-
23 yasindaki Ronesans heykeltirasi Michelangelo Buonarroti, Fransiz kardinal Jean de Billheres tarafindan 26 Agustos 1498’de La Pietà’yi bir yil icinde yapmasi icin gorevlendirildi.
http://www.5-axis.org/wp-content/upl...roti-2-728.jpg
http://esportes.r7.com/blogs/cosme-r...016/06/125.jpg
-
Fransiz Devrimi'nin ardindan, insan haklarini korumak amaciyla Fransiz Insan ve Yurttas Haklari Bildirisi 26 Agustos 1789'da Versailles sarayinda yayimlandi.
(Bu bildiri, 1791′de kabul edilen Fransiz Anayasasi'na on soz olarak eklendi.)
http://www.phil-ouest.com/Commemore/...ance_89_BF.jpg
https://www.sorrriso.it/wordpress/wp..._5-660x400.jpg
-
Amerikali roman, kisa oyku ve oyun yazari Zona Gale’in dogum yildonumu (26 Agustos 1874)
https://cdn.britannica.com/81/61981-004-ADAEDDB8.jpg
https://quotefancy.com/media/wallpap...-a-process.jpg
“Sevmek bir surec oldugu kadar dua gibi bir guctur de. Iyilestiricidir. Yaraticidir.”
-
Iskoc asilli Ingiliz yazar John Buchan’in dogum yildonumu (26 Agustos 1875)
“O Mayis aksamustu, saat uc civari sehirden dondugumde hayatimdan nefret etmis haldeydim. Uc aydir Ingiltere’deydim ve buradan bikmistim bile. Bir yil once birisi, kendimi boyle hissedecegimi soylese muhtemelen ona gulerdim; ama iste su an bu durumdayim. Havadan rahatsizdim; ortalama Ingilizler’in konusmalari beni hasta ediyordu. Yeterince egzersiz yapamiyordum ve Londra’nin eglence anlayisi bana, guneste kalmis maden suyu kadar tatsiz geliyordu. Kendi kendime durmadan, ‘Richard Hannay,’ diyordum; ‘Cok yanlis bir delige dustun dostum ve hemen buradan cikmaya calissan cok iyi olur.’
Bulawayo’da yasadigim yillarda yaptigim planlari dusunmek dudaklarimi endiseyle isirmama sebep oluyordu. Maddi durumum iyiydi – cok buyuk bir servetim yoktu ama bana yetiyordu – ve hayattan keyif almak icin bircok yol bulustum. Babam beni Iskocya’dan alti yasindayken cikartmisti ve bir daha hic eve donmemistim; yani Ingiltere benim icin bir nevi Bin Bir Gece Masali gibiydi ve hayatimin geri kalanini orada gecirmek isteyecegimi dusunmustum.” Otuz Dokuz Basamak
https://ehpg.files.wordpress.com/200...nine-steps.jpg
“I returned from the City about three o'clock on that May afternoon pretty well disgusted with life. I had been three months in the Old Country, and was fed up with it. If anyone had told me a year ago that I would have been feeling like that I should have laughed at him; but there was the fact. The weather made me liverish, the talk of the ordinary Englishman made me sick, I couldn't get enough exercise, and the amusements of London seemed as flat as soda-water that has been standing in the sun. 'Richard Hannay,' I kept telling myself, 'you have got into the wrong ditch, my friend, and you had better climb out.'
It made me bite my lips to think of the plans I had been building up those last years in Bulawayo. I had got my pile—not one of the big ones, but good enough for me; and I had figured out all kinds of ways of enjoying myself. My father had brought me out from Scotland at the age of six, and I had never been home since; so England was a sort of Arabian Nights to me, and I counted on stopping there for the rest of my days.”
-
Italyan asilli Fransiz sair, yazar ve sanat elestirmeni Guillaume Apollinaire'nin dogum yildonumu (26 Agustos 1880)
https://1.bp.blogspot.com/-VTIOr2oLJ...etcher+-+1.jpg
Bardagimda sarap, bir alev gibi titriyor.
Bakin kayikci agirdan bir sarki tutturmus.
Ay isiginda yedi kiz gormus, oyle diyor;
Yesil saclari ta topuklarini bulurmus.
Kalkin, turkuler soyleyin, oynayin yan yana;
Kayikcinin sarkisinii duymayayim gayri;
Butun sarisin kizlari getirin yanima;
Saclari orulmus durgun bakisli kizlari.
Ren sarhostur, sularina asmalar vuran Ren;
Uzerinde gecelerin altini serili.
Yazi buyuleyen yesil sacli perilerden
Bahseder olu bir ses, son nefesinde gibi.
Bir kahkaha gibi kirilir kadehim birden.
Buyuk bir caddesinde Kolonya'nin
Bir gider bir gelirdi aksam vakti.
Herkese comert, sirin, cana yakin;
Bitince kaldirim gider icerdi,
Basik meyhanelerde yorgun argin.
Kuru tahtalarda yatmaya razi,
Alyanak kumral bir oglan yuzunden;
Bir Yahudi, sarimsak kokar agzi,
Cin donusu Sanghay kerhanesinden
Cikarip getirmisti kiýzcagizi.
Cok gormuslugum var boylelerini,
Omuzlarina agir gelir kader;
Kararsiz, ruzgarda yaprak misali;
Gozleri kisik lambalara benzer;
Kalpleri isler kapilari gibi.
https://www.poemhunter.com/i/poem_im...marizibill.jpg
A Colonia in Strada Alta
Andava e veniva di sera
Graziosa e disponibile
Poi stanca del marciapiede beveva
A tarda notte in losche birrerie
Rasentava la malora
Per un magnaccia rosso e rosa
Era un ebreo sapeva d'aglio
E l'aveva venendo da Formosa
Strappata a un bordello di Shangai
Conosco gente di ogni sorta
Non eguagliano i loro destini
Indecisi come foglie morte
I loro occhi sono fuochi mal spenti
I cuori muovono come le loro porte.
-
Fransiz yazar ve sair Jules Romains’in olum yildonumu (26 Agustos 1885)
Ey cokluk! Iste karsimdasin surada tiyatronun cukurunda.
Duvarlara uymus. Yapinin kalibina dokmussun etini.
Kara kara siralarýn benden cikip cogaliyor sanki dalga dalga.
Varsin.
icinde durdugum isik senin.
Aydinligin ustune germissin kanatlarini, seviyorsun aydinligi
Bir kartal yumurtalarini sever gibi yuvasinda.
Sehir surada, yani basinda; ama sen artik duymaz olmussun onu.
Sisirsin sisirebildiði kadar sokaklarin gumburtusunu;
Yuklensin duvarlarina, oldurmek istesin seni, duymayacaksin!
Cunku, sen artik ey Cokluk!
Kendi sessizligin ve benim sesimle dolacaksin.
https://images-na.ssl-images-amazon....4,203,200_.jpg
O Foule ! Te voici dans le creux du théâtre,
Docile aux murs, moulant ta chair à la carcasse ;
Et tes rangs noirs partent de moi comme un reflux.
Tu es.
Cette lumière où je suis est à toi.
Tu couves la clarté sous tes ailes trop lourdes,
Et tu l’aimes ainsi qu’une aigle aime ses œufs.
La ville est là, tout près, mais tu ne l’entends plus ;
Elle aura beau gonfler la rumeur de ses rues,
Frapper contre tes murs et vouloir que tu meures,
Tu ne l’entendras pas, et tu seras, ô Foule !
Pleine de ton silence unique et de ma voix.
-
Ingiliz asilli Amerikali yazar Christopher Isherwood'un dogum yildonumu (26 Agustos 1904)
"Ama eger bu benimse, gercekten icimdeyse... O zaman... Iste o zaman... Ve bu anda, ama cok silik, cok uzak, bulutlarin arasindaki daglarda zar zor secilen bir keci yolu gibi, bir sey daha goruyorum: Guvene giden bir yol. Korkunun, yalnizligin olmadigi, J.'ye, K.'ye, L.'ye, M.'ye ihtiyac duymadigim bir yere gidiyor. Bir saniyeligine goruyorum. Hatta bir anligina cok net gorunuyor. Sonra bulutlar kapaniyor, zirvenin acimasiz sogugu yuzunden donmus buzulun solugunu yanagimda hissediyorum. ‘Yok,’ diyorum kendi kendime, ‘bunu asla yapamam. Tanidigim korkuyu, bildigim yalnýzligi tercih ederim... Diger yolu secmek, kendimi kaybetmek demek. Artik bir kisi olmayacagim demek. Artik Christopher Isherwood olmayacagim. Yok hayir. Bu, bombalardan bile korkunc. Sevgilim olmamasindan bile korkunc, bununla asla yuzlesemem.’ " Prater'in Meneksesi
https://s3-us-west-2.amazonaws.com/t...quare-1536.jpg
"But if it is mine, if it is really within me... Then... Why then... And, at this moment, but how infinitelyfaint, how distant, like the high far glimpseof a goat track through the mountains between clouds, I see something else: thewaythatleads tosafety. To where there is no fear, no loneliness, no need of J., K., L., or M. For a second, I glimpse it. For an instant, it is even quite clear. Then the clouds shut down, and a breath ofthc glacier, icy with the inhuman coldness of the peaks, touches my check. ‘No’ I think “’could never do it. Rather the fear I know, the loneliness I know... For to take that other way would mean that I should no longer be a person. I should no longer be Christopher Isherwood. No, no. That's more terrible than the bombs. More terrible than having no lover. ThatI can never face.’ ”
GRANT: Iyi bir siginagimiz oldugu duyulursa bir sey oldugu taktirde herkes iceri girmeye calisacaktir.
GEORGE: Yani?
GRANT: Ruslar fuze saldirisina basladiginda duygusalliga yer olmayacak.
GEORGE: Duygusalliga yer olmayacak bir dunya olacaksa, zaten oyle bir dunyada yasamak istemem.
https://bookmebookblog.files.wordpre...isherwood2.jpg
GRANT: If word gets out that youʼve got a better shelter, then everyone will try to get in when something happens.
GEORGE: And so?
GRANT: There will be no time for sentiment when the Russians fire a missile at us.
GEORGE: If itʼs going to be a world with no time for sentiment Grant, itʼs not a world that I want to live in.
-
Psikolojide islevselcilik hareketinin ongorucusu, pragmatizmin oncusu Amerika'li filozof ve psikolog William James’in olum yildonumu (26 Agustos 1910)
https://izquotes.com/quotes-pictures...ames-93533.jpg
“MutIu oIdugumuz icin guImeyiz. GuIdugumuz icin mutIuyuzdur.”
https://www.azquotes.com/picture-quo...s-70-25-89.jpg
“YanIis anIayanIar tarafindan soyIenen bir dogrudan daha kotu hic bir yaIan yoktur.”
https://quotefancy.com/media/wallpap...ations-are.jpg
“Umutlariniz, hayalleriniz ve arzulariniz akla uygundur. Eger sadece onlara izin verirseniz, sizi bulutlarin ve firtinalarin ustunde havada tutmaya calisirlar.”
https://izquotes.com/quotes-pictures...mes-240217.jpg
“Bir kural olarak, hic kullanmadigimiz tum gercekleri ve teorileri inkar ederiz.”