-
20. yuzyilin ikinci yarisinin en onemli Fransiz sairlerinden Eugène Guillevic’in olum yildonumu ( 19 Mart 1997 )
http://kapitalis.com/tunisie/wp-cont.../Guillevic.jpg
Kendim icin konusmuyorum,
Kendi adima konusmuyorum,
Soz konusu olan ben degilim.
Ben neyim ki
Biraz hayat, fazlaca gururdan baska.
Butun her sey icin konusuyorum,
Bicimi olan ve olmayan her sey adina.
Agirligi olan her sey soz konusudur,
Agirligi olmayan her sey de.
Biliyorum ki cevremdeki her sey
Daha uzaga gitmek, daha fazla yasamak isteginde,
Olunecekse zamaninda olmek
Elverdigince.
Kelimeleri, Guillevic'in sesini
Icinizde duydugunuza inanmayiniz.
Bu, sizin derinizin altindan gelip
Gelecege dogru giden simdinin sesidir.
https://images-na.ssl-images-amazon....4,203,200_.jpg
Je ne parle pas pour moi,
Je ne parle pas en mon nom,
Ce n’est pas de moi qu’il s’agit.
Je ne suis rien
Qu’un peu de vie, beaucoup d’orgueil.
Je parle pour tout ce qui est,
Au nom de tout ce qui a forme et pas de forme.
Il s’agit de tout ce qui pèse,
De tout ce qui n’a pas de poids.
Je sais que tout a volonté, autour de moi,
D’aller plus loin, de vivre plus,
De mieux mourir aussi longtemps
Qu’il faut mourir.
Ne croyez pas entendre en vous
Les mots, la voix de Guillevic.
C’est la voix du présent allant vers l’avenir
Qui vient de lui sous votre peau.
-
Sovalyelik Nisani'na sahip Ingiliz mucit ve bilimkurgu yazari Sir Arthur C. Clarke’in olum yildonumu ( 19 Mart 2008 )
https://upload.wikimedia.org/wikiped...larke_1965.jpg
“ Jan’in inancina gore insanlar gercek askla omurleri boyunca yalnizca bir kez karsilasirdi. / For Jan was still suffering from the romantic illusion–the cause of so much misery and so much poetry–that every man has only one real love in his life. ” Cocuklugun Sonu
“ Dunya uzerinde yasayan insanlari degistirmek icin elli yil yeterli bir sureydi. Gereken tek sey, saglam bir sosyal muhendislik bilgisi ile net bir hedef belirleyebilme becerisiydi. Tabii bir de guc. / Fifty years is ample time in which to change a world and its people almost beyond recognition. All that is required for the task are a sound knowledge of social engineering, a clear sight of the intended goal – and power. ”
“ Milletin tembel sungerlere donusmesine sasmamali; her daim emiyorlar, ama asla uretmiyorlar. Insanlarin gunde ortalama uc saat televizyon izledigini biliyor muydunuz ? / No wonder that people are becoming passive sponges – absorbing but never creating. Did you know that the average viewing time per person is now three hours a day ? “
“ Dunya’da hala demokrasiler, monarsiler iyicil diktatorlukler, komunizm ve kapitalizm bulunuyordu. Bu durum, kendi yasam bicimlerinden baskasini mumkun gormeyen basit kimseler icin oldukca hayret vericiydi. / Earth still possessed democracies, monarchies, benevolent dictatorships, communism, and capitalism. This was a source of great surprise to many simple souls who were quite convinced that theirs was the only possible way of life. ”
“ Yakinda kimse kendi hayatini yasamiyor olacak. Televizyon dizilerindeki aileleri izlemekten baska seye vakit kalmayacak. / Soon people won't be living their own lives any more. It will be a full-time job keeping up with the various family serials on TV! “
https://m.media-amazon.com/images/W/...1000_QL80_.jpg
-
" Bugun ise gunlerden 19 Mart, olaganustu gunesli bir Cumartesi, mevsim normallerinin hayli uzerinde. Asya ile Armanus Ortakoy’den Taksim’e uzanan genisce yolda yururken suveterlerini cikarmislar. Asya’nin uzerinde bej ve karamel tonlarina boyanmis uzun bir batik elbise var. Attigi her adimda kat kat kolyeleri ve bilezikleri sangirdiyor. Armanus ise kendi tarzina sadik gene: Ayaginda kot pantolon, uzerinde UNIVERSITY OF ARIZONA tisortu, pastel pembe. Dovme dukkanini ziyaret icin Taksim’e gidiyorlar… " Elif Safak, Baba ve Pic
https://m.media-amazon.com/images/W/...1VaNNg2tJL.jpg
" Il 19 marzo era un sabato soleggiato, con una temperatura molto al di sopra delle medie stagionali. Asya e Armanoush si sfilarono i maglioni mentre percorrevano la larga e ventosa strada che da Ortakoy portava verso piazza Taksim. Asya indossava un lungo abito batik, dipinto a mano nei toni del beige e del caramello. A ogni passo si sentiva il tintinnio delle collane e dei bracciali. Armanoush era rimasta fedele al suo stile: un paio di jeans e una larga felpa dell'UNIVERSITÀ DELL'ARIZONA, rosa come una scarpetta da ballerina. Stavano andando laboratorio di tatuaggi…"
-
20 Mart Dunya Mutluluk Gunu / International Day of Happiness / Giornata internazionale della felicità
https://www.zoolz.com/gcloud/wp-cont...-Happiness.gif
https://i.gifer.com/ZU04.gif
https://images.squarespace-cdn.com/c...nal+Day+of.gif
https://i.pinimg.com/564x/0a/e6/0b/0...9e9c58bf1f.jpg
Mutlulugu aradigin surece,
Mutlu olacak kadar olgun degilsindir,
Ve ulasacak kadar her istedigine.
Kayiplara yakindigin surece
Ve hedeflerin varsa durmadan yoneldigin,
Bilemezsin huzur nedir diye.
Vazgecersen sayet her arzudan,
Ne hedef, ne de istek taniyip
Mutlulugu artik adiyla anmiyorsan,
O zaman olup bitenlerin akisina
Dayanamaz yuregin ve ruhun erisir huzura.
-
Romali sair ( Publio Ovidio Nasone ) Publius Ovidius Naso’nun dogum yildonumu ( 20 Mart MO43 )
https://upload.wikimedia.org/wikiped..._Poet_Ovid.jpg
" Ilkin, suna inan tum gonlunle, elde edebilirsin her kadini; elde edeceksin, sen yeter ki ser aglarini. Olur da kuslar susarsa baharda, yazin da agustos bocekleri Maenalus tazisi arkasina bakmadan kacarsa tavsandan, iste ancak o vakit reddedebilir bir kadin, asiginin sicacik iltifatlarini. Iltifat istemedigine inandigin bir kadin bile, inan ister. Kacamak ask erkegin de hosuna gider, kadinin da: erkek rol yapmada beceriksizdir, kadin arzularini daha iyi saklar. Kur yapma isi siz erkeklere dusmemis olsaydi ilkin, kadin hemen rolunu kapar, oyle bir kur yapardi ki. Yumusacik cayirlarda, disisi bogaya bogurur: daima kisrak kisner toynakli aygira. Daha uysaldir siz erkeklerdeki sehvet, daha az hummali, makul bir siniri vardir erkegin atesinin. " Ask Sanati
https://images-na.ssl-images-amazon....4,203,200_.jpg
" Per prima cosa, dunque, sii ben certo che non c' donna al mondo che non possa divenire la tua: e tu l'avrai, purch tu sappia tendere i tuoi lacci. Zittiranno gli uccelli a primavera, le cicale in estate; volgeranno alle lepri la schiena i can menalici, prima che donna sappia rifiutarsi a chi la sa coprire di carezze: cede e pi cede quando par non voglia. Come l'uomo, cos gode la donna il piacere furtivo: l'uomo finge, ma malamente; meglio sa la donna nascondere l'ardore. Se per primi non chiedessimo pi piet di baci. la donna, vinta, chiederebbe lei. Nei molli prati al toro alza la femmina il suo muggito; leva la polledra il nitrito al cornipede stallone. Pi trattenuta in noi, n tanto fiera la passione: ha un limite nell'uomo l'ardor virile. "
Baskasinin surusu daha besli, daha yagli.
elde etmek istersen bir kadini
usagini kandirmanin yoluna bak ilkin..
ondan ogrenirsin basarinin kolayini.
arastir, bilir mi bilmez mi hanimin gizlerini,
bak icli disli midir onunla eglentilerle,
esirgeme parayi, soz ver, adaklar alirim de.
yalvar, gonlunu yaptin mi oldu demek dilegin.
hekimler gibi suyunca ver ilaci, gununu bil.
usaklar becerir hanimlarin icini bosaltmayi,
en sevincli, kadinlik damarlarinin kabardigi,
gozlerinin isil isil yandigi gun celinir gonlu
kadinin, oynar yuregi, kaynar kani..
daha kolay acilir, sacilir uzuntusuz olunca,
o gun girer araya venus, yurutur isini inceden,
savutlarla korumus kendini acilar icinde ilion,
acilinca yuregi almis iceri atla savascilari..
baskasindan yakindigi gun elde edilir kadin,
gecikme ocunu almak icin ona aracilik et.
kizdirsin gunaciminda sacini tarayan kiz onu.
tavsana kac desin taziya tut, ic ceksin
mirildaniversin kendi kendine, yok yok desin.
https://upload.wikimedia.org/wikiped..._retouched.jpg
But to get to know your desired-one’s maid
is your first care: she’ll smooth your way.
See if she’s close to her mistress’s thoughts,
and has plenty of true knowledge of her secret jests.
Corrupt her with promises, and with prayers:
you’ll easily get what you want, if she wishes.
She’ll tell the time ( the doctors would know it too )
when her mistress’s mind is receptive, fit for love.
Her mind will be fit for love when she luxuriates
in fertility, like the crop on some rich soil.
When hearts are glad, and nothing sad constrains them,
they’re open: Venus steals in then with seductive art.
So Troy was defended with sorrowful conflict:
in joy, the Horse, pregnant with soldiers, was received.
She’s also to be tried when she’s wounded, pained by a rival:
make it your task then to see that she’s avenged.
The maid can rouse her, when she combs her hair in the morning,
and add her oar to the work of your sails,
and, sighing to herself in a low murmur, say:
‘But I doubt that you’ll be able to make her pay.’
-
Italyan ressam Alessandro Tiarini'nin dogum yildonumu ( 20 Mart 1577 )
Sacra Famiglia, 1620 ( Ermitage, San Pietroburgo )
https://upload.wikimedia.org/wikiped..._Hermitage.jpg
Natività, XVII ecolo ( Uffizi, Firenze )
https://upload.wikimedia.org/wikiped...dad_Uffizi.jpg
-
Italyan ressam ( Giovanni Mannozzi ) Giovanni da San Giovanni'nin dogum yildonumu ( 20 Mart 1592 )
La Pittura, XVII secolo ( Firenze, Galleria Palatina )
https://upload.wikimedia.org/wikiped...n_Giovanni.jpg
Apollo e Fetonte, XVII secolo ( Galleria degli Uffizi, Firenze )
https://upload.wikimedia.org/wikiped..._e_Fetonte.jpg
-
Ispanyol Barok ressam Antonio de Pereda y Salgado'nun dogum yildonumu ( 20 Mart 1611 )
Naturaleza muerta con vegetales y enseres de cocina, 1651 ( Museo Nacional Arte Antiga de Lisboa )
https://upload.wikimedia.org/wikiped..._-_c._1651.jpg
San Guillermo de Aquitania, 1671 ( Madrid, Real Academia de Bellas Artes de San Fernando )
https://upload.wikimedia.org/wikiped...rt_Project.jpg
-
Ingiliz asilli Amerikali sair Anne Bradstreet'in dogum yildonumu ( 20 Mart 1612 )
https://upload.wikimedia.org/wikiped...cropped%29.jpg
https://internetpoem.com/img/poems/4...bradstreet.png
Eger iki bir olsaydi hic suphesiz biz o’yuz.
Eger bir adam bir kadin tarafindan herzaman sevilseydi, o zaman o sensin
Eger bir kadin herzaman mutlu olsaydi kocasindan,
Benimle karsilastir o kadinlarini senin karsilastirabilirsen
Ben senin askina butun altin madenlerinden daha cok paha bicerim,
Ya da Sark’in sahip oldugu butun zenginliklerden.
Nehirler susuzlugunu yatistiramaz, askim o kadar zengin
Ne de yatistirmalari gereklidir cunku senden gelen ask bana yeterlidir.
Senin askin oyledir ki hicbir yolu yoktur onu geri odemenin benim icin;
Gokler sana cogaltarak odesinler diye dua ederim.
Sonra biz yasadigimiz surece askta oyle sebat edelim
Ki artik yasamadigimiz zaman herzaman yasayabilelim.
-
Ispanyol ressam Antoni Viladomat y Manalt'in dogum yildonumu ( 20 Mart 1678 )
Vision of Saint Anthony, 1720
https://upload.wikimedia.org/wikiped...-_3832.tif.jpg
Verano, 1730 – 1735
https://upload.wikimedia.org/wikiped...rt_Project.jpg
-
Flaman ressam Gaspar de Witte'nin olum yildonumu ( 20 Mart 1681 )
Classical Landscape with Travellers and a River, 17th century
https://upload.wikimedia.org/wikiped...River.tiff.png
The allegorical female figures Nature and Pictura in an art-collection, 1639
https://upload.wikimedia.org/wikiped..._canvasses.jpg
-
Fransiz ressam Nicolas de Largillière'nin olum yildonumu ( 20 Mart 1746 )
Marguerite-Elisabeth et son fils Nicolas, 1712 ( Musée national des beaux-arts d'Argentine )
https://upload.wikimedia.org/wikiped...li%C3%A8re.jpg
Études de mains, 1714 ( Paris, musée du Louvre )
https://upload.wikimedia.org/wikiped...DL_1970_11.jpg
-
Tarihsel manzaralarin Fransiz ressami Jean-Victor Bertin'in dogum yildonumu ( 20 Mart 1767 )
Paysage avec une forteresse et un mendiant, XIXe siècle
https://upload.wikimedia.org/wikiped...-_WGA02097.jpg
Vue d'Île-de-France, 1810 – 1813
https://upload.wikimedia.org/wikiped...rt_Project.jpg
-
Alman lirik sair Johann Christian Friedrich Holderlin'in dogum yildonumu ( 20 Mart 1770 )
https://upload.wikimedia.org/wikiped...lem%C3%A3o.jpg
Altin armutlar asili
Yaban gulleriyle beraber,
Gol icindeki ulkede,
Altindan kugulari
Opucuklerden bayilmis,
Baslarini daldiriyorlar,
Mutlu serin sulara.
Yaziklar olsun bana!
Kis geldigi zaman cicegi,
Gunesi, isigi ve golgeyi
Nerde bulacagim?
Duvarlar duruyor
Sessiz ve soguk, sakir sakir ruzgarda
Bayraklar dalgalaniyor.
https://i.pinimg.com/originals/da/61...f661813a34.gif
Con gialle pere scende
E folta di rose selvatiche
La terra nel lago,
Amati cigni,
E voi ubriachi di baci
Tuffate il capo
Nell'acqua sobria e sacra.
Ahimè, dove trovare, quando
E' inverno, i fiori, e dove
Il raggio del sole,
E l'ombra della terra?
I muri stanno
Afoni e freddi, nel vento
Stridono le bandiere.
-
Ukrayna asilli Rus roman ve oyun yazari Nikolay Vasilyevic Gogol'un dogum yildonumu ( 20 Mart 1809 )
https://upload.wikimedia.org/wikiped...gallery%29.jpg
“ Uzak bir caglayanin sesini dinlediginiz olmustur sanirim. Bir huzursuzdur cevre, uguldar durur. Olaganustu, anlasilmaz sesler dalga dalga gecer onunuzden. Bir koy panayirinin selinde de birden ayni duyguya kapilmaz mi insan ? Giderek buyur kalabalik, buyudukce buyur, kocaman bir dev gibi kimildar durur panayir alaninda, dar sokaklarda bagirir cagirir, kahkahalar atar, gurultu eder. Bagirislar, kufurler, bogurtuler, melemeler, anirtilar… Hepsi birden duzensiz bir ugultu olustururlar. Okuzler, cuvallar, saman yiginlari, Cingeneler, canak comlek, koylu kadinlar, balli borekler, kalpaklar… Hepsi birden parlak, alli morlu, karmakarisik, saga sola gider gelirler. Gozunu alirlar insanin. Her kafadan bir ses cikar, kimin ne dedigi anlasilmaz. Tek bir soz kurtaramaz kendini bu selden, duyuramaz sesini. Yalnizca pazarlik edenlerin ellerini birbirine vurmalarindan cikan sesler duyulur panayir alaninda her yandan. Arabalar gicirdar, demir parcalari tingirdar, yere atilan tahtalar gurultu cikarir. Basi doner insanin, ne yana bakacagini sasirir. “ Dikanka Yakinlarinda Bir Ciftlikte Aksam Toplantilari
https://m.media-amazon.com/images/W/...1D+M1zQbaL.jpg
“ You must have heard a distant waterfall rolling somewhere, when the alarmed surroundings are full of hum and a chaos of wonderful obscure sounds rushes before you like a whirlwind. Isn't it true, isn't it the very same feelings that will instantly seize you in the whirlwind of a rural fair, when the whole people coalesces into one huge monster and moves with its whole body in the square and through the narrow streets, shouting, cackling, thundering ? Noise, abuse, lowing, bleating, roaring - everything merges into one discordant dialect. Oxen, sacks, hay, gypsies, pots, women, gingerbread, hats - everything is bright, motley, discordant; rushing about in heaps and scurrying about before your eyes. Discordant speeches drown each other, and not a single word will be snatched out, will not be saved from this flood; not a single cry is spoken clearly. Only the clapping on the hands of the merchants is heard from all sides of the fair. The cart breaks, the iron rings, the boards thrown to the ground rattle, and the dizzy head is perplexed where to turn. “
“ ‘ Su dunyamýz ne tuhaf!’ diye dusunuyordum, uzerinden uc gun gectikten sonra Neva Bulvari'nda yururken aklima gelen bu iki olayi anýmsadigimda. ‘ Yazgimiz bize ne garip, ne akil almaz oyunlar oynuyor! Istedigimiz bir seyi gunun birinde elde edebiliyor muyuz ? Butun gucumuzle cabaladigimiz seylere ulasabiliyor muyuz ? Her sey tam tersi oluyor. Yazgi kimine muhtesem atlar veriyor, o ise guzelim atlarin farkýnda bile olmadan onlari kizaga kosuyor, o sirada, at icin yuregi yanip tutusan bir baskasi ise sadece diliyle damagini sakirdatarak yanindan dortnala gecmelerinden memnun yayan gidiyor. Birinin mukemmel ascisi vardir, ama maalesef, agzi o kadar kucuktur ki, asla iki lokma birden atamaz, digerinin ise Genelkurmay'in ana kapisi gibi kocaman agzi vardir ama, heyhat, patatesten olusan Alman ogunuyle yetinmek zorundadir. Yazgimiz bize ne garip oyunlar oynuyor! "
https://sevenov.com/wp-content/uploa...t-20230213.jpg
“ ‘ Marvelously is our world arranged,’ I thought as I walked two days later along Nevsky Prospekt, and mused over these two incidents. "How strangely, how unaccountably Fate plays with us! Do we ever get what we desire? Do we ever attain what our powers seem specially fitted for? Everything goes contrary to what we expect. Fate gives splendid horses to one man and he drives in his carriage without noticing their beauty, while another who is consumed by a passion for horses has to go on foot, and all the satisfaction he gets is clicking with his tongue when trotting horses are led past him. One has an excellent cook, but unluckily so small a mouth that he cannot take more than two pecks; another has a mouth as big as the arch of the Staff headquarters, but alas, has to be content with a German dinner of potatoes. What strange pranks Fate plays with us! "
-
Norvecli oyun yazari ve sair Henrik Johan Ibsen’in dogum yildonumu ( 20 Mart 1828 )
https://ichef.bbci.co.uk/images/ic/640x360/p0682q35.jpg
" Yavas yavas hepimizin birer hortlak oldugunu dusunuyorum, bay Manders. Anne babalarimizin ruhlarý bizim icimizde yaþamakla kalmiyor, bunun yani sira oldu sayilan her turlu inanc ve dusunce de yeniden ortaya cikiyor. Bunlar icimizde uykuya yatmis gibi; varliklarindan haberdar bile degiliz; ama yine de onlardan kurtulamiyoruz. Ne vakit bir gazete alip okusam satir aralarindan kayip giden hortlaklar goruyorum sanki. Hortlaklar butun dunyayi sarmis... her yerde... kum gibi kayniyorlar. Bizse aydinliktan oylesine korkuyoruz ki, hepimiz."
https://m.media-amazon.com/images/I/...1000_QL80_.jpg
“ I am half inclined to think we are all ghosts, Mr. Manders. It is not only what we have inherited from our fathers and mothers that exists again in us, but all sorts of old dead ideas and all kinds of old dead beliefs and things of that kind. They are not actually alive in us; but there they are dormant, all the same, and we can never be rid of them. Whenever I take up a newspaper and read it, I fancy I see ghosts creeping between the lines. There must be ghosts all over the world. They must be as countless as the grains of the sands, it seems to me. And we are so miserably afraid of the light, all of us. “
https://internetpoem.com/img/poems/4...ohan-ibsen.png
Kederleri saatlerdi
Benim ugrasim cok SIKISTIRDIGI zaman,--
Sevincleri guclerdi
Yukariya dogru delen tirmanicinin olan.
Evi sinirsizdir
Ozgur okyanus gozuken
Kayaya, sakin ve sessiz,
Benim kalyonum ruyalarin.
Yarisi onun goz gezdirmektir
Yaratiklara akin eden
Torenle ve dans ederek
Sarkimin yollarinda benim.
Ateslerim azaldigi zaman
Onun yanginiyla yakilir;
Insanlar yeniden tutustuklarini gorur
Kestirmezler elinden kimin.
Tesekkurlerden ona karsilik vermek icin
En az dusunce bile onunki degil, --
Ve bu yuzden yaziyorum ona,
Bir kez, tesekkurlerden bir siir.
-
Amerikali yazar Harriet Beecher Stowe, Tom Amca'nin Kulubesi ( Uncle Tom's Cabin- La Capanna dello Zio Tom ) romani 20 Mart 1852 tarihinde Boston'da John P. Jewett & Co. araciligiyla yayimladi. ( Yayimlandigi gun 3000 kopya satti )
https://bdc2020.o0bc.com/wp-content/...b8bc83a42d.jpg
“ Bir oyuncak at ile araba, bir topac, bir top, yaninda da bir suru gozyasi ve bir suru kalp kirikligi yuklu anilar!
Oglanlardan biri yavasca koluna dokunarak, ‘ Anne, onlari verecek misin ? ‘ dedi.
Kadin yumusak bir ses ve ictenlikle, ‘ Caným ogullarim, sevgili can Henry'miz, cennetten bize bakiyorsa, bunu yaptigimiz icin mutlu olur. Herhangi birine vermeye gonlum razi olmazdi, mutlu biri icime sinmezdi ama onlari benden daha kalbi kirik ve daha acili bir anneye verdim, Tanri’nin da rahmetini o esyalarla birlikte gonderecegini umut ediyorum.’ “
https://i.makeagif.com/media/4-11-2016/hKQle-.gif
“ There was a toy horse and wagon, a top, a ball,—memorials gathered with many a tear and many a heart-break! She sat down by the drawer, and, leaning her head on her hands over it, wept till the tears fell through her fingers into the drawer; then suddenly raising her head, she began, with nervous haste, selecting the plainest and most substantial articles, and gathering them into a bundle.
‘ Mamma,’ said one of the boys, gently touching her arm, ‘ you going to give away those things ? ’
‘ My dear boys,’ she said, softly and earnestly, ‘ if our dear, loving little Henry looks down from heaven, he would be glad to have us do this. I could not find it in my heart to give them away to any common person—to anybody that was happy; but I give them to a mother more heart-broken and sorrowful than I am; and I hope God will send his blessings with them! ‘ ”
https://tile.loc.gov/storage-service...1185/1185r.jpg
-
Misir asilli Fransiz sair Andrée Chedid'in dogum yildonumu ( 20 Mart 1920 )
Umut bizi terkettiginde
Kavlanir kanimiz
Orter patikayi su birikintileri
Eseler gecelerimizi bir cift acik goz
Umut bizi terkettiginde
Iyilik kactiginda bizden
Korlesir agac kabugu gibi
Yuzlerimiz.
https://etcetera.com.mx/wp-content/u...A9e-Chedid.jpg
Quand l'espoir nous déserte
Tout notre sang s'écaille
Des flaques masquent le sentier
L'œil béant creuse nos nuits
Quand l'espoir nous déserte
Quand la grâce nous fuit
Nos faces s'aveuglent
Comme l'écorce
-
Amerikali yazar ( Lois Ann Hammersberg ) Lois Lowry'nin dogum gunu ( 20 Mart 1937 )
http://meseniors.com/wp-content/uplo...ois-scaled.jpg
" Safak soktugunde simdiye kadar her zaman surdurdugu duzenli, disiplinli yasami onsuz devam edecekti. Beklenmedik, uygunsuz ya da siradisi hicbir seyin gerceklesmedigi o yasam. Rengi, acisi ve gecmisi olmayan yasam. / At dawn, the orderly, disciplined life he had always known would continue again, without him. The life where nothing was ever unexpected. Or inconvenient. Or unusual. The life without color, pain, or past. ”
" Ama artik o gercek uzuntuyu gormustu. Kederi hissetmisti. Boyle duygularin kolaylikla avutulmadigini biliyordu. Bunlar daha derin duygulardi ve anlatilmalari gerekmiyordu. Yalnizca hissedilirlerdi. / But now he had experienced real sadness. He had felt grief. He knew that there was no quick comfort for emotions like those. These were deeper and they did not need to be told. They were felt."
" Bir zamanlar secim yapabilmeye hasretti . Sonunda secim yaptiginda yanlis seyi , ayrilmayi secmisti. Simdi acliktan dokuluyordu. / It was as simple as that. Once he had yearned for choice. then, when he had had a choice, he had made the wrong one: the choice to leave. And now he was starving. "
https://m.media-amazon.com/images/I/...1000_QL80_.jpg
"Jonas yeniden gitmek istemiyordu. Anilari, sayginligi, bilgeligi ve aciyi istemiyordu. Cocukluguna donmek istiyordu, dizlerinin siyrilmasini ve top oynamayi ozlemisti. / Jonas did not want to go back. He didn't want the memories, didn't want the honor, didn't want the wisdom, didn't want the pain. He wanted his childhood again, his scraped knees and ballgames."
" 'Sanki yogun karla kapli bir yokustan asagiya kizak uzerinde kaymaya benziyor,' dedi nihayet. 'Basta heyecan vericidir; o hiz, o keskin, temiz hava; ama sonra kar birikmeye baslar, kizagin ayaklarinda yigilir ve yavaslarsin, devam etmek icin daha guclu itmen gerekir ve... ' / 'It's like going downhill through deep snow on a sled,' he said, finally. 'At first it's exhilarating: the speed; the sharp, clear air; but then the snow accumulates, builds up on the runners, and you slow, you have to push hard to keep going and... ' ”
-
-
Irlandali sair, kisa oyku, roman ve oyun yazari Brendan Behan’in olum yildonumu ( 20 Mart 1964 )
https://www.azquotes.com/picture-quo...an-2-25-31.jpg
" Elestirmenler haremdeki hadim agalari gibidirler; nasil yapildigini bilirler, nasil yapildigini hergun gorurler ama kendileri yapamazlar. / I critici sono come gli eunuchi di un harem: sanno come si fa, lo vedono fare tutti i giorni, però non sono capaci di farlo. "
-
Turk gazeteci ve yazar Falih Rifki Atay'in olum yildonumu ( 20 Mart 1971 )
" Yeni devleti kurmak icin bir taraftan hudutlarda istila ordulari ile, diger taraftan cephe arkasinda nice Seyh Sait’lerle bogusmak lazim geldi. Ayasofya Kubbesine altin cam asmaya gelen Hiristiyanlarla Seriat namina ayaklanan yesil bayrakli asiler, bize karsi, Izmir rihtimina kadar bir safta dogustuler. Mustakil, hur ve medeni bir devlet tesis etmek icin iki dusmani da yenmek zaruri idi; ikisine karsi da muzaffer olmadikca, kurtulus bir hayal-i hamdan ibaret kalacakti. "
https://i.dr.com.tr/cache/600x600-0/...00285143-1.jpg
" We had to fight the invasion forces at the front and the people like Seyh Said behind it. The Christians, who came to hang a golden cross to the Hagia Sophia, and the rebels with the green flags, who started a rebellion for the sake of the Sharia, fought with us untill the outskirts of Izmir. We had to defeat both of them to create a free and civilized state. Without that victory over them, our dreams of freedom would only stay dreams. "
" Istanbul’da kumandan bana nisan ve madalyam olup olmadigini sordu. Bos goguslu bir subay, iyi bir 'sus' degildir. [...]
Nisan ve madalyalarimdan ikisini gogsum suslu olmak icin, birini operada nefis bir oyun seyrettigim icin, birini Hamburg Belediyesinin ziyafetinde bulundugum icin, bir baskasini Baden -Baden kasabasinda bir Imparator yuzu gordugum icin almistim. [...]
Siper, olum dugmesine bastigi zaman, cok defa, arkada, ta uzakta birtakim gogusler uzerinde elmas, altin veya gumus isiklar yandigi gorulurdu. "
https://i.dr.com.tr/cache/600x600-0/...00332300-1.jpg
" Une fois à Istanbul, le commandant me demanda si j'avais une décoration ou une médaille. En effet, un officier sans aucune décoration sur la poitrine n'est pas du tout 'décoratif'. [...]
De toutes mes nombreuses médailles, les deux premières me furent données pour décorer ma poitrine, une autre pour avoir assisté à un superbe opéra, une autre encore pour avoir assisté au banquet de la maire d'Hambourg et la dernière pour avoir vu le visage de l'empereur au bourg de Baden-Baden. [...]
Lorsque la tranchée pressait le bouton de la mort, la plupart du temps, on apercevait, loin en arrière, scintiller sur certaines poitrines des lueurs de diamant, d'or ou d'argent. "
-
Turk roman yazari Kerime Nadir Azrak'in olum yildonumu ( 20 Mart 1984 )
https://upload.wikimedia.org/wikiped...eNadir1940.jpg
" ...Kurt Halo oldugunu bir bakista anladigim bu adamin keskin gozleri madeni isiltilar saciyordu. Uzerime dikilen bu gozler karsisinda titremekten kendimi alamadim. Ama asil, yuzunun gorunusu tuyler urperticiydi. Sol yanaginda derin bir yara izi vardi. Agzi ile bir gozunu yana dogru ceken bu iz, o karanlik yuzde devamli ve igrenc bir siritis vucuda getiriyordu. O hiriltili kalin ses de iste bu agizdan cikiyordu... "
https://img.kitapyurdu.com/v1/getIma...wh:true/wi:500
" ...The eyes of this man, whom I understood at first sight to be Kurdish Halo, were shining with metal sparkles… But his face was what was really scary. On his left cheek, there was a terrible scar. This scar which pulled his mouth and eye to the side, created a continuous and disgusting grin on his dark face. That wheezy and deep sound was coming from this mouth... "
-
Michael Douglas ve Sharon Stone’nun basrollerini paylastigi Basic Instinct ( Temel Icgudu ) 31 yil once bugun Amerika'da vizyona girdi ( 20 Mart 1992 )
https://2.bp.blogspot.com/-2op2LvJdU...BGIF%2BNew.gif
https://comicbookandbeyond.com/wp-co...ous-quotes.jpg
" Oldurmek, sigara icmeye benzemez. Onu birakamazsin. / Uccidere non è come fumare. Si può smettere. "
https://38.media.tumblr.com/6df9ec78...f6b8o1_500.gif
" Hic kokain alip sevistin mi Nick ? Cok guzeldir. / Hai mai scopato sotto cocaina Nick? È bello. “
-
21 Mart Dunya Siir Gunu / World Poetry Day / La Giornata Mondiale della Poesia
https://gsmarenaspecs.com/wp-content...Day-Quotes.jpg
https://aforismi.meglio.it/img/frasi...-navigammo.jpg
" En guzel deniz: henuz gidilmemis olanidir,
En guzel cocuk: henuz buyumedi,
En guzel gunlerimiz: henuz yasamadiklarimiz,
Ve sana soylemek istedigim en guzel soz:
henuz soylememis oldugum sozdur. "
https://slideplayer.com/slide/797315...hakespeare.jpg
Seni bir yaz gunune benzetmek mi, ne gezer ?
Cok daha guzelsin sen, cok daha cana yakin:
Taze tomurcuklari sert ruzgarlar orseler,
Kisaciktir suresi yeryuzunde bir yazin:
Isildar gogun gozu, yakacak kadar sicak,
Ve SIK SIK karari da yaldiz duser yuzunden;
Her guzel, guzellikten er gec yoksun kalacak
Kader ya da varligin bozulmasi yuzunden;
Ama hic solmayacak sendeki olumsuz yaz,
Guzelligin yitmez ki asla olmaz ki hurda;
Golgesindesin diye ecel caka satamaz
Sen caglari asarken bu olmez satirlarda:
Insanlar nefes alsin, gozler gorsun elverir,
Yasadikca siirim, sana da hayat verir.
https://i.pinimg.com/originals/12/48...ed2da8a0a1.jpg
Sari bir ormanda ikiye ayrildi yolum,
ikisinden birden gidemedigim ve yazik ki
tek yolcu oldugum icin uzgun, uzun uzun
baktim gorene kadar birinci yolun
otlar calilar arasinda kivrildigi yeri;
sonra oburune gittim, o kadar iyiydi o da,
ve belki cimenlik oldugu, asinmak istediginden
gidilmeye daha cok hakki vardi; oysa
oradan gelip gecenler iki yolu da
es olcude asindirmisti hemen hemen,
ve o sabah ikisi de uzaniyordu birbiri gibi
hicbir adimin karartmadigi yapraklar icinde,
ah, baska bir gune sakladim yollarin ilkini!
ama bilerek her yolun yeni bir yol getirdigini,
merak ettim geri gelecek miyim diye.
ic gecirerek anlatacagim bunu ben,
nice yaslar nice caglar sonra bir yerde:
bir ormanda yol ikiye ayrildi, ve ben
ben gittim daha az gecilmisinden,
ve butun farki yaratan bu oldu iste.
-
Isvicreli ressam Hans Asper'in olum yildonumu ( 21 Mart 1571 )
Flight to Egypt, 16th century
https://media.mutualart.com/Images/2...63/-XLGDI.Jpeg
Portrait of Huldrich Zwingli, 16th century
https://media.mutualart.com/Images/2...bfe84f1fa.Jpeg
-
Alman Barok muzik bestecisi Johann Sebastian Bach'in dogum yildonumu ( 21 Mart 1685 )
https://www.azquotes.com/picture-quo...ch-1-44-01.jpg
" Herhangi bir muzik aletini calmak kolaydir; yapmaniz gereken tek sey, dogru tusa dogru zamanda dokunmaktir, o zaman alet kendi kendini calacaktir. / Es ist einfach, ein Musikinstrument zu spielen. Mann muss nur die richtige Taste zur richtigen Zeit drücken, und das Instrument spielt wie von selbst. "
https://www.youtube.com/watch?v=-ywL_zokELE
-
Alman Romantik yazar Johann Paul Friedrich Richter'in dogum yildonumu ( 21 Mart 1763 )
https://gutezitate.com/zitate-bilder...aul-188896.jpg
" Sanat; hayatin ekmegi degil, sarabidir. / Art is indeed not the bread but the wine of life. "
http://img.picturequotes.com/2/36/35...se-quote-1.jpg
" Gulun dikensiz olmadigi dogru ama keske dikenler, gul solduktan sonra yasamasalardi. / Die Rose blüht nicht ohne Dornen. Ja: wenn nur aber nicht die Dornen die Rose überlebten. "
https://gutezitate.com/zitate-bilder...aul-183250.jpg
" Hatiralar, kovulamayacagimiz tek cennettir. / Memory is the only paradise from which we cannot be driven. "
-
Fransiz ressam Jean-Baptiste Greuze’un olum yildonumu ( 21 Mart 1805 )
La Charité romaine, 1767 ( Los Angeles, Getty Center )
https://upload.wikimedia.org/wikiped...ste_Greuze.jpg
La Dame de charité, 1773 ( Lyon, Musée des beaux-arts de Lyon )
https://upload.wikimedia.org/wikiped...ste_Greuze.jpg
-
Hollandali ressam Pieter Gerard Vertin'in dogum yildonumu ( 21 Mart 1819 )
Market vendors in a Dutch town, 19th century
https://media.mutualart.com/Images/2...s-v-DIKZW.Jpeg
Gasse in einem niederländischen Städtchen, 1819 - 1893
https://media.mutualart.com/Images/2...tin-PJXLO.Jpeg
-
Fransiz ressam François-Nicolas Chifflart’in dogum yildonumu (2 1 Mart 1825 )
Ulysse reconnu par Euryclée, 1849 ( Saint-Omer, musée de l'Hôtel Sandelin )
https://upload.wikimedia.org/wikiped...ycl%C3%A9e.jpg
La giustizia, 1901
https://upload.wikimedia.org/wikiped...rt-justice.png
-
Alman ressam Richard von Hagn’in dogum yildonumu ( 21 Mart 1850 )
Aus Venedig, 1886
https://upload.wikimedia.org/wikiped...ansen-Haus.JPG
Halbmondwehle Südermarsch, 1923
https://upload.wikimedia.org/wikiped...d_von_Hagn.jpg
-
Alman ressam Carl Adolf Senff'in olum yildonumu ( 21 Mart 1863 )
Stadtrat Ledebour, 1836
https://media.mutualart.com/Images/2...our-35OY2.Jpeg
Southern coastal landscape with fishermen and town in the background, 1868
https://media.mutualart.com/Images/2...e19273151.Jpeg
-
Macar sair, roman ve deneme yazari, ressam, editor ve cevirmen Lajos Kassák’in dogum yildonumu ( 21 Mart 1887 )
Kara bir karga gibi bu gece
Kara bir karga gibi bu gece
Nerde kaldi dikisci kucuk kiz
Nerde sabahlarin horozu
Ot horozcuk ot artik
Bitsin sessizligin korkusu
Bitsin sessizligin korkusu
Nerde kaldi dikisci kucuk kiz
Nerde ucusuyor kisa etekleri
Kara bir karga gibi bu gece
Kara bir karga gibi bu gece
Nerelere gideyim nerelere
Seni bulmak icin sabahtan once
Kara bir karga gibi gece
https://pim.hu/sites/default/files/s...?itok=HCI87G0-
È nera come il corvo stanotte
è nera come il corvo stanotte
dove è sparita la piccola sarta
dove si trova il gallo dell’alba?
Canta fin da ora gallo mio
che io non abbia a temere nel silenzio
che io non abbia a temere nel silenzio
dove è sparita la piccola sarta
dove svolazza la sua maglia corta?
È nera come il corvo stanotte
è nera come il corvo stanotte
in che direzione devo andare
perché prima dell’alba ti possa trovare?
È nera come il corvo stanotte.
-
Italyan yazar Federigo Tozzi'nin olum yildonumu ( 21 Mart 1920 )
https://upload.wikimedia.org/wikiped...Tozzi_1910.jpg
9 Mart
" Tanimadigim bir adama yaklastigim her sefer, bu yaklasmadan korkuyorum; bazen bir arkadasim dahi soz konusu olsa, bu boyle. Tam anlamiyla onun sahsindan degil, konusmaya baslarsa ruhumda doguracagi sonuclardan korkuyorum. Bu nedenle, bazi kisilere kesinlikle yaklasmak istemedim. Floransa’nin biraz disinda, kenar mahallelerin otesinde, sokagin birinde, bir bahcenin yesil kapisi onunden gecmem gerektigini hatirliyorum. Oraya yaklasmadan once, acik kapinin onunde dikilen bahcivani gordugum her sefer, ya gerisin geri donuyor yahut da ona yuzumu donmemeye calisarak sokagin karsi tarafindan segirtiyordum. Eger bazi insanlar bende biraktiklari silinmez izleri bilselerdi, saskinliga duserlerdi. Birbirinin ayni olan gunlere denk dusen pek cok izden yapildigimi dusundugumde, ben var miyim ya da simdi gozlerimin onunde olan bu seyler var mi diye kendime soruyorum. Ve kendime soruyorum, yasamanin ne anlami var... "
https://images-na.ssl-images-amazon....17RLRXYNsL.jpg
9 Marzo
" Tutte le volte che mi s’avvicina un uomo che io non conosco, ne ho paura; qualche volta, anche se si tratta di un amico. Non ho paura proprio di lui, ma delle conseguenze che ne posso derivare al mio spirito quand’egli cominci a parlare. A certe persone, per questo, non ho mai voluto essere avvicinato. Mi ricordo che io, trovandomi per una strada a pena fuori di Firenze, dopo le case del sobborgo, dovevo passare davanti al cancello verde di un orto. Tutte le volte che, prima di esserci vicino, vedevo l’ortolano fermo al cancello aperto, o tornavo in dietro o passavo dalla parte opposta della strada; evitando di voltarmi a lui. E se certe persone conoscessero le tracce inestinguibili che hanno lasciato in me, ne sarebbero stupite. Quando penso che io sono fatto di tante strisce che corrispondono ad altrettanti giorni, mi domando se esisto io o le cose che ora ho dinanzi agli occhi. E mi domando che cosa significa vivere... "
-
Fransiz yonetmen ve senarist ( Jean Marie Maurice Schérer / Maurice Henri Joseph Schérer ) Éric Rohmer'in dogum yildonumu ( 21 Mart 1920 )
https://media.newyorker.com/photos/5...EricRohmer.jpg
" Her kadinin karsi konulmaz bir yeri vardir. Bazisinin gozleri, kiminin gogusleri, kiminin sirti. Claire’inki ise dizleri. / Je regardais les amoureux et je me disais qu’en toute femme, il y a un point plus vulnérable. La naissance du cou, la taille, les mains. Pour Claire, dans cette position, dans cet éclairage, c’était le genou. / Every woman has her most vulnerable point. For some, it's the nape of the neck, the waist, the hands. For Claire, in that position, in that light, it was her knee. "
https://www.cinema-francais.fr/image...os/genou01.jpg
https://media.timeout.com/images/100449595/image.jpg
Claire'in Dizi (Le genou de Claire - Il ginocchio di Claire, 1970 ) Yonetmen: Éric Rohmer
-
Suriyeli diplomat, sair ve yayinci Nizar Kabbani’nin (Nizar Qabbani) dogum yildonumu ( 21 Mart 1923 )
https://i0.wp.com/www.middleeastmoni...l&zoom=1&ssl=1
Ogret bana
Gozlerimde gozyaslarin
Ogret bana bir kalp nasil olur ?
Ve nasil ihtihar eder arzular
Ermissen
Kurtar beni bu buyuden
Bu inkardan
Askin sanki reddedistir
Nolur arindir beni bu inkardan
Gucluysen
Cikar beni bu ummandan
Cunku bilmiyorum ben yuzmeyi
Mavi dalga gozlerinde
Cekiyor beni derinliklerine
Yok maviden baska renk
Ne tecrubem var askta
Ne de bir kayigim.
https://pictures.abebooks.com/isbn/9...333-us-300.jpg
Insegnami
come muore il cuore…e come si suicidano le passioni.
Se sei profeta,
liberami da questo incantesimo,
salvami da questa miscredenza.
Il tuo amore è blasfemia,
purificami…
Se sei forte…
portami via da questo mare in tempesta…
io non so nuotare
e le onde azzurre nei tuoi occhi…mi trascinano verso
l’abisso.
Io non ho esperienza nell’amore,
e non ho neanche un battello.
Se ti sono così cara, allora…prendimi la mano.
Io sono innamorata dalla testa ai piedi.
Io respiro sott’acqua…
Sev beni ukdesiz sev beni
Eriyiver cizgilerinde elimin
Sev beni
Bir hafta birkac gun birkac saat sev beni
Ben onemsemem ebediyeti...
https://m.media-amazon.com/images/I/...1000_QL80_.jpg
Amami senza preoccupazioni e
perditi nelle linee della mia mano
Amami per una settimana,
per qualche giorno o solo per qualche ora
non mi interessa l'eternitá...
-
Italyan sair Alda Merini'nin dogum yildonumu ( 21 Mart 1931 )
https://www.informagiovani-italia.co...ni-giovane.jpg
https://www.sololibri.net/IMG/arton163029.png
Baharin yirmibirinde geldim dunyaya
bilmiyordum deli dogmanin,
topragi acmanin
sebep olabilecegini firtinaya.
Bu yuzden tatli Proserpina
gorur yagmuru otlarin uzerinde,
buyuk narin bugday tanelerinde
ve hep aglar aksamlari
Bu onun duasi belki de.
https://betaniasbar.files.wordpress....ti-aspetto.jpg
Seni bekliyorum ve her gun
Kendimi biraz daha sonduruyorum.
Senin yuzunu unuttum.
Bana, umutsuzlugum yokluguna denk mi diye soruyorlar.
Hayir, daha da fazlasi:
Benim umutsuzlugum
Sana nasil hediye edecegimi bilemedigim
Kadim bir olum hareketi
-
Belcikali yazar Raoul Vaneigem'in dogum gunu ( 21 Mart 1934 )
" Dunun somurgecilik karsitlari, bugunun genellesmis somurgeciligini insanilestirmeye calisiyorlar. Onlar, genellesmis somurgeciligin en akilli bekci kopegi oldular. Nasil mi? : Gecmis zalimliklerin dogurdugu sonuclara havlayarak. "
https://images-na.ssl-images-amazon....4,203,200_.jpg
" Les ennemis du colonialisme d'hier humanisent le colonialisme généralisé du pouvoir; ils s'en font les chiens de garde de la manière la plus habile qui soit : en aboyant contre toutes les séquelles de l'inhumanité ancienne. "
" ...insanin kendi varolusuna iliskin anlayisi hicbir zaman boyle hizli bir deger yitimine ugramamisti. Ozgurlugun ve refahin egemenligini kurma vaadi—evrene meydan okuyan bu vaat—, aristokrasinin tutku ve maceralayla zenginlestirebildigi ve nihayet herkes girebildiginde hizmetci odalarina bolunmus bir saraydan pek farkli olmadigi anlasilan bir yasamin vasatligini daha hissedilir kiliyordu. "
https://images-na.ssl-images-amazon....12H6hFyILL.jpg
" ...sur le marché des valeurs humaines, dans la conception de l'existence, pareille dévaluation fut à ce point ressentie. La promesse, —jetée comme un défi à l'univers—d'instaurer le règne de la liberté et du bienêtre, rendait plus sensible encore la médiocrité d'une vie que l'aristocratie avait su enrichir de passions et d'aventures et qui, enfin accessible à tous, n'était plus guère qu'un palais loti en chambres de bonnes. "
-