Printable View
Fransiz ressam Albert Pierre René Maignan'nin olum yildonumu ( 29 Eylul 1908 )
Le départ d'Hector ( The Departure of Hektor, 19th century )
https://upload.wikimedia.org/wikiped...d%27Hector.jpg
Les Dernier Instants de Chlodobert, 1880
https://4.bp.blogspot.com/-wAi4lbpI8...0n3o1_1280.jpg
Amerikali ressam Winslow Homer'in olum yildonumu ( 29 Eylul 1910 )
Prinsoners from the front,1866
http://www.winslowhomer.org/images/p...-the-front.jpg
Long Branch, New Jersey, 1869
https://upload.wikimedia.org/wikiped...ey_-_1869.jpeg
29 Eylul 1911
" Goethe’nin gunlukleri. Gunluk tutmayan kisi, bir gunluk karsisinda yanlis bir konumdadir. Diyelim boyle biri Goethe gunlugunde: ' 11.1.1797. Butun gun evde cesitli ugraslarla gecirildi ' notunu okudu; ona oyle gelir ki, sanki kendisi bir gunde asla bu kadar az is yapmamistir. Goethe’nin gezi gozlemleri bugunkulerden degisik; cunku bir posta arabasindan yapiliyor gozlemler ve arazinin yavas yavas degisime uygun olarak daha yalin bir bicimde olusup cikiyorlar; dolayisiyla, soz konusu yerleri gormeyenler bile cok kolay izleyebiliyor bunlari. Serinkanli ve dupeduz pitoresk bir dusunus bicimi gozlemlerde kendini aciga vuruyor. Cevre arabada yolculuk eden kimseye yerek karakteriyle hirpalanip orselenmeden kendini sunup soseler ulkeyi demiryollarindan cok daha dogallikla katettiginden ve belki soselerle demiryollari arasinda irmaklarla kanallar arasindakine benzer bir iliski bulundugundan gozlemcide zorlamalara yer kalmiyor ve fazla bir zahmete girmeden sistematik olarak her seyi gorebiliyor. Bu yuzden, enstantane gozlemler az gunlukte; boylesi gozlemler cokluk ic mekanlarda rastlaniyor; ic mekanlarda belirli kisiler gozler onunde birbirlerinden ayrilamayacak gibi ansizin boy gosteriyorlar; ornegin Heidelberg’teki Avusturyali subaylar; oysa Wiesenheim’deki erkeklerin anlatildigi bolum dogaya daha yakin 'mavi ceket ve isleme ciceklerle bezenmis ak yelekler giyiyorlar' ( bellege dayanilarak yapildi bu alinti ). Ren nehrinin Schaffhausen’de yaptigi caglayana iliskin epey uzun bir yazi, orta yerinde buyucek harflerle: ' Uyarilmis dusunceler. ' ”
https://m.media-amazon.com/images/I/...2L._SL500_.jpg
29. September 1911
" Goethes Tagebücher: Ein Mensch, der kein Tagebuch hat, ist einem Tagebuch gegenüber in einer falschen Position. Wenn er z. B. in Goethes Tagebüchern liest ' 11. I 1797 den ganzen Tag zuhause mit verschiedenen Anordnungen beschäftigt ' so scheint es ihm, er selbst hätte noch niemals an einem Tag so wenig gemacht. – Reisebeobachtungen Goethes anders als die heutigen, weil sie aus einer Postkutsche gemacht mit den langsamen Veränderungen des Geländes sich einfacher entwickeln und viel leichter selbst von demjenigen verfolgt werden können, der jene Gegenden nicht kennt. Ein ruhiges förmlich landschaftliches Denken tritt ein. Da die Gegend unbeschädigt in ihrem eingeborenen Charakter dem Insassen des Wagens sich darbietet und auch die Landstraßen das Land viel natürlicher schneiden als die Eisenbahnstrecken, zu denen sie vielleicht im gleichen Verhältnisse stehn wie Flüsse zu Kanälen, so braucht es auch beim Beschauer keine Gewalttätigkeiten und er kann ohne große Mühe systematisch sehn. Augenblicksbeobachtungen gibt es daher wenige, meist nur in Innenräumen wo bestimmte Menschen gleich grenzenlos einem vor den Augen aufbrausen z. B. österreichische Officiere in Heidelberg, dagegen ist die Stelle von den Männern in Wiesenheim der Landschaft näher 'sie tragen blaue Röcke und mit gewirkten Blumen verzierte weiße Westen' (nach dem Gedächtnis citiert). Viel über den Rheinfall bei Schaffhausen niedergeschrieben mitten drin in größeren Buchstaben ' Erregte Ideen. ' "
Akademi Odullu Italyan yonetmen, senarist, editor, yazar, ressam ve film elestirmeni Michelangelo Antonioni'nin dogum yildonumu ( 29 Eylul 1912 )
“ Neden bugun erotizmin edebiyatimizda, teatral gosterilerimizde ve baska yerlerde bu kadar yaygin oldugunu dusuyorsunuz ? Zamanýmizin duygusal hastaliginin belirtisidir o. Eros saglikli olsaydi, yani, insan kitleleri icinde muhafaza edilmis olsaydi, zihinlerin erotizmle olan bu mesguliyeti saplanti haline gelmeyecekti. Fakat eros hastadir, insan rahatsizdir, bir sey rahatsiz etmektedir onu ve ne zaman bir sey canini SIKSA, insan tepki gosterir, fakat kotu bir sekilde tepki gosterir, yalnizca erotik olan bir durtuyle tepki gosterir ve mutsuzdur. ”
https://www.thefamouspeople.com/prof...ntonioni-1.jpg
“ Perché pensate che l’erotismo sia così prepotente, oggi, nella nostra letteratura, nelle rappresentazioni a teatro, dappertutto ? E’ un sintomo del male emotivo del nostro tempo. Ma la nostra preoccupazione nei confronti di ciò che è erotico non diventerebbe ossessione, se Eros fosse sano – se noi rimanessimo nella nostra dimensione umana. Ma Eros è malato; il genere umano non sta bene, qualcosa lo preoccupa. E ogni qual volta qualcosa lo preoccupa, il genere umano reagisce, ma reagisce male, solo con l’impulso erotico stesso; ed è infelice ”
https://images-na.ssl-images-amazon....8,1000_AL_.jpg
https://i.pinimg.com/originals/54/5f...bdcbef7ee5.gif
29 Eylul 1915
" Sisler icinde degisik kararlar. Ustesinden gelebiliyorum bunlarin. Ferdinand Caddesi'nde soz konusu kararlarla bir baglantiyi icermedigi pek soylenemeyecek bir afisin tesadufen gozume carpmasi. Basarisiz bir fresk eskizi. Altinda Cekce bir yazi: gozu bagli olan sen, bir kiz yuzunden sarap kupasini birakip gidiyorsun, cok gecmeden akillanmis olarak donup geleceksin.
Berbat, rezil bir uyku, sabahleyin kahredici bas agrilari, ama otekilerden daha ozgur bir gun.
Bir suru dus. Direktor Marschner ile hademe Pimisker karisimi sayilacak birinin duste boy gosterisi. Al al gurbuz yanaklar, siyaha boyanmis gur ve daginik saclar.
Eskiden hicbir sey sirtini yere getiremeyecek diye dusunurdum; bu nerdeyse kof, sert ve adeta saydam basinin hicbir sey hesabini goremeyecek, bilincsiz ya da aciyla gozlerin hic yumulmayacak, alnin kirismayacak, ellerin titremeyecek, her zaman yalnizca oyleymis gibi bunlari sergileyeceksin.
Hamlet'in tam bir krala yarasir bicimde davrandigini Fortinbras nasil soyleyebilmistir ?
Dun yazilanlari, ' dunku gunun dokuntusunu ' okumaktan ogleden sonra kendimi alamadim; sunu da soyleyeyim ki, bir zarari dokunmadi. "
https://legimifiles.blob.core.window...8/w512_u90.jpg
29. September 1915
" Verschiedene nebelhafte Entschlüsse. Die gelingen mir. Zufälliges Erblicken eines damit nicht ganz unzusammenhängenden Bildes in der Ferdinandstraße. Eine schlechte Skizze eines Freskos. Darunter ein tschechischer Spruch, etwa: Verblendeter Du verläßt den Becher wegen des Mädchens, bald wirst Du belehrt zurückkommen
Schlechter elender Schlaf, früh marternde Kopfschmerzen aber freierer Tag.
Viele Träume. Auftreten einer Mischung von Dir. Marschner und Diener Pimisker. Rote feste Wangen, schwarz gewichster Bart, ebensolches starkes wildes Haar.
Früher dachte ich: Dich wird nichts umbringen, diesen harten klaren geradezu leeren Kopf, niemals wirst Du unbewußt oder im Schmerz die Augen zusammenziehn, die Stirn falten, mit den Händen zucken, wirst es immer nur darstellen können.
Wie konnte Fortinbras sagen, H. hätte sich höchst königlich bewährt.
Konnte mich Nachmittag nicht abhalten, das gestern geschriebene ' den Schmutz des vorigen Tages ' zu lesen, ohne Schaden übrigens. "
Rus ressam Ilya Yefimovich Repin'in olum yildonumu ( 29 Eylul 1930 )
Barge Haulers on the Volga, 1870 – 1873
https://cdn.theculturetrip.com/wp-co...rt_project.jpg
Reply of the Zaporozhian Cossacks to Sultan Mehmed IV, 1891
https://upload.wikimedia.org/wikiped...n_Cossacks.jpg
La Dolce Vita filminin ( 1960 ) Sylvia'si Isvecli aktris ( Kerstin Anita Marianne Ekberg ) Anita Ekberg'in dogum yildonumu ( 29 Eylul 1931 )
https://68.media.tumblr.com/9f1ab490...j4pzo1_500.gif
https://68.media.tumblr.com/1af7537e...5yrjo1_500.gif
Irlandali ressam Major Sir William Newenham Montague Orpen'in olum yildonumu ( 29 Eylul 1931 )
The Mirror, 1900
https://upload.wikimedia.org/wikiped...The_Mirror.jpg
Grace reading at Howth Bay, 1908
https://upload.wikimedia.org/wikiped..._Howth_Bay.jpg
Macar ressam ve grafik sanatcisi Vilmos Aba-Novák’in olum yildonumu ( 29 Eylul 1941 )
Circus, 20th century
https://media.mutualart.com/Images/2...692565455.Jpeg
August Mood ( Threshing ), 1928
https://media.mutualart.com/Images/2...9757f1935.Jpeg
Ingiliz aktor ve seslendirme sanatcisi Ian David McShane’in dogum gunu ( 29 Eylul 1942 )
https://m.media-amazon.com/images/M/...2MzY@._V1_.jpg
https://media3.giphy.com/media/l0Iyd...lSF2/giphy.gif
https://media2.giphy.com/media/3o7bt...3Pt6/giphy.gif
Jean Cocteau’nun yonettigi, Jean Marais, François Périer, María Casares’in basrollerini paylastigi Orfe ( Orphée - Orpheus ), 29 Eylul 1950 tarihinde Fransa’da vizyona girdi.
https://i.pinimg.com/originals/4f/eb...0901f15672.jpg
https://i0.wp.com/jamesdevereaux.com...size=400%2C261
" Genc dulun matemi oglen yanan mumun omru kadar kisadir. / Le crêpe des petites veuves est un vrai déjeuner de soleil, une fois. / The mourning of young widows is as brief as a noonday candle. ”
https://pbs.twimg.com/media/EjFs4idX...jpg&name=large
Humphrey Bogart ve Ava Gardner'in basrollerini paylastigi Amerikan - Italyan yapimi drama Ciplak Ayakli Kontes ( The Barefoot Contessa - La contessa scalza ) filmi 29 Eylul 1954 tarihinde vizyona girdi.
https://images-na.ssl-images-amazon....3NzY@._V1_.jpg
http://www.doctormacro.com/Images/Bo...)_NRFPT_01.jpg
Judy Garland ve James Mason'in basrollerini paylastigi drama-romantik muzikal Bir Yildiz Doguyor ( A Star Is Born - È nata una stella ), 29 Eylul 1954 tarihinde vizyona girdi.
https://images-na.ssl-images-amazon....4,1000_AL_.jpg
https://68.media.tumblr.com/tumblr_m...uwpuo1_500.gif
Amerikali senaryo ve oyun yazari Arthur Asher Miller'in, Eddie ve ailesinin hayata tutunuslarini anlattigi Kopruden Gorunus ( View From The Bridge - Uno sguardo dal ponte ) oyunu promiyerini 29 Eylul 1955 tarihinde Coronet Theatre, Broadway, New York'ta yapti.
https://upload.wikimedia.org/wikiped...hur-miller.jpg
http://www.lct.org/media/filer_publi...sampling-2.jpg
http://images.huffingtonpost.com/201...mtheBridge.jpg
Roman, kisa oyku, oyun, deneme ve siirler uretmis Amerikali yazar Carson McCullers’in olum yildonumu ( 29 Eylul 1967 )
https://i.pinimg.com/474x/54/71/93/5...03d027beb8.jpg
“ Bir seven vardir, bir de sevilen. Ama bunlar baska baska diyarlarin insanlaridir. Sevilen cogu zaman sevenin icinde uzun zamandir sakli duran sevgi icin yalnizca bir uyaricidir. Her nasilsa, seven de bilir bunu. Ruhunda sevgisini essiz bir duygu olarak algilar. Tuhaf, yeni bir yalnizlik duymaya baslar. Ona aci veren de bu duygudur iste. Bu yuzden, sevgisini elinden geldigince icinde barindirmali, kendisine yepyeni bir ic dunya yaratmalidir. Kendisiyle butunlesen, yogun, tuhaf bir dunya... ”
https://images-na.ssl-images-amazon....1ZLX-OiOlL.jpg
“ There are the lover and the beloved, but these two come from different countries. Often the beloved is only a stimulus for all the stored-up love which had lain quiet within the lover for a long time hitherto. And somehow every lover knows this. He feels in his soul that his love is a solitary thing. He must house his love within himself as best he can; he must create for himself a whole new inward world — a world intense and strange, complete in himself… / C’è chi ama e chi si lascia amare: due persone che vengono da regioni diverse. Spesso l’amato rappresenta solo lo stimolo per tutto l’amore represso che fino ad oggi, da tanto tempo ha atteso l’appello. Ed ogni amante in certo modo lo sa. In cuor suo sente che il proprio amore è solitario. Arriva così a conoscere una uova, singolare solitudine ed è questa consapevolezza a farlo soffrire. Per lui ormai c’è una sola cosa da fare: albergare in sé il proprio amore come meglio può; creargli un intero, nuovo mondo interiore, un mondo strano ed intenso, completo in sé...”
“ Ama sen hic sevmedin ki, ne Tanriyi, ne de hicbir kimseyi. Okuz derisi kadar sert ve kabasindir sen. Ama yine de tanirim seni. Ogleden sonra gideceksin, dolasip duracaksin her yerlerde de gene kanmayacaksin bir seye. Sanki bir sey kaybetmissin gibi oradan oraya dolanip duracaksin ancak. Heyecandan yiyip bitireceksin kendini. Duracak kadar hizli vuracak kalbin, cunku sevmiyorsun ve huzurun yok. Ve sonra birden sonecek icindeki sey, yikilip kalacaksin. Hicbir seyin faydasi olmayacak o zaman. ” Yalniz Bir Avcidir Yurek
https://images.gr-assets.com/books/1...834l/37380.jpg
“ But you haven't never loved God nor even nair person. You hard and tough as cowhide. But just the same I knows you. This afternoon you going to roam all over the place without never being satisfied. You going to traipse all around like you haves to find something lost. You going to work yourself up with excitement. Your heart going to beat hard enough to kill you because you don't love and don't have peace. And then some day you going to bust loose and be ruined. ”
Danimarkali film yonetmeni, senarist ve yapimci Nicolas Winding Refn’in dogum gunu ( 29 Eylul 1970 )
https://www.indiewire.com/wp-content...7474.jpg?w=780
https://www.indiewire.com/wp-content...ilms.png?w=700
Ingiliz asilli Amerikali sair Wystan Hugh Auden'in olum yildonumu ( 29 Eylul 1973 )
https://upload.wikimedia.org/wikiped...echten1939.jpg
https://s3-us-west-2.amazonaws.com/h...try/780/tw.jpg
Kimine gore ufak bir cocuktur ask,
Kimine gore bir kus,
Kimi der, onun ustunde durur dunya,
Kimi der, kalp kurus;
Ama komsuya sordum, nedense yuzume
Manali manali bakti,
Karisi bir kizdi bir kizdi, sormayin,
Askedecekti tokadi.
Sipitik terlige mi benzer yoksa
Yoksa kandil coregine mi,
Haciyagina mi benzer dersin kokusu.
https://image.slidesharecdn.com/fune...?cb=1190715291
Tum saatleri durdurun, telefonu kesin,
Kopegi havlatmayin arkasinda sulu bir kemigin,
Piyanolari susturun, ve calarken boguk sesli davullar
Tabutu cikarin disari, gelsin yas tutanlar.
Ucaklara inleyerek daireler cizdirin goklerde
Yazarken bu haberi, 'O oldu.' diye,
Siyah fiyonklar takin beyaz boyunlarina guvercinlerin,
Trafik polislerine siyah eldivenler giydirin.
O benim Kuzey'imdi, Guney'imdi, Dogu'mdu ve Bati'mdi,
Calisma haftam ve Pazar rahatimdi.
Oglem, gece yarim, konusmam, sarkim;
Sevgi sonsuza dek sanirdim, yanildim.
Yildizlar artik gereksiz, sondurun hepsini
Ay'i paketleyin, parcalayin Gunes'i
Dokun okyanusu, supurun ormani
Artik hicbir sey guzellestiremez hayati.
Akademi, Golden Globe ve BAFTA Odullu Fransiz aktris, sarkici ve soz yazari Marion Cotillard'in dogum gunu ( 29 Eylul 1975 )
https://i.pinimg.com/originals/c1/76...1e60817825.jpg
https://media.giphy.com/media/N4eYsQcHfCAW4/giphy.gif
https://media.giphy.com/media/3o7TKK...DPiw/giphy.gif
https://media.giphy.com/media/J4xkE2rf5sUMM/giphy.gif
Steven Spielberg’un yonettigi, kadrosunda Steven Spielberg, Clint Eastwood, Burt Reynolds, Tom Holland, Robert Markowitz, Martin Scorsese, Robert Zemeckis gibi unlu oyuncularin bulundugu, fantezi, korku ve bilim kurgu televizyon antoloji dizisi Inanilmaz Oykuler ( Amazing Stories ) 29 Eylul 1985’te NBC kanalinda yayinlanmaya basladi.
https://i.kinja-img.com/gawker-media...jlwedcwm2k.gif
Ingiliz heavy Metal grubu Iron Maiden, 6.studyo albumu Somewhere in Time’i 29 Eylul 1986’da EMI Records atiketiyle piyasaya surdu.
https://upload.wikimedia.org/wikiped...re_In_Time.jpg
Amerikali heavy metal grubu Manowar, 7.studyo albumu The Triumph of Steel'i 29 Eylul 1992 tarihinde Atlantic Records etiketiyle piyasaya surdu.
https://images-na.ssl-images-amazon....L._SL1500_.jpg
Robert De Niro’nun yonetip rol aldigi, kadrosunda, Chazz Palminteri, Lillo Brancato, Joe Pesci, Francis Capra, Taral Hicks, Kathrine Narducci, Clem Caserta, Alfred Sauchelli Jr., ve Frank Pietrangolare’nin bulundugu suc-drama Gunaha Davet ( A Bronx Tale ) 29 Eylul 1993’te Los Angeles’ta gosterime girdi.
https://m.media-amazon.com/images/M/...5MTI@._V1_.jpg
“ Onemli olan senin icin neyin iyi oldugu. Ve birbiriniz icin hissettikleriniz. Simdi beni iyi dinle: Geceyarisi, yataginizda yalnizsiniz, carsafin altinda ikiniz varsiniz. Onemli olan budur. Kalbinin soyledigi seyi yap. Bunu sana simdi soyluyorum: Hayatin boyunca uc buyuk kadinin olur. Buyuk boksorler gibi on yilda bir karsina cikarlar. Rocky Marciano, Sugar Ray Robertson ve Joe Louis. Bazen hepsi ayni anda cikar. Mesela ben: Ucu de 16 yasimdayken geldi, oluyor iste! Hayatin kurali bu, inan bana. Simdi bu kiz, belki de seni uslandiracak olan kizdir. Belki ilk buyuk kadinindir. ”
https://i.pinimg.com/736x/e2/8d/ae/e...fc4c53659f.jpg
“ The only thing that matters is what's good for you and how you feel about each other. Let me tell you something, when you're alone late at night in bed just you and her under the covers, that's all that matters. You gotta do what your heart tells you to do. Let me tell you something' right now. You're only allowed three great women in your lifetime. They come along like the great fighters, every ten years. Rocky Marciano, Sugar Ray Robinson, Joe Louis. Sometimes you get'em all at once. Me ? I had my three when i was 16. That happens. What are you gonna do ? That's the way it goes, you know ? Maybe this girl, she put wind in your sails. Maybe she's your first great one. / E tu fregatene. Tanto quelli finiscono ammazzati o in galera. Fregatene. Conta solo quello giusto per te o quello che provate voi due. Solo voi due, quando siete a letto di notte, tu e lei da soli... Tutto il resto non conta. Devi fare solo quello che ti dice il cuore. Vedi, un uomo può avere solo 3 donne importanti nella vita. Vengono fuori come i grandi pugili, uno ogni dieci anni: Rocky Marciano, Sugar Ray Robinson, Joe Louis. Certe volte capitano tutte insieme. Io le ho avute tutte e tre a sedici anni. Succede, che ci puoi fare. È andata così, capisci? Ma tu dammi retta, questa ragazza forse è quella che ti farà salpare a vele spiegate. Può essere la tua prima donna importante. ”
Japon yazar Shusaku Endo'nun olum yildonumu ( 29 Eylul 1996 )
https://www.peterowen.com/wp-content...do-photo-1.jpg
" Ettigi dua, Tanri'ya minnetini sunmak icin degildi; yardim dilenmek icin edilen bir duaydi, hatta sikayetini ve kuskunlugunu dile getirmesi icin bir bahaneydi. Bir rahibin boyle hissetmesi utanc vericiydi. Hayatinin, kirginliklarini ifade etmeye degil, Tanri'ya hamd etmeye adanmasi gerektiginin bilincindeydi. "
https://images-na.ssl-images-amazon....1EO18pneWL.jpg
" His prayer was not one of thanksgiving to God; it was a prayer of petition for help; it was even an excuse for voicing his complaint and resentment. It was disgraceful for a priest to feel like this. Well he knew that his life was supposed to be devoted to the praise of God not to the expression of resentment. "
" Gunah, diye dusundu, genellikle sanildigi gibi bir sey degildir; gunah, calmak ve yalan soylemek degildir. Günah, bir insanin, bir digerinin hayatini acimasizca ayaklar altina almasi ve actigi yaralardan tamamen bihaber olmasidir. "
https://images-na.ssl-images-amazon....2BtYoEIecL.jpg
" Sin, he reflected, is not what it is usually thought to be; it is not to steal and tell lies. Sin is for one man to walk brutally over the life of another and to be quite oblivious of the wounds he has left behind. "
Yonetmen Wong Kar-wai'nin basyapiti romantik drama filmi In the Mood for Love ( Ask Zamani ) 21 yil once bugun Hong Kong'ta gosterime girdi. ( 29 Eylul 2000 )
https://media0.giphy.com/media/v3PXLPgsiVJ84/giphy.gif
'' Tozlu bir pencere camindan bakar gibi. Kaybolup giden o yillari hatirliyor. Gecmis gorebildigi ama dokunamadigi bir sey. Ve gordugu hersey bulanik ve belirsiz. / Ricorda quegli anni scomparsi. Come se guardasse attraverso una finestra polverosa, il passato è qualcosa che poteva vedere, ma non toccare. E tutto ciò che vede è sfocato e indistinto. / He remembers those vanished years. As though looking through a dusty window pane, the past is something he could see, but not touch. And everything he sees is blurred and indistinct. ''
https://78.media.tumblr.com/781b85dd...qnxxo1_500.gif
https://c.tenor.com/NmjJApcNKLoAAAAd...gie-cheung.gif
https://mrjagofilm.files.wordpress.c...ance-small.gif
Quentin Tarantino’nun yonettigi, Uma Thurman, David Carradine, Daryl Hannah’in basrollerini paylastigi Kill Bill: Vol. 1 promiyerini 29 Eylul 2003 tarihinde California, Hollywood, The Chinese Theatre’da yapti.
https://m.media-amazon.com/images/M/...5NzM@._V1_.jpg
https://www.magicalquote.com/wp-cont...ou-came-in.jpg
“ Intikam hicbir zaman duz bir cizgi degildir, bir ormandir. Ve ormanda oldugu gibi yolunu kaybetmek kolaydir. Kaybolmak geldigin yolu unutmaktir. / La vendetta non è mai una strada dritta: è una foresta. E in una foresta è facile smarrirsi. Non sai dove sei né da dove sei partito. ”
Macar asilli Amerikali aktor ve ressam ( Bernard Schwartz ) Tony Curtis'in olum yildonumu ( 29 Eylul 2010 )
https://pbs.twimg.com/media/DBZRplrW0AAt6pO.jpg
https://media.giphy.com/media/yLOmuWGHILGko/source.gif
Dogum Gunu Cocugu:)
Miguel de Cervantes
https://i.pinimg.com/originals/f4/28...dd26942344.gif
https://img1.picmix.com/output/pic/n...6460_9fd05.gif
" ' Kadinlarin tabiati oyledir, ' dedi Don Quijote. ' Kendilerini seveni kucumsemek, nefret edeni ise sevmek. Devam et Sancho. / ' Ésa es natural condición de mujeres ' dijo don Quijote: ' desdeñar a quien las quiere y amar a quien las aborrece. Pasa adelante, Sancho. ' "
Dogum Gunu Cocugu:)
Michelangelo Antonioni
'' Bu sabah uyandigimda sen hala uykudaydin. Uyandigimda, usul usul nefes alisina kulak verdim. Daginik saclarinin arasindan gozlerini gordugumde icimi derin bir huzun kapladi. Seni uyandirmak icin haykirmak istedim, ne var ki cok derin uykulardaydin. Los isikta canlilikla parildayan tenin, oylesine sicak, oylesine guzeldi ki, onu opmek istedim ama seni uyandirmaktan korkuyordum. Seni, kollarimda yeniden uyanik olarak gormekten korkuyordum. Onun yerine, kimsenin benden alamayacagi, sadece bana ait olacak bir seyi istiyordum: Sonsuza dek bende kalacak imajini. Yuzunde cok daha guzel ve etkileyici seylerin yansimalarini gordum. Baska bir boyutta seni ve tum yasantimi gordum. Seninle gecirecegim tum yillarimi ve hatta sensiz gecen gecmisimi bile. Bundan daha mucizevî bir sey olamazdi: Bir omur boyu benim oldugunu ilk kez hissedebilmistim. Bu gece sonsuza dek surup gidecekti. Seni dusunerek, seni arzulayarak, sicakligini hissederek. O an seni ne cok sevdigimin farkina vardim, Lidia. Icimde kabaran duygularla gozlerim doldu. Bunun hic bitmemesini bir omur boyle surmesini arzuladim. Sadece yakin olmayacak, ayrica birbirimize ait olacaktik. Bu sekilde olursak bizi hicbir sey ayiramazdi. Tek korkulacak sey, ilgisizligin aliskanlik haline gelmesiydi. Sonra yuzunde bir gulumsemeyle uyandin, bana sarildin, beni optun ve o an korkumun yersiz oldugunu anladim. Zamanin ve aliskanliklarin etkilerinden sakinip sonsuza dek hep boyle kalacaktik. ''
https://i.pinimg.com/originals/b8/70...a54e96b757.jpg
“ Stamane tu dormivi ancora quando mi sono svegliato. A poco a poco uscendo dal sonno, ho sentito il tuo respiro leggero e attraverso i capelli che ti nascondevano il viso ho visto i tuoi occhi chiusi. Ho sentito la commozione che mi saliva dalla gola e avevo voglia di gridare e svegliarti perché la tua stanchezza era troppo profonda e mortale. Nella penombra la pelle della tue braccia e della tua gola era viva e io la sentivo tiepida e asciutta: volevo passarvi sopra le labbra ma il pensiero di poter turbare il tuo sonno e di averti ancora sveglia fra le mia braccia mi tratteneva. Preferivo averti così come una cosa che nessuno poteva togliermi perché ero il solo a possederla, una tua immagine per sempre. Oltre il tuo volto vedevo qualcosa di più puro, di più profondo in cui mi specchiavo: vedevo te in una dimensione che comprendeva tutto il mio tempo da vivere, tutti gli anni futuri e tutti quelli che ho vissuto prima di conoscerti, ma già preparato a incontrarti. Questo era il piccolo miracolo di un risveglio: sentire per la prima volta che mi appartenevi non solo in quel momento e che la notte si prolungava per sempre accanto a te, nel caldo del tuo sangue, dei tuoi pensieri, della tua volontà che si confondeva con la mai. Per un attimo ho capito quanto ti amavo, Lidia; è stata una sensazione così intensa che ne ho avuto gli occhi pieni di lacrime: era perché pensavo che questo non dovrebbe mai finire, che tutta la nostra vita doveva essere come il risveglio di stamane. Sentirti non mia, ma addirittura parte di me, una cosa che respira e che niente potrà distruggere se non la torbida indifferenza di un’abitudine, che vedo come l’unica minaccia. E poi ti sei svegliata e sorridendo ancora nel sonno mi hai baciato e ho sentito che non dovevo temere niente, che noi saremo sempre come in quel momento: uniti da qualcosa che è più forte del tempo e dell’abitudine. ”
https://www.youtube.com/watch?v=pNFXzy3gH_8
Gece ( La Notte, 1961 ) Yon: Michelangelo Antonioni
" Mumu sondur, dusuncelerimin rengini gormeye ihtiyacim yok. / Souffle la chandelle, je n'ai pas besoin de voir la couleur de mes idées. / Spegni la candela, non ho bisogno di vedere il colore dei miei pensieri. ” Émile Zola, Germinal
https://pbs.twimg.com/media/FAcAxjMW...jpg&name=small
A24, 29 Ekim'de vizyona girecek; Tilda Swinton, Joe Alwyn, Richard Ayoade'nin basrollerini paylastigi The Souvenir: Part II'nun fragmanini yayinladi.
https://youtu.be/3PR_ZK57c54
Disney, The Book Of Boba Fett'in posterini yayinladi.
https://pbs.twimg.com/media/FAdiNJTU...jpg&name=large
Daniel Craig ve Ruth Negga, Broadway'de Macbeth'de oynayacak.
https://pbs.twimg.com/media/FAdhNNcV...pg&name=medium
https://variety.com/2021/legit/news/...ay-1235076848/
Law & Order, 21. sezonuyla geri donuyor.
https://static1.colliderimages.com/w...&h=375&dpr=1.5
https://collider.com/law-and-order-season-21-nbc/
Saban Films, sanat tuccari John Kaplan ve New York mafyasinin acimasiz baskani Michael Rubino'nun para, sanat, guc ve ask icin verdigi savasi konu edinen American Night'tan yeni bir klip yayinladi.
https://youtu.be/r87z1RygpWM
“Canavar diye bir sey var. Ama sayilari gercekten tehlike arz etmek icin oldukca az. Esas tehlikeli olanlar siradan insanlar. Hic tartismadan itaat etmeye ve inanmaya hazir, memur zihniyetli insanlar. / I mostri esistono, ma sono troppo pochi per essere davvero pericolosi. Sono più pericolosi gli uomini comuni, i funzionari pronti a credere e obbedire senza discutere. ” Primo Levi
https://pbs.twimg.com/media/FAY4IhAV...jpg&name=small
" Iki yaratigi bir tek varlik halinde birlestiren iyilikseverlik, tipki gercek ask gibi, anlasilmayan, pek seyrek rastlanan ilahî bir tutkudur. Bunlarin her ikisi de guzel ruhlarin israfidir. / La bienfaisance, qui réunit deux êtres en un seul est une passion céleste aussi incomprise, aussi rare que l’est le véritable amour. L’un et l’autre est la prodigalité des belles âmes. / La beneficenza, che unisce due esseri in uno solo, è una passione celeste, tanto incompresa, tanto rara quanto il vero amore. L'una e l'altro sono la prodigalità delle anime belle. " Honoré de Balzac, Goriot Baba
https://pbs.twimg.com/media/FAZ9RnUV...pg&name=medium
“ Ucmayi bir kere tattiktan sonra, dunyayi bakislarin gokyuzune donuk dolasirsin, bir zamanlar orada oldugun ve orada olmayi ozledigin icin. / Una volta che avrete imparato a Volare, camminerete sulla terra guardando il cielo perché è là che siete stati ed è là che vorrete tornare. ” Leonardo Da Vinci
https://pbs.twimg.com/media/FAcakfSW...jpg&name=large
https://pbs.twimg.com/media/FAcakfTW...jpg&name=large
Resim : Leonardo Da Vinci'nin en verimli ve yogun zamanlarini gecirdigi Castello di Cassano d'Adda, Lombardia
Fars kokenli Islam ve tasavvuf sairi, Mevlana Celaleddin Rumi’nin dogum yildonumu ( 30 Eylul 1207 )
https://ychef.files.bbci.co.uk/976x549/p01xcznd.jpg
https://poetyca.files.wordpress.com/...pg?w=700&h=525
" Sesini degil, sozunu yukselt; cicekleri buyuten yagmurdur, gok gurlemesi degil. / Raise your words, not voice. It is rain that grows flowers, not thunder. / Eleva tus palabras, no tu voz. Es la lluvia la que hace crecer las flores, no los truenos. "
https://m.media-amazon.com/images/I/...AC_SL1500_.jpg
Insan kismi bir misafirhane,
Her sabah yeni birisi gelir.
Bir sevinc, bir bunalim, bir zalimlik,
Aniden farkina varmak birseyin,
Hepsi beklenmedik misafir.
Hepsini karsilayip eyle!
Evini vahsetle supurup,
Butun mobilyalarini bosaltan
Bir kederler kalabaligi bile gelse.
Her geleni alninin akiyla misafir et.
Olur ki yeni bir zevk getirmek icin
Bosalttilar evini.
Karanlik dusunce, utanc ve garez,
Hepsini gulerek karsila kapida
Ve buyur et iceri.
Minnettar ol her gelene
Kim gelirse gelsin.
Cunku bunlarin her birisi
Ote taraftan bir kilavuz
Olarak gonderildi.
https://pbs.twimg.com/media/C-b8IXfXUAAJhZ-.jpg
Onlar, bu Aski hissetmeyen
onlari kendine ceken bir nehir gibi;
onlar, safak sokumunu icmeyen
bir bardak kaynak suyu gibi;
onlar, gunbatimini yemeyen,
aksam yemegi gibi;
degismek istemeyen onlar,
birakin uyusunlar.
" Vedalar; gozuyle sevenler icindir, cunku gonulden sevenler ayrilmaz. / Le separazioni sono per chi ama con gli occhi. Chi ama col cuore non si separa mai. / Goodbyes are only for those who love with their eyes. Because for those who love with heart and soul there is no such thing as separation. "
https://www.macrolibrarsi.it/data/co...ibro-78292.jpg
" Bu senin yolun yalnizca. Baskalari seninle yuruyebilir, fakat hic kimse senin icin yuruyemez. / E ' la tua strada, e solo tua. Altri possono camminare con te, ma nessuno può camminare per te. / t's your road, and yours alone. Others may walk it with you, but no one can walk it for you. "
https://traterraecieloblog.files.wor...7&h=400&crop=1
46 yil surecek hukumdarligiyla Osmanli Devleti'nin en uzun sure hukum suren padisahi Kanuni Sultan Suleyman, 30 Eylul 1520 tarihinde 10. Osmanli Padisahi olarak tahta cikti.
( ' Il Magnifico ' Solimano, figlio di Selim I, diventa sultano dell'Impero Ottomano. / ' Suleiman the Magnificent ' is proclaimed sultan of the Ottoman Empire. )
https://www.timeturk.com/resim/detay/78/780089.jpg
" Ben, Tanri'nin kulu, bu dunyanin sultaniyim. Tanri'nin inayetiyle ummet-i Muhammed'in basindayim. Adina Mekke ve Medine'de hutbe okunan Suleyman'im ben. Ben, Bagdat'ta sah, Bizans diyarlarinda kayser, Misir'da sultanim, donanmalarini Akdeniz, Magrip ve Hind'e yollayan sultanim. Macar taht ve tacini alan ve onlari bir kuluna bagislayan sultan benim. Voyvoda Petru baskaldirdi, ancak atimin ayaklari onu toz eyledi. "
https://www.fumetto-online.it/ew/ew_...OGRAFIE016.jpg
" I am God's slave and sultan of this world. By the grace of God I am head of Muhammad's community. God's might and Muhammad's miracles are my companions. I am Suleyman, in whose name the hutbe is read in Mecca and Medina. In Baghdad I am the shah, in Byzantine realms the Caesar, and in Egypt the sultan; who sends his fleets to the seas of Europe, the Maghrib and India. I am the sultan who took the crown and throne of Hungary and granted them to a humble slave. The voivoda Petru raised his head in revolt, but my horse's hoofs ground him into the dust. "