Doğru hatırlıyorsunuz.Ocak ayında yayınlanan veride de açık bir önceki aya göre 33.678 milyar dolar artarak (-)352.175 milyar dolardan (-)385.853 milyar dolara yükselmişti.
Printable View
"Benchmark" ABD tahvillerinde son durum: T.S.ile 17.32
U.S. 10 Year Treasury US10Y:U.S.:%1.326
U.S. 30 Year Treasury US30Y:U.S.:%2.111
Robin Amca 10 ile 2 yıllık arasındaki genişliğe atıfta bulunmuş.
Sizce aralarındaki fark iyi bir gösterge mi? Eğer evet ise kaç olursa tantrum başlar?
Kısa vadeli faizlerle uzun vadeli faizler arasındaki "spread" i belirleyen;uzun vadeli faizler:kısa vadeli faizler+risk primi+enflasyon beklentileri olarak fiyatlama yapılır, aradaki farkın açılması enflasyon beklentilerinin yükseldiğini ve bunun fiyatlama olarak faizlere yansıtılmaya başlandığını anlatır.
Ne zaman piyasada "tantrum" başlar ,bu cevabı "10 numaralık" bir soru.Bir yandan son ana kadar para kazanma "açgözlülüğü", bir yandan da kapıdan ilk çıkan olmaz isen,ya da geç kalırsan kazandığını kaybetme korkusu.
Bence,bu biraz da faizlerin ne kadar hızla artacağına bağlı,örneğin gelecek ay sonuna kadar ABD 10 yıllık kağıtları faizi %1.60'nin üzerine çıkarsa panik satışları başlayabilir,ama bu Haziran ayında olursa bir etkisi olmaz.Benim tahminim Nisan enflasyon verisinin yayınlanacağı Mayıs ayı ortalarında enflasyonun baz etkisinin de desteğiyle zıplamasıyla,tahvil faizlerinde tırmanış hızlanabilir ve "tantrum" başlayabilir.
Tahvildeki fiyat revizyonlarının başta dow jones olmak üzere, diğer varlık fiyatlarına da yansıması beklenir.. bekliyoruz..Alıntı:
Originally Posted by Cyztt
Bu uluslar arası yatırım pozisyonu artışı bana yeni bir swap arkakapısı mı buldular acaba dedirtti.
Fitch, Türkiye'nin kredi notu görünümünü "durağan" olarak revize etti -AA
Fitch, Türkiye'nin kredi notu görünümünü "durağan" olarak revize etti
WASHINGTON (AA) - Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch Ratings, Türkiye'nin kredi notunu "BB-" olarak teyit ederken, kredi notu görünümünü "negatif"ten "durağan"a çevirdi.
Fitch Ratings, Türkiye'nin kredi görünümünü revize etti.
Kuruluştan yapılan açıklamada, Türkiye'nin uzun vadeli yabancı para birimi cinsinden kredi notunun "BB-" olarak teyit edildiği, kredi notu görünümünün ise "negatif"ten "durağan"a çevrildiği bildirildi.
Türkiye'nin yeni ekonomi yönetimiyle daha tutarlı ve Ortodoks bir politikaya dönüşünün 2020'de düşen uluslararası rezervlerden, yüksek cari açık ve kötüleşen yatırımcı güveninden kaynaklanan kısa vadeli dış finansman risklerini hafifletmeye yardımcı olduğuna işaret edilen açıklamada, "Para politikası önemli ölçüde sıkılaştırıldı, uluslararası rezervler istikrar kazandı ve Türk Lirası kasım ayı başından bu yana dolar karşısında yüzde 18 değer kazandı." değerlendirmesinde bulunuldu.
Açıklamada, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının (TCMB) para politikasında sadeleşmeye gittiği anımsatılarak, yatırımcı duyarlılığı ve yerel aktörlerdeki değişimin Türk Lirası'nın önemli ölçüde değer kazanmasına, risk priminin düşmesine ve bazı net sermaye girişlerine yol açtığı aktarıldı.
Türkiye ekonomisine ilişkin tahminlere de yer verilen açıklamada, Türkiye ekonomisinin geçen yılın 3'üncü çeyreğindeki güçlü toparlanmanın ardından pozitif büyüme ivmesini sürdürdüğü ve 2020'de yüzde 1,4 büyüdüğünün tahmin edildiği bildirildi.
Ülke ekonomisinin 2021'de yüzde 5,7 büyümesinin beklendiğine işaret edilen açıklamada, büyüme hızının 2022'de de yüzde 4,7 olmasının öngörüldüğü kaydedildi.
Açıklamada, enflasyonun ise bu yıl sonunda yüzde 11'e ve 2022'de yüzde 9,2'ye düşmesinin beklendiği bildirildi.
Kaynak : Anadolu Ajansı
Bu düşük kur ve brüt %25-30 faizle bu büyüme nasıl olacak izah edebilecek olan var mı. Özellikle konut sektörü. Doları altını olan ev alır diyecek olan vardır. 500 bin TL lik bir evi 1500 TL ye kiraya vermek mantıklı mı. Beklenti ne doları sat faize geç. Konut almanın hiç bir getirisi yok. Bir inat uğruna ülkeyi feda edecekler.
Para girerse olur. Güven sağlayıp yabancıyı çekip sonra kademeli faizi indirisin. Arada batan batar yazık olur.
Berat politika olarak hatalı değildi, ama güven veremedi, saçma sapan swap gibi kısıtlar yaptı, bok etti. Bu Naci, eğer reis ten veto yiyip tekrar aynı sarmala girmezsdk ( ki hiç düşük olasılık değil) yapılması gerekeni yapıyor şimdilik.
Ayrıca bu olaylar konjonktürde okunmalı. Turkiyeye özel bir giriş yok, tüm EM lere iyi kötü alış başladı. Eğer gerçekten güven sağlanırsa- ki çok şüphelerim var - ama sağlanırsa çok farklı bir konjonktür oluşabilir. Izleyelim.SM-N985F cihazımdan hisse.net mobile app kullanarak gönderildi.
Bence bu konuyu daha iyi anlamak icin, Damad'in atandigi gune bakmak lazim.
Atandigi haberi TV'lere dustugu andan itibaren, yabanci satmaya basladi ve hala yoklar.
Bastaki bu adama, bir daha asla guven saglanamaz.
Bu bizim cahil surusunun konusu degil, yabanci yatirim cevrelerinin karari diye dusunuyorum.
Deniz hocam, dün Robin Brooks, Tweterda , 7 civarındaki kurun uygun olduğunu, daha aşağısını beklemediğini ifade etti. Büyük ihtimalle bizimkiler IMF ye düşük kurdan ihracat yapılamadığını, ve bireysellerin DTH bozmadığını iletti. Robinde bankalara ve fon yöneticilerine mesaj geçiyor tarzında yorumlar okudum. Yabancı mega bankalar IMF nin koordinasyonu olmadan bu şekilde koro halinde aynı yönde konuşmazlar. Bu yüksek faiz programı kanımca IMF - Merkez-Hazine koordinasyonu ile hazırlanmış ve yabancı bankaların bu işden nasıl nemalanacağı programlanmıştır . (IMF /MCGETTİGAN) : Politika değişikliği enflasyonu da kademeli olarak düşürecektir.
Bizim ekonomi ve finans camiası bu konularda fazla hasır neşir olmadıkları için bilmezler . Ama bunun benzeri programlar ABD de sık sık uygulandı Oluşturulan bu ekibe PPT denir . Katılımcı bankalara her türlü destek vaat edilir.(Yurt dışında ucuz fonlama , bizde yüksek faiz ) ve bunlar herkesden önce pozisyon alarak voleyi vuru. Sonra diğer ufak oyuncular da buna zamanla katılarak bir trend oluşturmaya çalışır.
Sorum şu, bu kadar açıkça ve profesyonelleri kur tahminlerinde de şaşırtan, Berat beyin sonumuz hayr olsun noktasından 2018 ağustos dolar seviyelerine getiren üç beş kuruşunu korumaya çaışan vatandaşı da şaşkına çeviren bir çevirme ile DTH havuzunda ki balıkları aklayıp yıkayıp temizleyerek diğer başınçlı havuza almaya çalışan bir Merkez İMF ile anlaşmış olabilir mi , şayet anlaşmış olsa bir şekilde duyulmuş olması gerekmez miydi ? Bir ön anlaşma olmuş gelişmelere göre ilerde bir çıpa olarak ilan edilmesi kararlaştırılmış olabilir mi ?
IMF ile üstü kapalı bir anlaşma olsaydı bütçe tarafında da önemli politika değişiklikleri olurdu. Ancak bunu göremiyoruz. Hatta bunu düşündürecek herhangi bir hareket tarzı değişikliği de bildiğim kadarıyla olmadı. Dolayısıyla imf memurunun alıntıladığınız açıklaması, robin brooks paylaşımı, fitch’in dünkü açıklaması vs. Kasım ayı başı itibariyle kurulan, bir ayağı içeride bir ayağı dışarıda duran orta oyununa destek bağlamında gelişmeler olarak değerlendirilebilir bence.. yani bir bakıma şu aşamada sırtımızı sıvazlıyorlar 🙂
-IMF ile bir anlaşma olduğuna ihtimal vermiyorum.Ama yeni merkez bankası başkanı göreve geldiğimin ertesi günü bankalarla bir toplantı yaptı,ne konuşulduğunu bilmiyoruz ama muhtemelen "mevcut gidişat devam ederse bankaların da çok zor durumda kalacağını söyleyerek özel bankaların kendileriyle iş birliği yapmasını,yeni plana destek vermelerini" istedi,yabancı sıcak fonlarla da toplantı yapılarak bizim ekonomi kısa vadeli döviz ihtiyacını karşılayıp günü kurtarırken,yabancı fonların da çok iyi para kazanacakları anlatılarak Türkiye'ye davet edildi.
-Plan kısmen işledi.Yabancı Kasım başından bu yana 19.9 milyar dolar getirdi,yerli özel bankalar programa destek verdi,yabancılar kurun 8.5 TL'den 7'ye inmesi ile büyük kazanç sağladı,ama bu kazancın realize olabilmesi için yerlilerin de DTH larını bozmaları gerekiyordu,orada plan işlemedi.Tüm propaganda ve algı yönetimine rağmen,yerliler,yabancıların açtığı kapıda arkalarından gitmek ve dövizi satmak yerine almaya devam ettiler.
-Robin Broook'sun yazdığı "7 civarındaki dolar kurunun uygun olduğu ve buradan elde edebilecek kazancın artık sınırına gelindiği" ifadesinin fonlara bir mesaj olduğu görüşüne katılıyorum.
-Dün bu konuda başka bir başlıkta da bu konuyla ilgili yazdıklarımı aşağıya alıntı yapıyorum.
Evet,hesap kabaca şöyle,Kasım başında 8.5 TL'den dolarlarını bozdular
1000 usd*8.5=8500 TL
Kasım başından bu yana borsa endeksi kabaca %25 arttı.
8500*1.25=10 625 TL
Bugün kazançlarını cebe atmak için dolara geçiş yapıp ülkelerine geri dönseler:
10 625/7=1518 dolar alacaklar, yani 1000 dolarları %51.8 kazanç ile 1518 dolar olmuş durumda.
Ama sorunları,kazançlarını dolara çevirip çıkabilmeleri için birilerinin piyasaya 26 milyar dolar arz etmesi lazım,fakat bu tutarın küçük bir kısmı bile ortalıkta yok.
Deniz Hocam yine döktürmüşsünüz elinize yüreğinize sağlık.
Peki hocam yabancı kazançlarını dolara çevirip çıkabilmeleri için 26 milyar dolara ihtiyaç var demişsiniz ya bireysel ve kurumsallar dolar bozmaz ise yani bu 26 dolar bulunamaz ise sonuçları nasıl olur ya da nasıl bir yol izlenir? Birde hocam anlamadığımdan özür dileyerek soruyorum yabancıların getirdiği ve bozdurduğu bu dolarları kim aldı nereye gitti?
"Kasım ve Aralık aylarındaki 6.7 milyar dolar cari açığa henüz açıklanmamış Ocak ayı cari açığı,net dış borç ödemeleri,DTH hesaplarıyla birlikte değerlendirilince ,gelen 19.9 milyar dolar sıcak para piyasadan çekilmiş durumda." ve "DTH hesapları arttıkça, yabancıların soktukları sıcak para yerlilerin mülkiyetinde kilit altına girdikçe" demiş Deniz hocam yukarıdaki paragrafta.
Saygılarımla.
Anladım Batman hocam teşekkür ederim. Saygılar.
Peki hocam son olarak yerli kilit altına almasa ve döviz bozdursa 25-30 milyar vs. Bu dolar piyasaya gelse yabancı dolarını alır çeker gider mi bu hareket doları yukarı yönlü mü hareket ettirir bir de yabancılar bu 26 milyar doları bulamazlar ise ne olacak?
etrafımda çoğu kişi sıfır araba alıyor
çoğu da Fiat Egea alıyor
niye diye soruooyrum.
örneğin x bir model,,,2. el 10 yıllık arabalar 160 bin liraymış,virüs öncesi 70-80 bin tl civarı imiş.
sıfır Fiat Egea ları 130 bin 140 bin tl ye alan arkadaşlarım bunları anlatınca
2.el arabaya 160 bin vermektense sıfır Egea almak hem de daha ucuza çok mantıklı
aslında bu da ülkemizin piyasa şartlarının ne kadar çarpık olduğunun göstergesi
150 bin liralık sıfır araba , virüsten ve döviz artışından sonra 200 bin tl lere çıkarken,
virüs öncesi 10 yaşında 80 bin tl olan bi araba , virüs sonrası 160 bin tl ye çıkmış
yani 2.el lerde çok büyük bir balon fiyatlama var
egea lar hariç, piyasada konuşulan sıfırlarda da cüzzi bir balon varmış
hem bu balon etkisi ile, hem de dövizin düşmesi ile, aşılama arttıkça üretim arttıkça, sıfırlar da fiyatlar daha %30 düşer diyorlar
2. el lere de hiç bulaşmayın, fiyatlar gerçeğe göre nerdeyse %100 balon diyor, bu işi iyi bilenler
sonuçta serbest piyasa ama
2. el arabaların sıfırlarından pahalı olması sanırım sadece bizde olur :halay:
devlet çözsün demiycem ama
en azından bilinçlenelim, vatandaş olarak.
döviz düşüyor, peki sıfır
ve de özellikle 2. el araba fiyatları neden düşmüyor?
Altın dolar yardımcıları günü birlik yatırımcı değil. Ama pandemi sürecinde işi haricinde para kazanma derdinde olanlar var. YouTube de uçuk kaçık dolar hedefi verenler vardı küçük bir kesim olabilir. Bu açıdan bakarsak altın yada dövizi trade amaçlı alanlar, borcu olup onun karşılığı alanlar, uzun vade ve faiz ile işi olmayan bunu inancı gereği faizden Uzak duran yatırımcılar. Ben kendi açımdan bakarsam 6 sene önce ev aldık. Bunu altın borcu ile ve elimizde ki para ile. Gremseyi 1270 den sattık. 9 bine yaklaştı. Şayet altın borcunu biran evvel ödemesek 1/4 evin borcu için şuan evi satsak ev parasını silip üstüne bir o kadar da borç çıkıyordu. Bir arkadaşım var di altının gramı 20 TL iken faize bulaşmayayim yavaş yavaş ödeyelim diye kayınpederinden borç aldı. Büyük bir şirkette yönetici. Maaşı iyi ama nerdeyse bir apartman parası ödedi en son dayanamadı kredi çekti sabitledi. Tahminen evi 4 kilo altın ile aldı. Bugün evi 350 bin ancak eder. 3 evde parası da fazla ödedi.
yabancının 20 milyar doları 8.5'tan girdiğini söylemek çok zor, kur 8.5 üzerinde sadece 1 gün kaldı ve o malum haftasonundan sonra zaten direk 8'e indi bir günde... daha öncesinde kur çıkarken zaten giriş filan yoktu...
9 kasım sonrası kasım ve aralıkta girişler 7.5-8 arası oldu; bu periyotta girişler ortalama 7.75'ten yapıldı denebilir... ocak-şubat ise 7-7.5 arası girişler oldu, burda da ortalama 7.25 denebilir kabaca... yani bence bu sıcak paranın ortalama giriş fiyatı, ağırlık kasım aralık diye düşünürsek, 7.6-7.7 civarları olmalı... dolayısıyla ya 7'de uzun süre tutup yavaş yavaş çıkmaya çalışacaklar kar etmek için... ya da extra bir kriz çıkarsa ilk çıkan kendini kurtarıra dönecek iş, oyle bir durumda 8.5'a filan çıkanlar ciddi zarar ederler...
:bravo: Söylemek zor değil kallavi sıkma... İşlem iğnede olmaz..
:) 8.5 den topluca girdiler.
Sürü gibi.
Arkası yok... En dip en tepe... Ara boş...:oleyo:
Ortada dolanan para yok. Yabancı TL faizinde değil. Dibs Eurobond. Swapla ha bire para alıyor. Ekside olan kamu bankaları Hazine den yabancı para cinsinden Bono alıyor bu kağıdı rezerv kabul ediyoruz. MB TL parayı kesti. Tl istiyorsan ya döviz bozduracan yada swap ile alacaksın. Yüzen kredi miktarı yasak sebebiyle biliniyor mu. Hani 50 milyar dolar enerji sektörü sorunlu borcu vardı. Ttelekom var. Turkcel var. Ziraat var kime nasıl verdi biliniyor mu. Güreşci mi söyleyecek adamın diploma sahte.
https://i.hizliresim.com/49ayTg.png
6 kasım 2020 den sonra nereye kaç para girmiş çıkmış hafta hafta bakılabilir
sol taraf döviz hesabı , sağ taraf yabancı (hisse ve tahvil ) giriş çıkışları
Benim verdiğim rakamlarla örtüşüyor.Tahvil ve hisse senedine yabancı girişi toplam -benim de yazdığım gibi- 4.8 milyar dolar.Ben DTH artışı olarak kur ve parite etkisinden ayıklanmış olarak 12.9 milyar dolar vermiştim,buradaki rakam 11.4 milyar dolar ama,muhtemelen tablodaki rakam kur ve parite etkisinden arındırılmamış.Bir de,buradaki tabloda olmayan esas rakam,"carry trade" yolu ile gelip, gecelik faizde bekleyen 15.1 milyar dolar "sıcak para" girişi var.(BDDK'nın açıkladığı bankaların bilanço dışı döviz pozisyonu ve TCMB'nin swap miktarındaki değişimden, yurtdışı yerleşiklerin kısa vadeli swap pozisyonlarındaki akımları hesaplıyoruz)
Böylece Kasım başından bu yana toplam yabancı girişi 19.9 milyar dolar oluyor.
Gittiği yerler ise:
-12.9 milyar dolar DTH artışı
-Kasım ve Aralık cari açık finansmanı 6.7 milyar dolar+Ocak ayı cari açık finansmanı+net dış borç ödemeleri
-Belki bir miktar da yastık altına giden gerçek kişiler döviz alımı
Deniz hocam dış yükümlülük baya artmış. Giren para suni olsbilir mi. Kamu bankaları ile hazine arasında ki yp bonosu gibi şişirme yada bıyıklı yabancı gibi gördüğümüz bizim kendi paramiz gibi olabilir mi
8,50..lerden.aşaği..7,00..lara..iniyor..iken...Doa lrTL...kisa...soluklu..düzeltmeler..dişinda...Dola rTL..yukari..çikiş..yapmadi..hiç...
7,00/7,50..araliğinda..6..ay..oyalansın..anca..DTH..lar ..çözülmeye..başlar...Belki..
dth'da bu ülkede çözülme filan olmaz, orasını bir geçsinler... TL'ye nısbeten yuksek faiz var su anda, o donen faizleri TL mevduatlara ekledikçe insanlar dth'ların toplam mevduata oranı düşer yavaş yavaş, en fazla olacağı o... o da dolar stabil kaldıkça... bıraz kafasını kaldırırsa yine millet eklemeye devam eder eldeki dolarlara...
dth çözülse ne olacak çözülmese ne olacak.. para bankada, bankada parayı merkez bankasına gönderiyor.
Banka kredi vermiyor mu dovizi ? Sonrası dolara endeksli faizsiz tl mevduat..
Hacim şişince,
türev havuzu mu darboğaza giriyor da bu kadar çözdürme konusu gündemde ?
Yahut geri dönüş sorunu var da, PY dolara karşı türev taşımak mı istemiyor ?
Uğraştıkça adamlar, iyice huylanıyor insan...:yes:
Bur YouTube de bir ekonomist Bu yıl ödenecek 162 milyar dolar ödeme var diyor. Bu para giriyorsa rezervi tamamlasin diyor. Hala MB neyi bekliyor diyor. Ben diyor para girdiğine inanmıyorum diyor. Piyasa da ya çok talep var yada öyle bir şey yok onun için rezerv artmıyor.
"Güne başlarken,Benchmark" ABD tahvillerinde son durum: T.S.ile 07.29
U.S. 10 Year Treasury US10Y:U.S.%1.387+0.042
U.S. 30 Year Treasury US10Y:U.S.%2.184+0.044
Çarşamba günü yayınlanan üretici fiyatları ve talepteki artışı ifade eden perakende satış verilerindeki patlamanın enflasyon beklentilerini yükselmesiyle ABD tahvil faizlerindeki hızlı tırmanma devam ediyor.
dünya : alaattin aktaş bugünkü yazısı;
Dövizde ne oluyor ve ne olabilir?
âϠKasımdaki manevra değişikliği ve faiz artırımıyla yabancının getirdiği dövizi yurtiçi yerleşikler topluyor. Zaten en büyük döviz ihtiyacı vatandaşın talebinde doğuyor.
âϠFaizi artırarak vatandaşı dövizden uzak tutacak, hatta mevcut hesapların çözülmesini de sağlayacaktık. Henüz bu aşamanın çok uzağındayız.
âϠVe Borsa... Son dört haftadır yabancı net satıcı konumunda, yerli yatırımcı ise alıyor. Yabancı için bulunmaz bir ortam; fiyatlar artıyor sat, kur görece düşük daha da sat!
“Ne olabilirâ€i pek bilemeyiz ama “Ne oluyor†sorusuna herhalde “Tuhaf şeyler oluyor†diye yanıt verebiliriz.
Hani “Boşa koysan dolmuyor, doluya koysan almıyor†diye bir söz var ya, izahında güçlük çekilen durumlar için söylenen, son dönemde piyasalarda yaşananlar için de bu söz tam oturuyor adeta...
Herhangi bir ürünün fiyatı, arz talepten çoksa düşer. Bu kadar basit. O gün arz mı çok, talep mi; fiyatı belirleyen budur. Konu edilen ürün örneğin domates olmadığına ve eve gidip tüketilmeyeceğine göre, konu döviz olduğuna göre talebin düzeyini de tabii ki geleceğe dönük beklentiler tayin eder.
Geleceğe dönük beklentiler... İşte sihirli kavram bu.
Türkiye ekonomisinde belli dönemlerde manevra değişiklikleri yaşanır. Yanlış yöne gidildiği son anda fark edilmişçesine bir anda 180 derece dönülür. İşte bu dönüşlerin sonuncusu kasımın ilk haftasında yaşandı.
Ne yaptık; yeniden yüksek faiz dönemine geçtik. Faizi artırdık ve uzunca bir süre bu düzeyde kalınacağını ilan ettik. Nitekim geçen haftaki PPK toplantısında da oran korundu.
Bu manevra değişikliğiyle beklenen neydi; faiz yüksek tutulacak ve böylece hem yurtdışından fon girişi olacak, hem de yurtiçindeki döviz talebi kırılacak, hatta daha ötesine geçilecek ve vatandaş dövizden TL’ye dönecekti.
Kasım ayı başından son verilerin oluştuğu 12 Şubat’a kadar olan yaklaşık üç buçuk aylık dönemi kapsayan bir tablo oluşturduk. Bu tablo bize neler mi söylüyor, sırayla gidelim...
YABANCININ DÖVİZİNİ VATANDAŞ VE ŞİRKETLER TOPLUYOR
Yabancı bu üç buçuk ayda 4.8 milyar doları hisse senedi ve DİBS yoluyla, tahminen 12-13 milyar doları da swap yoluyla olmak üzere toplam 17-18 milyar dolar döviz getirdi.
Peki bu döviz ne oldu; işte tuhaflık da burada. Yabancının getirdiği dövizi yurtiçi yerleşikler, yani vatandaşlar ve şirketler adeta kapıştı. Bu üç buçuk ayda yurtiçi yerleşiklerin döviz hesapları 15 milyar dolar arttı.
Yani biz faizi bir anlamda vatandaşın ve şirketlerin döviz talebini karşılamak üzere yurtdışından fon girişini artırmak için mi yükseltmiş olduk? Hani DTH çözülecekti! Yabancı döviz getirecek ki ihtiyacımızı karşılayabilelim ve kur fazla artmasın hatta gerilesin. İyi de döviz ihtiyacımızın kaynağı ne?
Bizde en büyük ihtiyaç adeta vatandaşın döviz talebi. Dış ticaret açığına ya da borç ödemeye gidenden daha fazlası vatandaşın talebi olarak ortaya çıkıyor.
Hani bu talebi kıracaktık, hani döviz hesapları çözülecekti... Biraz boş yere bekliyoruz gibi...
Döviz hesapları kasım ve aralıktaki 6.7 milyar ve 7.8 milyarlık rekor artış kaydetti. Ocaktaki artış yalnızca 578 milyon dolar oldu. Şubatın ilk haftasındaki 2.1 milyarlık çözülme görünürde umut vermişti ama bu gerileme büyük ölçüde altın fiyatlarındaki düşüş ve doların euroya karşı değer kazanmasından kaynaklanıyordu. (Dünya 15 Şubat)
Yine de iyi kötü bir gerileme söz konusuydu. Ne var ki bir sonraki hafta yeniden, hem de 2.7 milyar dolarlık bir artış görüldü. Parite ve kur bu sefer artırıcı yönde etki yapmıştı ama gerçek anlamda da bir artış vardı.
Yani vatandaşın ve şirketlerin döviz biriktirmekten vazgeçmeleri, hele hele mevcut hesaplarını TL’ye çevirmeleri pek söz konusu değildi.
Şu durumda ters dolarizasyon nasıl ve daha önemlisi ne zaman ya da hangi koşullarda gerçekleşecekti ki?
YABANCI HİSSE SATIYOR, YERLİ ALIYOR
Yabancıların portföy yatırımı kasım ve aralıkta yüksek gerçekleştikten sonra belirgin olarak hız kesti. Hele hele hisse senedinde son dört haftadır giriş değil çıkış yaşanıyor. Zaten bu durum yabancıların borsadaki payında da kendini gösteriyor. Ekim sonunda yüzde 49.5 olan yabancı payı, bu konudaki son verinin bulunduğu 5 Şubat'ta yüzde 46.4'e geriledi. Yerli yatırımcının payı da yüzde 50.5'ten yüzde 53.6'ya yükseldi.
Yabancı satıyor, yerli yatırımcı topluyor...
Borsa endeksi de artıyor, arttıkça yabancı ufak ufak satmaya devam ediyor...
Yabancı satıyor, çünkü hem talep canlı ve fiyat yüksek, hem de kur görece düşük, bundan daha iyi ne olabilir ki...
Peki yerli yatırımcı niye alıyor, ne olacağını bekliyor? Demek ki fiyatların daha da artacağı beklentisi var. Ama yabancının niye satmakta olduğu (ki dört haftadır süren bir satış söz konusu) pek düşünülmüyor.
TABLO ORTADA, HERKES KENDİ TAHMİNİNİ YAPSIN!
Merkez Bankası’nın politika faizi yüzde 17’de uzun süre kalacak.
Mevduat faizi de yüzde 18’ler dolayında seyredecek.
Enflasyon, o da uzun süre yüzde 14-15 aralığında salınacak.
Şu durumda halen 7 lira dolayında bulunan dolar ile 8.50 dolayında bulunan euro hangi yöne ve ne miktarda hareketlenir ya da hareketlenir mi, bu soruya da herkes kendisi yanıt versin.
Son 19 yila bakip, yon cizmek bence cok zor degil.
https://tradingeconomics.com/commodity/copper
"Benchmark" sanayi metali Bakır dik bir açıyla keskin yükselişte
Bakır fiyatlarındaki yön niye önemli:
https://www.dunya.com/finans/haberle...-haberi-407338
Emtia getirisi analizleri, ABD'de 1992 yılından bu yana tüketici fiyatlarında yaşanan her yüzde 1'lik artışa karşın bakır fiyatlarında yüzde 18 artış görüldüğünü ortaya koyuyor.
1600 cm3 silindir hacmine kadar, vergisiz satışı 85.000 TL'ye kadar olan araçlarda %45 ÖTV
1600 cm3 arası silindir hacmine kadar, vergisiz satışı 85.000 TL - 130.000 TL arası araçlarda %50 ÖTV
1600 cm3 arası silindir hacmine kadar, vergisiz satışı 130.000 TL üzeri olan araçlarda %80 ÖTV
1600 - 2000 cm3 arası silindir hacmi olan ve vergisiz satışı 170.000 TL'ye kadar olan araçlarda %130 ÖTV
1600 - 2000 cm3 arası silindir hacmi olan ve vergisiz satışı 170.000 TL üzeri olan araçlarda %150 ÖTV
2000 cm3 üstü silindir hacmi olan ve vergisiz satış tutarı sınırı olmayan araçlarda %220 ÖTV alınacaktır.
Burada ikinci el otonun fiyatları balon değil aslında sadece 0 km muadiline gore yıpranma payı kaza bela durumlarına gore insanlar fiyat biçiyor eskiden olduğu gibi. Yalnız devlet burada yerli üretim (montaj) olanları teşvik etmek ve ithalatı kısmak için illa alınacaksa en uyguna yonlendirme egea gibi nedenlerle vergilendirme skalasını ayarladılar. örneğin aynı aracın sunroof'lusu hatta renk farklı olan bile üst vergi limitine girebiliyor. Yani pandemi bitse dahi kurun durumuna göre aracın vergi dilimi son fiyat üzerinde belirleyici olacaktır. Hatta eğer ithalat kur düşükken artarsa ki artması beklenir o zaman devlet egea ve muadili araçları cazip hale gelecek şekilde tekrar tarifelendirebilir yeni Ötv zammı gelebilir.
2021 Volkswagen Passat 1.5 TSI ACT 150 PS DSG Impression: 410.900 TL
2021 Volkswagen Passat 1.5 TSI ACT 150 PS DSG Elegance: 557.700 TL
2021 Volkswagen Passat 2.0 TDI SCR 240 PS 4M DSG Elegance: 950.900 TL
sadece motor ve 4*4 farkı araçta ne kadar vergilendirmeye tabi yukarıdaki örnekte görülüyor.