-
https://2.bp.blogspot.com/-wcg1t085O...tamoNeruda.jpg
Tuzun gulu gibi ya da topaz gibi
ya da atesi cogaltan karanfillerin oku gibi sevmem seni:
karanlik bazi seylerin, gizlice, golgeyle ruh arasinda,
sevildigi gibi severim seni.
ciceklerin isigini icinde gizleyen
ciceklenmeyen bitki gibi severim seni,
ve tesekkurler askina, kasvetle bedenimde
yasar topraktan yukselen kesif rayiha.
severim seni bilmeden nasil, ne zaman, nereden,
basitce severim seni, sorunsuz ve gurursuz,
baska turlu sevmeyi bilmedigim icin boyle severim seni.
Fakat ne sen varsin ne de ben,
oyle yogun ki sevdamiz, bagrimdaki elin elimdir,
oyle yogun ki, uyudugumda kapanan gozlerindir.
Pablo Neruda
-
-
16. yuzyilin onemli bilim insanlarindan ve modern tibbin kurucularindan Isvicreli doktor ve kimyager Paracelsus’un (Phillipus Theophratus Bombastus von Hohenheim) olum yildonumu (24 Eylul 1541)
“Wer nichts weiß, liebt nichts. Wer nichts tun kann, versteht nichts. Wer nichts versteht, ist nichts wert. Aber wer versteht, der liebt, bemerkt und sieht auch. Je mehr Erkenntnis einem Ding innewohnt, desto größer ist die Liebe. Wer meint, alle Früchte würden gleichzeitig mit den Erdbeeren reif, versteht nichts von den Trauben.“
https://slideplayer.it/slide/614532/...+Paracelso.jpg
“Hicbir sey bilmeyen, hicbir seyi sevemez. Hicbir sey yapamayan, hicbir seyden anlamaz. Hicbir seyden anlamayan insan degersizdir. Oysa anlayan biri, Hem sever, hem fark eder, hem de gorur. Bir seyde ne kadar bilgi varsa, O kadar buyuk sevgi vardir. Butun meyvelerin cileklerle ayni zamanda olgunlastigini zanneden biri, uzumleri hic tanimiyor demektir.”
-
Ingiliz lirik sair Thomas Wyatt'in olum yildonumu (24 Eylul 1542)
https://www.poemhunter.com/i/poem_im...ewell-love.jpg
Ask, sana da, butun kurallarina da elveda!
Artık sallandirmasin beni sendeki o cezbedici, keskin bakislar
Seneca ve Eflatun beni senin buyunden yanlarina cagiriyorlar,
Bilginin gercek zenginligine merhaba!
Kor bir inatla, sana direndigimde,
Senin keskin karsi hamlen canimi acitti.
Bana ivir zivir islerle ugrasmamam gerektigini anlatti
Ve kacmayi.Ozgurluk cazibesini gosterdiginde.
Bu yuzden elveda, git ve taze gonullerle ugras
Benden cek ellerini
Git ve o genclere ver o yalanci sekerini
Sonra da kalplerini o mizraginla es.
Simdiye kadar kaybetmis olsam da zamanimi,
Bundan sonra curuk tahtaya basmam ayagim
-
Ingiliz sanat tarihcisi, gotik yazar, antikaci ve politikaci Horace Walpole'un dogum yildonumu (24 Eylul 1717)
"Gecen Haziran'in baslarinda bir sabah bir dusle uyandim ve bu dusten animsayabildigim tek sey kendimi eski bir satoda gormem (Gotik oykulerle dolu benimkisi gibi bir beyin icin cok dogal bir dus) ve buyuk bir merdivenin en ust basamaginda devasa bir zirhli ele bakmamdir. Aksam ustu oturup yazmaya koyuldum, neler soyleyecegimi ve anlatacagimi hic bilmeden."Otranto Satosu
https://1.bp.blogspot.com/_WE6Zjj0fT...00/otranto.jpg
"I waked one morning at the beginning of last June from a dream, of which all I could recover was, that I had thought myself in an ancient castle (a very natural dream for a head filled like mine with Gothic story) and that on the uppermost bannister of a great staircase I saw a gigantic hand in armour. In the evening I sat down and began to write, without knowing in the least what I intended to say or relate."
“Genc Conrad'in dugununun, dogum gununde yapilmasina karar verilmisti. Topluluk, satonun sapelinde toplanmisti, ama kutsal torenin baslamasi icin her seyin hazir olmasina ragmen Conrad ortalarda yoktu. En ufak gecikmeye bile dayanamayan ve oglunun, odasina cekildigini fark etmemis olan Prens, hizmetkarlardan birini genc Prens'i cagirmasi icin gonderdi. Hizmetkar henuz Conrad'in odasina giden avludan gececek kadar bile uzaklasmamisti ki nefes nefese geri dondu; delirmis gibiydi, bakislari sabitti ve agzindan kopukler saciyordu. Hicbir sey soylemiyor, avluyu isaret ediyordu. Topluluk dehset ve saskinlik icinde oldugu yerde kalmisti. Konunun ne oldugunu anlamayan, ama oglu icin kaygilanan Prenses Hippolita bayginlik gecirdi. Kaygilanmaktan cok dugun toreninin gecikmesine ve hizmetcisinin aptalligina kizan Manfred, emir verircesine neler olup bittigini sordu. Hizmetkar cevap vermiyor, hala parmagiyla avluyu isaret ediyordu; en sonunda, pes pese sorulan sorularin ardindan, "Ah! Migfer! Migfer!" diye bagirdi. Bu arada toplulugun bir kismi, birbirine karis- mis cigliklarin, korku ve saskinlik dolu seslerin geldigi avluya akin etmisti.”
http://shinynewbooks.co.uk/wp-conten...of-Otranto.jpg
“Young Conrad's birthday was fixed for his espousals. The company was assembled in the chapel of the Castle, and everything ready for beginning the divine office, when Conrad himself was missing. Manfred, impatient of the least delay, and who had not observed his son retire, despatched one of his attendants to summon the young Prince. The servant, who had not stayed long enough to have crossed the court to Conrad's apartment, came running back breathless, in a frantic manner, his eyes staring, and foaming at the mouth. He said nothing, but pointed to the court.The company were struck with terror and amazement. The Princess Hippolita, without knowing what was the matter, but anxious for her son, swooned away. Manfred, less apprehensive than enraged at the procrastination of the nuptials, and at the folly of his domestic, asked imperiously what was the matter? The fellow made no answer, but continued pointing towards the courtyard; and at last, after repeated questions put to him, cried out, éOh! the helmet! the helmet!"
-
Wall Street, 24 Eylul 1869 tarihinde James Fisk ve Jay Gould'un altin'dan koseyi donme cabalari yuzunden coktu. Tarihe Kara Cuma olarak gecti.
http://lowres.jantoo.com/politics-st...901962_low.jpg
http://etc.usf.edu/clipart/67300/673...ack_fri_lg.gif
-
Avusturya tiyatrosunun en onemli trajedi yazarlarindan Franz Grillparzer'in Habsburg'larda Dusman Kardesler (Ein Bruderzwist in Habsburg - I Fratelli Rivali d'Asburgo - Family strife in Hapsburg) oyunu ilk kez 24 Eylul 1872 tarihinde Stadttheater, Viyana'da sahnelendi.
https://bilder.buecher.de/produkte/4.../41938306z.jpg
-
Yirminci yuzyilin en buyuk Amerikan yazarlarindan Irlanda asilli Amerikali yazar Francis Scott Fitzgerald'in dogum yil donumu (24 Eylul 1896)
"Her ne olursa olsun, kendin olmak icin asla gec degildir. Bunun zamani yoktur, istedigin zaman baslayabilirsin. Degisebilir ya da ayni kalabilirsin. Bu isin bir kurali yoktur. Hayatimizi iyi ya da kotu yasayabiliriz. Umarim seninki mukemmel olur. Umarim seni sasirtacak seyler yasarsin. Umarim daha once hic hissetmedigin duygular yasarsin. Umarim hayata baska bir pencereden bakan insanlarla tanisirsin. Umarim gurur duydugun bir hayat yasarsin. Ve eger yasamadigini dusunursen, umarim icinde her seye yeniden baslayacak gucu bulursun." Benjamin Button'in Tuhaf Hikayesi
https://pictures.abebooks.com/isbn/9...350-us-300.jpg
"Per quello che vale, non è mai troppo tardi, o nel mio caso troppo presto, per essere quello che vuoi essere. Non c'è limite di tempo, comincia quando vuoi, puoi cambiare o rimanere come sei, non esiste una regola in questo. Possiamo vivere ogni cosa al meglio o al peggio, spero che tu viva tutto al meglio, spero che tu possa vedere cose sorprendenti, spero che tu possa avere emozioni sempre nuove, spero che tu possa incontrare gente con punti di vista diversi, spero che tu possa essere orgogliosa della tua vita e se ti accorgi di non esserlo, spero che tu trovi la forza di ricominciare da zero."
http://www.azquotes.com/picture-quot...ld-9-71-68.jpg
"18 yasimiz kanatlarimizin ustunden baktigimiz tepeler, 45 yasimiz ise icine saklandigimiz magaralar gibidir."
http://www.lindsaydetwiler.com/uploa...79105_orig.png
"Daha genc oldugum ve daha kolay etkilendigim yaslarda babamin bana verdigi bir ogut, o gun bugundur hic aklimdan cikmaz. 'Birini elestirmeye kalktiginda,' demisti, 'herkesin seninle ayni imkanlarla dunyaya gelmemis oldugunu hatirla.' "