Korkarım herkes suçluysa, ortada suçlu yoktur. Bknz 2 nci Dünya Savaşı sonrası Almanya. Belgeseller var bununla ilgili.
Gelişmeler 'inkar' halinden 'kabullenme' sürecine evriliyor, 'öfke' sürecinde ise fazla da şaapmamak lazım. Hesap sormayacaz, kin gütmeyecez diye kapı kapı dolaşıyorlar, pazarlık yapıyorlar.
Düzen ve düzülen değişmez, üç beş göstermelik iş....sonra oyun yeniden başlar, tabi bu sefer masayı devirmezler inşallah.
Her zaman sınıflar çatışır, her zaman mevzu güçle alakalıdır. Güç öyle bir şeydir ki, eski komunist sosyalist Milli Demokratik Devrimci Çetin Altan'ı liberal ABD ci NATO cu yapar ve eski dava arkadaşlarını kıydırır, öyle bir denkleme yol açar ki ne adalet kalır, ne düzen, ne demokrasi. Yaşasaydı da sorsaydık, ne oldu böyle oldu da daha mı iyi oldu? Düşmanı bunların içinde aramayın, o hep ipek giysiler içinde, temiz ciltli, erkeği yakışıklı kadını güzel, yedi göbek soyu derin, dili kerametli, güzel şiirler okur, yüreğe hitap eden kıvrak kelimeler akla hitap eden mecazlar sarfeden, hayal tacirliği yapan, senden benden görünür ve içimizdedir. Enseyi karartmayın derken, herkes karalar bağladı, bir karanlık çöktü ülkenin üzerine, keşke pusu kurmasaydın da düello yapsaydık, ölen ölür kalan sağlar bizim olurdu en azından. (Anlayabilen anlasın anlamayan sallasın diye yazılmıştır.)