Bazılarının çok zoruna gidecek ama o düzeltmeyi yapmak zorundayım:
Türkiye Cumhuriyetini kuran Türkiye halkına Türk Milleti denir.
Gazi Mustafa Kemal...
Printable View
Bağlantı sorunlarım var, yeni uydunetten telekoma geçtik, ilk 1 ay süperdi, şimdi yavaşladı, wifi çekim gücü düştü, habire bağdaştırıcı hatası veriyor. Kafayı yemek işten değil, habire hat kopuyor..
Yazdığım birkaç şey gümbürtüye gitti, hevesim de kaçtı zaten..
'Bunların' orman yangınlarına verdikleri tepkiler iyice acayipleşti, iyice saçmalamaya başladılar.
Son zamanlarda zaten bi tuhaflaştılar...
Yaw bir tane normal adam yok mu bunların içinde...
Ormanları PKK kundaklamış olabilir mi, olabilir. Ama yakalananlar var, hiç biri PKK lı çıkmadı, çıksaydı zaten sağır sultana duyururlardı. Bu ayrı bir mesele, var bu tehdit, eskiden de yaptılar, yine yapmış olabilirler..
Yaw siz hepi topu 3 uçak kiralamışsınız, yetersiz hazırlık yapmışsınız, THK nın uçaklarını ideolojik bir körlükle yok saymışsınız, şunu bi kabul edin yaw...
THK'da sıkıntı mı var, al uçakları oradan OGM bünyesine, bakımını yap, modernize et, kullan..
Uçaklar eski mi, al yenisini ver THK'ya olmadı al OGM' ye kullan..
Yok biz kira ihale işlerini seviyoruz, o zaman kirala 15 tane, eskisinin olanın bi yerine koy önce..
Yok...ya ney...bilmiyorum ben anlamadım ne diyorlar...ısrarla yeterli uçak varmış gibi bir dalga dubara var...haftanın yalanları demişler 3 uçak olduğu yalan şu an 13 uçak var demişler, tablo yapmışlar bi de paylaşıyorlar, yaw güler misin ağlar mısın...Sen yangın öncesi, ve velev ki yangın çıkarsa diye kaç uçak kiraladın, anında kaçını kaldırabildin büyümeden...Sonradan yardıma gelenler değil ki mevzu...onları niye sayıyorsun..
Saçma sapan bi şeyler dönüyor ya...sönse de şu kurtulsak, milli sermaye yaw..biri der bu iş belediyenin işi..komedi..
Ben temel nezaket kurallarına uymayanlarla fikir tartışmasına girmeyi sevmiyorum.Ben bir soru sordum cevabını vermekten korkanlarla da tartışmanın anlamı yok.Neyi google layacağıma kendim karar veririm MKA 55.Soruyu Mustafa Kemal e sormadım.Anladığım cevabın bunlar Türk değildir ben öyle görmüyorum şeklinde ,yaz işte ne var bunda.
Hayır değilsin elbet sn achiles yazdı tanımı,türk tanımı ırka dayalı bir tanım olamaz.Olursa insanların aidiyet sorunu olur.Tanımı ırka dayandırmazsan bu topraklarda yaşayan herkes kendini göğsünü gere gere türk diye tanımlar.Sn achiles in tanımında düzeltilicek tek kelime yoktu düzeltmeye kalktın .
Olimpiyat örneği verilmiş yukarıda. Belli ki ataları Afrika'dan Fransa'ya gelmiş ama Fransa için mücadele veriyor. Bu kişi Fransız'dır.
Sadece Türkiye'yi kuranlar değil de, Türk kimliği taşıyıp kendini bu ülkeye ait hissedene Türk denir derim.
Türk kimliği taşıyıp hainlik yapanlara pek Türk diyemeyeceğim. Onlara istediğiniz adı takabilirsiniz.
Üç zenci penaltı atamayınca İngiliz değil Afrikalı oluyor ülkede faşizm hortluyor
Çıt yok...
Ortada fol yok yumurta yok
Faşist oluyoruz...
Yuh be!
Yani düşündüm taşındım yazarken en son bu karara vardım.
Şimdi sadece Türk kimliğine sahip olmak da yeterli değil, kimlik olmadan kendini vatana ait hissetmek de yeterli değil.
Mesela ben kendimi atıyorum İspanya'ya aitim ben diye ne kadar inandırırsam inandırayım, dillerini kültürlerini öğreneyim vs, İspanyol kimliğim olmadan kimse bana kalkıp İspanyolsun sen demez.
Bir dolarım bile yok
Rahatsız ettik
Kusura bakmayıp affedin lütfen...
Saygı ve esenlikle...
Hayır elbet rahatsız olmadım.Atatürk ün hayatı hakkında piyasadaki tüm kitapları okumuş,herşeyini bilen analiz etmiş bir insanım.Neyinden rahatsız olayım.Hayatta en haiki mürşit ilimdir fendir diyen bir önder.İlerde benim sözlerimle bilimin gerçekleri ters düşerse bilimin gerçeklerini takip edin demiş bir büyük adam.Dedikleri yazdıkları kutsal kitap değildir ,elbet zamanın gerçeklerine göre değişebilir evrimleşebilir.Dogmalarla bu işler yürür mü.O zaman cengiz hanın da kuralları vardı,kanuni sultan süleymanın da ,hamurabinin de e o kurallar yürürlükte mi geçerli mi mantıklı mı.Atatürk bir dehaydı,o zaman için en iyisini yaptı,ama kendisine tapıldığını görse yüz yıl sonra her dediğine kutsal söz muamelesi yapıldığını görse en başta o kızardı.Onun evrenselliği büyüklüğü zaten burda .
Hey allahım madem sn patrick in dediğini kabul ediyorsun ne demeye sn achiles in mesajını alıntılayıp kusura bakmayın ama düzeltmek zorundayım diyorsun.Aynı şeyi yazdılar zaten.
Sadece kuruculara Türk denirse soyları tükenir zamanla. Orada bir mantık hatası var. İnsan sonradan da Türk olabilir.
Yunanistan'dan oturum alma konusundan bahsetmiştim geçen gün. Oturumu aldıktan sonra sanıyorum ki 7 yıl boyunca Yunanistan'da yaşarsanız vatandaşlık için başvurabiliyorsunuz. Olayın İngilizce adı naturalization, Türkçesini google 'vatandaşlığa kabul' olarak veriyor ama düz çevirince sanki doğallaştırma gibi bir anlamı var kelimenin. Asimilasyon da denebilir.
Gavur yapınca böyle yapıyor. Kültürünü yabancıya yem etmiyor.
Biz 250bin dolara şipşak veriyoruz adamın eline pasaportu. Sınırlar zaten kevgire dönmüş.
Bak ben düşüncemi açık açık yazayım.Irka dayalı bir türkçülük bu topraklarda yaşayan herkesi zayıflatır.O zaman türkler evsahibi geri kalan herkes misafir olur.Lazlar,gürcüler,çerkezler,kürtler,araplar,erm eniler,yahudiler bu topraklarda kendilerini misafir gibi hissederlerse benimsemeleri zorlaşır.Zaten imparatorluk sonrası kurulmuş bir devletiz.Envayi çeşit kan karışmış,pek çok halkla osmanlı haşır neşir olmuş ırka dayalı bir tanım çok sorunludur zaten bu kadar karışmış bu tarihe sahip bir toplumda mantıklı da değildir.Bu kadar medeniyet anadolu da yaşamış bunlar toptan mı yokoldu bunların torunları nerede,truvalıların soyundan gelenler misal çanakkale de şu anda yok mu.Yüzlerce medeniyet barındırmış bir anadoluda ortaasyadan hepimiz göçtük dersen lazlar ,kürtler yahu biz hep burdaydık biz göçerek gelmedik derler,çerkezler gürcüler yahu biz göç ettik ama orta asyadan gelmedik başka ırkız türk kökenli değiliz der,arapları,ermenileri,yahudileri saymıyorum bile.O yüzden sn achilesin tanımı çok doğru,düzeltilecek bir yanını da ben göremiyorum.
En önemli konu dil.
Türkçe konuşan insanlara bakın aşağı yukarı aynı mizah kültürüne sahipler. Aynı şeylere gülüp, aynı şeylere sinirleniyorlar. Son zamanlarda sosyal medya yüzünden iyice dejenere olduğumuz için seviye yerlere indi ama genel bir tablo çizmek mümkün.
Hong Kong'luların çoğu kendini İngiliz olarak tanımlıyor bu arada. Bundan da bahsetmesem olmaz.
Adamların tipe bakınca oğlum sen Çinlisin, İngiliz deeeğğğiiil diye haykırası geliyor insanın ama bunlardan bir tanesi ile Avrupa'da konuşmuştum kaldığım hostelde, İngilizden daha iyi İngilizce konuşuyordu.
Adam harbi harbi İngilizdi. :)
Asimilasyonun son evresi Hong Kong'da olan olay.
özet olarak yazayım:
10 sene önceydi bir işim vardı urfanın viranşehir ilçesine gittim,
arabam arıza yaptı sanayide bir tamirciye gittim,
usta çırağına kürtçe seslendi -cengiz- şu şu takımları getir,
şaşırdım kaldım,
ustaya sordum bu senin çırağınmı diye,
çırağım amma oğlumdur deyince dahada şaşırdım,
ya dedim kürtlerde cengiz ismi olurmu ?
ağbi dedi biz kürt değiliz,
eeee devamlı kürtçe konuşuyorsun dedim,
bizim atalarımız vakti zamanında orta asyadan buraya gelmişler biz aslen türk ve kara keçiliyiz,
zamanla burada kürtleştik dedi.
birinci dünya harbinden sonra,
binlerce insan istemeden yer değiştirdi.
bugün yemende baktğında arap,
2-3 nesil geriye gittiğinde dedeleri türk.
binlerce osmanlı askeri yemenden gelemedi.
babamın kız kardeşi (halam),
burada evleniyor kocası devlet memuru tayini ıraka çıkıyor (osmanlı dönemi),
birinci dünya harbinden sonra gelemiyorlar ve orada kalıyorlar.
zamanla arplaştılar.
1967-de geldi gördüm,
türkçeyi konuşamaz durumdaydı.
1915 ila 1922 seneleri arasında eski gazetelerde akıl almaz kayıp ilanları var,
kimse kimseyi bulamıyor.
Bana son zamanlarda millet can sıkıntısından birbirine sarıyor gibi geliyor. Hemen hemen aynı şeyleri düşünüyoruz, söylüyoruz. Çoğunluğunun sebebi de iletişim kazası. Hoşgörü, tahammül, saygı, nezaket, kaliteli bir etkileşim ortamı adına..
Uzun yazacam savulun, gümbürtüye gitmesin diye gönder demeden önce kopyala yapacağım :p
Daha önce paylaşmıştım galiba;
3 tür savaş vardır:
1. İSTİLA: Bir devlet tüm dünyaya savaş açar. (Moğollar)
2. PAYLAŞIM: Güçlü devletler zayıfları aralarında paylaşır. (Soğuk Savaş)
3. İTTİFAKLAR: 2 grup devlet birbirlerini tüketinceye kadar savaşır. (WWI)
3 tür barış vardır:
1.ZORLAYICI: İstilacının egemenliğindeki halklar kendi aralarında savaşamaz.(Roma Barışı)
2.DENGELEYİCİ: İstilacıyı yenen güçler kendi aralarında gruplaşır.(NATO-VARŞOVA)
3.YORGUN: Savaş yüzünden kaynakları tükenen devletler mecburen barış yapar.(2 WW arası)
Savaşın bedeli çok ağır olduğu gibi barışın bedeli de çok ağırdır. Ne tür bir barış isterseniz isteyin bunun için bazı "vazgeçişler" yapmanız gerekecektir.
Zorlayıcı(Roma) Barışı seçerseniz bağımsız bir devlet olmaktan, sınırlardan, milliyetçilikten, birinci sınıf yurttaş olmaktan, kısaca "biz" olmaktan vazgeçeceksiniz. Sömürge valisinin denetiminde ağır vergiler, kısıtlamalar, yasaklar altında yaşayacaksınız.
Roma Barışı döneminde bir çok millet yaklaşık 200 yıl boyunca barış içinde yaşamış ama kimliklerini kaybederek eriyip yok olmuşlardır. Bugün kendisine Galyalı ya da Kartacalı diyen kimseye rastlamıyoruz.
Dengeleyici(Çift Kutuplu) Barışı seçerseniz bir gruba dahil olmanız gerekecek. Çift kutuplu bir dünyada tek başına kalmak iki gruptan biri tarafından yutulma korkusunu beraberinde getirecektir.
Gruplardan birine dahil olduğunuzda, grup bilinciyle hareket edecek, diğer grubun üyelerini hiçbir sebep olmadan düşman görecek, ilişkilerinizi en düşük seviyeye çekeceksiniz. Belki karşılıklı çok iyi ticari ilişkiler kurabileceğiniz SSCB ile hasım olacaksınız.
Grubunuza bir saldırı olduğunda, sizi doğrudan ilgilendiren bir durum olmadığı halde, kendinizi uzak diyarlarda savaşırken bulacaksınız. III. Haçlı Seferi'nde Hristiyan gruba dahil olan Fransa Kralı Phillip gönülsüzce katıldığı seferi yarım bırakıp evine dönmüştü.
Yorgun(2 WW arası) Barışı seçerseniz bir nebze toparlanma, kimlik bilinci oluşturma, yeniden "biz" olma fırsatı bulacaksınız. Çünkü, uzun, yıkıcı ve sonuçsuz bir savaşın ardından kaynaklar tükenmiş, büyük güçler yorgun düşmüştür.
İşte beklediğiniz an geldi. Medeniyet ufkundan bir güneş gibi doğacak, savaşın acılarını saracak, devrimler yapacak, ülkenizi demir ağlarla örecek, fabrikalarla donatacaksınız. Büyük güçler, geçmiş noellerin hayaleti gibi ortalıktan kaybolurken size müdahale edemeyeceklerdir.
Yalnız bu yorgun barış uzun sürmeyecektir. Kurtlar sofrasındaki kurtlar kocadığında köyün maskarası olacak ama pusların arasında bekleyen genç kurtların dişine kan değecektir.
Dengesini kaybeden ve çöken devletler sistemi kendisini savunmakta aciz kalacak, saldırıya açık hale gelecektir. Cengiz'in süvarileri ya da Nazilerin tankları sınıra dayandığında hazırlıksız yakalanacaksınız.
Barışın tadını çıkarırken bir anda kendinizi tanklara karşı süvari hücumu yaparken bulacaksınız.
Görüldüğü gibi barışı kurmak da, sürdürmek de, korumak da kolay değildir. Ağır bedeller ödemeyi gerektirir. Akışı bir Roma özdeyişi ile bitirelim.
Si vis pacem, para bellum.
Barış isteyen savaşa hazır olsun.
https://mobile.twitter.com/bayramerd...41703770931202
Bu da Nihat abinin barış tanımı, uzun, atlayarak alıntıyayım;
1) En çok barış isteyenler, PKK yanlısı sivil kurumlar sendikalar. Bunların barış isteği PKK nın bir savaş taktiği olarak barıştır. PKK ya zaman kazandırmak. PKKlı terörist destekçisi gerçek yüzlerini barış kelimesiyle gizlemek. Ülkemizde en çok bulunan barış türü budur, endemiktir.
2) Ülkenin huzuru asayişi ve güvenliği için öncelikli ilk tedbir için ırk dil din ayrımı yapmadan kanunların hukukun uygulanmasını isteyenlerdir. Bu nadir bulunan türler, barışa karşı mı geliyorsunuz, seni gidi güvenlikçi politikacı diye gözleri korkutulmuş, yıldırılıp sahadan ekranlardan gazetelerden kovulmuşlardır.
4) Barıştan kastı Osmanlı barışı olanlar. Her mezhep ve etnik bölgeyi eyaletleştirip sarayın başkanına bağlayıp tekbirle huzur getirmek isteyen fetihçi barışçılar!
5) Kürtleri bir anayasa ve ulus altında değil ümmet kardeşliği altında bir araya getirip İslam barışı isteyen müslüman kürt ümmet kardeşim barışçıları.
6) Bir ütopya hayali olarak barış isteyenler, bu ütopik barış özellikle genç komünist ve anarşistlerin barışıdır, soğuk savaştan sonra siyaset dışı kalmıştır, ancak fikir namusunu sürdürmek isteyen bir çok genç kalem bu cennet barış hayaliyle yazıp çizmeyi sürdürüyor, sosyal medyada sürüyle avcı-toplayıcılar gibi gezindikleri için, adları mutlaka kayıtlara geçmeli.
11) Borsanın ekonominin barışı. Güzel piyasalar bitmesin, cömert borsa durmasın isteyenlerin barışı. Bunlar bir mayın patlamasını fırsat bulup borsayı tırmandırırlar. Utanç üzüntü suç hiç bilmezler, atılan her mermiyi borsayı ve doları tırmandırmak stresi yükseltmek tek işleridir, ki savaşı kim istiyor sorusunun şimdilik tek açıklanmış cevabını bu barışseverler oluşturur. :oleyo:
19) Üniter devleti ve ulus devleti çağın dışında kalmış faşist devlet olarak tanımlayan barışçılar. Bu barışçılar sadece üniter devleti ırkçı faşist işkenceci ve duygusuz göstermek için barış kelimesini kullanır. Bu türler medyada en yaygın barışçılardır. Barış adına medyada en çok iş yapan BÜYÜK LİBERAL BEYİNLERDİR. Barış onların yüzünden gelmiyor diye Türk Ordusunun en yüksek kademelerini ajanlarla ortak kumpas kurup hukuksuzluklarıyla tarihe geçmiş zavallılardır. Ancak, savaş niyeyse kaldığı yerden başlamıştır. Bu türler bugünlerde suçlayacak tasfiye edecek vesayet diyecek bir düşman arayışı içindeler, bekliyoruz, bakalım bu sefer savaşı kime yıkacaklar.
https://odatv4.com/kac-cesit-baris-v...108151200.html
Kısaca, dengeleyici barışı seçerek, tam bağımsızlıktan biraz taviz verdik, hala aynı sorundan müzdaribiz. Nihat abinin de dediği gibi, BOP kapıya dayanınca, kuruluş felsefesindeki üniter ulus devlet ile dengeleyici barış kavramı çatıştı, şu an bunu aşmaya çalışıyoruz.
Saygılar.
kadıköyde oturuken üst katmızdakiler rumdu,
1974 kıbrıs harbinden sonra diğer rumlar gibi bunlarda yunanistana gitmeye karar verdiler,
fakat babaları ölürüm gene gitmem dedi,
kiliseden papaz dahi geldi adamı ikna edemediler,
aile gitti bu yaşlı adam tek başına kaldı,
kendine bakacak durumda değildi 10 sene yemeğini verdim,
benden sonrada kardeşim verdi,
ve adam burada öldü genede gitmedi.
insanoğlu ilginiç.
arkadaşım vardı rum,
yaşça benden büyüktü.
oda 1974-te gitti,
baktık iki ay sonra burda,
hayırdır dedik ?
buradan gidenlere oradaki yunanlılar türk tohumu,
türk p..i diyorlar,
bizim arkadaşada aynısını yapmışlar sinirli biriydi,
bir yunalı bizimkine türk p..çi diyince bizimkide seni amk gavuru deyip bunu iyice dövüp tekrar buraya geldi.
kim kendini nasıl hissediyorsa o millettendir.
çocukluk arkadaşım var ermeni ölümüne mhp-li
türklüğü ermeniliği bir bir kenera bırak fanatik bir şekilde osmanlı aşığı
iki tane kız kardeşide sol görüşlü,
45 senedir kardeşleriyle konuşmuyor.
insanoğlu dünyaya gelirken hangi milletten,
hangi memlekette doğacağını bilmez,
türk ve ya başka millet önemli değil,
insan olsun.
bizlerde afrikanın ücra bir köşesinde doğabilridik.
veya sbiriyada,
yado endonezyada.
veya ingiliz-arap-rus vesaire vesaire doğabilirdik.
arkadaşım var hataylı,
gayet güzel arapça konuşuyor,
kanka arkadaşım olduğundan takılırdım (pis fellah) derdim gülerdi.
birgün demezsinmi biz arap değiliz diye,
nesin dedim,
aklımda yanlış kalmadıysa nogay türküyüz dedi 1860-larda rus sürügününde buraya gelmişler,
osmanlıda bunları hataya yerleştirmiş zamanla araplaşmışlar.
şimdi istanbul tuzladalar çocukları iyice türkleşmiş arapça bilmiyorlar.
Bu maalesef dogru degil. Biliyoruz hatta pazarlık bile yapıyoruz. Fakat her şey bilinç düzeyine göre gerçekleşiyor. Milliyetler, dinler, bütün izimler bilinçaltını kodlar . Bilinçaltı otomatik çalışır, bilinci devre dışı bırakır. Bilinçaltı kodlanmissa artık mevcut sömürü düzeninde bir kolesindir. Korku ve Yalan Imparatorlugunun bir neferisin. Şayet burada kodları kıramazsan, öbür tarafta yine hangi dinle ve milliyet le kodlandiysan osun. Tekrar dünyaya gelirken bir şekilde bilinçaltını siliyorlar. Orada herkes yeniden dünyaya gelmek istiyor. Fakat o noktada ilahi bir adalet var, nüfus dünyaya göre 10 kat fazla. Rüşvet, iltimas olmaz, bekliyorsun, diyelim siran geldi, sana teklif ediyorlar Suudi Arabistan da sıradan bir ailede
dogacaksin, senin özgür iradene kalmış, kabul etmeyebilirsin. Fakat kabul etmeyen yok gibidir. Diyelim ki, dünyaya geleceksin ve doğum anında oleceksin, herkes bunu bile kabul ediyor.
Yaşadığınız hayatın kıymetini biliniz. Herkese nasip olmuyor. Fakat bütün kodları da kırmaya bakınız. Önemli olan bilinctir.
AB Türkiye delegasyonu : AB, bu zor zamanda Türkiye ile tam dayanışma içindedir.
Türkiye’nin talebi üzerine rescEU filosundan 3 adet Candair tipi uçakla İspanya ve Hırvatistan yangın söndürme çalışmalarına destek verecek.
Geçmiş olsun Türkiye.
AB Türkiye Delegasyonu : Hırvatistan uçağı TR hava sahasına girmiş bulunuyor ve 19:30’da görev için belirlenen Alanya-Gazipaşa havaalanında olması bekleniyor. İspanya’dan gelecek uçaklar da bugün yola çıktılar ve yarın öğle saatlerinde görev havaalanına varmaları bekliyoruz.
NASA uydu görüntülerine göre, son 12 saattir yeni oluşan yangın alanı yok, yani büyüme şimdilik durmuş görünüyor;
Bodrum doğusu Mazıköy bölgesi
https://i.hizliresim.com/n5ngmty.jpg
Marmaris güneyi
https://i.hizliresim.com/tehhh7d.jpg
Manavgat bölgesi
https://i.hizliresim.com/n55r5li.jpg
Rüzgar kuzeybatıdan esiyor, o yüzden yangınlar ağırlıklı olarak doğuya doğru genişleme eğilimdeydi, hafta boyunca da rüzgar istikameti öyle olacak, Cuma'ya kadar da yarı yarıya rüzgar hızı azalacak.
ABD ırkı yoktur abd vatandaşı vardır resmi dili ingilizce dir ve 330 milyonluk bir ulke eyalet sistemi ike yonetilir ve bu eyalet sistemi ırksal degil yonetimsel dir ataturk de ulkeyi kurdugu zaman kimseye biz ulkeyi kurduk burası turk devleti sen kurtsun git bu ulkeden demedi veya sen lazsın gurcusun git kendi topraklarına demedi resmi dili turkce idi cunku bir devletin birden cok resmi dili olması kargaşa yaratır insanların tek bir çatı altında yaşamasını saglayan sey anayasadır zaten anayasa ne diyor kimse ırk mezhep VS sayılmaksızın turk (vatandaşı) sayılır diyor yani turk dur demiyor vatandaşı saglıyor PPA-LX2 cihazımdan hisse.net mobile app kullanarak gönderildi.