Printable View
--piyasa bozucu eylemler tebliği 2015 de, ilgili çağrı zorunluluğu (f bendi olan) ise 2021 de çıkmış...2021 de çıkan tebliğ 2015 deki tebliğe atıfta bulunmamış...2021 de çağrı yükümlülüğünü hafifleten (patronları kayıran) tebliği çıkaranlar piyasa bozucu eylemleri biliyordu...bu nedenle son çıkan tebliğ geçerlidir...derler...
--KY hakkını Memişoğlu' ndan alamaz, ama KOÇ tan alma ihtimali yüksek...''haksız fiilleri'' var.
Adamların yarısını aldığı şirketin kalan yarısını önceki fiyatın yarı fiyatına alma imkanı doğuyor ama bundan kaçınmaya çalışıyorlar. Valla enteresan olaylar. Koç ile arka planda kim bilir neler döndü.
Temel Gıda'nın satış opsiyonu da 1 ay sonra bitiyor. Bu 1 ay içerisinde opsiyonu kullanırlar. Kaçtan sattıklarını da muhtemelen paylaşmazlar. Sözleşme gizliliği olur o gün de :)
**bana göre, koç lar şirket en az 3-5 sene önce sattılar...
--mareti, pasta villayı-arsalarını-sek sütü satıp, iç ettiler; poka püsüre gelmez yatırım yapıyoruz ayağına şirketin sermayesini erittiler- yan firmalardan mal alıp yan firmalara satarak, kar marjını düşürdüler, yetmezmiş gibi hukuk danışmanlık adı altında çok yüksek holding haracı aldılar...işletme sermayesi kuşa döndü...yüksek borçlanarak şirketi karsız-borçlu hale getirip ucuza satmanın alt yapısını hazırladılar...sonra da hisselerin tümünü satmayarak, çağrı yükümlülüğünden kaçınmayı bizzat kendileri yaptılar...
--daha çok var...bunların her biri haksız fiil...ve bunların hesabını vermek zorundalar...
Üstat selamlar. Geçenlerde Koç Holding ve Tat yatırımcı ilişkilerine detaylı sorular olan bir yazı yazmıştım. Cevabı paylaşayım. Cevaba göre pek oralı değiller.Alıntı:
Originally Posted by ft-2
https://i.hizliresim.com/ka2kjeh.jpg
diyemezler.Alıntı:
Originally Posted by ft-2
sonradan çıkan kanunun önceden çıkan kanunu ilga edebilmesi için aynı konuyu düzenlemesi gerekir. Bu mevzuatlar aynı konuyu düzenlemiyor. Patroncuğumuzun yapması gereken şey önce bilanço açıklamaktı ki piyasa bozucu eylem olmasın.
Bu ayrı konu, asıl konuya dönersek; Hukuk hakkın kötüye kullanılmasını korumaz. Kıta Avrupası hukukunun dayandığı Roma Hukuku bu meseleyi 2000 yıl önce "Male iure nostro uti non debemus" diyerek belirtmiş. Tabi biz de Medeni Kanun Madde 2de demişiz ki "Herkes, haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kuralına uymak zorundadır. Bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeni korumaz."
F bendini burda paylaşırken yoruma açık demiştim. her ne kadar kanunun lafzı Memişoğlunu haklı gösterse de "Çünkü Payları borsada işlem gören halka açık ortaklıklar tarafından gerçekleştirilen yeni pay alma haklarının sınırlandırılmadığı sermaye artırımlarında, mevcut ortaklarca alınan paylar nedeniyle yönetim kontrolünün değişmesi." bu maddenin getiriliş amacı;
1-Bedelli sermaye arttırımı süreci tamamlanana kadar geçici şekilde %50 geçilmesi ve
2-Kullanılmayan rüçhanlar sebebiyle oluşacak paylar iptal edilirse %50nin geçilmesi gibi Memişoğlunun kendinden kaynaklanmayan durumlarda geçerli olmalıdır.
Burda patron bizzat gelip KENDİ FİİLİYLE, KENDİ İSTEĞİYLE PAY ALARAK %50yi geçiyor.
Tüm olayları birlikte değerlendirirsek,
Opsiyonlu şekilde şirketin %50sini alacaksın ve kendine güvenerek ısrarla çağrı hiçbir zaman olmayacak diyeceksin.
Sonra bedelli açıklayacaksın, sonra Eylül sonunda gidip tahtadan pay alacaksın ki %50ye yakınsayasın. Ayrıca bedelliden şirkete gelecek miktar da üst yönetim giderini bile karşılamayacak kadar küçük olacak.
Sonra bedelliye halka açık kısım nerdeyse tamamen katılırken, halka kapalı kısımdan katılmayanlar olacak :) sonra bu payları piyasa bozucu eylem olmasına rağmen kendin gidip alıp (bir de tera üzerinden, bari farklı kurum kullansaydınız) bakın çağrı olmayacak diyeceksin.
Şu an gerçekleşmedi ama 1 ay içerisinde de koç grubu sana kalan opsiyonu devredecek, zaten daha önce %50yi geçtiğim için çağrı yine olmayacak.
Bu düpedüz kanunun etrafını dolanmaktır ve adaletin olduğu bir ülkede bu hareket korunmaz.
--bu tür sorulara bu cevap verilir...memişoğu her ne olursa olsun çağrı yükümlülüğü doğuracak bir işlem yapmam dedi ilk alındığında...o nedenle bir çağrı olmaz...bunlar her türlü ihtimali düşünmüşlerdir...