Alıntı:
Tam iki yıl önce sizinle yaptığımız söyleşide “Siyasi amaçla bir araya gelmeden önce tüm liderler, sırf aile ziyareti kapsamında ve insani ilişki çerçevesinde, bir kahvaltı için herhangi bir liderin evinde buluşarak birbirlerini daha yakından tanımaya, daha iyi anlamaya gayret edebilirler. Mesela ben dışarıda olsaydım bir sabah Başak ile birlikte Meral Hanım’ın kapısını çalar ve ‘Kahvaltıya geldik’ derdim“ demiştiniz. 8 Eylül Perşembe günüyse HDP Sözcüsü Ebru Günay “Halk seni Mehmet Ağar, Tansu Çiller ile çevirdiğin karanlık işlerden tanıyor. Senin bu ülkeye vadettiğin şey 1990’ların karanlığıdır. Hiçbir HDP’li senin olduğun masaya gelmez, hatta oturduğun kıraathanede çay içmez” dedi. İki yılda neler oldu, neler olmadı, neler yanlış yaşandı? Neden?
İktidarın trol ağıyla sürdürdüğü linç kampanyaları, muhalefetin bir bölümünün politikalarına yön veriyor. Değişimden korkuyorlar veya değişimi sadece karşılarındakinden bekliyorlar. Oysa herkes birbirine doğru birer adım atmadan, akılcı olanda buluşmak zorlaşır.
Ben tüm bu yaşananlara rağmen, hiçbir siyasi partinin kurumsal olarak başka bir siyasi partiyi tümden dışlamaması, diyalog kanallarının en zor zamanlarda bile açık tutulması gerektiği düşüncesindeyim.