-
Fransiz sair, elestirmen ve cevirmen Francois de Malherbe’in olum yildonumu (16 Ekim 1628)
Haydi, kalk, guzellerin en harikasi
Gormeye gidelim, yeni cayirlari
Isildasin, canli tablonun pariltilari
Savunalim, dogayi taklit eden sanati.
Hava, dolar gullerin kokusuyla
Ruzgar, tutar onlarin SIMSIKI agizlarini
Ve gunes gorunur, aydinlatmaktan cok dunyayi
Birkac ask için cikar dalga dalga…
Soyleyecektim ona basinin ustundeki,
Solen basligiý gibi duran isik huzmesini
Cekip gittigi boylesi guzel bir gunde
Peneus’un kizi¹, Defne, bu bir darbe!
Elbirligiyle hazirlanir tatli her sey, gizli gizli,
Artik neselendirin kendinizi,
Kirisikliklar; diger yaslarinizda da aitti size,
Hayatin derin ozenlerinden gelen bize
Yesilimsi bir karanlik ama hava sicak,
Golge saglayacak bize, gurultuden uzak,
Menekseler uzerinde yapacaklarimiza,
Aldiris etmez amber ve buhurdanlik…
https://static.fnac-static.com/multi...8/Chansons.jpg
Sus, debout, la merveille des belles !
Allons voir sur les herbes nouvelles
Luire un émail dont la vive peinture
Défend à l'art d'imiter la nature.
L'air est plein d'une haleine de roses,
Tous les vents tiennent leurs bouches closes ;
Et le soleil semble sortir de l'onde
Pour quelque amour plus que pour luire au monde.
On dirait, à lui voir sur la tête
Ses rayons comme un chapeau de fête,
Qu'il s'en va suivre en si belle journée
Encore un coup la fille de Pénée.
Toute chose aux délices conspire,
Mettez-vous en votre humeur de rire ;
Les soins profonds d'où les rides nous viennent
À d'autres ans qu'aux vôtres appartiennent.
Il fait chaud, mais un feuillage sombre
Loin du bruit nous fournira quelque ombre,
Où nous ferons parmi les violettes,
Mépris de l'ambre et de ses cassolettes…
-
Fransa Kralicesi ve Avusturya Arsidusesi Marie Antoinette’nin olum yildonumu (16 Ekim 1793)
(Fransiz Devriminde vatan hainligi ile suclandi ve giyotinle idam edildi.)
“Kendi bahtsizliklarina ragmen, bizlere boylesine iyi davranan bu insanlari gordukce, onlarin mutlulugu icin kesinlikle daha SIKI calismamiz gerektigini dusunuyorum. Bu gercegi kral da gormektedir. Kendi adima konusmam gerekirse, tac giydigim gunu (yuz yil bile yasasam da) hayatboyu unutmayacagim."
https://upload.wikimedia.org/wikiped...er_Fransen.jpg
“It is quite certain that in seeing the people who treat us so well despite their own misfortune, we are more obliged than ever to work hard for their happiness. The king seems to understand this truth; as for myself, I know that in my whole life (even if I live for a hundred years) I shall never forget the day of the coronation.”
-
Irlandali oyun ve kisa oyku yazari, romanci ve sair Oscar Wilde’in dogum yildonumu (16 Ekim 1854)
"Onu seviyorum, onun da beni sevmesini saglamaliyim. Sen ki yasamin tum gizlerini bilirsin, soyle bana, nasil bir buyu yapayim da Sibyl Vane beni sevsin? Romeo'yu kiskandirmak istiyorum. Tarihin olmus asiklari bizim guluslerimizi duysunlar da huzunlensinler istiyorum. Bizim atesimizden bir soluk onlarin topragina can versin, kullerini uyandirip aci cektirsin istiyorum." Oscar Wilde, Dorian Gray'in Portresi
https://images-na.ssl-images-amazon....4,203,200_.jpg
"I love her, and I must make her love me. You, who know all the secrets of life, tell me how to charm Sibyl Vane to love me? I want to make Romeo jealous. I want the dead lovers of the world to hear our laughter, and grow sad. I want a breath of our passion to stir dust into consciousness, to wake their ashes into pain. "
"Hosca kal, sevgili Prens!"diye mirildandi, "Elini opmeme izin verir misin?" / Arrivederci, caro Principe!" mormorò; "posso baciarti la mano?" Oscar Wilde, Mutlu Prens / La rondine ed il principe felice
https://pbs.twimg.com/media/C50eXWnWMAEBllD.jpg
https://mypoeticside.com/wp-content/...3ee399271e.png
Kulak verin sozlerime iyice,
Herkes oldurebilir sevdigini
Kimi bir bakisiyla yapar bunu,
Kimi dalkavukca sozlerle,
Korkaklar opucuk ile oldurur,
Yurekliler kilic darbeleriyle!
Kimi gencken oldurur sevdigini
Kimileri yasli iken oldurur;
Sehvetli ellerle oldurur kimi
Kimi altindan ellerle oldurur;
Merhametli kisi býcak kullanir
Cunku bicakla olen cabuk sogur.
-
Ingiliz roman yazari ve sair Charlotte Brontë, Jane Eyre romanini 16 Ekim 1847 tarihinde Smith, Elder & Co. araciligiyla Londra’da yayimladi.
http://rarebookschool.org/2005/exhib...rlotte_big.jpg
http://www.azquotes.com/picture-quot...e-47-13-89.jpg
"Sanki sol kaburgamin altinda bir yerde bir ip varmis da bu ip, senin sol kaburgana simsiki bir kordugumle baglanmis. Oyle saniyorum ki aramiza daglar, denizler girerse bizi birbirimize baglayan bu ip kopacak. O zaman da icin icin kanlarim akacakmis gibi bir kuruntuya kapiliyorum."
https://pbs.twimg.com/media/C97TAH1W0AAQoq2.jpg
"Usuyorsun, cunku yalnizsin, icinde gomulu duran atesi hicbir insan yakinligi alevlendiremiyor. Hastasin, cunku duygularin en guzeli, insanogluna bahsedilen en tatli, en yuce duygu senden uzak duruyor. Aptalsin, cunku o kadar aci cekerken mutlulugu yanina cagirmaktan kaciyorsun, onun seni bekledigi yere dogru bir tek adim atmaya bile yanasmiyorsun."
-
-
Italyan romanci, oyku yazari, ressam, sair ve gazeteci, Tatar Colu kitabi ile taninan Dino Buzzati Traverso'nun dogum yildonumu (16 Ekim 1906)
"Insanlar, su nehri astiktan sonra on kilometre daha gidince varirsin, diyeceklerdir. Ama buna karsilik yol hic bitmeyecektir, gunler gitgide daha kisalacak, yol arkadaslari seyreklesecek, camlarda hareketsiz, donuk, kafalarini sallayan suratlar gorunecektir."
http://www.mondadoristore.it/img/Il-...t=Dino+Buzzati
"Dietro quel fiume - dirà la gente -ancora dieci chilometri e sarai arrivato. Invece non è mai finita, le giornate si fanno sempre più brevi, i compagni di viaggi più radi, alle finestre stanno apatiche figure pallide che scuotono il capo.”
"O zaman degin, cocukken insana sonsuz gibi gorunen bir yolda, yillarin yavas yavas ve hafifce gectigi, boylece hic kimsenin akip gittiklerinin ayirdina varmadigi bir yolda, hep ilk gencliginin kaygisizligiyla ilerlemisti. Insan bu yolda sakin sakin, cevresine merakla bakarak ilerlerdi, aceleye gercekten hic gerek yoktu, ne arkanizda sizi SIKISTIRAN ne de tabi, bekleyen birileri bulunurdu, arkadaslariniz da kaygisiz, oynamak icin SIK SIK durarak ilerlerdi. Evlerinin kapisindan buyukler size dostca selam verir ve suc ortakligi dolu guluslerle ufku gosterirlerdi; boylece yurek yigitce ve tatli arzularla carpmaya baslar ve insan kendisini az otede bekleyen harikulade umudunu tadar; gerci o seyler henuz uzaktadir ama bir gun onlara ulasilacagi kesin, tartismasiz bir bicimde kesindir.”
https://ilconsigliereletterario.file...-mondadori.jpg
"Fino allora egli era avanzato per la spensierata età della prima giovinezza, una strada che da bambini sembra infinita, dove gli anni scorrono lenti e con passo lieve, così che nessuno nota la loro partenza. Si cammina placidamente, guardandosi con curiosità attorno, non c'è proprio bisogno di affrettarsi, nessuno preme di dietro e nessuno ci aspetta, anche i compagni procedono senza pensieri, fermandosi spesso a scherzare. Dalle case, sulle porte, la gente grande saluta benigna, e fa cenno indicando l'orizzonte con sorrisi di intesa; così il cuore comincia a battere per eroici e teneri desideri, si assapora la vigilia delle cose meravigliose che si attendono più avanti; ancora non si vedono, no, ma è certo, assolutamente certo che un giorno ci arriveremo.”
-
Irlandali oyun yazari George Bernard Shaw’un Bir Kadin Yarattim (Pygmalion – Pigmalione) oyunu, ilk kez 16 Ekim 1913’de Viyana, Hofburg Theatre’da sahneledi.
https://images-na.ssl-images-amazon....4,203,200_.jpg
http://montrealtheatrehub.com/wp-con...n-1024x574.jpg
-
Fransiz dusunur Louis (Pierre) Althusser’in dogum yildonumu (16 Ekim 1918)
“O gunden beri sanirim sevginin ne oldugunu da ogrendim: atilganca kendi duygulari ustune ‘abartmali’ iddialara girmek degil, karsisindakine ozenle davranmak, onun arzularina ve ritmine saygi gostermek; hicbir sey istememek, verileni kabul etmeyi ogrenmek ve bununla yetinmek; her armagani yasamin bir surprizi olarak kabul etmek; ayni armagani ve ayni surprizi iddiasizca, hic zorlanmaya basvurmadan, karsidakine de yapabilmek. Ozetle, yalin ozgurluk! Cezanne neden Sainte-Victoire Daginin her aninin ayri resmini yapmisti? Her anin isigi ayrý bir armagandir da ondan.” Gelecek Uzun Surer
https://images-na.ssl-images-amazon....4,203,200_.jpg
“Depuis, je crois avoir appris ce qu'est aimer : être capable, non de prendre ces initiatives de surenchère sur soi et d'« exagération », mais d'être attentif à l'autre, respecter son désir et ses rythmes, ne rien demander mais apprendre à recevoir et recevoir chaque don comme une surprise de la vie, et être capable, sans aucune prétention, et du même don et de la même surprise pour l'autre, sans lui faire la moindre violence. En somme la simple liberté. Pourquoi donc Cézanne at-il peint la montagne Sainte-Victoire à chaque instant ? C'est que la lumière de chaque instant est un don.”