-
Amerikali yazar Kathleen Winsor’un dogum yildonumu (16 Ekim 1919)
“Amber St. Clare, henuz on altisinda hamileydi, bes parasizdiý ve Londra’nin tehlikeli sokaklarinda tek basinaydi. Ancak keskin zekasi, gozu karaligi ve dillere destan guzelligi sayesinde Restorasyon Donemi Ingilteresi’nde bir kadinin erisebilecegi en yuksek noktaya erisecek; fahiselerin, haydutlarin ve katillerin arasindan siyrilip saraya terfi eden bu genc kadin, hem Buyuk Veba’yi, hem Londra Yangini’ni yasayacakti. En yoksulundan en soylusuna sayisiz erkegin -ve kadinin- gonlunu fetheden Amber, daima tek bir adama bagliydi. En cok sevdigi ve asla elde edemeyecegi o adam, bir mucize kadar uzakti ona.”
https://images.gr-assets.com/books/1...2l/8239284.jpg
“Abandoned pregnant and penniless on the teeming streets of London, 16-year-old Amber St. Clare manages, by using her wits, beauty, and courage, to climb to the highest position a woman could achieve in Restoration England-that of favorite mistress of the Merry Monarch, Charles II. From whores and highwaymen to courtiers and noblemen, from events such as the Great Plague and the Fire of London to the intimate passions of ordinary-and extraordinary-men and women, Amber experiences it all. But throughout her trials and escapades, she remains, in her heart, true to the one man she really loves, the one man she can never have.”
-
-
-
Alman romanci, sair, oyun yazari, illustrator, grafik sanatcisi ve heykeltiras Gunter Grass’in dogum yildonumu (16 Ekim 1927)
http://www.literaturplakate.de/Bilde...0px-k/2042.jpg
Iste hikayemiz boyle dostlarim
Su parasiz yapilan alisveris
Iste borc kartimiz, cakiýverin imzayi
Yorgan daima kýsa gelirmis
Bu uc, cu uca ulasamazmis
Diyebilir misiniz amma da is
Aramak onu ufuklarin ardinda
Arada dusmus yapraklari tekmelemek
Ovmak bir ciplak ayagi
Butun yurekleri kiraya vermek
Ya da bir aynali odada
Bir otomobilde
Kaporta aya dogru dikilmis
Masumluk, duruversin istedigi yerde
Nerede baslatirsa baslatsin cumbusunu
Sesler tiz perdeden kadincil ve sonsuz
Bir baskalik belirir her seferinde
Giselerin onunde, henuz acilmamis
Kenetlenmis eller durmadan citirdar
Kuyrukta sungusu dusmus bir adam
Bir zayif yasli bayan
Ve sinemadaki film
Bir buyuk aski ilan eder neonlu isiklar
Carsaf gibi reklamlarda
Senaristin de garantisi var.
“Bir resim albumundeki anlati zenginligi, bu dunya yuzunde baska nerede vardir? Hamarat bir amator fotografci kimligiyle bizi her pazar yukardan asagi, yani boylarimizi alabildigine kisaltip, isik durumunu biraz iyi, biraz kotu ayarlayarak resimlerimizi ceken ve kendi albumune yapistiran Aziz Tanri, dilerim elimden tutsun." Teneke Trampet
https://images-na.ssl-images-amazon....1TmjE95SIL.jpg
“Cosa mai a questo mondo, quale romanzo avrebbe l’epica vastità di un album fotografico? L’unica possibilità di flirtare con la nostra tristezza ci si offriva per il tramite delle foto, poiché su quelle istantanee realizzate in serie trovavamo noi stessi, se non palpabili, almeno, cosa più importante, passivi e neutralizzati.”
-
Romanya dogumlu Israilli sair Dan Pagis’in dogum yildonumu (16 Ekim 1930)
Yok yok: kesinlikle
insandilar: uniformalar, cizmeler.
Nasil aciklasam? Imgede
Yaratilmislardi.
Ben bir golgeydim.
Farkli bir yaratici isiydim.
Oyle ki, merhametinden, bende olecek bir parça bile birakmadi.
Boylece O’na dogru kostum, hafif mi hafif bir gul, mavi
Affederek – Hatta ozur dileyen bile oldum-
Her seye kadir olan dumana uflendim
imgesiz ve benzersiz.
https://pictures.abebooks.com/isbn/9780856350252-us.jpg
No no: they definitely were
human beings: uniforms, boots.
How to explain? They were created
in the image.
I was a shade.
A different creator made me.
And he in his mercy left nothing of me that would die.
And I fled to him, rose weightless, blue,
forgiving – I would even say: apologizing –
smoke to omnipotent smoke
without image or likeness.
-
Irlandali yazar C.S. Lewis, Aslan, Cadi ve Dolap (The Lion, the Witch, and the Wardrobe - Il leone, la strega e l'armadio) kitabinin 1. baskisini 16 Ekim 1950 tarihinde Geoffrey Bles araciligiyla Londra’da yayimlandi.
“Belki bu sizin de ruyalarinizda olmustur. Birisi anlamadiginiz bir sey soyler, fakat ruyanizda sanki cok buyuk bir anlami varmis gibi gelir size: Ya butun ruyayi kabusa donusturecek korkunc bir anlami vardir ya da hos bir anlami; sozlerle anlatilamayacak kadar hos bir anlami vardir ve ruyayi oylesine harika yapar ki, tum yasaminiz boyunca hatirlar ve surekli ayni ruyayi gormek istersiniz.”
https://images-na.ssl-images-amazon....4,203,200_.jpg
“Perhaps it has sometimes happened to you in a dream that someone says something which you don't understand but in the dream it feels as if it had some enormous meaning--either a terrifying one which turns the whole dream into a nightmare or else a lovely meaning too lovely to put into words, which makes the dream so beautiful that you remember it all your life and are always wishing you could get into that dream again.”
-
Amerikali yazar Lorenzo Carcaterra’nin dogum gunu (16 Ekim 1954)
“Hicbirimizin kitabi yoktu. Ailelerimizin de oyle. Kitaplar, Cehennem Mutfagi'nda pek az kisinin karsilayabilecegi ya da karsilamak isteyecegi bir lukstu. Erkeklerin cogu ancak gazetelerin at yarisi ekini anlayabilecek kadar okur yazardi. Kadinlar sadece dua kitaplari ve magazin dergileri okurdu. Insanlar, okumanin bir zaman kaybi olduguna inaniyordu, seni okurken gorduklerinde, yapacak baska bir isin olmadigini dusunurler, tembel damgasini yapistiriverirlerdi. Neyse ki arkadaslarimla gidebilecegim bir kutuphane vardi.” Suskunlar
https://cdn2.penguin.com.au/covers/o...1407059396.jpg
“None of us owned any boks and neither did any of our parents They were a luxury few in Hell's Kitchen could afford—or would want. The bulk of the men were literate only to the extent that they could follow the racing sheet of a newspaper; the women limited their reading to prayer books and scandal sheets. People thought reading to be a waste of time. If they saw you reading, they figured you had nothing better to do and wrote off as lazy.”
“Dordumuz birbirimizde baska hic kimsede bulamadigimiz teselli ve guveni bulmustuk. Birbirimize olumune guvenir, aramizda ihanet olmayacagini bilirdik. Baska hicbir seyimiz yoktu. Paramiz, bisikletlerimiz, yaz kamplarimiz ya da tatillerimiz. Birbirimizden baska hicbir seyimiz yoktu. Ve bizim icin onemli olan tek sey buydu.”
https://images-na.ssl-images-amazon....4,203,200_.jpg
“Together, the four of us found in each other the solace and security we could not find anywhere else. We trusted each other and knew there would never be an act of betrayal among us. We had nothing else – no money, no bikes, no summer camps, no vacations. Nothing, except one another.To us, that was all that mattered.”
-
Esaretin Bedeli’nin (The Shawshank Redemption - Le ali della libertà ) Andy Dufresne’i Amerikali aktor Tim (Timothy Francis) Robbins’in dogum gunu (16 Ekim 1958)
https://media.giphy.com/media/MxseFhLGXxWyQ/giphy.gif
https://media.giphy.com/media/PTSLKE77DveXC/giphy.gif
https://i.kinja-img.com/gawker-media...fbtecztefy.gif