Bugün uzun zaman sonra tahtayý izledim tebrik etmek lazým tahtacýyý nakýþ gibi iþliyor.
Tapatalk kullanarak iPhone aracýlýðýyla gönderildi
Printable View
Bugün uzun zaman sonra tahtayý izledim tebrik etmek lazým tahtacýyý nakýþ gibi iþliyor.
Tapatalk kullanarak iPhone aracýlýðýyla gönderildi
Bilançoyu beðenmediler mi yoksa bu ne yapýyor böyle
Sývýyor... :)) patron kayserili kynin ümüðündeki son lotu almadan iþ yapmýyor...
Hakikatten ne aç adamlara denk gelmiþim (patron ayrý aç, tahtacýsý ayrý açoðlu aç... Allah sabýr versin cümlemize... Bu ne yahu Bi ileri iki geri sanýrsýn nibasa ortak olmuþuz... Ytd.
Nerde bu Nuh'un gemisinin müdavimi Kentuf,Cüneyt bey ve diðer ,yolcularý..?
21 gündür foruma kimse yazý yazmamýþ.. ilginç..
Herkes gemiyi terk etti galiba..!
Kaçan kurtulmuþ galiba :))) ne bok iþler yapýyor patron ve takýmý... Borsa yukarý ralli Nuh ise aþaðýya ralli yapýyor...
kimseler yok.gitme zamaný gelmiþ
Ortaklar nuhun dolarborcu varmýdýr? Varsa ne kadardýr. Bilen varsa bilgilendirirseniz sevinirim. Tþkler.
Yok mu 53 ü çizecek bir babayiðit [emoji41]
Tapatalk kullanarak iPhone aracýlýðýyla gönderildi
Sn.kentuf öncelikle sizi burada görmek çok güzel.nuh sevdasý baþkadýr.uzun süre sizlerle buradaydýk.hele o rahmetlinin malý satýlýrken o rezillliði unutamýyorum.heralde 5.80 ne kadar bastýlar. Sizin bir sözünüz vardý.nuhun bir bacasýný þimdi kaç dolara yaparsýnýz diye.güzel günlerdi.þimdi nasýl görüyorsunuz nuhu? Karý çok güzel.ihracat þampiyonu.birde bu yýl yeniden deðerleme yapacak. Nerelerde görüyorsunuz ileriki zamanlarda
YENÝ YATIRIMLARIMIZLA ÜLKEMÝZÝN EN BÜYÜK TESÝSÝ VE ÝHRACATÇISI OLMA YOLUNDA ÝLERLEMEYÝ SÜRDÜRECEÐÝZ
Murat Kahya
Medcem Çimento Genel Müdürü
Dünyanýn ve Türkiye nin en büyük ve önemli çimento üreticilerinden biri olan Medcem Çimento, yakýn zamanda açýkladýðý yatýrýmlar ve farklý projelerle büyümeye devam ediyor. Þirketin yakýn zamandaki durumu ve genel faaliyetlerinden bahseder misiniz?
2015 yýlýnda greenfield bir proje olarak faaliyete baþladýk. 1992 yýlýndan bu yana çimento sektöründe faaliyeti bulunan Eren Holdingin bir kuruluþuyuz.
Fabrikamýzda günlük 11.500 ton klinker üretim kapasitesine sahibiz ve bu hacim ile ülkemizin ve Avrupa nýn tek hatta üretim yapan en büyük fabrikasýyýz. 3.5 milyon ton klinker üretim kapasitemiz ile yýllýk 4 milyon ton üzerinde çimento satýþý gerçekleþtiriyoruz.
Tüm dünyadaki hedef pazarlarýmýza fabrikamýza 13 km mesafede inþa ettiðimiz ve kendimize ait olan Mecdem Port limanýmýzdan kolaylýkla ulaþýyoruz. Tüm bu yapýyla hem ülkemizin hem de dünyanýn sayýlý, büyük çimento þirketleri arasýndayýz.
Halen pandeminin etkilerinin küresel ölçekte devam ettiði bir süreçten geçiyoruz. Biz Medcem Çimento olarak tüm bu süreç boyunca ara vermeden üretim çalýþmalarýmýza devam ettik.
Bir yandan ihracat çalýþmalarýmýz devam etti, bir yandan da ciddi ve büyük yatýrýmlarla büyümemizi sürdürdük.
Üretimimiz artarken satýþ ve ihracat rakamlarýmýz büyüme seyrini sürdürüyor. Tüm bunlara paralel olarak yatýrým çalýþmalarýmýz da tüm hýzýyla sürüyor.
Çimento sektörü küresel ekonomideki dalgalanmalar, büyümede gerçekleþen yavaþlama, büyük güçlerin ticaret savaþlarý gibi faktörlere baðlý olarak 2018 yýlýnýn sonunda bir daralma yaþamýþtý.
Bunun ardýndan inþaat sektörünün büyük sorunlar yaþadýðý 2019 yýlýnda çimento sektörü iç pazarda yaþanan önemli daralma sonucunda son 10 yýlýn dip seviyesinde kapatmýþtý.
Ardýndan da hepinizin bildiði gibi pandeminin etkileri ile geçen bir 2020 yýlý geçirdik.
Tüm bu süreçte Medcem çimento olarak bizim gündemimiz kriz yönetimine odaklanarak sürekli dalgalanan ve deðiþen ekonomik etkilere karþý þirketi nasýl uyumlu hale getireceðimiz oldu.
Pandeminin küresel ve yerel etkilerine raðmen ihracatta yaþanan büyüme ile 2020 yýlýný beklentilerimizin üzerinde kapattýk. Ýç pazarda %36, ihracatta %16 hacimsel olarak büyürken, ciromuzda da %43 büyüme saðladýk.
2021 yýlýna da hýzlý bir giriþ yaptýk ve %100 kapasite kullanýmý ile yolumuza devam ediyoruz. Ýlk 6 ayý satýþ ve karlýlýk hedeflerimizin üzerinde geçtik.
Ancak son zamanda küresel düzeyde emtia fiyatlarýnýn ciddi olarak yükselmesi, maliyetlerimizi de büyük oranda artýrdý.
Maliyetlerimizin ana kalemi olan yakýt fiyatlarýnda son bir yýlda %200’ün üzerinde bir artýþ oldu ve 3 katýna çýktý.
Yine ikinci büyük giderimiz elektrik fiyatlarýnda da 2021 yýlý içinde %55 bir artýþ söz konusu.
Bu da çimento satýþ fiyatlarýnýn artmasýna neden oldu.
Bu nedenleyýlýn 2. yarýsýnda karlýlýklarda bir miktar azalma olacak, fakat satýþ hacmimiz ayný performansta devam edecek.
Kýsa süre önce açýkladýðýnýz yatýrým kararý ile büyük yanký uyandýrdýnýz. Dünyanýn ve Türkiye nin ekonomik olarak zorlu dönemlerden geçtiði bu zamanda bu yatýrým ile kapasitenizi çok büyük oranda artýracaksýnýz. Neden bu denli büyük bir büyüme ve atýlým gerçekleþtiriyorsunuz?
Þirket olarak bizim temel yaklaþýmýmýz sürekli büyüme ve yatýrýmlarla iç ve dýþ piyasalarda daha fazla pazar payýna sahip marka olmak üzerine kurulu.
Bu amaçla felsefemizi daha iyi ve kaliteli üretim yapabilmek için farklý lokasyonlarda yatýrýmlar yapmak, teknolojimizi yenilemek ve kapasitemizi artýrmak ve markalaþmak üzerine kuruyoruz.
Bunun son örneðini de Mersin deki fabrikamýzýn kapasitesini yüzde 90 oranýnda artýrmamýzý saðlayan, 230 milyon dolarlýk bir hacme sahip olan yeni yatýrýmýmýzla veriyoruz.
Emtia ve navlun fiyatlarýndaki devamlý artýþ maalesef yatýrým maliyetimizde de önemli bir artýþa neden oldu.
Ama bu yatýrýmla fabrikamýzýn üretim kapasitesi yýllýk 3,5 milyon ton klinkerden 6,5 milyon tona çýkaracaðýz. Bu yatýrým sonunda ise en büyük çimento fabrikasýna sahip üreticiler arasýnda yer alacaðýz. En büyük hedefimiz olan küresel pazarlardaki bir numaralý “Türk Çimento Markasý olma yolunda emin ve saðlam adýmlarla ilerliyoruz.
Bunun dýþýnda dünyanýn en büyük çimento pazarlarýndan biri olan Amerika Birleþik Devletlerinde de yeni bir terminal açma hedefimiz var. Bu konuda fizibilite ve araþtýrma çalýþmalarýmýz devam ediyor.
Küresel çimento sektöründe de ciddi deðiþimler ve güncel farklýlýklar söz konusu. Uluslararasý düzeyde bir deðerlendirme alabilir miyiz?
Tüm dünyada pandemi süreci devam ediyor. Pandemi stabil olmayan þekilde devam ediyor. Ayrýca kendi dinamiklerini oluþturdu. Hastalýk yüksek seviyede devam etse de aþýlanma sonrasý az güvenli ortam oluþtu.
Bu süreçte ülkelerin yaptýklarý ekonomik destekler, parasal geniþleme inþaat sektörüne hareketlilik getirdi.
Likidite artýþýyla beraber küresel olarak çimento tüketim miktarý arttý. 2020 nin 2. yarýsýndan itibaren hissettiðimiz bu durum 2021 yýlý ilk döneminde de devam ediyor. Bunun da neticesi olarak çimento arz talep dengesinde talep yüksekliði arz yetersizliði yaþanýyor.
Bu hareketliliðin global pazarlarda önümüzdeki birkaç yýl devam etmesini bekliyorum.
Ama bununla beraber dünya üzerinde açýklanan destek paketlerinin oluþturduðu enflasyonist ortam her alanda fiyat yükselmelerine sebep oluyor.
Emtia fiyatlarýnda ve gemi taþýma yani navlun maliyetlerinde çok ciddi artýþlar var.
Yakýt ve enerji fiyatlarýndaki artýþ, diðer kalemlerdeki maliyet artýþlarý sektörde ciddi bir maliyet baskýsý oluþturuyor.
Global pazarda yüksek bir talep olsa da maliyet baskýsý önemli bir sorun bizim için.
Bunun haricinde iklim deðiþikliðine karþý global ölçekte hazýrlanan planlar, yapýlan uygulamalar sektörümüz için ajandamýzda birinci madde olacak.
Avrupa Birliði nin 2050 karbon nötr hedefi kapsamýnda sektörümüzü ulusal ve global olarak çok zorlayacak konular var. Emisyon ticaret sistemi, sýnýrda karbon uygulamasý gibi sektöre maliyet de getirecek bir çok çevresel konu önceliðimiz olmak zorunda.
Bu baðlamda Türk çimento sektörünün küresel konumunu nasýl görüyorsunuz? Küresel piyasalarda Türk þirketlerinin durumu nasýl?
Türkiye, küresel çimento sektöründe güçlü bir oyuncu.
2020 yýlýnda dünyanýn en büyük 2. ihracatçý ülkesi olduk.
Dünyanýn farklý bölgelerine satýþ yapan çok büyük þirketlerimiz var.
Yeni fabrikalarýn açýlmasýnýn yanýnda var olanlarýn da teknolojileri ve kapasiteleri yenileniyor.
Ancak bu noktada yatýrým süreçlerinde zaman zaman sýkýntýlar da yaþayabiliyoruz.
Hem küresel hem de yerel pazarýn durumu, ihracat potansiyeli, finansman altyapýsý gibi durumlar yeterince deðerlendirilmeden yatýrýmlar yapýlabiliyor.
Talebin üzerinde bir üretim kapasitesiyle karþý karþýyayýz.
Oyuncu sayýsýnýn fazlalýðý ile iç pazarda iyi bir rekabetçi ortam var, olmasý gerektiði gibi tüketici lehine olan bir durum.
Fakat ihracat pazarlarýnda zaman zaman yanlýþ kurulan stratejiler ile ülkemize daha fazla kazandýrmak yerine birbirimize zarar verebiliyoruz.
Bu da global pazarda ülkemizin gücünü zayýflatýyor.
Þirketlerin iyi karlýlýkla ihracat yapabilmesi için analizleri daha doðru yapýp, doðru strateji kurmalarý gerektiðini düþünüyorum.
Çimento sektörünü etkileyecek diðer önemli bir geliþme de Avrupa Yeþil Mutabakatý. Sizce sektör olarak bu deðiþimlere hazýr mýyýz?
Demir-çelik ve çimento gibi enerji yoðun endüstriler, çeþitli deðer zincirlerine ürün tedarik ettikleri için Avrupa ekonomisi açýsýndan çok önemli bir konumda. Yeþil Mutabakat kapsamýnda ve Paris iklim deðiþikliði anlaþmasý kapsamýnda 2050 de karbon nötr hedefi var. Ýlk hedef olarak da 2030 yýlýna kadar karbon salýnýmlarýný 1990 yýlýnýn %55 altýna çekme hedefi.
Uyguladýklarý emisyon ticaret sistemini yenileyecekler ve sýnýrda karbon düzenlemesi uygulayacaklar.
Emisyon ticaret sisteminin uygulanmadýðý ya da yetersiz uygulandýðý ülkelerden kendi ülkelerine, adil olmayan koþullarda, karbon kaçaðý girmesini engelleme hedefleri var.
Bizim ülkemizde þu an uygulanan bir emisyon ticaret sistemi yok.
Bu nedenle de ülkemizden yapýlacak olan ihracatlardan ortaya çýkan kaçak karbon için bu günkü deðer ile 40-50 Euro/CO2 ton vergi alacaklar.
Gelecekte bu fiyatlama 100 Euro/CO2 tona kadar çýkabilecek.
Geçiþ dönemi sonrasý vergilendirme 2026 dan itibaren baþlayacak.
AB ülkelerine yýllýk 3 milyon ton civarý bir ihracat hacmimiz var.
Toplam ihracatýmýzýn %10-12 si kadar. Ýlave vergiler ile rekabetçi gücümüzü bu pazar için kaybetme durumumuz söz konusu.
Bu uygulamalar yakýn gelecekte sadece AB ile sýnýrlý kalmayacak.
Önemli pazarlarýmýzdan ABD baþta olmak üzere diðer ülkeler de bu konuda çalýþmalar yapýyor.
Dolayýsýyla dünyanýn bu tip düzenlemelerden kaçýþý olmayacak.
Bizim de ülke olarak iklim deðiþikliði ile ilgili çalýþmalarýmýzý hýzlandýrmamýz gerekiyor.
Hedeflerimizi, yol haritalarýmýzý makro olarak ülke boyutunda, sonrasýnda da sektörler, hatta iþtirakler konusunda mikroya giderek belirlememiz lazým.
Çimento sektörü olarak bir süredir biz gerek sektör olarak gerekse þirketler olarak çalýþmalarýmýzý baþlattýk.
Paris Ýklim Deðiþikliði Anlaþmasýna uygun olarak karbon azaltým hedeflerini belirliyoruz, yol haritalarýný çýkarýyoruz.
Sektörümüzde emisyon azaltým için dünyaca belirlenmiþ yöntemler var. Bir tanesi yeni teknoloji ekipmanlar ve operasyonel mükemmeliyet.
Ülke olarak sektörde yeni teknolojiye sahip fabrikalarýmýz var. Bu nedenle diðer ülkelere göre avantajýmýz var.
Bir baþka azaltma alaný ise fosil yakýt kullanýmý yerine alternatif yakýt kullanýmýnýn yapýlmasý.
Burada maalesef çok gerideyiz.
Çünkü ülkemizde yakýt olarak atýða ulaþmak maalesef çok zor ve ekonomik de deðil.
Bu konuda düzenlemeler yapýlarak ülkemizdeki atýklardan türetilmiþ yakýt hazýrlanmasý için tesisler kurulmasý gerekiyor.
Bu konuda teþvik mekanizmasýnýn oluþturulmasý,atýklarýn toplanmasýna iliþkin mevzuatlarýn güçlendirilerek yayýnlanmasý lazým.
Belki geçici süre yurt dýþýndan atýktan türetilmiþ yakýt ithalatýna sýnýrlý koþullarla izin verilmeli.
Gerek emisyonlarýmýzý azaltmamýz gerekse de ihracat pazarlarýnda rekabetçi olabilmemiz için bu düzenlemeler þart.
Diðer bir emisyon azaltma yöntemi ise katkýlý çimento üretiminin arttýrýlmasý.
Fakat ihale mevzuatlarýnýn yenilenmesi gerekiyor.
Kamu ihalelerinde katkýlý çimento tercihinin yapýlmasý yine emisyon azaltýmýný saðlayacak.
Özetle iklim deðiþikliði ile mücadele her zaman ajandamýzda öncelikli madde durumunda olacak.
Geresinde kalma þansýmýz yok.
Bu kapsamda yasal düzenlemeler ve teþvik mekanizmalarý için devletimize, uygulamalar için de biz özel sektöre çok iþ düþüyor.
Biz Türk çimento olarak sektörel yol haritalarýmýzý oluþturmak için kapsamlý çalýþmalarýmýza baþladýk.
Kýsa süre içerisinde önerilerimizi oluþturacaðýz.
Bunlarý devletimizle ve toplumla paylaþacaðýz.
Sektör olarak çevreci ve yeþil bir sektör olma ana politikalarýmýzýn baþýnda bulunuyor.
Ama bu sürecin sektöre yeni maliyetler getireceði ve zorluklar oluþturacaðý çok açýk.
Buna baðlý olarak Çimento sektörünün gündemindeki önemli bir konu üretimdeki karbon salýnýmý ve bunu iklim deðiþikliðine etkileri. Sizin de bu alanda ciddi yatýrým ve çalýþmalarýnýz var. Bu gündemle ilgili fikirlerinizi alabilir miyiz?
Ýklim deðiþikliðine karþý öncelikli deðerlendirilen sektörler arasýndayýz.
Sürdürülebilirliði saðlamak adýna sektörde ciddi anlamda çalýþmalar yapýlýyor.
AB tarafýndan da onaylanan Mevcut en iyi teknikler uygulamalarýný rehber alarak çalýþmalarýmýzý gerçekleþtiriyoruz.
Gerek mevcut tesisimizde gerekse yeni baþlayan yatýrýmýmýzda dünyanýn en verimli teknolojilerini seçtik.
Isýl enerji tüketimi en alt seviyelerde olan, elektrik tüketim miktarý az olan tesisler.
Bu þekilde sektör ortalamasýnýn altýnda karbon salýnýmý ile çalýþýyoruz.
Tesisimizde bulunan atýk ýsý geri kazaným tesisimiz ile enerji ihtiyacýmýzýn %22 sini atýk gazdan üretiyoruz.
Tamamen yeþil enerji ve sýfýr karbon emisyonu. Bir diðer konu ise fosil yakýt kullanýmý yerine alternatif yakýt kullanýmý.
Baþladýðýmýz yatýrýmýmýzý bu konuyu planlayarak kuruyoruz.
Alternatif yakýt kullanýmýmýzý önemli derecede arttýracaðýz.
Katkýlý tip çimentonun pazarlara daha yüksek oranda sunulmasý için de çalýþmalarýmýz var.
Bunlarýn hem sürdürülebilirlik açýsýndan sektörün geleceði hem de rekabetçi ihracat gücü açýsýndan önemli olduðunu düþünüyoruz.
Bir süredir sektörde konuþulan diðer konulardan biri de çimento fiyatlarýnýn yüksekliði. Bu konuda çimento üreticileri özellikle inþaat sektöründen ciddi baskýlar görüyor. Bu geliþmeleri nasýl deðerlendiriyorsunuz?
Pandemi döneminde ticari hayat yeniden þekillendi.
Bu döneme geldiðimizde ticaret canlandý.
Ama bununla beraber açýklanan destek paketlerinin oluþturduðu dünya üzerindeki enflasyonist ortam her alanda fiyat artýþlarýna sebep oluyor.
Emtia fiyatlarýnda ve gemi taþýma yani navlun maliyetlerinde çok ciddi artýþlar var.
Navlun maliyetlerinde küresel konteyner indeksi 2.000. USD mertebelerinden 10.000 USD dolar mertebelerine ulaþtý.
Emtialar tarafýndaki artýþlar da bizi maliyetler açýsýndan zorluyor.
Bizim sektörümüzün maliyetlerinin %60 civarýný kömür-petrokok tipi yakýtlar, %20 civarýný elektrik oluþturuyor.
Yakýt fiyatlarý son bir yýllýk dönemde 50-60 USD/ton mertebesinden 170-180 Usd/ ton mertebesine yükseldi.
En önemli maliyetimiz %200 den fazla bir artýþla 3 katýna çýktý.
Elektrik tarafýnda ise sadece 2021 ilk 7 ayda yaklaþýk %55 lik bir fiyat artýþý var.
Tabi ki diðer maliyet kalemlerinde de bildiðiniz üzere yüksek artýþlar söz konusu.
Yaklaþýk %45 yurt içi üretici fiyat endeksi artýþý var, diðer ithal girdilerde de artýþ söz konusu.
Tüm bunlarýn neticesinde de bizim maliyetlerimizde çok ciddi yükseliþ oldu.
Biz de maalesef bu artýþlarý fiyatlarýmýza yansýtmak durumunda kaldýk. Ama bakýldýðýnda hala ülkemizdeki çimento fiyatý dünyadaki en ucuz çimento fiyatý mertebesinde.
Bu zorunlu artýþlar nedeni ile inþaat sektörü üzerimizde baský oluþturmaya çalýþýyor.
Þunu belirtmek isterim ki çimentonun arsa hariç konut maliyetleri içindeki payý %1,7-%3,2 arasýndadýr.
Diðer girdilerdeki fiyat artýþlarý çimentonun fiyat artýþýna göre çok daha fazla. %1,7-3,2 arasýnda maliyete etkisi olan çimentondaki zorunlu fiyat artýþlarýnýn konut inþaat sektörünü olumsuz etkilediðine dair bir ortam oluþturuluyor.
Son dönemde çeþitli kuruluþ ve derneklerce yapýlan açýklamalarýn ciddi bir haksýzlýk olduðunu düþünüyorum.
Son bir yýlda ortalama konut maliyet endeksi %40 mertebelerinde yükseldi.
Fakat konut satýþ fiyatlarýndaki artýþýn %100 mertebelerine yaklaþtýðý da bir gerçek.
Artan maliyetlerin bizim sektördeki zorunlu fiyat artýþlarýndan kaynaklandýðýnýn belirtilmesi, konut inþaat sektörünün bu nedenle durma noktasýna geldiðinin belirtilmesi bence haksýz ve yanlý bir yorum.
Neticede oransal olarak maliyet etkimiz ortada. Bu bizim belirttiðimiz bir oran deðil.
ODTÜ tarafýndan hazýrlanan raporlarla ortaya çýkmýþ bir oran.
Global ölçekte artan yakýt fiyatlarýný maliyetlerimize belirli oranlarda yansýtmamýz bir zorunluluk ve kaçýnýlmaz bir durum.
Zaman zaman ihracat nedeniyle de çimento arzýnýn iç pazarda yetersiz kaldýðý ve fiyat artýþýna neden olduðu belirtiliyor.
Ýlk 5 ayda iç pazarda %37 ile 6 milyon tonluk bir büyüme var. Buna karþýlýk ihracatta ise %3 küçülme var.
Göstergeler tarafsýz olarak net ortada.
Medcem Çimento 2021 yýlýný hangi hedefler ve stratejilerle devam ettiriyor? Yýl sonu hedefleriniz ve projeleriniz nasýl þekillenecek?
Medcem Çimento nun daimi olarak takip ettiði hedef, yatýrým planlarýnýn sürekli güncelleyerek küresel piyasalardaki gücünü artýrmak, yeni pazarlara girmek ve satýþ hacmini yükseltmek.
2021 ve sonrasýnda da bu hedefler doðrultusunda ihracatý artýrmak adýna çalýþmalarýmýzý sürdüreceðiz. Hedefimiz, bugüne kadar oluþan Medcem markasýný daha da kuvvetlendirmektir.
2021 yýlýný mevcut pazarlarýmýzda yerimizi saðlamlaþtýrarak ve yeni pazarlara girerek kapatacaðýz.
Yeni yatýrýmýmýzla kuvvetlenecek üretimimiz ve ihracata verdiðimiz önem ile büyümemizi sürdüreceðiz.
Ülkemizin en büyük tesisi ve ihracatçýsý olma yolunda ilerlemeyi sürdüreceðiz. 2023 yýlýnda bu hedefimize ulaþacaðýz.
Çinde bu senenin beklenenden sýcak ve kurak geçmesi nedeniyle enerji tüketiminde çok büyük bir artýþ yaþandý.
Haliyle bu da termik santrallerde kömür ihtiyacýný ortaya çýkardý. Zira Çin, ulusal enerji ihtiyacýnda yaklaþýk % 55-60 oranýnda kömüre baðýmlý bir ülke.
Her ne kadar kömür rezervi yönünden en zengin ülkeler arasýnda üst sýralarda yer alsa da, küresel karbon salýnýmýnda da yaklaþýk % 27 gibi bir oranla Çin baþý çekiyor.
Bununla birlikte, Çin de 2020 yýlýnda, 2019 rakamlarýna kýyasla bir artýþ görüldü fakat enerji ihtiyacýný karþýlayacak oranda kömür üretimi yapýlamadý.
Ek olarak regülasyonlar ile getirilen kýsýtlamalar da söz konusu olunca kömür arzý talebi karþýlayamadý.
Çin in kömür ithalatýna yönelmesi ile küresel kömür fiyatlarýndaki artýþýn fitili zaten ateþlenmiþti.
Üzerine, Rusya ve Güney Afrika gibi bazý kömür üreticisi ülkelerde üretimlerin azalmasý da kömür piyasalarýndaki krizin bu seviyelere ulaþmasýna neden oldu.
Kömür fiyatlarýndaki yükseliþ ve arzýn yetersiz olmasý, bu sefer yine Çin baþta olmak üzere pek çok ülkenin doðalgaza yönelmesine sebep oldu.
Talebin artmasýnýn yaný sýra Rusya dan gelen gazýn azalmasý ve Avrupa da doðalgaz stoklarýnýn son 10 yýlýn en düþük seviyelerini görmesi ile son bir yýlda Avrupa da vadeli kontratlarda doðalgaz fiyatý yaklaþýk 7 kat yükseldi.
Bu durum, Avrupa genelinde elektrik fiyatlarýný beklenenin çok üzerinde artýrdýðý gibi, doðalgazla üretim yapan santrallerin ilave kömür talebi oluþturmalarýna da yol açtý.
Hem kömür hem doðalgaz tarafýndaki fiyat artýþlarý bu sefer de tüketime yönelik talebin petrole kaymasýna sebep oldu.
OPEC in, yýlsonuna kadar talebin arzdan yüksek olacaðýna iþaret etmesi, bununla birlikte 2022 yýlýnda ihtiyaç duyulan günlük petrol üretimi miktarýnýn altýnda bir üretim olacaðýný açýklamasý, petrol fiyatlarýný 80 Dolarýn üzerine çýkardý.
Öte yandan ABD rafinerilerinin Eylül ayýndaki kasýrgadan etkilenmeleri de petrol üretiminin azalmasýnda önemli bir etken olarak kayýtlara geçti.
Þu anda çimento sektöründe, ileriye dönük tüm senaryolarda, kömür üreticisi ülkelerde üretimlerin artýrýlamamasý halinde bu artýþ trendinin devam edeceðini ve krizin daha da büyüyebileceðini öngörüyoruz. Ne var ki, 2021 Eylül ayý ortalamasý 177 Dolar olan kömürün, uluslararasý piyasalarda dün sabah 280 Dolar rakamýný görmesi de endiþelerimizi oldukça artýrdý. Dün yine Avrupa da doðalgaz fiyatý sadece bir gün içerisinde yaklaþýk % 20 nin üzerinde yükseldi.
Bu krizin, ülkelerin yeþil dönüþüme yönelik enerji yatýrýmlarýný hýzlandýrmasý beklenebilir ama tabii hedeflenen dönüþüm için daha hala önemli sürelere ihtiyaç duyulduðu da göz ardý edilmemeli. Bu noktada þunu özellikle vurgulamak isteriz ki; çimento sektörü olarak yýllardýr atýk ýsý geri kazanýmý tesis yatýrýmlarýnýn teþvik edilmesi konusunda ýsrar ediyoruz ve bu ýsrarýmýzý her platformda da dile getiriyoruz. Aslýnda mevcut kriz, bu ýsrarýmýzda ne denli haklý olduðumuzu da bir anlamda ortaya koymuþ oldu.
Yenilenebilir enerji yatýrýmlarýnýn paralelinde; mevcut teknolojiler kullanýlarak ve yeni bir santral inþasýndan daha uygun maliyetler ile bacalardan atmosfere býrakýlan endüstriyel sýcak gazlarýn, ýsý ve elektrik olarak deðere dönüþtürülmesinin mümkün olduðunu defalarca söyledik. Biz sektör olarak hiçbir teþvik almadan 141,5 MW gücü devreye aldýk. Atýk ýsý sayesinde yaklaþýk 570 bin hanenin günlük tüketimine denk gelen elektrik ihtiyacýný, sadece prosesimizden çýkan atýk ýsý ile karþýlamaktayýz. Bir bu kadar daha yatýrým yapma potansiyelimiz var.
Sadece bu kadar anormal zamlardan sonra
gÖTÜ BOKLU EV ARABA beþ altý kat deðerlenmiþken
böyle kapalý giþe çalýþan, karýný nizami paylaþan þirketler
bunca çar çöpün olduðunu, önüne gelenin bedelli çaktýpý þirketler yanýnda bu kadar iskontolu iþlem görmemeli
nuh ucuz olmamalý
çünkü nuh demek sektör demek
sektör demek nuh demek bence.
sn tümer sektör için en önemli tehlike enerji maliyetlerden ziyade enerjide kesintiler olmasýdýr.
zam olacak bu kaçýnýlmaz ve geldide kurun olduðu seviye ihracat tarafýnda aradaki farký kompanse eder.
ama kesinti olmasý demek kapasitenin %40 düþmesini getirirki bu bir çok sanayi þirketimiz için felaket olur.
bir çok ufak büyük kobi üretimde aksama yaþamamak için b planlarý yapsada iþimiz çok zor olur ülke olarak.
Konu, duayenlerle yine renklenmeye baþladý. Kiþisel teþekkürlerimi yazayým öncelikle.
Sonrasýnda;
Ýki durum var yazmak istediðim. Birincisi 1199 lot koydum 54.50’den anýnda alýndý. Götürecekler herhalde dedim. Standard bilemedim. 34’lerden satýþ yaptýðýmda da üzmüþtü gidip, yani yine bilememiþtim. Yükselir dediðimde düþüyor, düþer dediðimde yükseliyor kýsacasý. Bir dahaki tahminimi yazayým da tersini mi yapsanýz acep
Yeniden deðerleme konusundaki batýçim hikayesi maalesef çok pis bir tecrübeydi. Bu iki firmanýn hiç bir koþulda mukayesesi olmaz diyeceklere katýlabilirim ama yine de saðlam koymuþtu. Bilmiyorum. O adi tecrübe bugünlerde biraz rahatsýz ediyor.
Ocak 2018 sayfalarýna bakarsanýz, herkes bir milyar lira civarý bir arsa deðeri bekliyordu. Sonra üst üste günlerce fiyat düþtü. Gördük ki 395 milyondu sanýrým. Bayaðýdýr ilgilenmiyorum, hatalý da yazýyor olabilirim, Ýzmir içinde ciddi büyüklükte arazileri var, sadece fabrika 400 dönüm civarýydý galiba. Ayrýca Aliaða’da da vardý. Raporun geç açýklandðý, yatýrýmcýlara çok geç bilgi verildiðine dair çok eleþtiri oldu. Üst üste günlerce düþtükten sonra açýklanmasý bayaðý tepki çekmiþti.
Çok finansal borç var ,pd 11 yanii
SM-M307FN cihazýmdan Tapatalk kullanýlarak gönderildi
çimento sektörü
Çimento sektörü deyince akla gelen en önemli yöneticilerden biriydi. Bir kaç ay önce 25 yýldýr çalýþtýðý firmasýndan ayrýldý. Þimdi tecrübelerini Ýsviçre de kurduðu bir þirkette sektöre aktarmaya devam ediyor. 25 yýlda 5 ekonomik kriz yaþayan Mehmet Hacýkamiloðlu, çimento sektöründe krizin nasýl atlatýlacaðýnýn reçetesini verdi. Hacýkamiloðlu ile çimento sektörünün durumunu, 2019 yýlýnýn nasýl geçeceðini, neler yapýlmasý gerektiðini ve gelecek hedeflerini konuþtuk.
Çimento sektöründe içinde bulunduðumuz durumu deðerlendirir misiniz?
Çimento sektöründe zor bir döneme girdik. 2019 yýlý çimentodaki zor yýllardan birisi olacak gibi gözüküyor. Çünkü malum, çimento sektörü inþaat sektörünü, inþaat sektörü de GSYHyi takip ediyor. Bu üçü arasýnda ciddi bir korelasyon vardýr. Ekonomi büyürken, büyüme hýzlanýrken, inþaat sektörü ekonomiden daha hýzlý büyür. Tersi olduðunda da inþaat sektörü daha hýzlý geriler. Örneðin ekonomi yüzde 2 küçülürse, çimento sektörü yüzde 5 geriler. Hep de 6 ay geriden izler. Dolayýsýyla bizim çimento sektörü olarak önümüzü görmemiz kolay olmuþtur. Ekonomideki deðiþimleri önce bankacýlýk, finans sektörü hisseder, sonra perakende sektörü. Çimento sektörüne yansýmasý bir 6 ayý bulur. Bu da bir avantajdýr sektör için. 6 ayda gereken tedbirler alýnýr. Biz çimento sektörü olarak bu tür krizlere alýþýðýz. 1994, 1999, 2001, 2008 de benzerlerini yaþadýk. Bu benim 25 yýllýk kariyerimde 5. kriz oluyor. Eskiden ralliler 5 yýl sürerdi. Çimento sektörü için normalde döngüler vardýr. 4 yýl iyi gider, 5. sene küçülür, bir sene sonra tekrar büyümeye baþlardý. Hep bunu yaþadýk ve bunu bekledik. Ancak bu durgunluk biraz daha uzun sürecek gibi. Bu kriz diðerlerinden daha sert olacak gibi gözüküyor.
Bu yýl haziran ayýna kadar üretimde bir sýkýntý yaþanmadý. Ancak hazirandan sonra küçülme hýzý biraz arttý. Yýl sonuna doðru gelindiðinde geçen yýla kýyasla büyüme pek olmayacak gibi gözüküyor. Hatta bir miktar gerileme olabilir. Ancak 2019 senesi daha kötü bir tablo ortaya çýkacak görünüyor. Bu yaþadýðýmýz krizin asýl etkisini çimento ve inþaat sektörü 2019 yýlýnda hissedecek. Bu bize yabancý birþey deðil. Daha önce de yaþadýk. Çimento sektörü bunlarý da rahatlýkla atlatacaktýr.
Kariyerinde 5 kriz yaþamýþ biri olarak, sektör yöneticileri sizce ne yapmalý, ne gibi tedbirler alýnmalý? Siz olsaydýnýz ne yapardýnýz?
Bu dönem nakiti iyi yönetme dönemi. Nakiti iyi yönetenler ayakta kalacak. Nakiti yönetmenin kurallarý da zor deðil aslýnda, basit. Ancak sahaya yansýtmasý söylenildiði kadar kolay olmaz. Biz olsaydýk ne yapacaktýk: Bir kere borçluysanýz borcunuzu iyi yöneteceksiniz. Finansal ve ticari borçlarýnýzý döndürebiliyor olmanýz lazým. Özellikle bankalara borcunuz varsa. Biz yýllardýr döviz pozisyonu almadýk. Örneðin ihracat yaptýðýmýz kadar döviz borçlandýk. Dolayýsýyla bilançoda bir kur farký zararý oluþsa da, yýl içerisinde ödediðimiz için, þirkete bir zararý olmadý. Bir kere bunu artýk Türkiye de bütün sektörlerin öðrenmiþ olmasý ve yapýyor olmasý gerekiyor. Bu en kritik noktalardan bir tanesi. Bu krizi en az zararla atlatmanýn 3 buçuk tane formülü var:
1. Alacaðýna þahin olacaksýn
2. Borcuna güvercin olacaksýn.
3. Stoða çalýþmayacaksýn
3.5. Yatýrýmlarýný gözden geçireceksin.
Yatýrýmlarý gözden geçirmekten kastým, yaptýðýnýz yatýrýmlar çok kýsa sürede geri dönüyorsa yapmak lazým, veya çok kýsa sürede tamamlanabilecek yatýrýmlar varsa bir an önce tamamlamak lazým. Ama yeni bir yatýrýma baþlamadýysanýz, baþlamamak lazým. Çünkü nakit çok önemli. Alacaðýný zamanýnda tahsil edebilmek çok önemli. Ki bu önemli ölçüde inþaat þirketlerine baðlý. Oralarda da sýkýntýlý döneme giriyoruz. Ödeme yapamayacak olanlarýn olacaðý aþikar. Orda da pozisyon almýþ, çok fazla konut yatýrýmlarýna girmiþ ama o konutlarý satamayan firmalar var. Dolayýsýyla onlardan alacaðýnýzý tahsil edebiliyor olmanýz çok önemli.Formülü biliyoruz, ama yapýp yapamamak sahadaki ekibe, takipçiliðinize ve uyanýklýðýnýza baðlý. Çok kolay deðil. Burada genelde yapýlan hata; eli verip kolu kaptýrmak. Oysa zararýn neresinden dönülse kardýr anlayýþýyla hareket edilmesi lazým. Bankalarla olan iliþkilerde, krediyi alýrken dövizli kredilerde pozisyon almamak, ne düþeceðine ne de çýkacaðýna pozisyon almamak gerek. Ýhracatýnýz kadar dövizli borçlanmak gerek. 2019 kötüye gidecek dediðimde de ihracatçý þirketleri ayrý tutmak gerek. Onlar dövizle satýþ yaptýklarý için kurlardan etkilenmezler. Ancak sadece yurt içine satýþ yapanlar çok daha fazla etkilenecekler. Stoða da çalýþmamak lazým. Formül bu kadar basit aslýnda.
Kriz dönemlerinde maliyetleri düþürmek için neler yapýlmalý?
Maliyet, verimlilik ve optimizasyon çok önemli. Bunlar çimento sektörünün sürekli yaptýðý iþler. Maliyetlerin peþinde koþmak, artan maliyetlere karþý önlemler almak. Daha ucuz yakýtlara, örneðin yerli kömüre yönelmek. Bunlar zaten sektörde yapýlýyor ancak artýk hýzýný artýrmak gerekiyor. Elektrik çok büyük zamlar gördü. Dolayýsýyla yakýt için söylediklerim aynen elektrik için de geçerli. Burada da tasarruf için yapýlmýþ çok güzel iþler var. Satýþtan, pazarlamadan kesmemek lazým. Genelde bir yük olarak görür insanlar ancak benim kiþisel fikrim satýþtan ve üretimden kýsmamak gerekiyor. Tasarruf yapýlacak yer burasý deðil. Tasarruf yapýlacak yer kendini tekrar eden, deðer yaratmayan back ofis iþleridir. Oralarda elektronikleþme, dijitalleþme, otomatik hale getirmek tasarruf ettirir. Orda da dünya çok hýzlý geliþti. Koca koca serverlar almanýz gerekirdi eskiden. Þimdi cloud çýktý ve yatýrým yapmanýza gerek kalmadý. Hem üretim prosesinde, hem lojistikte teknolojiyi çok daha fazla kullanmak gerekiyor. Yani özetle tekrar edeyim krizden en az zararla çýkmanýn reçetesi þudur: Alacaðýný zamanýnda tahsil edeceksin, borcunu iyi yöneteceksin, gerekirse yapýlandýracaksýn, stoða çalýþmayacaksýn, yatýrýmlarýn da çok kýsa sürede geri dönmüyorsa erteleyeceksin. Maliyet açýsýndan her daim fit olmak lazým.
2019 da sektör küçülecek. Ýhracatla toparlanabilir mi? Çin ve Afrika gibi pazarlara ihracatla krizi daharahat aþabilir miyiz?
Ýhracat bizim çýkýþ kapýmýz olacak. Bu zor dönemde Türkiye de azalan çimento tüketimini, çimentocular ihracatla kapatmaya çalýþacaklar. 20 milyon ton çimento ve klinker ihracatý yaptýðýmýz dönemler oldu. Dolayýsýyla bunu yapacak altyapý ziyadesiyle var. Liman ve yükleme imkanlarý anlamýnda Türkiye çok geliþti. Deniz aþýrý okyanus aþýrý baktýðýnýzda ABD pazarý var. Her yýl ihracat yüzde 5-6 artýþ gösteriyor. Ve artmaya devam edecek. ABD ekonomisinde de bizdeki gibi lokomotif sektör inþaat sektörüdür.. Afrika pazarý bizim için önemlidir ve her zaman kalýcý olacaktýr. Avrupa da karbon vergileri yine artýþ gösterdi. Dolayýsýyla Avrupalýlar çimento üretimi yapmayýp ithalata yönelip,karbon kotalarýný daha verimli þekilde kullanmak isteyeceklerdir. Ton baþýna 24 eurolara geldi karbon vergisi. Dolayýsýyla bu rakamlar üretim yapmamayý daha cazip hale getiriyor. Buralarý daha önce de görmüþtük. 2008 krizinde 4 eurolara kadar düþmüþtü. Tabi ki de Suriye gibi komþumuz var. Ýnþallah oradaki sorunlar kýsa sürede çözülünce özellikle Güneydoðu daki çimento fabrikalarýnýn çok rahat absorbe edeceði bir pazar olacaktýr. Gün sonunda ihracat Türkiye nin zor gününde kurtarýcý olabilir. Özellikle sahilde ve sýnýrda olan fabrikalarda kapasite kullanýmý açýsýnda iyi ve saðlýklý bir yöntemdir. Döviz getirir, döviz girdiniz varsa hedge etmiþ olursunuz. Ama artýk ihracatý artýracaðým, ihracat yapacaðým diye Türkiye de çimento fabrikasý kurulmasýný ben çok içime sindiremiyorum. Çimento katma deðerli olan bir ürün deðil. Sonuçta girdi ve enerjiyi ithal ediyoruz.
Türkiye de çimento üretimi ne kadar oldu?
Þu anda 100 milyon tonun üzerine çýktý çimento üretimi. Teorik olarak baktýðýnýzda 110 milyon ton. Dolayýsýyla kapasite artýrmamamýz gerekiyor. Tabi ki serbest piyasa ekonomisinde insanlara ne yapacaðýný söyleyemezsiniz. Ancak merkezi otoritenin Türkiye nin lehine olmayan yatýrýmlara müdahale etmesi lazým. Çünkü yapýlan her yatýrým ithal. Makine ithal, enerji ithal. Bunlarý ithal ederken 30-40 dolara çimento satmak, hakikaten düþünmemiz gereken bir konu. Yani Ýsrail den örnek vereyim. Yanýlmýyorsam 2016 yýlýnda Ýsrail e 1 milyon ton çimento ihracatý yapýyorduk.50 dolar deseniz 50 milyon dolar. Ýsrailin bize ihracatý ise 1 konteyner 157 milyon dolar. Yani bizden 1 milyon ton çimento alýyor, karþýlýðýnda tek bir konteyner gönderiyor ve bizim 3 katýmýz. Özetle kapasite kullanmak için ihracat yapmak doðru. Ancak ihracat yapacaðým diye çimento yatýrýmý yapmak doðru deðil.
Ýhracatý artýrmak için ne yapmamýz lazým?
Çimento sektörü yurt dýþýnda fabrika alýmlarý yaptý. Avrupa da Afrika da deðirmenler kurdular. Kalýcý pozisyonlar aldýlar. Bunlar sürekliliði saðlar. Bunlarý yaptýðýnýzda o pazarlarda kalýcý bir oyuncu oluyorsunuz. Ýnþallah bu sefer çimentocular geçmiþte yaptýklarý hatalarý yapmayacaklar. Döviz arttý diye ihracat fiyatlarýný düþürmeyecekler.
Ýhracat yerine yurtdýþýna yatýrým mý yapmak gerek?
Çimento yükte aðýr pahada hafif bir ürün. Ürettiðiniz yerde tüketmeniz gerekir. Örneðin Çin bu konuyu çözdü. Kapasiteleri düþürdü, eski teknolojileri ve verimsiz fabrikalarý kapattý. Çimento ihracatý yapmýyor.
Peki biz Türkiye olarak Çin e ihracat yapabilir miyiz?
Çin mesafe olarak bize en uzak ülke. Kendisine yetecek kadar da kapasitesi var. Dolayýsýyla bize ihtiyacý yok. Çin e ihracat yapmanýn bir hayal olduðunu düþünüyorum.
Ama geri kalan geliþmiþ ülkelere örneðin ABDye ihracatý artýrabiliriz.
Maliyetleri düþürmek dediniz. Epeydir sektörde alternatif yakýtlar konusunda giriþimler oluyor. Örneðin atýklar gibi. Sizin de bu alanda çalýþmalarýnýz oldu. Bu konuda bize bilgi verir misiniz?
Alternatif yakýtlar konusunda Türkiye de alýnmasý gereken çok yol var. Evsel atýklar olsun, sanayi atýklarý olsun bunlarý ýsý veya elektrik olarak geri kazanmak için yapýlacak hala çok iþ var. Atýklarý yakýt olarak kullanmak için çok fazla yatýrýma da gerek yok. Avrupa da çimento fabrikalarýnýn bir çoðu çöpleri yakarak para kazanýr. Çimento üretimi yan ürün haline gelmiþtir. Türkiye de ise çevre baskýsý yeteri kadar oluþmadý. Hala vahþi depolama, atýk üretenler için birinci çözüm. Normalde atýk hiyerarþisi vardýr. Bu hiyerarþide önce der ki: Atýðý azalt. Azaltamýyorsan geri kazan. Kazanamýyorsan yakýt olarak kullan ve enerjiye çevir. En son çare olarak hiç birþey yapamýyorsan depola yani bir yere göm. Biz de maalesef bu tersine çalýþýyor. Direkt gömüyoruz.
Bu konuda belediyelerle görüþtünüz mü? Belediyeler satýyor mesela atýklarý. Çimento sektörü olarak bir giriþim oldu mu?
Bu atýk satma fikri Türklere özgü bir fikir. Dünyada atýðý üreten bunun geri kazanýmýnýn veya bertarafýnýn maliyetine katlanýr. Biz maalesef bir koyundan iki, hatta üç post çýkarmaya alýþýk olduðumuz için, bazý þahýslar belediyelere gidip atýklara para teklif ediyorlar. Halbuki baktýðýnýz zaman çöp vergisi ödüyoruz, örneðin bir lastik aldýðýnýzda veya telefon aldýðýnýzda recycle parasýný peþin ödüyorsunuz zaten. Dolayýsýyla bu toplanan kaynak, atýklarýn geri kazanýmý için doðru kanalize edilmeli. Belediyelerde çok ciddi bir potansiyel var. Benim gördüðüm herkes bu iþten para kazanmaya çalýþýyor. Halbuki çimento fabrikalarý evsel atýðý yakýt haline getirip fýrýnlarda yakacaðým dediðinde bir yatýrým yapmak zorunda kalacak. Ciddi risk altýna girecek, çünkü çöp bu, içinden ne çýkacaðýný bilmiyorsunuz ve üretiminize zarar verebilir. Dolayýsýyla üste para vermek deðil, üste para almanýz gerekir. Biraz önce de dediðim gibi Avrupa da çimento sektöründe yakýt maliyetleri eksidir. Çimento fabrikalarý çöp yakmaktan para kazanýr. Bunu þu anda herkes içine sindirebilmiþ deðil. Çünkü hala alternatif gömülebilecek yerler var. Ne zamanki gömülecek yerler biter, o zaman yakarak yok edilecektir.
Çeyrek asýrdýr çimento sektöründesiniz. Baþladýðýnýzda sektör nasýldý, þimdi nasýl? Deðiþime örnek verir misiniz?
Sektöre baþladýðýmda fabrikada 2 tane bilgisayar vardý. Baþýnda günlük raporlarý yazmak için sýra beklerdik. Her masada telefon yoktu. Müdürlerin odasýnda vardý. Bugün iþe bile gitmenize gerek kalmadan çalýþabiliyorsunuz. Mesela motordaki bir arýzayý sesiyle anýnda size gönderebiliyorlar. Hatta arýzayý ortadan kaldýracak yazýlýmlar, app ler var. Günümüzde yapay zeka beyaz yakayý, robotlar ise mavi yakayý ciddi þekilde tehdit ediyor. Örneðin ABD Baþkaný Trump ABD li þirketlere gelip ülkenizde üretim yapýn derken bunu kastediyor. Artýk robotlar sayesinde iþçilik avantajlarý ortadan kalktý. Örneðin Çinin iþçilik avantajlarý bitiyor. Yani ucuz iþçilikle rekabet avantajý saðlama ortamý artýk yok. Beyaz yakayý da tehdit eden þey yapay zeka. Örneðin 3 mühendisin 3 günde yaptýðý iþi yapay zeka insanlar uyurken halledebiliyor. Siz uyurken yazýlým hava durumunu bile hesaplayýp, üretim planlamasý yapabiliyor. Teknoloji çok deðiþti. Ýnsan kaynaðý da deðiþti. Bizim baþladýðýmýz dönemde sadakat çok önemli bir deðerdi. Ancak þimdi z kuþaðýnýn bu kavramdan pek haberi yok. Ýlk baþladýðýmda insan kaynaðýný yönetmek için kullandýðýmýz yöntemlerin çoðu çöp oldu. Artýk apayrý þeyler gerekiyor. Ýþe gelip gitme saatleri bile ortadan kalktý.
Sektördeki genç arkadaþlarýmýza ve çimento sektöründe kariyer yapmak isteyen gençlere neler tavsiye edersiniz?
Hangi sektör olursa olsun, iþin baþýndaki en önemli kriter öðrenmek. Ne kadar çok öðreniyorlarsa o sektörde ve firmada o kadar çok dursunlar.Ama öðrenmiyorlarsa kesinlikle durmasýnlar. Ýlk 5 yýlda en önemli kriter budur. Birþey talep edeceklerse öðrenebilmeyi talep etmeleri lazým maaþtan ziyade. Öðreniyorlar ve kendilerini geliþtiriyorlarsa ne mutlu onlara. Eðer öðrenemiyorlarsa çok fazla zaman kaybetmeden birþeyler öðrenebilecekleri yerlere geçsinler. Hayat boyu geçerlidir bu söylediklerim. Ýnsaný hayatta tutan öðrenebilme yeteneði ve arzusudur. Öðrenmeyi býraktýðýnýz anda yaþlanmaya baþladýðýnýz andýr.
Eðer bu dönem iyi yönetilirse 2020 nisanýna geldiðimizde çimento sektörü için tekrar ralli baþlar.
Sizce çimento sektörü bu krizi ne zaman atlatýr?
Eðer bu dönem iyi yönetilirse 2020 nisanýna geldiðimizde çimento sektörü için tekrar ralli baþlar. Kötü yönetilirse veya bizim kontrolümüz dýþýnda olaðanüstü þeyler olursa örneðin dünya bir krize girerse birkaç yýl daha uzayabilir. Ancak çimento sektörü daha güçlü çýkacaktýr bu krizden. Sonuçta alt ve üst yapý olarak bu ülkenin çimentoya ihtiyacý var. Ýnsanlarýn barýnma ve ulaþým ihtiyacý var. Dolayýsýyla burada çimentodan daha uygun bir malzeme henüz yok. Genç bir ülkeyiz. Her yýl 600 bin yeni konuta ihtiyacýmýz var. 7-8 milyon konutu deprem yýkmadan, biz yýkýp yeniden yapmalýyýz. Hala altyapý ve yollara, limanlara, havaalanlarýna ihtiyacýmýz var. Dolayýsýyla çimento sektörünün kötü gidiþi kýsa sürecektir. Ancak bu ihtiyaçlar var diye kapasiteyi ihtiyaçtan fazla artýrmak bana çok doðru gelmiyor. Çimento sektörü için yetecek kadar üretim doðru üretimdir.
Sabancý Grubu nda 25 yýl çalýþtýnýz. Geçtiðimiz günlerde görevinizden ayrýldýnýz. Þu anda neler yapýyorsunuz?
25 yýl çalýþtýðým gruptan ayrýldýktan sonra Ýsviçre de Akmina Ag adýnda kurmuþ olduðumuz bir þirkette, sektördeki arkadaþlarýma yardýmcý oluyorum. Mehmet Hacýkamiloðlu olarak bu ülke için inandýðým iþleri yapmaya devam edeceðim. Daha 49 yaþýndayým. En az 10 sene daha çalýþmayý sürdüreceðim. Bu profesyonel bir rol de olabilir, dýþarýdan doðru iþleri yapmaya çalýþmak da olabilir. Özetle çalýþmaya devam edeceðim. 25 sene Sabancý grubunda çalýþtým. Ömrümün yarýsýndan fazlasýnda ordaydým. Bugün sahip olduðum maddi manevi birçok þeyi onlara borçluyum. Bende çok haklarý var. Haklarýný helal etsinler, benim hakkým varsa ben de helal ediyorum. Gayet iyi duygularla ve güzel bir þekilde ayrýldým. Ýnþallah herkes için daha iyisi olur. Bu tür büyük þirketlerde kan deðiþikliði normaldir.
Herkese bol kazançlar saðlýklý sýhhatli hayatlar dilerim. Nuh çimentoyu uzun zamandan beri takip edenlere sormak istediðim bir kaç soru var. Anladýðým kadarý ile Sayýn Kentuf bayaðý tanýyor þirketi.
Þirket uzun bir süre bayaðý yatay gitmiþ 2010 civarlarý ortalama 10 lira seviyelerinde. O zaman bu kadar yatay gitmesinin nedeni ne olabilirdi? O zamanda ihracat yapýyordu ama kazancý mý azdý?
þirketin tüm faaliyet raporlarýný okuyun
nasýl bir deðiþim ve modernizasyon yaþadýðýný görün
þirket bu arada iki bedelsiz 7 senede nizami temettü ödemiþ yatýrýmlarýný yaparken
bu çerçeveden bakýnca normal.
Þuan dikeymi gidiyor sanki
Þuanda yatay nuha bu fiyat komik bunca çar çöpü arasýnda.
Bilanço bozulmadýkça sabit kalma taraftarýyým tamam ama bu kadarda eziyet edilmez. Yurt dýþý firma satýn alýmlarýndan bahsetmiþti gökhan bey bir yýlý geçti ses seda yok.
Tapatalk kullanarak iPhone aracýlýðýyla gönderildi