1936 yılından bir gazete haberi..Bektaşi ayini yapanlar yakalandı
https://i.hizliresim.com/jgN44D.jpg
https://i.hizliresim.com/EmAVVB.jpg
Printable View
1936 yılından bir gazete haberi..Bektaşi ayini yapanlar yakalandı
https://i.hizliresim.com/jgN44D.jpg
https://i.hizliresim.com/EmAVVB.jpg
19 Temmuz 1936'da İspanya İç Savaşı'nın patlak vermesinden sonra Barselona'da bir sokakta ölü atların arkasında mevzi alıp savaşanlar
https://i.hizliresim.com/5an8dd.jpg
VAN GÖLÜ'NÜN GEMİLERİ
Devlet gemi inşa mühendisi Fethi Algon'u 1946 yılında Tatvan'a yollar.
Kocaman bir iç deniz, üzerinde hiç deniz taşımacılığı yok. Fethi Algon eşini, iki oğlunu alır, Kurtalan Ekpresi ile önce Siirt Kurtalan'a oradan da 8 saat (122 km) süren bir yolculukla Tatvan'a varır.
https://i.hizliresim.com/zjpm3B.jpg
https://i.hizliresim.com/V9zlJy.jpg
Vardıklarında manzara şudur Tatvan'da.
Yol yok
Okul yok
Elektrik yok
Su şebekesi yok
Türkçe bilen yok
Bakkal bile yok
Yok yok yok yok
https://i.hizliresim.com/36l97O.jpg
Fethi Algon önce tersaneyi kurar ve Van Gölü üzerinde yolcu taşımacılığı yapacak gemilerin, kosterlerin, römorkorların üretimine başlar, iskelelerin yapımları da başlar eş zamanlı Ahlat, Erciş, Van ve Gevaş'ta.
https://i.hizliresim.com/6avZ9N.jpg
https://i.hizliresim.com/WqpV0q.jpg
https://i.hizliresim.com/Gm4vBy.jpg
Sene 1950 dediğinde Van Gölü üzerinde yolcu taşımacılığı başlamıştır bile.
Siirt Kurtalan'a gelenler karayolu ile Tatvan'a, oradan da göl çevresinde nereye gidecekse. Fethi Algon bakar ki herkes yakalayamıyor feribot saatlerini, der ki Denizcilik Bankası'na buraya otel lazım.
https://i.hizliresim.com/nQNAq5.jpg
Bunun üzerine Doğu Anadolu'nun ilk ve tek dört yıldızlı oteli Tatvan'a inşa edilir. Vatandaş feribot beklerken rezil olmasın diye. İstanbul'dan Yalova'dan şefler, otel müdürleri getirilir personelinin eğitimi için. Otelin adı Denizcilik Bankası Oteli'dir.
https://i.hizliresim.com/lqNkgB.jpg
https://i.hizliresim.com/dvNnPZ.jpg
Bu arada tersane arazisi bir kampüs haline getirilir. 1950 gibi senede Van Gölü'nde yelken yapılır. Çevre illerden sayısız insan yelkenli izlemeye gelir. Fethi Algon'a devletin gönderdiği paralar Diyarbakır üzerinden gelir. Çünkü en yakın Ziraat Bankası oradadır.
https://i.hizliresim.com/0Rp71D.jpg
Mecido isimli bir eşkiya yolda parayı getirenleri soyar, bütün paraları alır. Jandarma bile Mecido'ya bulaşmak istemez. Fethi Algon Mecido'ya haber salar, gelsin görsün beni diye. Mecido bir eşkiyadır
Kalkar gider. Fethi mühendis derdini sorar. Mecido der, adam vurdum, eşkiyayım diye kime bana iş vermez, ne yapayım der. Fethi Algon, 1.90 boyundaki bu dev adama Tatvan tersane Kampüsü'nde bekçilik işi verir. Mecido eşkiyalığı bırakır.
https://i.hizliresim.com/oXNAMQ.jpg
Karda tipide çoru çocuğu okula götürmek de dahil her işe canla başla koşar. Tersanenin has adamı olur. Ki demiştik Tatvan'da okul yoktu, mühendis Fethi Algon'un oğlanlar okula başlayacak olunca kaymakama valiye çıkıp okul mevzunuzu dile getirir.
https://i.hizliresim.com/4jVLP0.jpg
Sene 1948'dir. Vali kaymakam yok öyle bi para bizde. Okulu yapın biz öğretmeni atayalım. Fethi Algon bulur buluşturur, tersane kampüsünde bir oda, karatahtaya 25 öğrencinin eğitim alacağı bir derslik kurar, valiye kaymakama haber salar, atayın öğretmeni. Böylelikle Tatvan'ın ilk okulu açılır. Öğrenci sayısı 25'dir. 23'ü Türkçeyi ilk defa okulda duyar.
https://i.hizliresim.com/ADXAL7.jpg
Fethi Algon ve ailesi 1959 senesine kadar Tatvan'da kalır ve bugün bile Bitlis il merkezinin daha önünde anılmasını sağlayan altyapıyı atarlar Tatvan'da. Sonra geldikleri yer olan İstanbul'a dönerler. Bozulan Türkçeleri nedeniyle çocukların lakabı artık kırodur İstanbul'da.
https://i.hizliresim.com/26o2G0.jpg
Oğlanlardan küçük olanı Atila yıllar sonra Denizcilik Bankası'nda müfettiş olur. 1970ler filan. Tatvan denetlemesi vardır. Gönüllü olur. Yine Kurtalan Ekspresi, Bitlis, Tatvan mekana varır. 3 gece 4 gün. Tatvan'da babası zamanında açılan Denizcilik Bankası oteline yerleşir.
https://i.hizliresim.com/y6pPE0.jpg
Resepsiyonda devcileyin ama beli bükülmüş bir adam vardır. Resepsiyonustla kavga etmektedir. Üstü başı perişandır. Atila zar zor tanır adamı. Babasının eşkiyalığı bırakıp ile aldığı eşkiya Mecido. Sarılırlar, ağlaşırlar, dertleşirler.
Babası gittikten sonra gelenler ne yapıp edip kovdurmuştur Tatvan tersanesinden.. Mecido'yu eşkiyadır, adam vurmuştur, katildir diye. Oğlunun açtığı bakkal dükkanı geliri ile kıt kanaat geçinmektedirler Tatvan'da.
Sorarım size? Fethi Algon da devlettir, sonrasında gelenler de?
Bu devlet nasıl bişeydir? Hele deyin bana.
https://i.hizliresim.com/JZzpaq.jpg
NOT: Fethi Algon'un torunu Burcu Algon bugün Azerbaycan yelken milli takımının koçu. Cumhuriyet'in yarattığı katma değer bugün Cumhuriyet'in sınırlarını aşıyor.
Altı Gün Savaşı başlangıcında, İsrail Hava Kuvvetleri'nin ani saldırısı ile pistte imha edilen Mısır uçakları..5 Haziran 1967
https://i.hizliresim.com/P1aq3N.jpg
https://i.hizliresim.com/LlRaPG.jpg
https://i.hizliresim.com/grY5lR.jpg
https://i.hizliresim.com/7a1kmW.jpg
https://i.hizliresim.com/r5NQLN.jpg
https://www.youtube.com/watch?v=PJ6-KHoUg4k
Polonya’da Çekilmiş Bir Savaş Fotoğrafının Acı Hikayesi
https://i.hizliresim.com/LlRag0.png
Bu fotoğrafta, Amerikan belgesel yapımcısı ve fotoğrafçı Julien Bryan, ablasını Varşova yakınlarındaki bir arazide çalışırken Alman hava kuvvetlerinin saldırısı sonucu kaybeden 10 yaşındaki Kazimiera Mika’yı teselli etmeye çalışıyor.
https://i.hizliresim.com/grY5V0.jpg
Julien Bryan 13 Eylül 1939 tarihli fotoğrafının hikayesini şöyle anlatıyor:
“Kasabanın kenarındaki küçük bir alanda dolaşırken trajik bir olaya tanık olmak için yalnızca birkaç dakika geç kalmıştık fakat bu hepsinden daha inanılmazdı.
7 kadın tarlada patates topluyordu. İlçelerinde un kalmamıştı, bir şeyler yiyebilmek için bunu yapmak zorundaydılar.
Aniden iki Alman uçağı gökyüzünde belirdi ve 200 metre uzağımızdaki bir eve 2 bomba bıraktılar. Evde bulunan iki kadın hayatını kaybetti.
Patates toplayan kadınlar uçaklar tarafından farkedilmemeyi umarak yere uzandılar. Uçaklar uzaklaştıktan sonra patates toplamaya devam ettiler. Yiyecek bulmak zorundaydılar.
Ancak uçaklar görevlerini bitirmediklerini düşünüyorlardı. Birkaç dakika sonra uçaklar geri döndü ve yere 200 metre yükseklikten uçarak tarlada çalışan kadınları makineli tüfek ateşiyle biçtiler.
https://i.hizliresim.com/9ar4qZ.jpg
Tarladan çalışan 7 kadından 2’si öldü, geriye kalanlar kaçtılar. Ben cesetlerin fotoğraflarını çekerken küçük bir kız koşturmaya başladı ve ölülerden birinin başına gelip durdu. Öldürülen kadın küçük kızın ablasıydı. Küçük kız daha önce ölümle yüzleşmemişti ve ablasının neden kendisiyle konuşmadığını anlamıyordu.
https://i.hizliresim.com/16ZyDB.jpg
Çocuk şaşkınlık içinde bize baktı. Kolumu ona uzattım ve sıkıca sarılarak onu rahatlatmaya çalıştım. Ağladı. Benimle birlikte olan iki Polonyalı memur ve ben de öyle yaptık…”
https://i.hizliresim.com/v6NE8A.jpg
https://i.hizliresim.com/P1aq6d.jpg
https://i.hizliresim.com/7a1kXL.jpg
Kazimiera Mika 2010 yılında “Varşova’da bir Amerikalı” isimli sergide.
Milli Mücadele’de Batı Karadeniz Bölgesi kavramı; coğrafi mekan olarak Osmanlı idari yapısındaki Kastamonu vilayeti ile Bolu ve Zonguldak müstakil sancaklarıdır. Bugünkü idari yapılanmamızda ise Sinop, Çankırı, Bartın, Kastamonu, Bolu ve Zonguldak illerimizi içerisine alan coğrafi bölgeyi nitelendirmektedir.
https://i.hizliresim.com/ADX6Eq.jpg
Bu bölgede sadece Zonguldak ve Ereğli’de Milli Mücadele tarihimizde düşman işgali görünmesine karşılık, bölge Batı Cephesi’nin lojistik desteğinin sağlaması, Ankara hükümetinin dünyaya açılan giriş-çıkış kapısı olması açılarından 1919-1923 tarihleri arasında olağanüstü bir devre yaşamıştır. Bölge insanın Türk Milli Mücadelesi’ne inanılmaz katkıları tarih sayfalarında efsaneleşerek yerini almıştır.
https://i.hizliresim.com/5anm4d.jpg
Bunlardan en önemli sima İpsiz Recep'tir.
https://i.hizliresim.com/MVBgX9.jpg
https://i.hizliresim.com/QLzYJg.jpg
https://i.hizliresim.com/XM3qyD.jpg
https://i.hizliresim.com/bVEMjj.jpg
https://i.hizliresim.com/dvNZon.jpg
Batı Karadenizdeki çetecilik faaliyetlerinde İpsiz Recep gibi milli mücadeleye fevkalade destek vermiş insanlar olduğu gibi sonradan zarar verenlerde olmuştur.
Bunlardan en önemlisi Devrekli Muharrem Beydir.
https://i.hizliresim.com/nQNm25.jpg
https://i.hizliresim.com/v6N8Rm.jpg
'Köyden İndim Şehire' filmi çekildiğinde Kemal Sunal 30, Halit Akçatepe 36, Metin Akpınar 33, Zeki Alasya 31 yaşındaydı.
En büyük olanın H.Akçatepe(1938) olduğuna şaşırmamak imkansız çünkü filmlerde her zaman ailenin en küçüğü rollerinde oynamıştır...:)
https://i.hizliresim.com/WqpGW4.jpg