Originally Posted by
Ayasofya 2005
Varyant yada başka bir hastalık yoğun bakımda kalmayan biri bundan Korkmaz. Benim gibi yoğun bakım da aylarca elleri bağlı yaşayan birinin ödü kopar hastalıktan. Yoğun bakım nasıl bir yer çoğunuz hayal bile edemez. Orada çoğu uyutuluyor yada uyur konuşmasi mümkün değil. Günlük yada günaşırı birinin üstü örtülü sedye ile çıkar. Sürekli bir panik olur birine müdahale olur o gürültü o panik o geri döndürme çabası kimi zaman sevinçle kimi zaman hüzünle biter. Eğer senin gözlerin görüyor o hissi yaşıyorsan. Akciğer de problem varsa özellikle balgam sorunu günlük küt küt vuran bir cihaz var bir saat seni döver ondan önce ağzını çanak gibi açarlar bir hortumla girerler akciğeri nefes borusunu temizlerler bir dakika boyunca nefes almadan çırpınırsin bu sefer öldüm diye. Her gün bir iki üç kez o aletleri görünce gözlerin faltaşı gibi açılır ama eller bağlı kıpırdamak mümkün değil. Ağzında maske sürekli orda olunca maske bir süre sonra kesmeye başlar cildini. Acıtır canını. Bir Yudum Su için hatta bir yudum un 1/10 u kadar su içmek için neler vermezsin. Banyonu bir hemşire yapar etek tıraşıni dahi bir hemşire yapar. Sen utancından uyur gibi yaparsın. Aylarca sürekli saate bakıp kim gelecek diye beklersin. Yoğun bakım daki en canlı bendim tek konuşabilen bendim benim de belden aşağı hareket yok. 45 gün bunu yaşadım 5 CC su içmek için o zehir gibi mama mi ilaç mı her neyse onu içtim 5 CC su bir gün de. Sürekli yalvardım o su için. Halbuki bir bardak su verse içemez burnundan gelir nefes boruna kaçacak. Bir gün yoğun bakımdan çıktım su istedim içtim ama burnumdan geldi yahu tam 15 gün su içmedim hep burnundan geldi. Minik minik içebildim. Kimse hastalığı varyantı küçümsemesin. Bunu yaşamak hem sizin hem aileniz için bir kabus. Siz yoğun bakım da evdeki yakınlarınız da yoğun bakım da. Kıymayın kendinize ve sevdiklerinize.