Nuri ile Ayva Tatlısı: Dikkat çiğ yemeyiniz!

Çıplak geldin, çıplak gideceksin...
Ne kadar az metaya ihtiyaç duyuyorsan, işte o kadar zenginsin...
Ama istek olmayacak, kendi içinde isteklerden kurtulacaksın. Gerçekten kurtulacaksın.
Başkalarının ne dediği umurunda olmayacak.
İçindeki en son istekten kurtulduğunda, transit cennettesin.
Buraya düştün, cennetten düştün. Geri gitmesini bilmiyorsun.
Cennet vardır. Şeytan da vardır o da cennetten düştü.
Bakınız:

https://i.hizliresim.com/lrmrt7h.jpg

Cennetten düşen şeytan, ''resmen ben ne yaptım'' diyor. Geri gitmesini bilmiyor garibim.

Yazı yazmak dünyanın en zor işidir.

''Güneşin altında söylenmemiş söz yoktur.'' Yazma anında üretilen bilgi mutlaka daha önce üretilmiştir ama yazan, o sırada o eski bilgiyi tekrarlamakta değil, kendisi için yeni olan bir şeyi öğrenmekte ve başkalarına aktarmaktadır.

Bilgi vardır ve yazı bu bilgiye karşı bir reaksiyondur. Yazı geçmişin bilgisiyle yazılır ama yazıldığı ana dair de bilgi üretebilir.

Yazar, bazen yazdığıyla ilk kez karşılaşır, yazarken öğrenir. Yazı yazmak büyülü bir iştir, daha önce öğrenilmiş parça parça bilgiler bir yazıda birleşiverir, şekillenir, gerçeklik kazanır ve eski parçaların toplamından farklı bir bütün ortaya çıkar.

Yaratıcı yazarlık; kişinin kendi iç meseleleriyle daha önce karşılaşmadığı bir biçimde karşılaşması ve daha önce ifade etmediği biçimde ifade etmesiidir.

Yaratıcı veya değil, yazı yazmak iyidir, faydalıdır. İnsanı geliştirir. Yazınız...

Alıntı:

---

Originally Posted by ayvagobeknuri

Uzaylilar varlar. Bizim disimizdaki uzaylilari kastediyorum.
Ama kesinlikle buraya gelmiyorlar. Uzaktan da dunyayi izleyebilirler. Buraya niye gelsinler? Icinde bulundugumuz 3 boyutlu uzayda amac, oradan oraya gitmek degildir, amac bir yuksek boyuta gecebilmektir.
Ufo denilen araclar vardir. Bunlar ilk kez, 2.dunya savasi sirasinda Almanya'da yapildilar. Bunlarin motorlari patlamaya dayali degildir, itmeye dayalidir.
Bu motorlarla ilgili bilgiler, ruh cagirma seanslariyla ruhlardan alinmistir.
Bu seanslar Istanbul'da , Tesvikiye'de hatta apartmanin ismini de biliyorum , yapilmistir. Manevi Techizatlanma Dernegi diye bir dernekte. Bu dernek isim degistirdi ve halen devam ediyor.
Ucan daire, ufo denilen bu araclarin ismi Foofighter gibi bir seydi.
Nazi ideolojisi yine Tesvikiye'de o apartmanda sekillendirildi.
Bu ufolar cok gelismis halleriyle, gelismis bir ulke tarafindan kullanilmaktadir.
Ruh cagirma seanslariyla motor yapildi iddiasi sacma gelebilir ama Akiskanlar Dinamigi denilen alan da basindan sonuna, ruh cagirma seanslariyla, bu alandaki yetkin ruhlar tarafindan bize hediye edilmistir.
Bu alanda Turkiye'de onemli insanlar vardir.
Mesela Bedri Ruhselman.
Oglu da Psikoloji Profesoruydu galiba. Tvlere sik sik cikardi. Simdi gorunmuyor.
Falan filan iste...

---

Hitler'in lakabı büyücüdür.

https://www.youtube.com/watch?v=f8OImQaxQdM

Alıntı:

---

Originally Posted by ayvagobeknuri

Yazı yazmak dünyanın en zor işidir.

''Güneşin altında söylenmemiş söz yoktur.'' Yazma anında üretilen bilgi mutlaka daha önce üretilmiştir ama yazan, o sırada o eski bilgiyi tekrarlamakta değil, kendisi için yeni olan bir şeyi öğrenmekte ve başkalarına aktarmaktadır.

Bilgi vardır ve yazı bu bilgiye karşı bir reaksiyondur. Yazı geçmişin bilgisiyle yazılır ama yazıldığı ana dair de bilgi üretebilir.

Yazar, bazen yazdığıyla ilk kez karşılaşır, yazarken öğrenir. Yazı yazmak büyülü bir iştir, daha önce öğrenilmiş parça parça bilgiler bir yazıda birleşiverir, şekillenir, gerçeklik kazanır ve eski parçaların toplamından farklı bir bütün ortaya çıkar.

Yaratıcı yazarlık; kişinin kendi iç meseleleriyle daha önce karşılaşmadığı bir biçimde karşılaşması ve daha önce ifade etmediği biçimde ifade etmesiidir.

Yaratıcı veya değil, yazı yazmak iyidir, faydalıdır. İnsanı geliştirir. Yazınız...

---

Toplum nasıl yaratılır?

Rüyalar vardır. Rüyalar şarkıları oluştururlar. Sonra bir insan topluluğu hep aynı şarkıları söylerler.

Şarkılar, dinsel mitleri oluştururlar. Toplumların temeli dinsel mitlerdir. Sonra bu mitler yazılır ve yasalar oluşur.

Ahlak, edep, terbiye dinsel mitlerden gelir. Ahlak olmazsa, toplum sürekli olamaz, dağılır.

Toplumu ayakta tutan dinsel mitlerdir.

Dinsel mitleri farklı şekillerde yorumlayabiliriz, bu toplumu tehlikeye atmaz. Hatta yeni şartlara uyum için gereklidir, faydalıdır.

Ancak kurucu mitlere saldırırsak, toplum sarsılır. Böyle bir durumda yıkılma, dağılma tehlikesi ortaya çıkar.

Toplumun temelindeki bir şeye saldırırsanız, toplum da size saldırır ve sizi ölüme mahkum eder.

Oysa kurucu miti alıp, yeniden yorumlayabilirseniz, toplum değişmeye başlar.

https://www.youtube.com/watch?v=q9OAV2Ffguk

Oyna ülen Kazım, senden başka yiğit kalmadı...

https://www.youtube.com/watch?v=tLDcnz0cnnE&t=19s

https://www.youtube.com/watch?v=kG3wrob2lVc&t=49s