intihar etmek için pencereden atlayıp ölen siyasi tutuklularla meşhur olmuştur.
https://dergipark.org.tr/en/download...le-file/165696
kendisi, 6-7 eylül olaylarında başbakan olarak kılı kıpırdamamış biridir. şehir dışından kamyonlarla eli bir örnek sopalı insanlar getirilmiş, bu insanlar önce rum vatandaşlarımızın, sonra denk getirdikleri diğer gayrimüslim vatandaşlarımızın evlerini, dükkanlarını, kiliselerini yakıp yıkıp yağmalarken, iki gün boyunca şehirde asayiş askıya alınmış, insanların kişisel çabaları dışında güvenlik için tek bir adım atılmamıştır. yağmalanan dükkanlar, evler, tecavüz edilen kadınlar, öldürülen insanlar. o dönem aniden zengin olanların izi sürülse çok ilginç isimlere rastlanabilir. bu olayın hesabı hiç sorulmamıştır. ayrıca sanırım tarihimizde, atatürk'ün adı kullanılarak yapılan ilk provokasyon bu olabilir. 1991 yılında bu olayların özel harp dairesinin planlamasıyla yapıldığı itiraf edildiyse de kimse arkasını soruşturmadı.
https://www.sozcu.com.tr/2018/yazarl...ylari-2612951/
kendisi, ülke evlatlarını harcanacak mal gibi görmüştür. bizi, nato üyeliğinin diyeti olsun diye ilgimizin alakamızın olmadığı kore savaşı'na sokmuştur. abd ve ingiltere'den sonra en çok kayıp veren ülke türkiye'dir. nasıl olabilir bu? şöyle: takviyeli birlik gönder, eksildikçe yeni askerle sayıyı tamamla. çok dahiyane değil mi? tabur zaiyat aldı, geri çekilelim düşüncesi yok. ölen ölür, bizde ölmeye adam mı yok? abd askeri rahatça geri çekilsin diye harcadılar yüzlerce genç çocuğu. bir de 23 sentlik asker hikayesi vardır. ona da bir bakmak lazım. bugüne çok benzer işler. o gün de siyasetçi eliyle basın-yayın kullanılıp deli gibi propaganda yapılıyordu ki insanlar evlatlarını göbek ata ata ölüme göndersin.
https://www.trthaber.com/haber/gunde...di-377207.html
https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/66373
daraldığım için kısa keseyim, 1957'de tarihimizin en büyük devalüasyonu yaşandı ve cukkalanan abd yardımlarıyla yaşanan saltanat paraların suyunu çekmesiyle sonuna yaklaşınca, köküne kibrit suyu dökülen ekonomi krize girdi. adnan menderes döneminde 1950'lerin başında ekonomik büyümeden bahsedilir ve doğrudur. aynı 2000'lerdeki gibi eloğlunun parasıyla, hibesiyle büyüme yaşanmıştır. ama ne pahasına? bir toprak ağası başa geçtiği için olsa gerek, tarımda makineleşme artarken işsizlik de artmıştır. makineler ırgatın yerini aldıkça ırgata yol görünmüştür. bu yolun sonu 2000'lere kadar devam eden büyük iç göçü tetiklemiştir. alınan tüm yardımların, paracıkların büyük şehirlere yatırım ve cukka için kullanılması nedeniyle osmanlı'dan kalan orta çağ anadolusuna geri dönülmüş ve sıkı durun 22 milyon insan 50 yıl içinde ülkenin çoğunlukla batısına göç etmiştir. tamam tarımsal işsizlik arttı ama 1950'lerde büyümüşüz işte daha ne, büyüyen ekonomide iş imkanları artar derseniz, o iş öyle değil derim. çünkü bu becerikli başbakan döneminde tarımsal büyümeye karşı sanayi küçülmüştür. tarımın ekonomideki payı 42'den 45,2'ye çıkarken, sanayinin payı 15,2'den 13,5'e düşmüştür. menderes kuzu kuzu abd'nin dikte ettirdiği tarım toplumu türkiye rolünü kabul etmiştir. "marshall planı türkiye özel misyonu başkanı russel dorr, 1951 yılında yaptığı bir açıklamada, '... hür dünyanın kuvvetlenmesi, türkiye’de istihsalin artmasıyla dostlarına hayati ihtiyaçları olan gıda maddeleri, kömür ve malzeme ihracatıyla elde edilebilir" diyor. gıdadan kasıt da buğday. chp'nin denk bütçe ve kontrollü büyüme ile halka zenginlik getirmemesinin yarattığı tepkiyle esip gürleyen menderes, emekle yetenekle çalışmayla zenginleşmek yerine, sağ partilerin en bayıldığı propaganda yöntemine başvurup, milletin havadan ve hızla zenginleşeceğini müjdeleyen "her mahalleye bir milyoner" vaadiyle atıp tutarak bugüne kadar istikrarlı bir şekilde bozulmayan yegane siyasi geleneğimiz olan popülizmle 1957'de ülke ekonomisinin tabutuna çiviyi çakmıştır. daha iç göçle başlayan yağma kültürüne falan hiç girmiyorum.
https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/3532
adnan menderes budur. chp yöneticileri ve haliyle ismet inönü eğer isteselerdi, demokrat parti'nin çıkışına izin vermez, ülkeyi paşa paşa tek partiyle gittiği yere kadar götürebilirdi. bence yanlış olurdu o ayrı. demeye çalıştığım şey, güç ellerindeyken bunu paylaşmak için önayak olmuş olmaları. 46 seçimlerinde şok yaşayıp hile yapmışlar ve demokrat parti iktidarını geciktirmişlerdir. bunun tartışılacak bir yanı yok. ama öyle ya da böyle çok partili hayata geçmiş, 1950 seçiminde de iktidarı kavgasız gürültüsüz adnan menderes'e teslim etmişlerdir. adnan menderes de o iktidarı alıp tarihimizin ilk gerçek demokrasi denemesinin içine etmiştir. 10 yıllık iktidarının özeti bir önceki cümlenin son iki kelimesidir. kendisinde tipik zayıf karakterli siyasetçi refleksi vardır. "iktidarımı kaybedeceğime ülkeyi ateşe atarım daha iyi” refleksi de diyebiliriz.
askeri darbe sonrası asıldı ve hak etmediği bir paye elde etmiş oldu. menderes'e demokrasi şehidi demek acı bir şakadır. askerlerin yaptığı yanlıştı evet ama bu menderes'i temize çıkarmaz. menderes kötü bir insan ve kötü bir siyasetçidir. ülkeye iyiliği değil, çok temel konularda bolca kötülüğü olmuştur. ülke insanının refah ve mutluluğunu artırmak için çalışmak yerine kendi kişisel çıkarları için çalışan, ülkenin geleceğini düşünmek yerine şahsının ve partisinin geleceğini düşünen her siyasetçi gibi kötü anılmayı hak ediyor. kendisini kötü biliyorum.
Dervişe sormuşlar dünyadan ne anladın diye. Derviş: Dünya ölülerin arkasından ağlanıldığı ama yaşarken dünyanın dar edildiği, ölünce toprağına çiçek ekilip yaşarken evinin zindan edildiği yerdir demiş.
İnternet üzerinden Tudors da 5 tişört 1194 TL. İhtiyacı olanlar baksın
Bebecan Cumhurbaskani adayiyim demis.
Bu konuyu derinlemesine incelemek isteyenlere tavsiyem, Şevket Süreyya AYDEMİR'in Menderesin Dramı adlı eseri okumalarıdır.
Yukarda yazılanların ne kadar doğru olduğunu, ne kadar hasta ruhlu biri olduğunu daha iyi anlayacaklardır.
Burada hasta ruhlu tabiri yanlış anlaşılmasın, işlenen cürüm karşısında, adam hasta kardeşim..! aymazlığına düşülmesine yol açar, kelimenın tam anlamıyla ahlaksız biriydi.
ahlaksızlık konusunda üstüne olmadığını herkes biliyor (cinsel anlamda karşı cins ile ilişkiler anlamında söylüyorum yoksa götürmede onun çok daha üstünde olanları gördü bu gözler)
ancak o kısmını bertaraf edip asılmasını kullanarak bir demokrasi kahramanı yaratmak isteyenler sansürlerini baskılarını mecliste yaptırdıklarını sırf başka birini seçtiler d,ye ili ilçe yapmasını kısaca demokrasi karşıtı onlarca eylemini görmezden gelmeleri ilginç
birinin demokrasi kahramanı olması için vatan için demokrasi için millet için birşeyler yaptığı için asılması gerekir
uçkuru çim cebi için demokrasi düşmanlığı için kahraman olmamalı
Aslında olayi bozan konu asilma isi.adam gibi adalet sistemi olsa kemiksiz 30 yıl kırk yıl hapiste çürü se demokrasi kahramanlığı falan olmazdı.oglu bile bu olayı kullanıp baya baya siyaset yapti.o kaza olmasaydı daha da baya ilerlerdi.
Bence en büyük olayi kore olayi.o affedilemez.bizim yazlıkta kore gazisi bir abimiz vardı.tek ayak diz üstü kopmuş.o zamanlar gaziye saygı vardı.ama gencecik adam koltuk değneği ile geziyordu.kore nere turkiye nere.tum ulkeler sembolik asker gönderirken biz bildiğin savaştık.
https://x.com/_0645zezekacar_/status...904848729?s=12
Kendime masallar.!!!
Masallar dünyası.!!!
İzmir Büyükşehir Belediyesi ve belediye şirketlerinde çalışan 23 binin üzerinde işçi adına süreci yürüten DİSK Genel-İş Sendikası ile yapılan Toplu İş Sözleşmesi (TİS) görüşmelerinde anlaşma sağlanamadı. Bu nedenle, işçiler grev kararı aldı ve İzmir'de ulaşımdan temizliğe birçok alanda hizmetler durdu.
İşçiler EN AZ 86 bin MAAŞ ve 40-50 kalemde ek zam istiyormuş diye TV de haber vardı.
Sokak süpürerek Almanya ile Euro olarak aynı ücreti al, Türkiye de yaşa.
Temizlik işçisi, şöfor PROF tan daha fazla maaş istiyorlar..
Sonra da Türkiye de neden işveren sendika istemiyor diye lak lak konuşuluyor.
Düşünsene ülkede sol SENDİKALI belediyede çalışan çöpçünün sahip olduğu kiracı olarak öğretmen, akademisyen oturacak, ki oturuyordur.
Bu da sosyal belediyecilik oluyor.
Sonra maaş vermek için emlak vergisine, suya, katı atığa tarihte görülmeyen şekilde 5-10 kat zam yap.
Bunun sonu maaşına zam işine sona gider.
Sonra taşeron emrinde asgariye talim edersin.
Bu tür şeyler bir study'e bir ankete dayanmadan ileri sürülemez.
Yoksa Gamet'e dönersin ki, kimse okumaz.
Sol sendikalı diye yargılamadan, Temmuz Ağustos'ta İzmir'in sıcağında 8 saat kent içinde bi çalış, sonra döktür bu düşmanlığı.
Bir de 120.000 cami'de, gölgede görev yapan İmam'ların kaç lira maaş aldığını bir öğren.
Almanya da eksi 10 derecede sokak süpüren çöpçü prof tan, öğretmenden daha fazla mı maaş alıyor?
Olaylara futbol klüp taraftarı gibi bakmak gözleri kör eder.
Sosyal haklarla 100 bin TL isteyen çöpçüler işi bıraksın yerine 50 bin TL ye çalışacak Türkiyede en az 5 -10 milyon başvuru gelir.
Ona 100 bin verdin. Diğer tüm özel kamu işçileri de istedi. Onlara da verdin
Sonuç: PARA BAS....
Yüzde 200-500-1000 ENFLASYON....
Sonra aldığı yüz bin adamın kirasını bile karşılamaz.
Türkiye Euro ya geçsin o zaman bakalım sendikalar kaç para isteyebiliyor.
Şu an sok sendikalı işçileri neden eleştriyoruz.
Onların fahiş ücretleri nedeniyle herkesten FAHİŞ emlak, su ve katı atık parası alınıyor.
Bu ülkede milyonlarca emekli çok zor durumdayken, et yiyemezken para onlardan emlak vergisi, su parası şeklinde alınıp bu sendikalı işçilere ciro ediliyor.
Benim penceremden farklı bir görüntü var;
Örneğin TR'de 2002 de 36 kişiye bir devlet memuru düşerken ve ort. maaşları 420 USD/ay iken günümüzde 16 vatandaşın sırtında 1 kamu görevlisi var. Üstelik ortalama maaşları 1300 USD/ay civarına yükseldi.
Sekreterin şoförüne ayrıca çaycı alınacak yakında.
Kamuya alınan her kişi bir süre sonra kendilerinden başka kimsenin vergi ödemediği hissiyatına kapılıyor.
Şu patronlardan (girişimcilerden) nasıl daha fazla vergi alırız da üleşiriz derdine düşüyorlar.
Sistemin gerçek köleleri esasen girişimciler.
USD kuru artmamasına rağmen enflasyonun artma sebebi bence bu.
Toplumun bir kesimine satın alma gücü bahşediliyor ve bunlar diğer (yükü çeken) insanlarla aynı pazara çıkıp alışveriş yapıyorlar.
Toplanan her 100 TL verginin 50 TL.si personel maaşlarına gidiyor. Bakanlar, milletvekilleri çocuklarını devlet memuru yapıyor. Neden?...
Sanayici rekabet edemiyorsa batsın,
esnaf müşterisini kaçırıyorsa batsın,
siyasetçi halkı ikna edemiyorsa seçimi kaybetsin,
çiftçi tarlayı iyi işleyemiyorsa batsın,
işçi çok talepte bulunuyorsa atılsın taşerona verilsin...
Eee size bir yaptırım yok mu?
657 sayılı yasanın değiştirilmesi lazım.
.
İşte birileri ona eşiniyor devamlı övgüler düzenliyorlar darbeci CHP diyorlar,oysaki inönü onu uyarmıştı,asıldığında 7 yaşındaydım,dedem demokrat partiye geçtiği için bu adama destek verdik ama azıttı diyordu idamıda hak etti diyordu,adam bir çırpıda Atatürkün kurmuş olduğu düzeni yerlen yeksan etti karşılığınıda buldu,oda yetmez gibi halkım siz isteyin hilafeti bile geri getiririm dedi...
İzmir de çöpçü sendikanın talebi ile ek yardımlarla 100 bin alacakken başındaki memur şef 50-60 bin alacak.
Tuhaf değil mi?
Akşam Sözcü de konuşan CHP bşk yrd. Başarır kumpas olayı ile ilgili konuşurken bir yerde onun elde ettiği birikim konusunda açıklama yaparken "kaç yıllık çaycı 100 bin maaş alması normal" dedi.
Zihniyet bu ise halk nasıl size oy verecek?
İmamoğlu davasında tutuklamalar olduğu için çoğu senaryo yazarak serbest kalıyor gibi. Hiç bir şey olmasa bile benden bu kadar istediler der geçer. Ondan sonra da tepinmeye başlarlar
Paranın olduğu her yerde gümrüklerde, inşaat işlerinde vs. yolsuzluk ve rüşvet olabilir.
Rüşvet, en çok da partisi ve dönemi ne olursa olsun imar işlerinde döner.
Gelişmemiş ülkelerde Siyasetçilerin o denli stresli olan bir işte hevesle mücadele etmesinin nedeni de çoğu zaman budur.
Zira gelişmemiş ülkelerde imar ve inşaat konusunda kurallar belirsizdir ve her zaman RANT vaad eder.
Dünyadaki Partiler belediye meclis üyelerinin belirlenmesi için KULLANIŞLI olan başkana körü körüne bağlı tiplerle, kendine daha sonra ranttan pay verecek müteahhit vs meslekten adamları sokar.
Bizdeki İmar kanunun 18. maddesi gibi diğer ülkelerde de benzer düzenlemelerle ve mecliste işleri sadece el kaldırmak yukarıdaki tiplerle herhangi bir yeşil alan birden 20 katlı gökdelen oluverir.
Bilişimin çok gelişmesi ile belediye imar işlerinde görevli müdür, başkan vs ye verilen komisyonlar çok istenirse tespit edilebilir. Zira para yok edilemez.
Dünyadaki bazı merkez yönetim yöneticileri de rüşvet alanları yıllarca habersiz ancak delil toplayarak izleyebilir ve kendilerine en uygun olan zamanı gelince kendi iktidarlarını kaybetmemek ve kendilerini merkezi yönetimdeki RANTTAN mahrum olmamak için her şeyi ortalığa dökebilirler.
Yani deneyimsiz siyasetçiler altlarındaki kadrolar nedeniyle bu tuzağa düşürülebilir.
Bizde de çooook uzun yıllar görev yapan bir eski bir belediye başkan oğlunun TV sahibi olması, aynı yaşlarda atanamayan öğretmenler intihar ederken, inşaatta çalışırken iş kazasında ölürken kendine genç yaşlarda milyar dolarlık malikaneler yaptırması nasıl açıklanabilir?
nüfusunun büyük çoğunluğu aptal ve geri zekalı olan ülkelerde siyasi ve ekonomik kriz bitmez çünkü bu geri zekalı aptal toplum kendine yakışır yöneticileri seçerler sayın value Türkiyede devlet memurunun çokluğunda bahsetmiş evet gerçekten bu yapay zeka çağında çok devlet memuru var sayısı azalacağına çoğalmış neden çoğalmış siyasal islamcılarla mafyanın siyasi ayağı kendi yakınlarını akrabalarını devlete doldurdular bu mülakatın amacı neydi muhalif kesimi elemek içindi bence en az yarısından fazlası tasfiye edilmeli en düşük memur maaşıyla asgari ücreti karşılaştırdığınızda büyük bir adaletsizlik var bu memur fazlalığını iş adamı rahmi koç ta dile getirdi ihale verilemeyen servet kazandıramadıkları çevrelerini devlete ballı maaşlarla devlet memuru yapıyorlar yani bu harami kesim ve türevleri elebaşları alaşağı olursa kendilerininde sonunun geleceğini biliyorlar Türkiyenin borsası her geçen gün çöp oluyor bu haramiler alaşağı olmadıkça kimse bu ekonomik siyasi riskleri olan bir ülkenin borsasına yatırım yapmaz batılı siyasi analistler Türkiyede arap asıllı Türklerle Göktürkler arasında bir iç çatışmanın kaçınılmaz olarak görüyorlar bence Türkiyenin borsasında hisse almak hiç mantıklı değil Çin borsası ve amerika borsasına yatırım yapmak daha mantıklı benim favorim Çin borsasıdır şu anda çin borsasını araştırıyorum özellikle teknoloji hisselerine yatırım yapmanın doğru olduğuna inanıyorum zeki bir millettir ahlak kaliteside yüksektir